Biyoloji ile ilgilenen insanlar, özellikle de dünya üzerindeki canlıların nasıl ortaya çıktığı sorusuna cevap arayanlar, 20. yüzyıl boyunca "evrim" kelimesini çok fazla duydular. Ama görünen o ki 21. yüzyıl ile birlikte bu kelimenin yerini yeni bir kelime aldı: "Yaratılış".
Darwin'den bu yana sürekli gelişen bilimin ortaya çıkardığı tablo, doğanın asla tesadüflerle ortaya çıkamayacağını, mutlaka üstün bir güç ve bilgi sahibi bir Yaratıcı tarafından yaratılmış ve düzenlenmiş olduğunu gösteriyordu. 20. ve 21. yüzyıl bilimi, Darwin'in tesadüfle açıklanabilir saydığı canlıların, gerçekte çok kompleks tasarımlara sahip olduklarını ortaya koydu. Bu tasarımların detayına inildikçe, evrimin savunduğu tesadüf açıklamasının saçmalığı ve akıl dışılığı daha açık hale geldi.
Görüldüğü gibi insanlığın tarihi ile ilgili evrimcilerin ortaya attıkları senaryolar hayali bir mantık yürütmeden öteye gitmeyen, hiçbir bilimsel bulgu ve kanıtla desteklenmeyen, aksine pek çok bulgu ile yalanlanan bir iddiadan başka bir şey değildir. Amaç sadece Allah'ın varlığını inkar etmek ve bunun için de eldeki her türlü bulguyu doğru yanlış, mantıklı mantıksız ayrımı yapmadan kullanmaktır. Bu yolla insanların bilinçaltına ulaşan bir telkinle, kendini hiç kimseye karşı sorumlu hissetmeyen, Allah'a karşı büyüklenen inkarcı toplumlar oluşturmaktır. Ancak bu yöntemlerin amacına ulaşması mümkün değildir. Çünkü yaratılış gerçeği her geçen gün çok daha fazla insana ulaşmakta ve bu gerçek, tüm canlıları Allah'ın yoktan yarattığını, insanın da Allah tarafından en güzel surette var edildiğini ve tekrar Allah'a dönerek dünyadaki yaşamından hesaba çekileceğini hatırlatmaktadır.
"evrim" kavramının hiçbir biçimde tam tanımını yapamamış, hiçbir mekanizmasını bilimsel olarak ortaya koyamamış evrimcilerin başvurdukları en klasik yöntem laf oyunlarıdır. Evrimci yazılar dikkatli olarak incelendiğinde görülür ki, hiçbir biyolojik olayın ve yapının evrim teorisine uygun bir açıklaması bilimsel bir metodla anlatılmaz. Bunun yerine içinde bir sürü 'evrim' sözcüğü geçen hikayeler anlatılır, kendinden emin gözükmeye çalışan bir üslupla da bu hikayeler desteklenir ve konu sözde, 'bilimsel olarak açıklanmış, kanıtlanmış' izlenimi verilir
hep yanılgı yanılgı
sizin savunduğınuz gerçekeler neler ?
Darwin'den bu yana sürekli gelişen bilimin ortaya çıkardığı tablo, doğanın asla tesadüflerle ortaya çıkamayacağını, mutlaka üstün bir güç ve bilgi sahibi bir Yaratıcı tarafından yaratılmış ve düzenlenmiş olduğunu gösteriyordu. 20. ve 21. yüzyıl bilimi, Darwin'in tesadüfle açıklanabilir saydığı canlıların, gerçekte çok kompleks tasarımlara sahip olduklarını ortaya koydu. Bu tasarımların detayına inildikçe, evrimin savunduğu tesadüf açıklamasının saçmalığı ve akıl dışılığı daha açık hale geldi.
Görüldüğü gibi insanlığın tarihi ile ilgili evrimcilerin ortaya attıkları senaryolar hayali bir mantık yürütmeden öteye gitmeyen, hiçbir bilimsel bulgu ve kanıtla desteklenmeyen, aksine pek çok bulgu ile yalanlanan bir iddiadan başka bir şey değildir. Amaç sadece Allah'ın varlığını inkar etmek ve bunun için de eldeki her türlü bulguyu doğru yanlış, mantıklı mantıksız ayrımı yapmadan kullanmaktır. Bu yolla insanların bilinçaltına ulaşan bir telkinle, kendini hiç kimseye karşı sorumlu hissetmeyen, Allah'a karşı büyüklenen inkarcı toplumlar oluşturmaktır. Ancak bu yöntemlerin amacına ulaşması mümkün değildir. Çünkü yaratılış gerçeği her geçen gün çok daha fazla insana ulaşmakta ve bu gerçek, tüm canlıları Allah'ın yoktan yarattığını, insanın da Allah tarafından en güzel surette var edildiğini ve tekrar Allah'a dönerek dünyadaki yaşamından hesaba çekileceğini hatırlatmaktadır.
"evrim" kavramının hiçbir biçimde tam tanımını yapamamış, hiçbir mekanizmasını bilimsel olarak ortaya koyamamış evrimcilerin başvurdukları en klasik yöntem laf oyunlarıdır. Evrimci yazılar dikkatli olarak incelendiğinde görülür ki, hiçbir biyolojik olayın ve yapının evrim teorisine uygun bir açıklaması bilimsel bir metodla anlatılmaz. Bunun yerine içinde bir sürü 'evrim' sözcüğü geçen hikayeler anlatılır, kendinden emin gözükmeye çalışan bir üslupla da bu hikayeler desteklenir ve konu sözde, 'bilimsel olarak açıklanmış, kanıtlanmış' izlenimi verilir
hep yanılgı yanılgı
sizin savunduğınuz gerçekeler neler ?
Son düzenleme: