Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yetiş Ya ! X

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
E

elif

Guest
sayin Oğuz rica ederim Kuranı kerimde El kehf suresinde Hz.Musa (as) Hızır (as) den ilim talebinde bulunur. Bunu okudunuz mu? Kuran ayet ayet değildir. Bir bütündür.
Yukarda kızıl çizdiğiniz zümre kimlerdir? Esbabı nuzul nedir? Biliyor musunuz?
Zira ayetlerin inme sebeleri vardır,onları bilmek şarttır.

el cevab?
oğuz bakar´isimli üyeden Alıntı
ZÜMER 3 :
Elmalılı Orijinal : İyi bil ki Allahındır ancak halîs din, onun berisinden bir takım veliylere tutunanlar da şöyle demektedirler : biz onlara ıbadet etmiyoruz, ancak bizi Allaha yakın yaklaştırsınlar diye, şübhe yok ki Allah onların aralarında ıhtilâf edip durdukları şeyde hukmünü verecek, her halde yalancı, nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Lütfen okuyun

Ebul Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkıştığınız zaman benden yardım isteyin) buyurur. Eşkıya talebeleri yakalar. Allahü teâlâya dua ederlerse de, kurtulamazlar. Bir talebe (Ya Ebel Hasan imdat) der. O talebeyi eşkıya göremez. Diğerlerinin nesi varsa alırlar. Seferden dönünce hocalarına, (Biz Allah’tan yardım istedik, kurtulamadık. Fakat şu arkadaş, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?) derler. O da (Allahü teâlâ günahkârların duasını kabul etmez. Bu talebe, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ bana duyurdu. Ben de, (Ya Rabbi imdat diyen talebemi kurtar) dile dua ettim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi) diye cevap verir. (T. Evliya)
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
HANİ ARACILAR ?

(BAKARA suresi 186. ayet)

Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.

Lütfen hepsini Okuyun,,, şimdiden teşekkürler...

Sual:
Fatiha suresinde Yalnız Senden yardım isteriz dendiği için, Peygamber kabrine veya bir yatıra gidip Onu vasıta ederek dua etmek şirk olmaz mı?
CEVAP
Duaların kabul olması için bazı şartlar vardır. Herkeste bu şartlar bulunmadığı için duaların kabul olmadığı görülüyor. Onun için, ulemanın ve evliyanın dua etmesi için onlara yalvarmak, onları vasıta kılmak gerekir. Evliyanın diri veya ölü olması arasında fark yoktur. Zira (Büyük bir âlim vefat edince, feyz vermesi kesilmez, hatta artar) buyuruldu. (İrşad-üt-talibin)

Allahü teâlâ, sevdiklerinin ruhlarına işittirir. Onların hatırı için istenileni yaratır. Diriler, Allahü teâlânın yaratmasına sebep olduğu gibi, ruhları da diri olduğu için, Allahü teâlânın yaratmasına sebep olur. Hazret-i Âdem, Muhammed aleyhisselamın hürmeti için dua etti, duası kabul oldu. Allahü teâlâ da, (Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile, her ne isteseydin kabul ederdim, O olmasaydı, seni yaratmazdım) buyurdu. (Hakim, Beyheki)

Ölü-diri her velinin ruhundan yardım istenir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çölde yalnız kalan kimse, bir şey kaybederse, "Ey Allah’ın kulları, bana yardım edin" desin! Çünkü Allahü teâlânın sizin göremediğiniz kulları vardır.) [Taberani

Dûa'nın günah işlememiş bir ağızla edilmesi lazımdır!
Ali Ramiteni hazretleri buyurdu ki:
(Günah işlememiş bir dil ile dua ediniz ki, kabul olsun!) Yani, Huda dostlarının huzurunda tevazu eyleyiniz, yalvarınız da, sizin için dua etsinler. İstigase, yani bir Veliye tevessül de, bu demektir.


Hangi aracıya cevap oldu sanırım...;)

Son bir not:

Bir dileği olan aşağıdaki duayı okumalıdır:

Kör bir zat gelip, (Ya Resulallah! Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın) dedi. Peygamber efendimiz de, (Kusursuz bir abdest al! Sonra, ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi, bu yüce Peygamberi bana şefaatçı eyle! Onun hürmetine duamı kabul et) duasını okumasını söyledi. O da, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı. [Tirmizi]
Bu duayı okuyanlar, maksatlarına kavuşmuşlardır.

Namaz kılmayanın, haram işleyenin ve kalbi gafil olanın duası kabul olmaz. Ehl-i sünnet itikadında olmayanın okuması fayda vermez. Hak teâlâ, herşeyi bir sebep ile yaratmaktadır. Bir şeye kavuşmak isteyen, o şeyin sebebine yapışmalıdır. Rabbimiz, insana sıhhat, şifa vermek için, dua etmeyi, sadaka vermeyi ve ilaç kullanmayı sebep yapmıştır.



 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
:mad:
Lütfen okuyun

Ebul Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkıştığınız zaman benden yardım isteyin) buyurur. Eşkıya talebeleri yakalar. Allahü teâlâya dua ederlerse de, kurtulamazlar. Bir talebe (Ya Ebel Hasan imdat) der. O talebeyi eşkıya göremez. Diğerlerinin nesi varsa alırlar. Seferden dönünce hocalarına, (Biz Allah’tan yardım istedik, kurtulamadık. Fakat şu arkadaş, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?) derler. O da (Allahü teâlâ günahkârların duasını kabul etmez. Bu talebe, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ bana duyurdu. Ben de, (Ya Rabbi imdat diyen talebemi kurtar) dile dua ettim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi) diye cevap verir. (T. Evliya)


:mad::mad::mad:
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Lütfen okuyun

Ebul Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkıştığınız zaman benden yardım isteyin) buyurur. Eşkıya talebeleri yakalar. Allahü teâlâya dua ederlerse de, kurtulamazlar. Bir talebe (Ya Ebel Hasan imdat) der. O talebeyi eşkıya göremez. Diğerlerinin nesi varsa alırlar. Seferden dönünce hocalarına, (Biz Allah’tan yardım istedik, kurtulamadık. Fakat şu arkadaş, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?) derler. O da (Allahü teâlâ günahkârların duasını kabul etmez. Bu talebe, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ bana duyurdu. Ben de, (Ya Rabbi imdat diyen talebemi kurtar) dile dua ettim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi) diye cevap verir. (T. Evliya)

Ebul hasan harkani hazretlerinin mantığından yola çıkarsak eğer tevebe eden tevbekarların duasının kabul edilme olasılığı ne kadar sizce.Tevbekar olan kimse günahkarki tevbe ediyor ve tevbemi kabul et ya Rabbi diyor.Ama Harkani hazretleri de diyor ki ALLAH günahkarların duasını kabul etmez.İnanılmaz bir kıssa vesselam.
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Ebul Hasan Harkani hazretlerinin evliya olduğundan bahs ediliyorsa, yukardaki rivayet yakışıksız kalmış...Hiç bir Allah' dostu, Allah'tan gayrısı tavsiye etmez...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Mahsuninin bir türküsü aklima geldi tam cikartamadim ama;

Medet ya Muhammed ya Ali
Yusuf kuyusunda Zindana düstüm
Himmetiniz yokmu Bektasi Veli
Ummana düstüm


Diye acaba dogrumu(yani Türkü)
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Özür dilerim ama sevgili sevidiğinin isteğini geri çevirmez.Elbette bir isteğimiz varsa Allah (c.c) 'dan isteyeceğiz ama burda bir incelik var.
Dua ederken Yarabbi sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) hatırı ve hürmetine beni muradıma kavuştur diye dua ederiz.Ya da ben öyle dua ediyorum
.
Şimdi Hz. Muhammed (s.a.v)'den birşey mi istedim.? -HAYIR
Allah (c.c) en sevgili kulu, resulû'nün ismi etdiğimiz dua da geçtiği için peygamber efendimizin hatırına duamızın kabul olma ihtimali var.
Şimdi Alimler evliyaler Allah (c.c) sevgili kulları .Onların hatırı ve hürmetine diye dua edersek Allah aşkına ben şimdi o evliyadan mı muradımı istemiş oluyorum..

Evliya Çelebi rüyasında şefaat ya resulullah diyeceğine seyahat ya resulullah demiş herkes bu kıstayı bilir.
Peygamber efendimiz Hadisi Şerifte mahşer günü ümmetine şefaat edeceğini bildiriyor.
Şimdi şeffaat Ya Resullallah demek ŞİRK midir? Peygamberimizden şefaat istedik ama -ELBETTE DEĞİL
Daha önceki mesajda ayrıntılı olarak yazmıştım.
 
E

elif

Guest
şudur unutulan, salih amel durup durken işlenmez, bir teşvik bir örnek, bir belletmen lazımdır,
yoksa herkes evliya olurdu Allah Dostları hidayete ilme amele vesiledir. ''Allah dostları şüphesiz onlar için korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir'' ayeti inince sahabeyi kiram (r.anhum) sorarlar Allah Resulune (sav) Allah dostları kimlerdir '' Onlar görününce Allahı hatırlatanlardır''.
Onlarla beraber olmak büyük nasibtir. Çünkü ''kişinin kim olduğunu bilmek isterseniz dostlarına bakın'' diyor Hz.Ali.
herşeyden önce edilleyi şerriyeye riayet şarttır : Kuran Sünnet İcma Kıyas
bunun dışına çıkanlar İslamın dışına çıkmıştır. Allah dostu olmak nerede.
Yunus Emrenin dediği gibi :

Severim ben seni candan içeru
Yolum vardır bu erkandan içeru

Beni bende demem bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeru


O bir dilber dürür yoktur nişanı
Nişan olur mu nişandan içeru

Beni sorma bana bende değilim
Suretim boş yürür dondan içeru

Beni benden alana ermez elim
Kim kadem basa sultandan içeru

Tecelliden nasip erdi kimine
Kiminin maksudu bundan içeru

Kime didar gününden şule değse
Onun şulesi var günden içeru

Senin aşkın beni benden alıptır
Ne şirin dert bu dermandan içeru

Şeriat tarikat yoldur varana
Hakikat meyvası andan içeru

Dini terk edenin küfürdür işi
Ol ne küfürdür imandan içeru

Unuttum din diyanet kaldı benden
Bu ne mezhep dürür dinden içeru

Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman Süleyman'dan içeru

Geçer iken Yunus şeş oldu dosta
Kim kaldı kapıda andan içeru

Şeriat tarikat yoldur varana
hakikat marifet andan içeru
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
İnsanımızın düştüğü hatalardan en büyüğü nedir biliyormusunuz arkadaşlar? Kendinde olanın kesin doğruluğuna inanmasıdır.Düşündümde aklıma şu soru takıldı sakın bu yetmiş üç fırkanın yetmiş ikisinin düştüğü hatada bu olmasın.Zira onlarda ellerinde ki yani kendilerindekinin doğruluğu ile sevinmiyorlarmıydı? Değerli arkadaşlarım kıymetli kardeşlerim sizdeki doğru olabilir benim buna bi itirazım yok.Tek itirazım doğru bildiklerimizi sunmada düştüğümüz hatadır.Düşünün sen bendeki doğrudur diyorsun bende hayır senin bilgin değil benim ki doğru sende benim gibi inanmazsan hüsrana düşenlerden,dalalete düşenlerden,sapıklardan olursun gibi bir dayatma içerisine giriyoruz.Bu asla doğruyu sunum tarzı olmamalıdır.İnsanda fıtraten doğru bildiğini reddetmenin zorluğu gibi bir zaaf vardır.Mekke müşriklerini düşünün kendi hallerinde iken rahatlıkla peygamberimizin hak ve son peygamber olduğunu kendi nefislerinde ikrar ediyorken toplum içinde bundan imtina ediyorlardı.Bütün kardeşlerimden hiç birini ayırmadan şu ricada bulunacağım efendimizin tebliğde takib ettiği metodu okusunlar.Bu metodu tebyinde(Açıklama ve uyarma) da kullansınlar.Herkes doğrularını kimseyle cedelleşmeden ortaya koyarsa inanın insanlar sûkunet içerisinde kıyaslama şansı bulacaktır.Paylaşımlar daha renkli kardeşliğimiz daha kavi olacaktır.Unutmayın tekfir bir hastalıktır ve bu hastalığa yakalananlar iflah olmaz.Hepiniz ALLAH c.c a emanet olun.Dua ile
 

Elifnisa

New member
Katılım
29 Eki 2007
Mesajlar
483
Tepkime puanı
241
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
ben bir kuldan medet istemeyi doğru bulmuyorum... kul, başka bir kula nasıl medet olabilir? türbe ziyaretlerinde evliyalardan medet umanlar vardır birde.. ölmüş zaatlar nasıl olurda insanların dilediklerini yerine getirebilir. okunmuş şekeler, sular yerler o ziyaretlerde... bu bana hristiyan inancını hatırlatıyor. biz küçükken bizi zorunlu olarak her sene başında kiliseye götürürlerdi rahip dualar eder sonrada okunmuş ekmeği ve suyu herkeze tek tek içirirdi... onları yersek senemiz güzel geçecek sınavlarımızdan iyi notllar alacaktık:confused: yada kiliselere giden ve oradaki azizlerine dualar eden ve onlardan medet uman hristiyanları hatırlatıyor. bana göre bir kuldan medet ummak onun dualarımızı kabul etmesini istemek hristiyanların dinimize sokuşturmak istediği hurafelerden başka bir şey değil..
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Lütfen okuyun

Ebul Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkıştığınız zaman benden yardım isteyin) buyurur. Eşkıya talebeleri yakalar. Allahü teâlâya dua ederlerse de, kurtulamazlar. Bir talebe (Ya Ebel Hasan imdat) der. O talebeyi eşkıya göremez. Diğerlerinin nesi varsa alırlar. Seferden dönünce hocalarına, (Biz Allah’tan yardım istedik, kurtulamadık. Fakat şu arkadaş, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?) derler. O da (Allahü teâlâ günahkârların duasını kabul etmez. Bu talebe, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ bana duyurdu. Ben de, (Ya Rabbi imdat diyen talebemi kurtar) dile dua ettim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi) diye cevap verir. (T. Evliya)

Selam,

Bu kıssa vesilesi ile Ebu'l Hasan'ın günahsız olduğu ima edilmektedir. Bu sadece problemlerin bir tanesi, diğerlerine gerek yok.

Tevhid ile şirk arasında ince bir çizgi var. Kim kendisine "ben müşriğim" der ki zaten!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Anlayabilmek de, anlatabilmekde bir meziyettir. Eksik anlatımlardan doğan sonuçların müsebbibi olmaktan Allah'a (cc) sığınıyorum.
 
E

elif

Guest
İnsanımızın düştüğü hatalardan en büyüğü nedir biliyormusunuz arkadaşlar? Kendinde olanın kesin doğruluğuna inanmasıdır.Düşündümde aklıma şu soru takıldı sakın bu yetmiş üç fırkanın yetmiş ikisinin düştüğü hatada bu olmasın.Zira onlarda ellerinde ki yani kendilerindekinin doğruluğu ile sevinmiyorlarmıydı? Değerli arkadaşlarım kıymetli kardeşlerim sizdeki doğru olabilir benim buna bi itirazım yok.Tek itirazım doğru bildiklerimizi sunmada düştüğümüz hatadır.Düşünün sen bendeki doğrudur diyorsun bende hayır senin bilgin değil benim ki doğru sende benim gibi inanmazsan hüsrana düşenlerden,dalalete düşenlerden,sapıklardan olursun gibi bir dayatma içerisine giriyoruz.Bu asla doğruyu sunum tarzı olmamalıdır.İnsanda fıtraten doğru bildiğini reddetmenin zorluğu gibi bir zaaf vardır.Mekke müşriklerini düşünün kendi hallerinde iken rahatlıkla peygamberimizin hak ve son peygamber olduğunu kendi nefislerinde ikrar ediyorken toplum içinde bundan imtina ediyorlardı.Bütün kardeşlerimden hiç birini ayırmadan şu ricada bulunacağım efendimizin tebliğde takib ettiği metodu okusunlar.Bu metodu tebyinde(Açıklama ve uyarma) da kullansınlar.Herkes doğrularını kimseyle cedelleşmeden ortaya koyarsa inanın insanlar sûkunet içerisinde kıyaslama şansı bulacaktır.Paylaşımlar daha renkli kardeşliğimiz daha kavi olacaktır.Unutmayın tekfir bir hastalıktır ve bu hastalığa yakalananlar iflah olmaz.Hepiniz ALLAH c.c a emanet olun.Dua ile

aynısı sizin için de geçerlidir.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
aynısı sizin için de geçerlidir.


Hanımefendi eğer bi kardeşimize fikri dayatma içerisinde olduğum vehmine kapılsaydım yukarıdaki satırları yazmaktan ALLAH a sığınırdım.Zann da bulunmayın zira büyük bir kısmı günahtır.BİLMEYEN NE BİSİN BİZİ BİLENLERE SELAM OLSUNDua ile
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Selam,

Bu kıssa vesilesi ile Ebu'l Hasan'ın günahsız olduğu ima edilmektedir. Bu sadece problemlerin bir tanesi, diğerlerine gerek yok.

Tevhid ile şirk arasında ince bir çizgi var. Kim kendisine "ben müşriğim" der ki zaten!

Özür dilerim ama sevgili sevidiğinin isteğini geri çevirmez.Elbette bir isteğimiz varsa Allah (c.c) 'dan isteyeceğiz ama burda bir incelik var.
Dua ederken Yarabbi sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) hatırı ve hürmetine beni muradıma kavuştur diye dua ederiz.Ya da ben öyle dua ediyorum
.
Şimdi Hz. Muhammed (s.a.v)'den birşey mi istedim.? -HAYIR
Allah (c.c) en sevgili kulu, resulû'nün ismi etdiğimiz dua da geçtiği için peygamber efendimizin hatırına duamızın kabul olma ihtimali var.
Şimdi Alimler evliyaler Allah (c.c) sevgili kulları .Onların hatırı ve hürmetine diye dua edersek Allah aşkına ben şimdi o evliyadan mı muradımı istemiş oluyorum..

Evliya Çelebi rüyasında şefaat ya resulullah diyeceğine seyahat ya resulullah demiş herkes bu kıstayı bilir.
Peygamber efendimiz Hadisi Şerifte mahşer günü ümmetine şefaat edeceğini bildiriyor.
Şimdi şeffaat Ya Resullallah demek ŞİRK midir? Peygamberimizden şefaat istedik ama -ELBETTE DEĞİL
Daha önceki mesajda ayrıntılı olarak yazmıştım.


Bu mesajı okumadığınız aşikar. peygamberlerden başka bir insan günahsız olamaz!!!...Benim bunu dediğimi kastedenler direk kendi fikirlerini söylüyorlar.Lütfen mesaj yazarken başkalarına yapmadıkları şeylerin suçunu yüklemeyin. Eğer mesaja cevap vermek istiyorsanız mesajlarının bütününe cevap verin bir cümle bir paragraftan yola çıkarak yapmayalım bu işi.Ben imamı Azam-ı seviyorum, İmam-ı Azam da Allah'ın sevdiği bir KuLu. Allah (c.c) ve senin sevdiğin ortak birisi var onun hatırına ve hürmetine Allah (c.c) senin duanı kabul edebilir.

Biz buna vesile diyoruz başkaları şirk diyor.
Okuduğun dua Allah (c.c) sevdiği birinin adını anarsan Allah (c.c) hoşnutluğunu kazanırsın. Ya şirk bunun neresinde!!!

Ben Peygamber efendimizin hatırına dua mı kabul et yarabbi diyorum. bundan nasıl bir insandan bişey isteyipte Allah'tan istemediğimi çıkartırsınız...
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Unimeka astığın kıssayı bir kez daha oku istersen.
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Ölülerden Yardım Dileme Sapıklık ve Zavallılığı

Ölülerden Yardım Dileme Sapıklık ve Zavallılığı

Ölülerden Yardım Dileme Sapıklık ve Zavallılığı



Bid'at Ehli Sapıklar Ölüden Yardım Dileme Zavallılığına Düşürülmüştür:


İmam Birgivî şöyle der: "Şeriate en uzak olan bid'at, birçok insanın yaptığı gibi, ölüden murâdının husûlü için yardım istemektir. Bu hal, puta tapmak gibidir. ...Ölüden medet dilemek, şeklî bir benzeyiş değil; fiilî bir putperestlik, müşrikliktir. Ölüden yardım (dilemek avâmı) zavallılığa düşürmüştür. İnsanın büyüklüğüne inandığı ölünün kabrine tâzim ederek şirke düşmesi, ağaca, taşa taparak şirke düşmesinden kolaydır. Bu kolaylıktandır ki, çok insanlar mescitlerde duymadıkları huşû ve hudûu kabirlerde hissederler."

"...Allah ile kendi arasında bir vâsıta ve şefaatçiyi kabule kendisini mecbur bilen adam, ya zenneder ki, Allah, kulunun istediğini bilmiyor. Yahut kendi uzaklarda olduğundan işitmiyor da böyle bir vâsıtaya muhtaç oluyor... Bir hükümdarın, kabul etmek istemediği dileği vezir ve memurlarının tesiriyle kabul ettiği gibi dünya büyüklerinin idarelerinde vâsıtaya mecbur oldukları gibi. Böyle fâsid ve bâtıl zanlara kapılan adam bilmiyor ki, padişah bu vâsıta ve müşâvirlere muhtaçtır... Bazı câhiller "ziyâret" denilen türbelere giderek kıtlık, kuraklık, düşman istilâsı gibi felâketlerden korunmak, murâdına kavuşmak için ölüden medet umarlar. Aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz, peygamberlerin kabirlerini mescid yaptıklarından dolayı yahûdilere ve nasârâya lânet etmiştir. Bu türlü hareketler insanı İslâm'dan uzaklaştırır, putperestliğe doğru götürür. Rasûlullah'ın şiddetle men ettiği kötülükleri teşvik edenler, kendilerine uyan câhilleri uçuruma sürüklemektedirler. Türbelere, mezarlara mum yakmak, çaput bağlamak bu gibi yerlerden... bu türlü hareketlerle peygamberlere, velîlelere hürmet ve tâzimde bulunduklarını sananlar... putlara tapanların, bu putlara gösterdikleri hürmete benzer. Öncekiler de, başlangıçta sevdikleri saydıkları ölülerin kabirlerine tâzimde bulunmuşlardı. Bu türlü bâtıl âdetleri terketmeyi saygısızlık sanma... bid'atlerle meşgul kalpler sünnetlerden nefret ederler... kendi bildiğince devam edenlere dikkat ederseniz, müslümanların ihyâ etmeye çalıştıkları sünnetlerden yüz çevirdiklerini, hep bid'atlerle uğraştıklarını görürüz... Peygamberlere tâzim, sünnetlerine uymakla, velîlelere muhabbet, nasihatlerini dinlemekle olur... Kabirlerin üzerine türbeler binâ etmek, bunlara duâlar edip adak adamak gibi bâtıl inanç ve geleneklerin hemen hepsi putperest aşıların tezâhürleridir, müşrikleri taklit etmektir. Kabirde yatanın velî olması, şeyh olması, duâya ihtiyacı olmadığı mânâsına gelmez. Birtakım bid'at ve dalâlet ehli sapıklar, ölüye yardım için yapılan duâyı, ölüden yardım şekline çevirdiler. Ondan medet beklemek, şifâ talep etmek mânâsında bozdular. Birtakım bid'atçiler çıkarak emrolunanlardan sapmış, nehyedilenleri irtikâba başlamışlardır. Gâfil ve safdil müslümanlar maalesef bu sapıklığın yayılmasına âlet olmuşlardır."

"Bugünkü ilim ve irfandan nasipsiz bid'atçi gürûh, meşrû ibâdetten yüzçevirerek yeni yeni âdetler icadına âdeta kendilerini mecbur bilmektedirler. İbâdet şekilleri ve vakitleri şeriat tarafından tâyin ve tesbit edilmiştir. Bu ölçünün dışında ortaya atılan âdet ve hareketler görünüşte ibâdete benzerse de elbette hakikatte hiçbir fazilet ve sevabı yoktur. Mezarlara adak adamak, bu taklidin canlı misallerinden biridir. Kabir ziyâreti için yolculuk yapıp uzun mesafeler aşmanın sevap olduğunu sanmak da bâtıl ve fâsid bir itikaddır. Yolculuğa çıkmalarına "sevap var" zannı sebep oldu ise, bu inançla sefere çıkmak, icmâ-ı müslimîn ile haramdır."

"Kabirleri kireçlemek men edildiği halde, tantanalı kubbeler oturtmak. Ölünün şöhretini bildiren yazılar yazmak İslâm'a aykırı olduğu halde mübâlağalı kitâbeler yazıyorlar. Rasûlullah'ın izni olmadığı halde, kabrin kendi toprağından fazla olarak yığdıkları toprak üzerine kiremit, taş kireçle duvarlar yaparak sünnete muhâlefet ediyorlar. Mezar ziyâretini de bir nevi Kâbe ziyâretine benzetiyorlar. Bu türlü hareketler insanı İslâm'dan uzaklaştırır, putperestliğe doğru götürür. Rasûlullah'ın şiddetle men ettiği kötülükleri teşvik edenler, kendilerine uyan câhilleri uçuruma sürüklemişlerdir."

"Bid'atçilerin ihdas ettikleri yeni yeni âdetlerle sünnetin kifâyetsizliğini iddiâ ve bid'atin sünnetten hayırlı olduğunu ilân ediyorlar da ondan haberleri yok. Câhil kimseler bazı evliyâ ve meşâyihe ve onların türbelerine karşı duydukları hissiyatta o kadar ifrâta düşüyorlar ki, şirke ve putperestliğe saptıklarından hiç de haberleri olmuyor. Kendilerini bu türlü hurâfelerle avutuyorlar. Hiç şer'î delile dayanmayan bu bâtıl inanışları muvâzeneli insanlar taşımazlar doğrusu."

"Hurâfeye asla yer vermeyen Ömer'ul-Fâruk, altında Rasûlullah'a biat edilen ağacı, halkın bölük bölük ziyârete gittiklerini duyunca da kökünden kestirmişti. Çünkü bu ağaçta bir kudsiyetin varlığına inanarak ziyâret ediyorlardı." Ebû Bekir Hallâf diyor ki: "Kolunda, sıtmadan kurtarır itikadıyla bir şey bağlı olan adamı Ebû Huzeyfe görünce: 'Eğer bu bağ kolunda iken ölürsen, cenâze namazını kılmaktan vazgeçerim' dedi." Hz. Ömer, ağacı hemen kestirmekte tereddüt etmemiştir. Haceru'l-Esved'in karşısına dikilerek: 'bilirim, bir kara taştan başka bir şey değilsin' demişti. Ebû Bekir Tarsusî diyor ki: 'Bakınız ey Allah'ın rahmetine nâil olan mü'minler! İnsanların iyilik, kötülük, şifâ, medet umdukları taşları, ağaçları görürseniz kırınız."

"...Mum vesâire yakan müşriklerin tâzimi gibi tâzime sebep olmak da; mescid yapan da putperestlerin âdetlerini taklide yol açmaktadır. Ümmetler her ne zaman peygamberlerinin sünnetlerine bağlılıklarında lâübâliğe başlamışlarsa o zaman imanları zayıflamış, terkettikleri birçok sünnetlere ve yüksek düsturlara mukabil, şirk ve bid'atleri doğuran hurâfelere saplanmışlardır. Eğer Rasûl aleyhisselâm'ın tebliğ ettiği İslâm dinini hayatlarında tam mânâsıyla tatbik ederek, bize örnek olarak yaşayan ashâb-ı kirâm olmasaydı, bu tahrifçiler, İslâm dinini de evvelki dinlerin âkıbetlerine uğratacaklar; kendî te'vil ve tefsirleri ile halkı aldatacaklardı... Bâtıl fikirlerini, Rasûlullah'ın sözüne dayamak istediklerinden, hadisleri gâye ve maksadından uzak te'villerle tahrife çalışıyorlar.

İmam Birgivî, Çeviren Ahmed Şahin, Kriter, Haziran 84; İktibas, c. 6, s. 111, s. 31;
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bediüzzaman Said Nurside cevizleri kayboldugunda AbdulKadir Geylanı HZ.lerinden medet umar 3 ihlas bir fatiha okur yetiş ya Şeyh dermiş...Ve bunu çok denedim sizde deneyin o büyük zat bizzat imdada yetişiyor.



Cok enteresan dogrusu?Alemlerin Rabbi olan Sahibimiz ve Efendimiz Allaha SIGINDIM,,,,,
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt