Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Habibullah : Hz Muhammed Mustafa ( S.A.V)

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Yani siz zu-i zanda bulundunuz şimdi, ben orada Hz. Ali ve Hz. Ebubekir'in gösterdiği çok güzel bir davranışa dikkat çekmek istedim, Peygamberim ( s.a.v.)'in niçin soyduğunu bilemem, belki bir başkası için soyuyordu.

Gümüşhanevi Cami'ül Mütün 'da şöyle der ;
Peygamberler hakkında vacip olan şeyler : Sıdk, emanet, fetanet, ismet, nezahat, tebliğ, hıfz 'dır
Bunların zıddı olan şeyler ise muhaldır

Peygamberler hakkında aciz olan şeyler ise : Hastalık , yemek , içmek, bunların içap ettirdiği haller, nikah, alış veriş, meşru ticaret, binmek, yolculuk yapmak ve savaşmak gibi onların mertebelerine noksanlık getirmeyen beşeri hallerdir.
Onlara musibet, değişme, acı . hastalık , soğuk,sıcak , açlık , susuzluk isabet edebilir, öfke sıkıntı, yorgunluk, zayıflık ve ihtiyarlamak gibi hallere de maruz kabalirler.Onlara zehir ve sihir de tesir edebilir.


Gecelim Rusencigim benim delilim Kurandir digerlerine itbar etmem o nedenle su onu dedi bu bunu dediyle hic bir yere varilmaz.Elimizdeki delil Muteber olacak yani hem korunmus hemde desteklenmis olacak Gerisi bunun dedigini digeri zaten red ediyor yani kul yapisi o nedenle Sen bos ver ilk verdigim cevaplari rica ederim tekrar oku.Rahmana emanet ol.
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Iste aramizdaki fark?Ben Allaha cagiran Muhammedi Yine Allahin kitabinda buluyorum(ona hic iftira kondurmadan)sen ise Kitabin disindaki lerle bulmaya calisiyorsun.Yazdiklarinda iftira var sen görmek istemiyorsun.Tabiki yine onu tenzih ediyorum.


Aramızdaki fark aslında şu ...
Birimiz Allah'ın Rasülüne sadece Muhammed der.
Birimiz de Muhammed ( Sallallahu aleyhi vesellim ) der...
Fark gayet açık ve nettir.
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Gecelim Rusencigim benim delilim Kurandir digerlerine itbar etmem o nedenle su onu dedi bu bunu dediyle hic bir yere varilmaz.Elimizdeki delil Muteber olacak yani hem korunmus hemde desteklenmis olacak Gerisi bunun dedigini digeri zaten red ediyor yani kul yapisi o nedenle Sen bos ver ilk verdigim cevaplari rica ederim tekrar oku.Rahmana emanet ol.

Sen de Allah'a emanet ol Metin Abi...
Bizim görevimiz açıklama yapmak,gerisi bizim görevimiz değil.
Hayırlı geceler.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Aramızdaki fark aslında şu ...
Birimiz Allah'ın Rasülüne sadece Muhammed der.
Birimiz de Muhammed ( Sallallahu aleyhi vesellim ) der...
Fark gayet açık ve nettir.



Eger bu kadar basit görecegini bilseydim inankine seninle böyle bir yazismaya girmezdim.Eger bir tek Ayet göstersen inankine dediklerini kabul ederdim.Ama ne yazikki sadece Kuran disi hikaye(benim söylemim)olan seylerle savundun,simdide bu kadar basitmis diyerek her seyi sildin.Aradaki fark senin dedigin gibi degil Delil saglamligi farkidir.Birisi korunmus birisi filanca,filanca oda filancadanla baslayan deliller.Rabbe emanet ol.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sen de Allah'a emanet ol Metin Abi...
Bizim görevimiz açıklama yapmak,gerisi bizim görevimiz değil.
Hayırlı geceler.


Dogru,Kitabi acikladigin sürece zaten yanlislikla itham edilmez insan,yoksa her kelime SIRKe götürür insani.Cok vahimdir o zaman akibet.Bizim görevimiz Tebyindir gerisi hikaye Rabbe emanet ol.
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Eger bu kadar basit görecegini bilseydim inankine seninle böyle bir yazismaya girmezdim.Eger bir tek Ayet göstersen inankine dediklerini kabul ederdim.Ama ne yazikki sadece Kuran disi hikaye(benim söylemim)olan seylerle savundun,simdide bu kadar basitmis diyerek her seyi sildin.Aradaki fark senin dedigin gibi degil Delil saglamligi farkidir.Birisi korunmus birisi filanca,filanca oda filancadanla baslayan deliller.Rabbe emanet ol.

Haklıyım demektense , haklısın demek daha çok hoşuma gitmiştir,burada hakikatın peşindeyiz, yazdıklarımıza gerekli ayet ve deliller getirdik.

Ben 2 şeyi savundum bu konuda
1) Hz. Muhammed ( s.a.v.), Allah'ın habibidir,
2)Hz. Muhammed ( s.a.v.) , en şerefli insandır, gelmiş, geçmiş ve kıyamete kadar geçecek zaman diliminde O'nun gittiği noktaya hiçkimse gidemeyecek, O'nun ulaştığı nokta, varılacak en son zirvedir..

Bunlar bir övünme değildir, O Ademoğlu'nun efendisidir, dedik tıpkı Ebu Hureyra ( r.a. ) gibi

Siz de bunu kabul etmediniz, ben size bu düşüncelerinizten ötürü saygılıyım, zira bunun doğru olduğunu kabul ediyorsunuz, daha öncede belirttiği gibi burası şer'i bir mahkeme değildir, sizin vicdanınızda olan şeyi ben bilemem, sizi küfürle asla suçlamıyorum,yazdığım hususlarda kişilere indirgemeyip genel konuşmaya riayet ettim, inşallah hak geçmemiştir, işaret ettiğim 2 noktada özellikle Kitabullah'tan ayetler göstermeye dikkat ettim, bunu hadislerle ve alimlerin görüşleriyle desteklemeye çalıştım....
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Hristiyanların Meryem oğlu isa’yı aşırı yücelttikleri gibi siz de beni aşırı yüceltmeyin. Ben, sadece ve sadece bir kulum. O halde Allah’ın kulu ve elçisi deyin…(Buhari)

Bir adam peygambere dedi ki. Ey Muhammed, ey efendimiz, ey efendimizin oğlu, en hayırlımızın oğlu…Rasululah hemen müdahale etti:

Ey İnsanlar! Sözlerinize dikkat edin ki şeytan sizi hükmü altına almasın! Ben, abdullahın oğlu muhammedim. Allah’ın kulu ve elçisiyim! Vallahi beni, Allah’ın beni yerleştirdiği konumundan daha fazla yüceltmeye kalmanız hoşuma gitmez….(İbn Hanbel)

Bir gün kendisine ya hayral beriye (ey yeryüzünün en hayırlısı) diye çağıran kimseye o dediğin ibrahimdir buyurdu…(E.Davut)

Beni musa’dan üstün tutmayın…(Buhari)

Kimseye ben yunus’tan daha hayırlıyım demek yaraşmaz…(Buhari)

İmam Kurtubi Bakara 253 ayetinin “HZ.PEYGAMBER DİĞER PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜNDÜR” demeye dahi cevaz vermediğini söyler…

Hatırlatma olarak tekrar edelim dedik...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Haklıyım demektense , haklısın demek daha çok hoşuma gitmiştir,burada hakikatın peşindeyiz, yazdıklarımıza gerekli ayet ve deliller getirdik.

Ben 2 şeyi savundum bu konuda
1) Hz. Muhammed ( s.a.v.), Allah'ın habibidir,
2)Hz. Muhammed ( s.a.v.) , en şerefli insandır, gelmiş, geçmiş ve kıyamete kadar geçecek zaman diliminde O'nun gittiği noktaya hiçkimse gidemeyecek, O'nun ulaştığı nokta, varılacak en son zirvedir..

Bunlar bir övünme değildir, O Ademoğlu'nun efendisidir, dedik tıpkı Ebu Hureyra ( r.a. ) gibi

Siz de bunu kabul etmediniz, ben size bu düşüncelerinizten ötürü saygılıyım, zira bunun doğru olduğunu kabul ediyorsunuz, daha öncede belirttiği gibi burası şer'i bir mahkeme değildir, sizin vicdanınızda olan şeyi ben bilemem, sizi küfürle asla suçlamıyorum,yazdığım hususlarda kişilere indirgemeyip genel konuşmaya riayet ettim, inşallah hak geçmemiştir, işaret ettiğim 2 noktada özellikle Kitabullah'tan ayetler göstermeye dikkat ettim, bunu hadislerle ve alimlerin görüşleriyle desteklemeye çalıştım....



Serefli insandi bunu kabul etmeyen zaten mümin olamaz.Ama Habibim(sevgilim)iste bu noktada vermis oldugunuz hic bir ayetin konuya acik ifadesi olmadigi gibi dolaylida bir baglantisi yok..

Ha Ebu Hüreyra gibi dediniz dedimya Allah dememis Ebu hüreyra demis yani bana vermis oldugun delilin kaynagi Allah degil demekki?
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Tek bir ayet, bu konuda Ruşen_alp'in iddiasını doğrular ve ispatlar. Kur'an da direk yazmadı diye red etme mantığımızı yeniden sorgulamaya vesile olur diye yazmak istiyorum. Yoksa burada kimsenin kimseye üstün olduğunu deklare etmiyoruz. Bu ayeti hep beraber düşünelim inşaallah;

"Rum (lar) mağlup oldu arz'ın yakınında! Mamafih onlar bu mağlubiyetlerinin arkasından bir kaç sene içinde muhakkak galebe edecekler (gaalip gelecekler)..." Rum: 2-3

Ayet devam ediyor tabii. Şimdi; konuyu fazla dağıtmadan soralım kendimize. Ayette Rum'un nerede mağlup olduğu yazılı! Nerde ? arz'ın yakınında. İyi de; arzın yakını neresi ? Ne yani Kur' an eksik mi anlattı diyeceğiz şimdi (haşa). Öyle ya; ben, arz'ın yakınının neresi olduğunu bilmiyorum, haritada da öyle bir isimde yer bulamadım diyene ne diyeceğiz sadece Kur' an'a bağlı olarak. Oysa ayete bakarak, ben Rum'un mağlub olduğuna iman edeceğim. Ve orada gaybden verilen bir habere de iman edeceğim. Bir kaç sene içinde muhakkak galebe edeceğine yönelik gaybi bir haber var burada. Ama daha en başta Rum'un nerede mağlub olduğunu tesbit edemedimki. Arz'ın yakınını daha bilmiyorum. Neresi olduğu konusunda en ufak bir fikrim dahi yok. İşte bu noktada; Allah önüme Tarih kitabını çıkarıyor. Eski tarihlerde arz'ın yakınının neresi olduğunu bana bildiriyor tarih kitabı. Neresiymiş; İki yer var burası için yapılan açıklamada: 1 - Mekke topraklarının (arabistan'ın) en yakını bir yer Şam'da. 2 - Roma payitahtının en yakınında, Anadolu'da İstanbul civarında demek olur ki, anlam bakımından her ikisi de doğrudur. Ve sonrasında biliyoruz ki, Rumlar kısa bir süre sonra galip gelmişlerdir İran ile yaptığı savaşta. Şimdi; bu noktada ben Allah’ın (cc) ayetini anlama konusunda, yardım aldığım tarih kitabını, acaba bu mantıkla Kur'an'ın önüne mi geçirmiş oldum. Kur' an'ı bir kenara bırakarak tarih kitabı ile mi amel etmiş oldum..? Ayrıca, tarih kitabından aldığım yardım ile yine gayb ile ilgili ayetin anlamını da çözdüm. Bu anlamda, ben, Tarih kitabının Kur’an’a yardımcı olmasını önerebilirmiyim ? Ve biraz daha ileri gidersek, tarih kitabı; Kur’an’ı anlamada yegane kitap diyebilirmiyim. Ve biraz daha sınırları zorluyorum, hatta tarih kitabı o kadar muhteşemdir ki, Kur’an bu kitaba (haşa) yardımcı olmak için gönderilmiştir. Diyebilirmiyim ? Ne kadar saçma değil mi? Oysa olayı abartmanın hiç gereği yok! Tarih kitabı bir ayeti anlama konusunda bana yardımcı oldu. Hepsi bu! Kur’an mükemmelliği ile yine yanımda. Yine en büyük ve tek kaynak. Ama Allah’ın (cc) beni araştırmaya yönelik bir seçimi ile, ben Rum’un nerede maglup olduğunu bildim. Oysa Kur’an da açıkca Rum’un Şam civarında yenildiğini yazmıyordu. Ben ayet ve diğer ilimi birleştirerek bunu meydana çıkardım. Kur’an da Rum’un şam civarında mağlup olacağı yazılı diye yemin etsem, kim yalancı diyerek beni tersler. Hiç kimse. İddia eden ispatla yükümlüdür! İspat da, her halukarda müspet bilgi, zahiri şahit ve delil ile kaimdir. Ruşen_alp kardeşim de bu münazarada verdiği gerek ayet ve gerekse de şahsi yorumu ile iddiasını ispatlamıştır. Biz şahitliğini yaptık bu mantıkla. Ama, metin mete net ve somut yazılmasını bekliyor, zahiri olarak neden yazılmadı madem diye sorguluyor, bu da beni aşan konu. O’nu çünkü ancak Allah (cc) bilir ve bir imtihan konusu olarak değerlendirmişde olabilir. Allah’ul Alim, Allah’ul Alem.
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Serefli insandi bunu kabul etmeyen zaten mümin olamaz.Ama Habibim(sevgilim)iste bu noktada vermis oldugunuz hic bir ayetin konuya acik ifadesi olmadigi gibi dolaylida bir baglantisi yok..

Ha Ebu Hüreyra gibi dediniz dedimya Allah dememis Ebu hüreyra demis yani bana vermis oldugun delilin kaynagi Allah degil demekki?

Hz. Muhammed ( s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilmiştir,

Peki o zaman Hz. Muhammed Mustafa ( s.a.v.) size göre kimdir, bir de sizi dinleyelim, kimdir O, O'nu siz nasıl biliyorsunuz ?

Ben nasıl bildiğimi söyledim, amma ikna oldunuz, amma da olmadınız, bir de sizi dinleyelim, Fahr-i Kainat ( s.a.v. )'i siz nasıl biliyorsunuz ?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Tek bir ayet, bu konuda Ruşen_alp'in iddiasını doğrular ve ispatlar. Kur'an da direk yazmadı diye red etme mantığımızı yeniden sorgulamaya vesile olur diye yazmak istiyorum. Yoksa burada kimsenin kimseye üstün olduğunu deklare etmiyoruz. Bu ayeti hep beraber düşünelim inşaallah;

"Rum (lar) mağlup oldu arz'ın yakınında! Mamafih onlar bu mağlubiyetlerinin arkasından bir kaç sene içinde muhakkak galebe edecekler (gaalip gelecekler)..." Rum: 2-3

Ayet devam ediyor tabii. Şimdi; konuyu fazla dağıtmadan soralım kendimize. Ayette Rum'un nerede mağlup olduğu yazılı! Nerde ? arz'ın yakınında. İyi de; arzın yakını neresi ? Ne yani Kur' an eksik mi anlattı diyeceğiz şimdi (haşa). Öyle ya; ben, arz'ın yakınının neresi olduğunu bilmiyorum, haritada da öyle bir isimde yer bulamadım diyene ne diyeceğiz sadece Kur' an'a bağlı olarak. Oysa ayete bakarak, ben Rum'un mağlub olduğuna iman edeceğim. Ve orada gaybden verilen bir habere de iman edeceğim. Bir kaç sene içinde muhakkak galebe edeceğine yönelik gaybi bir haber var burada. Ama daha en başta Rum'un nerede mağlub olduğunu tesbit edemedimki. Arz'ın yakınını daha bilmiyorum. Neresi olduğu konusunda en ufak bir fikrim dahi yok. İşte bu noktada; Allah önüme Tarih kitabını çıkarıyor. Eski tarihlerde arz'ın yakınının neresi olduğunu bana bildiriyor tarih kitabı. Neresiymiş; İki yer var burası için yapılan açıklamada: 1 - Mekke topraklarının (arabistan'ın) en yakını bir yer Şam'da. 2 - Roma payitahtının en yakınında, Anadolu'da İstanbul civarında demek olur ki, anlam bakımından her ikisi de doğrudur. Ve sonrasında biliyoruz ki, Rumlar kısa bir süre sonra galip gelmişlerdir İran ile yaptığı savaşta. Şimdi; bu noktada ben Allah’ın (cc) ayetini anlama konusunda, yardım aldığım tarih kitabını, acaba bu mantıkla Kur'an'ın önüne mi geçirmiş oldum. Kur' an'ı bir kenara bırakarak tarih kitabı ile mi amel etmiş oldum..? Ayrıca, tarih kitabından aldığım yardım ile yine gayb ile ilgili ayetin anlamını da çözdüm. Bu anlamda, ben, Tarih kitabının Kur’an’a yardımcı olmasını önerebilirmiyim ? Ve biraz daha ileri gidersek, tarih kitabı; Kur’an’ı anlamada yegane kitap diyebilirmiyim. Ve biraz daha sınırları zorluyorum, hatta tarih kitabı o kadar muhteşemdir ki, Kur’an bu kitaba (haşa) yardımcı olmak için gönderilmiştir. Diyebilirmiyim ? Ne kadar saçma değil mi? Oysa olayı abartmanın hiç gereği yok! Tarih kitabı bir ayeti anlama konusunda bana yardımcı oldu. Hepsi bu! Kur’an mükemmelliği ile yine yanımda. Yine en büyük ve tek kaynak. Ama Allah’ın (cc) beni araştırmaya yönelik bir seçimi ile, ben Rum’un nerede maglup olduğunu bildim. Oysa Kur’an da açıkca Rum’un Şam civarında yenildiğini yazmıyordu. Ben ayet ve diğer ilimi birleştirerek bunu meydana çıkardım. Kur’an da Rum’un şam civarında mağlup olacağı yazılı diye yemin etsem, kim yalancı diyerek beni tersler. Hiç kimse. İddia eden ispatla yükümlüdür! İspat da, her halukarda müspet bilgi, zahiri şahit ve delil ile kaimdir. Ruşen_alp kardeşim de bu münazarada verdiği gerek ayet ve gerekse de şahsi yorumu ile iddiasını ispatlamıştır. Biz şahitliğini yaptık bu mantıkla. Ama, metin mete net ve somut yazılmasını bekliyor, zahiri olarak neden yazılmadı madem diye sorguluyor, bu da beni aşan konu. O’nu çünkü ancak Allah (cc) bilir ve bir imtihan konusu olarak değerlendirmişde olabilir. Allah’ul Alim, Allah’ul Alem.


Selamün Aleyküm,Radikal kardesim.Bir ben galip olmak veya kaybetmek gibi bir durum yaratacak yarismaya girmiyorum.Iki verdiginiz ayetin olayiyla Ebu Hüreyrenin olayi sizce aynimi?

Birisi Ehli küfür ile Ehli Kitabin olayi birisi Ebu Hüreyre ile Korunmus eksiksiz egriyle dogruyu ayirmis Alemlerin Rabbi olan Allahin kitabinin karsilastirilmasi.Simdi ben sana ne cevap yazayim?Yani simdi desemki Alemlerin Rabbi bu Sevgili isini zahiri degilde batinimi söyledi bunun icin Ebu Hüreyre bunu duyurdu siz burdan aldiniz ama Kitab zaten acik degil bizler göremeyiz nasilki Arzin yakinini bilemedigimiz gibimi desem?Yoksa bu ne bicim bir hesab desem?Nasil bir hüküm desem?Yok yok sadece is galibiyet/maglubiyetmi desem?Simdi sanki ben sorguluyorum gibi hasa Allahim sen sevgilini niye gizliyorsunmu desem?Öyle ya Ibrahime olan doslugunu acik Muhammede karsi olan sevgili isini neden Batini verdin?Yok yok bunlari nasil bir aciklik versem diye düsünüyorum.Buldum hemen dönelim Ebu Hüreyreye Ne demis Habibim iste Imanin sarti Ebu Hüreyre?Kanun neden cünki Allahin unuttugu/batini olarak söyledigini Bu asikar kildi...Acaba Bu apacik kitabin ayetleridir diyen Yanlismi söylüyor acaba?

Verilen misallerle uygulanan hüküm ayni degil diye düsünüyorum.EVET Galip olan Rusen kardesimdir gerci kendiside kabul etmedi ama ben onun galibiyetini ilan ediyorum,Ama bu sadece zahirde(Gercek galip Alemlerin Rabbi olan Allahin Kitabinin)cünki batinisini ben bilmiyorum onuda Ebu Hüreyreye sormak lazim...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Hz. Muhammed ( s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilmiştir,

Peki o zaman Hz. Muhammed Mustafa ( s.a.v.) size göre kimdir, bir de sizi dinleyelim, kimdir O, O'nu siz nasıl biliyorsunuz ?

Ben nasıl bildiğimi söyledim, amma ikna oldunuz, amma da olmadınız, bir de sizi dinleyelim, Fahr-i Kainat ( s.a.v. )'i siz nasıl biliyorsunuz ?



Selamün Aleyküm,öyle veya böyle ben size bunuda yazacagim gerci forumda birakacaklarini sanmiyorum ama gerekirse ö.m. den size bildirecegim biraz zamana ihtiyacim var Su an Hastaneye gitmem gerekiyor belkide aksam hazirlarim.Rahmana emanet ol.
 

kafkaskartali

New member
Katılım
10 Haz 2007
Mesajlar
106
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Konum
Almanya
Benim anlamadigim Allahu Tealaya sevgili isnad etmek yanlistir deniliyor.Niyeki Allahu Tealanin (c.c) dostu olurda sevgilisi olmazmi.
Sadece sevgili bizim anladigimiz sekilde degildir.Dosta öyle.
Eshedu ella ilahe illAllah ve eshedu enne Muhammedun Habibullah
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Hz. Muhammed ( s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilmiştir,

Peki o zaman Hz. Muhammed Mustafa ( s.a.v.) size göre kimdir, bir de sizi dinleyelim, kimdir O, O'nu siz nasıl biliyorsunuz ?

Ben nasıl bildiğimi söyledim, amma ikna oldunuz, amma da olmadınız, bir de sizi dinleyelim, Fahr-i Kainat ( s.a.v. )'i siz nasıl biliyorsunuz ?


Selamün Aleyküm,Yavas yavas sana yazayim,Resul Muhammed Kimdir;


46 AHKAF 31
'' Ey milletimiz! Allah'a çağıran Muhammed'e uyun ve O' na inanın da Allah'da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun''

sevgili peygamberimiz tarafından okunan Kur'an ı dinleyen cinler , hidayet buldukları/hidayete kavuştukları gibi , kendi kavimlerinede tebliğ etmeye , onları da imana davet etmeye başlıyorlar.dikkat edilirse bu hidayet safhalarında 3 nokta ön plana çıkıyor:

1- elçi sıfatı ve konumuyla kendisine değil,Allah'a çağıran bir Rasül var. bu Ayetlerde Rasül'ün misyonu bir kez daha tarif ediliyor.Ayetin arapçasında :'' eciybu daiyallahe '' Allah'a çağıran şeklinde geçmektedir. Rasül/ elçiye uymamızın sebebinin ,Allah'a çağırması olduğu apaçık bir şekilde bu Ayetlerde de gösterilmektedir.( tabi ki gözlerini kapatmamış olanlara)

2-rasül/elçinin okuduğu Kur'an ı katışıksız / yalın olarak dinleyip hidayete kavuşan, hatta kendi kavimlerine tebliğe başlayan bu cinler , hidayete kavuşurken Kur'an dan başka bir şey de dinlememişler. bu da dikkat çekici bir yön olarak karşımıza çıkıyor.

3-sevgili elçinin , kendisini dinlemeye gelmiş olan bu cin grubundan habersiz olduğunu anlıyoruz. Kendisi onlardan habersiz Kur'an okurken, okunan Kur'an ı dinlemek , cinlerin hidayete kavuşması için kafi gelmiş demek ki... yani Allah elçisi bırakınız onlara hadis söylemeyi, onlarla hiç konuşmamış bile. OKUMUŞ OLDUĞU KUR'AN ,HİDAYETE KAVUŞMALARI İÇİN YETERLİ GELMİŞ...

şimdi sizden ricam , tamamen objektif ve ön kabülsüz olarak aşağıya yazacağım bu Ayet leri yorumlamanızdır. Allah hepimizin ilmini arttırsın ve sırat-ı müstakimine dahil edecek ameller işlettirsin.

46 Ahkaf 29 -32 :
ey Muhammed, Kur'an ı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik.onlar Kur'an ı dinlemeğe hazır olunca birbirlerine : '' susun'' dediler.Kur'an ın okunması bitince, herbiri birer uyarıcı olarak milletlerine döndüler.
şöyle dediler: '' ey milletimiz! doğrusu biz, Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan, gerçeği ve doğru yolu gösteren bir kitap dinledik. ''
''ey milletimiz! Allah'a çağıran Muhammed'e uyun ve ona inanın da Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun.''
Allah'a çağıran Muhammed'e uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; O'ndan başka dostları da bulunmaz; işte onlar apaçık sapıklıktadır.


Devam edecek Insallahu Teala.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Evet simdi Resul Muhammed neyi ile cagirmis;


Peygamber, müminler için kendi nefislerinden daha evladır...
(Ahzap Suresi, 33)

Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.
(Enbiya Suresi, 73)

"Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur..." (Şura Suresi, 15)




De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim." (Yusuf Suresi, 108)




De ki: "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kuran vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım. (Enam Suresi, 19)




Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. Şüphesiz o alay edenlere (karşı) biz sana yeteriz. (Hicr Suresi, 94-95)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
De ki: "Gördünüz mü söyleyin; Allah, kıyamet gününe kadar geceyi sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa, Allah'ın dışında size aydınlık verecek ilah kimdir? Yine de dinlemeyecek misiniz?" De ki: "Gördünüz mü söyleyin, Allah kıyamet gününe kadar gündüzü sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa Allah'ın dışında size içinde dinleneceğiniz geceyi getirecek ilah kimdir? Yine de görmeyecek misiniz? (Kasas Suresi, 71-72)




De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir." (Ankebut Suresi, 20)




De ki: "O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah'tan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve: Sakın müşriklerden olma." (denildi.) De ki: "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım." (Enam Suresi, 14-15)




De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır." (Rad Suresi, 16)




De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin) Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" De ki: "Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi kimdir?" "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de sakınmayacak mısınız?" De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin) Herşeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor." "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Öyleyse nasıl oluyor da böyle büyüleniyorsunuz?" (Müminun Suresi, 84-89)




PEYGAMBERİMİZ İNSANLARA TEK DOĞRU YOLUN ALLAH'IN YOLU OLDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR




De ki: "Bize yararı ve zararı olmayan Allah'tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da: "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç şüphesiz Allah'ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk." (Enam Suresi, 71)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
PEYGAMBERİMİZ İNSANLARI ŞİRKTEN SAKINDIRMIŞTIR




De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim." (Yusuf Suresi, 108)




De ki: "Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum." De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim." De ki: "Muhakkak beni Allah'tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O'nun dışında asla bir sığınak da bulamam." (Cin Suresi, 20-22)




De ki: "Ben, dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet etmekle emrolundum." "Ve ben, Müslümanların ilki olmakla da emrolundum." De ki: "Ben, Rabbime isyan ettiğim takdirde, büyük bir günün azabından korkarım." De ki: "Ben dinimi yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet ederim." "Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir." (Zümer Suresi, 11-15)




Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? De ki: "Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz." (Neml Suresi, 64)

Allah ile beraber başka bir ilah mı? De ki: "Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz."
(Neml Suresi, 64)

De ki: "O'nun dışında (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler." (İsra Suresi, 56)




De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru sözlüler iseniz, bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa, bana getirin." (Ahkaf Suresi, 4)




De ki: "Allah'ın dışında (Tanrı diye) öne sürdüklerinizi çağırın. Onların göklerde ve yerde bir zerre ağırlığınca bile (hiçbir şeye) güçleri yetmez; onların bu ikisinde hiçbir ortaklığı olmadığı gibi, O'nun bunlardan hiçbir destekçi olanı da yoktur." (Sebe Suresi, 22)




De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar." (Fatır Suresi, 40)




Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler." (Zümer Suresi, 38)

De ki: "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah'tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah'ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar. (Ahzab Suresi, 17)




De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)" Hayır, yalnızca O'nu çağırırsınız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz. (Enam Suresi, 40-41)




De ki: "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz." De ki: "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız." (Enam Suresi, 63-64)





PEYGAMBERİMİZ GAYBIN BİLGİSİNİN SADECE ALLAH'A AİT OLDUĞUNU AÇIKLAMIŞTIR




De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz." (Kehf Suresi, 26)




De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar." (Neml Suresi, 65)




De ki: "Şüphesiz Rabbim hakkı (batılın yerine veya dilediği kimsenin kalbine) koyar. O, gaybleri bilendir. (Sebe Suresi, 48)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
PEYGAMBERİMİZ İNSANLARA, ALLAH'IN EN GİZLİ KONUŞMALARI DAHİ BİLDİĞİNİ HATIRLATMIŞTIR




De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç yetirendir." (Al-i İmran Suresi, 29)




De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir." (İsra Suresi, 96)




Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) yakın mı, uzak mı, bilemem. Şüphesiz O, sözün açıkta söylenenini de bilmekte, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir." (Enbiya Suresi, 109-110)




De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, herşeyi bilendir." (Hucurat Suresi, 16)




PEYGAMBERİMİZ İNSANLARA KURAN'IN ALLAH KATINDAN İNDİRİLDİĞİNİ AÇIKLAMIŞTIR




De ki: "Onu, göklerde ve yerde gizli olanı bilen (Allah) indirmiştir. Doğrusu O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir." (Furkan Suresi, 6)




De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kuran) Allah katından ise, sonra siz onu inkar etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?" (Fussilet Suresi, 52)




De ki: "Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kuran'ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler." (İsra Suresi, 88)




Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın." (Yunus Suresi, 38)

(Bu) Kitabın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah (katın)dandır. (Zümer Suresi, 1)

... Bu bir Kitap'tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim Suresi, 1)

PEYGAMBERİMİZ KURAN'IN MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE VE HİDAYET REHBERİ OLDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR




De ki: "İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kuran'ı) hak olarak Rabbinden Ruhu'l-Kudüs indirmiştir." (Nahl Suresi, 102)




De ki: "Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum; eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kuran) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakın olandır." (Sebe Suresi, 50)




PEYGAMBERİMİZ, HESAP GÜNÜ KİMSENİN BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEYECEĞİNİ BİLDİRMİŞTİR




De ki: "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah'tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir." (Enam Suresi, 164)

PEYGAMBERİMİZ, KAVMİNE KENDİLERİNDEN ÖNCEKİLERİN BAŞLARINA GELENLERİ ANLATARAK İBRET ALMALARINI ÖĞÜTLEMİŞTİR

De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün." (Neml Suresi, 69)




De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir görün." (Enam Suresi, 11)




İNSANLARA ÖLÜMÜ HATIRLATMIŞTIR

De ki: "Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçış size kesin olarak bir yarar sağlamaz; böyle olsa bile, pek az (bir zaman) dışında metalanıp-yararlandırılmazsınız." (Ahzap Suresi, 16)

De ki: "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz." (Sebe Suresi, 30)

KIYAMETİN SAATİNİN BİLGİSİNİN SADECE ALLAH'A AİT OLDUĞUNU AÇIKLAMIŞTIR




İnsanlar, sana kıyamet saatini sorarlar; de ki: "Onun bilgisi yalnızca Allah'ın katındadır." Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakın da olabilir. (Ahzap Suresi 63)




De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" (Cin Suresi, 25)




Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) yakın mı, uzak mı, bilemem." (Enbiya Suresi, 109)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
CEHENNEM'DE BAZI KİMSELERİN SONSUZA KADAR KALACAĞINI BİLDİRMİŞTİR

Dediler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir." De ki: "Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?" Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 80-82)




ALLAH'I EN GÜZEL İSİMLERİ İLE ANMAMIZI SÖYLEMİŞTİR




De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse. Ve de ki: "Övgü (hamd), çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah'adır." Ve O'nu tekbir edebildikçe tekbir et. (İsra Suresi, 110-111)




PEYGAMBERLER ARASINDA AYRIM YAPMAMAYI HATIRLATMIŞTIR




De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuşlarız." (Al-i İmran Suresi, 84)




Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız." (Bakara Suresi, 136)




PEYGAMBERİMİZ İNSANLARI GÜZEL AHLAKA ÇAĞIRMIŞTIR




De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz. Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiçbir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz." (Enam Suresi, 151-152)




De ki: "Rabbim yalnızca çirkin hayasızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan 'isyan ve saldırıyı' kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah'a şirk koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." (Araf Suresi, 33)





PEYGAMBERİMİZİN İNFAK KONUSUNDAKİ AÇIKLAMALARI




Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir." (Bakara Suresi, 215)




� Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "İhtiyaçtan artakalanı." Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz; (Bakara Suresi, 219)




De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Sebe Suresi, 39)




HZ. MUHAMMED CİNLERİN DE PEYGAMBERİYDİ




De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kuran dinledik. O (Kuran), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız." (Cin Suresi, 1-2)




"Elbette biz, o yol gösterici (Kuran'ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından. Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp-bulanlardır." (Cin Suresi- 13-14)




"Elbette, Rabbimizin şanı yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk. Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karşı 'bir sürü saçma şeyler' söylemişler. Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık." (Cin Suresi, 3-5)




Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi. (Cin Suresi, 19)
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
şimdi sizden ricam , tamamen objektif ve ön kabülsüz olarak aşağıya yazacağım bu Ayet leri yorumlamanızdır. Allah hepimizin ilmini arttırsın ve sırat-ı müstakimine dahil edecek ameller işlettirsin.

46 Ahkaf 29 -32 :
ey Muhammed, Kur'an ı dinleyecek cinlerden bir takımını sana yöneltmiştik.onlar Kur'an ı dinlemeğe hazır olunca birbirlerine : '' susun'' dediler.Kur'an ın okunması bitince, herbiri birer uyarıcı olarak milletlerine döndüler.
şöyle dediler: '' ey milletimiz! doğrusu biz, Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan, gerçeği ve doğru yolu gösteren bir kitap dinledik. ''
''ey milletimiz! Allah'a çağıran Muhammed'e uyun ve ona inanın da Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun.''
Allah'a çağıran Muhammed'e uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; O'ndan başka dostları da bulunmaz; işte onlar apaçık sapıklıktadır.


Devam edecek Insallahu Teala.

İnsanlar ve cinler Allah'a kulluk etmek için yaratılmıştır,fakat insan, en güzel şekilde yaratılmıştır ( Tin -4) , cinlerde bu özellik yoktur, cinlerde hesaptan geçecek, zaten Hz. Muhammed Mustafa ( s.a.v.)'in O'nun makamının yüceliğini göstermesi bakımından bu çok önemlidir, diğer peygamberler sadece kavimlerine gönderilirken ,O tüm insanlığa gönderilmiştir, örneğin Hud ( a.s.) , Ad kavmine, Şuayb ( a.s) Medyen halkına, Lut ( a.s.) lut kavmine gönderilmiştir, ayrıca O cinlerin de peygamberidir, yani O Allah'ın sınavdan geçirdiği herkesin peygamberidir, O'nun muhatabı , kendisine cüz'i irade verilen herkestir, işte cinlerin bir kısmı da - ki onlar her yerde bulunur - Peygamber Efendimiz ( s.a.v.) 'in sohbetine tanık olmuşlar ve O'nun peygamberliğini kabul etmişlerdir , zira kendileri daha önce semaya çıkıp bilgi hırsızlığı yapabilirlerken, vahiy sürecinde bu yol kapanmıştır, ( Bakınız - Cin Suresi ), Cinlerin uzun yıllar yaşadığı bilinmektedir, Onlar Hz. Musa ( a.s.) nin Rasul olduğuna şehadet etmişler ona inanmışlar, zira aynı şekilde cinlerde de insanlar gibi sınıflar var, müminler var, müslümanlar var, yani burada Hz. Peygamber Efendimiz ( s.a.v.)'in tebliğ görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini öğreniyoruz...
 
Üst Alt