@sayin bekir
benim dinim en son dinmidir aciklamasini ve teblig aciklamasini anlatacak 1 yazinin cevabi niteligindedir:
ilk önce diyalog nedir ve ne degildir ondan sonrada benim dinim son dindir kelamina gelecegiz insallah...
2-) Dinler arası Diyalog nedir?
Farklı dinlere mensub insanların inançlarını ve düşüncelerin birbirlerine zorla kabul ettirmeden eşitlik, hoşgörü, doğruluk, samimiyet, sevgi, saygı ve iyi niyet çerçevesinde, ortak olan veya olmayan bir meselede barış ve hürriyet atmosferinde, muhatabını öğrenmek, bilmek, tanımak, dinlemek ve anlamak maksadıyla karşılılı konuşabilmelerini, işbirliğine gidebilmelerini, birlikte yaşayabilmelerini, hatta uzlaşabilmelerini sağlayan bir karşılaşmadır
Değişik bir ifade ile, Dinlerarası Diyalog, dinleri temsil eden cemaatlerin, aralarındaki sorunları temsilcileri vasıtası ile karşılıklı görüşme sonucunda, çözüme kavuştarma eğilim ve gayretleridir.
Biz müminler açısından, Dinlerarası Diyalog muhterem M.Fethullah Gülen Hocaefendinin Papaya gönderdiği mektubta beyan ettiği üzere, “Yanlış tanıtılan, teröristlerin dini diye tanıtılan İslamın, doğru tanıtılmasına ve bu vesile ile İslam’ın temsil noktasında tebliğ edilmesidir.
3-) Dinlerarası Diyalog ne değildir?
Dinlerarası Diyaloğa karşı çıkan zümrelerin bazıları, bundan tam olarak neyin kastedildiğini bilmediklerinden, bilmedikleri bir konu hakkında yorum yapıyor ve “Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardınca gitme; çünkü kulak, göz, gönül; bunların herbiri ondan sorumludur.”isra suresi 36 Ayeti Kerimenin mesuliyetine muhatab oluyor!
Dinlerarası Diyalog
a) Dinlerin birleştirilmesi veya bir potada eritilip yeni bir “din “ üretme teşebbüsü değildir.
b) Bir taviz verme veya taviz koparma hareketi değildir.
c) Bir münazara veya polemik oluşturma ortamıda değildir.
d) Bir misyonerlik faaliyeti olmamakla beraber, bir mümin muhatabının hidayetini ümit etme teşebbüsü olabilir.
Diyalog faaliyetlerinde "Benim Dinim Hak Dindir denmiyecektir" ifadesi tebliğe engel değilmidir ?
SORU : Prof.Dr.Mehmet Aydının: “ Diyalog yaparken benim dinim hak dindir peygamberim son peygamberdir, sizin dininiz bozulmuştur ,demeyeceksiniz” ifadesi ile Tebliğ bir nevi engellenmiş olmuyormu ?
Diyalog , biz İslami tarafın , İslamı seviyeli ve doğru temsil ederek “ötekilere” lisan-ı hal ile göstermemiz demektir. Bu konuda detaylı açıklamaları yaptığımızdan oraya havale ediyorum.(ilk aciklanan diyalog nedir,ne degildir) Şimdi elbette Dini bir Diyaloğun içinde olanların , “öteki” leri Küfür ile veya ebedi cehennemlikle veya batıl yol ile itham etmek yerine , sadece kendi doğrusunu göstermeleri esas olmalıdır , nitekim Diyalog zemini bunu gerektirmektedir. [FONT=tahoma,arial,helvetica,sans-serif][FONT=times new roman,times]
[FONT=times new roman,times][FONT=times new roman,times][FONT=times new roman,times]Kur’anın Ehl-i Kitaba hitabındaki ifadesi ile “'Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik.
[FONT=times new roman,times]Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.' Ankebut 46 ortak
[/FONT][FONT=times new roman,times]paydalarını öne çıkararak Medeniyetler Barışına katkı sağlamak olmalıdır. Evet İslama en
[/FONT][FONT=times new roman,times]büyük Hizmet Barış ortamında gerçekleşir .[/FONT][FONT=times new roman,times]Bu zaviyeden , Diyalog doğrudan bir tebliğ yönteminden ziyade , temsil noktasında , dolaylı
[/FONT][FONT=times new roman,times]fakat daha kalıcı bir tebliğ imkanı sağlamaktadır. Hem İslamı sevdirmek isteyeceksiniz ,
[/FONT][FONT=times new roman,times]hemde muhatabınızı ;doğru bile olsa; Küfür ile ebedi cehennemlikle itham edeceksiniz.
[/FONT][FONT=times new roman,times]Bediüzzaman Hazretlerinin “Her doğruyu heryerde söylemek doğru değildir” fehvasınca bu
[/FONT][FONT=times new roman,times]yanlış olur. Elbette muhatabınız size sorar ve İslam’a göre kendi durumları hakkında bilgi
[/FONT][FONT=times new roman,times]istenirse o başkadır. O zaman kendi peygamberlerine iman etmelerine ilaveten Efendimiz
[/FONT][FONT=times new roman,times](SAV) ‘ me iman edilmesi noktası izah ve ikna edilir nitekimde edilmektedir.[/FONT][FONT=times new roman,times]Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 1990’lı yılların başında İnancın Gölgesinde isimli eserinde
[/FONT][FONT=times new roman,times]yazmış olduğu “Tevrat ve İncil Peygamberimizin Nübüvvetine Delildir “ yazısında ,
[/FONT][FONT=times new roman,times]günümüz Tevrat ve İncilinde onca tahrife rağmen yinede Efendimiz (SAV) ‘me işaretlerin
[/FONT][FONT=times new roman,times]olduğunu ispatlamaktadır. Bunu ispatlamak , Diyalog faaliyetlerinde bu Hakikatı uluorta dile
[/FONT][FONT=times new roman,times]getirmenizi gerektirmez , çünkü bazen zamansız çıkışlar elinizdeki elmas kıymetindeki
[/FONT][FONT=times new roman,times]Hakikatleri , cam parçaları hükmüne indirgemektedir. O açıdan , şayet ileride bu konular bir
[/FONT][FONT=times new roman,times]taleb olarak gündeme gelirse ozaman elbette bu ve benzeri tüm Hakikatler uslubuna uygun
[/FONT][FONT=times new roman,times]sarih bir şekilde dile getirilir.[/FONT][FONT=times new roman,times]Unutmayalım ki ; Diyalog faaliyetlerine katılan Ehl-i Kitab ruhanileri , Diyalog öncesi semavi
[/FONT][FONT=times new roman,times]bir din olarak bile kabul etmedikleri İslamı ve Peygamberimizi (SAV) , bugün semavi bir din
[/FONT][FONT=times new roman,times]nazarı ile bakmaları bile Diyaloğun ve Diyalogta uygulanan yöntemin haklılığını ispatlamaktadır. [/FONT][FONT=times new roman,times][SIZE=+0]Gönül arzu ediyor ki ; Diyalog faaliyetlerinin yöntemini eleştirenlerin , bu konuda daha güzelini [/FONT][FONT=times new roman,times]yapıp örnek olmalarıdır….
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/SIZE][/FONT][/FONT]
davut aydüz ve emin simsek hocalarimizdan Allah razi olsun