12 Nisan 2007
12 Nisan 2007
Bugün 12 Nisan 2007 Hicri: 24 Rebîulevvel 1428 – Rûmî: 30 Mart 1423 – Kasım 156 Hakkari’nin kurtuluşu (1918) – Fırtına – İlk uzay mekiği Colombia’nın fırlatılışı (1981)
GÜNÜN HADİSİ
Ahlakı kötü olan nefsine azap (sıkıntı)verir. Kaygısı (stresi) çok olanın bedeni hasta olur. İnsanlarla sürtüşmeye girenin insanlar nezdinde onuru gider, kişiliği (saygınlığı) yok olur.
Hadis-i Şerif (Ebu Nuaym).
UĞURSUZ SAAT
Evvelce, idam edilenlerin üzerinden çıkan her şey toplanır, senede bir veya iki defa mezat ile satılır, tutarı cel*latlar arasında taksim edilirdi. Buna "Cellat mezadı" de*nilirdi. Bu eşyaların uğursuzluğuna inanıldığından hakîki değerinden ucuza satılırdı. Bazı idam mahkûmları, cellat yakalarına yapışmadan üzerlerinde bulunan kıymetli eş*yaları çıkarıp yanındakilere "Beni anar, bir Fatiha okur*sunuz!" diye hediye ederlerdi.
Tarihçi Peçevi İbrahim Efendi'nin cellat mezadına dâir kaydettiği bir fıkra:
Sultan Üçüncü Murad'ın Kapıağası Gazanfer Ağa, Rüstem Ağa isminde bir sanatkâra elmaslarla süslü bir saat yaptırır. Gazanfer Ağa idam edilince, kıymetli saati koy*nundan çıkar. Cellatlar, bir servet olan bu saat İçin bir me*zat yaparlar. Saati Tırnakçı Hasan Paşa satın alır. Kısa za*man sonra Tırnakçı Paşa da İdam edilince, saat yine cellat mezadına düşer. Bu saati pek ucuza Kasım Paşa satın şiir. Bir İki ay geçmeden kasım Paşa da cellâda verilir. Üçüncü defa cellat mezadına düşen saati Sadrazam Der*viş Paşa satın alır ve Eğriboz sancak beyliğine tayin edilen kardeşi Civan Bey'e hediye eder.
Müverrih Peçevi İbrahim Efendi, Civan Bey'le Eğriboz'da deniz kıyısındaki bey konağında sohbet ederken, söz saatten açılır. Civan Bey koynundan saati çıkararak müverrihe gösterir. İbrahim Efendi "ömrümde bu kadar güzel saat gör*medim!" der. Civan Bey de saatin hikâyesini anlatınca Peçevî elindeki saati hemen bırakarak: "Böyle uğursuz saati insan düşmanına vermez... Paşa nasıl olmuş da size hediye etmişi" deyince, Civan Bey hemen hançeriyle saatin elmas*larını çıkarıp çarklarını da çekiçle kırarak denize atar.
Cîvan Beyle, İbrahim Efendi taraçada oturuyorlar iken, bir atlı gelir, Civan Bey'e vazifesinden azledildiğini tebliğ eder. "Azlimi mucip bir şeyimiz yok idil" deyince haberci şöyle der: "Beyim, beyimi Derviş Paşa idam olundu. Sizin dahi idamınız için ferman çıkıp bostancıbaşılarla gönderildi. Sonra şefaatçileriniz himmet ettiler, ikinci bir ferman ile ben gönderildim ve idamınıza memur olanlara yarım saat evvel yetişebildim !" der.
MANİ
Merdiven indirdiler,
Atlara bindirdiler,
Kızım seni kahır eline gönderdiler,
Ağlar silinir silinir ağlar.
12 Nisan 2007
Bugün 12 Nisan 2007 Hicri: 24 Rebîulevvel 1428 – Rûmî: 30 Mart 1423 – Kasım 156 Hakkari’nin kurtuluşu (1918) – Fırtına – İlk uzay mekiği Colombia’nın fırlatılışı (1981)
GÜNÜN HADİSİ
Ahlakı kötü olan nefsine azap (sıkıntı)verir. Kaygısı (stresi) çok olanın bedeni hasta olur. İnsanlarla sürtüşmeye girenin insanlar nezdinde onuru gider, kişiliği (saygınlığı) yok olur.
Hadis-i Şerif (Ebu Nuaym).
UĞURSUZ SAAT
Evvelce, idam edilenlerin üzerinden çıkan her şey toplanır, senede bir veya iki defa mezat ile satılır, tutarı cel*latlar arasında taksim edilirdi. Buna "Cellat mezadı" de*nilirdi. Bu eşyaların uğursuzluğuna inanıldığından hakîki değerinden ucuza satılırdı. Bazı idam mahkûmları, cellat yakalarına yapışmadan üzerlerinde bulunan kıymetli eş*yaları çıkarıp yanındakilere "Beni anar, bir Fatiha okur*sunuz!" diye hediye ederlerdi.
Tarihçi Peçevi İbrahim Efendi'nin cellat mezadına dâir kaydettiği bir fıkra:
Sultan Üçüncü Murad'ın Kapıağası Gazanfer Ağa, Rüstem Ağa isminde bir sanatkâra elmaslarla süslü bir saat yaptırır. Gazanfer Ağa idam edilince, kıymetli saati koy*nundan çıkar. Cellatlar, bir servet olan bu saat İçin bir me*zat yaparlar. Saati Tırnakçı Hasan Paşa satın alır. Kısa za*man sonra Tırnakçı Paşa da İdam edilince, saat yine cellat mezadına düşer. Bu saati pek ucuza Kasım Paşa satın şiir. Bir İki ay geçmeden kasım Paşa da cellâda verilir. Üçüncü defa cellat mezadına düşen saati Sadrazam Der*viş Paşa satın alır ve Eğriboz sancak beyliğine tayin edilen kardeşi Civan Bey'e hediye eder.
Müverrih Peçevi İbrahim Efendi, Civan Bey'le Eğriboz'da deniz kıyısındaki bey konağında sohbet ederken, söz saatten açılır. Civan Bey koynundan saati çıkararak müverrihe gösterir. İbrahim Efendi "ömrümde bu kadar güzel saat gör*medim!" der. Civan Bey de saatin hikâyesini anlatınca Peçevî elindeki saati hemen bırakarak: "Böyle uğursuz saati insan düşmanına vermez... Paşa nasıl olmuş da size hediye etmişi" deyince, Civan Bey hemen hançeriyle saatin elmas*larını çıkarıp çarklarını da çekiçle kırarak denize atar.
Cîvan Beyle, İbrahim Efendi taraçada oturuyorlar iken, bir atlı gelir, Civan Bey'e vazifesinden azledildiğini tebliğ eder. "Azlimi mucip bir şeyimiz yok idil" deyince haberci şöyle der: "Beyim, beyimi Derviş Paşa idam olundu. Sizin dahi idamınız için ferman çıkıp bostancıbaşılarla gönderildi. Sonra şefaatçileriniz himmet ettiler, ikinci bir ferman ile ben gönderildim ve idamınıza memur olanlara yarım saat evvel yetişebildim !" der.
MANİ
Merdiven indirdiler,
Atlara bindirdiler,
Kızım seni kahır eline gönderdiler,
Ağlar silinir silinir ağlar.