Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Takvim de Bugün

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
5 Haziran 2007

5 Haziran 2007



Bugün 5 Haziran 2007 Hicri: 19 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 23 Mayıs 1423 – Hızır 31 Kutalmış Oğlu Süleyman Şah’ın vefatı (1086) – Dünya Çevre Günü
GÜNÜN HADİSİ
Sen bir ayakkabı aldığında iyisini al. Elbise aldığında da, iyisini al
Hadis(Taberani).



334215667_efc882a9fd_o.jpg

ASHÂB-I KİRAM VE SONRAKİLER
Abdullah ibni Ömer (r.a.) bir adamın Resûlüllâh'm ashabından bâzısına dil uzattığını işitti. Onu çağırdı ve Haşir Sûresinin; "O fukara muhacirler için ki yurtla­rından ve mallarından çıkarıldılar, Allah'tan bir fadıl ve rıdvan ararlar ve Allah'a ve resulüne hizmet eder­ler, tâ onlardır işte sâdık olanlar." mealindeki seki­zinci âyetini okudu, "İşte bunlar ashabın muhacirleri­dir, sen onlardan mısın?" dedi. Adam "Hayır.", dedi, sonra Haşir Sûresi'nin:
"Ve şunlar ki onlardan önce yurdu hazırlayıp îmâna sahip oldular, kendilerine hicret edenlere muhabbet beslerler ve onlara verilenden nefislerinde bir kaygı duymazlar. Kendilerinde ihtiyaç bile olsa Îsâr ile (ashabın muhacirlerini) nefislerine tercih eder­ler. Her kim de nefsinin hırsından korunursa işte onlardır o felah bulanlar." mealindeki dokuzuncu âye­tini okudu; "İşte bunlar da Resûlüllâh'ın ensârıdır. Sen bunlardan mısın?" dedi. Adam "Hayır", dedi. Son­ra da Haşir Sûresi'nin:
"Ve şunlar ki arkalarından gelmişlerdir, şöyle derler: Ey Rabbimiz! Bizlere ve önden imân ile bizi geç­miş olan kardeşlerimize mağfiret buyur ve gönülle­rimizde îmân etmiş olanlara karşı kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki sen Raûfsun, Rahîmsin." mealindeki onuncu âyetini okudu da "Sen bunlardan mı­sın?" dedi.
"Ümit ederim." dedi. Abdullah ibn-i Ömer (r.a.);
"Hayır, vallahi onları kötüleyen bunlardan olmaz." dedi.
İSLAM TÂRİHİNDE İLK KUMANDAN
İslâm târihinde ilk kumandan, Resûlüllâh'm (s.a.v.) bir seriyye için ordunun başına geçmesini emrettiği Abdullah bin Cahş (r.a.)'dır.



MANİ
Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılması

531193983_12fed5914b_o.jpg
BİLMECE
6 adet kibrit çöpü ile 4 adet 'eşkenar üçgeni' nasıl elde edebiliriz?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
6,28 mt. Çapı 40bin km. olan bir daire düşünürsek, yarıçapı sadece 1 mt. arttırmamız gerektiği anlaşılır. (Çevre=2pr ise r yerine (r+1) yazılır. O da 2p farkeder.)



 

ayna44

New member
Katılım
17 Şub 2007
Mesajlar
488
Tepkime puanı
100
Puanları
0
Yaş
36
Emegine Saglik Allah Razi Olsun...
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
6 Haziran 2007

6 Haziran 2007

http://www.thesitefights.com/userv/




Bugün 6 Haziran 2007 Hicri: 20 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 24 Mayıs 1423 – Hızır 32 Fatih Sultan Mehmet’in Kırım’ı fethi (1475)
GÜNÜN HADİSİ
Kinden (düşmanlıktan) uzak durun. Zira bu, öldürücüdür.
Hadis (Ramuz).



445937923_bf218d5d69_b.jpg


ALLAH DOSTLARINDAN İSTİFADE
Hazret-i Ebülhasen Harkânî (k.s.) kendisini ziyaret eden Sultan Gazneli Mahmûd'u oturduğu yerden kalkmadan karşılamıştı. Sultan kendisine:
- Efendimi Lütfen bana nasîhat buyurun. Buyurdu ki:
- Ey Sultani Şu dört şeve dikkat et: Günâhlardan sakın, namazı cemâ'atle kıl. Cömert ol. Allâh-ü Teâlâ'nın yarattıklarına şefkatli ol. Sultan:
- Bana duâ buyur I dedi. Hazret-i Harkânî (k.s.):
- Ey Mahmûdl Akıbetin iyi olsun, inşâallah.
Sultan, bir kese altını Harkânî Hazretleri'nin önüne koydu. O da sultanın önüne bir yufka ekmeği koydu. Sultan yufkadan, bir lokma ısırdı. Fakat lokmayı yutamayınca buyurdu ki:
- Bir lokma ekmeği yutamıyorsun. İster misin, şu bir
kese altın da, bizim boğazımızda kalsın! Biz parayla
alâkamızı, çoktan kestik. Lütfen şu altınları alsınlar.

Bunun üzerine sultan kendisinden bir hediye rica etti. Harkânî Hazretleri ona, sırtındaki hırkayı armağan etti
Sultan Mahmûd ayrılırken, Hazret-i Harkânî ayağa kalkarak onu uğurladı. Sultan:
- Geldiğimiz zaman hiç iltifat etmemiştiniz. Şimdi aya­
ğa kalkmanızın hikmeti nedir? diye sordu.

- Buraya sultanlık gururuyla gelmiştiniz. Şimdi ise üzerinizde; dervişlik nuru parlıyor!
Sultan, gazaya gitmek üzere ayrıldı. Sümenât mevkiine gelince, kalbine mağiûb olma korkusu düştü. Sonra Ebülhasen'in hırkasını eline alarak duâ etti.
- "Yâ Rabbi! Bu hırkanın sahibi hürmetine, bizi kâfirlere galip kıl! Zafer kazanırsak bütün ganimeti dervişlere dağıtacağım..."
Az sonra düşman tarafında bir fırtına çıktı. Toz-duman arasında göz gözü görmez hâle geldi I Kargaşa İçinde kalan düşman, birbirlerini kırdı. Kalanlar ise, kaçtılar. Zafer, Gaznelllerin oldu. O gece sultanın rüyasına giren Harkânî Hazretleri (k.s), "Ey Mahmûd!.. Dervişlerin hırkasının hürmetine, zafer kazandın! Fakat o duada isteseydin, kâfirlerin hidayetine de vesile olabirlirdin!” buyurdu.


MANİ
Maşrapanın kalayı,
Kızlar çeker halayı,
Allah için söyleyin,
Var mı askın kolayı.

531193985_3d6f1c5da2_o.jpg
BİLMECE
Bir duvarın üzerinde 5 adet kuş duruyor. O sırada oradan geçmekte olan bir avcı, tüfeğini ateşleyip ikisini vuruyor. geriye kaç kuş kalır? (Cevap 'hiç' değil)
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
Üçgen Piramit:


 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
7 Haziran 2007

7 Haziran 2007

Bugün 7 Haziran 2007 Hicri: 21 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 25 Mayıs 1423 – Hızır 33 Süleymaniye Camii ibadete açılışı (1557) – Yağmurlar
GÜNÜN HADİSİ
Mü’minlerin ölen küçük çocukları cennette bir dağdadır. Kıyamet günü babalarına teslim edilinceye kadar bakımlarını İbrahim Peygamber ve hanımı Sare üzerine almıştır.
Hadis (Müsned).



144902437_e51b578375_b.jpg

ÇOCUKLARA YEMEK ÂDABININ ÖĞRETİLMESİ
Çocuğa, yemeğe besmele ile başlamayı, sağ elle ve önünden yemeyi öğretmelidir. Ömer İbnu Ebî Seleme (r.a.) diyor ki: 'Resûlullâh (s.a.v.)'ın terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyor­du. Resûlullâh Efendimiz "Evlâdım, besmele ile sağ elinle ve önünden ye." buyurdular. Bundan sonra hep böyle yedim.'
Çocuğa, yemeğe sofradakilerden önce başlamamak, acele etmemek, yemeği üzerine dökmemek, lokmayı iyice çiğnemek gibi hususlar öğretilmelidir. Yemek adabına riâyet edenleri överek teşvik edilmelidir. Başkasına yedirmeyi sevdirmeli. sofradaki yemeğe kanaat etmek öğretilmelidir.

449155711_3420d7d8fe_b.jpg


KANUNÎNİN BİR GAZELİ
Mâl ü câha gırra olma, deme yokdur ben gibi,
Sür yüzün yere tevazu' enli ol dâmen gibi.
Sakın aldanma eser bir gün muhalif rüzgâr
Kibr ü kînî terk kıl germe göğüs yelken gibi.
İster isen kim perişan olmayasın akıbet,
Dil uzatma kimsenin hakkına sen sûsen gibi.
Ok gibi doğrulmayınca varamazsın menzile,
Kimde yok perr-i amel yolda kalır sekren gibi.
Ey Muhibbi dârn dünyâ kimseye kılmaz vefa, Gösterir kendüyi evvel, zfnetiyle zen gibi.
(Mal ve makama gururlanma, ben gibi yoktur deme. Etek gibi yüzünü yere sür, alçak gönüllü ol.)
(Sakın aldanma, bir gün rüzgâr aksine eser. Kibir ve kînî terk et, yelken gibi göğsünü germe.)
(Sonunda perişan olmamak istersen, sen süsen çiçe­ği gibi kimsenin hakkına dil uzatma.)
(Ok gibi doğrulmayınca hedefe varamazsın. Kimde amel kanadı yoksa sarhoş gibi yolda kalır.)
(Ey Muhibbi! Kendisini süslü kadın gibi gösteren bu dünyâ, kimseye vefa etmez.)

MANİ
Suya bulgur ezerim,
Hem ezer hem süzerim,
Ben yarımın derdinden
Deli olmuş gezerim.

531194005_0523d4da62_o.jpg
BİLMECE
İki kişi yolda karşılaşıyorlar. Küçük olan, Büyüğün öz oğludur. Ancak büyük olan küçüğün babası değildir. Bu nasıl olur?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
Vurulan 'iki' kuş kalır. Diğerleri kaçar.
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
9 Haziran 2007

9 Haziran 2007

Bugün 9 Haziran 2007 Hicri: 23 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 27 Mayıs 1423 – Hızır 35 Hazreti Ebu Bekir (r.a.)’nın halife seçilmesi (632) – Sultanahmet Camii ibadete açıldı (1617)
GÜNÜN HADİSİ
Günahlarını azaltki, ölüm sana kolay gelsin.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).



334218806_39ea6f7bc5_b.jpg


HZ. EBU BEKİR SIDDÎK (R.A.)IN VASİYETİ
"Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu, Ebû Kuhâfe oğlu Ebû Bekr'in dünyâdan çıkmak üzere olduğu en son ve âhirete de girmek üzere bulunduğu ilk anında; kâfirin îmâna geldiği, fâcirin hakîkati kavradığı ve yalancının doğru söylemek zorunda kaldığı anda ettiği vasiyetidir:
Benden sonra Ömer bin Hattâb'ı halîfe seçtim. Onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Hayrı (araştırmada) Allah'a, Resûlü'ne, dinîne, kendime ve size karşı kusur etmedim. Eğer adalet ederse (ne âlâ!). Şayet yolunu değiş­tirirse herkese, işlediği günâhın karşılığı vardır. Ben ancak hayrı murâd ettim, gaybı bilemem..."
Sonra Hz. Ömer'i (r.a.) çağırttı ve ona şöyle dedi:
"Ey Ömerl Sen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'i gördün, onun sohbetinde bulundun. Onun müslümanları kendi nefsine nasıl tercih ettiğini gördün. Sonra beni de gördün ve benimle arkadaşlık yaptın. Ben üzerinde bu­lunduğum yoldan hiç sapmadım. Ey Ömerl Seni ilk önce kendi nefsinden, sonra menfaatçi ve müdâhaneci insanlardan sakındırıyorum."
Bundan sonra ellerini kaldırıp şöyle niyazda bulunmuştur:
"Allâhım! Ben bu davranışımla müslümânların salâhını murâd ettim, fitneye mâruz kalmalarından korktum. Sence malûm olduğu üzere haklarında iyice düşündüm. Bütün düşüncemi onların lehine teksif ettim ve netîce-de, üzerlerine en hayırlılarını, en güçlülerini, kendilerini doğru yola sevk etmek hususunda en hırslısını halîfe yaptım. Senin (ölüm) emrin karşımda! Müslümanlar için bana hayrü'l-halef ol (onları koru). Çünkü onlar se­nin kulların, onların perçemleri senin elinde. İdarecilerini kendilerine hayırlı eyle, Onu, (Hz. Ömer'i) rahmet pey­gamberinin yolunu, sâlih kullarının izini takip eden, hi­dâyete erdirilmiş halîfelerden eyle, tebe'asını da ken­disine itaatkâr kil!"

MANİ
Çaya indim taş buldum
Yüzüğüme kaş buldum
Neredeydin la sürgün
Yanıma yoldaş buldum

531194055_459f5d5650_o.jpg
BİLMECE
Bir satranç tahtasında kaç tane 'kare' vardır? ( 64 değil !)
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
İkisi hariç ise tabi ki 'iki' tane kalır.

http://groups.msn.com/BirdsBloomEtc---2
[FONT=Geneva, Arial, Sans-serif][/FONT]
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
10 Haziran 2007

10 Haziran 2007

Bugün 10 Haziran 2007 Hicri: 24 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 28 Mayıs 1423 – Hızır 36 Ülker doğumu fırtınası
GÜNÜN HADİSİ
Günahlar rızkı azaltmaz. Sevaplar da rızkı çoğaltmaz. Duayı terketmek ise günahtır.
Hadis (Mu’cemu’s-sağir).



256848961_5b6f6d0326_b.jpg
MAHREM, NÂMAHREM
Bir erkeğin, kendisi ile evlenmesi haram olan kadına mahrem, evlenmesi haram olmayan kadına da nâmahrem denir. Mahrem olanlar evlenilmesi haram olan, ya­kın akraba sayılan kadınlardır. Nâmahrem olanlar ise yakın akraba sayılmayan ve evlilik caiz olan kadınlardır.
Mahrem olanlar: Anneler, üvey anneler, halalar, teyzeler, kızlar (kız torunlar), kız kardeşler (anne-baba bir, anne bir veya baba bir olan kız kardeşler), erkek kar­deşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları (kız yeğenler), süt anneler, süt kız kardeşler (süt hala, süt teyze, süt ye­ğenler), kayınvalideler, üvey kızlar, öz oğullarının hanımları olan gelinler; (üvey oğullarla evlâtlık oğulların ha­nımları olan gelinler mahrem değil, nâmahremdir), bu­raya kadar sayılan kadınlarla evlilik ebediyen haramdır.
Bir kadını, kız kardeşi ile birlikte nikahlamak veya karısının halası, teyzesi, kız yeğenleri ile beraber nikahlamak da haramdır.) Başkasının nikâhındaki kadını al­mak (yânî bir kadının iki erkekle birden evlenmesi) ha­ramdır. Yalnız bu son ikisinde haramlık sebepleri orta­dan kalkarsa nikâh caiz olur.
Erkek, mahremi olan kadınların (meselâ annesinin) elini öpebilir, onlara (meselâ kızına) elini öptürebilir, ama nâmahremlerle bu caiz değildir.
Nâmahrem kadınlar, erkeklerin yanında, avret mahal­li sayılan (kolunu, başını) açamazlar.
Nâmahrem kadınlar, amca, dayı, hala ve teyze kızları ile, amca, dayı ve kardeş hanımları olan yengeler ve diğer kadınlardır.
ÖNCELERİ ÖYLEYDİ
Bir Fransız yazar, Mehmed Akif'e:
- Kadınlarınızı evdan çıkartmadığınız doğru mu?
diye sorduğunda Akif:
- Evvelce öyleydi, fakat şimdi dışarı çıkarttık ve
bir türlü içeri sokamıyoruz, cevabını vermiş.



MANİ
Titretin ışıkları
Çalıver kaşıkları
Yürü tirenim yürü
Kavuştur âşıkları

531194057_b9dd886c85_o.jpg
BİLMECE
Yılın kaç ayında 'otuz' gün vardır?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
204 kare vardır. Bütün 1x1(64 adet), 2x2(49 adet), 3x3(36 adet), 4x4(25 adet), 5x5(16 adet), 6x6(9 adet), 7x7(4 adet), 8x8(1 adet) ölçülerindeki kareler 204 tanedir.
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
11 Haziran 2007

11 Haziran 2007

[FONT=Arial,Helvetica,Sans Serif]
Bugün 11 Haziran 2007 Hicri: 25 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 29 Mayıs 1423 – Hızır 37 Kanuni Sultan Süleyman’ın İran Seferi (1534) – Hilal-i Ahmer (Kızılay)’in kurulması (1868)
GÜNÜN HADİSİ
Duaların sonunda Amin demek, alemler Rabbi Allah’ın, mü’min kullarının dillerindeki mührüdür.
Hadis (İbn-i Adiyy).



189636301_157c34dc37_o.jpg
ÖŞÜR
Öşür arazisinden çıkan mahsûlün zekâtına, onda bir (1/10) demek olan "Öşür" denilmiştir. Öşür; âyet, hadîs ve icmâ ile farzdır. "Ey îman edenler, kazandıklarınızın ve arzdan sizin İçin çıkardıklarımızın temiz (helâllerinden infâk edin (zekât ve öşür verin). Gözünüzü yum­madan (sıkılmadan) alıcısı olmadığınız fenasını verme­ye yeltenmeyin. Ve bilin ki Allah Ganî ve Hamîddir." (Sûre-i Bakara, âyet 267)
Hadîs-i şerifte şöyle buyuruldu: "Yağmurların, nehir ve çeşme (gibi akar) suların, tarla (içindeki) kaynağın suladığı (araziden çıkan) şeylerde (1/10) öşür, (dolaba koşulan) hayvanlar ile sulanan (yerden elde edilen) şeylerde ise, yarım (1/20) öşür vardır."
Öşürde, arazî sahibinin akıllı, baliğ, zengin olması şart değildir. Öşürde itibar, arazi sahibine değil, araziyedir. Yânî, mal sahibi; çocuk, deli veya fakir de olsa öşür ile mükelleftir.
Altın, gümüş, para ve ticâret mallarından, yılda bir defa zekât vermek gerekirken; arazide yılda kaç mahsûl elde edilirse, hepsinden ayrı ayrı öşür vermek lâzımdır.
Diğer malların zekâtında, malın-paranın, üzerinden bir yıl geçmesi şart olduğu halde, mahsûllerde bir yıl geçmesi îcap etmez.
Ceviz, susam, fındık, fıstık, çam fıstığı, zeytin ve benzeri yağlı maddeler ile pamuk, palamut, pelit, keten to­humu, şeker kamışı, şeker pancarı, çay yaprağı ve ben­zeri endüstri mahsullerinden öşür verilir.
Çayır, dut yaprağı, fesleğen yaprağı, buğday, mısır, pirinç, nohut, mercimek, bakla, soğan, sarımsak, kavun, karpuz, hıyar, üzüm, incir, elma, armut, şeftali, erik gibi her türlü meyvelerden, yulaf, fiğ, burçak gibi her türlü hayvan gıdasından öşür verilir.
Öşrü verilen üzüm bağının içinde meyve ağaçları olsa veya bağ arasında soğan, sarımsak ekilse, o soğan ve sarımsaktan öşür vermek gerekir. Öşür arazisi içinde, ekilmediği halde kendiliğinden çıkan mahsûlden de öşür verilir.


MANİ
Ayağında mesi var
Odasında sesi var
Bekâr oğlan değil mi?
Kızlarda hevesi var

531194535_c256aae21c_o.jpg
BİLMECE
Ali ile Veli 100 metre yarışı yapıyorlar. Ali, Veli'yi 5 metre farkla geçiyor. Yani Ali yarışı bitirdiğinde Veli 95. metrededir. Tekrar yarışmaya karar veriyorlar. Fakat bu sefer Ali, başlangıç çizgisinden 5 metre geriden başlıyor. Aynı hızla koştuklarını kabul edersek bu yarışı kim kazanır?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
Şubat hariç bütün aylarda 'otuz' gün vardır.

[/FONT]
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
12 Haziran 2007

12 Haziran 2007

Bugün 12 Haziran 2007 Hicri: 26 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 30 Mayıs 1423 – Hızır 38 Keban Barajı’nın temeli atıldı (1966)
GÜNÜN HADİSİ
İyilikller cennetin kapılarından bir kapıdır. Kötü ölümünü önler
Hadis-i Şerif (Ebuşşeyh).


334211937_9e9d699f0b_o.jpg
ÖYLE GÜNLER GELECEK Kİ
Hz. Huzeyfe bin Yemân (r.a.) Ashâb-ı Kirâm'ın büyüklerinden olup Kûfelidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in mahrem-i esrarı, sırdaşıdır. Hicri 36 târihinde vefat etmiştir.
Hz. Huzeyfe (r.a.) buyurdu ki: "Bize Resûlullâh (s.a.v.) iki hadîs-i şerîf söyledi. Ben bunların birini gördüm; ötekini de bekliyorum. Resûlullâh (s.a.v.) bize, (evvelâ) emânetin insanların kalplerinin derinliğine indiğini, sonra Kur'ân inerek ondan ve sünnetten bir şeyler öğrendiklerini anlattı. Sonra da bu emânetin kaldırılmasından bahsetti. Buyurdu ki:
"İnsan uykusunu uyur* (Bu esnada) emânet kalbinden alınıverir de ufacık bir siyah leke hâlinde eseri kalır. Sonra (yine) uykuya dalar. (Bu sefer) kalbinden emânet(in kalan kısmı da) alınır. Bunun eseri de kabarcık gibi kalır. Ayağının üzerine bir kor yuvarlanıp da nasıl kabarcık hâsıl olur ve içinde bir şey olmadığı halde onu kabarmış görürsün! Onun gibi bir şey." Sonra ufak taşlar alarak onları ayağının üzerinde yuvarladı. (Ve şöyle devam etti):
"İnsanlar (o hâle gelecek ki) alışveriş yapacaklar. Birinin doğru dürüst hareket ettiği görülürse; 'Filân oğul­larında emîn bir adam var!' denecek. Hatta herifin kal­binde hardal tanesi kadar imân olmadığı halde onun hakkında; "O ne metîn! O ne zarîf! O ne akıllı adamdır! denecek." Hz. Huzeyfe sözüne devamla:
- Vallahi öyle günler gördüm ki, sizin hanginizden alışveriş yapacağım diye hiç gam yemezdim. Çünkü alışverişte bulunduğum kimseyi bana hıyanetten müslümansa dînî men ederdi. Hıristiyan yahûd Yahûdî ise ona da âmirî aman vermezdi. Bugün ise sizlerden filân ve filândan başka kim­seden alışveriş yapamaz oldum.
ESNAF MÜHRÜ
Eski esnaf loncalarının mühürleri dört parçadan yapılır, bu parçalar vidalı bir sapın içine geçerek birleştirilirdi. Mührün her bir parçası, idare heyetinin bir azasında, sapı da başkanda dururdu. Dolayısıyla mühür, beş kişinin herhangi bir mesele üzerinde ittifakı olmayınca kullanılamazdı. Böy­lece, hem yanlışlara manî olunuyor, hem de lonca idare­cileri, "Benim haberim yoktu." mazeretine sığınamıyordu.



MANİ
Arabası kirenden
Mendil sallar trenden
Abenim nazlı yarim
Nasıl ayrıldın benden

531194539_7f98bcba49_o.jpg
BİLMECE
B - İ - Ü - D - ?
Soru işareti yerine hangi harf gelmelidir?

Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
Ali, Veli'ye 95. metrede yetişeceğinden, son 5 metreyi, hızlı olan Ali önde bitirir.
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
13 Haziran 2007

13 Haziran 2007

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif] [/FONT]
[FONT=Lucida Handwriting, Cursive]
Bugün 13 Haziran 2007 Hicri: 27 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 31 Mayıs 1423 – Hızır 39 Silistre Müdafaası (1854) – Süleymaniye Camii’nin temeli atıldı (1550)
[FONT=Times New Roman, Times, Serif]GÜNÜN HADİSİ[/FONT]
Şüphesiz ben sizin, günah işlemenizden korkmuyorum. Dikkat edin! Şükredilmeyen nimetler, öldürücü ve yok edicidir.
Hadis-i Şerif (İbn-i Asakir).


[FONT=Times New Roman, Times, Serif][/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, Serif]
117395181_08e63eb2f5_o.jpg
ÇOCUKLARIN TERBİYESİ
Çocuk, anne ve babanın yanında ilâhî bir emânettir. Onun kalbi safî bir cevherdir. Her türlü nakış ve suretten boş, nakşedilen her şeyi kabule hazır ve her şeye meyleder vaziyettedir. Kendisine iyilik telkin edilir ve iyi işler yaptırılırsa, çocuk iyi bir insan olarak yetişir; dünyâ ve âhirette saadete ulaşır. Onu böyle yetiştiren anne-baba, muallim ye mürebbî de sevâbda ona ortak olur. Kötü iş­lere itilir, ihmâl edilir ve terbiyesine bakılmazsa, işi azıtır ve helak olur. Zîra Allâh-ü Teâlâ meâlen:
"Ey îmân edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyunuz." (fahrîm Sûresi, âyet 6) buyurmuştur. Çocuğu terbiye, dünyâ ateşinde yanmaktan kendisini koruduğu gibi, cehennem ateşinden de el­bette korur. Çocuğu Korumak, onu güzel terbiye edip te­mizlemek, ona ahlâkî faziletleri öğretmek, kötü arkadaş­lardan onu korumaktır.
Zînet ve refaha alıştırılan çocuk, büyüdüğü zaman, ömrünü onları elde edebilmek peşinde harcar ye ebediyyen helak olur gider. Bunun için daha ilk günlerinde çocuğun terbiyesine ehemmiyet verilmelidir.
Çocuk, iyiyi kötüden ayırt edebilecek seviyeye geldiği zaman (ki eKseriya bu, altı-yedi yaşlarında olur) daha çok dikkat edilmelidir. Bu da utanma hissinin kendisinde başlaması ile belli olur. Çocuğun, utanıp kendini büyüklerden sayarak bâzı işlerini terk etmesi, akıl nurunun parlama­sına delâlet eder. Bu sayede bâzı şeylerin çirkinliğini fark eder ve onları yapmaktan utanır. Bu idrâk hâli Allah'ın bir lütfudur. Aynı zamanda kalbinin temizliğini, ahlâkının îti-dâlinf müjdeler. Bu hâl, erginlik çağında akl-ı kâmilin de müjdecisidir.
BİLMECELER:
Dumanı tüter gider, Düdüğü öter gider, Denizdir onun yeri, Açılır yüzer gider. (Gemi)

Kütüklerde dallanır, Salkım salkım sallanır, Tazesi şeker gibi, Kuruyunca ballanır.
(Üzüm)
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, Serif][/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, Serif]MANİ[/FONT]
Eğer gelinim iyi olursan
Bizde seni överiz
Kotu olursan gelinim
Hepimizde döveriz.

[FONT=Times New Roman, Times, Serif]
531194543_6f08fd57a0_o.jpg
[/FONT][FONT=Times New Roman, Times, Serif]BİLMECE[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, Serif]A, B, C, D VE E birbirlerinden ve sıfırdan farklı tamsayılardır.
ABCDE x 4 = EDCBA ise A=? B=? C=? D=? E=?
[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, Serif]Cevabı yarın.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, Serif]Dünkü cevap:[/FONT]
Bir, İki, Üç, Dört, Beş... Yani B

[/FONT]

 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
14 Haziran 2007

14 Haziran 2007

Bugün 14 Haziran 2007 Hicri: 28 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 1 Haziran 1423 – Hızır 40 Jandarma Teşkilatı’nın kuruluşu (1846) – Avustralya’nın keşfi (1643)
GÜNÜN HADİSİ
Birbirinize karşı mütevazi olmanızı, Allah bana vahiyle emretti. Öyle ki, hiç kimse, kimseye karşı övünmesin ve hiç kimse, hiç kimseye zulmetmesin.
Hadis (Müslim).




4996519_52a0317da2_b.jpg

KUR'ÂN-I KERÎMİN MUHAFAZA OLUNMASI
Kur'ân-ı Kerîm'in her yönüyle muhafaza olunduğu bir hakikattir. Kur'ân'ın âyetlerinden, sûrelerinden hiçbiri za­yi' olmamıştır, hiçbir âyet asıl yerinden başka bir yere konulmamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in zamânı saadetlerinden beri ve tamamen muhafaza olunmuştur.
"Şüphe yok ki: onu toplamak da, onu okutmak da bize aittir." (Kıyâme Sûresi, âyet 17), "Şüphe yok ki, o Kur'an'ı biz indirdik, biz. Ve muhakkak ki, onu koruyacak olanlar da bizleriz." mealindeki (Hicr Sûresi, 9) âyetleri Kur'ân-ı Azîm'in ilâhi koruma altında oldu­ğunu bize bildirmektedir. Artık Kur'ân'ın, bir harfinin bile zayi' olmasına imkân yoktur.
Semavî kitaplar arasında asırlardan beri ve ebediyete kadar aslını muhafaza etmek şeref ve meziyyeti yalnız Kur'ân-ı Azîm'e mahsûstur. Bu da ilâhî muhafazada olduğunun bir netîcesidir. Bunun aksini söylemek, hakîkat nurunu görmekten mahrum olan kimselere âit bir nok­sanlıktan başka bir şey değildir.
Kur'ân-ı Azîm, bir kitâb-ı ilâhîdir, ebediyyen Cenâb-ı Hakk'ın muhafazasında bulunmaktadır. On dört asırdan beri bir harfi bile değişikliğe uğramamış, ilelebet de uğramayacaktır. Her asırda yüz binlerce hafızın hafıza­larını nurlandıran ve milyonlarca nüshaları bulunup, ehl-i imânın ellerini tezyîn eyleyen Kur'ân-ı Kerîm'in bir harfinin bile değiştirilmesine ihtimâl yoktur. Bazı mus-haflarda bir yanlışlık vuku'a gelse, bilâhare tashîh edi­leceği şüphesizdir.
Hepimizin kurtuluş ve saadetine sebep olan, bütün beşeriyyet için Allâh-ü Teâlâ'nın en büyük ve en son kitabı bulunan Kur'ân-ı Azîmü'şşân'ın tilâvetine devam et­mek, tecvîdlne ve resm-l hattına (Arapça yazılmasına) riâyet ederek, kendisinde en küçük yazı ve basım yan­lışlığının belirmesine meydan vermemek, uhdemize dü­şen pek mühim bir vecîbedir. Böyle ulvî bir vecîbenin yerine getirilmesi, bizim için elbette ilâhî lütufların tecel­lîsine bir vesîle olacaktır.

MANİ
Karatavuk olmadın mı?
Dallara konmadın mı?
Şebek yüzlü kaynanam,
Sen gelın olmadın mı?

531194559_c4c7802772_o.jpg
BİLMECE
2 + 2 + 2 = 244 Bir işareti değiştirerek eşitliği sağlayın.
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
A=2 - B=1 - C=9 - D=7 - E=8
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
15 Haziran 2007

15 Haziran 2007


[FONT=Times New Roman, Times, Serif]
Bugün 15 Haziran 2007 Hicri: 29 Cemâziyelevvel 1428 – Rûmî: 2 Haziran 1423 – Hızır 41 I.Kosova Zaferi ve Murad Hüdavendigar’ın şehadeti (1389) – Ezan-ı Muhammedi’nin ilk okunuşu (622) – Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması – Güney rüzgarları
GÜNÜN HADİSİ
“Kabir, Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut Cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
Hadis-i Şerif



111303528_1512e5506e_o.jpg


İMÂM-I ÂZAM HAZRETLERİNİN BİR RÜYASI
İmâm-ı Âzam Hazretleri bir gece rüyasında Peygamber Efendimizi mahşer yerinde, Havz-ı Kevser başında, yanlarında Hz. İbrahim Halîlullah (a.s.) bulunduğu halde görürler.
Hz. İbrahim (a.s.) mübarek yanağını, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in mübarek göğsüne koymuşlar ve onun yanında da Hz. Ebû Bekir Sıddîk (r.a.) ve 17 kişi olduğu halde bir saf teşkil etmişler.
Havz-ı şerîf'in beri tarafında da komşularından sâlih bir zât, elinde büyücek bir kâse olduğu halde beklemek­tedir.
İmâm-ı Âzam Hazretleri o zâttan su ister. O da "Evet, vereyim, fakat evvelâ İzin İsteyeyim." der.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den aldığı izin üzerine Peygamber Efendimizin kendi mübarek avuçlarıyla doldurduğu bir kâse suyu İmâm-ı Âzam Hazretleri'ne verir.
İmâm sudan içtikten sonra, orada bütün arkadaşlarını ve talebelerini hazır görerek tamamına içirdiği hâlde sudan bir parmak dahi olsa ekşitmemiş olduğunu görür.
CEMÂZİYE'L-ÂHİR
Yarın idrâk edecek olduğumuz cemâziye'l-âhir ayı, kamerî ayların altıncısıdır. Bu ayda, mu'tâd evrâd ü ez-kâra devam etmelidir. (Dua ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
CEMÂZİ YEL AHİR AYI İÇTİMÂİ, RU'YET VE BAŞLANGICI
Hicrî-Kamerî 1428 yılı Cemâziyelâhir ayı ictima'ı bugün (15 Haziran Cuma) Türkiye saati ile 06.13'te.
Ru'yet ise yine bugün 15 Haziran Cuma günü Türkiye saati ile 17.46'dadır.
Hilâlin görüldüğü yerler: Asya kıtasının batısı, Orta ve Kuzey Afrika ile Arap Yarımadası ve Avrupa kıtası.
Hilâlin görüldüğü günü takip eden 16 Haziran Cumartesi günü de Cemâziyelâhir ayının 1'i olmaktadır.



MANİ
Kara tren ak tren
Askerleri say tren
Benim yarım kırkbeşti
Postasıyla say tren

531194563_e9771018aa_o.jpg
BİLMECE
Bir tüccar, sattığı mala %10 zam yapar. Ancak zamdan sonra satışlar düşmeye başlar. Fiyatı, yeni fiyatın %10 altına çeker. İlk duruma göre kârda mıdır, zararda mıdır?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
+'lardan birini 4 yaparız.

[/FONT]
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
16 Haziran 2007

16 Haziran 2007


Bugün 16 Haziran 2007 Hicri: 1 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 3 Haziran 1423 – Hızır 42 Yıldırım Bayedid Han’ın cülusu (1389) – Ezan-ı Muhammedi’nin asli lafızlarıyla okunmasının TBMM’ce serbest bırakılması (1950)
GÜNÜN HADİSİ
Biriniz elinde bir fidan olduğu sırada kıyamet kopacak olsa, onu dikmeye gücü yeterse, diksin.
Hadis-i Şerif (Müsned).



554924244_a9450a32e2_o.jpg
İLİM TALİBİ OLMAK
İmâm-ı Ebû Yûsuf (rh.) Hazretleri anlatır: "Babam, vefat ettiğinde, küçük yaşımda annemin himayesinde kalmıştım. Annem beni çalışmak için bir elbisecinin yanına verdi. Ben elbiseciyi bırakıp, İmâm-ı Âzam'ın ders halkasına de­vam ediyordum. Annem de arkamdan geliyor, kolumdan tutup beni elbiseciye geri götürüyordu. Ebû Hanîfe (rh.) ise öğrenmeye olan aşkımı.ve devamımı gördüğü için be­nimle alâkadar oluyordu.
Anneme karşı bu tavrım devam edip, kaçmalarını da uzayınca annem İmâm-ı Âzam'a "Bu çocuğu bozan hep sensin. Bu fakir ve yetim bir çocuktur. Ben onu el örgülerimle doyuruyorum ve kendisine bakabilecek ufak bir kazancının olmasını istiyorum." diye çıkıştı. İmâm-ı Âzam da ona 'Ey kadın, sen ne söylersin, bu çocuk fıstık yağıyla yapılmış fâlûzec (bir nevi bal tatlısı) yemesini öğreniyor!' deyince annem, "Sen akılsız, bunak bir ihtiyarsın!.." dedi ve gitti.
Artık Ebû Hanîfe Hazretlerinden hiç ayrılmadım. O da benim geçimimi üstleniyor, hiçbir ihtiyacımı bırakmıyordu. Allah beni ilimle nimetlendirdi ve yükseltti. Hatta kadı­lık cübbesini giydim. Halîfe Hârûn Reşid'le oturur ve onun sofrasından yemek yer oldum.
Günlerden bir gün, Hârûn Reşid'e bir tatlı takdim edilince bana 'Ye bundan Ebû Yusuf, ye! Zirâ bize her gün böylesini yapmazlar.' dedi. Ne olduğunu sordum. Fâlûzec deyince güldüm. Niçin güldüğümü sordu, anlat­tım. Çok hoşuna gitti ve 'Yemin ederim ki, ilim insanı yükseltir. Hem dînini hem de dünyâsını temin eder.' dedi, sonra da İmâm-ı Âzam'a rahmet okudu ve şöyle dedi: 'O, başındaki gözüyle görmediğini, akıl gözüyle görürdü.'
ATALARSÖZÜ:
Adamak kolay, ödemek güçtür.
Bir elinin verdiğini öbür elin duymasın.
iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.


MANİ
Garşıdan gelen atlı
Ne gayratlı gayratli
Ben istedim vermedi
Niman malın gıymatlı

531194567_63db39cd33_o.jpg
BİLMECE
Üç kedi, üç fareyi üç dakikada yakalarsa dokuz kedi, dokuz fareyi kaç dakikada yakalar?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
%1 zarardadır.


 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
17 Haziran 2007

17 Haziran 2007


Bugün 17 Haziran 2007 Hicri: 2 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 4 Haziran 1423 – Hızır 43 Hazret-i Osman (r.a)’nın şehadeti (656) – Süleyman Hilmi SİLİSTREVİ (k.s.) Hazretlerin’nin damadı Kemal KACAR (r.h)’ın irtihali (2000)
GÜNÜN HADİSİ
İnsanlara layık oldukları değeri verin.
Hadis-i Şerif (Müslim).



430380729_40e5d0fc1a_o.jpg

HZ. OSMAN (R.A.)'IN CÖMERTLİĞİ
Hz. Ali (k.v.) Fâtımatü'-z-Zehrâ'yı nikâh edeceği zaman, satılması için zırhını pazara gönderdi. Zırhın parası ile düğün masrafı yapacaktı. Hz. Osman (r.a.) pazardan geçerken Hz. Ali (k.v.)'nin zırhını tanıdı. Dellâlı çağırdı:
- Bu zırhın sahibi, buna ne kadar istiyor, gel, parasını
vereyim, buyurdu.

Evine gittiler. Zırhı deilâldan alıp, parasını verdi. Sonra bu zırhı yanına dört yüz dirhem daha ilâve ederek Hz. Ali'ye gönderdi.
- Bu zırh senden başkasına lâyık değildir. Bu dört yüz
dirhemi de düğününe harca ve bizi mazur gör, buyurdu.

Bir gün Hazret-! Osman (r.a.) yedi tabağı altın İle doldurup, yedi hizmetçinin eline verdi, Resûlullah'a (s.a.v.) hediye gönderdi. Hizmetçiler tabakları huzura koydular. Server-i âlem:
- Peki gidin, efendinize selâm söyleyin, buyurdular.
Hizmetçiler:

- Yâ Resûlullâh! Efendimiz tabaklar İle beraber bizi de,
size hediye gönderdi, dediler. Sultân-ı Kâinat Hazretleri:
- Yâ Rabbfl Osman'ı sana havale ettim, buyurdular.
Derhâl Cebrail (a.s.) geldi. Ailâhü Teâlâ'nın:

- "Ey Resûlüm! Osman'a benden selâm söyle, bu
hediyesine karşılık olarak Huld ve Naim cennetlerini
ona bağışladım."
buyurduğunu haber verdi.

KAYLÛLE
Kaylûle gün ortasında bir parça uyumaktır ki, sünnettir. Ancak kaylûle yapacak olan gece kalkıp ibâdet eden olmalıdır. Kaylûlenin vakti, gündüzün ortası olup, güneşin tepe noktasına yaklaştığı zamandır.
Hadîsi şerifte, "Gündüzün evvelinde uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak peygamberlerin ve evliyanın güzel ahlâkmdandır; gündüzün sonunda uyumak ise tembelliktir." buyurulmuştur.


MANİ
Kara kabak bağ atar
Altında yılan yatar
Ben bilmem mi a yârim
Goynunda neler yatar

531197801_4f9e6e3522_o.jpg
BİLMECE
2 - 8 - 18 - 32 - 50 - ?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
'Üç' Çünkü herbirine bir fare düşer.




 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
18 Haziran 2007

18 Haziran 2007

Bugün 18 Haziran 2007 Hicri: 3 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 5 Haziran 1423 – Hızır 44 Şemseddin Sami’nin vefatı (1904) – Karadeniz Ereğlisi’nin kurtuluşu (1921)
GÜNÜN HADİSİ
Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).



446424048_d1fbe2ee3e_b.jpg


kötü Alim hem sapar hem saptırır
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
"Allah, (insanlara verdiği) ilmi, onların hâfızalarındaki
bilgiyi silmek suretiyle değil, âlimlerin ölümüyle alır. O
zaman ortalıkta âlim kalmayınca, insanlar kendilerine
birtakım câhilleri reis olarak seçerler. Onlara, dînî bir mesele sorulunca, bilmedikleri halde, fetva verip hem kendileri sapıklığa düşerler, hem de soran kimseyi sapıklığa düşürürler."
DUÂ OKLARI
Selçukluların büyük veziri Nizâmü'l-mülk'ü Melikşâh'ın gözünden ve gönlünden düşürmeğe çalışıyor­lardı. İki büyük adamın arasını açmak isteyenler bir gün Nizamü'l-mülk'ü; medreselere, alim ve mutasavvıflara yılda verdiği 300.000 dinarla ayrı bir ordu kurulabileceği fikrini ileri sürerek Sultan Melikşâh'a şikâyet ederler. Bunun üzerine Nizamü'l-mülk:
"Ey âlemin sultanı; orduna bunun kaç mislini harcıyorsun. Bu askerlerinin okları bir milden öteye varmaz. Hâlbuki ben sana öyle bir mânevi ordu vücuda getirdim ki onların duaları arşa ve Allah'a kadar yükselir." ifade­leriyle maddî kuvvet gibi manevî kuvvetin devlet için büyük ehemmiyetini beyan eder. Diğer Selçuklu sul­tanları gibi manevî âmilleri birinci planda tutan Melikşâh da, bu haksız tenkitler karşısında, Nizamü'l-mülk'e eski­sinden daha büyük salâhiyet verir.
GÖRÜNÜŞE ALDANMA
Dilenci, bir evin kapısını çalıp;
- Açım! Bir dilim ekmek ihsan ediniz! demiş. Hâne
sahibi kapıyı açmış, bakmış ki al yanaklı bir adam:
- Be adam! Yanaklarından kan damlıyor! Aç adamın
suratı böyle mi olur? deyince, fakir başını sallayıp şöyle
demiş;
- İşte, insanlar hep böyledir. Dâima görünüşe bakıp
da aldanırlar!


MANİ
Keteni bez edeyim
Hangi yol gözeteyim
Kara gözlü yarimi
Kimlere benzeteyim

531197807_80aa186595_o.jpg
BİLMECE
Bir tartı aletinde iki kutu ayrı ayrı tartılıyor. İlk kutu 5kg, ikinci kutu da 6kg geliyor. İki kutu beraber tartıldığında ise ibre, 12kg'ı gösteriyor. Yanlış tartıldığı belli olan kutuların gerçek ağırlıkları nedir?
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
72 (Genel terim:2n²)



 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
19 Haziran 2007

19 Haziran 2007


Bugün 19 Haziran 2007 Hicri: 4 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 6 Haziran 1423 – Hızır 45 300 Papazın İznik’te İncilleri dörde indirdiği toplantı (325)
GÜNÜN HADİSİ
Kim ki, güneş batıdan doğmadıkça tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder.
Hadis (Müslim).




429301366_8add82fa17_b.jpg


YAHYA EFENDİNİN KERAMETİ
Sultan İkinci Selîm Hân bir donanma hazırlayıp sefere çıkılmasını ferman buyurdu. Donanma hazırlandığın­da Kaptan-ı Derya Beşiktaş'a geldi ve Yahya Efendi'den duâ istedi. Yahya Efendi:
"Allâh-ü Teâlâ bir şeyin olmasını takdir ettiyse, onu duâ ile değiştirmez. Lâkin sizden gelecek kötü bir haberi işitmememiz İçin gece-gündüz Rabbime duacıyım." buyurdu.
Donanma zafer kazanamadı. Bu haber İstanbul'a gelmeden önce Yahya Efendi (k.s.) Hazretleri, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine kavuşmuştu.

İZNİK KONSİLİ VE HIRİSTİYANLIK
İlâhî kitapların üçüncüsü olan İncil, Hz. Îsâ'ya (a.s.) indirilmiştir. Bugün Hıristiyanların elinde bulunan ve "Ahd-i cedîd" adını taşıyan kitaplar Hz. Îsâ'ya (a.s.) Allâh-ü Teâlâ tarafından gönderilen İncîl değildir.
Hâlen Hıristiyanların elinde birbirini tutmayan Luka, Matta, Yuhanna ve Markos isimli şahıslar tarafından yazılan dört İncîl vardır. Bunların dışında daha pek çok İncîl ortaya atılmışsa da Hz. Îsâ'dan asırlar (325 yıl) sonra İznik'te toplanan meclis tarafından mevcutu hariç diğerleri yakılmış, sadece bu dört tanesi bırakılmıştır.
M.S. 325 yılında toplanan İznik Konsili'nde, Hıristiyan inancı "İmparatorluğun güvenliği için" İskenderiyeli rahip Arius'un liderliğinde yayılmaya devam eden tek ilâh akidesi, inancı reddedildi. Konsilde, bugün hâlen devam eden teslis inancı kabul edildi. Bu inancı kabul et­meyenler ise sapık ilân edildiler. Roma Katolik Kilisesi "Rabbın irâdesinin bu konsilde tecellî (î) ettiğini" ilân etti, hâlbuki tecellî eden aslında Roma Imparatorluğu’nun irâdesiydi.
Bugün mevcut hiçbir İncil nüshası, Konstantin devrinden daha eski değildir. Bu durum, Allâh-ü Teâlâ tarafın­dan Hz. Îsâ (a.s.)'ya gönderilen İncil'in asıl nüshasının mevcut olmadığını apaçık göstermektedir.


MANİ
İki çeşme yanyana
Su içsem kana kana
Bana ediresini ver
Mektup yazayım sana

531197835_d86c5882cd_o.jpg
BİLMECE
Bir kalem ve bir silginin toplam fiyatı 110 TL'dir. Kalem, silgiden 100 TL daha pahalı olduğuna göre herbiri kaçar liradır? (Cevabı akıldan veriniz)
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
İlki 6, ikincisi 7 kg
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
Portal bölümünden adıma tıklayarak,bütün mesajlarımı yazdığım konu'ya zan konuşmamak için bu yazıyı yazdım,içim bu yüzden çok rahat.Güncel mevzular olsun,dini mevzular olsun kendimi çok yorum yaparken gördüm,Allah beni affetsin,benim ne haddime Kuran-ı Kerim ayeti ve Resulullah'ın hadis-i şerifini belirtmeden söz söylemem böyle bir iş yaparsam sapıtmış olurum,kardeşlerim ben zan konuşmadan önce ilim öğrenmek istiyorum,zira Resulullah Aleyhisselatu Vesselam buyurmuştur :''Zan konuşmadan önce ilim öğrenin.'' bir diğer hadis-i şerifinde Aleyhisselatu Vesselam buyurmuştur :''Zan sözün en yalan olanıdır.'' zancı olmak yalancı olmaktır,ben böyle olmaktan korkuyorum,bugüne kadar yazmış olduğum yazılarımda doğru kısımda vardır yanlış kısımda siz onları atın bir kenara . Allah Teala Hazretleri insanoğluna Ayetler ve Resuller göndermiştir.Allah insanların uymaları gereken bilgileri insanlara vermiştir.İnsan kendi nefsince konuşamaz,konuşursa baş kaldırmış olur.Yazılarımda sizlere herhangi bir yanlış harekette bulunduysam beni affedin.Bir konu ile ilgili konuşulması lazım geliyorsa bu konuda tek söz sahibi nefisler değil Allah'ın ayetleri ve Resulullunun uygulamaları (sünnetleri) olmalıdır,gerisi yalan.Yazı yazdığım her konunun arkasına bu yazımı da yazacağım nasip olursa.Demek istediğim şu,konuştum konuştum konuştum ama ne konuştum ? artık konulara katılımımda ben değil önce Allah Teala Hazretleri ve sonrasında Resulu söz sahibi olacak kendimden bir şey eklemeyeceğim.Allah'ım nasip ederse
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
20 Haziran 2007

20 Haziran 2007




Bugün 20 Haziran 2007 Hicri: 5 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 7 Haziran 1423 – Hızır 46 Dünya Mülteciler günü – Senenin en uzun günlerinin başlaması
GÜNÜN HADİSİ
Kendisine ikram edilen yemeğe burun kıvırması (beğenmemesi), kişiye kötülük olarak yeter.
Hadis (İbn-i Ebiddünya).



384839252_1178d4fa5e_o.jpg

HAZRET-İ HÛD ALEYHİSSELÂM
Hz. Nûh(a.s.)'ın kavmini helak eden tufandan sonra yeryüzünde "Ad" kavmi zuhur etti. Âd kavminin yurtları Had-ramut'a ve Yemen'e kadar uzanan yerler idi. Bu topraklar geniş, sulu ve bol nimetli idi. Irmakları, bağları, bahçeleri, sürü sürü davarları, yeraltında da su depoları vardı. Baş­kalarına verilmeyen boy bos, güç kuvvet de onlara veril­mişti. O havaliyi mâmur edip şenlendirdiler ve güzel binalar yaptılar. Lâkin zamanla yoldan saptılar. Bir imansızın ar­dından gittiler ve "Kuvvetçe bizden daha güçlü kim var­mış?" diyerek yeryüzünde büyüklük taslamaya, memleket­lerinde azgınlık ve fesatlarını artırmaya, halka zulmetmeye başladılar. Âhiret hayatını, öldükten sonra dirilmeyi inkâr ettiler. Şadda, Semud ve Henna adındaki üç puta taptılar.
Âd kavmi dalâlet ve sapıklık içinde yaşarken, Allâh-ü Teâlâ kardeşleri Hz. Hûd (a.s.)'ı kendilerine peygamber olarak gönderdi. O da onları Allâh-ü Teâlâ'ya imân ve ibâde­te ve insanlara zulmetmekten vazgeçmeye davet etti. İçlerinden pek az kimse îmân etti.
Hz. Allah (c.c.) üç yıl yağmur vermedi. Âd kavmi yağmur duası için Mekke'ye bir heyet gönderdi. Heyet henüz geri dönmeden yağmur yağdıracağını sandıkları soğuk ve şiddetli rüzgar Âd kavminden kimseyi sağ bırakmadı, hepsi helak oldular. Ad kavminin soğuk rüzgarla helak edilmesi­nin sebebi, boylarının uzunluğuna, vücutlarının iriliğine ve kuvvetlerine güvenip kibirlenmeleri ve hiçbir musîbetin ken­dilerine zarar veremeyeceğini zannetmeleri idi. Soğuk ve şiddetli bir kasırga ile vücutları tüy gibi havada uçuşmuştur. Bu fırtınada Hz. Hûd (a.s.) ile ona îmân edenler bir yere çe­kilmiş, şiddetli rüzgar onlara zarar vermemiştir.
Ümmeti helak olan peygamberler kendisine imân edenlerle birlikte Mekke'ye gelir, vefatına kadar orada Allâh-ü Teâlâ'ya ibâdetle meşgul olurdu. Âd kavmi helak olunca, Hz. Hûd (a.s.) da kendisine îmân etmiş olan kimselerle Mekke'ye gitti. Mekke'de vefat eden peygamberlerden, Zemzem ile Hacerü'l-Esved arasında yetmiş, diğer riva­yette doksan dokuz peygamber medfundur. Hz. Hûd (a.s.) da buradadır.


MANİ
Deniz coştu göl oldu
Yârim sana ne oldu
Benim sana yandığım
Memlekette şan oldu


531197845_3ed006f6fd_o.jpg
BİLMECE
Aşağıdaki kümede görünmeyenlerle beraber kaç tane top var? (Üçgen sayıları hatırlayın)
toplar.GIF

Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
Kalem=105 TL, silgi=5 TL










 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
21 Haziran 2007

21 Haziran 2007




Bugün 21 Haziran 2007 Hicri: 6 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 8 Haziran 1423 – Hızır 47 Soyadı Kanunun kabulü (1934) – Gündönümü ve fırtınası – Zonguldak, Kandıra ve Adapazarı’nın kurtuluşu (1921)
GÜNÜN HADİSİ
Hz. Peygamber, öylesine tane tane konuşurdu ki, kelimelerini saymak isteyen saya bilirdi.
Hadis-i Şerif (Buhari).



505849760_a4eaf2582a_o.jpg
İHANET VE AF
Ömer bin Abdülazîz Hazretleri'ni, düşmanları menfaatlerine mâni olduğu için, kölesine bin altın vererek zehirlettiler. Halîfe zehirlendiğini anlayınca bu köleyi ça­ğırıp dedi ki:
- Ben sana bugüne kadar hiçbir kötülük yapmadığım
hâlde bunu bana niçin yaptın? Doğruyu söylersen seni
affedeceğim.

- Bana bin altın vermek sureti ile bu ihaneti yaptırdılar.
- O altınları getir, seni affedeyim.
Köle, altınları getirdi. Yaptığına çok pişman oldu. Halife altınları devletin hazînesine bağışladı. Köleyi de affetti.

74244504_ea0b356f5f_b.jpg
İLKYARDIM
Âcil bir durumda telaşlanmayın ve bilmediğiniz bir mevzuda hastaya, yaralıya müdâhale etmeyin.
îcâp ediyorsa derhal ambulans, doktor, itfaiye, polis çağırın. Hasta ya da yaralının çevresine fazla insan birikmesine engel olun.
Hasta veya yaralıyı sırtüstü yatırın. Kanaması varsa durdurun. Gerekiyorsa sun'î solunum ve kalp masajı yapın. Hasta şokta ise, bayılmışsa sırtüstü yatırın, bacak­larını kalp seviyesinin üstüne kaldırın ve hastanın üstü­nü örtün.
Şuuru kapalı olan, komadaki hastalara ağızdan hiçbir şey vermeyin. Kırık olan kol veya bacağı sert ve düz iki cismin arasında sâbîtleyin. Yanık yeri temiz bir mendil ya da gazlı bezle örtün. Zehirli gazların solunmasıyla oluşan zehirlenmelerde hastayı derhal temiz havaya taşıyın, gerekirse sunî solunum ve kalp masajı yapın. Hastayı kat'iyyen yürütmeyin. Göz yaralanmalarına dokunmayın. Yaralıyı hemen bir hastahâneye götürün.
Ağız yoluyla olan zehirlenmelerde eğer hastanın şuuru yerinde ise, zehirlenen kişiye su ya da süt içirerek midedeki zehri sulandırın, sonra da hastayı kusturun. Daha sonra hastahâneye başvurun.


MANİ
Avlu dibi örümcek
Aklım gitti görüncek
Ben aklımı yemedim
Köylülere gidecek

531197851_76b22de27f_o.jpg
BİLMECE
Aşağıdaki şekil, hangi "üç boyutlu" cismin izdüşümüdür?
altigen.GIF

Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
1+3+6+10+15=35 tane top var.


 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
22 Haziran 2007

22 Haziran 2007




Bugün 22 Haziran 2007 Hicri: 7 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 9 Haziran 1423 – Hızır 48 Nasreddin Hoca (k.s.)’nın vefatı (1284) – Sultan İkinci Süleyman’ın vefatı (1691) – Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.nin vefatı (1780) – Sapanca’nın kurtuluşu (1921)
GÜNÜN HADİSİ
Allah dünyada insanlara işkence edenlere, kyamet günü büyük ceza verir.
Hadis-i Şerif (Müslim).


508598793_56532681cf_b.jpg


HAZRET-İ OSMAN (R.A.)'DAN
Allâh-ü Teâlâ sırf dünyâ için çalışmaya değer vermez, buna siz de değer vermeyin.
Allâh-ü Teâlâ'dan korkun! Çünkü Allâh-ü Teâlâ'dan
korkmak hem ganimettir, hem de insanı kötülüklerden
koruyan bir kalkandır.
Hz. Osman'a en çok neyi sevdiği sorulunca, "insanlar
uyurken namaz kılmayı severim." diye cevap vermiştir.

HALKIN DİLİNDEN KURTULAN VAR MI?
Nasreddin Hoca bir gün oğlunu yanına alır ve merkebi ile birlikte pazara gitmek üzere yola çıkar. Yolculuk esnasında önce oölunu merkebe bindirir, kendi yayan yürümeye başlar. Yanlarından geçenler Hoca'yı, yaya oğlunu eşeğin üstünde görünce kendi aralarında oğlu­nun da duyacağı şekilde;
- "Hey gidi zamane gençleri! Utanmadan kendi
merkebin üstüne kurulmuş, İhtiyar babasını yayan
yürütüyor..." diye fısıldaşırlar. Bunu duyan oğlu rahatsız olur ve,
- "Baba! Bin şu merkebe! Bana sitem ediyorlar!"
der. Bunun üzerine, Hoca biner, oğlu yürümeye başlar.
Bir müddet böyle giderler. Bu kez karşılarına çıkan bir
tanıdık Hoca'ya çıkışı-
- "Hocam! Senin kemiklerin sertleşmiş, bu oğlun
daha taze. Onu bu kadar ezmek doğru mu?" der. Hoca oğlunu da merkebin terkisine alır. Daha birkaç adım gitmeden hayvana acıyanların:
- "Bakın şunlara! Hiç merhametleri de yok! Küçücük merkebe iki kişi binmişler! Utanır insan!" diye ko­nuştuklarını duyan Hoca da, oğlu da merkepten inerler. Hayvan önde, onlar arkada yaya yola revan olurlar. On­ları görenler gülerek:
- "Allah! Allah! Dünyada ne şaşkın insanlar var?
Merkep önde bomboş gidiyor, bunlar da yaya yürüyorlar!" dediklerini duyunca Hoca ellerini açar ve şöyle der.
- "Ey Allah'ım! Halkın dilinden kurtulabilen var
mı?"


MANİ
Karşıdaki gök ekin,
Aldırdım elimdekin,
Her soran benzim sorar,
Sormazlar kalbimdekin.

531197853_dbfe60ef6c_o.jpg
BİLMECE
Aşağıdaki tabloda 8 adet yuvarlak görülüyor. Yalnız "iki" adet yuvarlağın yerini değiştirin ve her satır, sütun ve çaprazda eşit sayıda yuvarlak olsun. (Tablo dışına çıkılmadan)
tablokare.GIF

Cevabı yarın.
Dünkü cevap:Küp


 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
23 Haziran 2007

23 Haziran 2007

Bugün 23 Haziran 2007 Hicri: 8 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 10 Haziran 1423 – Hızır 49 Hazreti Ali (k.v.)’nin halife seçilmesi (656) – Turgut Reis’in şehadeti (1565)
Bugün 23 Haziran 2007 Hicri: 8 Cemâziyelahir 1428 – Rûmî: 10 Haziran 1423 – Hızır 49 Hazreti Ali (k.v.)’nin halife seçilmesi (656) – Turgut Reis’in şehadeti (1565)
GÜNÜN HADİSİ
Cennete giren, hep nimet görür, sıkıntı çekmez. Ne elbisesi eskir; ne de gençliği elden gider.
Hadis (Müslim).



162567259_105e6b8d6b_o.jpg
HAZRET-İ ALİ (K.V.)'DEN
Câhil, bilmediğini sormaktan utanmamalı; âlim, kendisine bilmediği bir şeyden sorulduğunda "Allâh-ü Teâlâ daha İyi bilir." demekten haya etmemelidir.
İlmin çeşmeleri, gecelerin kandilleri olunuz.
Dünyânın kulu olan ebediyyen belâdadır. Hırsının
esiri olan sıkıntıdadır. Kanâat eden ise hürdür.

Şu üç şey insanı mahveder: Cimrilik, nefse düşkünlük ve uçup (kendini beğenmek).
Şu üç şey de sevgiye sebep olur: Takva, tevâzû ve cömertlik.
• İnsanlar görünüşte eşittir; babaları Hz. Âdem, anneleri Hz. Havva'dır. Asıllarıyla övünürlerse o da çamur ve sudur. Fazilet ancak hakîkî âlimlerde vardır, zira on­lar muhtaç olanlara doğru yolu gösterirler.
Dünyâ yılan gibidir; dokunması yumuşaktır ama
öldürücü zehir onun içindedir. Kibirli ve câhil olanlar ona
yaklaşır; akıllı ise ondan uzak durur.

Kendini aldatan, başkasına doğru yolu gösteremez.
Amelin süslediği ilim ne güzel bir ilimdir; güzel huyun süslediği amel ne güzel bir ameldir.
"BEN EVDE YOKUM!"
Adamın biri, hizmetçisine:
- Bugün biraz rahatsızım. Bir tarafa çıkmayacağım.
Her kim gelip beni soracak olursa, "Evde yoktur! de..."
diye tenbih edip odasına çekilmiş. Bir iki saat sonra da
hizmetçiyi çağırmak üzere zili çalmış. Hizmetçi gelme
miş. Birkaç kere, hem de şiddetlice çalıp da yine gelme­diğini görünce, kalkıp hizmetçinin odasına gitmiş. Bak­mış ki hizmetçi oturuyor. Demiş ki:

- Yarım saattir zili çalıyorum! İşitmedin mi?
- İşittim efendim!
- Niye gelmedin peki?
- Siz bana "Ben evde yokum" demiştiniz!..


MANİ
Ekim ektim düzlere,
Diken oldum gözlere,
İşte ben gider oldum,
Ayaş kalsın sizlere.

531198437_62fa56af16_o.jpg
BİLMECE
Şekildeki saat kadranını iki çizgi ile üç parçaya ayırın ve yer parçada kalan rakamların toplamı "23" (yirmiüç) olsun. Çizgilerin 'doğru' olması şart değil.
saat.GIF
Cevabı yarın.
Dünkü cevap:
"Sağ üst" köşeye iki tane birden yuvarlak konur.
tablokare1.GIF
 
Üst Alt