Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinler arası diyalog

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
"Kur'an emretmiş Ehl-i Kitabtan hayırlı işler yapan, TEk bir Allah'a inanan ahiret gününe inanan barış sever, zülm etmeyenler var. Hepsi bir değil. Az da olsa varlar.
O zaman sanki böyle ehl-i kitab yokmuş gibi bir tavırlara girmek Kur'anı inkardır ki hafazanallah bunu yapan küfre girmiştir."
Duha

İslâm'ın kitap ehline karşı hoşgörüsü ayrı bir şeydir. Onlarla dost olmak ayrı bir şeydir. Ancak kimi insanlar bu iki olguyu birbiriyle karıştırmaktadırlar.
İslâm'ın, tüm hakları garanti altına alınmış olarak İslâm toplumunda yaşamakta olan kitap ehline karşı hoşgörülü davranılmasını ve onlara iyilik yapılmasını isteyen buyrukları ile dostluğun sadece Allah, peygamberi ve müslümanlara özgü kılınmasını isteyen buyruklarını birbirine karıştırmaktadırlar. Onlar Kur'an'da kitap ehline ilişkin yapılan tespitleri unutmaktadırlar. Onlar Kur'an'da belirtildiği üzere, onlar İslâm toplumuna karşı savaşma noktasında birbirlerinin dostudurlar. Bu, onlar için sabitleşmiş bir olgudur. Onlar, ne müslümandan hoşlanırlar, ne de onun dini olan İslâm'dan. Müslümandan, kendi dinini terk edip onların dinine geçmedikçe de hoşlanmayacaklardır. Onlar, İslâm'a ve müslümanlara karşı savaşmakta son derece ısrarlıdırlar. Onların bu noktada içlerinde gizledikleri öfke ve kin, ağızlarından çıkan sözlerdekinden çok daha büyüktür...

Müslüman, kitap ehline hoşgörüyle davranmaktan yanadır. Ancak onlarla, yardımlaşma ve işbirliği anlamında bir dostluk kurmasının yasaklanmış olduğunun da bilincindedir. Onun yapacağı, dinini pratize etmek ve İslâm'ın eşsiz sistemini gerçekleştirmektir. Bu noktada onun yolu ile kitap ehlinin yolu kesinlikle aynı değildir. Müslüman her ne kadar onlara hoşgörü ve sevgiyle davransa da bu, onların kendisinin dinine bağlılığını sürdürüp İslâm sistemini gerçekleştirmesinden hoşnut olmalarına, onların ona karşı savaşmak, komplolar hazırlamak noktasında birbirlerinin dostu olmaktan vazgeçmelerine yetmeyecektir.

Kafirler ve ateistlere karşı, dini yayma amacıyla bizler ile kitap ehlinin aynı kulvarda yürüyebilecekleri gibi bir sanıya kapılmamız, ne kadar korkunç bir bilgisizlik. Kitap ehlinin, müslümanlarla savaşmak söz konusu olduğunda kafirlerin ve ateistlerin safında yer aldıklarını bile bile, böylesi bir sanıya nasıl kapılabiliriz?

Her çağda olduğu gibi bu çağda da aramızdaki saf kişiler söz konusu uyarıcı gerçekleri kavrayamıyorlar. Kur'an'ın buyruklarını, yaşanan tarihî olayları tümden unutarak, kitap ehliyle -hepimiz dine inanıyoruz diyerek- elele tutup materyalizme ve ateizme karşı birlikte mücadele verebileceğimizi ileri sürüyorlar. Oysa, kâfir olan müşrikleri göstererek "Bunların yolu müminlerin yolundan daha doğrudur." (Nisa Suresi, 51) diyenler kitap ehlinin ta kendileriydi. Medinedeki müşrikleri destekleyip müslümanlara karşı kışkırtanlar, kitap ehlinin ta kendileriydi. Yine iki yüz yıl süren haçlı savaşlarıyla müslümanlara saldıranlar kitap ehlinin ta kendileriydi. Endülüs'te yaşanan korkunç trajedinin sorumluları onlar değil midir? Ateistlerin ve materyalistlerin de yardımını alarak, Filistin'deki müslüman arapları perişan edenler, onların yurdunu yahudilere verenler kitap ehlinin ta kendileri değil midir? Habeşistan, Somali, Eritre ve Cezayir'de ( Afkanistan, Irak, Çeçenistan, Kosova) kısacası her yerde müslümanların perişan olmalarının nedeni onlar değil midir? Yugoslavya, Çin, Türkistan ve Hindistan'da, kısacası her yerde, ateistlerle, materyalistlerle ve paganistlerle de işbirliği yaparak müslümanların başına bin bir çorap örenler kitap ehlinin ta kendileri değilmidir?

Tüm bunlara karşın bugün aramızdan kimileri kalkıp, -Kur'an'daki kesin buyrukların tamamen tersine- müslümanlarla kitap ehli arasında dostluk ve işbirliğinin mümkün olabileceğini ileri sürüyor! Neymiş! Böylece materyalizme ve ateizme karşı dini korumuş olacakmışız!

Bunları söyleyenler, Kur'an'ı okumamış olmalıdırlar. Okuduysalar bile, İslâm'ın özündeki hoşgörü çağrısını, Kur'an'ın yasaklamakta olduğu dostluğa çağrı biçiminde yanlış anlamış olmalıdırlar.

Bu tür kimseler İslâm'ın Allah katında kabul görecek tek inanç olduğunu kavrayamamışlardır. İslâm'ın, yeryüzünde yeni bir yapılanmayı hedefleyen, dün olduğu gibi, bugün de kitap ehlinin düşmanlıklarına ve saldırılarına göğüs gerilmesini sağlayacak olan, yapıcı bir hareket niteliği taşıdığını anlayamamışlardır. Kur'an'da kitap ehline karşı takınılması istenen tutum, kesinlikle değiştirilemez. Çünkü bu son derece doğal ve alternatifi olmayan bir tutumdur.
Seyyid Kutup-Fizilal-il Kur’an-Maide sur.51.ayetin tefsiri

Ey uykuda iken kendilerini ayık zannedenler! Umûr-u diniyede müsamaha veya teşebbühle medenîlere yanaşmayın. Çünkü, aramızdaki dere pek derindir; doldurup hatt-ı muvasalayı temin edemezsiniz. Ya siz de onlara iltihak edersiniz, veya dalâlete düşer, boğulursunuz.

Said Nursi-Mesnevî-i Nuriye - Habbe - s.1329
 

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
ulemanın ortak sözden anladıkları

ulemanın ortak sözden anladıkları

Ortak sözün anlamını biliyor musun?

Ortak söz, istişaredir. İştişarede meşveretle olur. Meşverette Şu'ra'da yapılır. Yani, Şura meşveret edilen yerdir. Ortak karar alınan ve uzlaşılan yerdir. Meşvereti dinler yapmaz, din mensubları ya da tabir-i diğerle ulema yapar. duha


Ulemanın ortak sözden anladıkları:

(Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.” Al-i İmran: 64.

Elmalılı Hamdi Yazır:
Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz:
Birbirimizi rab, mevla, mutlak hükmedici tanımıyalım; bütün hareketlerimizi bir Hakk'ın emriyle ve Allah'ın rızasıyla ölçelim. Allah ' ı bırakıp da onun gerisinde ve hakkın dışında bir bağımlılık anlaşmamız olmasın; hepimiz Allah'a kul olalım ve kendimizi ancak O'na boyun eğmiş bilelim; birbirimize de ancak bu açıdan uyalım ve bağlanalım; bir birimizin hakkına tecavüz etmeyelim; Allah'ın onu görevlendirdiği vazifeye de Allah için itaat edelim. (Elmalılı Hamdi Yazır,Hak Dini Kur’an dili)

Taberi:
De ki: "Ey ehl-i Kilap olan Yahudi ve Hristiyanlar topluluğu, bizimle si­zin aranızda aynı olan hak bir söze gelelim. Yalnız Allaha kulluk edelim. Alla­h’ın dışında kendilerine tapınılanlardan uzaklaşıp yalnız ona ibadet edelim. Put, Haç ve Tağut gibi herhangi bir şeyi ona ortak koşmayalım. Bir kısmımız Allah’ı bırakıp diğer bir kısmımızı rabler edinmesin. Birbirimize Allah’a isyan hususun­da itaat etmeyelim. Ve Allah’a secde edercesine birbirimizin Önünde eğilmeye­lim.( Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 2/279-285.)

Fahruddin Er-Râzi
Cenâb-ı Hakk'ın, “Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz”, mânası, "ifâde etmede birbi­rimize insafsız davranmamızın söz konusu olmadığı; hiç kimsenin birbirine zulmetme meylinin bahis mevzu olamıyacağı bir kelimeye geliniz!" demektir. Buna göre Hak Teâlâ'nın, tabiri "Âdil, dosdoğru ve aynı olan bir kelimeye gelin. Binâenaleyh o kelimeye gerek siz, gerek biz iman ettiğimiz zaman, eşitlik ve istikâmet üzere olmuş oluruz" demektir. (Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 6/379-381.)

Muhammed Ali Es-Sabuni
Onlara de ki: "Ey Yahu­di ve Hıristiyan topluluğu! Geliniz, birbirimize insaf edeceğimiz âdil ve doğru bir sözde birleşelim. Geliniz, Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim. Sadece ona iba­det edelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp da birbiri­mizi ilâhlaştırmayalım. Yani Yahudilerin Uzeyr (a.s.)'e, Hıristiyanların da İsa (a.s.)'ya ibadet ettikleri gibi, kimimiz kimimize ibadet etmesin. Yahudi ve Hıristiyan âlimlerinin kendiliklerinden helâl ve haram kıldıkları husus­larda onlara itaat edenler gibi olmayalım." (Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 1/390.)

Seyyid Kutub
“Bu, yalnız Allah'a kulluğa çağrıdır. Ona hiçbir varlığı.. hiçbir insanı hiçbir taşı ortak koşmamaya çağrıdır. İnsanların birbirlerini hiçbir Nebiyi, hiçbir Resulü Allah ile birlikte ilah edinmemesine çağrısıdır. Peygamberlerin hepsi de Allah'ın kullarıdır. Allah onları emirlerini tebliğ etsinler diye seçmiştir. İlahlık ve Rububiyette kendilerini Allah'a ortak etsinler diye değil...” Seyyid Kutub- Fizilal-il Kur’an

Mevdudi
"Bizim kabul ettiğimiz ve sizin de kendi kitaplarınızın öğretileri ile desteklendiği ve tasdik edildiği için, 'yanlış' diye reddedemediğiniz inancımızda bize katılın." Tefhim-ul Kur’an


İmam Kurtubi
Onlara bu şekilde hitap edilmesinin sebebi, itaat hususunda kendi alim­lerini rabler gibi bir konuma çıkartmalarından dolayıdır.
Burada hitabın bütün yahudi ve hıristiyanlara olduğu da söylenmiştir. Pey­gamber (sav)'ın Herakliyus'a gönderdiği mektubunda şöyle denilmektedir: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Allah'ın Rasûlü Muhammed'den Rum­ların büyüğü Herakliyus'a. Selam hidâyete tabi olanlara. İmdi ben seni İslâm daveti ile davet ediyorum.
İslâm'a gir, kurtulursun. İslâm'a gir, Allah sana ecrini iki defa versin. Ve şayet yüz çevirecek olursan o takdirde ırgat ve çiftçilerinin günahları sanadır. "Ve ey Kitap ehli! Hepiniz sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin: Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim... Şahit olunuz ki biz müslümanlarız, deyin." Bu rivayette lafız Müslim'e aittir. (Buhari Bed'u'l-Vahy 6, Cihad 102, Tefsir 4; Müslim. Cîhad 74; Müsned, I, 262-263.)
"Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi rabler edinmesin." Yani yüce Allah'ın helal kıldığı dışında, hiçbir kimseyi herhangi bir şeyi helâl ya da ha­ram kılma hususunda izlemeyelim, ardından gitmeyelim. Bu da yüce Allah'ın: "Onlar Allah'ı bırakıp alimlerini, rakiplerini, rabler edindiler." (et-Tevbe, 9/31) buyruğunu andırmaktadır. Yani onlar Allah'ın haram ve helâl kılmadı­ğı şeyler ile ilgili olarak, alim ve rahiplerini haram ve helâl kılmalarını kabul etmek suretiyle rableri ayarında tuttular. Bu da, Şer'î hiçbir delile dayanma­yan mücerred istihsani kabulün, batıl olduğunu göstermektedir.
Yüce Allah'ın: "Eğer yüz çevirirlerse" yani davet olundukları şeyi kabul etmezlerse "o vakit Şahit olunuz ki biz müslümanlarız, deyin," Yani İslâm dinine bağlı kalmak, bizim ayrılmaz vasfımızdır. Biz bu dinin hükümlerine uyan kimseleriz.(İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 4/232)

Şahit olun ki biz müslümanlarız!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Yahudilerin ve Nasranilerin “Ortak olan söze gelin” ayetinden anladıkları işte bu:

“O zalimler, "Allah kendisine çocuk edindi." dediler. Hâşâ, O sübhândır. Doğrusu, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmiştir.” (Bakara: 116)

"Mesih Allah'ın oğlu" dediler. Arap müşrikleri de "melekler Allah'ın kızlarıdır" dediler.

Şimdi bunlarla hangi noktada “ortak olan söz’e” gelmeyi düşünüyorsunuz ? Haşa deyip kabul etmeyeceksiniz, öyle değil mi ? Eğer kabul etmeye kalkarsanız zaten bu noktada kişi kendinden şüpheye düşer, Allah korusun. Peki kabul etmediğiniz takdirde ne olacak ? Bakın ayet size ne olacağını söylüyor, hemde lafı eğip bükmeden söylüyor:

Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne yahudiler, ne de hıristiyanlar senden asla hoşnud ve razı olmayacaklar.” (Bakara : 120)

Ne olacak peki şimdi ? Madem biz bunların inançlarını yok sayarken, aynı zamanda dialog yapmak isteyeceğiz. Öyle ya, hem adamın Din’i itikadını yok say “Üzeyir ve İsa (a.s.v.ecmain) Allah’ın (cc) sadece kulu ve Resuludur, asla ve kata oğlu değildir” de, sonra da “hadi ortak bir söze gelelim” şimdi, de! Cidden soruyorum: samimimisiniz ?


Uyanın artık yahu, bazı gerçekleri de görün artık. Bir ayetin bazı durumlarda nesih mi mensuh mu olduğunu biliyorsunuz o kadar güzel görüyorsunuz, eğer bir ayet o gün için geçerliyse, bir başka zaman başka bir oluşumda o ayet mensuh hükmüne girmişse, o günün şartlarına, tabiri caiz ise tastamam oturan ve açıklayan bir başka ayet yok mu, kalmadımı başka ayet Yüce Kur’an’ı Kerim’de ?

20 maddelik bir şey yazmışsınız, sözüm ona cevap gelmedi diye serzeniş yapıyorsunuz. Daha kendiniz copy yaptığınızı okumamışsınız, topu topu 4 – 5 soru var diğerleri birbirinin aynı konuda dönüp duruyor, halen 20 tane soruya cevap bekliyorum diyorsunuz! Zaten o 4-5 sorunun cevaplarınıda daha önceki yazılarımızda verdik. Bir başka arkadaşımızda illa tarafgir olmak yada olmamak konusuna takılıp kalıyor. İlla bir şeyin fan'ı olmak zorundamıyız. Sadece sevmek ile yetinsek, olmaz mı?

Bakın hepsini bir kenara koyun, ey müslümanlar topluluğu! Gelin şu ayete “ortak olan kendi kitabımızdaki söze“ kulak verin:

“Ehli kitab’dan bir çoğu arzu etmektedir ki sizi imanınızdan sonra çevirip kafir etseler; hak kendilerine tebeyyün ettikten (malum olduktan) sonra, sırf nefsaniyetlerinden, hasedlerinden (Bakara : 109)

Dünyada ne kadar zulüm varsa, kaldırın kafalarınızı da bir bakın, menşei nereye ve kime ait! Zulüme uğrayan kim ? zulümü uygulayan kim ? Haaa! pardon, sahi iki avrupa vardı, biri ehli kitap avrupa, diğeri ehli zulüm avrupa! Peki ama, amerika nereye düşüyor ?
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Cok ilginc!Imam-i gazali H.z.lerinin bu münazaralardaki zararlar diye saydigi maddeler nekadarda asikar ortaya cikmis
Dinler arasi Diyaloga karsiyim diyenler

simdi biz Kuranda diyalog manasini cikardik ve yapiyoruz

merak ettim peki Allah icin siz ne yapiyorsunuz?Kurandan yasadinizmi?

Kuran cihad edin derken nasil cihad ettiniz (sizin cihad anlayisinizda farkli ondan soruyorum)

Diyalogu red eden anlayis ve görüsteki kardeslerim siz Kuranda hristiyanlara ve ya yahudilere karsi nasil bir tavir takinip dini anlatmamizi muntazam buluyorsunuz

bugune kadar sayenizde olusturdugunuz fikirde(sadece edebiyat olmasin bu konusma)ne kazandiniz?

burada Irak,Filistin diye sanki sadece siz agliyormussunuz gibi gösterirken Allahaski icin söyleyin onlar icin ne yaptiniz???

100 milyon parami yatirip gönderdiniz arkasindan tv de izledikleriniz sonrada burda gelip ya kardesim 20 satirlik maddeyi kopyalamayi biliyorsunda amerika nerede gibi edebiyat sarfeden kardeslerim,Üstadi sanki diyaloga karsi imis gibi gösteren kardeslerim sizin Askiniz nasil ask anlamadim bizmi anlatamiyoruz
amma Yunus Emrenin cok güzel bir sözü var:

ASKSIZLARA VERME ÖGÜD ÖGÜDÜNDEN ALIR DEGIL
ASKSIZ ADAM HAYVAN OLUR HAYVAN ÖGÜD BILIR DEGIL


Rabbim ögüt alanlardan eylesin
 

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
Cevabı yanlış anlayarak vermişim. düzeltiyorum radikal islam kardeşten özür diliyorum.

"merak ettim peki Allah icin siz ne yapiyorsunuz?Kurandan yasadinizmi?

Kuran cihad edin derken nasil cihad ettiniz (sizin cihad anlayisinizda farkli ondan soruyorum)" alptraum

"Ey iman edenler yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından nefsinizi ve neslinizi koruyun" (Tahrim suresi 6)ayeti gereğince önce kendi nefsimizi islah daha sonra da en yakınlarımızdan başlayarak Tevhidi bir imanı ve salih bir amel ile sadece Allah'a kul olmayı tebliğ ediyoruz. tağutlar'ı sahte İlahları Rablik iddia eden sahtekar hocaları redde Yanlız Allah'a kulluğa çağırıyoruz, Peygamberi bir metodla...

ASKSIZLARA VERME ÖGÜD ÖGÜDÜNDEN ALIR DEGIL
ASKSIZ ADAM HAYVAN OLUR HAYVAN ÖGÜD BILIR DEGIL

şu mısraları öğüt almaz yahudi ve hırıstiyanlar için de düşünürseniz sevinirim...Ama onlar son yaptıkları uygulamalarla hayvandan daha aşağı olduklarını gösterdiler...


selam ve dua ile...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
...merak ettim peki Allah icin siz ne yapiyorsunuz?Kurandan yasadinizmi?

Kuran cihad edin derken nasil cihad ettiniz (sizin cihad anlayisinizda farkli ondan soruyorum)

Diyalogu red eden anlayis ve görüsteki kardeslerim siz Kuranda hristiyanlara ve ya yahudilere karsi nasil bir tavir takinip dini anlatmamizi muntazam buluyorsunuz

bugune kadar sayenizde olusturdugunuz fikirde(sadece edebiyat olmasin bu konusma)ne kazandiniz?

burada Irak,Filistin diye sanki sadece siz agliyormussunuz gibi gösterirken Allahaski icin söyleyin onlar icin ne yaptiniz???

100 milyon parami yatirip gönderdiniz arkasindan tv de izledikleriniz sonrada burda gelip ya kardesim 20 satirlik maddeyi kopyalamayi biliyorsunda amerika nerede gibi edebiyat sarfeden kardeslerim,Üstadi sanki diyaloga karsi imis gibi gösteren kardeslerim sizin Askiniz nasil ask anlamadim bizmi anlatamiyoruz
amma Yunus Emrenin cok güzel bir sözü var:

ASKSIZLARA VERME ÖGÜD ÖGÜDÜNDEN ALIR DEGIL
ASKSIZ ADAM HAYVAN OLUR HAYVAN ÖGÜD BILIR DEGIL

Rabbim ögüt alanlardan eylesin
Çok şükr yaptıklarımız bizim ve Allah (cc) arasındadır. Allah (cc) için veren ve yapanda rızayı kazanmak için yapmıştır. Bu neden ile reklama ihtiyaç duymadık, çok şükr. Bu bir.

Yaşamadığım hiç bir şeyi, inanmadığım hiç bir konuyu ne yazdım, nede savundum. Bu da iki.

Yahudi, hristiyan, budist bir çok insan tanıdım. İş din konusuna geldiği zaman, onlarda (aynı sizin bize buyurduğunuz gibi) müslüman kişi hayvan muamelesine layıktır tarzda bir anlayışla (hemen hemen) hareket ediyorlardı. Oysa biz yine onlara Allah'ın (cc) yarattığı bir kul, gözü ile bakıyorduk. Bu da üç.

Irak için hiç bir şey yapmadım, sadece İstanbul'da amerika ve yandaşlarının aleyhlerinde düzenlenen bir yürüyüşe katıldım. İsrail için ise çok şükr elimden geldiğince maddi ve manevi bir çok konuda yardıma çalıştım, ne kadar kabul olmuştur Allah (cc) bilir. Ama zahiri olarak en azından bir tek adet taş fırlattım. Ayrıca Irak ve Filistin için ağlamadım,Bu da dört.

Ayetler ile örnek verirken en fasih dili kullanan Rabbül Aleminin dili ile yazdım, edebiyatta en üstün dil ile yani. Bu da beş.

Üstad (k.s.) hazretlerini, dialog karşıtı olarak değil, bizzat anlamak isteyenlere tebliğ edilmesi için bu yönde samimi ve gerçek hizmet edenlerin en başında gördüğümüzü her zaman yazdım. Amaç tebliğ ise, Üstad (k.s.) hazretleri bunu son dönemde topraklarımızda en güzel yapan Zat-ı muhteremdir dedik, çok şükr.Buna inandığımız için yazdık zaten. Bu da altı.

Hepsinden en önemlisi ki; bence özenle altı çizilmeli ve herkes ibret alarak okumalı ve bu iki mesaj silinmemeli; HİÇ BİR KAFİR İÇİN, MÜSLÜMAN BİR KARDEŞİME HAYVAN DEME NEZAKETSİZLİĞİNİ GÖSTERMEDİK ELHAMDÜLİLLAH! Bu da sonuncusu.



Derdi; Allah'ın (cc) rızası olanlara selam olsun!
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
tebliğ ile sizin dediğiniz diyalog aynı şeymi diyalogçular
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Güzel bir soru. Tebliğ ile diyalog aynı şey olamaz. Diyalog karşıdakini dinleme ve ortak bir noktada buluşmak ile mümkündür. Hadi buluşalım:

Hatta önce itikadlarda "ortak söze gelelim"

1.- Allah'ın oğlu Üzeyir...(haşa)
2.- Allah'ın oğlu İsa...(haşa)
3.- Allah'ın kulu ve Resulu Muhammed (s.a.v.)

Sonu Haşa ile biten 1.ve 2. cümleleri sesli okuyun ama (haşa) olan bölümleri sessiz okuyun.

3.Cümleyi baştan sona sessiz okuyun. Yoksa; asla dialog olmaz!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Birde beyyineler ile ortak söze gelelim:
"Kulhuvallahi ehad.Allahüssamed.Lem yelid ve lem yuled.Ve lem yekün lehu kufuven ehad."

Eh yani! Elbette papaz dostlar ve haham kardeşler yan gözle bakacaklar elbette bize. Biz de amma yüzsüz adamız ha, gözlerinin içine baka baka adamların itikadlarına küfür ediyoruz. Tövbe, tövbe...

Anlaşılan ayetlerde de ortak sözü yakalayamayacağız. Neyse, bir fikri olan dialogçu bir arkadaşımızın muhakkak bir fikri vardır bu konuda. Muhakkak dialog kurmamız şart bizim bunlarla.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
tebliğ ile sizin dediğiniz diyalog aynı şeymi diyalogçular
tebliğ diyalogsuz olmaz !!! neden mi?

diyalog -ğu
isim (diyalôg) Fransızca dialogue
1 . Karşılıklı konuşma.
KAYNAK TÜRK DİL KURUMU,

Soruyorum tebliğ yapanlar, karşınızdaki ile konuşmadan yani bu ister yazılı, ister el işaretleri yahut dil ile bir şekilde anlatım yapmadan nasıl tebliğ ediyorsunuz? yok eğer nazar ile yapıyorsanız buda kalbi diyalogdur bence günümüzde nasılki şeriatın anlamını bilmiyenler kahrolsun şeriat [HAŞA] deme gibi bir gaflette bulunuyorsa , günümüzde diyaloğun anlamını bilmiyenlerde aynı cehaleti sergiliyor kanaatimce....
 

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
"3.- Allah'ın kulu ve Resulu Muhammed (s.a.v.)"

Fakat Peygamberi işiten ve dâvâsını bilen adamlar onu tasdik etmezse, Cenâb-ı Hakkı tanımaz. Onun hakkında yalnız Lâ ilâhe illâllah kelâmı, sebeb-i necat olan tevhidi ifade edemez. Çünkü o hal, bir derece medar-ı özür olan cahilâne adem-i kabul değil; belki o kabul-ü ademdir ve o inkârdır. Mucizâtıyla, âsârıyla kâinatın medar-ı fahri ve nev-i beşerin medar-ı şerefi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı inkâr eden adam, elbette hiçbir cihette hiçbir nura mazhar olamaz ve Allah'ı tanımaz.

Mektubat-Yirmi Altıncı Mektup - s.505​
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
tebliğ diyalogsuz olmaz !!! neden mi?

diyalog -ğu
isim (diyalôg) Fransızca dialogue
1 . Karşılıklı konuşma.
KAYNAK TÜRK DİL KURUMU,

Soruyorum tebliğ yapanlar, karşınızdaki ile konuşmadan yani bu ister yazılı, ister el işaretleri yahut dil ile bir şekilde anlatım yapmadan nasıl tebliğ ediyorsunuz? yok eğer nazar ile yapıyorsanız buda kalbi diyalogdur bence günümüzde nasılki şeriatın anlamını bilmiyenler kahrolsun şeriat [HAŞA] deme gibi bir gaflette bulunuyorsa , günümüzde diyaloğun anlamını bilmiyenlerde aynı cehaleti sergiliyor kanaatimce....


tebliğ dediğimiz müslümanın görevidir yapmak zorundayız ama dinler arası diyalog dediğinizdeki diyalog benim anladığım tebliğe hizmet etmiyor neye hizmet ediyor dersen batı emperyalizmine derim
 

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
"nasılki şeriatın anlamını bilmiyenler kahrolsun şeriat [HAŞA] deme gibi bir gaflette bulunuyorsa , günümüzde diyaloğun anlamını bilmiyenlerde aynı cehaleti sergiliyor kanaatimce...." seyfullah putkıran adlı üyeden alıntı

şeriatın anlamını bilsin bilmesin bu söz küfürdür, bu küfür sözün sahibi İslam ise dinin dışına çıkar, değilse daha müslüman olmamıştır zaten...

Diyaloğu sizin anladığınız manada anlamadığımız zaman, bununla eş tutuyorsanız sözünüzün nereye geldiğini biraz düşünün.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
"nasılki şeriatın anlamını bilmiyenler kahrolsun şeriat [HAŞA] deme gibi bir gaflette bulunuyorsa , günümüzde diyaloğun anlamını bilmiyenlerde aynı cehaleti sergiliyor kanaatimce...." seyfullah putkıran adlı üyeden alıntı

şeriatın anlamını bilsin bilmesin bu söz küfürdür, bu küfür sözün sahibi İslam ise dinin dışına çıkar, değilse daha müslüman olmamıştır zaten...

Diyaloğu sizin anladığınız manada anlamadığımız zaman, bununla eş tutuyorsanız sözünüzün nereye geldiğini biraz düşünün.

merak etmeyin ne dediğimi biliyorum,
bildiğini tebliğ etmek müslümanın üstüne borçtur...
ben akıbetleri aynı demedim cehaletleri aynı dedim ve bundada ısrar ediyorum...
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
tebliğ dediğimiz müslümanın görevidir yapmak zorundayız ama dinler arası diyalog dediğinizdeki diyalog benim anladığım tebliğe hizmet etmiyor neye hizmet ediyor dersen batı emperyalizmine derim

Bana diyalogda ters birsey gördügünüzü gösterin(video yada katildiysaniz)

olan birseyden söyleyin

Ayni kelimeleri tekrarliyorsunuz
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
"nasılki şeriatın anlamını bilmiyenler kahrolsun şeriat [HAŞA] deme gibi bir gaflette bulunuyorsa , günümüzde diyaloğun anlamını bilmiyenlerde aynı cehaleti sergiliyor kanaatimce...." seyfullah putkıran adlı üyeden alıntı

şeriatın anlamını bilsin bilmesin bu söz küfürdür, bu küfür sözün sahibi İslam ise dinin dışına çıkar, değilse daha müslüman olmamıştır zaten...

Diyaloğu sizin anladığınız manada anlamadığımız zaman, bununla eş tutuyorsanız sözünüzün nereye geldiğini biraz düşünün.

Bana diyalogda ters birsey gördügünüzü gösterin(video yada katildiysaniz)

olan birseyden söyleyin

Ayni kelimeleri tekrarliyorsunuz

Kanitlanabilen veyahut olmus ispatlanmis olan birseyi getirin dediginiz bütün anti-diyalog masallarini dinledik Kurandan örnek verdik

cekirge gibi konudan konuya atlamak yok oldugunuz yerde cevaplayin
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Çok şükr yaptıklarımız bizim ve Allah (cc) arasındadır. Allah (cc) için veren ve yapanda rızayı kazanmak için yapmıştır. Bu neden ile reklama ihtiyaç duymadık, çok şükr. Bu bir.

Yaşamadığım hiç bir şeyi, inanmadığım hiç bir konuyu ne yazdım, nede savundum. Bu da iki.

Yahudi, hristiyan, budist bir çok insan tanıdım. İş din konusuna geldiği zaman, onlarda (aynı sizin bize buyurduğunuz gibi) müslüman kişi hayvan muamelesine layıktır tarzda bir anlayışla (hemen hemen) hareket ediyorlardı. Oysa biz yine onlara Allah'ın (cc) yarattığı bir kul, gözü ile bakıyorduk. Bu da üç.

Irak için hiç bir şey yapmadım, sadece İstanbul'da amerika ve yandaşlarının aleyhlerinde düzenlenen bir yürüyüşe katıldım. İsrail için ise çok şükr elimden geldiğince maddi ve manevi bir çok konuda yardıma çalıştım, ne kadar kabul olmuştur Allah (cc) bilir. Ama zahiri olarak en azından bir tek adet taş fırlattım. Ayrıca Irak ve Filistin için ağlamadım,Bu da dört.

Ayetler ile örnek verirken en fasih dili kullanan Rabbül Aleminin dili ile yazdım, edebiyatta en üstün dil ile yani. Bu da beş.

Üstad (k.s.) hazretlerini, dialog karşıtı olarak değil, bizzat anlamak isteyenlere tebliğ edilmesi için bu yönde samimi ve gerçek hizmet edenlerin en başında gördüğümüzü her zaman yazdım. Amaç tebliğ ise, Üstad (k.s.) hazretleri bunu son dönemde topraklarımızda en güzel yapan Zat-ı muhteremdir dedik, çok şükr.Buna inandığımız için yazdık zaten. Bu da altı.

Hepsinden en önemlisi ki; bence özenle altı çizilmeli ve herkes ibret alarak okumalı ve bu iki mesaj silinmemeli; HİÇ BİR KAFİR İÇİN, MÜSLÜMAN BİR KARDEŞİME HAYVAN DEME NEZAKETSİZLİĞİNİ GÖSTERMEDİK ELHAMDÜLİLLAH! Bu da sonuncusu.



Derdi; Allah'ın (cc) rızası olanlara selam olsun!


Beni domuzun ahirinda neye benzetmistin kardesim oradaki nazik cicegemi benzetmistin simdi Yunus Emrenin olanlafi incitti

o laf gittigi yerde birinin kalbini incitecekse sen degilsin kardesim cünkü sende ask oldugunu biliyorum sadece ask olmayanlara lafim

sen bana ne dersen de kardesimden gelmistir diye serbet diye icerim ama niyeti halis olmayanlar var farkli amaclar güdenler var benim laflarim onlaradir
selametle
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
Bana diyalogda ters birsey gördügünüzü gösterin(video yada katildiysaniz)

olan birseyden söyleyin

Ayni kelimeleri tekrarliyorsunuz


arkadaş kusura bakma sen taraflı bakıyorsun olaya bırak dinler arası diyaloğu ondan önce eleştirilecek neler var neler
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
@Bodom


Sen olaylara tarafsiz mi bakiyorsun merak ettim
biz Kuran ve sünnet isiginda bakiyoruz

peki sen :)

sana kizipta seytana yardimci olmak yerine alttan almak lazim
:)
 

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
"Bana diyalogda ters birsey gördügünüzü gösterin(video yada katildiysaniz)

olan birseyden söyleyin" alptraum

Ters giden şey şu, daha sizin fikirlerinizi kabul etmiyoruz, diye bize bunca hırsla saldırırken, Allah(c.c)'ın gönderdiği hak dini din olarak kabul etmeyen, O'nun gönderdiği Peygamberin risaleti kabul etmeyen, O'nun belirlediği haramı haram, helali helal kabul etmeyen ve Allah'ın dinine ve peygamber(s.a.v) efendimizin getirdiği hayat sisteminin yayılmasına yardımcı olmayanlara, hatta onu ortadan kaldırıp yerine beşeri sistemlerin getirilmesi için İslam topraklarına saldıranlara karşı ise, sağduyu ve hoşgörü adına ses çıkarmıyorsunuz.

Ben Bediüzzamanın İslam toprakları işgal altındayken uyguladığı tavrı size gönderirken bile, hayır siz bediüzzamanı bizim anladığımız gibi anlayacaksınız diyorsunuz, diyaloğu sizin anladığınız manada anlamadık diye küfre varan bir cehaletle kıyaslayıp itham ediyorsunuz. İşte bu hoşgörüsüzlüğünüz bile ters giden birşeylerin olduğuna delildir varın gerisini siz düşünün.

Selam hidayete tabi olanlara olsun...
 
Üst Alt