[FONT="]sayın adam;[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]adam değil, raşid.[/FONT]
[FONT="]
[/FONT][FONT="]sizin söylediklerinize inanırsam bu sefer de hristiyanlara göre kafir olacağım. ne yapacağız şimdi? hristiyanlardan da milyarlarca var. hepsi yanlış düşünüyor derseniz ve milyarlarca insanı cahil kendinizi akıllı görürseniz, bu en büyük enaniyet olmaz mı? ne yapacağız şimdi bir dini kabul edip kafirlikten kurtulmaya çalışırken diğer bir dine göre kafir oluyoruz. ne yaparsak kafirlikten kurtulamıyoruz. gelen kafir diyor giden kafir diyor. ne yapalım yani gözümüzü kapatıp birini seçelim mi? seç birini mi diyorsunuz? ne yaparsan yap deistlikten daha mı iyidir diyorsunuz?
[/FONT][FONT="]
[/FONT]Her ne yaparsanız yapın, Müslümanlık haricinde yapılan her şey hüsranda kalmakdır. hristiyanlık da var, yahudilik de var, ona bakarsanız bir sürü din mantığı var. Ama siz ne diyorsunuz ? ben Allahın varlığına ve birliğine inanırım diyorsunuz. O zaman O inandığınız Allah diyor ki inned dini indallahil İslam Yani, Allah katında gerçek din; İslamdır. Ben böyle diyorum ve böyle demekle gerek hristiyan karşısında ve gerekse de yahudi gözünde kafir olarak görülüyorum. Evet, onlara göre kafirim ne mutlu bana. Önemli olan Rabbimin karşısında Müslüman olarak kabul edilmişsem, ne mutlu bana. Ne yahudinin nede hristiyanın rızasını aramıyorum ki, Rabbim benden razı olursa benden daha mutlu insan düşünemem bile. Bunun haricinde yok deist, yok ateist, yok teist vs
Bana göre hepsi kafir, istisnasız hem de. Aslında bana göre de değil, İslamın itikadlarına göre kafirdir. İslam böyle dediği için ben kafir görüyorum. Eğer İslam bana bu gibi insanlar hakkında seni ilgilendirmez deseydi, karışmazdım bile. Ama, eğer bana bu konularda Allah (Celle celaluhu) mücadele etmemi istemişse, elbette bende mücadele ederim. Ve yanlış yazdığın İslam ile ilgili yanlış her bilgiye itiraz eder, red cevapları yazarım. Sen kimsin ki senden çekineyim veya ben kimim ki İslam Dini hakkında hakaretler yazılırken suskun kalayım. Elbette kalamam, bu yönde yapmış olduğum mücadele için enaniyet denmez. Enaniyet, kendi nefsin için yaptığın şeylerin cümlesine denir.[FONT="]
[/FONT][FONT="][/FONT]
[FONT="]bilmediğim bir şey olduğu zaman. bilmiyorum diyorum. adem nasıl yaratıldı dediniz, bilmiyorum dedim. ruh nasıl yaratıldı dediniz, bilmiyorum dedim. havva nasıl yaratıldı dediniz, bilmiyorum dedim. demek ki neyi bilmediğimi biliyormuşum. bir de şu cahil kelimesini çok kullanıyorsunuz. acaba ben mi anlamını bilmiyorum diye bu kelimenin anlamına sözlükten baktım ve cahil olmadığımı anladım. bakıyorum da cahillihin kitabını baştan yazmışsınız.[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]Siz bilmiyorum derken, diğer taraftan da ahkam kesmeye devam ediyorsunuz, işte ben burasına itiraz ediyorum. Hem bilmiyorsunuz, hem de anlatılan yazılan şeylere bakmıyorsunuz. Bu hareketiniz tarih kitabını alıp içinde teksas tommiks okumaya benziyor. Maksat okuyorum zannedilsin, ben ne okuduğumu biliyorum ya nasıl olsa, tarzı. Bakın, size cahil kelimesini kullanıyorsam, Din konusunda cahilsiniz, eksiksiniz anlamında kullanıyorum. Belki fiili yaşantınızda belki bir tarih öğretmenisiniz veya kulak burun doktorusunuzdur. Aldığınız eğitim doğrultusunda belki akademik kariyer de yapıyor olabilirsiniz. Benim cahil kelimem bunları kapsamaz. Ben, size sadece Dini konularda hem cahil hem de cahilliğine bakmadan ahkam kesen bir insan gözü ile bakıyorum. Çünkü, gerek arkeoloji ve gerekse de antropoloji gibi konularda veya mitoloji gibi konularda fikir sahibisiniz ve hatta kitap sahibi de olabilirsiniz. Ama, Dini konularda bu gibi fikirler ile beslenirken yaptığınız itirazlar, aklınız sıra mantıki sorgulamalarınız cılız ,çok cılız kalıyor. Bu konuları bilmediğiniz içinde, kullandığınız cümleler ile karşıdaki insanı kızdırıyorsunuz. Sonra da saldırıyorsunuz. Bana cahil dediniz ama, yok efendim cahilliğin kitabını yazmışsınız falan filan. Geçin efendim geçin bunları. Al misketlerini ver topacımı ben oynamıyorum edası değildir amacımız. Doğruyu anlatmak, güzeli takdir etmektir. Doğruya hak vermektir. Bir hadisin peşinde 40 yıl geçiren insan, İslam alemi için bu kadar eziyete ve emeğe katlanmış, siz lütfedip okumuyorsunuz veya okuduysanız dudak kıvırıp geçiyorsunuz. Nice alimler var, kaynağını Kuran ve sünnet ile derlemiş toplamış Hz.Adem (as.)ın, Hz. Havva anamızın Hz. İsa (as.)ın nasıl yaratıldığı konusunda hikmetlerini ve ruhun ne tür bir şey olduğuna yakın bilgileri vermiş. Madem cahil değilsiniz, o halde ispatlı belgeli bu yazılara neden bakmıyorsunuz. Veya baktıysanız, neden daha halen bilmiyorum diyorsunuz. Belki denk gelmemiş olabilirsiniz, burasını kabul edebilirim, ama siz hiçbir kaynağa bakmadan red ederseniz, ve bunun sonucunda sana bu konuları bilmiyorsunuz diyen birine bir de ahkam kesmeye kalkarsanız, o zaman size hem hadsiz derler hem de cahil derler. Bu ben olsam da böyle, siz olsanız da böyle. [/FONT]
[FONT="]
[/FONT][FONT="]yaratmak kelimesinin anlamını ne kadar tartışsam da boş. kabul etmiceksiniz. yaratmak kelimesinin bir diğer anlamı da oluşturmaktır. yaratmak sadece yoktan var etmek demek değildir. size bununla ilgili ayet bile gösterdim. kanıtsa işte kanıt. insan yoktan mı var edildi yoksa çamurdan mı var edildi? bu delili kaçıncı kez gösterdiğimi hatırlamıyorum. okumuyorsunuz heralde yazdıklarımı. ama sizin için bu kadar önemli ise benim için sorun yok. sayın bekir'den rica edelim konu başlığını ''Deist: Dinleri İnsanlar Oluşturdu'' olarak değiştirsin lütfen.[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]Kelime olarak yaratmanın İslami lügat karşılığı yoktan var etmektir. Adem (as.) yoktan var edilmiştir. Siz cesedinin toprak ve su olduğuna bakıp da, ama topraktan yaratıldı diyorsunuz. Yaratılmanın son haline bakıp kalıyorsunuz. Sebebe değil, sebebi yaratana bakın diyorum bende. Toprak Adem (as.)in hamuru, tamam kabul, toprağın hamuru ne ? Toprağı kim ve ne şekilde yarattı ? Sadece ceset meydana gelmesi ile yaratma bitmiş mi ? İçine ruh üflenmiş, ruh ne ? Muhteviyatı ne ? Bitmiş mi yaratılma safhası, hayır! İçinde akıl var bu yaratığın, akıl ne ? muhteviyatı ne ? Bitmiş mi yaratılma safhası ? Hayır ! bir de nefis diye bahsedilen başka bir şey daha var. Peki nefs ne ? muhteviyatı ne ? Şimdi bütün bu sorulara bakarak ne demelisiniz ? Evet, ben yaratılma safhası denildiği zaman bunun ne anlama geldiğini biliyorum diyebilirmisiniz ? Diyemezsiniz, şu haliniz ile hayal dahi edemezsiniz. Bu eksikliktir. Bunu kabul ederim, gün gelir bu eksikliğinizi bir kitap ile giderebilirsiniz, ama kalkıp da hayır efendim ben lügata baktım, yaratmak kelimesinin anlamı; oluşturmakmış, derseniz, ne demeliyim şimdi size ? Ayet insanı topraktan yarattık der, elhak amenna ve saddakna, pis bir sudan yarattık der, amenna ve saddakna, balçıktan yarattık der ayet, amenna ve saddakna, bunların hepsi bir merhaledir. Siz, bir tek merhaleye bakıp da tamamı bu diyemezsiniz, ayet dedirtmez çünkü. İsa (as.) ne toprak ne de sudan yaratıldı. Bir emirdir Onun muhteviyatı. Havva anamız, ne topraktan yaratıldı, ne sudan yaratıldı. Bir hikmettir Onun yaratılması. Hz. Salih Peygamber(as.)in devesi, kaya yarıldı içinden çıktı, bu da başka bir hikmettir. Ama Ona (Celle celaluhu) bir zorluk yok, O (Celle celauhu) ol der oluverir, anlama yönünde biz kullar zorluk çekiyoruz sadece. Bu da okumadığımız ve araştırmadığımız içindir. Bunu anlatmaya çalıştık o kadar cümleler ile. Sizin yazdıklarınızı gayet ince ince okuyorum merak etmeyin. Okuduğum için bu kadar cümle sarfediyorum zaten. Okumasam, bakar geçerim, cevap dahi yazmam. Ama bir yanlış anlama olduğunu, anlam sıkıntısı yaşadığınıza inandığım için, eğer dinleyeceksiniz (okuyacaksanız), ahkam kesmeyecekseniz daha da anlatırız demeye çalışıyoruz. Yoksa, konu başlığını yaratmaktan oluşturma kelimesine çevirseniz ne olur çevirmeseniz ne olur, önemli olan itikaddır. Ben konu başlığını okurum haşa der geçerim, ama ortada sakat bir itikad varsa müdahele etmek zorundayız. Bu sadece sizin itikadınız ile ilgili değil, okuyan diğer insanların da itikadına zarar verecek bir kavramdır.[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]konu başlığı değişirse sanırım artık bu konuda bir problem kalmaz. peygambere hakaret konusuna gelince müslüman olmamak ve müslüman olmadığım için islam dininin peygamberine inanmamam bir hakaret midir? yani müslüman olabilmek için ilk önce inanmak daha sonra sorgulamak mı gerekiyor? hristiyanlıktan müslümanlığa geçen insanlar nasıl müslüman oldular peki? ilk önce müslüman oldular daha sonra mı hangisi doğru diye düşünmeye başladılar? elbette hayır. ilk önce peygambere inanmadılar sorguladılar daha sonra inanmaya veya inanmamaya karar verdiler. inanmamak hakaret etmek demek değildir? aksi takdirde siz de inanmadığınız her şeye hakaret etmiş olursunuz.
[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]İslam Peygamberi değildir Hz. Muhammed (sav.), bütün insanların peygamberidir. Önce burasını iyi anlayın. Bu şu demektir, yahudi veya hristiyan kim olursa olsun, budist de dahil, şaman da dahil, mecusi de dahil, bütün insanlar kabul etse de etmese de onların da Peygamberidir. Her peygamber kendi bulundukları topluma tebliğ için gönderilirken, Hz. Muhammed (sav.) bütün insanlığa gönderilmiştir. Alemlere rahmet olarak gönderdik ayeti buna işaret eder. Kişi kabul eder yada etmez, kendi bilir. Ama, etmedi diye değil, sizin gibi hakaret kabul edilecek cümleler kullanırsa o zaman cevap veririz, uyarırız. Devam ettiği takdirde elbette çok sert cevap verilir.[/FONT]
[FONT="]Gerçek Müslüman olmak için önce sorgulamak gerekir. İnsanlar (bizim toplumumuz) % 85 90 müslüman olarak ana babasından doğuyor. Sorgulama safhasını otomatikman geçmiş bulunuyor. Siz bunu sorguluyorsunuz. Gülerim, ama gülemiyorum. Bu başlı başına bir nimettir, lütuftur, hazinedir, siz bunları sorguluyorsunuz. Siz bunu dahi anlayamıyorsunuz, diğer toplumlar bu zorlu safhalar için bazen ömürlerini veriyorlar, siz yanıbaşınızda bulmuşsunuz, bunuyorsunuz. Hz. İbrahim (as.) dahi, Peygamber olmasına rağmen Rabbini sorgulaya sorgulaya buldu ve Kuran bu zorluğun ne olduğunu bize anlatıyr ve düşünüp ibret alıp şükr edelim istiyor, siz seçim hakkından bahsediyorsunuz. Buyrun, seçin o halde. Sizi tutan yok. Eksikliğinizi tam tersi eksiksizlik olarak görüyor, bu sefer diğer Müslümanlara da siz de böyle yapsanız a ! diyorsunuz. İşte burası hakaret olur müslümana. Bizim de beynimiz var, sizin kadar düşünecek kapasitemiz var, kıyas mantığımız var. Sizin inanç eksikliği olarak gördüğüm bu yönünüze gıpta eden varsa, buyursun. Geleceğiniz nokta, yine tam burası ! kafirlikten sorgulaya sorgulaya gelen, Müslüman olan insanlara sorun, kabul nedenlerini iyi anlayın. O zaman bulunduğunuz noktanın şükrünü ne kadar eda edersiniz, bilemem.[/FONT][FONT="]
[/FONT][FONT="]peki hemen ona da cevap yazayım. elma ile armut polenlerini bugüne kadar tesadüfen döllenmemişse yaratıcı öyle istediği içindir. siz beni ateist sandınız herhalde. bu sorunun benim iddiamla bir ilgisi yok.
[/FONT][FONT="][/FONT]
Sizin iddianız ile ilgisi var, da şu: Allah (Celle celaluhu) hiçbir şeyi sebepsiz yaratmamışsa, yani elma ile armut örneğinde olduğu gibi her şeyi bir hikmet çerçevesinde yaratmışsa, ahkamını ve kanunlarını belirtmek için elbette içimizden bazı seçilmiş insanları bize elçi olarak gönderecek. Armuta ve elmaya döllenmesi için rüzgarı ve arıyı elçi kılmışsa, bu konuya bu kadar önem veren Rabbimiz, insanların hayatlarını ve yaşantılarını bir düzen ve intizama koymayacak mı ? Evinizin düzenini de kasd ederken bu anlamda bir örnekleme yapmaktı amacımız. Siz, yaşantı bazında evinizde dahi bir düzen oluşturmuşken, müsaade edin Allah (Celle celaluhu) da kainatı için bir düzen murad etmiş olsun, değil mi ! Siz bu mantığa bile bir kulp bulmaya çalışmışsınız