Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yüzyillarin yalanimi?

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
Halk dilinde Veysel Karani olarak anılan tasavvuf büyüğünün asıl adı Üveys’dir. Nitekim onun yolunda olanlara mensubiyet ifadesi bakımından Üveysi denir. Veysel Karani’nin menkıbesi, Hz. Peygamber’i görmek için yanıp tutuşması ve anne sevgisini timsalleştirmesi bakımından tarihi kimliğini gölgelenmiş, onu bir efsane kahramanı heline getirmiştir.

Güvenilir kaynaklara göre Veysel Karani Yemenli’dir. Babasının adı Amin’dir. Veysel karani, Hz. Peygamber yaşadığı sırada Müslüman olmuş, fakat kendisini görememiştir.

Bununla beraber Hz. Peygamber, onun ashab arasına katılanların hayırlısı olduğu ve pek çok kimseye şefaat edeceğini bildirmiştir. Veysel Karani’nin hayatının en büyük isteğine kavuşamaması, yani Hz. Peygamber’i göremeyeşinin sebebi, hasta ve yatalak annesinin yanından ayrılamamasıdır. Bu durumu Yunus Emre şu dörtlüğüyle dile getirmiştir:

Anasından destur aldı durmadı,
Kabe yollarından gözü ırmadı,
Eve geldi Muhammed’i bulamadı,
Yemen illerinde Veysel Karani.

Adına Yunus Emre’nin de ilahiyi yazdığı Veysel Karani Türk tasavvuf edebeiyetında büyük sevgi ve alaka görmüş hakkında menkıbenameler, pek çok ilahi ve destan mahiyetinde hikayeler kalame alınmıştır.

Sufi kaynaklardan bir kısmı Veysel Karani’nin Hz. Peygamberle görüştüğünü ileri sürerlerse de, diğer kaynaklar ve rivayetler bunun aksini savunmuşlardır. Yukarıda belirtildiği gibi, hasta annesini yalnız bırakamadığı için, medine’ye gidemeyen bu Sufi için Hz. Peygamber, Hz. Ömer ve Hz. Ali’ye, onunla görüşmek imkanının kendilerine nasip olacağını müjdelemiştir. Ayrıca duasını almalarıda bildirmiştir. Onlar da onu görecekleri anın gelmesini dört gözle beklemeye koyulmuşlardır. Hz. Ömer’in halifeliğidöneminin son yıllarına doğru, onun Yemen’den gelen bir hacı kafilesi ile gelip Mekke’de bulunduğunu öğrendiler. Hacılar Veysel’i Arafat yakınlarında deve güttüğünü haber verip, hakkında alaylı sözler söylerler. Fakat, Hz. Peygamber’in onun için söylediklerin, öğrenince bu tavırlarından ötürü nedamet duymuşlardır. Hz. Peyber’in kendisi hakkında söylediklerini naklettikleri gibi, hayır duasını da aldılar. Kendisine hediye ve para vermek yolundaki teşebbüsleri boşa gfitti. Maddi hiç bir şey kabul etmeyen Veysel, hacılarla birlikte yine Yemen’e dönmüştür.

Daha sonra geri gelen Veysel Karani, Hz. Ali’nin halifeliği sırasında Medine’ye gitti ve Haracilerin ortaya çıkmalarına sebep olan Sıffin savaşında Hz. Ali’nin saflarında savaşçı olarak bulundu. Bir rivayete göre bu savaşta şehit olmuş, başka bir rivayete göre ise, yine Hz. Ali’nin hilefeti döneminde Şam’da hadis ilmiyle meşgül bulunduğu sırada vefat etmiştir. Rivayetlerden anlaşıldığına göre Üveys çok fakir bir ailenin küçük yaşta yetim kalmış bir çocuğudur ve son derece bağlı bulunduğu annesi ona analık, hem de babalık etmiştir.

Hz. Peygameber’i hiç görmediği halde, inanması ve gönülden bağlanması, Peygamber tarafından da müjdelenmesi, tasavvufta bir mürşide ulaşmayıp onun ruhaniyetinden feyz alanlara “Üveysi” denmesine yol açmıştır. Yani görmediği bir şeyh tarafından yetiştirilen Sufiye, “Üveysi” bu yoldaki yetişme tarzına “Üveysilik” denmektedir.

Daha sonraları Üveysilik dört zümre için kullanılmıştır:
a) Hz. Peygamber’in ruhaniyetinden feyz alanlar.
b) Veysel Karani’nin yolunda yetişenler.
c) Herhangi büyük şeyhin ruhaniyetinden feyz alanlar.
d) Hızır Alyhüsselam tarafından irşad edilenler.

Veysel Karani halk tarafından çok sevilmiş ve bir çok iyi davranışlar ona bağlanarak misal haline getirilmiştir. Bu yüzden de kendisine fazlasıyla sahip çıkıldığından İslam Ülekerinde, Yunus Emre için olduğu gibi, pek çok yerde kabirleri bulunmktadır. Bunların hepsi gerçek kabir olmayıp sevgi dolasıyla ayrılmış mekanlardır
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
veysel karani hazretleri allahın rahman sıfatına mashar olmuş ender kullardan biridir.allahı hakkıyla bilen ve ona gönülden bağlı ve evliyaların piridir.onu bilenlere ve sevenlere selam olsun allah şefaatına nail eylesin.


Hangisi gercek pir ben hala cözemedim ama sen bakiyorum cözmüssün,Allahin Rahman sifatinida babayin mali gibi vermissin hayirli olsun...
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Devr-i Alemle Yemen Turu

Devr-i Alemle Yemen Turu

kahraman.jpg

Yemen insanlık tarihi ile yaşıt bir bölge. Ad kavminin yaşadığı yer.Saba melikesi Belkısın memleketi .Veysel karani'nin memleketi. Uğruna yüzbinlerce şehit verdiğimiz coğrafya Devr-i Alem ve Belgesel yayıncılık 27 Şubat 4 Mart 2007 tarihlerinde Hint okyanusu sahili ve Aden körfezi'nin girişindeki stratejik Yemene giderek tarihe not düşüp zamana noterlik yaptı. Unutulmuş şehitliklerin belgeselini çekti. 400 yıl Osmanlı yönetiminde kalan Yemen'de yaşayan Türklerle görüştü. İsmail kahraman'ın kalem ve Kamerasın'dan Unutulmuş Şehitler Yurdu Yemen Belgeseli Yazı serisi.

Neden Yemen ellerindeyiz.?..

Türkiye'den binlerce km uzakta. Dünyanın en fakir ülkelerinden birisi. Yemen deyince içimiz bir hoş olmakta. Yemen insanlık tarihi ile yaşıt bir bölge. Ad kavminin yaşadığı yer.
Süleyman peygamberin saray ve tahtını Kudüse getirdiği Saba melikesi Belkısın memleketi .
Yemen peygamber aşığı Veysel Karani'nin memleketi. Uğruna yüzbinlerce şehit verdiğimiz coğrafya Devr-i Alem ve Belgesel yayıncılık 27 Şubat 4 Mart 2007 tarihlerinde Hint okyanusu sahili ve Aden körfezi'nin girişindeki stratejik Yemene giderek tarihe not düşüp zamana noterlik yapmak için Yemen ellerindeyiz.
" Adı Yemen'dir gülü çemendir türküsü ile tanıdığımız Yemen, Gidenlerin gelmediği Yemen unutulmuş şehitler yurdu. Yemenden gelmeyenlerin belgeselini çektik. 400 yıl Osmanlı yönetiminde kalan Yemen'de yaşayan Türklerle görüşmek için gittki. Her evden bir çok şehit verdiğimiz Yemen bana göre unutulmuş Şehitler Yurdu

* YEMEN'E GİDİYORUM.

Yemen her hangi bir yer değil. İnsanlık tarihinin başlangıç naktalarından birisi. İslamiyet başta olmak üzere bir çok semavi din ve kutsal kitabın söz ettiği yer. Ad peygamberin memleketi.Nuh peygamberin oğlu Sam'ın kurduğu şehir. Belkısın Sarayını yaptığ yer. Veysel karani'nin memleketi.

Uğruna yüzbinlerce şehit verdiğimiz coğrafya . 27 Şubat 4 Mart tarihlerin'de 5 gün süren unutulmuş şehitler yurdu Yemendeydim. 27 şubat 2007 tarihinde Türk Hava Yolları uçağı ile akşam saat 20'de Yemen'e gitmek üzere yola çıktı.

Suriye ve Suudi Arabistan'nın Kutsal şehirleri Mekke ve Medine'nin muhteşem gece mansazırı seyer ettim. Mekke'deki Kabe-i Muazzama ile Medinedeki Mescid-i Nebevi'nin ışıkları adeta nur meşalesi gibi parlıyordu. Uçaüğın penceresinden Mekke ve Medine'nin ihtişamlı gece manzaraları'nın b.elgeselini çektim.

* Uçağımız Yemen Semalarında.

Uçağımız Yemen semalarına girerek 3550 Km. yolu 4. saat 30 dakika sürdü. Yolculuğumuz gece geç saatler'da Yemen'in Başkenti Sana'da noktaladık. Türkiye ile Yemen arasında zaman farkı olmamasına rağmen Yemen'de yaz saati uygulaması olmadığı için Yemen'de saatler bir saat ileri. Uçakta uzun bir bekleyişten sonra inip hava limanına geçiyoruz.

Yemen -Sana Hava Limanının Perişan Hali. /2

Yemen havalimanında uzun bir bekleyişden sonra pasaport kntrolünden geçiyoruz. Hava limanı oldukça eski. Hav limanının genel görünümü Yemen'in ne kadar fakir olduğunu gösteriyor. Havalimanda 100 dolar bozduruyorum.

Havalimanın'dan gece geç saatlerde eski bir minibüsle Sana şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. Geçteğimiz yollar farliğinini gerçek lüzünü gsötrilar. derme çatma binalar ve küçüke vler. sokoklara boş,Sana şehri seseiz bir halde. Çarşamba gecesi geç saatlerde Sana'ya hakim Müvenpik otele gelerek konaklıyoruz.

Yemen'de Hafta talili Perşembe ve Cuma.

Otelin penceresinden Sana şehrinin gece manzarası'nını belgeselini çekmek üzere kameramı çalıştırıyorum. Gece lambaları ve ay ışğı altında çok güzel. Tarihi Sana şehri muhteşem bir manzara arz ediyor. Sana şehri insanlık tarihi ile yaşıt bir şehir. Sana'nın tarihini düşünerek sabaha yakın yorgun bedenimi yatağa atıyorum.

Bugün 28 Şubat 2007 Perşembe. Hopörlerden okunan kuran-ı kerim sesi ile uyanıyorum. Hemen beriltelim. Yemen İslam Cumhuriyeti ile idare ediliyor. Hafta tatili Perşembe öğleden sonra Cuma akşamına kadar sürüyor. Kuran sesi Otelin önündeki Bir ilk öğretim okulu'nun bahçesinde tatil için toplanan kız öğrencilerden geliyor Otlein penceresinden okulun bahcesinden toplu olarak kuran okuyan kız öğrencilerin belgesel görüntülerini çekiyorum.

*Sömürgeciler Yemen'in petrolüne göz dikmişler.

Oteleni kavaltı salonuna iniyorum. Otel 5 yıldızlı Aç ve fakir insanların yaşadığı Yemen'de çok uluslu şirketler oteller kurmuşlar ve gelecekte Yemenin Petrol ve doğal gazından pay kapmak istiyorlar. Kahvatı masasında yok yok. Otel islami inanca göre düzenlenmiş. domuz eti yok . odalarda kibleyi gösteren işaretler ve seccadeler bile var. Yemenle ilgili tarihi bilgiler ve belgeler okuyarak kahvaltımı yapıyorum.

* Uçakla Aden'e gidiyoruz.

Yemen'in başkenti Sana'yı gezmeyi turumuzun son gününe bırkakacağız. Bugün Uçakla Yemen'nin Hint okyanusu sahilindeki Aden'e hareket edeceğiz... Hazırlıklarımızı tamamlayarak Sana Havalimanına gitmek üzere tekrar yola çıkıyoruz.

Gece geçtiğimiz yollar şimdi fakir insanlarla dolmuş. Fakirliğin boyutu gözler önüne seriyor. Trafik keşme keşlik içinde. Hava limanına gelip hazırlıklarımız tamamlayarak bir zamanlar Sosyalist Yemen'in önemli kentlerinden birisi olan Aden'e gitmek üzere Yemen hava yolları uçağına biniyoruz.

Aden yolunda Yemen Çöllerinde Şehit olan Mehmetçikleri düşünüyorum.


Yemen hava yolları uçağı ile Adene gitmek üzere yola çıkıyoruz. 55 dakika sürecek Sana- Aden uçak yolculuğumuz biraz gecikmeli başladı. Uçağımız Aden'e doğnu havalandığında uçsuz bucaksız Yemen çölleri ve siyah taşlı Yemen dağlarını seyr ederken aklım Yemen'in tarihi geçmişine takılıyordu.

Üzerinde uçtuğumuz bu uçsuz bucaksız Yemen çölleri yüzbinlerce Mehmetçiğin şehit olduğu yerler. Kızgın Çöl kumları ve siyah taşlı dağların havadan belgesel görüntülerini çekereken aklıma Yemen'i tarihi geliyor.
.
* Yemen... ah Yemen...

Yemen'de bir tarih “ Bin tarihe “ dönmüş gibi Belki beş asır, belki bin yıl...
Ahmet hamdi Tanpınar'ın mısrasından kendini buluyor. “ Ne içindedir zamanın nede büsbütün dışında , Yada her yer masalın girişindde sarf edilen Bir Varmış Bir yokmuş” deyişinden gizli, Yemende yapılan yolculuk tarihe doğru değil bizatihi tarihinin içinde yapılan bir yolculuk.

Yemen türkülerimiz kadar içimizde, bizden bir yer. Yüzbinlerce şehidin kanlaryla beslenen bir “ Vatan “ bir Anadolu vilayeti gibi yakın . Veysel karani ilahisi gibi. Kulağımızın dibinde , dilimizin ucunda ... Yemen Öte dünya kadar uzak, gidilemeyen , gidilse de dönülmeyen sadece gidip de dönmeyenlerin hikayeleriyle bilinen, kıta aşırı , deniz aşırı, dünya aşırı bir yer.

Yemn hem o kadar yakın hem o kadar yakın hem o kadar uzaktır ki asırın başlarında Yemen'e tayin edilen asker ana ocağından ayrılırken yakınlarına son vedasını yapar, herkesten helallik diler. Uğurlayanların içinde, en katı yürekliler dahi göz yaşlarını tutamazlar ., dünya gözüyle son kez görme ihtimalinin buruklugu ile son selamını, son bakışı fırlatır geminin güvertesindeki dostuna, akrabasına... Yemen “ dağlar “ kadar uzak, kalp kadar yakın olmuştur.bize. Yemen'e gönderilenler sonsuz bir hüzünle ve sonsuz bir sevgiyle kalplere gömülür çünkü her “ Sefer “ de. Her seferinde....

* Yemende yüzbinlerce Mehmetçik şehit olmuştu.

Yemen boy'dan boya Türk mezarlıği tarihçilerin ifadesi ile Yemende yüzbinlerce Mehmetçik şehit oldu. Unutulmuş gurbet şehitlerini sadece Yemen türküsü ile hatırlıyoruz. Uçağın penceresinden çölleri seyr ederken şehitler ve Yemen türküsü hatırıma geliyordu.

Türkiye yüzbinlerce askerini şehid verdi Yemen için. Yemen'in toprakları verimli, çok değerli maddeleri oldugu için değil.Osmanlı İmparatorluğu'nun İslam Topraklarındaki en uç kalesi olduğu , “ Halifelik “ ünvanı egemenlik hakları gereği sırf burası için 7. orduya kurduğu 400 yıl mücadele verdi. Yemen'de yenildiği için değil, siyaseten İstanbul' da kaybettiği için Yemen'den çekilmek zorunda kaldı.

* Yemen İsyanları

16. yy'da İmparatorluk sınırları dahil edilen, Zeydi imamların bitmek tükenmek bilmeyen isyanlarına karşılık Halife adına hutbe okunması kaydıyla özerklik tanınan, 1870'lerde başlayan “ İmamlar “isyanını yıllar süren mücadelede tesirsiz hale getirdikten sonra, 1919'da İtilaf devletleriyle yapılan anlaşma sonrasında terk edilen, terk ettiğimiz bir yer Yemen.

Uçağın penceresinden çöller ve dağlara bakarken bu düşünceler bir flim şeridi gibi gözümün önünden geçti. Bu Yemen çölleri kaç Anadolu yiğidine mezar olmuştu? Kaç ana kuzusu bu kızgın çöllerde açlıktan ve susuzluktan şehit olmuştu ? Kim bilir?..

Yemen'e daha önce neden gitmedim?

Uçağımız Aden'ne doğru çöllerin ve Yemen dağları'nın üstünden uçarken, bende Yemen tarihi ile ilgili notları okumaya devam ediyorum. Gözden ve gönülden ırak olan Yemen tarihini düşünürken kendi kendime neden daha önce bu coğrafya'ya gelmedim diye hayıflanıyordum.

Dünyanın bir çok ülkesinden insanlar Yemen' nin yollarını tutarken,yüzbinlence şehidimizin mezarsız ve kefensiz yattığı Yemeni bizler ancak yeni keşf ettki. Gurbet şehitleri Yemeni ve bu gizli ülkeyi yeni hatırlamaya başladık. Çok yazık.


* Ahmet Hamdi Tanpınar'ın misralarını mırıldanıyorum

Türkiyede milli tarih bilincine karşı çıkan gizli bir güç bizlere bilinçli bir unutturma gayretiyle Yemeni hatırlamak istemiyordu bizlere , Ama Yemen diye bir yer var! Asırlar ve belki bin yıl kültürümüzde Yemen gerçeği var. Yemen ... Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mısrasından kendine buluyor “ Ne içindedir zamanın ne de büs bütün dışında. “ Yada her masalın girişinde sarf edilen “ Bir varmış Bir yokmuş “ deyişinde gizli. Yemen varmış hemde gerçekmiş.

Evet Yemen var.. Türkiye'den uçakla 5 saatlik uzaklıkta Yemen elleri var. Yemen'de yapılan yolculuk tarihe doğru değil bizatihi tarihin içinde yapılan bir yolculuk , şimdiki ile geçmiş sanki aynı zaman diliminde buluşmuş. Ne içlerinde hayat sürülen binalar , ne kıyafetler , nede alışkanlıklar yüzyıllar boyu değişmemiş. Asırlar boyu bıkmadan usanmadan aynı hayatı yaşıyormuşcasına sanki.

* Kuran-ı kerimde Yemen'den söz ediliyor.

Kuran-ı kerimde Yemen'den söz ediliyor. Ebrehe kabeyi yıkmaya buradan gitmişti. Ebabil kuşları Ebreheyi ve fil ordusunu yok etmişti. Yemen Belkıs'ın sarayının bulunduğu Sebe şehrini ve Dünyanın en eski Arim barajları ile su bentlerini saklıyor.

Osman'lıyı 40 sene uğraştıran İmam Yahya'nın Vadi Dar'ı.. Kevkeban'ı hemen anlatmak kolay değil. Sözgelimi, daha dört beş yıl öncesine kadar hiçbir motorlu aracın çıkamadığı doğal bir kale Kevkeban. Osmanlı İmparatorluğu bu şehrin ancak 83 hücum hareketinden sonra ele geçilibilmişti.

* Yemenli Bayan Öğretmen'in Osmanlı hayranlığı

Yemen'in tarihi geçmişine doğru daldığım yolculuktan arapça bir bayan sesi ile uyandım. Bir ön koltukta seyahat eden Yemenli bayan bana hangi ülkeden geldiğimi ve niçin çekim yaptığımı soruyordu. Arapça ve ingilizce karışımı cümlelerle Türkiyeden gelip belgesel çektiğimi söyleyince yakın ilgi gösterdi. Öğretmenlik yapan genç bayan Osmanlı'nın 400 yıl Yemeni idare ettiğini söyledi .Türkiye ve İstanbulu çok sevdiğini ilk fırsatta İstanbula gitmek istediğini ve Osmanlı tarihi ile ilgili araştırma yapacağını açıkladı.

* Uçağımız Aden havalimanın'da

Yemenli bayan öğretmenle sohbet ederken Uçumağmız Aden hava limanı için çoktan alçalmıştı. Bir zamanlar sosyalist Yemen'in önemli şehri Aden havadan muhteşem gözüküyor. Yüksek binalar. Kızıldenizin girişi. Adalar. Hint okyanusu sahili ve zirveleri bulutlu Aden dağları görenleri etkilemekte.

Uçağımız Körfez ve Hint okyanusu sahilindeki Aden havalimanına çok sert bir iniş yapıyor. Uçağımızın kanatları parçalanacak gibi. soğuk terler dökmeye başlıyorum. Uçak parlaçalanmadan pistin sonunda durduğunda derin bir oh çekiyorum. Aden ; Mehmetçiklerin Yemen'i ingiliz işgalinden korumak için savundukları yer. Aden körfezin, Hinit Okyanusunu Kızıldeniz ve Süveyiş kanalı ile Akdeniz'le birleşme noktası .
Ve uçaktan inerek Aden şehrine ayak basıyoruz.


Adende Yemen'in Baş Belasi GAT Yaprakları'nın Belgeselini çekiyorum

Aden ; 1994 yılındakı birleşme öncesi Sosyaliyst Yemen Halk Cumhuriyetinin önemli şehirlerinden biris. Aden'de belgesel çekmeye hava limanında başlıyorum. Hava limanı Başkent Sana'ya göre daha bakımlı. Sahil kenarında olduğu için Sana'ya göre daha rutubetli bir havası var. Aden'de ilk durağımız Aden Körfezi'nin Hint okyanusu ile birleştiği noktaki Lokanta olacak. Hava limanından, Aden şehir merkezine bizleri götürecek Minibüse biniyoruz.

Minibüsde şoförün bir poşet içindeki yaprakları itina ile ağzına doldurduğunu görüyorum. Bizim defne ve çay yaprağına benzeyen yeşil yapraklarla şoförün yanağı bir balon gibi şişti. Şöförümüz ağzına doldurduğu yaprağı çiğnemeye başladı. Yemenli rehberimizden bu yaprağın Gat ağacının yaprağı olduğunu ve Yemen'de erkeklerin açıkta ve kadınlarında gizli gizli evlerde GAT keyfi yaptığını öğreniyoruz.Aden'i gezmeden önce GAT' la ilgili belgesel çekeceğiz. Sizlere önce GAT'ı tanıtalım.


*Gat Yemen halkını uyuşturuyor

Gat yaprakları Yemen'in asırlardır değişmeyen milli bir bitkisi . Yemen'de Gat ve Gat çiğneme seansları oluyor. Yanağın biryanı şişirilerak, Defne veya çay ağacının filiz yapraklarına benzeyen yeşil bitki'nin adı “gat” ağıza dolduruyor ve mütemadiyen çiğneniyor..Gat çiğneyen yemenliler kendilerinden geçiyor.

Belgesel çekimi için Yemende kaldığım süre içinde , başta şöförümüz olmak üzere , memur, işçi, üniversitede öğretim görevisi, evdeki kadının, ülkeyi yönetenler bu bitkiyi kulanarak keyif aldığını gördüm. Yemenliler öğleden sonra sol yanağını balon şeklinde görürseniz hiç şaşırmayın: çünkü bu ülkenin en alışıldık durumu. Yemen fakirleri dahi temel ihtiyaçları yerine önce gat tedarik etmeyi önemsiyor. Yemen'de Gat çiğneme daha çok tatil günleri olan Perşembe ve Cuma günleri gerkçekleşiyor. Yüksek yerere çıkanlar Gat çigneme keyfi yapıyorlar.

* Yemen'de Herkes GAT çiğniyor

GAT Yapraklar? için uyuşturuculu' diyenler de var 'Uyar?c?' diyenlerde var. GAT yaprağı çiğnerken sadece su içiyorlar. Baz?lar? da gat?n yan?s?ra şeker alarak ağz?n? tadland?r?yor. Halk aras?nda gat meclisleri yap?l?yor ve gat almaya 'depolama' deniliyor. Gat Yemen'de yetiştirilen bir tür bitki. Boyu fazla uzun değil.

GAT çignerken iş hayat? da % 80 duruyor. Hatta güney-kuzey Yemen arasındaki savaşlarda her iki taraf askerleri de gat kulland?klar? için öğle saatlerinde savaş bir süre durmuş. Gat?n as?l vatan?, K?z?ldeniz sahilinin karş? taraf? olan Habeş diyar?. Yaklaş?k 4 as?r önce Yemen'e geldiği tahmin ediliyor.

* Yemen'de Gat bahçeleri
Bugün Yemen'in bir çok arazisinde gat bahçeleri varmış. Günlük tüketildiği için târ?m alanlar?n?n büyük bir k?sm?na gat ekiliyor ve diğer ürünlere yer kalm?yor. Dolay?s?yla bu durum tar?m hayat?n? menfi olarak etkiliyor.

Acı ama gerçek bugün Yemen toplumunun kalk?nmas? önünde en büyük engel Gat. Yemen'de ekamldığım süre eçinde Aden,Sana ve Taız'da küçük bülüşr hreksin Gat çiğndeni gördüm. Gat her yemenli için hava ve su kadar önemli. Gat depolama süresinde hayat duruyor. İnsan?n üretkenliğini azalt?yor. İnsan sağl?ğ?n? olumsuz yönde etkiliyor.

Yemen Devleti bu zarar? hissetmiş ancak Gat'la mücadelede etkili değil. Yemen halk?nın yaklaş?k %90'ını her gün gat depoluyor! Yemenli Din adamları bile Gat'a haram demiyor. Bugün Yemen'de erkeklerin %80'i, kad?nlar?n %20'si Gat kullanıyormuş. Erkeklerde gata başlama yaş?'nın 12 olması dehşet verici. Yemen'de kaldığım süre içinde bu acı durumu üzülerek gördüm. GAT Yemen halkının baş belası.

Şubat Ayında Aden Körfezinde Yüzüyoruz.

Aden'de gezimiz çok renkli başlıyor. Körfeze hakim bir lokantada Yemen mutfağının bir birinden lezzetli yemeklerini tadıyoruz. Kızıl deniz'inden çıkan balıklar, deniz ürünleri, etli pilavlar, kepab çeşitleri, küçük limanlardan sıkılmış şekerli ve şekersiz limonatalar. Tatlılar Yemen mutfak kültürünün ne kadar zengin olduğunu gösteriyor.

Lokantadan çıkarak Aden körfezi girişinde Fil sahiline gidiyoruz. Sarap kayaların üstünde osmanlı döneminden kalma kaleler, surlar ve tarihi binalar. Fil sahilinde yüzme molas? veriyoruz. Bizimle birlikte zengin Yemenliler'de bu sahilde yüzüyor. Hanımlar elbiseleri ile yüzüyolar. Şubat ayında deniz keyfi yapmak ve yüzmek çok farklı bir duygu. tertemiz sahilde balıklarla birlikte yüzüyoruz..

Aden Körfezinde Gün batımı Belgesel Çekiyorum.

Aden körfezi sahilinde hiç dalga yok, ancak körfezin arka tarafındaki Hiht okyanusu sahillerindeki seret dalgalar kıyıları döviyor. sahilde yorgunluk attıktan sonra küçük bir tekne ile körfeze açılıp Göneş batımı ve Aden Körfezinin muhteşem belgesel görüntülerini çekiyorum.

Aden Körfezi ve Hint okyanusunda gün batımı bir başka göz ve gönül ziyafeti sunuyor. Sahilde oturup Yemen Karpuzunu yerken bu topraklarda susuzluk ve açlıktan şehit olan mehmetçikler hatırıma gelince karpuz bogazımda düğümleniyor. Anadolu coğrafyasından Yemen topraklarında şehit olan untulmuş mehmetçiklerin ruhları için Fatiha okuyarak vefa borcumuzu öderken bir tarafdanda rehberimizin verdiği bilgileri dinliyorum.

(Yemenli arkadasin bilmiyor olabilir linkide verdim gebze gazetesi diye onlardami yalan söylüyor acep
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sen örnek istedin iste ancak böyle örnek verilir,Verecegin delil cok saglam olmali anlaminda...


Be hey muhterem Kardeş

Veysel Karani Hazretlerinin Kur'an da beyan edilmeyeceğini biliyorsun. Hadis Kaynakları ki, aynı zamanda tarihi belge ve beyan anlamı taşır, inanmıyorsun. Yani sana 1400 sene evvel, Yemen de yaşamış bir zatın varlığına dair bir başka belge bulabilme imkanımızın olmadığını da çok iyi biliyorsun... Üstelik böyle bir benzer delil sana soruyoruz, örnekleme yapalım diye, tutup içinde beyyine kelimesi yazan bir-iki ayet yazıp, kenara çekiliyorsun...

Veysel Karani vardı yada yok. Sana ne katar, ne eksiltir... Kimse Veysel Karani'ye tapınmıyor, kimse de seni Veysel Karani'den imtihana çekmiyor.

Peki asıl derdin nedir, neden yüzyılın yalanı diye, bütün Müslümanlarca kabul edilmiş bir zatın namına tasalluta heves ediyorsun... Ne geçer eline. Ne kazanırsın. Sana kim alkış tutar ya da madalya takar bu halin için... İyi düşün, iyi de vazgeç Kardeş, bu yol yol değil...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
kahraman.jpg

Yemen insanlık tarihi ile yaşıt bir bölge. Ad kavminin yaşadığı yer.Saba melikesi Belkısın memleketi .Veysel karani'nin memleketi. Uğruna yüzbinlerce şehit verdiğimiz coğrafya Devr-i Alem ve Belgesel yayıncılık 27 Şubat 4 Mart 2007 tarihlerinde Hint okyanusu sahili ve Aden körfezi'nin girişindeki stratejik Yemene giderek tarihe not düşüp zamana noterlik yaptı. Unutulmuş şehitliklerin belgeselini çekti. 400 yıl Osmanlı yönetiminde kalan Yemen'de yaşayan Türklerle görüştü. İsmail kahraman'ın kalem ve Kamerasın'dan Unutulmuş Şehitler Yurdu Yemen Belgeseli Yazı serisi.

Neden Yemen ellerindeyiz.?..

Türkiye'den binlerce km uzakta. Dünyanın en fakir ülkelerinden birisi. Yemen deyince içimiz bir hoş olmakta. Yemen insanlık tarihi ile yaşıt bir bölge. Ad kavminin yaşadığı yer.
Süleyman peygamberin saray ve tahtını Kudüse getirdiği Saba melikesi Belkısın memleketi .
Yemen peygamber aşığıVeysel Karani'nin memleketi. Uğruna yüzbinlerce şehit verdiğimiz coğrafya Devr-i Alem ve Belgesel yayıncılık 27 Şubat 4 Mart 2007 tarihlerinde Hint okyanusu sahili ve Aden körfezi'nin girişindeki stratejik Yemene giderek tarihe not düşüp zamana noterlik yapmak için Yemen ellerindeyiz.
" Adı Yemen'dir gülü çemendir türküsü ile tanıdığımız Yemen, Gidenlerin gelmediği Yemen unutulmuş şehitler yurdu. Yemenden gelmeyenlerin belgeselini çektik. 400 yıl Osmanlı yönetiminde kalan Yemen'de yaşayan Türklerle görüşmek için gittki. Her evden bir çok şehit verdiğimiz Yemen bana göre unutulmuş Şehitler Yurdu

* YEMEN'E GİDİYORUM.

Yemen her hangi bir yer değil. İnsanlık tarihinin başlangıç naktalarından birisi. İslamiyet başta olmak üzere bir çok semavi din ve kutsal kitabın söz ettiği yer. Ad peygamberin memleketi.Nuh peygamberin oğlu Sam'ın kurduğu şehir. Belkısın Sarayını yaptığ yer. Veysel karani'nin memleketi.

Uğruna yüzbinlerce şehit verdiğimiz coğrafya . 27 Şubat 4 Mart tarihlerin'de 5 gün süren unutulmuş şehitler yurdu Yemendeydim. 27 şubat 2007 tarihinde Türk Hava Yolları uçağı ile akşam saat 20'de Yemen'e gitmek üzere yola çıktı.

Suriye ve Suudi Arabistan'nın Kutsal şehirleri Mekke ve Medine'nin muhteşem gece mansazırı seyer ettim. Mekke'deki Kabe-i Muazzama ile Medinedeki Mescid-i Nebevi'nin ışıkları adeta nur meşalesi gibi parlıyordu. Uçaüğın penceresinden Mekke ve Medine'nin ihtişamlı gece manzaraları'nın b.elgeselini çektim.

* Uçağımız Yemen Semalarında.

Uçağımız Yemen semalarına girerek 3550 Km. yolu 4. saat 30 dakika sürdü. Yolculuğumuz gece geç saatler'da Yemen'in Başkenti Sana'da noktaladık. Türkiye ile Yemen arasında zaman farkı olmamasına rağmen Yemen'de yaz saati uygulaması olmadığı için Yemen'de saatler bir saat ileri. Uçakta uzun bir bekleyişten sonra inip hava limanına geçiyoruz.

Yemen -Sana Hava Limanının Perişan Hali. /2

Yemen havalimanında uzun bir bekleyişden sonra pasaport kntrolünden geçiyoruz. Hava limanı oldukça eski. Hav limanının genel görünümü Yemen'in ne kadar fakir olduğunu gösteriyor. Havalimanda 100 dolar bozduruyorum.

Havalimanın'dan gece geç saatlerde eski bir minibüsle Sana şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. Geçteğimiz yollar farliğinini gerçek lüzünü gsötrilar. derme çatma binalar ve küçüke vler. sokoklara boş,Sana şehri seseiz bir halde. Çarşamba gecesi geç saatlerde Sana'ya hakim Müvenpik otele gelerek konaklıyoruz.

Yemen'de Hafta talili Perşembe ve Cuma.

Otelin penceresinden Sana şehrinin gece manzarası'nını belgeselini çekmek üzere kameramı çalıştırıyorum. Gece lambaları ve ay ışğı altında çok güzel. Tarihi Sana şehri muhteşem bir manzara arz ediyor. Sana şehri insanlık tarihi ile yaşıt bir şehir. Sana'nın tarihini düşünerek sabaha yakın yorgun bedenimi yatağa atıyorum.

Bugün 28 Şubat 2007 Perşembe. Hopörlerden okunan kuran-ı kerim sesi ile uyanıyorum. Hemen beriltelim. Yemen İslam Cumhuriyeti ile idare ediliyor. Hafta tatili Perşembe öğleden sonra Cuma akşamına kadar sürüyor. Kuran sesi Otelin önündeki Bir ilk öğretim okulu'nun bahçesinde tatil için toplanan kız öğrencilerden geliyor Otlein penceresinden okulun bahcesinden toplu olarak kuran okuyan kız öğrencilerin belgesel görüntülerini çekiyorum.

*Sömürgeciler Yemen'in petrolüne göz dikmişler.

Oteleni kavaltı salonuna iniyorum. Otel 5 yıldızlı Aç ve fakir insanların yaşadığı Yemen'de çok uluslu şirketler oteller kurmuşlar ve gelecekte Yemenin Petrol ve doğal gazından pay kapmak istiyorlar. Kahvatı masasında yok yok. Otel islami inanca göre düzenlenmiş. domuz eti yok . odalarda kibleyi gösteren işaretler ve seccadeler bile var. Yemenle ilgili tarihi bilgiler ve belgeler okuyarak kahvaltımı yapıyorum.

* Uçakla Aden'e gidiyoruz.

Yemen'in başkenti Sana'yı gezmeyi turumuzun son gününe bırkakacağız. Bugün Uçakla Yemen'nin Hint okyanusu sahilindeki Aden'e hareket edeceğiz... Hazırlıklarımızı tamamlayarak Sana Havalimanına gitmek üzere tekrar yola çıkıyoruz.

Gece geçtiğimiz yollar şimdi fakir insanlarla dolmuş. Fakirliğin boyutu gözler önüne seriyor. Trafik keşme keşlik içinde. Hava limanına gelip hazırlıklarımız tamamlayarak bir zamanlar Sosyalist Yemen'in önemli kentlerinden birisi olan Aden'e gitmek üzere Yemen hava yolları uçağına biniyoruz.

Aden yolunda Yemen Çöllerinde Şehit olan Mehmetçikleri düşünüyorum.


Yemen hava yolları uçağı ile Adene gitmek üzere yola çıkıyoruz. 55 dakika sürecek Sana- Aden uçak yolculuğumuz biraz gecikmeli başladı. Uçağımız Aden'e doğnu havalandığında uçsuz bucaksız Yemen çölleri ve siyah taşlı Yemen dağlarını seyr ederken aklım Yemen'in tarihi geçmişine takılıyordu.

Üzerinde uçtuğumuz bu uçsuz bucaksız Yemen çölleri yüzbinlerce Mehmetçiğin şehit olduğu yerler. Kızgın Çöl kumları ve siyah taşlı dağların havadan belgesel görüntülerini çekereken aklıma Yemen'i tarihi geliyor.
.
* Yemen... ah Yemen...

Yemen'de bir tarih “ Bin tarihe “ dönmüş gibi Belki beş asır, belki bin yıl...
Ahmet hamdi Tanpınar'ın mısrasından kendini buluyor. “ Ne içindedir zamanın nede büsbütün dışında , Yada her yer masalın girişindde sarf edilen Bir Varmış Bir yokmuş” deyişinden gizli, Yemende yapılan yolculuk tarihe doğru değil bizatihi tarihinin içinde yapılan bir yolculuk.

Yemen türkülerimiz kadar içimizde, bizden bir yer. Yüzbinlerce şehidin kanlaryla beslenen bir “ Vatan “ bir Anadolu vilayeti gibi yakın . Veysel karani ilahisi gibi. Kulağımızın dibinde , dilimizin ucunda ... Yemen Öte dünya kadar uzak, gidilemeyen , gidilse de dönülmeyen sadece gidip de dönmeyenlerin hikayeleriyle bilinen, kıta aşırı , deniz aşırı, dünya aşırı bir yer.

Yemn hem o kadar yakın hem o kadar yakın hem o kadar uzaktır ki asırın başlarında Yemen'e tayin edilen asker ana ocağından ayrılırken yakınlarına son vedasını yapar, herkesten helallik diler. Uğurlayanların içinde, en katı yürekliler dahi göz yaşlarını tutamazlar ., dünya gözüyle son kez görme ihtimalinin buruklugu ile son selamını, son bakışı fırlatır geminin güvertesindeki dostuna, akrabasına... Yemen “ dağlar “ kadar uzak, kalp kadar yakın olmuştur.bize. Yemen'e gönderilenler sonsuz bir hüzünle ve sonsuz bir sevgiyle kalplere gömülür çünkü her “ Sefer “ de. Her seferinde....

* Yemende yüzbinlerce Mehmetçik şehit olmuştu.

Yemen boy'dan boya Türk mezarlıği tarihçilerin ifadesi ile Yemende yüzbinlerce Mehmetçik şehit oldu. Unutulmuş gurbet şehitlerini sadece Yemen türküsü ile hatırlıyoruz. Uçağın penceresinden çölleri seyr ederken şehitler ve Yemen türküsü hatırıma geliyordu.

Türkiye yüzbinlerce askerini şehid verdi Yemen için. Yemen'in toprakları verimli, çok değerli maddeleri oldugu için değil.Osmanlı İmparatorluğu'nun İslam Topraklarındaki en uç kalesi olduğu , “ Halifelik “ ünvanı egemenlik hakları gereği sırf burası için 7. orduya kurduğu 400 yıl mücadele verdi. Yemen'de yenildiği için değil, siyaseten İstanbul' da kaybettiği için Yemen'den çekilmek zorunda kaldı.

* Yemen İsyanları

16. yy'da İmparatorluk sınırları dahil edilen, Zeydi imamların bitmek tükenmek bilmeyen isyanlarına karşılık Halife adına hutbe okunması kaydıyla özerklik tanınan, 1870'lerde başlayan “ İmamlar “isyanını yıllar süren mücadelede tesirsiz hale getirdikten sonra, 1919'da İtilaf devletleriyle yapılan anlaşma sonrasında terk edilen, terk ettiğimiz bir yer Yemen.

Uçağın penceresinden çöller ve dağlara bakarken bu düşünceler bir flim şeridi gibi gözümün önünden geçti. Bu Yemen çölleri kaç Anadolu yiğidine mezar olmuştu? Kaç ana kuzusu bu kızgın çöllerde açlıktan ve susuzluktan şehit olmuştu ? Kim bilir?..

Yemen'e daha önce neden gitmedim?

Uçağımız Aden'ne doğru çöllerin ve Yemen dağları'nın üstünden uçarken, bende Yemen tarihi ile ilgili notları okumaya devam ediyorum. Gözden ve gönülden ırak olan Yemen tarihini düşünürken kendi kendime neden daha önce bu coğrafya'ya gelmedim diye hayıflanıyordum.

Dünyanın bir çok ülkesinden insanlar Yemen' nin yollarını tutarken,yüzbinlence şehidimizin mezarsız ve kefensiz yattığı Yemeni bizler ancak yeni keşf ettki. Gurbet şehitleri Yemeni ve bu gizli ülkeyi yeni hatırlamaya başladık. Çok yazık.


* Ahmet Hamdi Tanpınar'ın misralarını mırıldanıyorum

Türkiyede milli tarih bilincine karşı çıkan gizli bir güç bizlere bilinçli bir unutturma gayretiyle Yemeni hatırlamak istemiyordu bizlere , Ama Yemen diye bir yer var! Asırlar ve belki bin yıl kültürümüzde Yemen gerçeği var. Yemen ... Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mısrasından kendine buluyor “ Ne içindedir zamanın ne de büs bütün dışında. “ Yada her masalın girişinde sarf edilen “ Bir varmış Bir yokmuş “ deyişinde gizli. Yemen varmış hemde gerçekmiş.

Evet Yemen var.. Türkiye'den uçakla 5 saatlik uzaklıkta Yemen elleri var. Yemen'de yapılan yolculuk tarihe doğru değil bizatihi tarihin içinde yapılan bir yolculuk , şimdiki ile geçmiş sanki aynı zaman diliminde buluşmuş. Ne içlerinde hayat sürülen binalar , ne kıyafetler , nede alışkanlıklar yüzyıllar boyu değişmemiş. Asırlar boyu bıkmadan usanmadan aynı hayatı yaşıyormuşcasına sanki.

* Kuran-ı kerimde Yemen'den söz ediliyor.

Kuran-ı kerimde Yemen'den söz ediliyor. Ebrehe kabeyi yıkmaya buradan gitmişti. Ebabil kuşları Ebreheyi ve fil ordusunu yok etmişti. Yemen Belkıs'ın sarayının bulunduğu Sebe şehrini ve Dünyanın en eski Arim barajları ile su bentlerini saklıyor.

Osman'lıyı 40 sene uğraştıran İmam Yahya'nın Vadi Dar'ı.. Kevkeban'ı hemen anlatmak kolay değil. Sözgelimi, daha dört beş yıl öncesine kadar hiçbir motorlu aracın çıkamadığı doğal bir kale Kevkeban. Osmanlı İmparatorluğu bu şehrin ancak 83 hücum hareketinden sonra ele geçilibilmişti.

* Yemenli Bayan Öğretmen'in Osmanlı hayranlığı

Yemen'in tarihi geçmişine doğru daldığım yolculuktan arapça bir bayan sesi ile uyandım. Bir ön koltukta seyahat eden Yemenli bayan bana hangi ülkeden geldiğimi ve niçin çekim yaptığımı soruyordu. Arapça ve ingilizce karışımı cümlelerle Türkiyeden gelip belgesel çektiğimi söyleyince yakın ilgi gösterdi. Öğretmenlik yapan genç bayan Osmanlı'nın 400 yıl Yemeni idare ettiğini söyledi .Türkiye ve İstanbulu çok sevdiğini ilk fırsatta İstanbula gitmek istediğini ve Osmanlı tarihi ile ilgili araştırma yapacağını açıkladı.

* Uçağımız Aden havalimanın'da

Yemenli bayan öğretmenle sohbet ederken Uçumağmız Aden hava limanı için çoktan alçalmıştı. Bir zamanlar sosyalist Yemen'in önemli şehri Aden havadan muhteşem gözüküyor. Yüksek binalar. Kızıldenizin girişi. Adalar. Hint okyanusu sahili ve zirveleri bulutlu Aden dağları görenleri etkilemekte.

Uçağımız Körfez ve Hint okyanusu sahilindeki Aden havalimanına çok sert bir iniş yapıyor. Uçağımızın kanatları parçalanacak gibi. soğuk terler dökmeye başlıyorum. Uçak parlaçalanmadan pistin sonunda durduğunda derin bir oh çekiyorum. Aden ; Mehmetçiklerin Yemen'i ingiliz işgalinden korumak için savundukları yer. Aden körfezin, Hinit Okyanusunu Kızıldeniz ve Süveyiş kanalı ile Akdeniz'le birleşme noktası .
Ve uçaktan inerek Aden şehrine ayak basıyoruz.


Adende Yemen'in Baş Belasi GAT Yaprakları'nın Belgeselini çekiyorum

Aden ; 1994 yılındakı birleşme öncesi Sosyaliyst Yemen Halk Cumhuriyetinin önemli şehirlerinden biris. Aden'de belgesel çekmeye hava limanında başlıyorum. Hava limanı Başkent Sana'ya göre daha bakımlı. Sahil kenarında olduğu için Sana'ya göre daha rutubetli bir havası var. Aden'de ilk durağımız Aden Körfezi'nin Hint okyanusu ile birleştiği noktaki Lokanta olacak. Hava limanından, Aden şehir merkezine bizleri götürecek Minibüse biniyoruz.

Minibüsde şoförün bir poşet içindeki yaprakları itina ile ağzına doldurduğunu görüyorum. Bizim defne ve çay yaprağına benzeyen yeşil yapraklarla şoförün yanağı bir balon gibi şişti. Şöförümüz ağzına doldurduğu yaprağı çiğnemeye başladı. Yemenli rehberimizden bu yaprağın Gat ağacının yaprağı olduğunu ve Yemen'de erkeklerin açıkta ve kadınlarında gizli gizli evlerde GAT keyfi yaptığını öğreniyoruz.Aden'i gezmeden önce GAT' la ilgili belgesel çekeceğiz. Sizlere önce GAT'ı tanıtalım.


*Gat Yemen halkını uyuşturuyor

Gat yaprakları Yemen'in asırlardır değişmeyen milli bir bitkisi . Yemen'de Gat ve Gat çiğneme seansları oluyor. Yanağın biryanı şişirilerak, Defne veya çay ağacının filiz yapraklarına benzeyen yeşil bitki'nin adı “gat” ağıza dolduruyor ve mütemadiyen çiğneniyor..Gat çiğneyen yemenliler kendilerinden geçiyor.

Belgesel çekimi için Yemende kaldığım süre içinde , başta şöförümüz olmak üzere , memur, işçi, üniversitede öğretim görevisi, evdeki kadının, ülkeyi yönetenler bu bitkiyi kulanarak keyif aldığını gördüm. Yemenliler öğleden sonra sol yanağını balon şeklinde görürseniz hiç şaşırmayın: çünkü bu ülkenin en alışıldık durumu. Yemen fakirleri dahi temel ihtiyaçları yerine önce gat tedarik etmeyi önemsiyor. Yemen'de Gat çiğneme daha çok tatil günleri olan Perşembe ve Cuma günleri gerkçekleşiyor. Yüksek yerere çıkanlar Gat çigneme keyfi yapıyorlar.

* Yemen'de Herkes GAT çiğniyor

GAT Yapraklar? için uyuşturuculu' diyenler de var 'Uyar?c?' diyenlerde var. GAT yaprağı çiğnerken sadece su içiyorlar. Baz?lar? da gat?n yan?s?ra şeker alarak ağz?n? tadland?r?yor. Halk aras?nda gat meclisleri yap?l?yor ve gat almaya 'depolama' deniliyor. Gat Yemen'de yetiştirilen bir tür bitki. Boyu fazla uzun değil.

GAT çignerken iş hayat? da % 80 duruyor. Hatta güney-kuzey Yemen arasındaki savaşlarda her iki taraf askerleri de gat kulland?klar? için öğle saatlerinde savaş bir süre durmuş. Gat?n as?l vatan?, K?z?ldeniz sahilinin karş? taraf? olan Habeş diyar?. Yaklaş?k 4 as?r önce Yemen'e geldiği tahmin ediliyor.

* Yemen'de Gat bahçeleri
Bugün Yemen'in bir çok arazisinde gat bahçeleri varmış. Günlük tüketildiği için târ?m alanlar?n?n büyük bir k?sm?na gat ekiliyor ve diğer ürünlere yer kalm?yor. Dolay?s?yla bu durum tar?m hayat?n? menfi olarak etkiliyor.

Acı ama gerçek bugün Yemen toplumunun kalk?nmas? önünde en büyük engel Gat. Yemen'de ekamldığım süre eçinde Aden,Sana ve Taız'da küçük bülüşr hreksin Gat çiğndeni gördüm. Gat her yemenli için hava ve su kadar önemli. Gat depolama süresinde hayat duruyor. İnsan?n üretkenliğini azalt?yor. İnsan sağl?ğ?n? olumsuz yönde etkiliyor.

Yemen Devleti bu zarar? hissetmiş ancak Gat'la mücadelede etkili değil. Yemen halk?nın yaklaş?k %90'ını her gün gat depoluyor! Yemenli Din adamları bile Gat'a haram demiyor. Bugün Yemen'de erkeklerin %80'i, kad?nlar?n %20'si Gat kullanıyormuş. Erkeklerde gata başlama yaş?'nın 12 olması dehşet verici. Yemen'de kaldığım süre içinde bu acı durumu üzülerek gördüm. GAT Yemen halkının baş belası.

Şubat Ayında Aden Körfezinde Yüzüyoruz.

Aden'de gezimiz çok renkli başlıyor. Körfeze hakim bir lokantada Yemen mutfağının bir birinden lezzetli yemeklerini tadıyoruz. Kızıl deniz'inden çıkan balıklar, deniz ürünleri, etli pilavlar, kepab çeşitleri, küçük limanlardan sıkılmış şekerli ve şekersiz limonatalar. Tatlılar Yemen mutfak kültürünün ne kadar zengin olduğunu gösteriyor.

Lokantadan çıkarak Aden körfezi girişinde Fil sahiline gidiyoruz. Sarap kayaların üstünde osmanlı döneminden kalma kaleler, surlar ve tarihi binalar. Fil sahilinde yüzme molas? veriyoruz. Bizimle birlikte zengin Yemenliler'de bu sahilde yüzüyor. Hanımlar elbiseleri ile yüzüyolar. Şubat ayında deniz keyfi yapmak ve yüzmek çok farklı bir duygu. tertemiz sahilde balıklarla birlikte yüzüyoruz..

Aden Körfezinde Gün batımı Belgesel Çekiyorum.

Aden körfezi sahilinde hiç dalga yok, ancak körfezin arka tarafındaki Hiht okyanusu sahillerindeki seret dalgalar kıyıları döviyor. sahilde yorgunluk attıktan sonra küçük bir tekne ile körfeze açılıp Göneş batımı ve Aden Körfezinin muhteşem belgesel görüntülerini çekiyorum.

Aden Körfezi ve Hint okyanusunda gün batımı bir başka göz ve gönül ziyafeti sunuyor. Sahilde oturup Yemen Karpuzunu yerken bu topraklarda susuzluk ve açlıktan şehit olan mehmetçikler hatırıma gelince karpuz bogazımda düğümleniyor. Anadolu coğrafyasından Yemen topraklarında şehit olan untulmuş mehmetçiklerin ruhları için Fatiha okuyarak vefa borcumuzu öderken bir tarafdanda rehberimizin verdiği bilgileri dinliyorum.


(Yemenli arkadasin bilmiyor olabilir linkide verdim gebze gazetesi diye onlardami yalan söylüyor acep



Bu kadar ucuzmu Veysel Karaninin memleketi demekle onun köyünün oldugunu isbat...Allah hayrlara vesile kilsin diyorum...Dogrulari delilleriyle maviledimde digeri sence bu hikayenin delilimi?
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Üzgünüm abi ama bu tavir icerisinde hic bir tarihi kanit olarak sayamazsin senin tavrinla he sen dersen yok yemenli arkadasin tanimiyor vesel karaniyi bu karani nin olmadiginida göstermez ne diyeyim insan yeterki anlamak istesin
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Be hey muhterem Kardeş

Veysel Karani Hazretlerinin Kur'an da beyan edilmeyeceğini biliyorsun. Hadis Kaynakları ki, aynı zamanda tarihi belge ve beyan anlamı taşır, inanmıyorsun. Yani sana 1400 sene evvel, Yemen de yaşamış bir zatın varlığına dair bir başka belge bulabilme imkanımızın olmadığını da çok iyi biliyorsun... Üstelik böyle bir benzer delil sana soruyoruz, örnekleme yapalım diye, tutup içinde beyyine kelimesi yazan bir-iki ayet yazıp, kenara çekiliyorsun...

Veysel Karani vardı yada yok. Sana ne katar, ne eksiltir... Kimse Veysel Karani'ye tapınmıyor, kimse de seni Veysel Karani'den imtihana çekmiyor.

Peki asıl derdin nedir, neden yüzyılın yalanı diye, bütün Müslümanlarca kabul edilmiş bir zatın namına tasalluta heves ediyorsun... Ne geçer eline. Ne kazanırsın. Sana kim alkış tutar ya da madalya takar bu halin için... İyi düşün, iyi de vazgeç Kardeş, bu yol yol değil...



kusura bakma Bekir sen sordugun sorunun istedigin seyin dahi farkinda degilsin elestiriyorsun yazik;

Ben bu konunun delilini sornadım mete, " adam gibi " delil nasıl olur, adam gibi delil göstermeye bir örnek ver de, bizlerin vereceği delil senin de, senin verdiğine benzesin.

Iste istedigin verdigimde dogrularin en dogrusu bir örnekti..Ama sen anlamamaya karar verdiysen yapabilecegim hic bir sey mevcut degildir...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Üzgünüm abi ama bu tavir icerisinde hic bir tarihi kanit olarak sayamazsin senin tavrinla he sen dersen yok yemenli arkadasin tanimiyor vesel karaniyi bu karani nin olmadiginida göstermez ne diyeyim insan yeterki anlamak istesin


Simdi sevgili Alptraum,Bir yazar bir belgeselde iki veya üc kez burasi Veysel Karaninin memleketi dedi diyemi delil kabul edecegiz?Bak sen avrupada tv leri izliyorsun ellitane Gazeteci Türkiye icin olmadik seyler söylüyor yani bunlar delilmi?Bak Ermeni soykirimi davasida buna dahil...
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Simdi sevgili Alptraum,Bir yazar bir belgeselde iki veya üc kez burasi Veysel Karaninin memleketi dedi diyemi delil kabul edecegiz?Bak sen avrupada tv leri izliyorsun ellitane Gazeteci Türkiye icin olmadik seyler söylüyor yani bunlar delilmi?Bak Ermeni soykirimi davasida buna dahil...

Veysel Karani hazretlerine ait hırka var, şahsi eşyaları var....yaşadığı yer biliniyor, ne yaptığı biliniyor, Hz.Ömer'le görüştüğü biliniyor, buna dair tanıklar var....Daha ne....
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
O zaman her olayi gidip yerinde arastirmak bilmek gerekir ama asirlar öncesine bunu nasil yapabilirsin bilmiyorum lakin bunun osmanli tarihi acisindan dahi yeri ve önemi var örn:

1517 senesinde Yavuz Sultan Selim , Mısır `ı Osmanlı topraklarına katınca Mısır `ın egemenliği altındaki Yemen de Osmanlı `nın eyaleti haline geldi. Osmanlı , bu toprakları Zeydi imamlara, Tehame bölgesinde çoğunlukta bulunan Hanefi ve Şafii hocalar ile oradaki kabile reislerinin yönetimine bıraktı. Ve dedi ki, `Siz Peygamberimizin , Veysel Karani `nin yadigarısınız. İhtiyacınız olduğunda bildirin Surre alaylarımızla yardımınıza geliriz.` Sonra çekildiler. Fakat daha sonra İranlılar Portekiz `le anlaşarak Kızıldeniz `i Hint Okyanusu `na bağlayan boğaza girip yerleştiler.

Bu tarih bilgisini herkes okullarda ögrenir üniversitelerde prof lar anlatir simdi hepsi yanlis biliyor demek olurki neye bakarak senin yemenli arkadasinin veysel karaniyi tanimamasindan tarih taniyor osmanli taniyor

Diyecegim odurki abi yalan demek icin o yalani göstermelisin lakin yazili kaynaklar geziler osmanli yani bu kadar herseybilinirken kalkipda yok demek icin elimizde gercekden cok sahih kaynaklar olmali
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
O zaman her olayi gidip yerinde arastirmak bilmek gerekir ama asirlar öncesine bunu nasil yapabilirsin bilmiyorum lakin bunun osmanli tarihi acisindan dahi yeri ve önemi var örn:

1517 senesinde Yavuz Sultan Selim , Mısır `ı Osmanlı topraklarına katınca Mısır `ın egemenliği altındaki Yemen de Osmanlı `nın eyaleti haline geldi. Osmanlı , bu toprakları Zeydi imamlara, Tehame bölgesinde çoğunlukta bulunan Hanefi ve Şafii hocalar ile oradaki kabile reislerinin yönetimine bıraktı. Ve dedi ki, `Siz Peygamberimizin , Veysel Karani `nin yadigarısınız. İhtiyacınız olduğunda bildirin Surre alaylarımızla yardımınıza geliriz.` Sonra çekildiler. Fakat daha sonra İranlılar Portekiz `le anlaşarak Kızıldeniz `i Hint Okyanusu `na bağlayan boğaza girip yerleştiler.

Bu tarih bilgisini herkes okullarda ögrenir üniversitelerde prof lar anlatir simdi hepsi yanlis biliyor demek olurki neye bakarak senin yemenli arkadasinin veysel karaniyi tanimamasindan tarih taniyor osmanli taniyor

Diyecegim odurki abi yalan demek icin o yalani göstermelisin lakin yazili kaynaklar geziler osmanli yani bu kadar herseybilinirken kalkipda yok demek icin elimizde gercekden cok sahih kaynaklar olmali


Cevap yazmayacagim dedim ama seni kiramiyorum Alptraum,Geziyi gec diyorum.Ama sana öyle bir Osmanli arsivi varki Türkleri köpek yerine dahi koymuyormus bunlar desem hemen inanacakmisin?Ki ben bir zamanlar asmistim böyle bir arsivden siir...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
kusura bakma Bekir sen sordugun sorunun istedigin seyin dahi farkinda degilsin elestiriyorsun yazik;

Iste istedigin verdigimde dogrularin en dogrusu bir örnekti..Ama sen anlamamaya karar verdiysen yapabilecegim hic bir sey mevcut degildir...


Evet, yüzyıllar boyu gelmiş, geçmiş ve halen var olan bütün ulema; araştırmacılar, tarihçiler, hadisçiler, fıkıhçılar, edebiyatçılar, tasavvufçular, imamlar ve halk akılsız, tek sen akıllısın metin mete... Tebrikler.
Bu mevzuları senin anladığın gibi anlamaktansa, ömür boyu avare olmayı yeğlerim.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Evet, yüzyıllar boyu gelmiş, geçmiş ve halen var olan bütün ulema; araştırmacılar, tarihçiler, hadisçiler, fıkıhçılar, edebiyatçılar, tasavvufçular, imamlar ve halk akılsız, tek sen akıllısın metin mete... Tebrikler.
Bu mevzuları senin anladığın gibi anlamaktansa, ömür boyu avare olmayı yeğlerim.



Söz kalmayinca var sen istedigin gibi anla...
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Sevgili alptraum,elimde oldukca eski bir kitab mevcut hatta bu kitabin bir örnegi dahi yok(Bu bir gercek elimdeki kitabin ikinci esi yok)Simdi ben bu kitabin yazari hakkinda bir hikaye yazsam ve bu hikayenin delilde bu kitabtir isterseniz inceleyin desem ne kardar hakliyim?


Aynen ateistlerin Kuran'ı kerim'e yaptıkları eleştirinin aynısını yaptın!!!

Allah sonunu hayretsin.
 
Üst Alt