Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Takvim de Bugün

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
3 Temmuz 2006

3 Temmuz 2006

Bugün 3 Temmuz 2006 C.Ahir:7 Haziran:20 Hızır:59 Cezayir’in Hürriyeti’ne Kavuşması (1962)

41411117_4ac90e8375_b.jpg


İMAN VE AHLÂK İLİŞKİSİPeygamberimiz tarafından "ahlâkın iyisi imanını güçlendiren, kötüsü ise zayıflatan bir unsur" olduğunu ümmetine bildirilmiştir, iman ile ahlâk arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koyan pek çok hadis vardır.
"Müslüman; dilinden, elinden müslümanlar selamette kalan kimsedir" (Müslim)
"Haya imandandır." (İbn Mace)
"Hiçbiriniz kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz." (Müslim)
Hadis meallerinden anlaşılan odur ki, ahlâk; iman ve ibadetlerle iç içedir. İmanın her bölümü ahlâktan iz taşımaktadır, İslam dinini öngördüğü ahlak imanlı, iman da ahlâklı olmayı gerektirir.
İslam ahlaka büyük kıymet ve önem vermiştir. Nefsiyle mücadele eden nice insanlar ahlaklarını düzeltmişler ve herkese örnek olmuşlardır, İslam ahlakı konuları içerisinde insana yüklenilen vazifeler de tanzim edilmiştir.
İnsanın bütün bir hayat boyunca yapması gereken görevler şunlardır.
1) İlahi görevler:
a)Her akıl ve bülüğ çağına ermiş kimse Allah (c.c.) 'ı bilip ona kullukta bulunması
b) iyiliklerin hakim olması için cihad etmesi
c) Nefsini terbiye etmesi, nefsiyle cihada bulunması d) Nafile ibadetlerde bulunması
2) Şahsi görevler:
a) Beden terbiyesi
b) Sağlığını korumak
c) Zararlı perhiz ve rejimlerden kaçınmak
d) Vücuda harap edecek şeylerden sakınmak
e) İradeyi kuvvetlendirmek
f) Aklı zihni ilim ve irfan nurları ile aydınlatmak
3) Ailevi görevler:
a) Kocanın görevleri
b) Kadının görevleri
c) Çocukların görevleri
d) Anne ve babanın görevleri
e) Kardeşlerin görevleri
4) Sosyal görevler:
a) Hayat hakkını korumak
b) Hürriyet hakkını korumak
c) Düşünce hakkını korumak
d) Namus ve haysiyetini korumak
e) Mülkiyet hakkını korumak
Bu görevleri yapmak insanı ahlaken yüceltir.

41414012_6cb1f8e11b_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
4 Temmuz 2006

4 Temmuz 2006

Bugün 4 Temmuz 2006 C.Ahir:8 Haziran:21 Hızır:60 Barbaros’un Vefatı (1546) ABD’nin Kuruluşu (1776)

41411118_08819ad412_b.jpg


NAMAZIN ÖNEMİ
"Namaz dinin direğidir" (Teğib-Terhib)
Bu hadisi şerif bütün müslümanların kalbinde ve dilinde yer etmiştir. Namaz müslümanlarla müslüman olmayanlar arasında en ayırıcı özelliktir. Rab'bimiz Kur'an-ı Kerim de şöyle buyurmaktadır.
Bakara Suresi 238. ayette " Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın."
İslamın her esasının kendine has bir özelliği ve faydası vardır.
Ankebuf Suresi 45. ayette " (Resulüm) sana vahyedilen k'itab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki; namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir."
Ancak namaz günümüzde kılanların büyük bir bölümüne tesir etmiyor, onları kötülükten alıkoymuyorsa; bu o insanın İslamın bir çok emirlerine uymamasıdır. Helalinden yemiyor faiz yiyor, kumar oynuyor vb. Allah'ın helallerine ve haramlarına dikkat etmek müslümanın en önemli görevidir.
İslam dini sadece namaz emrinden ibaret değildir, İslam'ın bütün emirleri kıymetlidir, bu emirler bir bütündür, İslam bu bütünün içerisinde namazı değerlendirir ve önemser. Halbuki yapılan telkinler ile halk İslamı sadece namaz ve oruçtan ibaret sanmaktadır.
Müslüman namaz kılar bununla birlikte cihad ibadetini de eda ederek iyiliklerin ihyası, kötülüklerin imhası için gayret eder: Zalimlere karşı direnir.

41414011_4fb8edb316_b.jpg


BİR AYET
"Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; Ey Rabbimiz! duamı kabul et." (İbrahim, 40)

41411412_aa26a68467_b.jpg


BİR HADİS
"Kim ihlasla samimi olarak şehit olmayı dilerse, yatağında bile ölse, Allah onu şehitler makamına ulaştırır." (Müslim)

41414010_f55dc8e0b6_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
5 Temmuz 2006

5 Temmuz 2006

Bugün 5 Temmuz 2006 C.Ahir:9 Haziran:22 Hızır:61 İtalya’nın Antalya’dan Çekilmesi (1921)

41411413_cc85ae13f5_b.jpg


TEYEMMÜM
Teyemmümün meşru olması kitap, sünnet ve icmâ ile sabit olmuştur.
Cenab-ı Hak buyuruyor ki:
"Eğer hasta veya yolculuk halinde iseniz veya biriniz tuvaletten gelmişseniz veya kadınlara yaklaşmışınız ve bu durumlarda su bulamamışsanız tertemiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki, Allah örtücü ve bağışlayıcıdır." (Nisa, 43)
Teyemmümün Farzları:
Teyemmümün farzları ikidir:
1. Niyet etmek,
2. El içlerini temiz toprağa vurup yüzü ve
kolları meshetmektir.
Teyemmümüm gerektiren haller
l_ Abdest alacak veya gusledecek suyun bulunmaması,
2. Su bulunup da özürden dolayı kullanılmaması,
3. Bedenin çoğu yara olduğu zaman vücud yıkanmaz, teyemmüm yapılır.
4. Su ile abdest veya gusledildiği zaman cenaze ve bayram namazları geçecekse teyemmüm yapılır.
Teyemmümün sünnetleri:
1. Besmele ile başlamak
2. Tertibe riayet etmek,
3. Elleri yere koyarken evvela ileri sürmek,
4. İleri sürdükten sonra terkar geriye çekmek,
5. Parmaklarını açık tutmak,
6. Ellerini yerden kaldırdığı zaman, eğer tozlu iseler, ellerini birbirine vurmak.

41414009_1dd118229c_b.jpg


BİR AYET
"Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için (onları diriltecektir.) Kuşkusuz Allah hesabı çabuk görendir." (İbrahim, 51)

41411414_1ef274234c_b.jpg


BİR HADİS"Kim Allah yolunda cihad edenin masraflarını görürse kendisine cihad sevabı verilir. Kim evine dönünceye kadar mücahidin evinin işini görürse ona da cihad sevabı verilir.' (Buhari)

53965122_3fccda64fc_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
6 Temmuz 2006

6 Temmuz 2006

Bugün 6 Temmuz 2006 C.Ahir:10 Haziran:23 Hızır:62 Hicaz’ın Osmanlı Sınırlarına Katılması ve Mukaddes Emanetlerin Yavuz’a teslimi (1517)

53965121_d91242b7c6_b.jpg


İMANLARINDAN SONRA İNKARA DÖNENLER
İman Allah'ın vermiş olduğu en büyük nimetlerdendir, insanın bu dünya hayatındaki mutluluk ve huzuru da, sonsuz hayatındaki kurtuluşu da imanı sayesinde olur. Bu yüzden her nimet gibi, iman nimeti için de Allah'a şükretmek gerekmektedir. Allah, imanı dilediği kuluna nasip eder, dilediğine ise etmez. Allah'ın iman nasip etmediği kişiler, tüm dünyada onları imana davet etmek için uğraşsa dahi, hiçbir şekilde iman edemezler. Çünkü onlar inkarı tercih etmişlerdir. Bu gerçek, Allah'ın Peygamberimiz (s.a.v.)' e hitaben indirdiği bir ayetinde şöyle belirtmektedir:
"Sen, onların hidayet bulmalarını ne kadar tutkuyla istesen de, Allah şüphesiz saptır-dığına hidayet vermez, onlar için yardım edecek yoktur. (Nahl,37)
İşte Allah'ın hidayet verdiği insanlar, yani mü'minler, O'nun rahmeti sayesinde inkardan kurtulmuş olurlar. Bu nedenle de her mü'mine düşen, cennet ehlinin yapacak olduğu duayı şimdiden yaparak "Bizi buna ulaştıran Allah'a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya ermeyecektik..." deyip şükretmektir." (Araf, 43)
İmandan sonra inkara, batıla yönelmekten sakınmalıyız. Allah (c.c.) bizi bundan korusun.
Kur'an: "Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirinden, yeryüzü dolusu altını olsa bunu fidye olarak verse de kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır ve onların yardımcıları yoktur." (Al-i imran, 91)

53961901_069e5b95cd_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
7 Temmuz 2006

7 Temmuz 2006

Bugün 7 Temmuz 2006 C.Ahir:11 Haziran:24 Hızır:63 Çeşme Deniz Savaşı (1770)

53961899_020fa9bb19_b.jpg


MÜSLÜMANLIKTA ADABI MUAŞERET
İslam dini, insanların birbirleriyle görüşüp konuşmalarına, medeni toplu bir halde yaşanmalarına büyük bir ehemmiyet vermiştir.
Müslümanlıkta halk ile münasebetin safhaları, mertebeleri vardır. Bir kısmı şunlardır.
1. Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü,, açık kalpli olmak.
2. Herkes ile güzelce görüşmek, halka eziyet vermekten kaçınmak.
3. Halkın eziyetlerine katlanmak, kötülüğe karşı iyilikte muamelede bulunmak.
4. Dargınlığa hemen son vermek.
5. Aralan düzeltmeye gayret etmek.
6. insanların kusurlarını araştırmamak, ifşa etmemek, bilakis örtmeye çalışmak.
7. Dostları arkalarından müdafaa etmek.
8. İnsanların kalplerini kötü zandan korumak için töhmetli yerlerden uzak bulunmak.
9. Farklı halk sınıflarıyla, mevkilerine göre sohbette, münasebette bulunmak.
10. ihtiyarlara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şevkat göstermek
11. Hayır sever olmak, yardımlaşma ve dayanışmada bulunmak.
12. Selam vermek.
13. Musafaha (El tutuşmada bulunmak)
14. Aksırana karşı hayır ve bereketle dua etmek. Elhamdülillah diyene, Yerhamüküllah. aksıranda, yehdina ve yehdikülüllah, demelidir. (Allah size rahmet etsin)
L5.Meclislerde temiz ve adaba riayetkar bir halde bulunmak.
16. Dostları ziyaret etmek.
17. Ziyarete icabet etmek.
18. Hürmet için ayağa kalkmak.
19. Değerli zatların ellerini öpmek.
20. Komşuluk haklarına riayet etmek.
21. Hastaları ziyarette bulunmak.
22. Cenazelere katılmak.
23. Müslümanların kabirlerini ziyaret etmek.
(Büyük İslam İlmihali s.565)

53961145_d128fbc178_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
10 Temmuz 2006

10 Temmuz 2006

Bugün 10 Temmuz 2006 C.Ahir:14 Haziran:27 Hızır:66 Dünya Hukukçular Günü

53960967_3d0dcd9f13_b.jpg


VAHYİN KISIMLARI
1. Rüyâ-yı sâdıka: Gerçeklere uygun olarak peygamberlerin gördükleri rüyalar.
2. Cebrail'in bir insan suretinde gelmesiyle yapılan vahiy. Cebrail'in çoğunlukla sahebeden Dıhye-i Kelbî şeklinde geldiği rivayet edilir.
Cebrail'in kendi suretinde gelmesi. Bu şekilde iki defa gelmiştir: Birincisi, Peygamber olarak görevlendirildiği ilk yıllarda Hıra mağarasında, ikincisi, ise Peygamberimiz miraç'a çıktığa zaman sidretü'l-müntehada vuku bulmuştur.
4.İlham: Arada melek olmadan, peygamberin kalbine gelen manadır.
5. Cebrail'in bir melek suretinde gelmesiyle yapılan vahiydir.
6. Melek vasıtası olmadan ilahi kelama mazhar olması ve Cenab-ı Hakla konuşmasıdır. Bu da miraç'da namazın farz kılınması esnasında gerçekleşmiştir.
7. Melek görünmeden uzaktan gelen bir sesle olan vahiydir. Rasûiullah da o duyduklarını alıp, tebliğ ederdi.
"Ey Muhammedi Şüphesiz sana vahyettik. Nitekim, Nuh'a ve onun ardından gelen peygamberlere, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a, torunlarına İsa'ya, Eyyûb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik ve Davut'a da Zebur'u verdik. Peygamberlerden bir kısmını önceden sana anlattık, bir kısmını da anlatmadık. Allah Musa ile de konuştu." (Nisa, 163-164)

53955844_baa7d79b4a_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
11 Temmuz 2006

11 Temmuz 2006

Bugün 11 Temmuz 2006 C.Ahir:15 Haziran:28 Hızır:67 Çaldıran Zaferi (1514) İngilizler’in Mısır’ı İşgali (1882)

53954893_f4383a9b27_b.jpg


CİN VE ŞEYTAN
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Andolsun ki, biz, insanı kuru bir çamurdan suretlenmiş bir balçıktan yarattık; cinleri de daha önce, çok zehirli bir ateşten yarattık" (Hicr, 27)
Bir hadis-i şerifte:
"Melekler nurdan, cinler dumanı kesilmiş yalın bir alevden yaratıldı. Adem (a.s) ise topraktan yaratıldı" (Müslim) buyurulmuştur.
Cinlerin sınıfları
Cinler inanç yönünden mü'min, kafir, müşrik, münafık, Yahudi ve Hıristiyan gruplarına ayrılırlar. Peygamberimize iman eden Yahudi cinler kavimlerinin yanına döndükleri zaman şöyle demişlerdi: "Ey Kavmimiz, gerçekten biz, Musa'dan sonra indirilmiş olan, kendinden öncekileri tasdik eden hakka ve doğru yola ileten bir kitap dinledik." (Ahkaf, 30)
Cinlerin gruplarını kendilerinden dinleyelim: "Gerçekten biz, kimimiz salih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere türlü türlü yollar tutmuştuk. (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı aciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik... içimizde (Allah'a) teslimiyet gösterenlerde var, hak yoldan sapanlar da var." (Cin, 11-14)

53951010_7b9700e4d3_b.jpg


BİR AYET
"Siz hiç bir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi." (Nahl, 78)

53951008_0c8d9296fa_b.jpg


BİR HADİS
"Kıyamet günü üç sınıf insan şefaatte bulunur: Peygamberler, alimler ve şehitler." (İbni Mace)

54251970_6fb711cbb0_b.jpg
 

mistik_cadi

New member
Katılım
25 May 2006
Mesajlar
154
Tepkime puanı
0
Puanları
0
takvim de bugün;
Ordu'nun Fatsa ilçesine yüzlerce asker ve polis "nokta operasyonu" düzenledi, sokağa çıkma yasağı ilan edildi, bütün evler arandı. Sol görüşlü bağımsız belediye başkanı Fikri Sönmez de dahil 300 kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı, Başkan Sönmez'i derhal görevden aldı./1980..
bu da benden olsun:) :) :) :)
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
12 Temmuz 2006

12 Temmuz 2006

Bugün 12 Temmuz 2006 C.Ahir:16 Haziran:29 Hızır:68 Varto Depremi, 5000 Ölü (1966)

54251969_f0b9e11707_b.jpg


EN BÜYÜK GÜNAHLAR
1. Allah'a şirk koşmak,
2. Allah'a baba demek, (Meryem, 88-93)
3. Haksız yere adam öldürmek, intihar etmek,
4. Yetim malı yemek,
5. Faiz yemek,
6. İçki içmek,
7. Savaştan kaçmak,
8. İftira etmek,
9. Namuslu kadına zina isnat etmek,
10. Ana ve baba hakkına tecavüz etmek,
11. Yalan yere yemin etmek,
12. Yalan yere şahitlikle bulunmak,
13. Zina etmek,
14. livata yapmak,
15. Sihir, büyü yapmak,
16. Hırsızlık yapmak,
17. Allah'ın rahmetinden ümit kesmek,
18. Kumar oynamak,
19. Yol kesmek,
20. Söz gezdirmek, çekiştirmek,
21. Rüşvet almak ve vermek,
22. Harem-i Şerifte günah işlemek,
23. Domuz eti yemek,
24. Besmelesiz kesilen hayvan etini yemek ve kan içmek.

54251968_25ccaeec2b_b.jpg


BİR AYET
"Allah'ın ayetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur, işte onlar yalancıların kendileridir." (Nahl, 105)

54251967_4e11fd6b90_b.jpg


BİR HADİS
"Allah yolunda cihad etmeden ve cihad etmeyi arzu etmeden ölen kimse bir nevii münafıklık üzerine ölmüş olur." (Müslim)

54251966_dbf4507443_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
13 Temmuz 2006

13 Temmuz 2006

Bugün 13 Temmuz 2006 C.Ahir:17 Haziran:30 Hızır:69 Hz. Aişe (R.Anha)’ın Vefatı (676)

54251965_7ac39da4cd_b.jpg


RASÛLULLAH (S.A.V.) MA'RUF VE MÜNKER GÖREVİNİ BİRLİKTE YÜRÜTTÜ
Peygamberimiz (s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O'nun görevi insanlığın lehine olan şeyleri yerleştirmek, aleyhine olan şeyleri ise ortadan kaldırmaktır. Peygamberimiz bu iki görevi birlikte yapmıştır. Araf süresinde şöyle buyuruyor.
"Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmi Peygambere uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nur'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır." (Araf, 157)
Bu ayet-i kerimede Rasûlullah'ı (s.a.v.) üç göreviyle tanınmaktadır.
1- Ma'rufu emredip münkerden nehyetmesi.
2- Temiz ve güzel şeyleri helal, pis ve murdar şeyleri haram kılması,
3. Ağır şeyleri ve sırtlarında taşınan zincirleri (ki bunlar ağır ve çetin tekliflerdir) kaldırması.
Peygamberimiz ümmetine de şu tavsiyede bulunmuştur.
"Nefsimi kudreti ile tutana yemin ederim ki; mutlaka iyiliği emretmeniz, kötülüğe engel olmanız gerekir. Bunu yapmadığınız takdirde Allah katında size bir azap iner. Bundan sonra dua da etseniz kabul olmaz." (Tenbih)

54250723_8d14e49c8b_b.jpg


BİR AYET
"Allah'ın ahdini az bir karşılığa satmayın. Şayet anlayan kimseler iseniz, şüphesiz Allah katında olan (sevap) sizin için daha hayırlıdır." (Nahl, 95)

54250722_081330e6d3_b.jpg


BİR HADİS
"Kimin ayakları Allah yolunda tozlanırsa, bu ayaklar cehennem ateşine dokunmaz." (Buhari)

54250721_ced21ff2c8_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
14 Temmuz 2006

14 Temmuz 2006

Bugün 14 Temmuz 2006 C.Ahir:18 Temmuz:1 Hızır:70 II.Viyana Kuşatması (1633)

54250720_3f30e7e98c_b.jpg


İDRİS (A.S.)IN PEYGAMBERLİĞİ VE CİHADI
Adem ve Şis (a.s.)'lardan sonra İdris (a.s.)a yüce Allah tarafından peygamberlik verildi ve kendisine 30 sahife indirildi.
İdris (a.s.) kavmini putlara tapmaktan men ve yüce Allah 'a ibadete davet etti, İslam'a çağırdı.
Fakat onlar, onu yalanladılar.
İdris (a.s.) kavmini yanına çağırıp onlara, öğütler vermiş, Yüce Allah'a itaat etmelerini, şeytan'a ise uymamalarını ve Kabil oğulları ile düşüp kalkmamalarını emr etmiş ise de onlar dinlememişler, Kabil oğullarının yanına, bir biri ardınca gurup gurup inmeye başlamışlardır.
İdris (a.s.) ilk kez Allah yolunda Kabil oğulları ile savaşmış onlardan esirler alıp azad etmiştir.
Bundan sonra Allah (c.c.) İdris (a.s.)'ı pek yüce bir yere kaldırıp yükseltti. (Meryem, 57)
İdris (a.s.) Adem (a.s.)dan sonra ilk kez yazı yazan, yıldızlar ve hesap ilmini gözden geçiren zat idi. Geçmiş devirlerin bütün ilimleri kendisinde toplanmış idi. Bütün ilimler kendisine öğretilmişti, gizli ilimlerin mushafı da kendisine teslim edilmişti. Kendisi terzi idi.
Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selam olsun!

54250719_595711f9b5_b.jpg



BİR AYET
"Kim ahireti diler ve bir mü'min olarak ona yanaşır bir çaba ile çalışırsa, işte bunların çalışmaları makbuldür." (İsra, 19)

54250718_0a194ef4b9_b.jpg


BİR HADİS
"Resulüllah (s.a.v.)'e insanların en faziletlisi sorulduğunda O'da "Canı ve malı ile Allah yolunda cihad eden kimsedir." buyurmuştur."(Buhari-Müslim)

54262681_9fc83b2b6e_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
17 Temmuz 2006

17 Temmuz 2006

Bugün 17 Temmuz 2006 C.Ahir:21 Temmuz:4 Hızır:73 Abdülkadir Geylani Hz.’nin Vefatı (1165)

54262677_dfa5fe1cd5_b.jpg


KİTAPLARA İMAN
Allah (c.c.) tarafından yüz dört kitap indirilmiştir. Bunlardan dördü büyük, yüzü ise, sahifeler halindedir.
Büyük kitaplar, Tevrat Hz. Musa'ya, İncil Hz. İsa'ya, Zebur Hz. Davud'a ve Kur'an-ı Kerim Hz. Muhammed'e (s.a.v.) verilmiştir. Suhuflardan on suhuf Hz. Adem'e, elli suhuf Hz. Şite, otuz suhuf Hz. İdris'e ve on suhuf da Hz. İbrahim'e verilmiştir.
Bu kitapların hepsi Allah tarafından indirilmiştir. Ancak şu var ki, bunlardan Kur'anı Kerim'den başkası pek çok tahrifat ve tahribata uğramış, artık semavî (dinî) bir kitap olma vasfı kalmamıştır. Bugün bazı milletlerin ellerinde bulunan Tevrat, İncil, ve diğer suhuflar Yüce Allah tarafından indirilen kitaplardan değildirler. Bunlar çeşitli sebeplerle tamamen değiştirilmiş ve asıllarını kaybetmişlerdir. En son olarak Hz. Muhammed'e ve O'nun ümmetine indirilmiş olan Kur'an-ı Kerim, günümüze kadar hiçbir değişikliğe ve tahrifata uğramadan gelmiş ve kıyamete kadar her türlü değişiklik ve tadilattan muhafaza edileceği Kur'an-ı Kerim'de bildirilmiştir.
Diğer bütün semavî (din) kitaplarda olan ilimleri, gerçekleri ve onlarda neshedilmemiş olan hükümleri Kur'anı Kerim özet olarak içine almaktadır.
Kur'an-ı Kerim son kitap olarak insanları en doğru yola ileten kitaptır. Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır: "Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi ameller işleyen mü'minlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler." (İsra, 9)

40769233_f7b1230b21_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
18 Temmuz 2006

18 Temmuz 2006

Bugün 18 Temmuz 2006 C.Ahir:22 Temmuz:5 Hızır:74 İran-Irak Savaşı’nın Sona Ermesi (1988)

54259769_d1d02cd445_b.jpg


HAC İBADETİ
Haccın şer'i manası, vaktinde Kabe-i Muazzamayı tavaf etmek ve arafatta usulüne göre bir miktar durmaktır.
Müslümanların genel kongresi:
Hac, Müslümanların dünya çapında yıllık genel bir kongresi ve toplanma anlamını taşır. Bu yalnız kupkuru bir toplantı ve nutuk atmaktan ibaret değil, müşterek ibadet etme ve hep birlikte Allah'a yönelmeyi, toplumun verdiği heyecanla ruhları ayıklamayı ve yüceltmeyi temin eder. Her milletten ve ırktan, her renkten ve ülkeden gelen insanları kaynaştırır. Önemli husus, bütün insanları kendi örf ve geleneklerinden, giyiniş ve kıyafetlerinden sıyırarak onları tek tip bir elbisede birleştirir.
Değişik milletlerden, renklerden, iklimlerden, örf, adet ve geleneklerden meydana gelen dünya çapında bir topluluğun hep birden aynı yöne, aynı anda aynı gaye ve temiz niyetle yönelmeleri, hiç şüphe yok ki, ruhlara hakim olan ve onları etkileyen İslamı bir şuur ve hareket verir.
Allah (c.c.) bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz, alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabed), Mekke'deki (Kabe)'dir. Orada apaçık deliller, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi hac etmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. "(Ali İmran, 96-97)

40769232_b7f0b6f6e2_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
19 Temmuz 2006

19 Temmuz 2006

Bugün 19 Temmuz 2006 C.Ahir:23 Temmuz:6 Hızır:75 Tarık Bin Ziyad İspanya’ya Çıktı (711)

54259767_2212f8f5d7_b.jpg


CİHADIN KISIMLARI
1. Dil ile yapılan cihad: İslam'ı tebliğ etmek, anlatmak, bildirmektir. Bu cihad, İslamın en büyük noktalarından biridir. Sağlam bir eğitim ve araştırma ister. İslama uygun kitap, gazete, dergi, hitabet, konferans, mescid ve evlerde yapılan sohbetlerle bu tebliğ yapılabilir. Tebliğ görevini yüklenen kimseler bazı
insanların hep karşılarında olacaklarını bilmelidirler. Cenab-ı Hak (c.c.) Kur'an- ı Kerim'de bunun örneklerini bize göstermiştir.
2. Öğretimle yapılan cihad: Bilgiye ve ilme dayanan bir cihaddır. Eğitim ve öğretim yoluyla yapılan cihadın ölçüsü her bir Müslümanı kültürlü, İslam'ı mana da bilgili, şuurlu ve eğitilmiş bir kimse olarak yetiştirmektir.
3. El ve bedenle yapılan cihad: iyiliği emretmek kötülüğü ortadan kaldırmak için yapılan çalışmalardır.
4. Mal ile yapılan cihad: Bir müslümanın davası için mali katkıda bulunması Allah'ın emridir. Rab'bimiz "Malınızla canınızla cihad ediniz" buyuruyor. Bundan dolayı her müslüman; inandığı gibi yaşama hakkını elde edebilmek için yapılan çalışmalara imkanı ölçüsünde mali katkıda bulunmalıdır.
Rabbimiz insanlığın saadeti için yapacağımız bütün bu çalışmaları "hayırlı ticaret" olarak nitelendirmiş ve şöyle buyurmuştur.
"Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah ve Resulüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. "(Saf, 10-11)

40768915_5895199e62_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
24 Temmuz 2006

24 Temmuz 2006

Bugün 24 Temmuz 2006 C.Ahir:28 Temmuz:11 Hızır:80 Lozan Antlaşması (1923)

40768910_53934e5680_b.jpg


GUSLÜN TARİFİ
Gusül: Cünüp olan kimsenin hiçbir kuru yer kalmadan ağız ve burun dahil bedenin her tarafını yıkamasıdır.
Guslün farzları üçtür:
1. Ağıza, dolu dolu su vermek,
2. Buruna su çekip yıkamak,
3. Bütün vücudu kuru yer kalmadan yıkamak,
Hanefi mezhebine göre, ağızla burunun içi de bedenin dışından sayıldığı için, ağız ve burunu iyice yıkamak farzdır,
Guslün Sünnetleri:
1. Besmele ile başlamak,
2. Niyet etmek,
3. Bedenin her hangi bir yerinde pislik varsa temizlemek.
4. Avret mahallini pislik olmasa da yıkamak,
5. Gusülden evvel abdest almak,
6. Üçer defa önce başa, sonra sağa, daha sonra sol omuza su dökmek,
7. Gusül alırken avret mahallini örtmek,
8. Ayağının olduğu yere su birikirse abdest aldığı zaman ayağı sonradan yıkamak.
Gusül, bazan farz, bazan sünnet, bazı defa da müstehap olur. Cünüp olanın hayız ve nifastan temizlenmiş olan kadının gusletmesi farzdır. Cuma ve bayram namazları, hac veya umre için ihrama girerken gusletmek sünnettir. Deli iken aklı başına gelen, baygınken ayılan, sarhoşken kendine gelen, kan aldıran ve mübarek geceleri ihya etmek isteyenler için gusletmek müstehabtır.

54257504_4464343c31_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
25 Temmuz 2006

25 Temmuz 2006

Bugün 25 Temmuz 2006 C.Ahir:29 Temmuz:12 Hızır:81 İspanya’nın Emeviler Tarafından İşgali (711)

54257503_e4289461b4_b.jpg


ÜÇ AYLARDA ORUÇ
Halk arasında Recep, Şaban ve Ramazan aylarına üç aylar deniyor.
Peygamberimiz peş peşe bu ayları hiç bir zaman oruç tutmamış, bu şekliyle ümmetine de tavsiye etmemiştir. Hatta Ramazan ayının dışında hiç bir ayı baştan sona oruçlu geçirmemiştir. Bu şekilde tutulacak oruçlar mendup kısmına girer.
Abdullah b. Abbas (r.a.) Recep ayında peygamberimiz (s.a.v.)'in "Bu artık orucu bırakmaz" deyinceye kadar çok oruç tuttuğunu, bazen de "Bu artık oruç tutmaz" deyinceye kadar orucu terkettiğini haber vermiştir. Bundan anlaşılıyor ki Peygamberimiz (s.a.v.) Recep ayında diğer aylara nazaran daha fazla oruç tutmuştur.
Hz. Aişe validemiz (r.a.)'den rivayete göre Peygamberimizin (s.a.v,) nafile oruç tutmayı en fazla sevdiği ay: Şaban ayıdır.
Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.): Ramazan-ı Şerif ayını daha fazla ibadetle ve yüksek bir ubudiyet (kulluk) şuuru ile karşılama hazırlığına binaen Şaban ayında diğer aylara nazaran daha fazla oruç tutardı. Nitekim Hz. Aişe validemiz (r.a.) şöyle der:
"Resûlüllah (s.a.v.) o derece oruç tutardı ki, biz: bu, artık orucu bırakmaz, derdik. (Bazen de) orucu öyle terkederdi ki: Artık bu, oruç tutmaz, derdik. Ben Resûlüllah (s.a.v.)'in Ramazan-ı Şerif ayından başka hiçbir ayı tamamen oruçla geçirdiğini görmedim. Şaban ayı kadar hiçbir ayda çok oruç tuttuğunu da görmedim. (Buhari)
Üç ayları şuurlu yaşamaya gayret edelim.

54257502_62c9120894_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
26 Temmuz 2006

26 Temmuz 2006

Bugün 26 Temmuz 2006 Recep:1 Temmuz:13 Hızır:82 ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI

54257501_832e8db96d_b.jpg



ÜÇ AYLARA GİRDİK, ELHAMDÜLİLLAH
Cenab-ı Hakk'a sonsuz hamd ve senâlar olsun ki; kandiller geçidi üç Aylar"a yeniden kavuştuk. Her birinin başlı başına bir feyiz ve bereket kaynağı, birer rahmet ve mağfiret kaynağı olan bu aylar tevbelerimize vesfe olmak üzere peşi peşine geliyor.
Üç Aylar olarak bilinen Recep Şaban ve Ramazan ayları çok feyizlidir. Mübarek Ramazan ayının müjdecisi olan Recep ayına girdik. Rasûlüilah (s.a.v.) bu aya "Şehru't-lah (Allah'ın ayın)' beyanında bulunmuştur.
Her biri mü'minlerin şuurlanmalarına vesile olabilecek bu mübarek aylar, her sene mû'minlere hayatın büyük bir sür'atle akıp gittiğini haber vermek üzere gelen:
'Birer misafir.
'Birer ikaz lamba ve levhalarıdır...
Misafir hürmet ister, hizmet ister.
Mübarek üç aylar içinde öyle feyizli geceler vardır ki. Allah (c.c.)'ın sonsuz rahmeti bu gecelerde (daha fazla) yağmur gibi mü'minlerin üzerine iner.
oRegaib Kandili, Allah'u Teala'nın kullarına bağışta bulunduğu bir rahmet gecesidir.
'Miraç Kandili, dinimizin direği namazımızın mû'minlere farz olduğu bir mübarek gecedir.
'Beraat Kandili, Allah'a şirk koşmayan bütün inançlı kulların günahlardan kurtuldukları bir kurtuluş gecesidir.
"Kadir Gecesi, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı bir gecedir.
İşte Üç Aylar'ın fazietini attıran, bereketine bereketler katan bu gece ve gündüzler eğer inananla, kendilerin bulmaya vesile olmadan geçiliyorsa müminlerin daha çok çekecekleri var demektir.

54255033_60a4081790_b.jpg


REĞAİB KANDİLİ
Ey şâh-ı Rüsul! Ümmeti ihsan yâdet
İsyanımızın affını, fazlınla murâd et
Kandillere nur yağdırıyorken yüce Rabbim,
Lütfunla şefaat kılarak, bizleri şâdet...
Y. HATİBOĞLU

54255032_038a3e00a2_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
27 Temmuz 2006

27 Temmuz 2006

Bugün 27 Temmuz 2006 Recep:2 Temmuz:14 Hızır:83 REGAİB KANDİLİ

54255031_db335ec572_b.jpg


BU GECE REGAİB GECESİDİR
Bu akşam Recep ayının ilk gecesi Regaib gecesidir.
Regaib gecesi, kendisinde yapılan ibadetlere büyük ve çok sevaplar verilmesi umulan gece demek olur. Bu mübarek gece kıymetli ve değeri büyük iyi değerlendirilmesi gereken gecelerden biridir. Müslümanlar bu gibi gecelerde iç dünyalarına yönelip maddi ve manevi hayatlarına çeki düzen vermelidirler.
Bu gecede Allah (c.c.)'ın fiil sıfatları Peygamber efendimize tecelli etmiştir.
Rahmet ve bereketlerden faydalanmak isteyen mü'minler, göz ve gönül uyanıklığı ile zamanı değerlendirmeye gayret göstermelidirler.
Sabah namazının sünnetini edâ etmeye teşvik edici bir hadis-i şerifte:
'Sabah namazın (ın farzın) dan önceki iki rek'ât namazı terk etmeyeniniz Çünkü onda Regaib (umulan büyük sevaplar) vardır." (Feyz'ül-Kadir. c/6. sf: 393) buyurulması sebebiyle bu namaza (sabah namazının sünnetine) "salat'ür-regâib" (sevabı çok olan namaz) adı verilmiştir. (Nihaye c/2. sf: 238)
Bu gün ve gecelerde içimizi aydınlatır, dışımızı paklarsak Ramazan ayından hakkıyla faydalanmaya kendimizi hazırlamış oluruz.
Bu gece Rabb'imizden ne isteyelim?
Bu geceden feyizlenmek maksadıyla memleketimizde yerleşmiş güzel 'an'anelerimiz vardır. Bunlarla hâlimizi Rabb'imize arzedelim:
" Kabirleri ziyaret edelim.
* Fakirlere sadakalar dağıtalım.
" Bolca Kur'ân okuyalım.
* Kaza namazlarımızı kılalım.
" Günahlarımızdan dolayı tevbe edelim.
" Çokça dua edelim.
' Bu günlerde farklı olmanın yolunu bulalım.
Günlerimiz-gecelerimiz mübarek olarak hepimizin şuurlanmasına vesile olsun dualarıyla...

54255030_e46924680b_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
28 Temmuz 2006

28 Temmuz 2006

Bugün 28 Temmuz 2006 Recep:3 Temmuz:15 Hızır:84 I.Dünya Savaşı’nın Başlaması (1914)

54255029_beda442a09_b.jpg


ORUÇ
Oruç, İslam'ın esaslarından biridir. Kur'an-ı Kerimin beyanına göre, İslam dininden önce gelen bütün ilahi dinlerde oruç farz kılınmıştır, İslam'da ise hicretin ikinci senesinde farz kılınmıştır. Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) dokuz Ramazan oruç tutmuştur. Diğer ibadetlerde olduğu gibi, oruç da iki yönlüdür, bir yönü ile insanı ebedi alem için hazırlar. Diğer yönü ile de dünyayı ve onun nizamını hedef tutar, sağlık, sosyal ve ahlak açısından insanı teminat altına alır. Oruç ebedi alem için hazırlıktır.
Oruç insan üzerinde ebedi aleme ait bir fonksiyon icra eder. Orucun, insanı, gündüzleri, yemekten, içmekten, cinsel ilişkiden alıkoyması, açlık ve susuzluk duygusu, ona ahiret, sevabını ve azabını hatırlatır. Akşam güneşi batarken orucun açılması, insana ahiretteki yeniden dirilişi öğretir. Allah Rasulü, oruç hakkında şöyle buyurur: "Yaz gününde oruç tutmak imanın güzellik ve özelliklerindendir."
"Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha temiz ve güzeldir." (Buhari) "Ramazan orucu iki Ramazan ayı arasındaki küçük günahları örter." (Müslim) "Sahur yapınız, çünkü sahurda bereket vardır. Bir yudum su ile dahi olsa onu bırakmayın. Çünkü sahur yapanlara Allah rahmet eder, melekler de istiğfar ederler. Bizim orucumuzu ehl-i kitabın orucundan ayıran şey sahurdur. Biriniz iftar etti mi, hurma ile etsin. Bulamazsa su ile iftar etsin. Çünkü su temizdir."

54255028_b4fa4838bf_b.jpg
 
Üst Alt