Bir kardeş cerbeze nedir diye sormuştu?
Pek çok manayı içinde barındırır. Birini söyliyeyim.
Mesela, bir milletin bir yıl içinde tükürdüklerini toplayıp dağ haline getirsen ve o milletin ne kadar pislik olduğunu söylemek cerbezedir.
İşte bu misal kardeşim sen aynısının yapıyorsun.
Sevgili kardeşim, bu misale cerbeze demezler ama, senin üslübün da buna müsait, ne yapalım. Böyle bir duruma, birisi, "Yani sen benim nereme sövüyorsun biliyorum ama, buyur, " demiş, tabii ki burası bu işler için doğru yer değil dediler...
Tarikatler ehl-i Kalb'tir. Şeyhinin sözlerini delilsiz kabul ederler.
Evet, tarikat ehli kalbdir. Zikrini kalben yapar, hiç riyasız. Ama bu başka bir şeyden anlamamak asla değil, başka kriterleri görmemek asla değilidir. Peygamberimizin öğrettiği yoldur ve hiç eskimez, en doğrusudur. Ve, yani, afedersiniz ama, sizler şeyhinizin bir dediğini iki mi yapıyorsunuz ki?
Eskide küfür cehaletten ve bedevilikten gelirdi. Alimlerin tamamı dindardı. Hali ile küfrün izalesi kolyadı. Bazen ufak bir cebir söndürmeye kafi idi.
Bu devirde ise küfür fenden ve medeniyetten geliyor. İnsanlar haşre kalben değil aklen inanmak istiyor.
Alakasız bir iddia. Şeytandan akıllısı mı var.
Ehl-i Tarikat kardeşler sarsılmaz bir iman ile haşire kalben inanıyorlar. Hatta haşrin ıspatına aklen yol bulmak imkansız görüyorlar. Kadere teslim olmak lazım, inanıyorlar.
Oysa fenden ve medeniyetten gelen küfür akılını keşfetmiş, asrın insanlarının aklına vuruyor. Kalben haşre inanaların akılını çelerek kalbini kirletiyor.
Tarikat buna mukavemet gösteremez. Zira, fen ve medeniyetle mücehhez insanlar ikna edilir, zorla olmaz.
Bu asrın insanları her şeye akıllarını vurup sorguluyorlar. Onlara "akletme" demek ayete muhalefet olacağına göre. Demek, onların küfrünü ancak akleden insanlar giderebilir.
Tezatlar zinciri.
Siz kadere teslim olmadığınızı mı sanıyorsunuz?
Sizin hangi akli iddianız kaderi " aklen " izah edebilecek haldedir?
Şurada bir izahat istedim, demediğin kalmadı sevgili kardeşim, siz böyle mi akla hitap ediyorsunuz, yoksa sorgulamadan her şeye evet diyen kim?
Hiç kimse Tasavvufun kalb ayağı ile gittiğini inkar edemez. Elbette tarikat çok lazım. Zira, ehl-i kalb insan çoktur. Onları tamir ancak Tarikat ile mümkün olur. Ehl-i akıl onları çok zor tamir eder.
Biz onlara karışmıyoruz. Onlarda fenden ve ilimden ve medeniyetten gelen küfürün tamirini ehl-i akıla bıraksın ilişmesin.
Hani devir tarikat devri değil di?
Devir tarikat devri değilinmanası budur. Said Nursi demiş "Mevlana benim asrımda yaşasa idi Risale-i Nur'u yazardı, ben onun zamanında yaşasa idim Mesnevi'yi yazardım"
Demek ki ehli tarikatı devre dışı bırakıp, saltanata heveslenmek doğru değil, değil mi?
Bu ümmete her yüz başında müceddid gönderilmesinin hikmeti nedir? Elbette Kur'an'da o asra lazım ilaçları bulmaktır.
Bu asrın ilacı aklıdır. Aklı kirlenmişin kalbini de tamir edemezsin.
vesselam
Hele dön bir bak ki, hangi müceddid kalbe hitap etmeden, akla hitap edip vazife yapmış. Bir tane kalbe değil, akla hitap müceddid adı yaz şuraya...