o zaman böyle bir konuya ne gerek vardı?nasıl olsa yanlış değil mi.ben sizin hakkınızda önyargılı düşünmüyorum.ama böyle tuhaf ve yanlış şeyleri buraya sanki doğruymuş gibi böyle yapılmalıymış gibi yazmanız yanlış.ŞİDDETLE KINIYORUM!
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
İslam'da evlilik nasıl gerçekleşir?
- Konbuyu başlatan seyfullah putkýran
- Başlangıç tarihi
o zaman böyle bir konuya ne gerek vardı?nasıl olsa yanlış değil mi.ben sizin hakkınızda önyargılı düşünmüyorum.ama böyle tuhaf ve yanlış şeyleri buraya sanki doğruymuş gibi böyle yapılmalıymış gibi yazmanız yanlış.ŞİDDETLE KINIYORUM!
M
selamun aleyküm çok güzel bir yazı rabbim senden razı olsun önce çağdaşlık dediler medeniyet dediler o eskidenmiş dediler ceddimize ihanet ettirdiler aslımızı unutturdurdular efendimizde asırlar önce yaşadı siz sünneti red edersiniz şimdi zaman değişti diye çağdaş olalım diye
M
selamun aleyküm kusura bakmayın ama bence siz biraz okuduklarınızı anlayın siz bizim sünneti en iyi şekilde öğrenebileceğimiz kaynaklara anti çağdaş diyorsunuz ve ne yazıkki geri kalmışlıkla değerlendiriyorsunuz biz o dönemde efendimizin sünnetine uygun olan herşeyi ve o dönemde yaşamış herkesin yaptığını kabul ettik ve hayatımızdada uygulayacağız rabbim nasip ederse selamun aleyküm
M
selamun aleyküm hanım ancak eşinin yüreğinde reistir orda padişahtır sultandır bunun dışına çıktığı an kadın o tılsımı kayp eder ve kendini maddeye haps eder sonrada ne çağdaşlık ortada nede medeniyet direk kendini mahkeme salonunda boşanmak için kuyruğa girenlerin arasında bulur selamun aleyküm
Şİmdi de bayanları mahkeme salonu önünde boşanmayla mı tehdit ediyorsunuz?Kadın-erkek eşitliğine aykırı düşünceleri savunmanız; kadınlar üzerinde otoritenizi daha da fazla hissettirme isteğiyle açıklanabilir.Bu da oldukça dayanaksız gerekçelere başvurulmak suretiyle hayata geçirilmesi gündeme gelen ve özünde aciz insanların temel aldığı bir noktadır.VE Asya hanım gibi düşünenlere de katılmaya devam ediyorum.
M
Şİmdi de bayanları mahkeme salonu önünde boşanmayla mı tehdit ediyorsunuz?Kadın-erkek eşitliğine aykırı düşünceleri savunmanız; kadınlar üzerinde otoritenizi daha da fazla hissettirme isteğiyle açıklanabilir.Bu da oldukça dayanaksız gerekçelere başvurulmak suretiyle hayata geçirilmesi gündeme gelen ve özünde aciz insanların temel aldığı bir noktadır.VE Asya hanım gibi düşünenlere de katılmaya devam ediyorum.
selamun aleyküm kimseyi tehdit etmiyorum sadece kadın erkek eşitliğini savunan avrupanın bu gün içine düştüğü çok özür diliyorum ama pislik çukuruna itilmek isteniyoruz kadın ve erkek hiçbir yönden aynı değillerdir yaradılışları farklıdır biz bizi yaradanın kelamı üzerine söz söyleyemeyiz haşa sizin kadın erkek eşitliği dediğiniz şey kadınları ezmek ve onları kendileriyle çelişkilere sokmaktan başka bir şey değildir kadınlar şüphesiz müminin gözünün nurudur ama yaradılışının gereğini yapan ve yapmaya çalışanlar rıza üzeri yaşayan hanım eşine cennet nimetidir bir gün hz.aişe "Ey ALLAHIN Rasulu beni seviyormusun? Resulullah"Evet ya aişe tabi seviyorum!"
Hz.Aişe "beni nasıl seviyorsun"
Efendimiz sevgi tanımlamasını yapıyor sevgili eşine içten samimi ve hayranlık verici bir ifadeyle "KÖRDÜĞÜM GİBİ"
Biz şüphesiz sünnetiseniyyeyi diline dolayıp duyup işitip bilip inanıp itaat etmeyenlerden değiliz rabbim yüreğimizi yolundan başka yöne çevirmesin bizim için hanımlarımız nefsin küfrün gözünden kendi sözümüzden sakındığımız bir yerde yüreğimizdedir selamun aleyküm
Ben fazla ayrım yapılmadığını sanırım.
Ahzab
(35) Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.
Bakın lütfen!!!
Ahzab
(35) Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.
Bakın lütfen!!!
bakın abilerim ablalrım.siz önyarrgılı davranıyorsunuz.belki bana kızacaksınız ama ne olur kızmayınız.çünkü ben size hiç katılmıyorum.bu çok eskilere ait bir yazı.eskiyle şimdi çok farklı.ve anlatılmak istenen o deillll!!!!!!!!!yani abim burda sadece o hikayeyi anlatmak istemiş.galiba sizler yanlış anladınız. o eskiden öyleymiş..ama sadece abimiz eskiden olan bir olayı anlatmış.ama siz değerli abilerim abllarım ve kardeşlerim yanlış anlamşısınız.(bu arada abi emeğine sağlık)
M
asya hanım ben bu konuyu açtıgım için pişman degilim.size göre çok tuhaf ve yanlış olabilir ama bana göre degil,kişinin bakış açısına göre dogru veya yanlış olabilir,ben bunlar yapılsın diye yazmadım asya hanım,sizin çagdaş anlayışınız ile benim çagdaş anlayışım çok farklı,ben sizin gibi çagdaş düşünemem kusuruma bakmayın.önyargılı düşünmediginizide gördüm.
rabbim razı olsun
kardeşim rabbim razı olsun,beni anlamanız beni sevindirdi.
allah razı olsun kardeşim.
sizdende rabbim razı olsun kardeşim
M
selamun aleyküm konuya biraz dikkatle ve matıklı yaklaşan herkes inansada inanmasada bunun böyle olduğunu görebilir inşaallah bu konuda biraz daha araştırır ve doğru olanı görebilirsin selamun aleyküm
tamam kardeşim siz eşinizi sevmeyin dövün öldürün beni ilgilendirmez ama düşünceniz çok saçma ve islamdışı.bir de bunu peygamberimizemalediyorsunuz.Allah sizi ıslah esin.
"sizin en hayırlınız kadınlarınıza ve kızlarınıza iyi davrananınızdır"
hadis-i şerif.
M
selamun aleyküm dediğim gibi okumaktan okumaya fark bir metini yazarken tek bir düşünce üzerinde yazar insan ama şüphesiz herkes almak istediğini alır fazla konuşmaya gerek yok ben herkes karşıda çıksa kınasada umrumda değil ben hanımımı yüreğimden başka hiç bir şeye helede bu ahir zaman küfrünün sözlerine emanet etmem şüphesiz o benim gözümün nuru sünnet böyle söylüyor ben sevdiğimi rıza için severim ve biliyorumki siz değil bütün alemler insanlar cinler hepsi dahil deselerki kadın erkek eşit benim için hiçbir hükmü yok çünkü bizi yaratan bizi bizden iyi bilen eşit değil diyor ben kadına işkence edelim dövelim demiyorum aksine dövmeyelim ama onu dövmemizi gerektirecek herşeyden uzaklaştıralım eğer sizce bu peygamberi alet etmekse dini sömürmekse bu şekilde değerlendiriyor ve rahat bir şekilde beni bunla itham edebiliyorsanız bu sizin düşünceniz saygım sonsuz umarım siz haklısınızdır çünkü aksi durumda zan altında bırakmış oluyorsunuz ve hakkıma giriyorsunuz
Nisa Sûresinin 1. ayet-i kerimesinde bu yaratılış, “O insandan eşini vücuda getirdi” mealindeki cümlesiyle ifade edilir.
Meşhur tefsirlerde bu ayet açıklanırken şöyle denilir: Cenab-ı Hak, Havva’yı Hz. Adem’in sol kaburga kemiğinden yarattı. O sırada Hz. Adem’i hafif bir uyku tuttu. Bir müddet sonra uyandığında Hz. Havva’yı gördü. İlk anda şaşırdı, sonra çok sevindi. Kalbi hemen ona ısındı ve aralarında bir ünsiyet ve ülfet meydana geldi.
Bu mesele hadis-i şeriflerde açıkça beyan edilir. Bu hususta rivayet edilen iki hadis-i şerifin meali şöyledir:
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor. Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır: “Kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. O, memnun olacağın bir tarzda dosdoğru devam edemez. Eğer ondan faydalanmak istiyorsan bu eğri haliyle birlikte faydalanırsın. Tam arzuna göre düzeltmeye kalkarsan onu kırarsın. Onun kırılması da boşanmasıdır.”
Hz. Ebû Hüreyre’nin başka bir rivayetinde de Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyururlar:
“Allah’a ve Ahiret gününe iman eden, bir meseleye şahit olduğu, gördüğü zaman ya hayır konuşsun veya sussun. Kadınlar hakkında iyilik ve hayır tavsiye ediniz. Çünkü onlar kaburga kemiğinden yaratılmışlardır. Kaburga kemiğinin en eğri tarafı da üst tarafı, uç kısmıdır. Eğer onu doğrultup düzeltmeye kalkışırsanız, onu kırarsınız. Kendi halinde bırakırsanız daima eğri kalır. Öyle ise birbirinize, kadınlara iyi davranmayı tavsiye ediniz” (1)
Hadis-i şerif, ilk kadın olması itibariyle Hz. Havva’ nın, dolayısıyla bütün kadın sınıfının hem maddi bakımdan yaratılışına, hem de huy, karakter, tabiat, mizaç ve bünyesine işaret etmektedir. Hz. Havva ilk kadındı. Cenab-ı Hak onu bir hikmet eseri olarak Hz. Adem’in bir parçasından yaratmıştı. Daha sonraki bütün kadın ve erkekler bu iki insandan türemiş, çoğalmıştır.
Gerek Hz. Adem’in yaratılışında, gerekse daha sonra Havva validemizin yaratılışında nasıl bir yaratılış kanunu, hangi hikmete binaen cereyan etmiştir, bilemiyoruz. Bu, kudret-i İlahiyeyi göstermesi yanında, aynı zamanda insan yaratılışına babayı birinci derecede, anneyi de tali, ikinci derecede gösteriyor. Yani çocuğun teşekkülüne sebep olan sperm erkekten geldiğinden, bu durumda baba birinci derecede rol oynamaktadır. Elmalılı merhumun ifadesiyle “Telkihi yapan erkek ve alan kadın olmak haysiyetiyle erkek mukaddem, kadın tali bulunuyor.”(2)
Ayrıca ilk erkek olan Hz. Adem’in, ilk kadın olan Havva’nın yaratılışı tamamen istisnai bir durumdur. Şu noktayı da önemle belirtmek gerekir. Bilim adamlarımızın ifadesine göre insanın her hücresinde, program bazında, bütün organlarının karakterleri mevcuttur. Hangi şey yaratılacaksa ona ait özelliklerin ortaya çıkmasına izin verilir, diğerleri baskı altında tutulur. Buna göre, Hz. Havva’nın yaratılışında kaburga kemiğinden bir hücre, temel olmuş olabilir. Bu hücre bir saç hücresi yahut ciğer hücresi de olabilirdi. İlahi hikmet bunu böylece takdir etmiştir.
selamun aleyküm