bidatler bidatler bidatler bidatler bidatler bidatler bidatler bidatlerKusura bakmayın ama
inanın sizin bu çekişmelerinizi okurken çok üzülüyorum
Neyi paylaşamıyorsunuz Allah aşkına
Kusura bakmayın ama
inanın sizin bu çekişmelerinizi okurken çok üzülüyorum
Neyi paylaşamıyorsunuz Allah aşkına
Neyse şimdide benim mesajımı farklı algılayıp mesajım üzerinden münazaraya başladınız
Allah'a emanet olun....
Hristiyanların Meryem oğlu isa’yı aşırı yücelttikleri gibi siz de beni aşırı yüceltmeyin. Ben, sadece ve sadece bir kulum. O halde Allah’ın kulu ve elçisi deyin…(Buhari)
Bir adam peygambere dedi ki. Ey Muhammed, ey efendimiz, ey efendimizin oğlu, en hayırlımızın oğlu…Rasululah hemen müdahale etti:
Ey İnsanlar! Sözlerinize dikkat edin ki şeytan sizi hükmü altına almasın! Ben, abdullahın oğlu muhammedim. Allah’ın kulu ve elçisiyim! Vallahi beni, Allah’ın beni yerleştirdiği konumundan daha fazla yüceltmeye kalmanız hoşuma gitmez….(İbn Hanbel)
Bir gün kendisine ya hayral beriye (ey yeryüzünün en hayırlısı) diye çağıran kimseye o dediğin ibrahimdir buyurdu…(E.Davut)
Beni musa’dan üstün tutmayın…(Buhari)
Kimseye ben yunus’tab daha hayırlıyım demek yaraşmaz…(Buhari)
İmam Kurtubi Bakara 253 ayetinin “HZ.PEYGAMBER DİĞER PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜNDÜR” demeye dahi cevaz vermediğini söyler…
Neyse şimdide benim mesajımı farklı algılayıp mesajım üzerinden münazaraya başladınız
Allah'a emanet olun....
BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM..
Sadece sizinlen beyin fırtınası yapalım arkadaşlar,bir nevi tefekkür olsun.Hem sizler birşey katın hemde ben birşeyler diyeyim.
Bildiğim kadarıyla Habib sevgili demektir.HABİBULLAH KELİMESİ ise aklıma iki soru getiriyor.ALLAH CC IN SEVGİLİ KULU,2.Sİ ALLAH C.C I EN ÇOK SEVEN KUL
BU iki anlam üstünde yoğunlaşalım.RASULALLAH C.C ALLAH C.C IN ELÇİSİ DEMEK EĞER SONUNA LAH EKİ getirildiğinde ALLAH C.C A AİTLİK BİR SAHİBLİK GETİRİYORSA HABİBULLAH ANLAMI ALLAH C.C IN sevgili kulu olur.
Ayrıca Süleyman Ateşin mealindeki HABİBULLAH kelimesinin açıklamasında ALLAH C.C İLE KONUŞANlara HABİBULLAH denir.evet PEYGAMBERİMİZ S.A.V MİRAÇTA MELEKSİZ ARACISIZ konuşmuştu ki bir takım ayetler gösterilmişdi.ALLAH CC onun adına isra demişti.
BİLDİKLERİM bu kadar okuyanlardan ALLAH CC RAZI OLSUN
SİZDE BİRŞEYLER EKLEYEBİLİRSİNİZ
SAYGILARIMLA
"Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız ]Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir." (İsra, 17/1)Ayrica Isra"Gece yürüyüsü"anlamina gelir ve isin enteresan tarafi Kitabullah hic bahsetmez Mihrac dedigimiz olgudan yani Muhal....
"Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız ]Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir." (İsra, 17/1)
Kâsımi (r. a.) şöyle demiştir: "Bu âyet isrâ olayının kesin olduğuna delâlet etmektedir. Bu ise, Resulullah (s.a.s)'ın gece vakti ]Mescidi Aksa'ya kadar yürütülmesidir. Göklere yükseltilmesi olayına ise bu âyet delâlet etmemektedir. Ancak bazıları Necm suresinin ilk âyetlerini bu olaya delil saymaktadırlar." Yüce Allah, Necm suresinde şöyle buyuruyor: "Şimdi siz onun gördüğü üzerinde kendisiyle tartışıyor musunuz? Andolsun ki, o onu bir başka kez daha inişte gördü. Sidretu'l-Munteha'nın yanında. Barınma (Me'va) cenneti onun yanındadır. O zaman (o gördüğünde) Sidre'yi kaplayan kaplıyordu. Göz kaymadı ve (sınırı) aşmadı da. Andolsun ki o Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü." (Necm, 53/12-18) Müfessirlerin bildirdiğine göre bu âyetlerde sözü edilen olay da mirac olayıdır.
selametle...
.Selamün Aleyküm,buyrun Seyfullah kardesim simdiye kadar bizden esirgediginiz ayetleri lütfen yaziniz;
Allah Alemleri Resul icinmi yaratti?.
Sevgilisimi?.
.Kuranin disinda ikinci Vahymi var?.
.Din alimlerinin kutsamalimiyiz?.
Allahin yasasinin disinda zamlayarak yasalar konurmu?
Simdilik bu sorulari ayetle veriniz...Bana sakin olaki rivayetler vermeyiniz.Cünki yukardada sizin söylediginiz gibi Kurani benden daha iyi bildiginize mübaglaga etmeden ´kabul ettigimi biliyorsun.
Selamün Aleyküm;Iste Isra 1 ayeti kerimesinde cok acik bir söz"Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir"Neden ucuran degilde yürüten?
Kuranda geçen Mescid-i Aksa, bugünkü bildiğimiz Kudüsteki Mescid-i Aksa değildir.İslam`ın ilk yıllarında Kudüsteki Mescid`in (bu günkü Mescid-i Aksa`nın yerindeki mescid) adı “Beyt-ül Makdis”tir. Ki İlk yapımı Süleyman peygambere dayanır. Hicretten doksan yıl sonra Abbasi-Emevi mücadeleleri döneminde Abd-ül- Melik b. Mervan, politik amaçlı olarak; Hicaz bölgesi (Mekke, Ka`be) Abdullah b. Zübeyr`in kontrolünde olduğu için Mescid-i Haram`a alternatif bir mescit olarak harâbenin (Beyt-ül Makdis`in yıkıntıları) üzerine bugünkü mescidi yapmış ve adını da “MESCİD-İ AKS” koymuştur.Abd-ül-Melik b. Mervan`ın yaptırdığı bu mescit “Mescid-i Aksâ” diye meşhurlaşmıştır.Yani bunu Kudüste aramak akil isi degildir.Cünki ucan yok ucuran yok Allahin dedigi yürüttük.Bunu böyle diyorlar diye gercekleri nasil inkar edelim bende diyorumki Isra birinci ayetiyle Necm 7-18 alt alta yazarsaniz bakin bakalim isminden dahi söz edilmeyen Mihracmi cikiyor yoksa?
Yani PEYGAMBERİMİZ HİÇ BURAĞA BİNMEDİ Mİ?
Bunun delili nedir, yani bu iddianızın kanıtı nedir ?
rivayetler olmasın...
İşinize gelince rivayetler nasıl da güveniliyor oluyormuş değil mi ?
Yani PEYGAMBERİMİZ HİÇ BURAĞA BİNMEDİ Mİ?
.[/color]
“Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarici olarak gönderdik; fakat insanlarin çogu bilmezler.” (Sebe, 28)
“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 107)
“De ki: Allah’i seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarinizi bagislasin…” (Âl-i imrân, 31)
.
[size=-1]"O, hevasından konuşmaz. O'nun konuşması ancak, bildirilen bir vahiy iledir" Necm 3-4[/size]
Kendi içinizden, size ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitabı (Kur’an) ve hikmeti (sünnet) öğreten ve size daha bilmediğiniz nice şeyleri de öğreten bir Peygamber gönderdik.” (Bakara, 2/151.)
Bu ayette ifade edilen kötülükten arındırmak (tezkiye), haram ve helâli Kur’an’dan öğrenmek ile hikmet ise “sünnet” olarak tefsir edilmiştir.
De ki: Allah’i seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarinizi bagislasin…” (Âl-i imrân, 31)
"O, hevasından konuşmaz. O'nun konuşması ancak, bildirilen bir vahiy iledir" Necm 3-4
Kendi içinizden, size ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitabı (Kur’an) ve hikmeti (sünnet) öğreten ve size daha bilmediğiniz nice şeyleri de öğreten bir Peygamber gönderdik.” (Bakara, 2/151.)
Bu ayette ifade edilen kötülükten arındırmak (tezkiye), haram ve helâli Kur’an’dan öğrenmek ile hikmet ise “sünnet” olarak tefsir edilmiştir.
(Allah’tan korkup sadıklarla beraber olun!) [Tevbe 119]
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere ve sizden olan ulû'lemre itaat ediniz. Eger bir hususta anlasmazliga düserseniz -Allah'a ve ahiret gününe inaniyorsaniz- onu Allah'a ve Rasule götürün. Bu, hem daha hayirli hem de neticede daha iyidir" (en-Nisâ, 4/59)
Bilmiyorsanız zikir ehline sorun”(Nahl 16:43)
O (Ulûl'elbab) ki; onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.” 3/AL-İ İMRAN-191
(Allah’tan korkup sadıklarla beraber olun!) [Tevbe 119]
Bilmiyorsanız zikir ehline sorun”(Nahl 16:43)
O (Ulûl'elbab) ki; onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.” 3/AL-İ İMRAN-191
O (Allah) ki; Kitab'I, sana O indirdi. O'ndan bir kısmı muhkem (mânâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşabih (mânâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir
. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab')ın müteşabih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan RASİHUN ise derler ki: “O'na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katından (indirilme)dir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl'elbab tezekkür edebilir.
3/AL-İ İMRAN-7
Alıntı:
(Allah’tan korkup sadıklarla beraber olun!) [Tevbe 119]
Cok hos yaziyorsunda Seyfullah neden bazi kelimeleri isine gelince türkce isine gelmeyince arabca direk aliyorsun bunu pek anlamadim;
Mesela;
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun.
Eger türkceye ceviriseniz dogrular olurki bundan alimleri cikarmanizi pek anlamiyorum...
Her doğru sadık değildir de ondan...