Sevgi deger Zeynep hanim.Cok enteresan bir soru sormussunuz.Ayeti okursaniz Namaza kalktiginizda veya Ona yöneldiginizde.Sizin sorunuz oldukca manidar unutarak Dus alsa?Demekki namaz kilmak yok adamin aklinda ama kilmaya karar vermis ise önce Gusletmesi gerekir diyor ayet yanlismi anlamisim acaba ayeti?Niyet nedir Zeynep hanim?Bakiniz ayet gayet apacik diyorki Namaza kalktiginizda!!Yani insan önce bir seye hükmetmis ve namaz kilmak istemistir bir tür niyet degilmidir?
Saygıdeğer Metin Mete, ayette kast olunan temiz olmak ise günlük alışılagelmiş olarak alınan duş kafi olması gerekiyor … hayır kast olunan niyet ile birlikte yapılan temizlik ise şu halde açık bir niyet ifadesi mevcut değildir o halde ayette aleni olmasa niyet gereklidir …hem niyeti dil ile yapılan niyet olarak algılamayın dolayısiyle kuran ilmine sahip olmayan avam biri söz konusu ayetten ne anlayabilir ?…kanımca bir çok şey anlayabilir örneğin namaz kılmayan biri gusül almasa da olur gibi…hem namaz için kalktığında namaza yaklaştığınızda buna hükmetmiş ve bu niyeti içerisinde barındırmıştır şu hale niyet hem namaz için hem gusül için gereklidir… ayrıca bir şey daha sormak istiyorum gusül yalnızca namaz için mi gereklidir?
Son zamanlarda vakit olarak kafi değilim zira sizlerle müzakere etmek bir şeyler öğrenmek oldukça memnun edici cevaplarım gecikirse yanlış anlaşılmasın lütfen tümüyle vakitsizlikten kaynaklanıyor…
Selam ve dua ile…
bende mete kardesıme bır soru sorayım..?
kardes cünüp gezmek günahmıdır degilmidir...
yoksa sadece namaz içinmi gusl edilir...?
Namaz kılmadığım halde, cünüplükten kurtulmak için aldığım gusullerde kullandığım suları, ziyan ettiğim için, israftan dolayı da bir vebalim olur mu acaba sayın mete?
Bu kadar acik ayetler var iken lütfen birazda kendiniz karar verin,yok biz anlayamiyoruz derseniz akil sorunu var olurki buda dinde muafiyet ortaya cikarirki zaten sorumlu olmazsiniz sayin Bekir...
Bakın sayın mete, sorduğum soru gayet zahmetsiz bir soru, cevaplamaktan neden imtina ettiğiniz hususu oldukça manidar kalıyor bu tarza bürününce.
Hiç şüphesiz sizin anladığınız gibi biz evelalllah hiç anlamayacağız, ama şu üç günlük dünyada çeşitleme olsun diye fikirlerinizi duymak gayet hoş oluyor. Tabii size zahmet olmazsa...
Bu arada bir sorum daha olacak. Yatsı namazını kıldıktan sonra, olurya, cünüp olsam da, e bir şevk ihsan oldu, bir yasin okuyayım desem, gusül icab eder mi?
Yardımlarınız için teşekkür ederim...
Kur'anda; dokunmak başkadır, temas başkadır. Dokunmak ile temas kelimelerini birbirine aynıymış, aynı anlamı verirmiş gibi karıştırmak, arapçaya vakıf olmayan insanların işidir.
Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda; Yıkayınız: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi. Sıvazlayınız: başınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz temizlenin(Yikanin). Eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz ayak yolundan geldi ise, ya da kadınlara dokunduysanız, ve de su bulamamışsanız: Temiz bir toprakla yüzünüzü ve ellerinizi sıvazlayın. Allah size zorluk çıkarmak istemez. Allah sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. Umulur ki; şükredersiniz.
5- Maide Suresi 6
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken de -yolculuk hali müstesna- yıkanıncaya (gusül edinceye, boy abdesti alıncaya) kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculuktaysanız, biriniz ayak yolundan gelmiş, yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi sıvazlayın. Allah affedici, bağışlayıcıdır.
4- Nisa Suresi 43
Gusul ne icin lazim?Namaz icin yani Namaza kalkinca Cünüp isek yikanmak gerekir.Öncesinde veya sonrasinda ayette bir sey yok yani sadece yikanin deniyor.Eger su bulamadiysaniz Teyemmüm ile bunu ifa etmemiz gerekiyor.Simdi bir soru daha her banyo Gusülmüdür?Hayir zaten böyle bir sartta yok Ayetlerde,Sadece namaza kalkinca deniyor öyleyse insan namaza kalktiginda eger cünüpse Yikanacak niyet belli temizlik ve ardindan namaz.Vahyin güzelligi burda sanirim...
Su ayetide eklemekte yarar var sanirim;
Maide/6:…. Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.
Hem yanıldın, hem yanılmadın.Anlasilan ilk gördügü mesaja yazi asmak bulasici bir hastalik halini almis,Yazik.Delilleri senin istedigin sekilde verdigimi saniyordum yanilmisim.Cünki görmek istemek ile istememek oldukca zor bir kavram sanirim.Soyut kavramlarda ne kadar isabet yüzdesi oldugunu hesab etmek oldukca zaman alacak gibi vesselam...
Hem yanıldın, hem yanılmadın.
Yanıldın; ilk gördüğüm mesaja göre değil, daha bu konuyu açan kişinin ilk anda "nasıl olmuş" diyerek dönüp kendisinin bile tekrar okuduğu andan itibaren konuyu takip ettim. Diğer yorumları da, kimisini anında okudum, kimisini de (senin ve Zeynep hanımın yazdıklarını) bugün okudum.
Yanılmadın; deliller, ispatlar ayet yüklü. Doğru. Ama, açıklamaya eksik. Haşa! Allah (cc) eksik bir iş yapar mı ? Aklına gelecek soru şimdi bu olacak doğal olarak. Elbette Rabbimiz eksiklikten münezzehtir. Ama bizler, beşer olarak eksiğiz. Bunu neye dayandırıyorum beraber görelim. Zeynep hanım ve Bekir kardeşim ayrı ayrı soru sormuşlar verdiğin bu ayetlere rağmen. Ki; bu insanlar, Din'i konulardan uzak olan, avam tabir edilecek kişilerden daha fazla ilmi olarak bilgi sahibi olmalarına rağmen bu soruyu sormuşlar sana. Bunu, (zannımca) bilmedikleri için değil; "bu verdiğin ayete rağmen, halen böyle bir soru çıkar ve bu noktada cevap bekleniyorsa, demekki açıklamalara da ihtiyaç vardır" gerçeğini vurgulamak için yapmışlar. Açıklamalar da nerede, elbette Rasulullah'ın (s.a.v.) yaşantısında, bizlere öğretmesinde! dusturunun altını çizmek için özellikle yapmışlar.
Zeynep hanım kardeşimizin sorduğu sorunun Kur'an'da açıklamalı olarak cevabı yok. Hem sorduğu, hemde geneline tarzda bir hal üzere yürüttüğü fikir cimnastiğinde ulaştığı tespitlere "cünüp bir insan namaza yaklaşmadığı sürece gusül almasına gerek yok" mantığı işte bu endişeyi vurguluyor. Yani bu mantık ile avam amel ederse, vebal oluşmazmı diye soruyor! Bir eksiklik olmaz mı diye soruyor!
Günümüzde, bütün bir nesilin çoğunluğu, bu tür bilgilerden mahrum kalmış, eksik kalmış, anlamıyormuyuz ? Sen şanslısın, anne babandan bir şeyler almışsın, az yada çok. Sonrasına kendin eklemişsin bilgi olarak. Güzel! Ya bugünün anne babaları ne alemde ? Onların yetiştirdiği evlatları ne alemde. Diyeceksin ki; ortada Kur'an var! Evet var, ve bu meallerden çıkan sonuçta ortada işte!
Bunu anlatmaya çalıştık. Umarım, açıklamalı anlatabilmişimdir.
Evet, bu noktaya kadar "biz Kur'an dan Allah'ın tüm emirlerini anlarız, Peygamber (sav) in izah, tabir ve uygulamalarına bir ihtiyacımız yoktur" zihniyetinin gusl abdesti ile alakalı yaklaşımlarını aldık.
Bu zihniyete göre
1- Kur'an ı metin mete anlar, anlamıştır, onun gibi anlamayanlar yanılgıdadır.
2- Kur'anı insanoğlu okuyup da, metin mete gibi anlamazsa, dönüp metin mete ya de sormasına gerekte yoktur. Çünkü;
a- İnsan Kur'an ı okuyup da metin mete gibi anlayamıyorsa akıldan noksandır ve mesul değildir.
a- Belli ki, metin mete bu sebeplede, Kur'an ı anlatan, izah eden, uygulayarak tenbih eden Peygamber(sav) ın anlatımlarını da bu nedenle kabul etmemektedir.
2- Cünüp olunca, gusl abdesti almak icab etmez, ancak namaz kılacaksan yıkanmak lazımdır.
3- Dünya hayatı esnasında her ne yaparsanız yapın, mesela; Kur'an ı açıp okurken, Mescidi Nebevide Allah'ı zikrederken, Umre de namaz kılmamak kaydıyla Kabe'yi tavaf ederken cünüp olmakta bir beis yoktur. Eğer tavaftan sonra namaz kılmak isterseniz, zemzem çeşmeleri ile bu müşkilinizi çözebilirsiniz.
4- Ayrıca bu emrin vahyedildiği ayet zamanına kadar (ki epey yıllar) Peygamberimiz (sav) ve ashabı hiç abdest ve gusül ile alakalı bir faaliyet gösterememiştir. Zira bu konuda emir gelmemiştir.
5- Kur'an ın iniş sırasına göre Bakara Suresi, Nisa Suresinden önce, Nisa Suresi de Maide suresinden önce nuzül etmiştir. Hatta Maide suresi en son nuzül olan üç sureden birisidir.
Buna göre Allah (cc) önce Bakara Suresinde bir çok yerde "namaz kılın" diye emretmiş, ama abdest alın demediği için abdestsiz namaz kılınmış, sonra Nisa Suresinde " cünüpken namaz kılmayın" diye emretmiş, dolayısı ile uzun yıllar sacede cünüp olunca abdest alınmış ve de uzun yıllar sonra da Maide Sureinde , namaz kılarken abdest alın diye emretmiştir ki abdest farz olmuştur.
İşte budur izan ve ittizan (!)
Böyle buyurun...
Orada yapılan teşekkür, her şeyi sizin mantığınız ile görmeyi/görülmesini istemenize yapılmış ince ve manidar bir uslub'a (taşlama)dır. Buna alınmanıza gerek yok, bunda hakaret de yok. Ne Bekir, ne de ben sana hakeret etmeyeceğimiz gibi, hakeret etmeye çalışana da en başta biz siper oluruz, olmak isteriz. Orasını henüz anlamamışsanız, inşaallah olmaz ama eğer olursa günü gelince anlarsınız.
Ben size verdiğiniz ayetler yanlış demedim, açıklamaya; hele hele bu günümüzde detaylı bir açıklamaya hemde ihtiyaç duyuyor dedim. Konuyu saptırmayalım. Böyle, iyi bence.
Ama ne dedik; "konuyu saptırmadan gidelim".
Konuyu şark kurnazlığı içerisinde çözmek, zaten ne senin için mümkündür, nede benim açımdan gözyumulur bir hadisedir. Burada; ayetleri, eksik anlatım yaptığına vurgu yapılarak Kur'an'a bir eksiklik izafe edilmiyor. Bilakis, beşer olma nedeni ile bir de buna insanların Din'i eğitimden uzaklığı hesap edildiği zaman, bu ayetleri a n l a y a m a y a c a ğ ı vurgulanmak isteniyor. Bakın, siz bile dokunmak ile teması bir kefeye alıyorsunuz. Yok böyle bir şey sevgili metin mete! yok.
Dersen ki; ben anladığım kadar ile yetineceğim, kendimi bağlar bir şekil ile amel edeceğim, eyvallah. Lafım da olmaz, herhangi bir aykırı sözüm de. Sonuçta her nefs kendinden ve amelinden sorumludur. Ama; olay budur dersen, bizde buna göz yumarsak, yazık o zaman bize.
Yukarıda verdiğin ayetleri bir daha okumanızı tavsiye ederim, halen bize mi hitap ediyor acaba, bir düşünün bakalım.
Ama ne dedik; "konuyu saptırmadan gidelim".
Konuyu şark kurnazlığı içerisinde çözmek, zaten ne senin için mümkündür, nede benim açımdan gözyumulur bir hadisedir.
Gözüm takıldı hemen cevabımı yazayım hiç olmazsa seninde aklına takılı kalmasın.
Konuyu saptırma derken; gusul ile ilgili yazıyoruz. Sen öyle bir ayeti örnek veriyorsun ki, bizim karşılığında söz söylediğimiz zaman sanki ayeti (haşa) yalanlamak için yazmışız gibi bir hava doğacak. Konuyu saptırma ikazı bundan. Sana bugüne kadar da nefsinle yazıyorsun demedim, dememde. Hak olduğuna inanarak yazıyorsun ve takdir ediyorum diye de her seferinde belirttiğimi hatırlatmaya gerek var mı, bilemem artık.
Şark kurnazlığı ise, ne sen ona tevessül edersin, nede ben öyle bir şeye müsaade ederim, anlamında. Bir daha okursan, sanırım daha iyi anlarsın.
Konu terbiyesizlik yapmak ise, asla ve asla senin gibi bir dostuma yapmayacağıma inanman gerekirdi.
Dost kelimesi; bildiğin gibi, herkese kullanamayacağın bir tabirdir, dostum!
Şimdi nasıl istersen, öyle oku.