Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Başka kaynağa ihtiyaç yoksa buyrun cevap verin

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Elhamdulillah sünnet munkirleri işte böyle lal olurlar

Ah keşke kuranıda anlayabilseniz böyle sorunlar olmayacak
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
El-karia kardeşim, burada davamız birilerini sıkıştırmak, bilmediğini ilan etmek değil. Hiç kimsenin itikadına da laf söylemek davamız yok. Herkez inacında hür olduğu gibi, inanma şeklindede hürdür.

Davamız hakikattır.

Hakikatin ortaya çıkmasıdır.

Hakikat kimden gelse baş göz üstüne.

Metodumuz Kur'ani olmalıdır. Kur'an tahakkümü yasaklar. Kur'an kötüyü tarif yerine güzeli gösterir.

Eğer birinin fikrinde hata ettiğini düşünüyorsan, onun hatalı olduğunu ıspat için hak metodları gösterirsin. Ne onun fikrine saldırmak , ne "hakikat budur gel al" demek Kur'ani değildir.

Muhabbetle

evet metod kuranı olmalıdır resulun metodu olmalıdır resulun metodu kuranı değilmidir? resulun metodunu ortadan kaldırıp kendi metodlarını ortaya atanlar delalet içindedir her kim olursa olsun delalet içindedir
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
evet metod kurani olmalıdır. resulun metodu olan kuran olmalıdır. benim sunduğum metod kuranın ta kendisidir. daha hala akıl erdiremecek misin??


Sayın İslamcı

Bir şeyler anlatmaya çalışırken, bir şeyleri yıkmamak veya bazı değerlerin şerefine toz kondurmamak gerekiyor.

"resulun metodu olan kuran olmalıdır."
ne demek!? Bu ne biçim laf! Senden mi sorarlar Rasülün metodunu yada kimin haddine O'na metoddan bahsetmek.

Haddi aşmayalım lütfen. Muradınız dışında laf ediyorsunuz sanıyorum, lafınızı düzeltin ve hassas konularda tashihe gerek kalmayacak şekilde yazın.
 

ederlezi

New member
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
7
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Erzurum
kardeşler bence tüm bu tartışmaların cevabını kuran-ı kerim veriyor:)necm süresi 3 ve 4. ayetler,rasulullahın zaten kurandan ayrı konuşmadığını onun sözünün vahyin kendisi olduğunu ve rasullullahın asla kendi isteği ve hevası doğrultusunda cümle kurmadığını buyuruyor 3-O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. 4-Sözü, ancak vahyedilen şeyden ibaret. Ayrıca biliyorsunuz bir kudsi hadis "levlake levlake le ma halaktül eflake" rabb2in kendisine bu hitapta bulunduğu zat rabb'den ayrı düşünülemez ve sünneti seniyesi rabb'in şeriatı dışında kabul edilemez:)
 

sanem

New member
Katılım
15 Mar 2008
Mesajlar
26
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
43
İslamcıya tepki verilmesine anlamsız buldum. Zira Rasulullah ( s.A.V.) 'in metodu elbette Kuran'La bezenmiş metoddur. O'nun hayatının, yaptıklarının Kuran'a aykırı olduğu düşünülemez , zira Kuran-ı Kerim'i en iyi anlayan o şefkat peygamberidir. Kuran-ı Kerimi iyice anlamak isteyen Peygamber efendimizin sünnetine ve hadislerine başvurulmalıdır. Her kim bunları küçümserse zaten küfürdedir, sahih hadisler ve sünnet Kuran'a aykırı demek zaten küfürdür. Tevatür yolla gelen hadisleri kabul etmeyenler hakkında verilen hüküm hakkında ümmet görüş birliğinde. Son olarak islamcı sünnet ve hadis Kuran'i metoddur derken, bunlara işaret etmektedir. Bunlara işaret etmese dahi , önemli olan kelamdır, yine sonuç buraya çıkar.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet, şimdi dikkatlice bakınca görüyorum, burada islamcı nın "resulun metodu olan kuran olmalıdır." cümlesini, "Rasülün metodu Kuran olmalıdır" gibi algılamışım. İslamcı ya bu nedenle tepki vermiştim. Helal et hakkını islamcı...
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Değerli kardeşim, bir kere Kur'ani ve Rasuli metod yumuşak söz etmektir. Peygamberimiz en büyük düşmanına dall dememiştir.

İşte faraza bu zatlar dall olsada dall demek onları kendi fikirlerine daha çok bağalar. Hiç kimseyi hakaretle intibaha getirmemezsin.

Kişilere dall denileceğine. Yada "böyle yapanlar dalalet içindedir" denilmek yerinde "bu söz dalalettir. Çünkü, bu bu bu sebepten" demek daha ilmi ve elbette ilmi olan Kur'anidir.

Zaten bir şeyin, sözün neden daalet olduğunua izahın yoksa "dalalettir" demek bile doğru değil.

Muhabbetle


kurani ve rasuli metod her zaman için yumaşak söz söyleme üzerine kurulu değildir gerektiğinde en sert şekilde davranmakta kurani ve rasuli motodtlardandır gerçeklere karşı Allaha büyüklük taslayanlara karşı rasullerini inkar ve red edenlere karşı yumaşakça davetten sonra ayak diretenler için kesin ve net ifadeler vardır bunları ne siz nede başkası inkar edebilir


ibrahim ve beraberindekiler buna en güzel örneklerden biridir onlar tavırlarını açıkça sergilemişleridi ve kavimlere şöyle demişleridir

4 İbrahim'den ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki, «Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir» demişlerdi. Yalnız, İbrahim'in babasına: «Andolsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim, fakat sana Allah'tan gelecek herhangi birşeyi savmaya gücüm yetmez» sözü bu örneğin dışındadır. Ey inananlar deyin ki: «Rabbimiz, sana güvendik, sana yöneldik, dönüşümüz sanadır.» mumtehine



dolayısıyla gerektiğinde dala dal deyiceğiz dala dal demekten kaçınmayacağız
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
yok duha kardeş ne haddimize bizim sözümüzün kuran olması. benim öyle deme amacım elkariaya cevaptı. ben kurandan ayetler yazınca ben bu ayetlere iman etmişim diyordu sadece, kulak vermiyordu. kendine kuran okununca kulak misafiri olmuyordu. bide bana metoddan bahsedince böyle yazmak zorunda kaldım. kuranı dinlemeyip sünnet diye tutturdu o yüzden böyle yazdım kusura bakmayın. bende peygamberimizin vasiyeti kurandır ve o yüce peygamber kurandan başka konuşmaz dedim. sana cevabımda budur dedim. selametle


iftira atma kurana kulak vermemişim benim kulak vermediğim sizin kuran ayetlerini nasıl tahrif edip cımbızlayıp başka anlam yükleyerek oluşturmaya çalıştığınız kendi sünnetinizdir.

şimdide kuran ayetlerini değiştimeye çalışıyorsunuz


peygamber kurandan başka konuşmaz diyorsun bu hangi ayette geçiyor

aslı peygamber vahiyden başka konuşmaz olması lazım bu bile kuranı anlamadığınızı ortaya koyuyor

peygamber kurandan başka konuşmaz

peygamber vahiyden başka konuşmaz

vahiy sadece kurandan ibaret değildir artık anlayın bunu kuran bile bunu bildiriyor siz ise ayetleri nasıl değiştiririrzde sünneti inkar ederiz derdindesiniz

vahiy sadece kurandan ibaret değildir Allahın verdiği ince mesajları anlamanızı diliyorum yoksa sizin için çok geç olacak
 

elkaria

Member
Katılım
25 Kas 2007
Mesajlar
271
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
43
Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. (hakka 38,39,40)

O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! (hakka 41)

Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! (hakka 42)

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. (hakka 43)

Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık. (hakka 44,45)

Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. (hakka 46)

Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. (hakka 47)

Şüphesiz Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. (hakka 48)

Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. (hakka 49)

Şüphesiz Kur'an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir. (hakka 50)

Şüphesiz Kur'an gerçek kesin bilgidir. (hakka 51)

O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et. (hakka 52)



elkaria kardeş bu ayetlere bir gözat istersen.


arkadaş sen bizi ne zannedyorsun ayetlerden bi haber atıp tutan insanlar mı yada hiç bu ayetleri daha once duymayıp okumaşmı zannediyorsun

(1) İnmekte olan yıldıza andolsun ki,
(2) Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
(3) O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
(4) O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.


haşa size göre Allah yanılmış onun konuşması kurandan başka değildir diyeceğine onun konuşması vahiyeden başkası değildir demiş


vahyi sadece kurandan ibaret sananlar gaflet içindedirler

-------------------------------------------------------------------------------------------------
şimdi yazdığın ayetlere bakalım




Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. (hakka 38,39,40)

evet ne kadar doğru kuran resulun tebliğ ettiği Allahın sözüdür
bu ayette resulun kurandan başka bir şey konuşmamış demesi ile ilgili ne var


O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! (hakka 41)

bunu kim idaa ediyor


Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! (hakka 42)

bunu idaa edende kafirin ta kendisidir

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. (hakka 43)

işittik ve itaat ettik


Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık. (hakka 44,45)

Allahın adına yalan uyduranlar Allahın murat etmediğini söylemediğini ona isnat edenler fasıkların ta kendileridir


Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. (hakka 46)

demmekki resul ona indirilen vahye hiç bir şey katmamış tır onun sözleri vahiyden başkası değildir


Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. (hakka 47)

rabın azabını kim engeleyebilirki


Şüphesiz Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. (hakka 48)

öğüdü aldık kabul ettik rasulun acıkladığı şekilde uyduk ve itaat ettik

Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. (hakka 49)

resule itaat edin gibi 10 larca ayeti yalanlayanları en güzel bilen odur


Şüphesiz Kur'an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir. (hakka 50)

buna şüphe yok


Şüphesiz Kur'an gerçek kesin bilgidir. (hakka 51)

amenna ve saddakna

O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et. (hakka 52)

şanı yüce raabimizin adını tespih ediyorus o her türlü noksanlıktan münezzehtir



-----------------------------------------------------------------------------------------------------


bu ayetler vahyin sadece kuran ayetleri ile sınırlı olduğunu göstermez

Allah resulleriyle onlara gönderdikleri kitaplar haricindede bilgiler aktarmıstır bu kuran ayetleriyle sabitir
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. (hakka 38,39,40)

O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! (hakka 41)

Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! (hakka 42)

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. (hakka 43)

Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık. (hakka 44,45)

Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. (hakka 46)

Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. (hakka 47)

Şüphesiz Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. (hakka 48)

Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. (hakka 49)

Şüphesiz Kur'an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir. (hakka 50)

Şüphesiz Kur'an gerçek kesin bilgidir. (hakka 51)

O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et. (hakka 52)



sevgili islamcı kardeşim verilen ayetlere imanımız tam fakat bakın kuranın diger ayetlerinde ne buyruluyor beyan edesin yani açıklayasın diye indirdik yani açıklayasın diye bazı ayetlerde hem teblig hemde açıklayasındiye indirdik buyrulur kuranda bazı ayetlerin tam manası açılmamamıştır bazılarının hiç açıklanmamıstır eger ki kuranda her şey açıklansaydı cilt cilt olurdu işte bunu açıklamak için peygamber gönderildi bazı gruplar yani biz sadece kurana inanırız felsefesinde hem dogru hem yanlış bir inanıs içindeler dogru olan tabi ilk kaynak kuran olmalı yanlış inandıklara ise hadisi kabul etmiyoruz demeleri işte hadis peygamberden bilmem kaç yıl sonra çıkmıştır sözleridir fakat sahabe zamanında dahi hadisler ilede amel edilirdi hadisler orjinalligini kaybetmiş gibi ifadelere yer verilir hadis alimleri hadis yazarken yine ilk dayandıkları nokta kurandır ve öyle bir titizlikle ugrasırlardıki yalan söylen ilim ehlinde dahi hadis almazlardı bir hadisi bir çok yere sorarlardı taki dogru oldugu anlasılsın diye bakın kuranda açıklamayan bazı ayetler ELİF LAM MİM vs gibi ayetler bir digeri kurban kesimi hac kuralları zekatın ölçüsü namazın kılınması ve kaç rekat secde kıyam rükü yü kaç sefer yapmak gibi ve o esnada okunak sözler fakat bazı kesim bunuda kabul etmeyip kuranda buyrulmuşki kaç rekat konusu insanlara bırakılmış fakat burada bir ayette yok herkes kendi kafasına göre yorumluyor madem kurana uyacagız ozaman ALLAH niye peygamber göndermiş ozaman sadece kitap gönderirdi fakat öyle olmadıgı için kıyamette insanlar bunu söylemesin diye birde teblig ve açıklayıcı olan peygamberler gönderilmiş



36. Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.



14. Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve onun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedi kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır


Kim Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa, 80).


Hiçbir Peygamberi Allah’ın izniyle itaat edilmesi dışında bir sebeple göndermedik.” (Nisa, 164).
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Elçiye (resule, Peygambere) Itaat Ne Demektir?

Elçiye (resule, Peygambere) Itaat Ne Demektir?

ELÇİYE (RESULE, PEYGAMBERE) İTAAT NE DEMEKTİR?
Başka kaynağa ihtiyaç yoksa buyrun cevap verin
herşeyin kuranda olduğunu idaa edip resulullahı devreden çıkarmak isteyen sunnet munkirlerine soruyorum.Allah kuranda hiç bir ayeti hiç bir sureyi boşu boşuna indirip öğütlememiştir kuranı kerim aynı zamanda öğüt kitabıdır eğerki kuranda her şey acıklanmıştır kuran bize yeter başka kaynağa ihtiyacımız yok diyorsanız buyrun kurandan cevap verin ehli sünnetin kaynaklarına başvurmadan nasıl açıklayacaksınız.Tarihi bilgiler aynı zamanda ehli sünnet kaynaklarına dayanmakatadır bu yüzden tarih ilmindende cevap vermeden acıklayınki bilelim


(1) Ebu Leheb'in iki eli kurusun, kurudu da!
(2) Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi.
(3) Alevli ateşte yanacaktır.
(4) Karısı da odun hamalı olarak.
(5) Boynunda sağlam hurma lifinden örülmüş bir ip bulunacaktır.



1- Ebu leheb kimdir ,elleri neden kurusun

2-bu kişi ne yaptıda böyle bir cezaya çarptırılacak

3-karısı neden odun hamalı olacak

4-Ebu lehebin yaşadığı devir hakkında bilginiz varmı varsa dayanağınız nedir

şimdi benim bu sureden öğüt almam gereken yer nedir? bi zahmet bi aşıklayında bilelim


SANA ŞİMDİ CEVAB VERELİM
Sen iç furkan zikiri okudunmu cevap ver okuduysan muhakkaki öğüt alırdın sen bir beşere inanır ve bin yılı aşkın ölü olanlara yalvarı onlardan medded umarsınız Rasülde ölmüştür ölmeyecek tek varlık RAB DIR aksini savunuyorsanız iddiaa edinde göreyim Rasülmü çok biliyor bu dini yoksa ona öğretenmi yinede iddia ediyormusunuz neden RABBİMİZİN kitabına uymuyorsunuz bir beşerin 1000 yılı aşmış ölmüş kişilerin görüşlerine intibar ediyorsunuz GELELİM ŞİMDİ KURAN EKSİK YETERSİZ BAŞKA KİTAPLARADA İHTİYACIMIZ VAR DİYENLERE.

ELÇİYE (RESULE, PEYGAMBERE) İTAAT NE DEMEKTİR?
Kuran’daki İslâm’a karşı delil getirme çabasında olan gelenekçi İslâmcılar “Allah’a ve resulüne itaat edin” şeklindeki ayetleri gösterip; Kuran’da “Allah’a ve Resulüne uymamız söyleniyor. Kuran’a uymak Allah’a uymaktır, hadislere uymak Peygamber’e uymaktır” demektedirler.
Söz konusu ayetlerde Peygamberimiz hep “Resul” kelimesi ile anlatılmaktadır. Peygamber Farsça kökenli bir kelimedir ve Kuran’da geçmez. Kuran çevirilerinde elçi manasına gelen “resul” kelimesi ya aynen “resul” diye ya da “Peygamber” diye çevrilir. Kuran’da geçen “resul” kelimesinin tam karşılığı “elçi” kelimesidir. Bu kelime hem Allah’ın elçisi, hem de herhangi bir elçi manasında kullanılır. “Resul” diye geçen kelimeyi “elçi” diye çevirmek tam doğru bir çeviri olmaktadır. Nitekim bir çok çeviri de böyledir.
Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.
24 Nur Suresi 52
Allah’a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız.
3 Ali İmran Suresi 132

 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Elçi Kelimesinin Kullanilmasi Her şeyi Açikliyor

Elçi Kelimesinin Kullanilmasi Her şeyi Açikliyor

ELÇİ KELİMESİNİN KULLANILMASI HER ŞEYİ AÇIKLIYOR

Belli bir yaşın üzerindeki kişilerin çoğu “resul” kelimesinin manasını ve kullanılış tarzını bilirler, fakat genç neslin resul kelimesinin manasını bilememesi ihtimaline karşı yukarıdaki açıklamayı yaptık. (Kuran çevirilerinin yeni neslin anlayabileceği tarza adapte olması, Osmanlıca ve az anlaşılan kelimelerden arındırılması gerektiği ayrı bir yazı konusu olduğu için bu konulara burada değinmeyeceğiz.) Yukarıdaki ayetlerde “resul” kelimesinin “elçi” manasında olduğunu iyice anlamak, ayetin manasını da tam kavramayı sağlar.
Biz Peygamberimiz Hz. Muhammed’e niye uyarız? Çünkü O Allah’ın elçisidir. Yani Allah’ın mesajını alıp da getiren kişidir. Elçinin mesajı Allah’ın gönderdiği mesajdır. O mesaja uyulunca hem Allah’a, hem de o mesajı getiren elçiye uyulmuş olur. Aynı zamanda mesajın kendisine (Kuran’a) uyulduğunu söylersek bu da doğru olur. Elçiye “elçi” denmesinin sebebi kendisinin olmayan mesajı taşımasındandır. Yani Allah, Resul (elçi) kelimesiyle, Hz. Muhammed’in kendisinin olmayan mesajı taşıyan kişi olduğunu vurgulamaktadır. İnsanlara, elçiyi devreden çıkartıp Allah’a varmanız mümkün değildir dersini veriyor. İtaat edilmesi emredilen kişi olan elçi, kendisi namına değil, göndericisi (Allah) namına konuşmaktadır. Bu yüzden “O’na (elçiye) itaat, gönderene (Allah’a) itaattir” mantığı, Kuran’ın bu ayetleriyle verilmektedir. Allah’ın elçi yollaması, bizle irtibat kurmak için seçtiği yegane yoldur. Elçi mesajı insanlara ileteceği, ona davet edeceği için elçiye itaat (Hz. Muhammed’e) onu gönderene (Allah’a) itaat olacaktır.
Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.
4 Nisa Suresi 80
İnsanlar Allah’ın mesajı Kuran’ı Hz. Muhammed’in (elçinin) ağzından duydular. Kuran her insana ayrı ayrı vahiy edilmedi ki ! Peygamberimiz’in getirdiği mesaja uymayan birçok insan “Bu insan sözüdür.” veya “Biz bir insana mı uyacağız?” şeklinde karşı çıkmışlardır. Oysa Allah “Allah ve elçisine itaat edin.”ayetleriyle; Hz. Muhammed’e, elçiliği yüzünden, o mesajın gerçek sahibi Allah olması yüzünden uyulacağını göstermektedir. Yani Allah, “Allah ve elçisine itaat edin.” ayetleriyle uyulanın bir tek Allah olduğunu göstermektedir, bu da 4.Nisa Suresi 80. ayette bir daha anlaşılmaktadır. Yoksa; Allah Kuran ile hükümler koydu, Peygamber hadislerle ilave hükümler yaptı, Allah ve elçiye itaatten kasıt iki tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır; şeklinde ayetleri açıklamak, dinimizi Allah ve Peygamber ortak yapımına çevirmek olur. Bu da Allah’ın din üzerindeki tekeline tecavüzdür ki bir şirk türüdür. Geleneksel İslamcıların bu sapışını birçok eserlerinde görebiliriz: “Peygamberimiz dinimizde hüküm koyucudur. Haram ve helali tespit eder.”[Rivayet İlimlerinde Haberi Vahitlerin İtikat ve Tefri Yönlerindeki Değeri, sayfa 108] Oysa Kuran’da Allah dışında hüküm koyucu aranmaması söylenir.
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım.
6 Enam Suresi 114
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Muhammed Isminin Kuran’da Kullaniliş Tarzi

Muhammed Isminin Kuran’da Kullaniliş Tarzi

MUHAMMED İSMİNİN KURAN’DA KULLANILIŞ TARZI
Diğer bir ilginç nokta da Kuran’da, Peygamberimiz’in ismi olan Muhammed’in geçtiği 4 ayetten 3’ünde de Muhammed’in elçi olduğu vurgulanmasıdır.
Muhammed yalnızca bir elçidir.
3 Ali İmran Suresi 144
Muhammed Allah’ın elçisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.
33 Ahzab Suresi 40
Muhammed Allah’ın elçisidir.
49 Fetih Suresi 29
Kuran’da Muhammed isminin geçip elçiliğin vurgulanmadığı tek ayette ise Muhammed’e indirilene inanılması yani Kuran’a inanılması gerektiği söylenir.
İman edip, salih işler yapanlar ve Muhammed’e indirilene ki, O Rablerinden bir gerçektir iman edenlerin kötülüklerini örtüp bağışlamış, durumlarını düzeltmiştir.
47Muhammed Suresi 2
Peygamberimiz’in Muhammed ile aynı köke sahip Ahmed ismiyle (veya sıfatıyla) geçtiği tek ayette ise Ahmed’in elçiliği vurgulanır.
Hani Meryem oğlu İsa “Ey İsrailoğulları, gerçekten ben sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi Ahmed olan bir elçinin de müjdecisiyim” demişti.
61 Saff Suresi 6
Daha evvel gördüğümüz gibi Kuran’da hiçbir yerde ”Allah’a ve Muhammed’e itaat edin.” diye bir ifade bulunmaz. Kuran’da sürekli “Allah’a ve elçisine itaat edin.” şeklinde bir ifadenin geçmesi Hz. Muhammed’e, ancak elçilik vazifesinden dolayı itaat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Muhammed isminin geçtiği tüm ayetlerde(biri hariç) elçiliğinin vurgulanması, tek istisna ayette ise Muhammed’e indirilene(Kuran’a) uyulması gerektiğinin söylenmesi tüm yanlış anlamalara kapıları kapatmıştır.
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Peygamber Sadece Kuran’la Uyarirdi

Peygamber Sadece Kuran’la Uyarirdi

Peygamber insanları sadece vahiy (Kuran) ile uyarırdı. Peygamber’e Kuran ayetleri gelmediğinde ise Peygamber’in bir şeyler uydurmasını istediler. Oysa bunun mümkün olmadığı, Peygamber’in sadece vahye uyduğu aşağıdaki ayetlerden anlaşılır.
De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum.
21 Enbiya Suresi 45
Onlara bir ayet getirmediğin zaman “Şuradan buradan derleseydin ya” derler. De ki “Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için doğruya iletilme ve rahmettir.”
7 Araf Suresi 203
Allah birçok ayette Kuran’ı indirdiğini, Kuran’ı vahyettiğini söyler. Aşağıdaki ayette göreceğiniz gibi Peygamber’in resullük(elçilik) vazifesi Kuran’ın tebliğ edilmesidir. Eğer Peygamberimiz bunu yapmasaydı elçilik vazifesini yapmamış olacaktı. Elçinin vazifesi Allah’ın indirdiğini tebliğ etmek ise, elçiye itaat de Allah’ın indirdiğine itaat olacaktır.
Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.
5 Maide Suresi 67
De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi.”
6 Enam Suresi 19
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Hz. Ibrahim’in Hadisleri Nerede?

Hz. Ibrahim’in Hadisleri Nerede?

HZ. İBRAHİM’İN HADİSLERİ NEREDE?

Kaşif Ahmed Şehzade, Allah’a ve elçiye itaatten kastın; Allah’ın elçisiyle gönderdiği mesaj olan Kuran’a uymak olduğunu söyler ve Kuran’da aktarıldığı gibi Peygamberimiz’in bizim için örnek olduğunu, fakat Peygamberimiz’e dair bilgiler için de tek geçerli ve yeterli kaynağın Kuran olduğunu söyler. Şehzade, Mümtehine Suresi 4. ayeti örnek göstererek şöyle der: “Aşağıdaki ayet, Hz. İbrahim’in örneğini geleneklerin ve ona atfedilen sözlerin arasından seçeceğimizi mi söylüyor? Hayır, bu ayet öyle söylemiyor. Ayette anlatılmak istenen Hz. İbrahim’in davranışının, tavrının Kuran’da açıklanan şeklinin inananlar için örnek olduğu ve inananların onun örneğinde olduğu gibi hareket etmeleri gerektiğidir.” (Kaşif Ahmed Şehzade, The Authority of Quran)
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır.
60 Mümtehine Suresi 4
Eğer Peygamberimiz’i örnek almaktan kastın; hadislere ve Peygamber’in kavminin geleneklerine uymak olduğu söylenirse; o zaman İbrahim Peygamber’i örnek almamızı söyleyen ayete göre, İbrahim Peygamber’in kavminin geleneklerini öğrenmemiz ve İbrahim Peygamber’in hadislerini de bulmamız gerekmektedir. Oysa durum Kaşif Ahmed Şehzade’nin dediği gibidir. Peygamberimiz’in de, İbrahim Peygamber’in de davranış şekilleri Kuran’da anlatılır ve örnek almamız istenen bu davranışlardır.
Peygamber’in vahiy olan Kuran dışında Allah’a karşı bir şeyler uydurması için çabalar daha Peygamber hayattayken başlamıştır. Peygamber hayattayken buna engel olmuştur, fakat Peygamber’in vefatından sonra, hele bir de 4 Halife dönemi de geçince, Peygamber’in döneminde başlayan vahiy dışında uydurmalar oluşturma çabaları ne yazık ki gördüğümüz kötü sonuçları doğurmuştur.
Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.
17 İsra Suresi 73
Kuran Allah’ın kitabıdır, fakat insanlar onu Hz. Muhammed’in (elçinin) sözü olarak duydular. Kuran’ın aşağıdaki ayetlerinde geçen ifade tarzları bu mantığı daha iyi kavramamızı sağlamaktadırlar.
Allah ve elçisinden kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu.
9 Tevbe Suresi 1
Bir de Allah ve elçisinden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var.
9 Tevbe Suresi 3
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Kuran Ayetlerinde Anlatilanlara Uymak Elçiye Uymaktir

Kuran Ayetlerinde Anlatilanlara Uymak Elçiye Uymaktir

KURAN AYETLERİNDE ANLATILANLARA UYMAK ELÇİYE UYMAKTIR

Görüldüğü gibi Allah’ın kendisinden ve elçisinden ültimatom olduğunu, duyuru olduğunu söyledikleri aynı zamanda Kuran ayetleridir. Aynı mantığı Kuran’ın başka yerlerinde görebiliriz. Örneğin; 4 Nisa Suresi 13. ayete kadar miras ile ilgili hükümler anlatılır. 13. ve 14. ayet ise şöyledir:
13 Bunlar Allah’ın sınırlarıdır .Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse onu altından ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
4 Nisa Suresi 13
14 Kim Allah’a ve elçisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
4 Nisa Suresi 13,14
Allah 13. ayete kadar hükümlerini anlatırken 13. ve 14. ayette bunlara uymak, Allah’a ve elçisine uymak olarak gösterilmektedir. Ne yazık ki Kuran’ı iyice araştırmadan, iyice düşünmeden, ayetleri sırf kendi fikirlerini doğru çıkartmak için çekiştirenler, bu ayetleri görmezlikten gelmiş ve ileri sürdükleri fikirlerle dini, Allah ve Peygamber yapımı bir şirkete; Peygamber’i, Allah’ın hükümlerine hüküm katan, Allah’ın hükümlerini gerektiğinde nesh eden (silen) bir şahsa dönüştürmüşlerdir. İçine düştükleri bu çelişkiyi fark eden bazı gelenekçiler açmazlarını kapamak için daha da vahim bir iddiaya kalkışmışlardır. Bu iddiaya göre Peygamber’in mevcut hadis kitaplarındaki hadisleri de vahiy neticesidir. Daha önceki bölümlerden hadislerin Kuran’la, mantıkla, kendi aralarında, bilimle, insafla çeliştiklerini görenler bu iddianın korkunçluğunu anlarlar. Bu iddia ile Peygamber’e atılan iftiralar, Allah’a iftiralar atmaya dönüştürülmüş olur. Yine bundan önceki bölümlerde gördüğümüz gibi Peygamber bir tek Kuran’ı yazdırmıştır. Madem Kuran dışında uyulması gereken kaynaklar, vahiyler vardı; o zaman Peygamber onları neden yazdırmadı? Aşağıdaki ayete göre Peygamber’in uyduğu vahiy Kuran’dır. Din düşmanlarının değişmesini istedikleri de Kuran’dır. Kuran dışında dini kaynaklar olsa Peygamber de onlara uyardı, din düşmanlarıysa onların da değişmesini isterlerdi.
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler k: “Bundan başka Kuran getir veya bunu değiştir.” De ki: ‘Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mümkün değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem büyük günün azabından korkarım.”
10 Yunus Suresi 15
Peygamber ancak Allah’ın vahyi olan Kuran’a uyar. Gündelik hayatta Peygamber’in bazı hatalar yapması bile mümkündür. Kuran’da Peygamber’in hatalarının belirtilmesi, Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünü, her hareketini vahiy olarak göstermeye çalışan iddiayı yalanlar.
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Peygamberin De Hatalari Olabilir

Peygamberin De Hatalari Olabilir

PEYGAMBERİN DE HATALARI OLABİLİR
... İnsanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. Oysa Allah kendisinden çekinmene daha çok layıktı.
33 Ahzab Suresi 37
Allah seni affetsin, doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara beklemeden izin verdin?
9 Tevbe Suresi 43
1Surat astı ve yüz çevirdi 2Kendisine o kör geldi diye 3Nereden biliyorsun belki o temizlenip arınacak 4Veya öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.
5O kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince
6Ki sen ona yöneliyorsun
7Sana ne onun arınmasından
8Ama koşarak sana gelen var ya
9Odur içi titreyerek korkan
10Sen ona aldırmıyorsun
11Hayır, çünkü o bir öğüttür..
80 Abese Suresi 111
Ahzab Suresi’ndeki örnekte; Peygamber’in özel hayattaki bir durumda insanlardan çekinmiş olduğu ve böyle yapmaması gerektiği anlatılır. Tevbe Suresi’nde; Allah uğrunda mücadele ederken Peygamber’in yanlış tutumu, yanlış taktiği gösterilir. Abese Suresi’nde ise inkarcı bir kişiye dini anlatmak uğruna, Peygamber’in kör bir kişiye vakit ayırmadan aynı kişiyi ikna etmek için uğraşına devam etmesi anlatılır. Abese Suresi’nde Peygamber’in bu davranışı düzeltilir ve böyle davranmaması söylenir. Görüldüğü gibi bu üç örnekte; hem Peygamber’in hatalı üç davranışı düzeltilmiştir, hem de Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünün vahiy olması gibi saçma bir iddianın zemini yok edilmiştir. Peygamber’in sünneti başlığıyla dini dejenere etme çabasında öyle izahlar yapılmıştır ki; bu izahlara göre Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki durumu bile sünnete delil oluşturmaktadır. Sibai esSünnet kitabı sayfa 47’de şu izah yapılır. “Peygamberimiz’e dair her ne izah nakledilmiş ve rivayet edilmiş ise ister Peygamberlikten öncesi ile ister Peygamberlikten sonrası ile ilgili olsun sünnet kapsamı içindedir.” Oysa Kuran’da Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki durumu şöyle anlatılır.
Seni sapmış bulup da doğru yola iletmedi mi?
93 Duha Suresi 7
İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir , iman nedir bilmezdin?
42 Şura Suresi 52
Ayetlerde Peygamber’in daha evvel sapmış olduğu, kitabı, imanı bilmediği açıkça söylenir. Peygamber’in imanı bilmediği dönem nasıl olur da örnek olur. Nasıl din diye insanlara takdim edilebilir? Hiç şüphesiz bu iddialar Kuran’ın yukarıda görülen ayetleri ve daha bir çok ayeti ile çelişiktir. (Kitabın bir sonraki bölümünde aynı konuyla ilgili ilave izahlar bulunabilir.) Peygamber’e Kuran’ın bir benzerinin, mislinin verildiğine dair izahlar da Kuran’a ters düşen izahlardır.
İnsanların yazdıkları hadis kitaplarını Allah’ın kitabı Kuran gibi dinin kaynağı olarak gösterenler, şu ayeti iyice okumalıdırlar:

Kitabı kendi elleriyle yazıp sonra az bir değer karşılığında satmak için “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun. Vay elleriyle yazdıklarından dolayı onlara, vay kazanmakta olduklarına.
2 Bakara Suresi 79
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Kuran’in Bir Benzeri Yoktur

Kuran’in Bir Benzeri Yoktur

KURAN’IN BİR BENZERİ YOKTUR
De ki; ‘And olsun eğer insanlar ve cinler şu Kuran’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler.
17 İsra Suresi 88
Allah Kuran’ın bir benzerinin oluşturulamayacağını söylerken, mezhepçi İslâmcılar Peygamber’in hadislerinin de Kuran’ın bir benzeri olduğunu söylerler. (Bkz. Ebu Davud Kitabı Sünen Hadis No:4604) Madem Peygamber’de bir benzeri var, niye Peygamber onu yazdırıp insanları aydınlatmadı? Yoksa Buhari, Müslim gibi kitapların içindekilerin Kuran’ın bir benzeri olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Buraya kadar Buhari ve Müslim’den incelediğimiz hadisler bu iddianın felaketliğini ortaya koymaya yeter.
Ey Peygamber ! Allah’ın sana helal kıldığını eşlerini memnun etmek isteyerek neden haramlaştırıyorsun?
66 Tahrim Suresi 1
Tahrim Suresinin bu ayetine göre, Peygamber’in sadece kendisine bile bir şeyi haramlaştırması mümkün değilken, diğer insanlara ilave haramlar yaptığını söylemek hiçbir şekilde Kuran’la bağdaşmaz. Kuran’ı bir bütün olarak anlamaya yanaşmayan gelenekçi zihniyet, Kuran’ın tek bir ayetini alır ve Kuran’ın bütünlüğünü hiçe sayarak ayeti düşünmeden çekiştirir.
 
Üst Alt