Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Vicdani Redçi Enver Aydemir Direniyor!

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan


Sistem yanlışları nedeni ile ( ki bu yanlışlar askeriyeden tutun, maliye, adliye, sıhhıye, hariciye ve sair her yerde olabilir) insanlar mecburiyetlerini reddetse devlet çöker, vatan parçalanır.

Bu söze nasıl cevap verirsiniz old_preacher, bu durumun çözümü ne? Top yekün red gerekiyor devlet mecburiyetlerine.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Bu söze nasıl cevap verirsiniz old_preacher, bu durumun çözümü ne? Top yekün red gerekiyor devlet mecburiyetlerine.

bu saydıklarınız mecburiyetlerden hangisi insanların boşu boşuna ölmesine neden oluyor?

sistem yanlışları gerçekleri görerek ve eğitim düzeyi arttırılarak çözülür, gencecik çocukları boşu boşuna ölüme göndermeye devam ederek değil. siz insanları bu şekilde oraya göndermeye devam ederek sadece ölü sayısını arttırırsınız, terörü bitiremezsiniz. bunun kanıtı da geçen yıllar...

mali, adli ya da hangi kurumda olursa olsun, çözümün tek yolu eğitimdir, eğitim seviyesini yükseltmektir. bunu terör için düşünürseniz de profesyonel ordudur, yani sadece terörle mücadele için eğitim almış profesyonel askerlerden oluşan ordudur, komutanların karılarına kızlarına hizmet eden ordu değil, gerçekten savaşmayı bilen ordudur. zorunlu askerliği bırakın kaldırmayı, 5 yıla da çıkarsanız değişen şey yalnızca ölü sayısının artması olacaktır, çünkü oraya gönderilen askerler savaşmayı bilmiyor, karşılarında ise yıllardır sadece bu eğitimi alarak ve asker öldürerek yaşayan gerillalar var. 20 yaşındaki çocuklarla onlara karşı koyamazsınız...
 
M

mehmet_87

Guest
bende askerliğimin 13 ayını doğuda yaptım..hiçde isteyerek yapmadım..tezkere günü gelsinde gidiim diye bekledim..isteyerek yapanıda hiç görmedim..vay be askerlik ne güzel keşke ömür boyu böyle asker olsam diyeni hiç gördünüz mü..askeriyenin her yeri küfür dolu..orda ağzı bozuk olan emrindeki askerlere esir gibi davranan bir sürü rütbeli var..askeri cezaevlerindeki rezillikleri söylemeye gerek var mı..askeriyede görev almak istesen annenin yada eşinin başı açık olacak...namaz kılanların dizlerinde genelde kıl olmuyormuş..bir astsubay anlattı dizlerimize bakıyorlar namaz kılıp kılmadığımızı anlamak için diye...atatürkçülük mü oluyor bu şimdi..atatürkün de annesiyle kızkardeşinin başı açık mıydı..ben türküm..ne mutlu türküm diyene asil türk milleti her türk asker doğar gibi sözler neyin nesi..türk olunca ben farklı biri mi oluyorum..allah türkleri farklı mı yaratmış..bunun adı faşistliktir..başka bişey değil..benim askerlik yaptığım yerde askeriyenin mayınlarına basığ bir asker öldü..baktım gazetede şehit yazıyor..tsk yı savunmaya hiç gerek yok..vatanını toprağını çoğu kişi savunuyor zaten..ama tsk nın görüşlerini savunmaya hiç gerek yok..
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
İster askerliğinizi isteyerek ve severek can-ı gönülden yapın, isterseniz zorla yapın. Bu vatanın evladı olduğunu bilen, hisseden, kendini bu vatana ait kabul eden her insan bu askerlik mükellefiyeti ile karşı karşıyadır. Askerlik, genel tabiri ile faşistlik değil; kulluktur ! Kime kulluk ? Yüce Rabbül Alemin'e elbette. Çünkü vatan sevgisi imandandır. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav.) vatan sevgisinin iman cüzlerinden bir cüz olduğunu buyuruyor. Saddak, kabul ettik ve iman ile tasdik ettik.

Vijdanı ret akımı yeni yeni başladı. Buda enver aydemir denilen bir vatandaşın (!) söylemleri ve eylemleri neticesinde gündeme gelmiş oldu. Tarafsız bir gözle bakmak istediğim zaman, çok yanlış bir düşünce olduğuna inanıyorum. Güya, en verimli çağında askere gittiği zaman, geri dönüşünde sosyal hayatına intibak sağlamakta zorlanacak, görev yaptığı bölgede herhangi bir çatışma türü bir şey çıkacak olsa ölecek vs...Bu insanın Kur'an'a inandığı ve müslüman olduğu söyleniyor. O zaman ya müslümanlığı yanlış yorumluyor yada takiyye yapıyor. Başka bir seçeneği yoktur bu mantık ile. Çünkü, müslüman bir ülkede yaşıyor ve bilinmelidir ki; müslüman toprağının koruma ve kollama görevi bu topraklar üzerinde yaşayan müslümanlara aittir. Gayrı müslümler bundan şer'an muaftır. Karşılığında diyet vergisini öder ve bu vatan için ne askerliğe gider nede savaş çıktığı zaman savaşa katılır. Kendi arzusu ile katılırsa o ayrı bir konu.

Askeriye içerisinde hiyerarşik yapılanma, edebe aykırı sözler ve davranışlar, namaza karşı olma halleri gibi konular eğer can sıkıcı ve ondan dolayı retçi olunuyorsa, yine bilinmelidir ki, küfür söz ve davranışlar sahibine aittir. Ashabı güzün (r.anhüm ecmain) efendilerimize bakmak lazım. Onlar ne şartlar ve konumda bulunurken dahi görevden kaçmadılar. Günümüzde laik sistem müslümanca askerliğe elverişli olmayabilir ama sizler müslümansanız şayet, o halde siz müslümanlığın gereklerini her ne şart altında olursa olsun yapmak ile mükelefsiniz. Aynı, ama (görme özürlü) kişi ile Peygamber efendimizin (sav.) anneleri arasında geçen olay gibi. Bilindiği üzere annelerimiz ama bir kişi geldiklerinde görme özürlü olmasından dolayı tesettürlerine gereken itinayı göstermemişlerdi. efendimizin ikazına da "Ey Allah'ın Resulu (sav.) karşımızdaki zat ama'dır." gibi bir mazerette bulundular. Resulu Ekrem (sav.) ise, daha da hiddetlenerek "O ama ise, sizler de ama değilsiniz a!" buyurmuştur. Yani, günümüz askeriye sistemi müslümanlığa kör ise, bizler de kör değiliz a!

Askerlik, müslümanlar açısından savaş için hazırlık aşamalarının tatbik edildiği ve adına da Peygamber ocağı denilen yerdir. Müslüman olası her türlü savaş ve saldırılara hazırlıklı olma konusunda Allah (Celle celaluhu) tarafından emir edilerek, bu görev ve sorumluluk farz hükmüne getirilmişir. Bu emir de sadece müslümanım (!) diyenleri muhatap almaktadır.

"Ey iman edenler, sabredin ve sabr yarışında düşmanlarınızı geçin, savaş için hazır ve tetikte bulunun ve Allah'tan korkun ki arzularınıza eresiniz!" Al-i imran: 200
 
M

mehmet_87

Guest
konu dağılmasın..konu vatan sevgisi değil..tsk nın yanlış görüşleri..13 değil 113 ayda yapayım sorun değil...ama bu düzen içinde değil..isteyerek yada istemeyerek bu ülkede yaşıyorsam mecbur askerliğide yapmak zorundayım...askerlik dinimizde kutsal bişey ama tsk da bir sürü solcu var bunuda söylemeyelim mi...demek istediğim düzeni değiştirmeleri..vicdani ret yapan adam o zaman bu ülkede yaşamasın..bankalar faiz yapıyor bankalarda işlem yapmasın..devlet dairlerinde hastanelerde başı açık kadınlar var oralara gitmesin..devlet diskolardan barlarda vergi alıyor devlet işinde çalışmasın..herşeyi bıraktı askerlik yapacağı zaman mı titizliği tutmuş..
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
görev yapmak kutsaldır dediğiniz ordu, darbe zamanında suçsuz insanları yakalayıp işkence yapmak ve asmak için de o askerleri kullandı...
 
M

mehmet_87

Guest
ayrıca old preacher teröristlere niye gerilla diyorsun..onları yüceltir gibi...terörist askere kurşun sıkıyor sonra gidip bi deliğe saklanıyor..bul bulabilirsin sonra o kancığı..bunlara böyle yüceltici sözler söylemesen daha iyi olur
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
ayrıca old preacher teröristlere niye gerilla diyorsun..onları yüceltir gibi...terörist askere kurşun sıkıyor sonra gidip bi deliğe saklanıyor..bul bulabilirsin sonra o kancığı..bunlara böyle yüceltici sözler söylemesen daha iyi olur

yüceltmek için değil, adamların yaşam tarzı haline gelmiş o bakımdan diyorum. adam çocukluğundan beri böyle yaşıyor, bizimkiler de 20 yaşında çocukların eline silah tutuşturup karşılarına gönderiyor. bu yanlış...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
bu saydıklarınız mecburiyetlerden hangisi insanların boşu boşuna ölmesine neden oluyor?

sistem yanlışları gerçekleri görerek ve eğitim düzeyi arttırılarak çözülür, gencecik çocukları boşu boşuna ölüme göndermeye devam ederek değil. siz insanları bu şekilde oraya göndermeye devam ederek sadece ölü sayısını arttırırsınız, terörü bitiremezsiniz. bunun kanıtı da geçen yıllar...

mali, adli ya da hangi kurumda olursa olsun, çözümün tek yolu eğitimdir, eğitim seviyesini yükseltmektir. bunu terör için düşünürseniz de profesyonel ordudur, yani sadece terörle mücadele için eğitim almış profesyonel askerlerden oluşan ordudur, komutanların karılarına kızlarına hizmet eden ordu değil, gerçekten savaşmayı bilen ordudur. zorunlu askerliği bırakın kaldırmayı, 5 yıla da çıkarsanız değişen şey yalnızca ölü sayısının artması olacaktır, çünkü oraya gönderilen askerler savaşmayı bilmiyor, karşılarında ise yıllardır sadece bu eğitimi alarak ve asker öldürerek yaşayan gerillalar var. 20 yaşındaki çocuklarla onlara karşı koyamazsınız...


Eğer kısıtlı bir bilgi ve muhayyile içinde değilseniz askeriye dışında ki diğer kurum hataları nedeni ile de ölüm veya ölümden daha beter hallerin doğduğu, doğacağı gerçektir.

Sistem yanlışları askeriye dışında ki müesseselerde, nasıl gerçekler görülerek, eğitim desteği ile düzeltilebilinirse, keza askeriyede de düzeltilebilinir. Ancak kaçmak ve reddedmek çözüm değilidr.

Askerin önünde bu gün terör var yarın bir başka düşman. Paralı askerle vatan ne kazanılır ne de müdafaa yapılır. Askerlik bireysel olarak yapılmak zorunluluğu olan bir görevdir.

Terörün bitirileme sebebi büyük çoğunlukla siyasaldır. Bunu geçmiş yılları hatırladığınızı söylediğinize göre bilmeniz gerektir.

Askeriye içinde gördüğünüz o yanlışların mislen fazlası siyasette mevcuttur. Kamuoyunda linç edilen askeriye hakkında bunca olumsuz düşüncenin oluşmasına rağmen, siyasetin bu denli güçlü bir döneminde neden çözülmüyor olması nedir peki?

Askeriye içindeki belli zümrelerin yanlış ve hataları nedeni ile vatanın, ülkenin bağımsızlık garantörü olan bir kurumun bu denli aşağılanması hak değildir. Yaşanan hayatın, yaşanan dinin, namusumuzun, şerefimizin koruyucusudur asker, Irak'ın hali ortadadır, akıllı olmak ve derin düşünmek lazım.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Eğer kısıtlı bir bilgi ve muhayyile içinde değilseniz askeriye dışında ki diğer kurum hataları nedeni ile de ölüm veya ölümden daha beter hallerin doğduğu, doğacağı gerçektir.

Sistem yanlışları askeriye dışında ki müesseselerde, nasıl gerçekler görülerek, eğitim desteği ile düzeltilebilinirse, keza askeriyede de düzeltilebilinir. Ancak kaçmak ve reddedmek çözüm değilidr.

Askerin önünde bu gün terör var yarın bir başka düşman. Paralı askerle vatan ne kazanılır ne de müdafaa yapılır. Askerlik bireysel olarak yapılmak zorunluluğu olan bir görevdir.

Terörün bitirileme sebebi büyük çoğunlukla siyasaldır. Bunu geçmiş yılları hatırladığınızı söylediğinize göre bilmeniz gerektir.

Askeriye içinde gördüğünüz o yanlışların mislen fazlası siyasette mevcuttur. Kamuoyunda linç edilen askeriye hakkında bunca olumsuz düşüncenin oluşmasına rağmen, siyasetin bu denli güçlü bir döneminde neden çözülmüyor olması nedir peki?

Askeriye içindeki belli zümrelerin yanlış ve hataları nedeni ile vatanın, ülkenin bağımsızlık garantörü olan bir kurumun bu denli aşağılanması hak değildir. Yaşanan hayatın, yaşanan dinin, namusumuzun, şerefimizin koruyucusudur asker, Irak'ın hali ortadadır, akıllı olmak ve derin düşünmek lazım.

şimdi bu konuda çok ince bir çizgi var. insanların çoğu, terörü uzmanlara bırakmayı ve bunun için uzman askerler yetiştirmeyi direk vatan hainliği olarak algılıyor. bilmiyor ki gönderilen çocuklar gönderilmeye devam ettikleri sürece ölecekler, terör de hiç bitmeyecek. maalesef medyanın etkisi çok büyük bunda.

bu konuda hem orduya hem siyasete görevler düşer. ordunun görevi, mevcut tehdidi göz önünde bulundurmak sureti ile kendi imkanlarının elverdiği ölçüde önlem almak, tehdidi bertaraf etmek üzere yapılanmaktır ki ordu bu görevini yerine getirmiyor. teröristler, çocukluklarından beri ellerinde silahlarla çatışmalar yaşayıp tecrübe kazanmakta, buludukları bölgeyi çok iyi bilmektedirler. bu insanların karşısına bölgeyi bilmeyen çocuklar göndermek, onları öldürmekle eşanlamlı, bunun acı örneklerini yaşadık. kendi sınırlarımızın içinde dahi birliklerimiz basılıyor, askerler öldürülüyor.

siz paralı asker diyip küçümsüyorsunuz ama bilmem biliyor musunuz, tüm subaylar,astsubaylar,uzman erbaşlar paralı askerlerdir. bu işi para için yaparlar, devlet birine desin bakalım ''sana maaş vermeyeceğiz, vatanın için bedava mesleğini yap'', duracak mı? ben size söyleyeyim biri bile durmaz. yani şu an orduyu paralı askerler yönetiyor.

bizim savunduğumuz şey hemen yanlış anlaşılıyor ve vatan hainliğiyle itham ediliyoruz, halbuki biz vatanın iyiliğini savunuyoruz. çatışmaya 20 yaşında çocuk gönderilmez, bu eğitimli ve seçkin birliklerin işidir. teröristle eğitimsiz asker savaşamaz. bunu ordu da çok iyi bilmesine rağmen, ordu içindeki bazı kişiler ve siyasi uzantıları terörün gündemden düşmesini istemezler, bu yüzden yıllardır oraya illaki de o 20 yaşında çocuklar gönderilir, ve şehit olurlar. bizler de haberlerde izlemeye devam ederiz.

yerinizde olsam ordu hakkında, özellikle ''dinin koruyucusu'' benzetmesini hiç yapmazdım. orduyu yöneten tabakanın dine bakış açısını iyi bilirim. ''peygamber ocağı'' deyimi Osmanlı ordusunda kaldı maalesef...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
kader var...said nursi dediğiniz bedüzzaman r.a kaderine razı olmuş bunu bir imtahan olarak görmüş ama imani ve ilmi cihaddanda beri durmamış.olay bu kaderi tenkit etmeden razı olup faaliyetlerine izin verildiğikadar yaparsın bu bir tecriddir ama böyle imtihan olunduysan razı olmalısın. askerlik ilerde paralı ordudan oluşur gibi geliyor.o zaman sivil vatandaşta rahatlar.yinede komşumuz,arkadaşımız,oğlumuz,eşimiz,babamız inançsız olabilir bunun olmaması için mücadele şart kaderimizi ise Allah cc çiziyor bizler sadece cüzzi irademizle elmayı dalından kopardır gibi basit işler yapıyoruz.
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
Sevgili old_preacher, Osmanlı'da kalan bu ulvi anlamı, yine bu ulusun askerinin beynine yerleştirmek zor bir şey değil. Yapılan bu işin karşısında yine maaş ödensin, Osmanlı da ödüyordu. Ama, askeri eğitim bilgi ve becerisi kazandırmak için askeri eğitime çağrılan bu toprağın çocuklarının da sırf vijdani ret gibi bir abukluk ile bu çöküşe zemin hazırlama isteğinedir bu tepkimiz.

Siyasi yönden zaten benim bir beklentim yok. 12 eylül mantığı daha düne kadar devam ediyordu. Ve ben bu mantığın egemen olduğu zamanda yaptım askerliğimi. Namazlarımı çok zor kıldım, bahsettiğin bütün olumsuzlukları yaşadım, mehmet_87 arkadaşımın dediklerinin de çoğunu gördüm, biliyorum. Ama, bu yine de vijdani ret mantığını haklı kılmaz.

Bu dünyada bulunmaktan dolayı bende vijdani ret hakkımı kullanmak isterim. Neden ? çünkü, bu dünyaya sadece ibadet etmek ve Rabbimin emirlerini uygulamak üzere gönderildim. Ama, şeytan denen bir musibet var ve beni yapmam gereken gerçek bir olgudan alıp uzaklaştırmak istiyor. Ve benim içimde de nefs denilen bir hain barınıyor. Ben bu haine rağmen bu ruhu, bu bedeni, hatta bu nefsi dahi savunmak zorundayım. Bana ne ya! bu dünyada şeytan var, ben vijdani ret hakkımı kullanmak istiyorum gibi bir mantık ile ÇOK LÜKS BİR BEKLENTİYE G İ R E M E M ! Girdiğim takdirde; evet, seninde bildiğin gibi günahkar olurum. Çünkü, beni gönderen İlahi Kudret (Celle celaluhu) bu gerçekleri bilerek ve üstelik onları da benim gibi yaratarak bu dünyaya gönderdi. Red ettiğim takdirde, O'nun da beni red edeceğini bilmek ve bu bilgi ile bütün zorluklara rağmen görevimi yerine getirmek zorundayım. Ki; en büyük rütbe; O'nun (celle celauhu) yanında beni bekliyor.

Bir de, en çok beni üzen konu; bu vijdani ret olgusunu Din'i yönden kendime yakın görmek istediğim cenahlardan gelmesidir. Beni en çok kahreden de, işte bu gerçektir.
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
mazlumder' Alıntı:
Misyonumuz

MAZLUMDER tarihî referansını, Mekke'de yeminle kurulan ve ayrımsız uygulamalarla mazlumdan yana, zalime karşı tavır alarak başarılı çalışmalar yapan, Hz.Peygamber'in de içinde olduğu ve peygamberliğinden sonra da olumlu atıflarla bahsettiği Hilfu'l-Fudul oluşumundan alır.

On Emir, Hammurabi Kanunları, Hilfu'l-Fudul, Medine Vesikası, Magna Carta, ABD Bağımsızlık Bildirgesi, Virginia İnsan Hakları Bildirgesi, Fransız Yurttaş Hakları Bildirgesi, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi vb. insanlığın ortak kazanımı olan tüm metinlerden yola çıkarak, barışın korunması, haksızlığın giderilmesi mücadelesini önemser.

MAZLUMDER, insanın insan olarak yaratılmasıyla, dolayısıyla var oluştan kaynaklanan haklara sahip olduğuna ve bu hakları hiçbir gücün, hiçbir gerekçeyle ortadan kaldıramayacağına inanmaktadır.

Misyonu ile vizyonu aykırı duran hiç bir oluşum hakk üzere değildir. İslami klişeler barındırması da hiç bir zaman kıstas değildir. Vijdani ret mantığı ayrıca iyi okunmalıdır ki; insan hak ve hukukunun temelinde var olan eşitlik ilkesine de aykırıdır. Ben yaptım, diğerinin de yapması ve yaparak bu vatanın çocuğu olduğunu vurgulaması gerekir.

Gerisi; hikayedir...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
ben yaptım herkes yapsın doğru bir yaklaşım değildir.biz bu ülkede deist,ateist,zerdüşt,hiristiyan,yahudi v.b bir çok ehili küfür ve müşrikle yaşıyoruz.onların sivil toplum kuruluşları var da bizlerin niçin yok biz niçin destek olmayalım.maddi,manevi,mücadele bu değil mi.müslüman cumaya da gider,mücadelede yapar bu ülkede.bu kardeşimizin niyeti halis mi.ona bakmalı.ben askere gitmesini isterim lakin olay farklı,ayrıca niçin hep müslüman evladı şehit düşer,garibanın oğlunun canı can değil mi.nasıl eşitlik her tarafı torpil ,paşa,ağa,mistırın çocukları asker olmasın veya rhat rahat yapsın bizim ki tecrid,baskı ve ölümle dönsün.bu hak mı?bu işin iyileştirmesi gerekir.bu vatanın ekserisi müslüman iken onların lehine iyileştirmeler yapılmıyor.buna karşıyız.

*
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
şimdi bu konuda çok ince bir çizgi var. insanların çoğu, terörü uzmanlara bırakmayı ve bunun için uzman askerler yetiştirmeyi direk vatan hainliği olarak algılıyor. bilmiyor ki gönderilen çocuklar gönderilmeye devam ettikleri sürece ölecekler, terör de hiç bitmeyecek. maalesef medyanın etkisi çok büyük bunda.

Şunu hiç aklınızdan çıkarmayın değerli old_preacher. Bireysel gücünüz ne ise o kadar yaşar ve kazanırsınız.

Terör mücadelesine giren askerin tabii ki eğitimli olması gerekir. Ama her vatandaşın yeri geldiğinde kendini, ailesini, evini, toprağını, vatanını savunabilmesi ve bu derecede savaimasını öğrenmesi gereklidir.

Terör, düzenli ordu harbi sınıfında olmadığı için, bu konuda gerekli eğitimli askerlerin olması gerektiğine hiç bir itiraz yok. Ancak bu durumun "vicdani red"cilikle hiç bir alakası yoktur.


bu konuda hem orduya hem siyasete görevler düşer. ordunun görevi, mevcut tehdidi göz önünde bulundurmak sureti ile kendi imkanlarının elverdiği ölçüde önlem almak, tehdidi bertaraf etmek üzere yapılanmaktır ki ordu bu görevini yerine getirmiyor. teröristler, çocukluklarından beri ellerinde silahlarla çatışmalar yaşayıp tecrübe kazanmakta, buludukları bölgeyi çok iyi bilmektedirler. bu insanların karşısına bölgeyi bilmeyen çocuklar göndermek, onları öldürmekle eşanlamlı, bunun acı örneklerini yaşadık. kendi sınırlarımızın içinde dahi birliklerimiz basılıyor, askerler öldürülüyor.

Ordunun içinde de terörle çok iyi baş edebilen guruplar vardır. Teröristlerin görünce benizlerinin solduğu "bordo bereliler" bu ordunun askerleridir. Ancak, askeriyenin içinde yaşanan olumsuzluklar, siyasi dayatmalar bir takım başarıların önünü kesmektedir. Ayrıca bir gerçektir ki 400-500 bin askerin hepsi terör için çalışmamaktadır. Ancak bunlar vicdani ret meselesi ile alakalı meseleler değildir.

siz paralı asker diyip küçümsüyorsunuz ama bilmem biliyor musunuz, tüm subaylar,astsubaylar,uzman erbaşlar paralı askerlerdir. bu işi para için yaparlar, devlet birine desin bakalım ''sana maaş vermeyeceğiz, vatanın için bedava mesleğini yap'', duracak mı? ben size söyleyeyim biri bile durmaz. yani şu an orduyu paralı askerler yönetiyor.

Asker tabii ki para/maaş alacak. Mesleki askerlikle vatan borcu askerliği karıştırmayalım ama.


bizim savunduğumuz şey hemen yanlış anlaşılıyor ve vatan hainliğiyle itham ediliyoruz, halbuki biz vatanın iyiliğini savunuyoruz. çatışmaya 20 yaşında çocuk gönderilmez, bu eğitimli ve seçkin birliklerin işidir. teröristle eğitimsiz asker savaşamaz. bunu ordu da çok iyi bilmesine rağmen, ordu içindeki bazı kişiler ve siyasi uzantıları terörün gündemden düşmesini istemezler, bu yüzden yıllardır oraya illaki de o 20 yaşında çocuklar gönderilir, ve şehit olurlar. bizler de haberlerde izlemeye devam ederiz.

Bakın, eskiden kısmen, bugün ise tamamen, ordu siyasetin emrindedir. Dediğim gibi, bu meseleler ayrı, vicdani retcilik ayrı meseleler.


yerinizde olsam ordu hakkında, özellikle ''dinin koruyucusu'' benzetmesini hiç yapmazdım. orduyu yöneten tabakanın dine bakış açısını iyi bilirim. ''peygamber ocağı'' deyimi Osmanlı ordusunda kaldı maalesef...

Size öyle görünsede, o bahsettiğiniz askerler dolaylı olarak minarelerde okunan ezanın teminatıdır, namusun teminatıdır, ocağın teminatıdır. Askerlik, kötü örnek olmuş kişilere bırakılamayacak kadar ulvi, aziz, kıymetli bir müessesedir, unutmayın.

 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Sayın Bekir,

elbette herkesin vatanını savunmayı öğrenmesi gerekir fakat bunun için bir yıl askerliğe hiç gerek yok. kurtuluş savaşında da ülkeyi kurtaranların büyük çoğunluğu, ellerine silah bile almamış çiftçilerdi. teröre karşı profesyonel askerler kullanıp gereksiz ölümlerin önüne geçmek imkanı varken, eğitimsiz canlara kıymak da ayrı birşey diye düşünüyorum.

Terör, düzenli ordu harbi sınıfında olmadığı için, bu konuda gerekli eğitimli askerlerin olması gerektiğine hiç bir itiraz yok. Ancak bu durumun "vicdani red"cilikle hiç bir alakası yoktur.

işte ordu, bu eğitimli askerleri görevlendirmediği için, çocuklar ölüme gidiyor. yani ordunun hatasını suçsuz insanlar canlarıyla ödüyor. vicdani reddin gündeme gelmesi, orduyu bu görevini yapmaya zorlayacaktır.Size öyle görünsede, o bahsettiğiniz askerler dolaylı olarak minarelerde okunan ezanın teminatıdır, namusun teminatıdır, ocağın teminatıdır. Askerlik, kötü örnek olmuş kişilere bırakılamayacak kadar ulvi, aziz, kıymetli bir müessesedir, unutmayın.

umarım içindeki çürükler ayıklanır ve dediğiniz gibi olur, o zaman daha iyi bir ülke olabiliriz..

 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan


umarım içindeki çürükler ayıklanır ve dediğiniz gibi olur, o zaman daha iyi bir ülke olabiliriz..

İnşallah.

Hüküm Allah'ın dır.

Allah rızası için ölüp, Peygamberlerin dahi heves ettiği şehadeti tadmak, birilerinin emanete ihanet etmesi, birilerinin sabır ve tahammül etmesi ve bir sürü diğer haller, hep Allah'ın hükmünde ve dünya imtihanının parçaları aslında.

tabii ki bizler hakikat için ne lazımsa gayretle yapacağız.
 
Üst Alt