İster askerliğinizi isteyerek ve severek can-ı gönülden yapın, isterseniz zorla yapın. Bu vatanın evladı olduğunu bilen, hisseden, kendini bu vatana ait kabul eden her insan bu askerlik mükellefiyeti ile karşı karşıyadır. Askerlik, genel tabiri ile faşistlik değil; kulluktur ! Kime kulluk ? Yüce Rabbül Alemin'e elbette. Çünkü vatan sevgisi imandandır. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav.) vatan sevgisinin iman cüzlerinden bir cüz olduğunu buyuruyor. Saddak, kabul ettik ve iman ile tasdik ettik.
Vijdanı ret akımı yeni yeni başladı. Buda enver aydemir denilen bir vatandaşın (!) söylemleri ve eylemleri neticesinde gündeme gelmiş oldu. Tarafsız bir gözle bakmak istediğim zaman, çok yanlış bir düşünce olduğuna inanıyorum. Güya, en verimli çağında askere gittiği zaman, geri dönüşünde sosyal hayatına intibak sağlamakta zorlanacak, görev yaptığı bölgede herhangi bir çatışma türü bir şey çıkacak olsa ölecek vs...Bu insanın Kur'an'a inandığı ve müslüman olduğu söyleniyor. O zaman ya müslümanlığı yanlış yorumluyor yada takiyye yapıyor. Başka bir seçeneği yoktur bu mantık ile. Çünkü, müslüman bir ülkede yaşıyor ve bilinmelidir ki; müslüman toprağının koruma ve kollama görevi bu topraklar üzerinde yaşayan müslümanlara aittir. Gayrı müslümler bundan şer'an muaftır. Karşılığında diyet vergisini öder ve bu vatan için ne askerliğe gider nede savaş çıktığı zaman savaşa katılır. Kendi arzusu ile katılırsa o ayrı bir konu.
Askeriye içerisinde hiyerarşik yapılanma, edebe aykırı sözler ve davranışlar, namaza karşı olma halleri gibi konular eğer can sıkıcı ve ondan dolayı retçi olunuyorsa, yine bilinmelidir ki, küfür söz ve davranışlar sahibine aittir. Ashabı güzün (r.anhüm ecmain) efendilerimize bakmak lazım. Onlar ne şartlar ve konumda bulunurken dahi görevden kaçmadılar. Günümüzde laik sistem müslümanca askerliğe elverişli olmayabilir ama sizler müslümansanız şayet, o halde siz müslümanlığın gereklerini her ne şart altında olursa olsun yapmak ile mükelefsiniz. Aynı, ama (görme özürlü) kişi ile Peygamber efendimizin (sav.) anneleri arasında geçen olay gibi. Bilindiği üzere annelerimiz ama bir kişi geldiklerinde görme özürlü olmasından dolayı tesettürlerine gereken itinayı göstermemişlerdi. efendimizin ikazına da "Ey Allah'ın Resulu (sav.) karşımızdaki zat ama'dır." gibi bir mazerette bulundular. Resulu Ekrem (sav.) ise, daha da hiddetlenerek "O ama ise, sizler de ama değilsiniz a!" buyurmuştur. Yani, günümüz askeriye sistemi müslümanlığa kör ise, bizler de kör değiliz a!
Askerlik, müslümanlar açısından savaş için hazırlık aşamalarının tatbik edildiği ve adına da Peygamber ocağı denilen yerdir. Müslüman olası her türlü savaş ve saldırılara hazırlıklı olma konusunda Allah (Celle celaluhu) tarafından emir edilerek, bu görev ve sorumluluk farz hükmüne getirilmişir. Bu emir de sadece müslümanım (!) diyenleri muhatap almaktadır.
"Ey iman edenler, sabredin ve sabr yarışında düşmanlarınızı geçin, savaş için hazır ve tetikte bulunun ve Allah'tan korkun ki arzularınıza eresiniz!" Al-i imran: 200