Evet ağzımdan ayetler akıyor ve ayet ile cevap veriyorum sana. Sen; ayetlere yabancı olduğun için tuhaf gelmesi normaldir. Benim putum hiç olmadı, hepsini yedim. O nedenle dokunman sözkonusu değil. Din ve samimi müntesiplerine karşı lügatın değişmediği sürece, sen hep radikal'ce cevaplara maruz kalacaksın. Yani; şamar oğlanı olacaksın. !
Anlaşılan sana bu gune kadar dersını veren olmamış sufi musvetesi bak dinle şimdi
sen önce git taptığın şehine deki sana elkaria dediki sen ne utanmaz bir şeyhsin utanmaz arlanmaz bir olmasaydın seni murşid ilan eden talebelerine saygıyı öğretirdin yalan yalnış söz soylemezlerdi sen talebelerine dini öğretseydin talebelerin ağzından şer akmazdı sen talebelrine kuranı öğretseydin halis olan allahın dinine şirk katarak iman etmezlerdi Sen talebelrine cihadı öğretseydin uzaktan akan suya avuclarını acıp su isteyenlerin misali gibi avanakça istemezlerdi.
Eee ! sen kaşındın, oysa uyarmıştım. İnsan gibi de cevap almıştın. Hala daha kaşınmaya devam ediyorsun, eh bizde de biraz natırlık vardır. Kese de elimizdeyse; günah bizden gitti.
Şimdi söyle bakalım; ayet yazmak için neden utanmam gerekir. Ayet benim, Kur'an benim, hadis dahil hepsi benimdir; yazamam mı ? Ayet yazmak ile arsız olunuyorsa, elhamdülillah ben çok arsızım. Çünkü, yazarsam bir önemli konu, muhakkak dayandırdığım bir ayet vardır ve hiç çekinmem yazarım. Vahhabiden akıl mı alacaktım yani!
TABİ NEDEN UTANASINIZKİ PİRLERİNİZMİ UTANDIDA SIZ UTANASINIZ.SAKIN UTANAMA HA CELALEDDINMI ARABIMI CUPPELİMİ UTANDIDA SEN UTANASIN SEN YOLARINDAN AYRILMA SAKIN EMI .AYETLERIDE KENDI HEVA VE HEVESINE GORE YORUMLA EMI YORUMLARKENDE YAHUDILER GIBI AGZINI EGIP BUKMEYIDE UNUTMA SAKIN.BENIM GIBI VAHHABIYIDE HİÇ DİNLEME ŞİRKİNLE DEBELEN DUR
Ayetler dediğin gibi tam da bizi tarif ediyor inşaallah. Ama tesbit noktan da yanılmışsın. Olsun olsun, sen devam et zamanla öğrenirsin. Biz sufi gönüllüler, toğrağımız için, milletimiz için bir savaş çıktığı zaman, en öne koşturanlar, ilk safda yer alanlar olmak için can atarız. Savaş bittiği zaman da; savaştan dönüş zamanı nefs'e tekrar karşılıksız cihad ilan ederiz. Bu seferde camide en önde, ilk safta yer kapmaya çalışırız. Elhamdülillah. Yani, hem zahiri, hem manevi cihaddan bir adım geri kalmamaya gayret ederiz. Ayet o nedenle bizden bahsediyor. Burada önemli olan nokta şudur ki; layık olabilelim. İnşaallah layık olanlardan oluruz. Sen üzerine alınma, sen vahhabisin zaten alınmazsın.
Ahh ! elkaria ah! yaramın kabuğunu kaldırdın son cümlen ile. Kaç zaman oldu Tekke'ye gidip de mitil atamadım. Şöyle bir imkan olsa da dediğin gibi dergahıma gidip günlerce çıkmadan içine gömülsem. İşte sadece burada doğru bir laf ettin. Ama, değişik anlam vermeye çalıştın, beceremedin.
Olsun, senin gibi vahhabiye çok görmem. Şıh'ın ne ki; sen ne olasın !
bak sizi tarıf eden ayetleri bi yuzunuze gozunuzun içine sokalım anlayabılecekmısınız ama nerde dur sana bir mesele anlatayımda ondan sonra devam edelım
bi çoban ve surusu varmış bu sürünün içinde sadece sıyah bır koyunu varmış çoban hergun bu koyunları suyun başına goturup su içirtirmiş çoban bır gun bakmış sihay koyun suyun başına kadar gelir su içmeden geri donmuş ikinci gün aynı şekilde davranmış üçüncü günde aynı şekilde davranınca çoban alıp koyunu kesmiş bi bakmışki koyunun kafasında beynı yokmuş.işte sizde aynı kahramanımız siyah koyun gibisiniz neden mı
başkasına aklını kiraya veren ya siyah koyun gibi beyınsızdır yada sızın gıbı sofı musvetesıdır ikisi arasında fark varmı desen yok
3. şıkt tekkelerde ahapsola hapsola oksijenden ve gunes ışığından yoksun kaldığınız için beynınız durmuşta olabılır her neyse gelelım sizleri anlatan ayetlere
Onlar, Allahı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rabler edindiler ve Meryem oğlu Mesihi de... Oysa onlar, tek olan bir ilaha ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. Ondan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir." [Tevbe: 31]
6/159- Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
Mekke'deki bir kısım müslümanlar hiçbir geçerli mazeretleri olmadığı halde Medine'ye hicret etmemişlerdi. Bedir savaşı vuku bulunca kafirler onları kendileriyle beraber savaşa çıkmak için zorladılar. Onlar da çıkmamaları halinde kafirler tarafından müslümanlıklarının anlaşılıp öldürüleceklerinden korkarak savaşa çıktılar. iki ordu karşı karşıya gelip savaş başlayınca müslümanlar; hicret etmeyen ve savaşa katılmamaları halinde müslüman oldukları anlaşılacağı için öldürülecekleri korkusuyla istemeyerek savaşa katılan ve müslümanların oklarıyla ölenler hakkında ihtilafa düştüler. Kimisi, onlar kafir olarak öldü, kimisi de müslüman olarak öldü demeye başladı.
Bunun üzerine Allah (c.c) onlar hakkında şu ayetini indirdi:
«Nefislerine zulmedenlerin canlarını aldıkları zaman melekler onlara: «Ne haldeydiniz?» deyince onlar: «Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik» dediler. Melekler de: «Allah'ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya.» dediler. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü dönüş yeridir.» (Nisa: 97)
"Allah yalnız başına anıldığında, âhirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; O'nun berisindeki, ilahlaştırılmış kişilerle birlikte anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler." [ZUMER: 45]
"Allah'a karşı yalan uyduran, yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde: "bana vahyedildi" diyen ve: "Allah'ın indirdiği gibi bir kitap da ben indireceğim" diye iddiada bulunandan daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini ölüm şiddeti içindeyken bir görsen! Melekler onlara ellerini uzatırlar ve:" Ruhunuzu teslim edin. Bugün, Allah'a karşı haksız şeyler söylediğinizden ve O'nun âyetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandıralacaksınız" derler." [Enam: 93]
Maide Suresi 104. Ayet
Bunlara: "Gelin Allah'ın indirdiği hükümlere ve peygambere." denildiği zaman:
"Atalarımızı ( üstadlarımızı, abilerimizi ) üzerinde bulduğumuz şey bize yeter!" derler.
Ya ataları ( üstadları,başbuğları,liderleri,abileri,şeyhleri ) birşey bilmeyen ve doğru yolda bulunmayan kimseler idiyseler de mi?
Gün olur, onları bir araya toplayıp haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: "Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız?" [E'nam: 22 ]
Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik." [E'nam: 23 ]
Bakara 165, 166, 167
165 ) insanlardan öyleleri vardır ki, Allahtan başkalarını ona denk tutarlar ve onları,
tıpkı Allahı sever gibi severler. Müminlerin Allaha olan sevgileri ise çok daha
kuvvetlidir. Keşke o zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi bütün
kuvvetin Allaha ait olduğunu ve Allahın azabının pek şiddetli olduğunu
şimdiden anlaya bilselerdi.
166 ) dünyada iken kendilerine uyulmuş olan büyükler, o zaman, peşlerine takılmış
olanlardan uzaklaşmış ve onları reddetmişlerdir. Artık hepsi birden azabı
görmüş ve aralarındaki bütün bağlar kesilmiştir.
167 ) büyüklerinin peşlerine takılanlar o zaman derler ki: Keşke bir defa daha dünyaya
dönsek de, şimdi onların bizi reddettiği gibi bizde onları reddetsek. İşte Allah
onlara yaptıklarının neticesini böylece pişmanlık üstüne pişmanlık olarak gösterir.
Onlar ateşten asla çıkacak değillerdir.
Bakara 165, 166, 167
165 ) insanlardan öyleleri vardır ki, Allahtan başkalarını ona denk tutarlar ve onları,
tıpkı Allahı sever gibi severler. Müminlerin Allaha olan sevgileri ise çok daha
kuvvetlidir. Keşke o zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi bütün
kuvvetin Allaha ait olduğunu ve Allahın azabının pek şiddetli olduğunu
şimdiden anlaya bilselerdi.
166 ) dünyada iken kendilerine uyulmuş olan büyükler, o zaman, peşlerine takılmış
olanlardan uzaklaşmış ve onları reddetmişlerdir. Artık hepsi birden azabı
görmüş ve aralarındaki bütün bağlar kesilmiştir.
167 ) büyüklerinin peşlerine takılanlar o zaman derler ki: Keşke bir defa daha dünyaya
dönsek de, şimdi onların bizi reddettiği gibi bizde onları reddetsek. İşte Allah
onlara yaptıklarının neticesini böylece pişmanlık üstüne pişmanlık olarak gösterir.
Onlar ateşten asla çıkacak değillerdir.