Kusura bakmayın ama, olayı bu denli acayip bir şekilde ele alacağınızı düşünmemiştim doğrusu..
Her gün güneş doğuyor demem ile kastedilen nokta bellidir.. Evrenin yapısını tartışmıyoruz burada. Bir yerde doğarken, diğer yerde batar. XX şartları altında görünmemesi onu inkar etmem anlamına gelmez.. Evrensel gerçekler vardır. Senin 6 ay güneşi görememen o gerçekleri değiştirmez. Güneş, işte somut.. Dahası? Görünmeyen hiçbir şeye onay verdiğimi söylemedim. Demagoji yapıyorsunuz.. Hatta ve hatta, 1 yaşındaki örneklediğim bebe üzerinden acayip mi acayip bir kıyaslama geliyor.. Ölen bir bebek var. 1 can. Siz bana anne babasından bahsediyorsunuz.. Bebeği hangi konuma sokuyorsunuz o halde? doğmamış bir insan mı?
Aslında olayı acaip şekilde ele almadım. Doğru bir mantık örgüsü ile başladığıma inanıyorum.
Materyalist bir düşünce sahibi olmanız nedeni ile bazen göremediğiniz güneşi yok saymıyorsunuz, ama onu Yaratan'ı yok sayabiliyorsunuz. Ki bu çelişkidir bence! Göremediğiniz halde neden güneşin varlığına inanıyorsunuz ? Doğal olarak cevabınız da "daha önce gördüm de ondan. O neden ile bazen güneşi görmesem de daha önce gördüğüm kanıt benim için yeterlidir ve bu kanıtın devamı olarak o güneşin görünmese de orada var olduğuna inanıyorum" diyebilirsiniz. Bu doğru mantığınıza ben de bir cevap ile ekleme yaparım o zaman "Benim de; Allah'ın varlığına inanma nedenim, bir çok hikmetlerini ve varlığına dair işaretlerini gördüm, kendisini görmesem de; daha önce görmüş olduklarım O'na inanmam için yeterli kanıtı taşıyor" diyebilirim. Bu adil bir paylaşım olur mantık açısından bakınca.
Siz, yazılarınızda "görünmeyen hiç bir şeye onay vermem" demediniz. Sadece yazınızın en başında ateistim dediniz. Ateizm mantığı peşinen görünmeyeni red eder. Ben, bu; "elde var bir" gerçeğini baz alarak o şekilde yazdım. Demogojiyi sevmediğim gibi kendime yapılmasından hoşlanmam, hiç kimseye de yapmamaya çalışırım. Hakkınıza girdimse, affola. Hakkınızı helal edin.
Elbette o 1 yaşındaki bebek canlı bir bireydir. Onun açlıktan ölmesinden önce anne babası, sonra da siz, ben, diğer insanlar herkes insan olması nedeni ile sorumludur. Onun açlıktan ölmesine göz yumuyorsak ahlaki yapımız deforme olmuş demektir. Ama bu sadece insani ve ahlaki bir durumdur. Din'i bu konuda suçlamak haksızlık olur. Çünkü; benim inandığım Allah, aç olan birkişiye yiyecek vermeyin demiyor, bilakis; "açları doyurun, miskinleri (fakir ve garib kişileri) koruyun, gözetin" diyor. Eğer biz bu emr'i yerine getirmiyor ve o çocuğun aç olarak ölmesine göz yumuyorsak, sorun bizdedir. Emr'i veren de değil. Sap ile samanı karıştırmayalım bence.
Komünizm'i bile savundurmuşsunuz bana dolaylı yoldan.. yorumsuz bırakıyorum bu kısmı.
Bilakis, komünizmi ben savundum size. Ulvi bir sistemden aparma olduğunu ama içerisine beşeri katkılar girince aslından uzaklaşıp dikta bir sisteme döndüğünden bahsettim. Ateistlerin hepsi komünal yaşamı savunur, eşitlik hak ve adaletten bahseder. Fakat, komünistlerin istediği bu ilkelerin komünizm sisteminde değil, bizzat şeriat'ın içerisinde gerçek anlamı ile var olduğuna işaret ederek size şeriatı önerdim.
Bilindiği üzere, günümüzün şartları oldukça farklı.. Kafasını kaldırmaya çalışanı eziyorlar. Sadece ve sadece patronların söz söylediği bir düzen.. gün geçtikçe gelir dağılımı daha da arayı aşmıyor mu? zengin zenginleştikçe, fakir daha da batmıyor mu? bunlar olurken, o fakir ve çoğunluğu cahil olan topluluk; tek sahip olduğu şeye, yani dine nasıl namluyu çevirsin ki? dinin mantığı da budur zaten. O fakirleri ayakta tutması, manevi bir güç vermesi. Ve bu cahilliklerin sadece; farklılıklarla, iyi hayat şartlarıyla ve bilinçlenmeyle aşılabileceği su götürmezdir. İşte o zaman, ne dine ihtiyaç kalır, ne de istediği dini savunanı tartışmaya(kendi açımdan). Dünya iyi bir hal aldıktan sonra benim ne derdim olabilir ki din ile? isterseler ineğe tapsınlar, umurumda değil.. İşte olay bu zaten! tüm bu inançlar insanlığın önünü tıkıyor, engelliyor. Çünkü öbür taraf diye birşey var.. Diğer tarafta sonsuz mutluluk varken, bu dünya için neden kafa yorayım? mantığı.. Patronların istediği de bu değil mi zaten? daha da zenginleşmek, fakiri altına alıp susturmak. Bunu en kolay yoldan neyle yapıcak? tabii ki de din ile.. eşitlik adına olası tüm isyanları inançlarınız engellemiyor mu? sadece ve sadece öbür dünyaya göre adımınızı atın.. Bu dünya size göre değil, gelip geçici! işte tam bir bencil mantığın ürünü.. ee, hani tüm insanlar eşitti? yersen...
İnsanlar arasındaki gelir dağılımının uçurumlaşmasını Din'e bağlamış olmanızı da ben anlayamadım. Benim Dinim insanların rızkının 9/10'nun ticarette olduğuna işaret eder. Hiç kimseye oturda kaderine razı ol demez, hatta boş oturanı eleştirir ve kınar. Ticaret de akıl işidir. Her insan ticarette başarılı olacak diye bir kaide de yoktur. Aklımızı kullanabiliyorsak bu sizin içinde geçerli, benim için de, herkes içinde.
İnsanların Dini yaşantıda özellikle eğitimsiz bırakılmak istenmesi ile köleliği çağrıştırdığından dem vurmuşsunuz ve eğitim olmadığı sürece bunun din baronlarının işine geleceği yönünde fikir belirtmişsiniz. Tesbitiniz çok güzel olmakla beraber sonuç bölümünde vardığınız nokta çok büyük bir yanılgı! derim. Çünkü benim Din'im'in bana ilk emr'i "OKU" olmuştur. Yani eğitim! Yani alacağın eğitim ile aklını da kullanarak kendini kurtar, demek istemiştir. Din'i kullanarak sana efendilik yapmak isteyenlerin hevesini kursağında bırak, demiştir. O halde bizde bu emr'e kulak vereceğiz ve eğitimimizi aklımız ile değerlendirerek kölelik düzenine baş kaldıracağız. Ama önce kendimizi kurtaracağız. Çünkü, her insan önce kendinden sorumludur. Kendini kurtarmayan bir kişi başka bir insan için ne yapabilir ki ? Kendini kurtarıncaya kadar ben demesi elbette bu açıdan bakılınca mantıklı ve olması gerekendir. Kendinize kurtardıktan sonra "biz" demek, işte o her babayiğitin harcı değildir, gerçek anlamda İslami yaşantı içerisinde olan insanlar "ben" olgusundan sıyrılıp "biz" aşamasına geçebilir. Oysa, sosyalist ve eşitlik ilkeleri ile büyümüş o uğurda yıllarca kavgalar vermiş insanlara bakıyorsunuz, kapitalizm ile tanıştıktan sonra, eğer bir de ticaret yapıyorsa; yıllarca kullandığı "biz" kelimesini kaldırıp bir kenara atıyor "ben" merkezli bir anlayış ile etrafına saldırmaya başlıyor. Bu ne yaman çelişki anne diyesi geliyor insanın!
İnek olayına gelince; Zaten ineğe tapan bir insan, en baştan çuvallamıştır. Sebebi de aklını ve mantığı kullanmaması, kendisi için yaratılan bir canlıyı tanrı gibi görmesi onun ahmaklığından başka bir şey değildir. İslamiyet öncesi yaşayan araplar da aynı ahmaklığı yaptığı için (bildiğiniz üzere undan hamurdan tanrı yaparlarmış, ona taparlar bu bizim tanrımız derlermiş, karınları acıkınca da oturur o tanrıları yerlermiş
) İslam Din'i o insanları uyarmak için gelmiştir. Hani Din afyon olarak insanları uyutmak için ortaya konulmuştu. Geliş amacı hiç de öyle olmadığını, bilakis uyandırmak için üzerindeki afyonları darmadağın etmek için geldiğini ortaya koyuyor. Hatta uygulanış şekli ile insanları uyarıyor, tetikliyor. Görmek gerekir, okumak gerekir, aklı süzgecinde yeniden değerlendirmek gerekir.
İnsanlar eşittir. İnsan hakları evrensel beyannamesinden 1.400 yıl önce bu Din bu gerçeği ilan etmiştir. Arabın arap olmayana, beyaz ırkın sarı ırka bir üstünlüğü olmadığına inanmamızı ve öyle kabullenmemizi istemiştir. Daha düne kadar batı dediğimiz toplumlar, köleliği kaldırmamak için iç savaşlar verirken, İslam Din'i insanları özgürleştirme adına savaşlar veriyordu. İnceleyin tekrar bakın bu mantık ile göreceğinize eminim.
Elbette sadece fakir ve cahiller değildir dinini savunan. Aksine, sizin gibi, ateist olduğunu söyleyen birisiyle tartışacak kadar hoşgörülü ve donanımlı olduğunu sandığım(izlenimim o yönde) insanlar da var. Tabii Netten bahsediyorum, yüz yüze ne olur bilinmez. =)
Nezaketin için teşekkür ederim. Hak etmediğim bir iltifat olarak kabul ettim. Yüzyüze olsak daha harika olurdu diye düşünüyorum. Çünkü ben yazarken siz yoksunuz, yada siz yazarken o an ben burada olmuyorum dolayısı ile heyecan ve dikkat dağılmasını karşılıklı yaşıyoruz.
Ayrıca, ilk sayfada bir film önermiştim. Online olarak video.google.com/videoplay?docid=-7820609461033241987
bu linkten izleyebilirsiniz. İzledikten sonra görüşlerinizin ne olacağını inanın çok merak ediyorum. Konusu hoşunuza gitmese de, lütfen bu filmi izleyin.. en azından izlemeyi deneyin.
Fırsat bulduğum zaman izlemek isterim. Özellikle de fırsat bulmak için uğraşacağım. İlginç konular her zaman ilgimi çekmiştir.
Madem siz bana güzel bir film tavsiye ettiniz, ben de size güzel bir tavsiyede bulunayım: Elinize Türkçe açıklamalı bir Kur'an alın, daha önce almış olsanız dahi, şu yeni başlayan samimiyetimizin hatırına yeniden elinize alın ve önyargısız bir göz ile incelemeye çalışın. Özellikle de "Enbiya" suresini tavsiye ederim. Kendinizden bir şeyler bulacağınıza inanıyorum.
Din'in tapınmak için değil, insani vasıflar ile yaşamak için "ahlak" sahibi olmamız için gönderildiğini hissedecek yapıda olduğunuza inanıyorum.