Muhamed Dolaku
New member
- Katılım
- 2 Tem 2011
- Mesajlar
- 5,395
- Tepkime puanı
- 158
- Puanları
- 0
- Yaş
- 78
383. Ebû İdris el-Havlânî rahımehullahdan şöyle dediği nakledilmiştir:
Dımaşk mescidine girmiştim. Bir de ne göreyim, güleç yüzlü bir delikanlı ve başına toplanmış bir grup insan. Bunlar bir konuda görüş ayrılığına düştüler mi hemen o delikanlıya başvuruyor ve fikrini kabulleniyorlardı. Bu gencin kim olduğunu sordum. Bu Muâz İbni Cebel radıyallahu anhtır dediler.
Ertesi gün erkenden mescide koştum. Baktım ki o genç benden evvel gelmiş namaz kılıyor. Namazını bitirinceye kadar bekledim sonra önüne geçerek selâm verdim ve:
- Allaha yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedim.
- Allah için mi seviyorsun? dedi.
- Evet Allah için, dedim. O yine:
- (Gerçekten )Allah için mi seviyorsun? dedi. Ben de:
- Evet,( gerçekten) Allah için seviyorum, dedim.
Bunun üzerine elbisemden tutarak beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi.
- Kutlarım seni. Zira ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken dinledim:
Allah Teâlâ, Sırf benim için birbirini seven, benim rızâm için toplanan, benim rızâm uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızâm için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hakederler buyurmuştur.
Muvatta, Şar 16
Ebû İdrîs el-Havlânî
Adı Âiz İbni Abdullah olan Ebû İdrîs, Huneyn Savaşı günlerinde doğmuş olup büyük tâbiîlerdendir. İmam Zührî kendisinden hadis rivâyet etmiştir. Rivayetleri Kütüb-i Sittede yer almıştır. Ebüd-Derdâ hazretlerinden sonra Şam yöresinin âlimi olarak tanınmıştır. Şam kadılığı yapmıştır. Hicrî 80 yılında vefat etmiştir. Allah ona rahmet eylesin.
Açıklamalar
Hz. Peygamberin vâli, Kuran muallimi ve komutan olarak görevlendirdiği büyük sahâbî Muâz İbni Cebeli Dımaşk mescidinde, halkın rağbet halkası içinde gören ve tanıyan Ebû İdrîsin duyduğu heyecan ve ona bir an önce kavuşmak, sevgisini ve saygısını sunmak için gösterdiği tatlı telaş ne kadar hoş değil mi? Ne demişler: Altının kıymetini sarraf bilir.
Bu büyük tâbiî, yakaladığı büyük fırsatın heyecanı ile mescide erkenden koşmuş, fakat sevdiği büyük sahâbînin kendisinden daha erken davranıp önceden geldiğini ve nâfile namaz kılmakta olduğunu görmüştür. Ona duyduğu saygıdan ötürü bir köşeye çekilerek namazını bitirmesini beklemiş ve sonra yine son derece edepli davranarak tam önüne geçmiş ve selâm verdikten sonra Ben seni seviyorum diye sevgisini arzetmiştir. Hz. Muâzın Allah için mi seviyorsun? diye tekrar tekrar sorması, sevgideki kalitenin ne olması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Ebû İdrîsteki sevgisinin, beklenen kaliteye sahip olduğunu tesbit edince de, ona büyük müjdeyi vermiştir. Allah için beslenen sevginin karşılığı, Allah tarafından sevilmektir.
Bu sonucu, Hz. Peygamber, açıklamakta olduğumuz hadîs-i kudsî ile bildirmiştir. Demektir ki Allah rızâsına yönelik her duygu ve yapılan her iş, Allahın sevgisini kazanmakla sonuçlanmaktadır. Bu büyük bir mutluluktur. O halde müminler, sevgilerinde ve işlerinde Allah için olma özelliğini yakalamaya bakmalıdırlar.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Sevdiği insana Ben seni seviyorum diye sevgisini bildirmek sünnettir.
2. Allah için birilerini sevmenin ve ilişkilerini bu uğurda geliştirmenin mükâfatı, Allahın sevgisini kazanmaktır.
3. Beşerî ilişkilerde ahlâkî kurallara uymak, olgunluktan kaynaklanır.
Dımaşk mescidine girmiştim. Bir de ne göreyim, güleç yüzlü bir delikanlı ve başına toplanmış bir grup insan. Bunlar bir konuda görüş ayrılığına düştüler mi hemen o delikanlıya başvuruyor ve fikrini kabulleniyorlardı. Bu gencin kim olduğunu sordum. Bu Muâz İbni Cebel radıyallahu anhtır dediler.
Ertesi gün erkenden mescide koştum. Baktım ki o genç benden evvel gelmiş namaz kılıyor. Namazını bitirinceye kadar bekledim sonra önüne geçerek selâm verdim ve:
- Allaha yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedim.
- Allah için mi seviyorsun? dedi.
- Evet Allah için, dedim. O yine:
- (Gerçekten )Allah için mi seviyorsun? dedi. Ben de:
- Evet,( gerçekten) Allah için seviyorum, dedim.
Bunun üzerine elbisemden tutarak beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi.
- Kutlarım seni. Zira ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken dinledim:
Allah Teâlâ, Sırf benim için birbirini seven, benim rızâm için toplanan, benim rızâm uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızâm için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hakederler buyurmuştur.
Muvatta, Şar 16
Ebû İdrîs el-Havlânî
Adı Âiz İbni Abdullah olan Ebû İdrîs, Huneyn Savaşı günlerinde doğmuş olup büyük tâbiîlerdendir. İmam Zührî kendisinden hadis rivâyet etmiştir. Rivayetleri Kütüb-i Sittede yer almıştır. Ebüd-Derdâ hazretlerinden sonra Şam yöresinin âlimi olarak tanınmıştır. Şam kadılığı yapmıştır. Hicrî 80 yılında vefat etmiştir. Allah ona rahmet eylesin.
Açıklamalar
Hz. Peygamberin vâli, Kuran muallimi ve komutan olarak görevlendirdiği büyük sahâbî Muâz İbni Cebeli Dımaşk mescidinde, halkın rağbet halkası içinde gören ve tanıyan Ebû İdrîsin duyduğu heyecan ve ona bir an önce kavuşmak, sevgisini ve saygısını sunmak için gösterdiği tatlı telaş ne kadar hoş değil mi? Ne demişler: Altının kıymetini sarraf bilir.
Bu büyük tâbiî, yakaladığı büyük fırsatın heyecanı ile mescide erkenden koşmuş, fakat sevdiği büyük sahâbînin kendisinden daha erken davranıp önceden geldiğini ve nâfile namaz kılmakta olduğunu görmüştür. Ona duyduğu saygıdan ötürü bir köşeye çekilerek namazını bitirmesini beklemiş ve sonra yine son derece edepli davranarak tam önüne geçmiş ve selâm verdikten sonra Ben seni seviyorum diye sevgisini arzetmiştir. Hz. Muâzın Allah için mi seviyorsun? diye tekrar tekrar sorması, sevgideki kalitenin ne olması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Ebû İdrîsteki sevgisinin, beklenen kaliteye sahip olduğunu tesbit edince de, ona büyük müjdeyi vermiştir. Allah için beslenen sevginin karşılığı, Allah tarafından sevilmektir.
Bu sonucu, Hz. Peygamber, açıklamakta olduğumuz hadîs-i kudsî ile bildirmiştir. Demektir ki Allah rızâsına yönelik her duygu ve yapılan her iş, Allahın sevgisini kazanmakla sonuçlanmaktadır. Bu büyük bir mutluluktur. O halde müminler, sevgilerinde ve işlerinde Allah için olma özelliğini yakalamaya bakmalıdırlar.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Sevdiği insana Ben seni seviyorum diye sevgisini bildirmek sünnettir.
2. Allah için birilerini sevmenin ve ilişkilerini bu uğurda geliştirmenin mükâfatı, Allahın sevgisini kazanmaktır.
3. Beşerî ilişkilerde ahlâkî kurallara uymak, olgunluktan kaynaklanır.