Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen [size=14pt]nebiyyune[/size] mir rabbihim la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun (bakara 136)
manası
Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa'ya verilen ile bütün diğer [size=14pt]nebilere indirilene [/size] iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz." (bakara 136)
Kanen nasü ümmetev vahıdeten fe beasellahün [size=14pt]nebiyyıne [/size] mübessirıne ve münzirıne ve enzele mealhümül kitabe bil hakkı li yahküme beynen nasi fımahtelefu fıh ve mahtelefe fıhi illellezıne utuhü mim ba'di ma caethümül beyyinatü bagyem beynehüm fe hedellahüllezıne amenu limahtelefu fıhi minel hakkı bi iznih* vallahü yehdı mey yesaü ila sıratım müstekıym (bakara 213)
İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak [size=14pt]nebiler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. [/size] Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini doğru yola iletir. (bakara 213)
Ve iz ehazellahü mısakan [size=14pt]nebiyyıne [/size] lema ateytüküm min kitabiv ve hıkmetin sümme caeküm [size=12pt]rasulüm [/size] müsaddikul lima meaküm le tü'minünne bihı ve le tensurunneh kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı kalu akrarna kale feshedu ve ene meaküm mines sahidın (ali imran 81)
Hani, Allah [size=14pt]nebilerden[/size], "Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan[size=12pt] resuller [/size] geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik" demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti. (ali imran 81)
Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven [size=14pt]nebiyyune [/size] mir rabbihim la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun (ali imran 84)
De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve [size=14pt]nebilerinden gelenin[/size] Rablerinden verildiğine inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız." (ali imran 84)
Ve ma erselna mir [size=12pt]rasulin[/size] illa li yütaa bi iznillah ve lev ennehüm iz zalemu enfüsehüm cauke festagferullahe vestagfera lehümür [size=12pt]rasulü [/size] le vecedüllahe tevvaber rahıyma (nisa 64)
Biz her resulleri sırf, Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve [size=12pt]resullerde [/size] onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı. (nisa 64)
Vellezıne amenu billahi ve [size=12pt]rusülihı[/size] ve lem yüferriku beyne ehadim minhüm ülaike sevfe yü'tıhim ücurahüm ve kanellahü gafurar rahıyam (nisa 152)
Allah'a ve [size=12pt]resullerine[/size] iman edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükafatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (nisa 152)
Ve kavlihim inna katelnel mesıha ıysebne meryeme [size=12pt]rasulellah [/size] ve ma kateluhü ve ma salebuhü ve lakin sübbihe lehüm ve innellezınahtelefu fıhi le fı sekkim minh ma lehüm bihı min ılmin illettibaaz zann ve ma kateluhü yekıyna (nisa 157)
Bir de inkarlarından ve Meryem'e büyük bir iftira atmalarından ve "Biz Allah'ın resulü Meryemoğlu İsa Mesih'i öldürdük" demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. (nisa 157)
inna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhıv ven [size=16pt]nebiyyıne[/size] mim ba'dih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura (nisa 163)
Biz Nûh'a ve ondan sonra gelen [size=16pt]nebilerine vahyettiğimiz gibi[/size], sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik. (nisa 163)
Ve lev kanu yü'minune billahi vne [size=16pt]nebiyyi[/size] ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyae ve lakinne kesıram minhüm fasikun (maide 81)
Eğer Allah'a, [size=16pt]nebilerine [/size] ve ona indirilenlere inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir. (maide 81)
Ma aler [size=12pt]rasuli [/size] illel belag vallahü ya7lemü ma tübdune ve ma tektümun (maide 99)
[size=14pt]Resullerin üzerine düşen ancak tebliğdir[/size]. Allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir. (maide 99)
Kale ya kavmi leyse bı sefahetüv ve lakinnı [size=12pt]rasulüm [/size] mir rabbil alemın (araf 67)
Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir [size=12pt]resulüm[/size]." (araf 67)
Menihteda fe innema yehtedı li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve la teziru vaziratüv vizra uhra ve ma künna müazzibıne hatt neb'ase[size=12pt] rasula[/size] (isra 15)
Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Biz, bir [size=12pt]resul göndermedikçe [/size] azap edici değiliz(isra 15)
Vezkür fil kitabi ibrahım innehu kane sıddıkan[size=14pt] nebiyya[/size] (meryem 41)
Kitapta İbrahim'i de an. Gerçekten o, son derece sadık bir [size=14pt]nebi idi.[/size] (meryem 41)
Ve iza düu ilellahi ve [size=12pt]rasulihı [/size] li yahküme beynehüm iza ferıküm minhüm mu'ridun (nur 48)
Aralarında hüküm vermesi için Allah'a (Kur'an'a) ve [size=12pt]resuluna[/size] çağırıldıkları zaman, bir de bakarsın ki içlerinden bir grup yüz çevirmektedir. (nur 48)
Ve kaler [size=12pt]rasulü[/size] ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kur'ane mehcura (furkan 30)
[size=12pt]Resul[/size], "Ey Rabbim! Kavmim şu Kur'an'ı terkedilmiş bir şey haline getirdi" dedi. (furkan 30)
Ve ma kane rabbüke mühlikel kura hatta yeb'ase fı ümmiha [size=12pt]rasuley [/size] yetlu aleyhim ayatina ve ma künna mühlikil kura illa ve ehlüha zalimun (kasas 59)
Rabbin, ülkelerin merkezî yerlerine, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir [size=12pt]resul [/size] göndermedikçe memleketleri helak edici değildir. Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helak etmeyiz. (kasas 59)
ayetlerdende anlaşılacağı üzere indirilmiş bir kitap bulunan her resul bir nebidir. nebiler uyarıcı, müjdeleyici ve kitap sahibi. resuller ise kitap gönderilmemiş fakat nebileri(kitap gönderilenleri) doğrulayan özellikler verilmiştir. bütün peygamberler Allah(c.c.) ın resulüdür. bu resullerin içinde kitap gönderilmiş olan(nebiler) resullerde vardır. selam ile..
manası
Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa'ya verilen ile bütün diğer [size=14pt]nebilere indirilene [/size] iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz." (bakara 136)
Kanen nasü ümmetev vahıdeten fe beasellahün [size=14pt]nebiyyıne [/size] mübessirıne ve münzirıne ve enzele mealhümül kitabe bil hakkı li yahküme beynen nasi fımahtelefu fıh ve mahtelefe fıhi illellezıne utuhü mim ba'di ma caethümül beyyinatü bagyem beynehüm fe hedellahüllezıne amenu limahtelefu fıhi minel hakkı bi iznih* vallahü yehdı mey yesaü ila sıratım müstekıym (bakara 213)
İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak [size=14pt]nebiler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. [/size] Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini doğru yola iletir. (bakara 213)
Ve iz ehazellahü mısakan [size=14pt]nebiyyıne [/size] lema ateytüküm min kitabiv ve hıkmetin sümme caeküm [size=12pt]rasulüm [/size] müsaddikul lima meaküm le tü'minünne bihı ve le tensurunneh kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı kalu akrarna kale feshedu ve ene meaküm mines sahidın (ali imran 81)
Hani, Allah [size=14pt]nebilerden[/size], "Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan[size=12pt] resuller [/size] geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik" demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti. (ali imran 81)
Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven [size=14pt]nebiyyune [/size] mir rabbihim la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun (ali imran 84)
De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve [size=14pt]nebilerinden gelenin[/size] Rablerinden verildiğine inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız." (ali imran 84)
Ve ma erselna mir [size=12pt]rasulin[/size] illa li yütaa bi iznillah ve lev ennehüm iz zalemu enfüsehüm cauke festagferullahe vestagfera lehümür [size=12pt]rasulü [/size] le vecedüllahe tevvaber rahıyma (nisa 64)
Biz her resulleri sırf, Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve [size=12pt]resullerde [/size] onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı. (nisa 64)
Vellezıne amenu billahi ve [size=12pt]rusülihı[/size] ve lem yüferriku beyne ehadim minhüm ülaike sevfe yü'tıhim ücurahüm ve kanellahü gafurar rahıyam (nisa 152)
Allah'a ve [size=12pt]resullerine[/size] iman edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükafatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (nisa 152)
Ve kavlihim inna katelnel mesıha ıysebne meryeme [size=12pt]rasulellah [/size] ve ma kateluhü ve ma salebuhü ve lakin sübbihe lehüm ve innellezınahtelefu fıhi le fı sekkim minh ma lehüm bihı min ılmin illettibaaz zann ve ma kateluhü yekıyna (nisa 157)
Bir de inkarlarından ve Meryem'e büyük bir iftira atmalarından ve "Biz Allah'ın resulü Meryemoğlu İsa Mesih'i öldürdük" demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. (nisa 157)
inna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhıv ven [size=16pt]nebiyyıne[/size] mim ba'dih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura (nisa 163)
Biz Nûh'a ve ondan sonra gelen [size=16pt]nebilerine vahyettiğimiz gibi[/size], sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik. (nisa 163)
Ve lev kanu yü'minune billahi vne [size=16pt]nebiyyi[/size] ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyae ve lakinne kesıram minhüm fasikun (maide 81)
Eğer Allah'a, [size=16pt]nebilerine [/size] ve ona indirilenlere inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir. (maide 81)
Ma aler [size=12pt]rasuli [/size] illel belag vallahü ya7lemü ma tübdune ve ma tektümun (maide 99)
[size=14pt]Resullerin üzerine düşen ancak tebliğdir[/size]. Allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir. (maide 99)
Kale ya kavmi leyse bı sefahetüv ve lakinnı [size=12pt]rasulüm [/size] mir rabbil alemın (araf 67)
Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir [size=12pt]resulüm[/size]." (araf 67)
Menihteda fe innema yehtedı li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve la teziru vaziratüv vizra uhra ve ma künna müazzibıne hatt neb'ase[size=12pt] rasula[/size] (isra 15)
Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Biz, bir [size=12pt]resul göndermedikçe [/size] azap edici değiliz(isra 15)
Vezkür fil kitabi ibrahım innehu kane sıddıkan[size=14pt] nebiyya[/size] (meryem 41)
Kitapta İbrahim'i de an. Gerçekten o, son derece sadık bir [size=14pt]nebi idi.[/size] (meryem 41)
Ve iza düu ilellahi ve [size=12pt]rasulihı [/size] li yahküme beynehüm iza ferıküm minhüm mu'ridun (nur 48)
Aralarında hüküm vermesi için Allah'a (Kur'an'a) ve [size=12pt]resuluna[/size] çağırıldıkları zaman, bir de bakarsın ki içlerinden bir grup yüz çevirmektedir. (nur 48)
Ve kaler [size=12pt]rasulü[/size] ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kur'ane mehcura (furkan 30)
[size=12pt]Resul[/size], "Ey Rabbim! Kavmim şu Kur'an'ı terkedilmiş bir şey haline getirdi" dedi. (furkan 30)
Ve ma kane rabbüke mühlikel kura hatta yeb'ase fı ümmiha [size=12pt]rasuley [/size] yetlu aleyhim ayatina ve ma künna mühlikil kura illa ve ehlüha zalimun (kasas 59)
Rabbin, ülkelerin merkezî yerlerine, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir [size=12pt]resul [/size] göndermedikçe memleketleri helak edici değildir. Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helak etmeyiz. (kasas 59)
ayetlerdende anlaşılacağı üzere indirilmiş bir kitap bulunan her resul bir nebidir. nebiler uyarıcı, müjdeleyici ve kitap sahibi. resuller ise kitap gönderilmemiş fakat nebileri(kitap gönderilenleri) doğrulayan özellikler verilmiştir. bütün peygamberler Allah(c.c.) ın resulüdür. bu resullerin içinde kitap gönderilmiş olan(nebiler) resullerde vardır. selam ile..