TELEGRAM DOSYASI VE "ÖZEL BÜRO" HAKKINDA -Sinami Orhan-
FURKAN'da bu sayıdan itibaren ülkemizde vahşice tatbik edilmesine rağmen basın ve televizyonda "uyumlu bir suskunluk" ile karşılanan MIND CONTROL-ZİHİN KONTROLÜ veya TELEGRAM diye bilinen mevzuya dair bilgileri neşretmeye başlayacağız. TELEGRAM'ı kendilerine -beyanlarına göre- "Salih beye yapılanları okuduktan sonra" mesele edinen ve bu konuda devletteki ilgili makamlara da raporlar sunan, ülkemizdeki ve dünyadaki TELEGRAM'la alakalı bilgileri devamlı takip ederek büyük bir arşive ve tabiî ki donanıma sahip olan ÖZEL BÜRO-DSS (Digi Securty Servic) isimli "yapı" ile yaptığımız görüşmeler neticesinde sayfalarımızda ÖZEL BÜRO'nun "arşiv"inin yayınlanmasının insanımızın bilgilendirilmesi ve belli yerlerin harekete geçirilmesi açısından faydalı olacağına inandık.
ÖZEL BÜRO sorumluları ile yaptığımız görüşmelerde, kendileri, bu MIND CONTROL metodunun İNSANLIK DÜŞMANI BİR İŞKENCE METODU olduğunu söylemekle kalmadılar, "milli güvenlik açısından çok büyük bir tehlike" olduğunu da söylediler ki haklılar.
TBMM'deki milletvekilleri ile görüşmelerde bulunan, bu metodun tehlikelerini anlatmaya çalışan grub, "reklamlardaki zihin kontrolü" ile alakalı olarak bir kanun çıkartmaya muvaffak olmuştur; bu meşhur "25. kare" olarak bilinen hususdur. Bunun dışında ÖZEL BÜRO sorumluları, "Emniyetin bu hususda çok cahil olduğunu, ismini bile bilmediklerini" de ilave etmişlerdir; keza yaptığımız toplantıya da "Gayrettepe'den" çıkarak gelmişlerdir.
Bu mesele hakkında yıllardır yapıp ettiklerine şahit olduğumuz ÖZEL BÜRO, bir takım "şüpheli yerlere" dair bilgiler de vermişler, oralara yaptıkları "sızma" faaliyetlerinden bahsetmişler ve biz de bunları "not" olarak almışızdır. BİLİNE!..
Kendileriyle yaptığımız toplantıdan edindiğimiz izlenim, bu "yapı"nın, TELEGRAM denilen işkence metodunun, insanı robotlaştırmaya teşebbüsünün ve buradaki temsilcilerinin TEK TEK peşlerine düştükleri, bunlardan hesap sorulacak kadar bilgi topladıklarıdır. Sorumlu arkadaşlar, "BU İŞİ BİTİRENE KADAR" bu vahşi metodun peşinde olduklarının herkesçe bilinmesini de istemektedirler.
TELEGRAM'ın hem tek tek insanımız için hem de "milli güvenlik" için bu derece tehlikeli olduğu ortadayken gündeme gelmemesinin arkasındaki sebeb, hem mesele açısından "yetkililerin" cahilliği hem de bu iş gündeme geldiğinde, bunun REMZ SEMBOLÜ olarak İbda Kurucusu SALİH MİRZABEYOĞLU'nun isminin çıkacağı korkusudur! Bu korku yenilecektir inşaallah ve bu işin içyüzü ortaya çıkacaktır.
TELEGRAM, ABD mahreçli bir faaliyet, bu sayıda bu "cihaz"ın patent başvurularından birini yayınlıyor ve kısaca teknik bilgi vermeye başlıyoruz. ABD'de bu işi yapan NSA; onun buradaki eşit kurumu ise MİT... Doğrulanmayan bilgiye göre bu "cihaz" MİT'e verilmiştir. Doğrulanmamasının sebebi, bu "cihazın" ülkemize hiç kullanılmamak üzere sokulmasının dahi mevcut Anayasa'ya (vatandaşlarının akıl sağlığını koruma mükellefiyeti) aykırı olması... İleriki makalelerimizde bu hususda da gerekli materyalleri, dost ÖZEL BÜRO "arşivi"nden neşredeceğiz.
Son söz: Bu işin başındaki insanlık düşmanı ve VATAN HAİNLERİ, Koç'lar, Dalan'lar, Tarhan'lar bilmeli bütün içyüzleriyle GERÇEK HUKUKUN karşısına dikileceğiniz günler yakındır; “****omanyak", "grand master" ve de "ulusalcı" Dr. Ümit Sayın'ın "hali" sizlerin aklınıza başınıza almanız için bir "uyarı" olarak önünüzde durmakta... ÖZEL BÜRO elemanları ve BİZ, peşinizdeyiz; bitirmeye de -Bolu'daki İbda Kurucusu'na tatbik edilen işkencenin ateşiyle- KARARLIYIZ!
FURKAN'da bu sayıdan itibaren ülkemizde vahşice tatbik edilmesine rağmen basın ve televizyonda "uyumlu bir suskunluk" ile karşılanan MIND CONTROL-ZİHİN KONTROLÜ veya TELEGRAM diye bilinen mevzuya dair bilgileri neşretmeye başlayacağız. TELEGRAM'ı kendilerine -beyanlarına göre- "Salih beye yapılanları okuduktan sonra" mesele edinen ve bu konuda devletteki ilgili makamlara da raporlar sunan, ülkemizdeki ve dünyadaki TELEGRAM'la alakalı bilgileri devamlı takip ederek büyük bir arşive ve tabiî ki donanıma sahip olan ÖZEL BÜRO-DSS (Digi Securty Servic) isimli "yapı" ile yaptığımız görüşmeler neticesinde sayfalarımızda ÖZEL BÜRO'nun "arşiv"inin yayınlanmasının insanımızın bilgilendirilmesi ve belli yerlerin harekete geçirilmesi açısından faydalı olacağına inandık.
ÖZEL BÜRO sorumluları ile yaptığımız görüşmelerde, kendileri, bu MIND CONTROL metodunun İNSANLIK DÜŞMANI BİR İŞKENCE METODU olduğunu söylemekle kalmadılar, "milli güvenlik açısından çok büyük bir tehlike" olduğunu da söylediler ki haklılar.
TBMM'deki milletvekilleri ile görüşmelerde bulunan, bu metodun tehlikelerini anlatmaya çalışan grub, "reklamlardaki zihin kontrolü" ile alakalı olarak bir kanun çıkartmaya muvaffak olmuştur; bu meşhur "25. kare" olarak bilinen hususdur. Bunun dışında ÖZEL BÜRO sorumluları, "Emniyetin bu hususda çok cahil olduğunu, ismini bile bilmediklerini" de ilave etmişlerdir; keza yaptığımız toplantıya da "Gayrettepe'den" çıkarak gelmişlerdir.
Bu mesele hakkında yıllardır yapıp ettiklerine şahit olduğumuz ÖZEL BÜRO, bir takım "şüpheli yerlere" dair bilgiler de vermişler, oralara yaptıkları "sızma" faaliyetlerinden bahsetmişler ve biz de bunları "not" olarak almışızdır. BİLİNE!..
Kendileriyle yaptığımız toplantıdan edindiğimiz izlenim, bu "yapı"nın, TELEGRAM denilen işkence metodunun, insanı robotlaştırmaya teşebbüsünün ve buradaki temsilcilerinin TEK TEK peşlerine düştükleri, bunlardan hesap sorulacak kadar bilgi topladıklarıdır. Sorumlu arkadaşlar, "BU İŞİ BİTİRENE KADAR" bu vahşi metodun peşinde olduklarının herkesçe bilinmesini de istemektedirler.
TELEGRAM'ın hem tek tek insanımız için hem de "milli güvenlik" için bu derece tehlikeli olduğu ortadayken gündeme gelmemesinin arkasındaki sebeb, hem mesele açısından "yetkililerin" cahilliği hem de bu iş gündeme geldiğinde, bunun REMZ SEMBOLÜ olarak İbda Kurucusu SALİH MİRZABEYOĞLU'nun isminin çıkacağı korkusudur! Bu korku yenilecektir inşaallah ve bu işin içyüzü ortaya çıkacaktır.
TELEGRAM, ABD mahreçli bir faaliyet, bu sayıda bu "cihaz"ın patent başvurularından birini yayınlıyor ve kısaca teknik bilgi vermeye başlıyoruz. ABD'de bu işi yapan NSA; onun buradaki eşit kurumu ise MİT... Doğrulanmayan bilgiye göre bu "cihaz" MİT'e verilmiştir. Doğrulanmamasının sebebi, bu "cihazın" ülkemize hiç kullanılmamak üzere sokulmasının dahi mevcut Anayasa'ya (vatandaşlarının akıl sağlığını koruma mükellefiyeti) aykırı olması... İleriki makalelerimizde bu hususda da gerekli materyalleri, dost ÖZEL BÜRO "arşivi"nden neşredeceğiz.
Son söz: Bu işin başındaki insanlık düşmanı ve VATAN HAİNLERİ, Koç'lar, Dalan'lar, Tarhan'lar bilmeli bütün içyüzleriyle GERÇEK HUKUKUN karşısına dikileceğiniz günler yakındır; “****omanyak", "grand master" ve de "ulusalcı" Dr. Ümit Sayın'ın "hali" sizlerin aklınıza başınıza almanız için bir "uyarı" olarak önünüzde durmakta... ÖZEL BÜRO elemanları ve BİZ, peşinizdeyiz; bitirmeye de -Bolu'daki İbda Kurucusu'na tatbik edilen işkencenin ateşiyle- KARARLIYIZ!