Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman İnsan Laik Devlet Yönetimini Desteklermi

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
vereceğiniz örnekleri biliyorum sayın bekir, hırsızların elinin kesilmesiyle ya da kısasla ilgili ayetleri vereceksiniz. fakat Allah'ın vermiş olduğu akıl ve mantığı kullanarak, bu ayetlerin amacını anlamanız zor olmayacaktır. bunların amacı, kötülüğü yapan kişinin aklını başına getirmek ve bu kişilere karşı aşırı öfke ve cinayetin önüne geçmektir, dolayısı ile huzur ve düzen sağlamaya yöneliktir. o günün şartlarına bakıldığında bu düzeni sağlayacak bir yapı yoktur, bu yüzden bu ayetlerle düzen sağlanmıştır.

laik bir ülkedeki kanunlar da aynı işlevi görür, hırsızlık yapan hapse atılır ve cezasını çeker, adam öldüren müebbet hapis cezası alır(ki ölümden daha kötü bir cezadır),bazı ülkelerde zaten idam cezası vardır. yani suçluların cezası, dolayısı ile mağdurun huzuru ve toplumun düzeni,yani Kuran ayetlerinin amacı zaten sağlanmış olur. hani bana bahsettiğiniz ''hikmet'' meselesi var ya, işte o tam olarak bu oluyor bence, aynı zamanda çelişmemiş oluyorsunuz.

ben de size birkaç ayet belirteyim madem,

''Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı/duayı yerine getirirler. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûradır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.''
42 - Şura Suresi


''Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah`tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.''
5 - Maide Suresi


''Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.''
60 - Mümtehine Suresi


''Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. Doğru bilgiye dayalı eriş, bozuk bilgiye dayalı sapıştan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah`a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir.''
2 - Bakara Suresi
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sayın old_preacher

sizde hikmetin yanında bir feraset var. Leb demeden leblebiyi anlıyorsunuz. Yanlız şaşırdınız galiba, ben bu ayetler ve örneklerden bahsetmedim, bahsetmeyeceğim.

Konuya ilişkin olmayan ayetlerle de dağılmayalım lütfen.

Siz Allah'ın çok açık naslarla yasakladığı faizi, zinayı, içkiyi laik bir ülkede nasıl nehyedebilirsiniz. Sizi anayasal düzeni bozmaktan ağızsız dilsiz içeri alırlar, bunu izah edin bana...
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Siz Allah'ın çok açık naslarla yasakladığı faizi, zinayı, içkiyi laik bir ülkede nasıl nehyedebilirsiniz. Sizi anayasal düzeni bozmaktan ağızsız dilsiz içeri alırlar, bunu izah edin bana...

çok pardon bekir bey ama daha geniş açıyla bakmalısınız. izah edeyim...

Kuran'da faiz yasaktır, içki yasaktır, zina yasaktır. peki yasak nedir? elbette bunları yapmamamız gerektiğinin, yaparsak kötülük yapmış olacağımızın bize haber verilmesidir. yani kişi bazındadır, çünkü siz bunları yapana ya da yapmak isteyene zaten hiçbir şekilde engel olamazsınız. istediğiniz kadar kural kanun koyun, hiçbir işe yaramaz. yapmak isteyen zinasını da yapar, içkisini de içer, hatta siz insanların özgür iradelerini elinden alarak hem insanları dinden tiksindirirsiniz, hem de bunları daha büyük bir iştah ve istekle yapmalarına sebep olursunuz. bu yüzdendir ki herkes kendinden sorumludur, ha bunların kötü şeyler olduğunu insanlara elbette anlatabilirsiniz, ama bu kadar, fazlası değil.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Siz Allah'ın çok açık naslarla yasakladığı faizi, zinayı, içkiyi laik bir ülkede nasıl nehyedebilirsiniz. Sizi anayasal düzeni bozmaktan ağızsız dilsiz içeri alırlar, bunu izah edin bana...

çok pardon bekir bey ama daha geniş açıyla bakmalısınız. izah edeyim...

Kuran'da faiz yasaktır, içki yasaktır, zina yasaktır. peki yasak nedir? elbette bunları yapmamamız gerektiğinin, yaparsak kötülük yapmış olacağımızın bize haber verilmesidir. yani kişi bazındadır, çünkü siz bunları yapana ya da yapmak isteyene zaten hiçbir şekilde engel olamazsınız. istediğiniz kadar kural kanun koyun, hiçbir işe yaramaz. yapmak isteyen zinasını da yapar, içkisini de içer, hatta siz insanların özgür iradelerini elinden alarak hem insanları dinden tiksindirirsiniz, hem de bunları daha büyük bir iştah ve istekle yapmalarına sebep olursunuz. bu yüzdendir ki herkes kendinden sorumludur, ha bunların kötü şeyler olduğunu insanlara elbette anlatabilirsiniz, ama bu kadar, fazlası değil.

İnciler döküyorsunuz sayın old_preacher, sabır ile soruyorum, biraz daha öğrenelim, bu yasakları işleyene bir ceza yok mu, kim verir bu cezayı acaba?
 
A

adam

Guest
Hakikaten inciler döküyorsunuz, bu konuda Bekir bey'e katılıyorum. Bu benim kişisel düşüncemdir siz laiklik tanımını ve Türkiye de uygulanış şeklini de bilmiyorsunuz veya görmek istemiyorsunuz, şeriat'ın da anlamını bilmiyor veya anlamazlıktan geliyorsunuz. Laiklik neden İslami düşüncenin karşısındadır:

1 - Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. (haşa) "laik söylem"
Egemenlik; kayıtsız şartsız Allah'ındır "Şerii söylem"

2 - Hayatta en hakiki mürşit; ilimdir ! "laik söylem"
En hakiki mürşit; Peygamber ve Kur'an'dır "Şerii söylem"

3 - Din ile devlet işleri birbirinden ayrılmalıdır. "laik söylem"
Ayağına taş değse ve canın acısa, Allah'tan bil. "Şerii söylem"

Bu 3 adet söylemde dahi karşı karşıya kaldığımız gerçek, ya laiklik taviz verecek yada şerii anlayış. Laiklik bu dünya için geçerli, şerii mantık ise hem bu dünya ve hem de ahiret için geçerli. hangisi ? Şerii anlayıştan taviz verdiğiniz zaman, şeriattan koparsınız. Aynı şey laiklik için de geçerli. İyi ama, sizce hangisi önemli ?
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
sayın adam,

Bu 3 adet söylemde dahi karşı karşıya kaldığımız gerçek, ya laiklik taviz verecek yada şerii anlayış. Laiklik bu dünya için geçerli, şerii mantık ise hem bu dünya ve hem de ahiret için geçerli. hangisi ? Şerii anlayıştan taviz verdiğiniz zaman, şeriattan koparsınız. Aynı şey laiklik için de geçerli. İyi ama, sizce hangisi önemli ?

işte bu şekilde kalıplara soktuğunuz için bugün dünya üzerinde İslam dini terörist ve gerici dini olarak biliniyor biliyorsunuz sanırım.

1 - Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. (haşa) "laik söylem"
Egemenlik; kayıtsız şartsız Allah'ındır "Şerii söylem"


burada Atatürk ün bahsettiği egemenlik kavramı, oy vermekle, yönetici seçmekle sınırlıdır. ikinci cümledeki Allah'ın egemenliği ise tüm kainatın, evrenin ve herşeyin yaratıcısı olmasıdır. gördüğünüz gibi alakaları yoktur, demagoji yapmayınız.

2 - Hayatta en hakiki mürşit; ilimdir ! "laik söylem"
En hakiki mürşit; Peygamber ve Kur'an'dır "Şerii söylem"


birincisi Atatürk ün, ülkenin gelişmesinin tetiklenmesi amacıyla halka ve özellikle gençlere verdiği bir tavsiyeden ibarettir. yani gördüğünüz gibi bu da ülke ile, ülkenin gelişmesi ile sınırlıdır. ikincisi inançla ilgilidir, yine alakaları yoktur, demagoji yapmayalım.

Din ile devlet işleri birbirinden ayrılmalıdır. "laik söylem"
Ayağına taş değse ve canın acısa, Allah'tan bil. "Şerii söylem"


şimdi diğer ikisi de alakasız da, Allahaşkına bu ne alaka? Allah'ı asla aklımızdan çıkarmamalıyız, kabul. e laikliğin ne alakası var bununla, laik ülkede insanın beynine çip yerleştirip düşüncelerini falan mı kontrol ediyorlar?

velhasılkelam sizinki alakasız olmuş sayın adam...şu ikilemelerin birbiriyle alakası yok, hayal gücü kullanmaya da gerek yok.

gelelim bekir bey'e

bu yasakları işleyene bir ceza yok mu, kim verir bu cezayı acaba?

Faiz haramdır, cezasını Allah verir.

İçki haramdır, cezasını Allah verir.

Hırsızlık haramdır, o günün koşullarında bu şekilde cezalandıran/toplumsal düzeni sağlayan bir yapı bulunmadığından ve hırsızlık çok yaygın olduğundan elinin kesilmesi belirtilmiştir. bunun amacı kişiyi bir daha hırsızlık yapmaktan caydırmak, aynı şekilde hırsız sayısını azaltarak huzur ve düzenin sağlanmasına yardımcı olmaktır. günümüzde zaten hırsızlık suçtur ve hapis+sicile işlenme(dolayısı ile ömür boyu adam gibi bir işte çalışamama) cezası vardır, yani kişi cezalandırılmaktadır.

Kasten adam öldürmek haramdır, yine aynı şekilde o günün şartlarında çok yaygın olduğu ve herhangi bir ceza mertebesi bulunmadığından, bunu engellemek için kısas yapılması belirtilmiştir. günümüz şartlarında kasten adam öldüren zaten müebbet cezası aldığından(bazı ülkelerde idam vardır) kişi cezalandırılmaktadır.

Zina haramdır ve yapanların 100 vuruşla cezalandırılması belirtilir. Zina konusunda diyeceğim bir şey yok, bunun yasal bir cezası yoktur. Siz kendi yakınlarınızdan bunu yapan olursa cezalandırabilirsiniz, çocuklarınızı bu konuda eğiterek önüne geçebilirsiniz.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
sayın kompleks,

sizin gibi insanların olması çok güzel. herkes sorgulamalı, kimse ''alimlerin, hocaların, hacıların vsvs..'' kendi düşüncesiyle yazdıklarına inanmamalı, bu bize bahşedilen akıl ve mantığı kullanmamak anlamına geliyor bence. Allah hep bundan kaçınmamızı ister.

geçirdiğiniz o çetrefilli düşünce yolculuğu nedir çok iyi bilirim. yıpratır insanı, başka hiçbir şeyin yıpratamayacağı kadar yıpratır hem de, ne uyku girer gözünüze ne yediğinizden içtiğinizden tat alırsınız değil mi? bu yolculuğu yapmayan ne çok insan var dünyada...

madem beraber düşünüp sohbet edelim demişsiniz, ben de kendimden biraz anlatayım. önceden anlattığım gibi, küçükken pek dini eğitim almadım, hiçbir zaman doğru düzgün ibadet etmedim, inandığım da söylenemezdi, öyle yaşayıp gidiyordum işte, sonra ateist olmam izledi bunu...sonra nedendir bilinmez, düşünmeye başladım. somut şeyler, gündelik zevkler iyiydi güzeldi de, başka birşeyler vardı eksik olan. ''neden'' sorusuydu bu, ve bu sorunun cevabıydı. ateistlerin hayatında ''neden'' diye bir soru yoktur, sormazlar ve ilgilenmezler. Richard Dawkins'in şöyle belirttiği gibi; ''there's probably no God, so stop worrying and enjoy your life''... enjoy your life kısmı güzeldi de, ben kendime bu soruyu hep sordum aslında, çocukluğumu ve ateist olduğum yılları düşündüğümde, aslında hep bu sorudan kaçmıştım ben, ertelemiştim bunu. fakat akıl öyle bir şey ki, ertelemenize izin vermiyor bir yerden sonra, kabusunuz oluyor, her saniye, her an, hayatınızın her anında, tuvalette, okulda, yemekte, her yerde. arkadaşlarımın da çoğu ateistti, halimi iyi görmediler son zamanlarda, hayırdır neyin var dediler, ben de söyledim, bu minik sorunun hayatımı mahvettiğini söyledim. ''oğlum harbi ağır malsın lan, şakirt mi olcan sen de, ortaçağ bitti olum kendine gel'' gibi cümlelere maruz kaldım bi bunu söyledim diye, o an arkadaşlarımın hayvandan farkı olmadığını anladım. yani bir hayvan nasıl yaşar, yer, içer, uyur, boşaltım yapar ve çiftleşir. bu arkadaşlarımın da zerre kadar farkı yoktu hayvandan, tabii o zamana kadar benim de...

fizikte etki-tepki kanunu vardır, ben bunun insan zihninde olduğuna da inanırım. bu yüzden o metafiziksel sorgulama yolculuğuma çıkmadan önce vazgeçmek istedim, ateist olarak kalmak istedim, sebepsiz yere ateizm düşüncemi korumak istedim. ama dediğim gibi, düşünme arzusuna daha fazla karşı koyamadım ve yolculuğuma başladım. şunu düşündüm önce, ''eğer ben aklımı kullanarak, neden diye sorabiliyor isem, biyerlerde bu neden in cevabı vardı''. olmalıydı bu, çünkü ben düşünüyordum bunu, düşünebiliyordum. ateizm düşüncesine göre evren hep vardı, daima da olacaktı, biz sebepsiz ve rastlantısal olarak tek hücreli bir canlıdan evrilerek insan olmuştuk, genlerimizi bir sonraki nesle aktarıyor ve ölüyorduk, ve bu kadar. ötesi yoktu. yani hiçlikti. ben birkaç onyıl öncesine kadar hiçtim, birkaç onyıl sonra da hiçliğe geri dönecektim. peki o zaman herşeyin anlamı neydi? sevinmenin, üzülmenin, ağlamanın, merhamet etmenin, hayal kurmanın, gözlerini kapattığında sonsuz bir ortamda istediğin her hayali kurabiliyor olmanın anlamı neydi? daha doğrusu anlam neydi? ben hiç idiysem ve hiç olacaksam niye vardım, sebebin, anlamın ve herhangi bir gücün olmadığı bir ortamda niçin bu duyguları yaşayabiliyordum? insanlar karıncalar gibi çalışıyor, herkes bir okula girmeye çalışıyor, geçim derdine düşüyor, yaşlanıyor ve ölüyordu, neden? annesini kaybetmiş ağlayan yavru bir kedi gördüğümde çok üzülüyordum, ağlıyordum hatta kimseye göstermeden, cebimde kendi karnımı doyurmaya yetecek üç kuruş paramla gidip hayvanlara süt alıyordum,neden? madem hiçbir şey yok, güç yok, anlam yok, amaç yok, tüm bunlar neden vardı öyleyse?

emin olduğum tek şey vardı, o da hayatın olduğuydu. herkes, herşey, insanlar, kuşlar, sürüngenler, balıklar, bakteriler, virüsler hepsi doğuyor ve ölüyordu. peki bunun sonsuza dek sürmesinin ne anlamı vardı, fizikteki eylemsizlik yasasına aykırıydı bikere, maddeye kuvvet uygulanmazsa madde hareket etmez, değişim geçirmezdi. ama herşey hareket halindeydi, galaksiler, yıldızlar, sistemler, bizim minik dünyamız ve onun içindekiler ve daha niceleri... bir start veren olmalıydı buna. madem big bang teorisi, kabul edilenin aksine enerjinin sebepsiz olarak 0 yada 0 a yakın bir hacme ve sonsuz yoğunluğa sıkışıp infilak etmesiyle de mümkün olabilirdi, peki enerjinin kaynağı neydi ve madem sonsuz bir boşluk var, enerji niçin çok küçük hacme sıkışıp infilak etmek zorundaydı? bu ve bunun gibi sayısız soru birbirini getirdi, evren, madde, gök cisimleri, canlılar, hücre ve dna yapıları gibi somut kavramların yanında bir de üzüntü, sevinç, akıl, ayırdetme, merhamet, hayal kurabilme gibi bissürü metafiziksel kavramı da beraberinde getiriyordu bu minik, tek kelimelik soru, ''neden'' sorusu...ondan sonra gerek maddenin ve enerjinin başlangıcı, gerek hayatımıza yön veren bu soyut kavramları, hiçliğin meydana getiremeyceğine karar verdim. mantıksal olarak adı üstünde hiç zaten hiç idi, hiç olan bir şey neden bir şey olsundu ki? o günden sonra yaratıcının olduğunu anladım, öyle büyük, öyle güçlü, öyle akıllı bir yaratıcıydı ki bu, bizim zekamızla kavrayamadığımız ''hiçlik'' ortamından, ''varlığı'' meydana getirmişti. bunun kanıtını evrenin ücra köşelerinde aramaya da gerek yoktu, ben birkaç yıl önce yoktum, bedenim yoktu, aklım yoktu, düşüncelerim yoktu. oysa şu an vardım ben, düşünüyordum ve sorguluyordum çünkü, seviyor ve ağlıyordum. anlamsız maddeler bütünü, anlamlı, mantıklı ve düzenli, sistematik bir sorgulama yapabilen bir canlıyı nasıl meydana getirebilirdi ki? güldüm bir an, ve ne kadar salak olduğumu farkettim ateizm yıllarım boyunca. düşünebiliyor musunuz, dün yoktuk, bugün varız, yarın olmayacağız ve bitecek, nasıl bir mantık bunu alabilirdi ki?

artık yaratıcının var olduğunu biliyordum ve her hücremde hissediyordum bunu, beni o yaratmıştı, onun sayesinde vardım. bir nebze rahatladım, çünkü üzerinde düşünülen bir soruya kendi aklınızla cevap bulmak gibisi yoktur, dünyanın en mutlu insanı oluverirsiniz bir anda. velhasılkelam, bitti sandım ama bitmemiş, çünkü bizim o minik,insanın içini kurt gibi kemiren ''neden'' sorusu yine durmuyordu.şimdi bu aşamadan sonra iki seçenek vardı zaten, bunlardan birincisi bu yaratıcının bizi yaratıp, sadece izliyor olduğuydu, neden bilmiyorum, eğlenmek için ya da başka bir şey için olabilirdi. peki biz ne olacaktık? kısacık ömrümüz yitip gittikten sonra, devamı yok muydu? bu çok korkunçtu, sonsuz karanlık, tıpkı ateizmdeki gibi. tekrar doğaya baktığımda, bir ayrıcalık hissettim. diğer canlılarla biz insanlar arasında. onlar sadece hayatta kalmak için yaşıyorlardı, tek amaçları yemek bulmak ve hayatta kalmaktı. ama biz farklıydık, açıklanamayan özelliklerimiz vardı, ruhumuz vardı. yani düşünsenize, sadece mantıken bakarsanız, birinin son parasıyla karnını doyurmak varken bir hayvanı beslemesini, bir annenin çocuğu için gözünü kırpmadan ölümü göze alabilmesini, yaşlı bir adamın mırıldandığı şarkıyı dinleyen birinin ağlayabilmesini, gökyüzüne, ufkun ötesine bakıp güzel düşler kurabilmeyi nasıl açıklayabilirdiniz ki? hayvanlar ağlamaz, konuşmaz, merhamet etmezler, karınları acıktığında asla affetmezler çünkü tek düşünceleri hayatta kalmaktır. biz hayvan değildik, biz başka bişeydik, ruhu olan bişey. ve yaratıcı, bu kadar maddenin, bitkinin ve hayvanın arasında böylesine özel nitelikleri olan, muhteşem bir varlığı neden var etsin? eğer tek amacı eğlenmek ise sonsuz sayıdaki galaksilerle, kimbilir, oradaki başka canlılarla, bitkilerle ve hayvanlarla da yetinebilirdi. ama öyle olmadı, o öyle bir varlık yarattı ki, bu varlık aklını kullanarak kendisinin varlığını anlayabiliyordu, anladıkça seviniyor, sevindikçe huzur buluyordu, yaşamak istiyordu. aslında insana yaşama isteği veren şey karnını doyurması değil, onu, yaratıcısını, ve diğerlerini düşünebilmesi, sevebilmesiydi. sevgiydi bu, ilk sırada yer alıyordu. ve sadece yaratıcısnı düşünen, ona inanan insan gerçekten mutlu oluyordu şu kısacık hayatında, diğerleri gündelik geçici zevklerdi sadece. işte bu yüzden, düşünebildiği için, sevebildiği için insanın tek amacı doğup ölmekle sınırlı olamazdı, fazlası gerekiyordu...

evet, yaratıcı insanı yaratmıştı ve bunda bir amacı olduğu kesindi. bundan sonra dinleri araştırmaya başladım. kutsal kitapları okudum. incil, yaratıcının sözleri değildi, daha çok tarih romanı havası vardı, tevrat ise yahudiler hariç herkesi lanetliyordu, insanı yaratan yaratıcı bunu yapmazdı, sebepsiz yere lanetlemezdi insanları. Kuran'ı okumaya başladım, bu kesinlikle diğerlerinden farklıydı, okuduğumda kesinlikle benden daha üstün bir gücün bana hitap ettiğini anlıyordum, bu incil ve tevratta yoktu. Kuranı uzun bir süre elimden bırakmadım,her boş vaktimde okudum onu. güzeldi, kudretliydi, sorularıma cevap buluyordum. ve bu kitapta, yaratıcı sadece inanmamızı istiyordu,ve ibadet etmemizi. eğer bunu yaparsak, bizi sonsuz huzur ve mutlulukla ödüllendirecekti, diğer kitaplardaki gibi kötülüğü ya da kötü şeyleri istemiyordu.

peki o zaman neden ayrı kitaplar vardı, ayrı dinler vardı? Kuran, farklı dinlerin olmadığını, geçmişte gönderilen tüm vahiyleri kendisinin farklı zamanlarda gönderdiğini, ama kötü niyetli insanların bunu kendi keyiflerine ve çıkarlarına göre değiştirdiğini söylüyordu. peki yaratıcı buna niçin müsade etmişti? Kuran değiştirilmiş olabilir miydi? ama o farklıydı, çok farklıydı. ya da niçin bu şekilde vahiy göndermişti farklı zamanlarda, kimsenin değiştiremeyeceği şekilde, herkesin her an duyacağı şekilde seslense, ya da kendini gösterse insanlar inanacaktı zaten hep birden. aklımı en fazla kurcalayan soru bu oldu. düşündüm. bir süre düşündüm. ve mantığımla Kuran ın aslında zaten kesiştiğini farkettim. Kuran, insanın ayrıcalıklı olduğunu, yaratıcının ona kendi ruhundan verdiğini, bu yüzden ayrıcalıklı olduğunu söylüyordu. bu bize vermiş olduğu şeyin ne olduğu da zaten besbelliydi, ''akıl ve ruh''. ve bizden ısrarla bunları kullanmamızı istiyordu, düşünün diyordu, kalbinizle hissedin diyordu. işte yavaş yavaş anlıyordum herşeyi, anladığım da şu idi;

''yaratıcı bize akıl ve ruhu vermişti ve bunu kullanmamızı istiyordu, boşuna değildi bu verilenler. ve bunları kullandığımızda, aklımızla düşünüp ruhumuzla hissettiğimizde, işte yaratıcı oradaydı. bizi yaratıp bizi şereflendirmişti, hatta irade bile vermişti, bizi her şeyde ama her şeyde serbest bırakmıştı. çünkü bizler O'nun bir parçasını taşıyorduk, ve bizden istediği de buydu zaten, bunu açıkça söylüyordu. bizden istediği, onu apaçık görüp inanmamız değildi, bize bahşettiklerini kullanarak bilmemizdi onu, ve ona teşekkür etmemizdi, kısa bir zaman önce hiçken şimdi var olduğumuz için. bizden istediği sadece buydu işte tam olarak, onu sevmemiz ve teşekkür etmemiz. bunu yaparsak o da bizi sevecekti, öylesine bir sonsuzlukla sevecekti ki, sonsuz bir mutluluğun, sonsuz bir huzurun olduğu sonsuz bir hayat verecekti bizlere. fakat tüm bunlara rağmen onu sevmezsek, teşekkür etmezsek, varlığını tanımazsak, bu elbette nankörlük olacaktı ve gücüne gidecekti onun, nasıl gitmesin ki? yok iken var ettiği, kendi suretinden bahşettiği, irade ve güç verdiği bu sevgili yaratığı, şimdi ona küfrediyordu, onu tanımıyordu, adını duymaktan bile iğreniyordu. nasıl gücüne gitmesin ki? ve doğal olarak da böyle davrananları cezalandıracağını söylüyordu. ama yine de bunu asla istemiyor ve bizi öyle çok seviyordu ki, bize rehberlik etmesi için öğütlerini ve uyarılarını gönderiyordu, yine insanlar aracılığı ile, böylece aklımızı ve ruhumuzu kullanmamızı sağlıyordu, bizi yalnız bırakmıyordu, kesin öğütlerde ve uyarılarda bulunuyordu. tüm bunlara rağmen hala nankörce davrananları ise cezalandıracağını söylüyordu. ama insanın tek yapmasını istediği şey, birazcık düşünüp inanması, ve ona teşekkür etmesiydi, işte sadece bunu yaparsa o sonsuz ve mutlu hayatı verecekti insana. yaptığı kötülükler, işlediği günahlar, kırdığı kalpler önemli değildi. yeter ki onu bilelim, ona inanalım, ve onu sevelim istiyordu. işte mutluluğumu bulmuştum sonunda, hayatımda ilk kez ruhumun ferahladığını hissediyordum, adeta içimdeki ruh, yaratıcısıyla buluştuğu için sonsuz bir sevinç içindeydi. artık mutluydum,o gün mutluydum, ve hep mutlu oldum. ve ne olursa olsun, başıma ne gelirse gelsin umrumda bile değildi. ne geleceğimi planlayarak güç bela biriktirdiğim paramı kaybetmem, ne aylarca hapis yatmam, ne geleceğe yönelik düşüncelerimi gerçekleştirememiş olmam, hiçbiri umrumda olmadı. çünkü benim ruhum vardı artık, hissediyordum...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Faiz haramdır, cezasını Allah verir.

İçki haramdır, cezasını Allah verir.

Hırsızlık haramdır, o günün koşullarında bu şekilde cezalandıran/toplumsal düzeni sağlayan bir yapı bulunmadığından ve hırsızlık çok yaygın olduğundan elinin kesilmesi belirtilmiştir. bunun amacı kişiyi bir daha hırsızlık yapmaktan caydırmak, aynı şekilde hırsız sayısını azaltarak huzur ve düzenin sağlanmasına yardımcı olmaktır. günümüzde zaten hırsızlık suçtur ve hapis+sicile işlenme(dolayısı ile ömür boyu adam gibi bir işte çalışamama) cezası vardır, yani kişi cezalandırılmaktadır.

Kasten adam öldürmek haramdır, yine aynı şekilde o günün şartlarında çok yaygın olduğu ve herhangi bir ceza mertebesi bulunmadığından, bunu engellemek için kısas yapılması belirtilmiştir. günümüz şartlarında kasten adam öldüren zaten müebbet cezası aldığından(bazı ülkelerde idam vardır) kişi cezalandırılmaktadır.

Zina haramdır ve yapanların 100 vuruşla cezalandırılması belirtilir. Zina konusunda diyeceğim bir şey yok, bunun yasal bir cezası yoktur. Siz kendi yakınlarınızdan bunu yapan olursa cezalandırabilirsiniz, çocuklarınızı bu konuda eğiterek önüne geçebilirsiniz.


İşte böyle çuvallarsınız kardeşim. Allah böyle farş eder.

Müslüman'ım deyip Allah'ın emirlerini bu şekilde tahrif etmeye nasıl cüret ve tevessül edersiniz!

Hani O eksiksiz Kur'an size yetiyordu, siz O'na uyuyordunuz!?

Bu yazdıklarınız külliyen nefis, külliyen enaniyet, külliyen cehalet!..

Siz bunları hangi akıl ve mantıkla izah edebiliyorsunuz? Bize değil, bize izah etme şansınız yok, kendinize nasıl izah edebiliyorsunuz. Bu mudur sizin ilminiz!? Her kelimeniz şirk, küfür, inkar kokarken Müslüman'a ders vermeye kalkışıyorsunuz.

İkaz ediyorum. Bu şekilde; Hakk'a, İslama, hadise, sünnete, akla, mantığa, ilme aykırı iddia ve ifadelerle burayı meşgul etmeyin. Burası sizin küfür tahtanız değil, tatmin meydanınız hiç değil!!!
 
A

adam

Guest
sayın adam,

Bu 3 adet söylemde dahi karşı karşıya kaldığımız gerçek, ya laiklik taviz verecek yada şerii anlayış. Laiklik bu dünya için geçerli, şerii mantık ise hem bu dünya ve hem de ahiret için geçerli. hangisi ? Şerii anlayıştan taviz verdiğiniz zaman, şeriattan koparsınız. Aynı şey laiklik için de geçerli. İyi ama, sizce hangisi önemli ?

işte bu şekilde kalıplara soktuğunuz için bugün dünya üzerinde İslam dini terörist ve gerici dini olarak biliniyor biliyorsunuz sanırım.

Ya, demogojinin daniskasını yapıyorsun, sonra da insanları demegoji yapmakla suçluyorsun. Konu önceki uygulamalara gelince Atatürk'ü, İsmet'i, Evren'i katmayalım diyorsun, eeee! üç beş tane teröristin çıkıp da İslam adını kullanarak yaptığı bombalama eylemini İslam adına diyerek etiketleyebiliyorsun. Şaka gibisin, gülemiyorum ama. Senin açından gerici din diye bahsedilen İslam'ın, günümüzde en çok araştırılan Din olduğunu ya görmek istemiyorsun, yada söylemeye dilin varmıyor. Sen söyleyemesen de Allah (cc) söylüyor ama. Bu Din; sizin istediğiniz kategorizelere, kalıplara, şekillere ve formatlara girmeden, indiği hali ile bütün dünya üzerinde ahkam kuracak ! Bu böyle, lamı cimi yok. İlla olacak, illa !...

1 - Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. (haşa) "laik söylem"
Egemenlik; kayıtsız şartsız Allah'ındır "Şerii söylem"


burada Atatürk ün bahsettiği egemenlik kavramı, oy vermekle, yönetici seçmekle sınırlıdır. ikinci cümledeki Allah'ın egemenliği ise tüm kainatın, evrenin ve herşeyin yaratıcısı olmasıdır. gördüğünüz gibi alakaları yoktur, demagoji yapmayınız.

Kişi, en başta yaşayacağı Dini seçemezse, o Dini yaşayamazsa, ahkamlarını ve kurallarını hayatının herhangi bir evresinde göremezse, yahu Allah'ını seversen söyle, yöneticisini seçmek için oy kullansa ne ? kullanmasa ne ? Çok mu önemli. Haa! bu arada açık oy gizli tasnif şarlatanlıklarını yazma gereği dahi duymuyorum. Haa! Tek lider mutlak lider şartlı bir seçim olduğu konusuna da fazla girmiyorum. Haaa! silahların gölgesinde seçim sandıklarının kurulduğuna da değinmiyorum fazla. Haaa! Kur'an'ın samanlıklarda saklandığı, gece yarıları çıkarılıp 1-2 sayfa lüks lambasının yada mum ışığında okunur hale getirildiğini fazla kurcalamıyorum bu arada. Haaa! Tanrı uludur, uludur nidaları ile ezanın Türkçe yıllarca okutulup da, bütün manevi havasının yerle bir edildiğine girmiyorum hatta. Sana bunları yaşatacak tek parti sisteminin adamına oy vermek senin mantığına göre "egemenlik" olacak, yaşamsal kaliteyi insanlara sunan, hür ve özgür iradene sonsuz nimetler sunan bir ahkamın kuralları bu laik sistem karşısında camiden dışarı çıkarılması zinhar yasak metodlar zümresinden sayılacak ?...Hadi canım sende ! Süslü edebiyat Osmanlı cinaslarında bile yoktu. Yeni cumhuriyet mantığı bunu mu öngörüyor şimdi. Süslü kelimeler kullan, muhatabının fikrine küfr et, belli olmaz. Dedim ya, şaka gibisin.

2 - Hayatta en hakiki mürşit; ilimdir ! "laik söylem"
En hakiki mürşit; Peygamber ve Kur'an'dır "Şerii söylem"


birincisi Atatürk ün, ülkenin gelişmesinin tetiklenmesi amacıyla halka ve özellikle gençlere verdiği bir tavsiyeden ibarettir. yani gördüğünüz gibi bu da ülke ile, ülkenin gelişmesi ile sınırlıdır. ikincisi inançla ilgilidir, yine alakaları yoktur, demagoji yapmayalım.

İnsanın hür Dini inancı, hür Dini yaşantısı olmazsa, sen o insanı okutsan ne olur ki ? Din, bu dünyanın kurallarını ve dusturlarını öğrenmen için, ilim sahibi olman için seni yasaklıyor mu ? Sen, daha kendini yetiştirmeden, o ilimi aldıktan sonra öğretmen olsan ve senden adam yetiştirmen istese, ne yetiştireceksin ? daha sen, insanı kamil yolunda adım atmamışsın, ne vereceksin bu öğrencilere. Zamana bırakalım benimki gibi mi diyeceksin ? İyi de seni de zamana bırakan zihniyet, senin olgunlaşmadan meyve vermeni isteyen zihniyetti zaten. Bu ne yaman kısırdöngü böyle. Bir de alakaları yoktur diyerek, kendi kafanda oluşturduğunu diğer insanlarında kafasında oluşturmasını bekliyor ve bu yönde demogojinin en kralını yine sen yapıyorsun.

Bak arkadaşım; sen göremiyorsun diye ben de mi görmeyeyim ? Sen anlayamıyorsun diye diğer insanlar da anlama yolunu terk mi etmeli ? İnanç konusunda yaşantısı olmayanın ahlaki değerlere bağlılığı zayıf olur, kendini geliştiremeyen, yetiştiremeyen insan, meyve vermeyen ağaç gibi olur. İnsan verimliliği kendi içinde yapacağın inavasyon ile değer kazanır. En büyük hayr bir insanı yetiştirmektir diyen İslam zihniyeti, senin dünyanı da ahiretini de en ince ayrıntısına kadar düşünmüştür. Yaşama hakkını senin tercihine bırakmıştır. Son yüzyıl bize bu tercihin kullanılma şeklinin ne kadar hatalı olduğunu ayrıca göstermişken, Allah'ını seversen sen neyin iddiasındasın. Lafanbazlık ile ortaya fikir koyma farklı şeylerdir. yaşamadığın kesin olmasına çok kesin de, bari anlayanlara müdahele etmeyin. Siz anlayamıyorsunuz diye, herkes sizinle aynı çizgide olacak diye bir kural mı var. Anayasal bir zorunluluk mu var ? Ben bu yoğurdu böyle yiyeceğim, sen nasıl istersen öyle yap, istersen ayran yap iç ! Anayasada bireysel özgürlük kavramı da tam bunu demiyor mu ?

Din ile devlet işleri birbirinden ayrılmalıdır. "laik söylem"
Ayağına taş değse ve canın acısa, Allah'tan bil. "Şerii söylem"


şimdi diğer ikisi de alakasız da, Allahaşkına bu ne alaka? Allah'ı asla aklımızdan çıkarmamalıyız, kabul. e laikliğin ne alakası var bununla, laik ülkede insanın beynine çip yerleştirip düşüncelerini falan mı kontrol ediyorlar?
Diğer ikisinin ne kadar birbiri ile alakalı olduğunu ortaya koyduk. gelelim bu son örneğe. Devlet işinde Din ahkamın olmazsa, başın felaketlerden geri kalmaz. "Siz" diyor Kur'an, "siz Allah'ın indirdiği bu Dine yardım ederseniz (yani yaşarsanız), Allah da size yardım eder." Bak, ayet diyor. Ve yine bir başka ayet de bize hitaben yine buyuruyor ki; "Her ne olursa Allah'ın dilemesi ile olur." Ve yine bir başka ayette "Başınıza gelen musibetler kendi elinizden, hayr ve nimetler ise Rabbül Alemindendir." diyor. yani,Sen; Allah'ın indirdiği ile amel etmezsen başına gelecek olan musibet kendi elinden ve nefsinden kaynaklanmıştır. Ama sen bizim indirdiğimiz ile amel ederken başına en ufak bir şey gelse bu Allah'tan dır ve O'nun (cc) hikmetindendir. Senin musibet olarak gördüğün aslında sana bir hayr murad edildiği için verilmiş ve sen sabr ettiğin takdirde o hayra ereceksin, anlamındadır. Bu da "hikmet" tabir edilen gerçeği ortaya koyar ki; Bekir abiye diğer konuda sorduğun sorunun da cevabı yerine de geçer. Bu noktada kişinin Allah (cc) yolunda olması sırasında başına ufacık bir taş bile değse, Allah'ından bilmesi bu Din'in ahkamıdır. Bu ahkamı da Allah (cc) bize bildirmiştir ve Allah'ın ahkamında bir değişiklik bulmazsın. Sen mi bu ahkamı değiştireceksin şu kayda değer olmayan fikirlerin ile ?

İşte, ben de buna ağız dolusu gülerim. Kahkahalarla !...

velhasılkelam sizinki alakasız olmuş sayın adam...şu ikilemelerin birbiriyle alakası yok, hayal gücü kullanmaya da gerek yok.

Hasılı kelam, sizin mantık iflas etmiş sayın old_preacher, maalesef. Siz, inönü amcanız ile aynı çağdaş kafaya sahipsiniz. Din diye bir şey vardır, orada bir yerlerde durmalıdır, fazla ete süte değmemelidir, yaşamak isteyenler için bir iki konu dışında fazla da izin verilemez, çünkü bu halk salaktır neyin zararlı neyin faydalı olduğunu bilemeyecek kadar da eblehtir, bu cahil halk kendi kaderine bırakılamayacak derecede avamdır. Siz, haşmetmaapları ise; layüseldir ! Dokunulamaz, eleştirilemez, eleştirilmesi teklif dahi edilemez kanunlarla korunmuş; Mutlak hakim mertebesindedir. Yerim senin gibi anlayışı, gavur İzmir'lim. (Bu arada bu bir deyimdir, oranın yaşayan insanlarının da gavurlukla bir alakası yoktur. Hepsi de pırıl pırıl bu ülkemin evlatlarıdır.)

Mutlak Hakim; Alemlerin de Rabbi olan Allah'u Zülcelal'dir ..! Gerisi, hadi bunun da adını sen koy.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
sayın bekir,

anladım ben size laf anlatamayacağım. sabit fikirlisiniz, düşünme ve sorgulama yapmıyorsunuz, 5 yaşında zorla öğretilmiş İslam size, bunun dışına çıkamıyorsunuz, hacı hoca ne derse inanıyorsunuz, yaşınız benden büyük sanırım ama kusura bakmayın bunları söylemek zorundayım.

işte bu sabit ve değişemeyen fikrinizce hadi çuvallamış olayım, siz de beni anlamak istemeyeceksiniz her zamanki gibi ama şunu acaba hiç düşündünüz mü? şu yaşıyor olduğumuz zamanda başbakan çıkıp dese ''hırsızların eli kesilecek, zina edenler sokakta herkesin huzurunda kırbaçlanacak'' dese, ne olur bir düşünün bakalım. şu anki duruma nazaran düşünün bunu, gidip de ''geçmişten beri adam gibi yapsaydık şimdi böyle olmazdı'' tarzında geçmişe yönelik demagojiler yapmayın.

ne olur ben söyleyeyim, halk orduyla birlikte çıkar sokağa, gidip tek tek indirirler o hükümette kim varsa aşağıya, kısacası isyan çıkar. abd ve avrupa birliği ülkeleri sizi ırak klasmanına sokarak her türlü anlaşmayı fesheder,her türlü ticaretini bitirir ve ambargoyu koyar. zaten kötü durumdaki ülke iyice fakirler, insanlar iyice aç kalır, sonra biz de ırak gibi afganistan gibi birbirimizi öldürmeye başlarız burada. birbirini kesip parçalayıp taşlayıp öldüren ama adı müslüman olan o ülkelere bir yenisi daha eklenmiş olur.

ee noldu, insanlar öldü, müslümanlar öldü, fakirleşti, aç kaldı? en büyük kötülüğü yaptınız siz insanlara, müslüman yapayım derken hayatlarını mahvettiniz ne olacak?

şimdi hayal kuruyosun diyebilirsiniz, bunu diyecek olan baksın ırak afganistan libya arabistan tunus suriye bugün ne durumda?

diyeceğim o ki, Kuran'ın inançlarımıza ve ibadetlerimize rehberlik etmesi dışında, bir de Muhammed ve o günün toplumlarına, o zamanın şartlarına uygun olarak düzen sağlamada yardımcı olmasını sağlamak gibi bir işlevi olduğunu da anlayın artık. bunu anlamak, sizi dinden çıkarmaz, kafir yapmaz, tam aksine ufkunuzu açar ve aslında o kalıplara sokmaya çalıştığınız Kuran'ın aslında ne kadar muhteşem olduğunu görürsünüz. siz ne derseniz deyin, böyle devam ettikçe ne İslam a ne müslümanlara zarardan başka bir şey vermeyeceksiniz.

gelelim sayın adam'a

Ya, demogojinin daniskasını yapıyorsun, sonra da insanları demegoji yapmakla suçluyorsun. Konu önceki uygulamalara gelince Atatürk'ü, İsmet'i, Evren'i katmayalım diyorsun, eeee! üç beş tane teröristin çıkıp da İslam adını kullanarak yaptığı bombalama eylemini İslam adına diyerek etiketleyebiliyorsun. Şaka gibisin, gülemiyorum ama. Senin açından gerici din diye bahsedilen İslam'ın, günümüzde en çok araştırılan Din olduğunu ya görmek istemiyorsun, yada söylemeye dilin varmıyor. Sen söyleyemesen de Allah (cc) söylüyor ama. Bu Din; sizin istediğiniz kategorizelere, kalıplara, şekillere ve formatlara girmeden, indiği hali ile bütün dünya üzerinde ahkam kuracak ! Bu böyle, lamı cimi yok. İlla olacak, illa !...

yıllardır neredeyse her arap ülkesinde yaşanan, müslümanların birbirlerine karşı yaptıkları katliamlara üç beş terörist diyorsanız ben daha bişey demiyorum, gündemi takip edin yeter. bak yukarıda yazdım, birdaha yazayım; ''Kuran'ın inançlarımıza ve ibadetlerimize rehberlik etmesi dışında, bir de Muhammed ve o günün toplumlarına, o zamanın şartlarına uygun olarak düzen sağlamada yardımcı olmasını sağlamak gibi bir işlevi olduğunu da anlayın artık''. yani sevgili dostum sen bu zamanda mahkemeler hapishaneler varken gelip de hırsızlık yapanın elini kesersen, ya da zina yapan herkesi sokakta kırbaçlamaya kalkarsan, bundan bi 100 sene sonra ne İslam kalır dünyada ne müslüman...

Kişi, en başta yaşayacağı Dini seçemezse, o Dini yaşayamazsa, ahkamlarını ve kurallarını hayatının herhangi bir evresinde göremezse, yahu Allah'ını seversen söyle, yöneticisini seçmek için oy kullansa ne ? kullanmasa ne ? Çok mu önemli. Haa! bu arada açık oy gizli tasnif şarlatanlıklarını yazma gereği dahi duymuyorum. Haa! Tek lider mutlak lider şartlı bir seçim olduğu konusuna da fazla girmiyorum. Haaa! silahların gölgesinde seçim sandıklarının kurulduğuna da değinmiyorum fazla. Haaa! Kur'an'ın samanlıklarda saklandığı, gece yarıları çıkarılıp 1-2 sayfa lüks lambasının yada mum ışığında okunur hale getirildiğini fazla kurcalamıyorum bu arada. Haaa! Tanrı uludur, uludur nidaları ile ezanın Türkçe yıllarca okutulup da, bütün manevi havasının yerle bir edildiğine girmiyorum hatta. Sana bunları yaşatacak tek parti sisteminin adamına oy vermek senin mantığına göre "egemenlik" olacak, yaşamsal kaliteyi insanlara sunan, hür ve özgür iradene sonsuz nimetler sunan bir ahkamın kuralları bu laik sistem karşısında camiden dışarı çıkarılması zinhar yasak metodlar zümresinden sayılacak ?...Hadi canım sende ! Süslü edebiyat Osmanlı cinaslarında bile yoktu. Yeni cumhuriyet mantığı bunu mu öngörüyor şimdi. Süslü kelimeler kullan, muhatabının fikrine küfr et, belli olmaz. Dedim ya, şaka gibisin.

başkasını da beklemezdim zaten, siz gidip ismet inönünün kenan evrenin yaptıklarına laiklik diyorsanız, ki diyorsunuz, önce gerçek laiklik nedir gidin bir araştırın bakalım.

Sen, daha kendini yetiştirmeden, o ilimi aldıktan sonra öğretmen olsan ve senden adam yetiştirmen istese, ne yetiştireceksin ? daha sen, insanı kamil yolunda adım atmamışsın, ne vereceksin bu öğrencilere.daha sen, insanı kamil yolunda adım atmamışsın, ne vereceksin bu öğrencilere.

kaç kez daha söylemem gerekecek bilmiyorum, bizim kafir dediğimiz, inançlarıyla dalga geçtiğimiz o batı devletlerinde, insana insan gibi davranılır, arap ülkelerindeki gibi sorgulayan ve düşünen öldürülmez, işte bu yüzden onlar dünyaya hükmederken biz birbirimizi öldürmeye devam eder, onların kölesi oluruz. hadi aksini iddia edin bakaılm bugün?

Anayasada bireysel özgürlük kavramı da tam bunu demiyor mu ?

demiyor. anayasada sizin özgürlüğünüz başkasının özgürlüğünü engelliyorsa bu özgürlük değildir.

işte, ben de buna ağız dolusu gülerim. Kahkahalarla !...

zaten sadece düşünmeden sorgusuz sualsiz reddetmeyi ve gülmeyi biliyorsunuz. kimisi de gelmiş taşlayarak recm caizdir diyor, size birşey yapmasalar da kafirleri öldürmek lazım diyor, kim kime gülmeli, ama naparsın işte... gülmeye devam edin, ama gülerken de o dini sizin gibi uygulamaya çalışan ülkelere bir bakın, somut örneği mevcut, bence ağlamalısınız gülmek yerine...

Hasılı kelam, sizin mantık iflas etmiş sayın old_preacher, maalesef. Siz, inönü amcanız ile aynı çağdaş kafaya sahipsiniz. Din diye bir şey vardır, orada bir yerlerde durmalıdır, fazla ete süte değmemelidir, yaşamak isteyenler için bir iki konu dışında fazla da izin verilemez, çünkü bu halk salaktır neyin zararlı neyin faydalı olduğunu bilemeyecek kadar da eblehtir, bu cahil halk kendi kaderine bırakılamayacak derecede avamdır. Siz, haşmetmaapları ise; layüseldir ! Dokunulamaz, eleştirilemez, eleştirilmesi teklif dahi edilemez kanunlarla korunmuş; Mutlak hakim mertebesindedir. Yerim senin gibi anlayışı, gavur İzmir'lim. (Bu arada bu bir deyimdir, oranın yaşayan insanlarının da gavurlukla bir alakası yoktur. Hepsi de pırıl pırıl bu ülkemin evlatlarıdır.)

evet bizim mantık iflas etmiş te, sizinkine de hayran kalmamak elde değil. yaşamak isteyenler için bir iki konudan fazla da izin verilmez demişsiniz. siz türkiyeden mi giriyorsunuz nete, başka bir yerden mi acaba? hayır ben türkiyede yaşıyorum yıllardır da o dediğiniz gibi bir şey yok, meraklanmayın.(bu arada inönü amcanız gibi bir tespitte bulunmuşsunuz, hani merak edersiniz diye söylüyorum, ismet inönüden de, partisinden de, onun gibilerden de nefret ederim, her seçimde akp ye oy verdim.)

çünkü bu halk salaktır neyin zararlı neyin faydalı olduğunu bilemeyecek kadar da eblehtir, bu cahil halk kendi kaderine bırakılamayacak derecede avamdır.

ben bu tarz kelimeler kullanmayı sevmem ama, bugünün müslüman ülkelerine baktığımızda bu dediğiniz maalesef(üzülerek söylüyorum) haklı çıkmakta. kafirler gavurlar kansere ilaç bulur, hastalık kalmasın dünyada diye milyarlarca dolar harcayıp dna projeleri yürütür, ama bizim çok zeki, çok akıllı(!) müslüman ülkeler zina yapanları toprağa gömüp öldürmekle ya da sevmediği diğer müslümanları cami çıkışı taramakla, cami bombalamakla meşgul, vallahi katılmamak elde değil, ne akıllılar ama...
 
A

adam

Guest
gelelim sayın adam'a

yıllardır neredeyse her arap ülkesinde yaşanan, müslümanların birbirlerine karşı yaptıkları katliamlara üç beş terörist diyorsanız ben daha bişey demiyorum, gündemi takip edin yeter. bak yukarıda yazdım, birdaha yazayım; ''Kuran'ın inançlarımıza ve ibadetlerimize rehberlik etmesi dışında, bir de Muhammed ve o günün toplumlarına, o zamanın şartlarına uygun olarak düzen sağlamada yardımcı olmasını sağlamak gibi bir işlevi olduğunu da anlayın artık''. yani sevgili dostum sen bu zamanda mahkemeler hapishaneler varken gelip de hırsızlık yapanın elini kesersen, ya da zina yapan herkesi sokakta kırbaçlamaya kalkarsan, bundan bi 100 sene sonra ne İslam kalır dünyada ne müslüman...

Arap ülkeleri ile İslam'ı kıyaslaman en başta yaptığın yanlış bu. Bana ne arap ülkelerinden, bana ne İslam'ı yaşayamayan ama İslammış gibi görünenlerden. ben en başta kendim yaşayayım, etrafımdakilere yaşatmak için kolaylıklar sağlayayım, ondan sonra bu halkayı genişleteyim, o zaman yaşar mı yaşamaz mı, kendi düşünsün. Siz, İslam denilince hemen Suud ülkesi, BAE, Kuveyt, Irak vs. gibi ülkeleri aklınıza geitiriyorsunuz. Bana ne ? ben Türk'üm ve bu ülkede yaşıyorum. Gelen alimler onlara da anlatmış, bana da. Peygamber (a.s.) onlara da aynı şeyi iletmiş, bana da. O anlamadıysa ve eksik kaldıysa benim sorunum mu ? Onun yaptığı hata yada başarı beni mi yeriyor veya yüceltiyor. Allah (cc) dahi kur'an da "hiç kimse yekdiğerinin yükünü çekmez" buyuruyor. Ama, senin zihniyettekinler, herhangi bir yerde olumsuz bir hareket görse, bunu da yapan eğer bir müslüman ise "işte müslümanların hepsi böyle" türünde hazırlanan stıckerları yapıştırmaya çalışıyorsunuz.

Bu İslam'ı yaşayan insanlar 1.400 yıldır bu ahkamlar ile yaşıyor. Sen 100 yıl sonra müslüman kalmaz dediğin topluluk bugün 2 milyar sınırlarına dayandı. Neden bahsediyorsun ?

başkasını da beklemezdim zaten, siz gidip ismet inönünün kenan evrenin yaptıklarına laiklik diyorsanız, ki diyorsunuz, önce gerçek laiklik nedir gidin bir araştırın bakalım.
Ben komunizmden geldim, bana laiklik tarifi yapma. Tereci benim aslan kardeşim, maydonozlar sen de kalsın.

kaç kez daha söylemem gerekecek bilmiyorum, bizim kafir dediğimiz, inançlarıyla dalga geçtiğimiz o batı devletlerinde, insana insan gibi davranılır, arap ülkelerindeki gibi sorgulayan ve düşünen öldürülmez, işte bu yüzden onlar dünyaya hükmederken biz birbirimizi öldürmeye devam eder, onların kölesi oluruz. hadi aksini iddia edin bakaılm bugün?

1 defa söylemiş olmanız yeterli. Müslüman, fikirden korkmaz, fikirsizlikten korkar. İslamı anlamadığın buradan belli. Biz sana cevap yetiştirmek için yazmıyoruz, belki hata ile okursun da anlarsın diye yazıyoruz. Gerçek bir müslümanın önünde duramazsınız, kaldı ki o kadar derin yaşayamayan benim gibi bir insana bile cevap vermekte aciz kalıyorsunuz, alimlerimiz gelse hepten çuvallayacaksınız.


anayasada sizin özgürlüğünüz başkasının özgürlüğünü engelliyorsa bu özgürlük değildir.
Anayasa da olan bu kanun; İslam'ın kanunudur. Kul hakkı olarak geçer. Ama anlayana...


Geriye kalan yazılarınıza cevap vermeye gerek görmedim. Bu kadarı ile yetinin.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Geriye kalan yazılarınıza cevap vermeye gerek görmedim. Bu kadarı ile yetinin.

ne yazık, son paragrafıma da bir yorum istedim oysa..

Bana ne arap ülkelerinden, bana ne İslam'ı yaşayamayan ama İslammış gibi görünenlerden.

bunu hep ben söyledim ama hep bana karşı çıktınız, şimdi de siz söylüyorsunuz ne tuhaf değil mi? siz değilmisiniz zina yapanları öldürelim, dinsizleri öldürelim diyen? o ülkelerin sizin anlayışınızdan farkı nedir sayın adam?

Ben komunizmden geldim, bana laiklik tarifi yapma. Tereci benim aslan kardeşim, maydonozlar sen de kalsın.

bravo süper anlamışsınız. biz de türkiye marksist-leninist olsun diyoduk...bravo...

kaldı ki o kadar derin yaşayamayan benim gibi bir insana bile cevap vermekte aciz kalıyorsunuz.

Mevlana dan bir alıntı vereyim size, arkasından da gülüp geçeyim...

''anlattığın karşındakinin anladığı kadardır''...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sayın bekir,

anladım ben size laf anlatamayacağım. sabit fikirlisiniz, düşünme ve sorgulama yapmıyorsunuz, 5 yaşında zorla öğretilmiş İslam size, bunun dışına çıkamıyorsunuz, hacı hoca ne derse inanıyorsunuz, yaşınız benden büyük sanırım ama kusura bakmayın bunları söylemek zorundayım.

sayın old_preacher, anlattıklarınızı çok iyi anladığım için anlaşamıyoruz. Anlaşamayız, çünkü anlattıklarınız İslam'a, akla, mantığa ve ilme aykırı. Anlaşamayız, çünkü ben ehli sünnet bir müslümanım, anlaşamayız çünkü siz nefsinizle amel peşindesiniz.


işte bu sabit ve değişemeyen fikrinizce hadi çuvallamış olayım, siz de beni anlamak istemeyeceksiniz her zamanki gibi ama şunu acaba hiç düşündünüz mü? şu yaşıyor olduğumuz zamanda başbakan çıkıp dese ''hırsızların eli kesilecek, zina edenler sokakta herkesin huzurunda kırbaçlanacak'' dese, ne olur bir düşünün bakalım. şu anki duruma nazaran düşünün bunu, gidip de ''geçmişten beri adam gibi yapsaydık şimdi böyle olmazdı'' tarzında geçmişe yönelik demagojiler yapmayın.

ne olur ben söyleyeyim, halk orduyla birlikte çıkar sokağa, gidip tek tek indirirler o hükümette kim varsa aşağıya, kısacası isyan çıkar. abd ve avrupa birliği ülkeleri sizi ırak klasmanına sokarak her türlü anlaşmayı fesheder,her türlü ticaretini bitirir ve ambargoyu koyar. zaten kötü durumdaki ülke iyice fakirler, insanlar iyice aç kalır, sonra biz de ırak gibi afganistan gibi birbirimizi öldürmeye başlarız burada. birbirini kesip parçalayıp taşlayıp öldüren ama adı müslüman olan o ülkelere bir yenisi daha eklenmiş olur.

ee noldu, insanlar öldü, müslümanlar öldü, fakirleşti, aç kaldı? en büyük kötülüğü yaptınız siz insanlara, müslüman yapayım derken hayatlarını mahvettiniz ne olacak?

şimdi hayal kuruyosun diyebilirsiniz, bunu diyecek olan baksın ırak afganistan libya arabistan tunus suriye bugün ne durumda?

Önce şu gerçeği görün ki, münazara adabından uzak ve demagoji yapan sizsiniz.

Sonra; biz yapılan veya yapılması muhtemel meseleleri konuşmuyoruz. Allah'ın emri nedir!? Burada ki mesele budur. Bu konuda hak olan bilinir, sonra kim ne isterse o olur. Ama Allah'ın emri nedir, bunda şaşma, sapma, kayma olmayacak.



diyeceğim o ki, Kuran'ın inançlarımıza ve ibadetlerimize rehberlik etmesi dışında, bir de Muhammed ve o günün toplumlarına, o zamanın şartlarına uygun olarak düzen sağlamada yardımcı olmasını sağlamak gibi bir işlevi olduğunu da anlayın artık. bunu anlamak, sizi dinden çıkarmaz, kafir yapmaz, tam aksine ufkunuzu açar ve aslında o kalıplara sokmaya çalıştığınız Kuran'ın aslında ne kadar muhteşem olduğunu görürsünüz. siz ne derseniz deyin, böyle devam ettikçe ne İslam a ne müslümanlara zarardan başka bir şey vermeyeceksiniz.


Önce Peygamberimiz (sav) i anarken saygı ve terbiye sayın old_preacher.

İslam'a zarar veren; onu, sizler gibi zihniyetlerin ya çok yumuşak, ya çok sert hale getirmesidir. Oysa İslam ne ise o olmalı ve o kalmalıdır. Gönüller hoş olsun diye ayetler tahrif edilerek nefislere sunulmamalı, yobazlıklar, azgınlıklar ya da şahsi hesaplarla da hakkaniyet ölçüsü bozulmamalıdır.
 
A

adam

Guest
ne yazık, son paragrafıma da bir yorum istedim oysa..

O kadar sayfalarca yazdık, hangi birini okudun da, istediğin son paragrafa cevap verilmemesine "ne yazık" diyorsun ? Yazarsak okuyup üzerinde düşünecekmisin ? Yoksa, şöyle bir bakıp hemen cevap yazma telaşına mı gireceksin. Yahu, siz laik kesim bir alemsiniz. Vallahi yemin ederek söylüyorum deve kuşu mantğı güdüyorsunuz. Yapmayın, böyle yaptıkça tek tek yalnız kalıyorsunuz. Gittikçe azalmanız elbette beni sevindiriyor, ama azaldıkça saldırganlaşmanız, agresifleşmeniz bilgi kirliliğine yol açıyor.

Bana ne arap ülkelerinden, bana ne İslam'ı yaşayamayan ama İslammış gibi görünenlerden.

bunu hep ben söyledim ama hep bana karşı çıktınız, şimdi de siz söylüyorsunuz ne tuhaf değil mi? siz değilmisiniz zina yapanları öldürelim, dinsizleri öldürelim diyen? o ülkelerin sizin anlayışınızdan farkı nedir sayın adam?

Uygulama ve yaşama, tek farkımız uygulama ve yaşamak desem, siz ne dersiniz ?
Benim Din'im, zina yapanı taşlayın diyorsa, bu devlet de şerii sistem ile yönetilirse taşlarım. Ama, bakın bu ama kelimesi çok şey ifade ediyor; eğer ben o zina yapanı taşladıktan sonra, gizli bir yerde ben de başka biri ile zina yapıyorsam, sırf bunun için turistik ziyaretlere çıkıyorsam, o taşı en başta kendime atmam lazım veya benim dışımdaki insana taş atmamam lazım! Anlatabildim mi ? İnsanlara Din satılmaz. Günümüz arap ülkeleri bunun ticaretini yapıyor. Malezya haricinde arap ülkelerinin Dini yaşantısı alalade bir yaşantı tarzından farksız. Sizler, bunları görerek bu yanlışları şerii sisteme mal edemezsiniz. Hakkınız yok buna. Size bu düşünceyi çağrıştıracak bunun gibi ülkelerin de buna hakkı yok.

Öte yandan, Dinime dahli bir hareketi olmadıkça, hiç bir dinsizi durduk yerde öldüremem ! Katl olurum ve kısas uygulanması gerekir. Ama, söz ile, ama eylem ile herhangi bir hareketinde ikaz edildiği halde hareketlerine devam ederse işte o zaman öldürülür.

Hırsızlık yapanın eli hem de çaprazlama kesilir. Kur'an okuduğunu söylüyorsun ama, hükümlerini kabul etmez bir anlayış ile yazı yazıyorsun. O zaman sen ya Kur'an okumuyorsun, ya da okuduğun Kur'an'da açıklar aramak ve bulmak gayesi ile okuyorsun. Kur'an sana sadece hükümleri bildirir, sen eğer bu hükümleri anlayamazsan bu senin eksikliğindir ve bu eksikliğini Kur'an'a mal edemezsin !

Ben komunizmden geldim, bana laiklik tarifi yapma. Tereci benim aslan kardeşim, maydonozlar sen de kalsın.

bravo süper anlamışsınız. biz de türkiye marksist-leninist olsun diyoduk...bravo...

Esas sen anlamamışsın ! Sana, Türkiye marksıst olsun diye uğraşıyorsun diyen olmadı ki ! sadece laiklik tanımını bana yapma, dedim. Benim karnım tok çünkü bu masallara, onu anlatmak istedim. Çünkü daha önce bu tereleri biz sattık, şimdi sen bana maydonoz dahi uzatma dedik. Aklımız sıra ince espri yaptık, "burada gülünmesi gerekir" diye bir dip not düşmediğimiz için, algılanmada zorluk yaşadık sanırım. (Burada gülünmesi gerekir !...)

Mevlana dan bir alıntı vereyim size, arkasından da gülüp geçeyim...
''anlattığın karşındakinin anladığı kadardır''...

Çok doğru bir söz ! Ama sizin elinizden çıkarken biraz dezonfarmasyona uğramış. "anladığı kadar" deği cümlenin sonu; "anlayabildiği kadar" şeklinde olmalı. 1 yaşındaki bebeğin önüne kuzu dolması yada arap aşı koymak gibi bir şey. Her ikisi de bebeğin yaşı gereği ağır yemeklerdir çünkü. (Burada da gülünmesi gerekir !)

Ayrıca; Bekir abinin uyarısını ben de tekrarlamak isterim. Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.), senin asker arkadaşın değil, o neden ile bu sitede yazmak istersen en önce değerlere saygı göstermesini öğrenmelisin. Bana bile bunu özellikle sevdiğim abilerim özellikle belirtti. Sen de hitaplarda bir saygısızlık görmediysen, bu hassasiyete özen göstermelisin. (Burada gülünmesi gerekmiyor...!)
 

abrec

New member
Katılım
21 Ağu 2006
Mesajlar
321
Tepkime puanı
2
Puanları
0
müslüman zinada yapar,oruçda tutmaz,içkide içer,namazda kılmaz,hırsızlıkda yapar.yaparmı yapar.
arif olan anlar.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Uygulama ve yaşama, tek farkımız uygulama ve yaşamak desem, siz ne dersiniz ?

Sizin savunduklarınıza bakıyorum, sonra birbirini kesen ülkelere bakıyorum, ne hikmetse bir fark göremiyorum.

Benim Din'im, zina yapanı taşlayın diyorsa, bu devlet de şerii sistem ile yönetilirse taşlarım.

Öyle bir şey demiyor.

Sizler, bunları görerek bu yanlışları şerii sisteme mal edemezsiniz. Hakkınız yok buna.


sayın adam, bu sitede dinsizlerin hepsinin öldürülmesini, zina yapanların öldürülmesini savunuyorsunuz. Şeriat dediğiniz şey bu. o ülkelerde yapılan da tam anlamıyla bu, geldikleri durum da bu . bana lütfen artık yok arap ülkeleri din ticareti yapıyor, aslında bunlar oyun vsvs. gibi şeyler söylemeyin, kendinizi kandırmaktan vazgeçin artık. o ülkelerin halkı çok kötü durumda, insan gibi yaşayamıyor pek çoğu.. peki bu ticareti bütün halkı mı yapıyor, bütün halk mı bu oyunların içinde, neden halk çıkıp da itiraz etmiyor hiçbişeye öyleyse? demekki din ticareti mi oyun mu her ne diyorsanız, hem yöneticileri hem halkı bu işin içinde olduğu gibi. ama halk ölüyor, acı çekiyor, hepsi mutsuz, uzun yıllardır böyle bu, bu çelişkinin dik alası değil mi?(gerçi bazılarında ileriye yönelik gelişmeler olacak gibi şu son olaylardan sonra, inşallah eskisi gibi olmazlar.)

Ama, söz ile, ama eylem ile herhangi bir hareketinde ikaz edildiği halde hareketlerine devam ederse işte o zaman öldürülür.

hangi ayette yazar bu? bilmediğimdn soruyorum, ayeti söyleyin konuşalım. ayet-cümle cımbızlaması yapmadan ama.

Hırsızlık yapanın eli hem de çaprazlama kesilir. Kur'an okuduğunu söylüyorsun ama, hükümlerini kabul etmez bir anlayış ile yazı yazıyorsun. O zaman sen ya Kur'an okumuyorsun, ya da okuduğun Kur'an'da açıklar aramak ve bulmak gayesi ile okuyorsun. Kur'an sana sadece hükümleri bildirir, sen eğer bu hükümleri anlayamazsan bu senin eksikliğindir ve bu eksikliğini Kur'an'a mal edemezsin !

buna cevabımı verdim, ''Kuran'ın iman ve ibadetlerimize bir rehber olarak gönderilmesi haricinde, peygamberimiz ve topluluğunun zamanın koşullarına göre adalet/huzur ve düzeninin sağlanması gibi bir işlevi de vardır.'' siz çıkıp da bugün bunu uygulamaya kalkarsanız ülkede isyan çıkar, insanlar ölür ve kaybeden yine siz olursunuz, adalet sağlayayım derken insanların ölümüne sebep olursunuz. bu dediğimin anlaşılması için mantıklı düşünülmesi lazım.

Aklımız sıra ince espri yaptık, "burada gülünmesi gerekir" diye bir dip not düşmediğimiz için, algılanmada zorluk yaşadık sanırım.

yok ben de düşündüm espri yapmıştır herhalde diye de, sonra yok dedim böyle bir espri olamaz, gülsem mi ağlasam mı bilemedim. konuyla ilgisi olmadığı gibi, güldürme amacı da başarıya ulaşamamış oldu böylece.

Bana bile bunu özellikle sevdiğim abilerim özellikle belirtti.

''bana bile'' ne demek oluyor? ''ben dini senden iyi biliyorum'' mu?

zina yapanı taşla öldürelim, dinsizleri tek kelime söyleseler öldürelim falan dediniz ya, şaşırdım doğal olarak.:)
 

mavigece

New member
Katılım
1 Nis 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
sayın bekir,

ben dinine son derece bağlı olan, namazını kılıp orucunu tutan, fitresini ve zekatını veren, Kuran'da iman edilmesi bildirilenlere iman eden, ve tüm bunları yapmakta herhangi bir sorun yaşamayan bir insanım. bana söyler misiniz lütfen laikliğin İslam'ı yok etmesi, soyutlaştırması nasıl oluyor? laik devlette insanların namaz kılması mı yasak, oruç tutması mı, zekat vermesi mi ya da Kuran'ı okuyup, anlayıp inanması mı? ben izmirde yaşıyorum, halkın tabiriyle ''gavur izmir''de...ve şu saydıklarımdan hiçbirinin yapılmasının engellendiğine şahit olmadım. ne zaman camiye gitsem cuma günleri yer bulmakta zorlandım. her camide her vakitte ezan okundu, hep okundu. e hani laik devletin İslam'ı yok etmesi, nerede, ben gavur şehirde yaşıyorum ve böyle bir şeye henüz rastlamadım.

şimdi bana tutup da eskileri, kenan evrenleri,ismet inönüleri,tsk darbelerini ve fişlemelerini falan örnek verecekseniz hiç boşuna zahmet etmeyin. ''kişilerin yaptığını sisteme mi mal ediyorsunuz'' diye sorarlar adama... hani biz her fırsatta ''insanlar İslam'ı yanlış tanıtıyor, kendine müslüman diyen birinin yaptığı dine mal ediliyor'' diyoruz ya, işte şu an sizin yaptığınız da o... geçmişte kendine laik diyen insanların dine karşı yaptığı kötülükleri laikliğe mal ediyorsunuz. bunu yapınca da o dinin adını kötüye çıkaranlarla eşit pozisyona düşüyorsunuz. kendini boşlukta hisseden, belki de ışığı İslamiyette bulacak olan kişilerin İslamdan soğumasını sağlıyorsunuz. iyi bir dindar ve mantıklı düşünen bir insan iseniz, bunun vebalinin ne olduğunu biliyorsunuz...

afganistan ve ırak konusunda ise ''kurulan tuzaklar'' deyip de işin içinden çıkamazsınız. o halde ateistlerin de ''yaratıcı, insanı yönetmek ve yönlendirmek adına icad edilmiş bir kavramdır'' söylemini kabul etmiş olursunuz, bunlar her ne kadar tartışılarak sonuç alınması mümkün olmayan kavramlar dahi olsa... tarih boyunca zaten her türlü din ve düşünceyi yok etmeye yönelik faaliyetler olmuştur, şu an da olmaktadır ve gelecekte de olacaktır. herşeyi tuzak klasmanına sokup genelleme yapmak asla mantıklı değildir. insanların cahilliği, düşüncesizliği ne olacak peki? arabistan da Allah yoktur dedi diye kafası kesilenler ne olacak? bu mudur müslümanlık? bize mi düşüyor bunu yapmak, kişilerin inancını yargılamak? Peygamberler bile zorlamakla değil de sadece tebliğ etmekle, davet etmekle görevlendirilirken bize ne oluyor ki kişilerin inancına karışmayı kendimize hak görüyoruz?

bunu başka birine daha söylediğimde bana Nisa Suresi 89. ayeti göstermişti.

''Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.''

fakat bu arkadaş nedense bir sonraki ayeti hiç okumamış.

''Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.''

bakın ne diyor? sizinle savaşmıyorlarsa, uzak duruyorlarsa, barış teklif ediyorlarsa hiçbirşey yapmaya yetkiniz yoktur. son cümleyi özellikle okuyun. yani bunlar sadece sizi öldürmeye çalışanlardan bahsediyor. sizse çıkmış bunu tüm insanlığa uygulamaya kalkıyorsunuz. bu dini, Kuran'ı saptırmak değil de nedir?

her konudaki görüşlerinize katılıyorum bence haklısınız...özellikle son cümlelerinizdede verdiğiniz ayet örneğinde...

ama kur'an dışında hadisleri reddediyosunuz anladığım kadarıyla...yani bu peygamberi reddetmek oluyor ve dolayısıyla kur'anı kerimde Allah'ın peygambere itaat emrine karşı çıkmış oluyosunuz farkında olmadan...sahih hadis diye uydurma hadis yokmu? var tabiki ama bu sahih hadislerin olmadığı anlamına gelmez!

alimleride reddediyosunuz...alimler olmasaydı günümüze kadar bir çok islami fıkıh bilgisinin nasıl ulaşmasını bekliyosunuz?...

bize peygamber efendimizin en basitinden abdest almasını öğretmeseydi..ki onada cebrail a.s gösteriyor...nasıl namaz kılmadan önce abdest alıcaktık?..

peygambere itaat etmemiz kur'anı kerimde bize emrediliyor ve imanın şartlarındada peygamberlere iman edilmedikten sonra ..kur'anı Allah'ı kabul etmemiz yeterli değil...

imanın şartları...

Allaha iman, meleklere iman,peygamberlere iman,kitaplara iman,ahiret gününe iman,hayır ve şerin Allahtan geldiğine iman...


old_preacher...yazılarınızdaki üslup samimiyet ve araştırıcı tavrınızıda taktir ettiğimide söylemeden geçemicem...

iyi forumlar...
 
A

adam

Guest
Sizin savunduklarınıza bakıyorum, sonra birbirini kesen ülkelere bakıyorum, ne hikmetse bir fark göremiyorum.

Bilmek ve inanmak başka, bildiğini inanarak yaşamak çok başka. Bunu vurgulamaya çalıştım. Sen Kur'an'ı okudum diyorsun ve Din'i incelediğini söylüyorsun. Yani sen bunları biliyorsun. İşte burada birinci örnekteki kişi pozisyonundasın. Biliyorsun, ama yaşamıyorsun ! Ne zaman bildiklerini inanarak yaşamaya başlarsan, işte o zaman bahsini ettiğimiz ikinci örnekteki şahıs oluyorsun. İnşaallah bu sefer anlamışsındır. Bizim savunduklarımız, yaşayan ülke insanları için geçerli. Senin bahsettiklerin ise, okuyan ve sadece bildiğini zann edip geçenler ile ilgili.


Öyle bir şey demiyor.
Hayır, bilakis diyor ama görmek istemiyorsun. Bakın, bizim Dinimiz de kendi kafasına göre hüküm eklemek çok günahtır. Siz bunu bilmiyor olabilirsiniz ama bu Din'i yaşayan insanlar bilir. Ve bu Din'i yaşayan hiç bir kişi kendi kafasından bir şey ekleme haddinde bulunamaz. Yaptığı takdirde cehennemlik olacağını bilir. O neden ile hiç bir kimse bu Din'e kendi kafasından eklemede bulunamaz. Sen istesen de kimseyi buna ikna edemezsin. O neden ile, bu Din böyle diyor diyorsak, bu böyledir.
sayın adam, bu sitede dinsizlerin hepsinin öldürülmesini, zina yapanların öldürülmesini savunuyorsunuz. Şeriat dediğiniz şey bu. o ülkelerde yapılan da tam anlamıyla bu, geldikleri durum da bu . bana lütfen artık yok arap ülkeleri din ticareti yapıyor, aslında bunlar oyun vsvs. gibi şeyler söylemeyin, kendinizi kandırmaktan vazgeçin artık. o ülkelerin halkı çok kötü durumda, insan gibi yaşayamıyor pek çoğu.. peki bu ticareti bütün halkı mı yapıyor, bütün halk mı bu oyunların içinde, neden halk çıkıp da itiraz etmiyor hiçbişeye öyleyse? demekki din ticareti mi oyun mu her ne diyorsanız, hem yöneticileri hem halkı bu işin içinde olduğu gibi. ama halk ölüyor, acı çekiyor, hepsi mutsuz, uzun yıllardır böyle bu, bu çelişkinin dik alası değil mi?(gerçi bazılarında ileriye yönelik gelişmeler olacak gibi şu son olaylardan sonra, inşallah eskisi gibi olmazlar.)

Şeriat dediğimiz; dinsizlerin öldürülmesi veya zina yapanların taşlanması anlayışından ibaret değil. Senin beynin (kusura bakma) o kadar algılıyor. Yani öyle bir cümle kullanıyorsun ki; ben sana insanı anlatan bir şeyler yaz diyorum, sen tek kelime ile örneğin "saç" diyorsun. Evet, saç insani bir şeydir ama tek başına insanı bana yazılı olarak anlatmaz. Belki binlerce daha şeyler yazmalısın ki, ben bunları okuyunca kafamda insan denen varlık ile ilgili bir şeyler belirsin. Şeriaat dediğin zaman da, sadece kafirlerin öldürülmesi yada zina yapanların taşlanması olarak algılarsan, ya kasıtlı olarak zorluyorsun, yada gerçekten cahilsin. Arap ülkelerinde hiç bir zaman ileriye yönelik bir şey olmaz. Bugünlerdeki arap baharlarına takıldıysan, devam et bunlar da hikaye. Sen sadece bir tablonun renkleri hakkında yorum yapıyorsun, oysa tabloda var olan gerçek bir resimi anlamaktan çok çok uzaktasın. Biz sana resmi göstermeye çalışıyoruz haddimiz olmadan. Ama sen yağlıboyanın markasına takılmışsın.

Ama, söz ile, ama eylem ile herhangi bir hareketinde ikaz edildiği halde hareketlerine devam ederse işte o zaman öldürülür.

hangi ayette yazar bu? bilmediğimdn soruyorum, ayeti söyleyin konuşalım. ayet-cümle cımbızlaması yapmadan ama.

Cımbızlık işimiz olmaz. Çünkü, Kur'an'ın her bir ayeti dikkate değerdir bir müslüman için. Bir ayeti fikrimize yakın bulup yazalım, diğerini (haşa) fikrimize uzak bulduk rededelim mantığı bizde olmaz. Biz, ancak müslümanlardanız inşaallah. Madem örnek istedin buyur bu örnekleri oku:

"Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın. O fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Yalnız Mescid-i Haram'ın yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın! Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün. Kafirlerin cezası böyledir. " (Bakara:191)
"Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını, cennet kesinlikle kendilerinin olması pahasına satın aldı. Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu Tevrat'ta da, İncil'de de, Kur'an'da da Allah'ın söz verdiği bir vaaddir. Allah'tan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız bu alışverişten dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur." (Tevbe:111)

"Ey şanlı peygamber, kafirlerle ve münafıklarla cihad et, onlara karşı kalın (sert) ol! Onların varacakları yer cehennemdir; ne kötü bir varış yeridir orası!" (Tevbe:73)
Hırsızlık yapanın eli hem de çaprazlama kesilir. Kur'an okuduğunu söylüyorsun ama, hükümlerini kabul etmez bir anlayış ile yazı yazıyorsun. O zaman sen ya Kur'an okumuyorsun, ya da okuduğun Kur'an'da açıklar aramak ve bulmak gayesi ile okuyorsun. Kur'an sana sadece hükümleri bildirir, sen eğer bu hükümleri anlayamazsan bu senin eksikliğindir ve bu eksikliğini Kur'an'a mal edemezsin !

buna cevabımı verdim, ''Kuran'ın iman ve ibadetlerimize bir rehber olarak gönderilmesi haricinde, peygamberimiz ve topluluğunun zamanın koşullarına göre adalet/huzur ve düzeninin sağlanması gibi bir işlevi de vardır.'' siz çıkıp da bugün bunu uygulamaya kalkarsanız ülkede isyan çıkar, insanlar ölür ve kaybeden yine siz olursunuz, adalet sağlayayım derken insanların ölümüne sebep olursunuz. bu dediğimin anlaşılması için mantıklı düşünülmesi lazım.

Ülkede isyan mı çıkar ? Allah'ın ayetlerinin uygulanmasından dolayı mı ? Siz hakikaten kafamı yapıyorsunuz ? Anarşi, Din yaşanamadığı için ortaya çıkar diyoruz. Dinin yaşanması ile anarşi olmaz, refah olur. Herkes bir diğerinin hakk ve hukukuna saygı gösterir. Kimse bir başkasının hakkına ve hukukuna tecavüzde bulunmaz, bulunmamıştır.
yok ben de düşündüm espri yapmıştır herhalde diye de, sonra yok dedim böyle bir espri olamaz, gülsem mi ağlasam mı bilemedim. konuyla ilgisi olmadığı gibi, güldürme amacı da başarıya ulaşamamış oldu böylece.

Orayı bir daha oku istersen. Birincisine gülmeyeceksin, ikincisine güleceksin. Espri, illa güldürme amaçlı değildir çünkü. Anlam misyonu yüklenmesi açısından espri dedik. Ama ikincisine gülebilirsin.

Bana bile bunu özellikle sevdiğim abilerim özellikle belirtti.

''bana bile'' ne demek oluyor? ''ben dini senden iyi biliyorum'' mu?

Hayır, bilemedin. Ben bu Din'i senden iyi yaşıyorum demek değildir. Bu cümle burada, "daha önceki yaşantımda ne kadar terbiyesiz bir insan olsam da, ben dahi saygılı davrandım, sen benden en azından daha terbiyelisin" anlamında yazdım, ama sen bunu da anlamadın. Bana bakarmısın, sana açıklama yazdığımız yazılara bile bir açıklama yazıyoruz farkındamısın ?.. Sana zaten büyük bir ihtimal ile son mesajım. Zira, çok cahilsin ve cahilliğinden taviz vermiyorsun. Senin tek derdin, Kur'an'ı okusan da; anlayamaman..!
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
sayın mavigece, teşekkür ederim.

Kuran dışında herşeyi reddetmiyorum, sadece ''emin olamayız'' diyorum, bildiğiniz gibi pek çok yalan hadis var piyasada. bu noktada bize de görev düşüyor, ''düşünme ve sorgulama''

yani bundan kastım şudur, eğer Kuran bir şey diyorsa, hadisler buna çelişen bir şey söylememelidir değil mi? misal Kuran da sürekli iyilik yapmamız, şükretmemiz, düşünmemiz emredilir. eğer bir hadis, bunları teşvik eden bir şey diyorsa doğrudur diyebiliriz.

fakat, gidip de zina yapanları recm ile öldürme olayı hadislere ya da sünnete dayandırarak haklı çıkarmaya çalışılırsa, o hadis yalandır. çünkü Kuran, zina yapanları öldürmemizi söylemez, ve bu hadis Kuran ile çelişmiş olur. işte burada devreye girer düşünce, mantık ve sorgulama. şimdi siz burada hadis doğrudur Kuran yanlıştır diyebilir misiniz? elbette diyemezsiniz. ha bir de ''sen Kuran ı anlamıyorsun, alimler böyle diyor, orda demek istediği başka'' diyenler var, bunu söylemek, kendine verilen düşünce ve mantığı kullanmak yerine başka insanların düşüncesini benimsemek olur ki Kuran anlaşılmayacak bir kitap değildir.

sonuç olarak ben hadislere inanmıyorum demiyorum, bu doğru değil, benim demek istediğim ''hangi hadisler doğrudur ya da değildir bilemeyiz ve hiçbir doğru hadis Kuran ile çelişemez, çelişmemelidir.''

sayın adam,

cımbızlama yapmayız demişsiniz ama cımbızlamanın kralını yapmışsınız. tekrar söylüyorum, ''Kuran bütünüyle okunması gereken bir metindir, tıpkı her metinde olduğu gibi.'' öldürme olayını araştırıyorsanız, öldürmeyle ilgili tüm ayetleri, onların içinde yer aldığı tüm sureleri okumalısınız. Bakara-191. ayeti almışsınız sadece, ondan hemen sonraki 192, 193 ve 194 ü unutmuşsunuz nedense...

''Eğer savaşı sona erdirirlerse Allah çok affedici, çok merhametlidir.'' Bakara Suresi- Ayet 192

''Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez.'' Bakara Suresi- Ayet 193

''Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler ve yasaklar karşılıklıdır. O halde, azgınlık edip size saldırana, size saldırdığı şekilde ve ölçüde saldırın. Allah'tan sakının ve bilin ki Allah, sakınanlarla beraberdir.'' Bakara Suresi Ayet 194

demekki baştan sona okuyacağız, cımbız yok.

Tevbe Suresi'ndeki ilk alıntınız ise bir müminin yapması gereken şeyleri ''genel'' olaak belirtmiş, zaten ayrıntısı yukarıdaki ayetlerde verilmiş.

Son aldığınız ayeti de açıklayayım, arapçada ''cihad'' kelimesinin anlamı ''mücadele'' dir. mücadele de sadece ''öldürmek için savaşmak'' demek değildir. aynı zamanda ilimle, sözle de mücade etmek demektir. Bakara Suresi 194. ayetten de anlaşılabileceği gibi, ''azgınlık edip size saldırana, size saldırdığı şekilde ve ölçüde saldırın''. gerisini anladınız umarım, uzun uzun yazmıyorum...

özetle sayın adam, gene bir dolu hakaret etmişsiniz yok beynin almıyor bilmem ne falan ama, gördüğünüz gibi ufak bir araştırma her şeyi çözebiliyor. demekki ne yapacakmışız, başkalarına hakaret etmek yerine oturup kendimiz araştıracakmışız. umarım dediğiniz gibi son mesajınız olur, zira artık aynı şeyleri anlatmaktan bıktım ve benim de bu konudaki son mesajım.

ya da önceden yaptığınız gibi söylediklerime mantıksal bir cevap vermek yerine sayıp sövüp mesaj yazma hakkımı da alabilirsiniz, sizin tercihiniz...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sayın old_preacher

Hadislerin Kur'anı teyid eden sözler olabileceği ve başka hiç bir mana/emir arzetmediği düşüncesinde olduğunuzu biliyorum. İslamForum da sizin gibi düşünen bir çok arkadaşımız olmuştur. Bu konuda onlarla bir noktaya varamadık ama teati ve münazara etmekte fayda var.
Bu konuda bir yeni başlık açın. Düşünceniz net olarak yazın ve münazara edelim, olur mu?
 
Üst Alt