Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman İnsan Laik Devlet Yönetimini Desteklermi

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Müslüman insan laik bir yönetime kerhen dahil olabilir belki ama laik devleti destekler mi?

Laikliğin var olan bütün tanımları dünya düzeninden ilahi emirleri soyutlar.

Müslüman insan, Allah'ın tüm emir ve yasaklarını harfiyyen kabul etmiştir. Riayet edemeyebilir, bunun vebali vardır ama teşvik, tasdik, tavsiye edemez.

Müslüman insan devlet yöneticiliği ile alakalı şu ayetin direkt muhatabıdır. (Hac 41) Onlar (o müminlerdir) ki, eğer kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler. Bütün işlerin sonu sırf Allah'a âittir.

Bu takdirde Müslüman olduğunu beyan eden devlet yöneticisi laikliği teşvik, tasdik, tavsiye edemez, sadece kerhen laik devlet düzeninde var olabilir.

Var olmalımıdır? O da ayrı bir teati konusudur.

Ben böyle biliyorum.
 
K

kompLeks

Guest
sayın bekir;

bu konuya da el atalım. başbakan erdoğan açıklama yaptı: ''kişi laik olmaz, devlet laik olur. laiklik ateizm demek değildir. devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta durmalıdır.'' bunlar başbakan erdoğanın sözleri.

varsayalım ki devletimiz laik olmadı. o zaman ülkede var olan ermeniler, yahudiler, hristiyanlar, aleviler, ateistler, panteistler, agnostikler, deistler, budistler ne yapacak?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sayın bekir;

bu konuya da el atalım. başbakan erdoğan açıklama yaptı: ''kişi laik olmaz, devlet laik olur. laiklik ateizm demek değildir. devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta durmalıdır.'' bunlar başbakan erdoğanın sözleri.

varsayalım ki devletimiz laik olmadı. o zaman ülkede var olan ermeniler, yahudiler, hristiyanlar, aleviler, ateistler, panteistler, agnostikler, deistler, budistler ne yapacak?

Konumuz bu değil, ama konunun kenarından el attınız, bir ara fasıl yapalım.

Sayın Başbakan eğer ''kişi laik olmaz, devlet laik olur. laiklik ateizm demek değildir. devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta durmalıdır.'' demiş ise bu onun kendi hususi düşüncesidir derim.

Sizin varsayımınıza gelince; devlet laik değil de İslam Devleti olsa, o gayri müslimler belli bir vergi vererek o ülkede eman içinde yaşar, inançları gereğini yapar ancak İslam'a muğayir hallerini aleni yapamazlar.
 
K

kompLeks

Guest
sevgili bekir kardeşim; af buyur. kullandığın kelimelerden bir şey anlamıyorum. eman ne demek? muğayir ne demek? türk dil kurumu sözlüğüne baktım gene de bulamadım. aynı dili konuşsak da anlaşabilsek diyorum. bu kadar zor değil herkesin anlayabileceği bir dilde konuşmak. anlaşılmamak için mi uğraşıyorsun? bir türlü anlayamadım.

yani gayri müslimler bir sığıntı gibi mi yaşayacak diyorsunuz. herkesle eşit haklara sahip olmayacaklar mı? şuanki durumundan ne farkı olacak mesela, bir kaç örnekle açıklar mısın? açıklarken en azından türk dil kurumu sözlüğüne baktığımda bulabileceğim kelimeler seçerseniz sevinirim.
 
M

mehmet_87

Guest
kompleks o kelimeleri bende anlamadım ama söylemek istenilen şey gayet açık..şeriat devletinde müslüman olmayanlar vergi vererek normal yaşantılarını sürerler ama aykırı hareketler yapamazlar..osmanlı devletinde bunun örneği çok..hristiyanlar ve yahudiler vergi vererek yaşıyorlardı ama mesela osmanlıda bi hristiyan at üzerine binip yolda dolaşamazdı..ermeni rum ve yahudilerin silahlanma hakkı yoktu..zaten silahlandıkları anda isyan etmiştir çoğu..bi kere senin bi ayeti yorumlayıp cihat savaşmak değil kendini savunmaktır diye yazdığını gördüm...cihat gayrimüslimlerin yurtlarına girip onları öldürmek yada mallarını yağmalak değil..onları osmanlının yağtığı gibi islam idaresi altına almaktır..osmanlının fethettiği yerlerde müslümanlardan etkilenip yada daha az vergi vermek için müslüman olan çok hristiyan var...eğer osmanlı cihat etmeseydi bugün belkide balkanlarda boşnaklar arnavutlar makedonlar müslüman olmayacaktı...bir ayeti kendine göre yorumlayıp buraya aktarmazsan sevinirim..
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Gayrimüslimler cizye verinceye kadar Allah c.c. savaşın diyor. Cizye günümüz deyimiyle vergi diyebiliriz. Ama şuan ki laik sistem bizim onlardan cizye yerine, onların bizden faiz almasını sağlıyor.

erdoğanın geçmiş zamanda hem laik hem müslüman olunmaz diye haykırdığı sözleri internette mevcuttur.

Allah c.c. kanunu ile hükmetmek, yani şeriat ile hükmetmek farzdır. Allah c.c. erdoğana tamam sen Müslümandın, devletin laikti mi diyecek?
 
K

kompLeks

Guest
sayın mehmet_87; yaptığınız yoruma tek tek cevap vereyim.

kompleks o kelimeleri bende anlamadım ama söylemek istenilen şey gayet açık..

size göre söylenilen şey gayet açık olabilir. ama ben o iki kelimeden bir şey anlamadım ve bunu da gayet insani bi şekilde dile getirdim. ki siz de o iki kelimenin anlamını bilmediğinizi söylüyorsunuz. hayır yani bu kelimeler türkçede var da türk dil kurumunun bundan haberi mi yok? anlamamam gayet doğal değil mi? bilmiyor olabilirim ama bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. öğrenmek için de soruyorum...

şeriat devletinde müslüman olmayanlar vergi vererek normal yaşantılarını sürerler ama aykırı hareketler yapamazlar..osmanlı devletinde bunun örneği çok..hristiyanlar ve yahudiler vergi vererek yaşıyorlardı ama mesela osmanlıda bi hristiyan at üzerine binip yolda dolaşamazdı..ermeni rum ve yahudilerin silahlanma hakkı yoktu..zaten silahlandıkları anda isyan etmiştir çoğu..

böyle bir durumda hristiyan ve yahudilerin isyan etmesi zaten kaçınılmaz. sırf daha az vergi vermek için din değiştirip müslüman olan biri ne kadar müslümandır o da ayrı bir tartışma konusu. doğru olduğu için, allah için din değiştirmiyor yani; daha az vergi vermek için sözde müslüman oluyor. devlet de sözde müslüman olsun yeter diyor özüyle işimiz yok diyor. yani böyle yaparak ilk önce isyan etmelerini sağlıyoruz. daha sonra isyan ettikleri için onlarla savaşırsak cihad yapmış oluyoruz.

bi kere senin bi ayeti yorumlayıp cihat savaşmak değil kendini savunmaktır diye yazdığını gördüm...

ben ''cihat savaşmak değil kendini savunmaktır'' diye yazmadım. bir kontrol et istersen. bir de bunu nereye yazmışsam, alıntı yapıp onun altına cevap yazarsan daha sağlıklı olur. buradaki konuyu da dağıtmamış oluruz .

cihat gayrimüslimlerin yurtlarına girip onları öldürmek yada mallarını yağmalak değil..onları osmanlının yağtığı gibi islam idaresi altına almaktır..osmanlının fethettiği yerlerde müslümanlardan etkilenip yada daha az vergi vermek için müslüman olan çok hristiyan var...eğer osmanlı cihat etmeseydi bugün belkide balkanlarda boşnaklar arnavutlar makedonlar müslüman olmayacaktı...bir ayeti kendine göre yorumlayıp buraya aktarmazsan sevinirim

ayetleri kime göre yorumlayıp aktaracağız onu da ayrı bir başlık altında tartışırız...saygılar
 
K

kompLeks

Guest
Gayrimüslimler cizye verinceye kadar Allah c.c. savaşın diyor. Cizye günümüz deyimiyle vergi diyebiliriz. Ama şuan ki laik sistem bizim onlardan cizye yerine, onların bizden faiz almasını sağlıyor.

erdoğanın geçmiş zamanda hem laik hem müslüman olunmaz diye haykırdığı sözleri internette mevcuttur.

Allah c.c. kanunu ile hükmetmek, yani şeriat ile hükmetmek farzdır. Allah c.c. erdoğana tamam sen Müslümandın, devletin laikti mi diyecek?

sayın selim;

1) allah hangi ayetinde gayri müslimler cizye verinceye kadar savaşın diyor. numarasını yazar mısın?
2) erdoğanın geçmiş zamandaki söyledikleri ile şimdi söyledikleri birbirini tutmuyor mu diyorsunuz?
3) son cümlenizden birşey anlamadım. farz olan tam olarak ne? erdoğana ne diyecek? anlamadım kusura bakmayın.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sevgili bekir kardeşim; af buyur. kullandığın kelimelerden bir şey anlamıyorum. eman ne demek? muğayir ne demek? türk dil kurumu sözlüğüne baktım gene de bulamadım. aynı dili konuşsak da anlaşabilsek diyorum. bu kadar zor değil herkesin anlayabileceği bir dilde konuşmak. anlaşılmamak için mi uğraşıyorsun? bir türlü anlayamadım.

yani gayri müslimler bir sığıntı gibi mi yaşayacak diyorsunuz. herkesle eşit haklara sahip olmayacaklar mı? şuanki durumundan ne farkı olacak mesela, bir kaç örnekle açıklar mısın? açıklarken en azından türk dil kurumu sözlüğüne baktığımda bulabileceğim kelimeler seçerseniz sevinirim.

Estağfirullah sayın kompLeks, siz af buyurun, bizim dil yaşımızdan dolayı biraz eskilere kayıyor... Lakin, (fakat) bunlar anlamı bulunamaz kelimeler değildir. Elinizin altında bilgisayar ve internet olduğu belli, yazsanız hemen çıkar anlamı. Kelime haznesinin büyümesi, dili, anlatımı daha baliğ (etkili ve anlamlı) kılar diye düşünüyorum.

Eman, bir kimseye veya düşmana; söz, işâret veya yazı ile, mal ve can güvenliğinin emniyet (güven) altında olduğunu bildirmek demektir.

Muğayir, aykırı olmak, uymamak demektir.

Konu hakkında derlediğim bilgileri aktarayım, dilerim anlaşılır olur.

İslam Devletine sadık kalacağını ve itaat edeceğini söyleyerek burada yaşama niyeti gösteren bütün güyr-i müslimlere “Zimmi” denir. İslam, bütün bu çeşit vatandaşlara, hayatlarının, bedenlerinin, mallarının, kültür, inanç ve namuslarının korunacağına dair bir garanti verir. Onlara da sadece memleket kanunları uygulanır ve bütün medeni meselelerde Müslümanlarla eşit haklara sahip kılınır.

Bunların en başında vatandaşlık hakkı gelmektedir. Günümüzde milli devletlerde vatandaşlık, kan ve toprak esasına dayanmaktadır. Buna karşılık İslâmiyet, insanlar arasında mukadder tesadüflere bağlı olan bu tür farklılıkları bir yana bırakarak, vatandaşlık konusunda irade ve tercihin ortaya konduğu dinî aidiyeti esas almıştır. Çünkü insanların mensup oldukları ırk, renk ve cinsiyet kendi iradeleri dahilinde değildir; fakat dinleri kendi tercihleridir. Bu sayede onlar, devlet tarafından Müslümanlarla aynı şekilde muhatap kabul edilmiş ve eşit sayılmışlardır. Bu vatandaşlık, sömürgeci ülkelerin sömürgeleri altında olan halkın vatandaşlığı gibi değildir. Zira sömürge halkı, teb'a olmakla birlikte, sömürgeci devletin kendi vatandaşlarının sahip olduğu siyasî haklardan mahrumdur.

Müslümanlarla zimmet akdi yapan ve vatandaş olan gayr-i Müslimlerin can ve mal güvenliği devletin garantisi altındadır. Zimmî bir kimseyi öldüren veya yaralayan Müslüman, hukukun gerektirdiği cezaya çarptırılır. Yine zimmînin malının bir Müslüman tarafından çalınması halinde ona ceza uygulanır.

Gayr-i Müslimlerin sahip olduğu hak ve hürriyetlerden en dikkat çekeni, inanç ve ibadet hürriyetidir. Her şeyden önce, hiçbir gayr-i Müslim, İslâmiyet'teki "Dinde zorlama yoktur." gerçeğinin bir gereği olarak Müslüman olmaya zorlanamaz. Herkes dilediği dine inanmakta ve o inancının gereği olan ibadetleri yerine getirmekte serbesttir. Mesela, Osmanlı hakimiyetine giren gayr-i Müslimler, kiliselerinde ayin ve ibadet edebilirler, dinî günlerini kutlayabilirlerdi. Ancak yeni kilise yapılması veya mevcutların tamir edilmesi idarî bir tedbir olarak izne tâbidir. Hâlâ mevcut olan pek çok kilise ve havra, Osmanlı'nın bu hoşgörüsünün yaşayan şahitleridir. İstanbul'un fethinden sonra, bölgede mevcut semavî dinlere resmiyet kazandıran Osmanlı Devleti, bu mânâda Orta Çağ ve modern zamanlarda tevhid inancına sahip üç dini tanıyan, alt gruplarıyla birlikte uyumlu bir şekilde yaşamalarını güvence altına alan tek siyasî organizasyondur. Müslüman toplumun bu davranışı karşısında Müslüman olmayanlar da, meselâ, oruç ibadetine saygı olarak, Ramazan ayında açıkça bir şey yiyip-içmeyerek, kadirşinaslık göstermişlerdir.

Gayrimüslimler, Müslümanlarla eşit bir ikamet ve dilediği yere seyahat etme, çalışma, mülkiyet edinme, ticaret yapma Hakkına sahiptirler. Başka ülkelerden göç eden veya bir başka şehre taşınan gayr-i Müslimler, bazı küçük sınırlamalar dışında Müslümanlarla eşit bir ikamet ve dilediği yere seyahat etme hürriyetine sahiptirler. Bunun yanında çalışma, mülkiyet edinme, ticaret yapma konusunda herhangi bir sınırlamaya tâbi tutulmadıkları gibi, bazı alanlarda çalışmaları teşvik edilmiş hattâ öncelik tanınmıştır. Bu serbestlik, Osmanlı ticaret hayatında gayr-i Müslimlerin öne çıkmalarını ve büyük servet yapmalarını sağlamıştır. Müslüman nüfus genellikle tarım ve askerlikle meşgul olduğu için diğer alanlarda Müslüman olmayanların ağırlığı söz konusudur. Ülkedeki el sanatları ve zenaatların çoğu gayr-i Müslimlerin elindedir. Devlete ait kamu görevlerinde de onlara önemli görevler verilmiştir. Vezir, vali gibi yöneticiliklerde veya hakimlikte bulunamamakla beraber, özellikle tabiplik, tercümanlık vb. görevler genellikle onlar tarafından yürütülmekteydi.

Osmanlı idaresinde yaşayan gayrimüslimlerin sahip oldukları diğer çok önemli bir hak ve hürriyet de hukuk alanındadır. Gayr-i Müslimler; ceza davaları haricindeki aile, şahıs, miras, borçlar hukuku gibi dinî inançlarıyla ilgili konularda kendi mahkemelerine gitme ve kendi hukuklarını uygulamada serbesttirler. Bu, onları kendi inançlarının gerekleriyle baş başa bırakmadır. Bu şekilde onlar asırlar boyunca İslâm toplumu içinde varlıklarını sürdürme imkânı bulmuşlardır. Ancak ceza davalarında Osmanlı kanunlarına tâbidirler. Burada suç sayılan bir fiil işlediklerinde aynı hukuk onlara da uygulanır. Fakat, içki içmek gibi kendi dinlerince suç sayılmayan fiilleri işlediklerinde, İslâm hukukunun gereği olan ceza değil, sadece kanun düzenini bozma suçunun cezası uygulanır.

Gayrimüslimler isterlerse davalarını İslam hukuku mahkemesine de getirebilir ve burada, kutsal kitapları üzerine yemin edebilirlerdi. Mesela Onların genellikle Osmanlı mahkemelerini tercih ettiklerini gösteren çok sayıdaki arşiv belgesi, aynı zamanda Osmanlı hoşgörü ve toleransının da önemli bir delili olarak günümüze kadar intikal etmiştir.

Gayrimüslimlerin sahip oldukları bu hak ve hürriyetlerin karşılığında yerine getirmekle yükümlü oldukları görevler ise, cizye ve haraç vergisi ödemektir. Cizye, can-mal ve namuslarının devlet garantisinde olması, bunların tehlikeye düşmesi durumunda da devlet tarafından korunması karşılığıdır. Aksi takdirde bu vergi alınamaz. Ayrıca gayr-i Müslimler askere de gitmezlerdi. Çünkü İslâmiyet onları, Müslümanlarla birlikte kendi dindaşlarına karşı savaşmak zorunda bırakmamak gâyesiyle askerlikten muaf tutmuştur. Bu aynı zamanda inanç özgürlüğünün bir gereğidir. Osmanlı ordusunun geri hizmetinde çalışanlardan da cizye vergisi alınmazdı. Ayrıca kadın, çocuk, ihtiyar, sakat, deli, münzevi ve din adamları da bu vergiyi ödemezdi. Askerlikten muaf olmaları sayesinde gayr-i Müslimler uzun vadede hem nüfus olarak azalmamışlar, hem de ticaret ve zenaatlarına kesintisiz devam ettikleri için ekonomik olarak güçlenmişler, hattâ devlete borç verecek hale gelmişlerdir.

Cizye ve haraç vergisi, Müslüman olanlara oranla gayr-i Müslim vatandaşlardan fazladan alınıyor gibi görünse de, durum öyle değildir. Çünkü onlardan alınan haraca benzer bir vergi olan öşür de Müslümanlardan alınmaktaydı. Cizye Müslümanlarca ödenmiyorsa da, verdikleri zekât onların ödediği diğer malî bir yükümlülüktü.

Gayr-i Müslimler sosyal hayatla ilgili bazı kısıtlamalara tâbi tutulmuşlardır. Ancak bu kısıtlamaların hiçbiri temel hak ve hürriyetlere yönelik olmayıp tamamen hakimiyet sahibi devletin uyguladığı idarî tedbirlerdir.

Zannederim cevap olabilmiştir.
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
sayın selim;

1) allah hangi ayetinde gayri müslimler cizye verinceye kadar savaşın diyor. numarasını yazar mısın?
2) erdoğanın geçmiş zamandaki söyledikleri ile şimdi söyledikleri birbirini tutmuyor mu diyorsunuz?
3) son cümlenizden birşey anlamadım. farz olan tam olarak ne? erdoğana ne diyecek? anlamadım kusura bakmayın.

Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın. (tevbe 29)

Evet tutmuyor internetten bir arama yaparsanız bulursunuz.

Farz olan şeriatla hükmetmek, laiklikle yönetmek dinsizliktir. Çünkü laikliğin benimsediğini şeriat (Allah'ın hükümleri) benimsemez. Misal yukarıdaki Ayette savaşın diyor, laik sistem "onlar bizim kardeşimiz" diyor.Allah c.c. hırsızlık yapanın elini kes diyor, laik sistem hapse atalım diyor. Misaller çoğaltılabilir.

Yani erdoğanın eski konuşmasını aynen kelime kelimesine yazıyorum, kesinlikle eski konuşmasını tasvip ediyorum. " ya laik olacaksın, ya Müslüman, ikisi bir arada olmaaazzz"
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Tayyip'in ki halt yemek. Sananee. Ne karıştıryon milletin kafasını. Senin ülken çok memnun sanki bu laiklikten.. Millet ne isterse o şekilde bi yönetim sistemi uygulanmalıdır, felan desene. Sonra toparlayacağım diye uğraşırı durursun.

Bu ülke tabiki İslam kurallarının hakimiyetinde olmalı. Öteki dinden olanlarda kıracak dizini oturacak. İslamın Adetullah yönü zaten onlara dinlerini özgürce yaşam hakkı veriyor. Peygamber Efendimiz dönemi ve sonrası, en yakın zamanda da Osmanlı yönetiminde Gayri Müslümlerin durumu bellidir. Kimseye zulm yoktur. Ama bak, Laikliğin çıkış yeri Fransa'ya.. Elinden geldiğince kısıtlamaya çalışıyor İslami yaşantıyı. Ne varsa yine bizim dinimizde var Elhamdulillah. Bizim dinimize göre herkes kendi inancını özgürce yaşar. Kimseye zulm olmaz. Bu kadar net..Daha ne sistem arayacaksın.

selametle..
 
A

adam

Guest
Elhamdülillah, laik değilim. Çünkü laiklik dinsizlik demektir. Bir müslüman da, İslam Dini hükümlerinin olmadığı bir sistemi desteklememelidir.

Laiklik, Fransızların kendi özgürlüklerini ilan ettikleri o meşhur devrimde, herşeye bir tepki (Din dahil) olarak kabul görmüştür. Bu devrim, sadece siyasi otoriteye başkaldırı değil, beraberinde kiliseye de bir başkaldırı olmuştur. Esasında sosyalist bir fikrin filizlendiği bir dava olmuştur ve sonrasında takip edenler açısından da bir nevi modernitenin gerekliliği gibi bir kavrama büründürülmeye çalışılmıştır. Oysa, sadece din baskısını koz olarak elinde tutan kilise ve siyasiler, zamanla bu laikliği de ellerine geçirmişlerdir. Siyasiler; fikri yapılarının kilise tarafından engellenmesini durdurmak için sahiplenmişlerdir. Kilise de, müslüman akımının tek tek ülkeleri ele geçirdiğini gördüklerinden dolayı, hristiyanlığın elden gitmesine engel olmak için, ehveni şer yönü ile kabullenip sahiplenmeye ve böylelikle, Din ile devlet işlerini başarı ile beraber götüren İslam devletini durdurmaya çalışmışlardır.

Ülkemize uyarlanmaya çalışılan laiklik ise, şuanki hali de dahil olmak üzere fiyasko ile sonuçlanmıştır. Nedeni de, hiç bir müslüman dinsizliği kabul etmediği içindir. Bir müslüman için, Din herşeyden önce gelmelidir. Evet günümüzde hayat şartları, yaşam zorlukları bazen daha önemliymiş gibi görünüyor, ama; kendini bu şartlara kaptıran insanlar dahi bir cenaze gördüğü zaman duruyor, ve inna lillah ve inna ileyhi raciun diyerek kendini bir müddet frenleyebiliyor. Belki bir hafta sonra veya üç gün sonra bıraktığı yerden koşuşturmaya yine devam ediyor ama, aklının bir köşesinde; asli memleketine gidiş biletinin de kendi boynunda olduğunu unutmamaya çalışıyor.

Komünist bir düşünce sisteminin hayali ile büyüyen bir insan olarak, ilk söylediğimi son cümle olarak yine söyleyeceğim, ki bu benim için hakikaten çok zor bir şeydi daha öncesinden, o yüzden o gözle okumanızı rica ederim: elhamdülillah laik değilim, Şeriat'a gönülden bağlıyım. Rabbim yaşayan kullarının arasına ilhak eylesin inşaallah.
 
K

kompLeks

Guest
sayın bekir;

yazdıklarınızı özetlersek; vergisini ödeyen gayri müslimlerin inançlarını özgürce yaşamaları devlet garantisi altına alınıyor. aynı zamanda müslümanlarla çoğu konuda (ticaret yapma, mülkiyet edinme, seyahat etme vs.) eşit haklara sahip oluyorlar. isterlerse kendi hukuklarına göre yargılanıyorlar. ödedikleri bu vergiye de cizye adını veriyoruz. devlet aynı zamanda müslümanlardan da vergi alıyor. müslümanlardan aldığı vergiye de öşür diyoruz. müslümanların da inançlarını özgürce yaşamaları devlet garantisi altına alınıyor. camiler yapılıyor, imamlar atanıyor vs. ve kendi hukuklarına göre yargılanıyor bunun adına da şeriat diyoruz.

yani şuana kadar anladığım kadarıyla laikliğin şeriattan farkı (örnek vererek açıklamak gerekirse); laiklikte hırsızlık yapanı hapise atarız, şeriatta elini keseriz ya da daha kötüsü ise idam ederiz, taşlarız vs.

tevratta yazan canice şeyler yüzünden, tevratın değiştirildiğine inanıyorsunuz. elini kesmekten, idam etmekten,taşlamaktan bahsediyorsunuz. benim inandığım allah böyle canice şeyler istemez. bunların insan eliyle, insan beyniyle yazıldığı aşikar. kur'anın değiştirilemeyeceğine, allahın kur'anı koruma altına aldığına inanıyorsunuz. kur'anda ne yazıyorsa tevratta da o yazıyordu diyorsunuz. allah kendi kitabını koruma altına aldıysa, kimsenin değiştirebilmesine izin vermiyorsa; tevrat allahın kitabı değilmiydi? tevratı niye değiştirebilmelerine izin verdi? incili niye değiştirmelerine izin verdi? kur'anı indirmeden önce müsveddesini mi yarattı?

böyle canice bir şey olabilir mi? insan buna nasıl inanır? bu en başta insanlığa sığmaz. allahıma şükür laikim ve laik kalacağım...vesselam
 
K

kompLeks

Guest
Tayyip'in ki halt yemek. Sananee. Ne karıştıryon milletin kafasını. Senin ülken çok memnun sanki bu laiklikten.. Millet ne isterse o şekilde bi yönetim sistemi uygulanmalıdır, felan desene. Sonra toparlayacağım diye uğraşırı durursun.

Bu ülke tabiki İslam kurallarının hakimiyetinde olmalı. Öteki dinden olanlarda kıracak dizini oturacak. İslamın Adetullah yönü zaten onlara dinlerini özgürce yaşam hakkı veriyor. Peygamber Efendimiz dönemi ve sonrası, en yakın zamanda da Osmanlı yönetiminde Gayri Müslümlerin durumu bellidir. Kimseye zulm yoktur. Ama bak, Laikliğin çıkış yeri Fransa'ya.. Elinden geldiğince kısıtlamaya çalışıyor İslami yaşantıyı. Ne varsa yine bizim dinimizde var Elhamdulillah. Bizim dinimize göre herkes kendi inancını özgürce yaşar. Kimseye zulm olmaz. Bu kadar net..Daha ne sistem arayacaksın.

selametle..

sayın mhmt;

bu ülke neden şeriatla yönetilsin ki? hele bi insanlara sorduk mu şeriatla yönetilmek istiyor musunuz diye? refarandum yapalım bakalım kaç kişi evet diyecek. şeriat denince bile tüylerim diken diken oluyor. bu kadar korkunç ve canice bir yönetim şekli olamaz. insanların beyni bunu göremeyecek kadar mühürlenmiş mi?
 
M

mehmet_87

Guest
11- Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.
12- Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah´ın takdiridir.(Fussilet 11-12)
Kompleks bunların insan eliyle ve insan beyniyle yazıldığı gibi bi cümle kullanmışsın..güneşin güneş sistemindeki gezegenlerin ve dünyanın bi gaz bulutundan meydana geldiğini biliyorsundur..11.ayetde yerkürenin duman halindeki gökle nebula gaz bulutuyla bitişik olduğu daha sonra ayrıldığı söylenmiş..12.ayetde de dünyadaki atmosferin 7 katmanından bahsediyor..600lü yıllarda çöldeki insanlar bu kadar teknolojik bilgiyi nerden biliyordu..
incilin tevratın değiştirilmesine niye allah izin verdi diyorsun..incili tevratı değiştirenler günah işlediler..peki allah her günah işleyen kuluna müdahele mi ediyor..elbet bir gün çekecekler cezalarını..allah onları yaratırken hepsine hür bir irade verdi..günahda işleyebilirler sevapda..herkes ne yaparsa kendine.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sayın bekir;

.....................................................

tevratta yazan canice şeyler yüzünden, tevratın değiştirildiğine inanıyorsunuz. elini kesmekten, idam etmekten,taşlamaktan bahsediyorsunuz. benim inandığım allah böyle canice şeyler istemez. bunların insan eliyle, insan beyniyle yazıldığı aşikar. kur'anın değiştirilemeyeceğine, allahın kur'anı koruma altına aldığına inanıyorsunuz. kur'anda ne yazıyorsa tevratta da o yazıyordu diyorsunuz. allah kendi kitabını koruma altına aldıysa, kimsenin değiştirebilmesine izin vermiyorsa; tevrat allahın kitabı değilmiydi? tevratı niye değiştirebilmelerine izin verdi? incili niye değiştirmelerine izin verdi? kur'anı indirmeden önce müsveddesini mi yarattı?

böyle canice bir şey olabilir mi? insan buna nasıl inanır? bu en başta insanlığa sığmaz. allahıma şükür laikim ve laik kalacağım...vesselam




Sayın kompLeks

Cinayet haksızca insan öldürmek demektir, bir diğer manası da haksızca insan öldürmek derecesinde suç işlemektir. İdam, el-kol kesmek, recm ve özgürlüğün kısıtlanması gibi fiiller, işlenen bir suçun mahkemece verilen cezasıdır. Bu cezalar Allah'ın muhtemel suçluları korkutmak için koyduğu emirlerdir. Bu emirlerin muhatabı, bu suçu işleyenlerdir. Dolayısı ile gerek Tevrat için ve gerek Şeriat emirleri için kullandığınız "canice" ifadesi sizin gibi mürekkep yalamışa benzeyen birisine yakışmadı. Yazılarımızda ki ifadeleri doğru koymazsak birbirimizi anlamamız zorlaşacaktır.

Ayrıca, idam konusunu ele alalım. Bu cezayı ilahi bir cezadır diye "canice" şeklinde yorumlarsak, ardından yaşasın laiklik dersek, bu bizim şartlanmış olarak İslam'ı kötülediğimizi gösterir ki, böyle bir durumda sağlıklı münazara yapılamaz. Çünkü alkışladığıınız laik yönetimlerin bazılarında da idam cezası mevcuttur. Demek ki ceza başka şeydir, canilik başka...

Diğer taraftan, Tevrat'ın canice şeyler yüzünden değiştirildiği şeklinde bir beyanım yoktur, olmadığını biliyorum, varsa gösterin, böyle bir şeyi yazmışsam da yanlış yazmışımdır.

Tevrat'ta Kur'an ile aynı şeyler mi yazıyordu, bunu kimse bilmiyor. Çünkü elde kısme3nde olsa tahrif olmamış bir Tevrat yok. Biz şunu biliyoruz. Tevrat, Hz.Musa'nın (as) kavmi için Allah'ın Hz.Musa'ya (as) bildirdiği emirlerdir. Şeriatı, yani emirleri imani manada aynı olmakla beraber, emir, yasak ve amelde farklılıklar arzediyordu. Biz, yine Allah'ın emirleri doğrultusunda Hz.Musa'nın ve tahrif edilmemiş Tevrat'ın hak olduğuna inanırız ancak şu an geçerli olan Kur'an ve Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa'ya (sav) uyarız.

Tevrat ile Kur'an ın, Hz.Musa (as) ile Hz. Muhammed'in (sav) farkları vardır. Hz.Musa (as) belli bir coğrafya, kavim, bölge ile görevlendirilmiş, Tevrat O'nun (as) kavmi için indirilmiştir. Hz.Muhammed (sav) ve Kur'an ise Son Peygamber, Son Şeriat olarak tüm insan ve cin alemine gönderilmiştir.

Tevrat ne zaman tahrif edildi bilmiyorum, ama tahrif edildiyse de edilmediyse de biz O'na inanır, O'nunla amel etmeyiz çünkü O'nun bu gün hükmü yoktur. Ama Kur'an son ilahi emirlerdir, son olması hasebi ile tahrifi ve ilgası söz konusu olamaz, bu ayetle de sabittir.

Şeriatın size ağır gelen emirlerine, ön yargısız, gerçek gözle bakarsanız son derece adil ve doğrudur.

Bu gün laik yanetimlerin koyduğu cezalar ile şeri cezaları kısa olsun diye bir maddede mukayese edin.

Hırsızlık: Birileri senin evine giriyor, evinde ki mahremiyeti bozuyor, yılların emeği ile alın terin ile elde ettiğin ve çoluk cocuğunun nafaskasıdır dediğin paranı, altınını, değerli eşyanı çalıyor ve yakalandığı zaman 3-5 yıl hapse atılıyor, hapiste hırsızlık derslerine devam ediyor, çıkıyor ve tekrar ediyor, yine hapis, yine kurs, yine hırsızlık. Adam zaten yolsuz, hapishaneler lüks otele dönmüş, yemek, yatmak, ısınmak, sosyal aktiviteler ve sair. Bu adam için hırsızlık suçunun hiç de caydırıcılığı yok. Hırsız işine devam ediyor, yakalanmazsam pek ala, yakalansam ne ala...
Ama kendi nefsinize bile bir sorun, çalarsam elim kesilir, bir daha yaparsam diğeri de!? Bu ceza canilik için değil, caydırmak içindir.

Tarafsız düşünün, adil hüküm verin ve sonra ne isterseniz onu olun; laik olun, deist olun, mümin olun, sizin bileceğiz...
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
sayın mhmt;

bu ülke neden şeriatla yönetilsin ki? hele bi insanlara sorduk mu şeriatla yönetilmek istiyor musunuz diye? refarandum yapalım bakalım kaç kişi evet diyecek. şeriat denince bile tüylerim diken diken oluyor. bu kadar korkunç ve canice bir yönetim şekli olamaz. insanların beyni bunu göremeyecek kadar mühürlenmiş mi?

Bu ülke İslam ülkesi olduğu için şeriat ile yönetilmesi gerekiyor.

Bir otomobil aldığınız zaman, otomobil arıza yaptığı zaman, buna uygulanması gereken müdaheleleri, üreticinin servisimi daha iyi bilir. yoksa otomobilden hiç anlamayan birisimi?

Allah c.c. diyor ki.. Ey insan seni ben yarattım senin ne halt olduğunu Ben en iyi biliciyim, benim kanunuma uy, yoksa sapıtırsın...

Osmanlı devleti zamanında 18 kez hırsızlık vakası yaşanmış? neden? Allah'ın kanunu tatbik ediliyordu. Hırsızın elinin kesilmesi ona yapılmış bir zulüm değildir. Hem kendisine bir uyarı, hem günahlarına kefaret, hemde hırsızlık yapmak isteyen kişilere yaparsanız sonunuz böyle olur uyarısıdır. Aslında bu bir Rahmettiri, tabiki görenlere, bunu görmeyenler sümmun bükmun ümyun fehum la yerciun Ayeti kerimesine dahildir.

Müslüman birisinin şeriat gelmesin demesi, Allah bizi Hz.Muhammed'den korusun demesi kadar saçmadır. Müslüman olmayana sözüm yok onlar zaten İslam'ı savunmak gibi bir hedefi yoktur.
 
K

kompLeks

Guest
11- Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.
12- Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah´ın takdiridir.(Fussilet 11-12)
Kompleks bunların insan eliyle ve insan beyniyle yazıldığı gibi bi cümle kullanmışsın..güneşin güneş sistemindeki gezegenlerin ve dünyanın bi gaz bulutundan meydana geldiğini biliyorsundur..11.ayetde yerkürenin duman halindeki gökle nebula gaz bulutuyla bitişik olduğu daha sonra ayrıldığı söylenmiş..12.ayetde de dünyadaki atmosferin 7 katmanından bahsediyor..600lü yıllarda çöldeki insanlar bu kadar teknolojik bilgiyi nerden biliyordu..
incilin tevratın değiştirilmesine niye allah izin verdi diyorsun..incili tevratı değiştirenler günah işlediler..peki allah her günah işleyen kuluna müdahele mi ediyor..elbet bir gün çekecekler cezalarını..allah onları yaratırken hepsine hür bir irade verdi..günahda işleyebilirler sevapda..herkes ne yaparsa kendine.

sayın mehmet_87;

6oo lü yıllarda ilim yokmuydu? bunlar bilinemiyecek şeyler mi? insan aklı piramitleri çok daha öncesinde yaptı ama sırrı halen çözülemedi. bu ne kadar ilim sahibi olduklarının göstergesi değil mi? o devirde kimin ne kadar ilim bildiğini siz nerden biliyorsunuz? çok alimi de vardır, çok embesili de vardır.

tevratı değiştirenler günah işlediler diyorsun. bu demek oluyor ki yaratıcı kendi indirdiği kitabın değiştirilmesine izin veriyor. bunu engellemiyor. bana kur'anın değiştirilmediğini ispatla. islamın bozulmadığını ispatla. bana tevratın değiştirildiğini ispatla.
 
K

kompLeks

Guest
ben müslüman değilim. bu yüzden şeriat yönetimini kesinlikle kabul etmiyorum. kim ne derse desin yapılan uygulama çok canice. hatta vahşet ve dehşet verici. düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor. insan psikolojisinden birşey anlıyorsanız eğer, insan hata yapabilir. herkes hata yapmıştır. ben gençliğimde hırsızlık da yaptım. hataydı. kimseyi hırsızlığa teşvik etmiyorum. bunun sonunda yakalanmadım da herhangi bir ceza da almadım. halen hırsızlık yapıyor muyum? kesinlikle hayır. okudum ve şimdi çok güzel bir işim var, hırsızlık yapan birini gördüğüm zaman onu dışlamıyorum, cezalandırmıyorum. hata yapabileceğini biliyorum. bi daha hırsızlık yapmaması için onu biraz utandırmam yeter. onun elini kesmeden de topluma insanlığa yararlı biri haline getirebiliriz. ben getiriyorum da. neydi beni hırsızlığa iten şey. açlık parasızlık ve çocukluk. bunun yanlış olduğunu kavramam için biraz olgunlaşmam gerekiyordu olgunlaştım. insan psikolojisi ve içine düştüğü durum onu hata yapmaya zorlar ve insanlar hata yapar. hataları telafi edilemeyecek şekilde, geri dönüşümsüz olarak cezalandırılırsa, o kişiyi ömrünün sonuna kadar kazanamazsınız. hırsızlığı el-kol keserek bitiremezsiniz. insan aç değilse açıkta değilse geleceğini kazanıyorsa; hırsızlığa yeltenmesi için de bir sebep yoktur. bunu sağlayabiliyorsak hırsızlığı bitirebiliriz. elini kolunu keserek bitiremeyiz.

sayın bekir;

ben tevrat için öyle söylemediğinizi biliyorum. genel olarak inandığınız şeyden bahsettim. sayın old_preacher tevrat hakkında bazı yorumlar yaptı. ben de bunu inananlara genelledim. siz öyle düşünmüyorsanız. kendinizi bundan hariç tutun ve söylediklerimi dikkate almayın.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
ben müslüman değilim. bu yüzden şeriat yönetimini kesinlikle kabul etmiyorum. kim ne derse desin yapılan uygulama çok canice. hatta vahşet ve dehşet verici. düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor. insan psikolojisinden birşey anlıyorsanız eğer, insan hata yapabilir. herkes hata yapmıştır. ben gençliğimde hırsızlık da yaptım. hataydı. kimseyi hırsızlığa teşvik etmiyorum. bunun sonunda yakalanmadım da herhangi bir ceza da almadım. halen hırsızlık yapıyor muyum? kesinlikle hayır. okudum ve şimdi çok güzel bir işim var, hırsızlık yapan birini gördüğüm zaman onu dışlamıyorum, cezalandırmıyorum. hata yapabileceğini biliyorum. bi daha hırsızlık yapmaması için onu biraz utandırmam yeter. onun elini kesmeden de topluma insanlığa yararlı biri haline getirebiliriz. ben getiriyorum da. neydi beni hırsızlığa iten şey. açlık parasızlık ve çocukluk. bunun yanlış olduğunu kavramam için biraz olgunlaşmam gerekiyordu olgunlaştım. insan psikolojisi ve içine düştüğü durum onu hata yapmaya zorlar ve insanlar hata yapar. hataları telafi edilemeyecek şekilde, geri dönüşümsüz olarak cezalandırılırsa, o kişiyi ömrünün sonuna kadar kazanamazsınız. hırsızlığı el-kol keserek bitiremezsiniz. insan aç değilse açıkta değilse geleceğini kazanıyorsa; hırsızlığa yeltenmesi için de bir sebep yoktur. bunu sağlayabiliyorsak hırsızlığı bitirebiliriz. elini kolunu keserek bitiremeyiz.



Müslüman olmadığınızı belirtmiştiniz, bunu biliyoruz.

Size dehşet verici gelmesi de çok doğal, bu cezalar zaten insanları korkutmak içindir. Bu arada İslamda ki cezaların iki söz bir pazar verilmediğini, uygulanmadığını bilmenizde fayda var, mesela İslam da sizin çocukken yaptığınız hırsızlığın cezasını el kesme şeklinde cezalandırmıyor. Bu tür mevzular çok hassas ve ayrıntılıdır, kulaktan dolma ve provakatif bilgilerle değerlendirmeyin...

Ayrıca bu konuda ki sizin hissiyatlarınızın doğruluğunu siz nasıl inandırırsınız ki? O zaman inançlara karşılıklı saygı duymak lazım, Allah'a inanıyorsanız ve nasibiniz varsa ölmeden önce ya da O'na varınca doğruları öğrenirsiniz...
 
Üst Alt