Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kafirlere merhamet edilir mi?

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Allah selamet versin, bazı kardeşler artık hakikatin kendi ceplerinde olduğunu kabul ettirmek için ayetleri , hadisleri manaları eğip bükmeye başlamış.

Bilmedikleri meselelerde tartışanlar tehdidine dahil olmamak duası ile.

Hakikat kimsenin cebinde değil, Kur'an'ın içindedir. Çünkü; hakikat Allah'ındır (azze ve celle). Bu hakikati ne Risaleler de nede mektubatlarda bulamayyız. sadece bu gibi değerli eserlerde hakikatin işaretlerini görürüz. Siz o hakikati görüp oradan çıkarttığınız anlamı bizimle de paylaştığınız zaman, o hakikat hepimizin olur. Sizin; bu hakikati bizimle paylaşmanızdan biz rahatsızlık değil, belki onur duyarız, içimizden öne çıkan müslüman (mukarrebun) diyerek iftihar ederiz.

Azıcık Kur'an okuyan, Kur'an'ın ne olduğunu azıcık bilen bir insan; Kur'an hükümlerinin eğip bükülmesi ile kendini nasıl bir hüsrana uğratacağını çok dehşetli bir şekilde bilir. Çünkü, eğip büküldüğü iddia edilen kelimeler Allah'ın (celle celaluhu) kelimeleridir. Allah'ı (celle celaluhu) bilen de zaten böyle bir şeye tevessül etmez. Edenler de zaten kabak gibi sırıtıyor, bazen denk gelince hepimiz görüyoruz.

Hadisleri eğip bükme de bizim işimiz olamaz. Zira; Resulullah'ın (s.a.v.) sözlerine değişik anlamlar yüklemek, bizzat Resulullah'a (s.a.v.) iftira etmek ile eş anlamlıdır. Ki; bunu yapan zaten bu dünyadayken ateşteki yerini hazırlamış olur. Yüreğinde azıcık dahi olsa Peygamber sevgisi taşıyan bir müslüman bundan beridir.

Kafire merhamet olmaz, Kur'an da yoktur böyle bir ifade. Eğer olsa idi, Allah'ın hükümlerini kabul edip etmeme konusunda karşı karşıya gelindiğinde onlar ile savaşılması emr edilmezdi. Bırakın, salıverin gitsin, onların cezasını biz veririz denilirdi. Ama böyle denilmiyor ve bilakis savaşılması emr ediliyor. Kuluna tavsiye ettiği konudan, Alemlerin Rabbi (celle celaluhu) mi imtina edecek.

"Ey o bütün iman edenler! Ordu halinde kâfirlere çattığınız vakıt artık onlara arkalarınızı dönmeyin (savaşın)" ( Enfal : 15 )

Mutlak gaalip; Allah'tır (azze ve celle). Hakikat de sadece O'nun (celle celaluhu) dilemesidir. Ne senin, ne benim ne bir başkasının eseri değildir.

Bahsettiğiniz tehdide hepimiz muhatabız, dua edelim birbirimize ki azıp da şaşıranlardan olmayalım inşaallah.

Muhabbetle.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Allah selamet versin, bazı kardeşler artık hakikatin kendi ceplerinde olduğunu kabul ettirmek için ayetleri , hadisleri manaları eğip bükmeye başlamış.

Eğilip bükülen yerleri gösterin bizde bilelim.. Yahut siz düzeltin.

Alıntı:
ibrahim571632 Nickli Üyeden Alıntı
Şayet ülfetin mahiyeti nedir bunu kavramakta zorlanıyoruz denirse;


Nisa Suresi 56. ayetteki '' Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.''renklendirilerek vurgulanan ayet meali ülfetin mahiyetini güneş gibi gösterir.


"Şüphesiz âyetlerimizi tanımıyan kâfirler, muhakkak ki biz onları yarın bir ateşe yaslıyacağız, derileri piştikçe azabı duysunlar diye kendilerine tebdilen başka deriler vereceğiz; çünkü Allah izzetine nihayet olmıyan bir hakîm bulunuyor" ( Nisa : 56 )

Kırmızı ile işaretlediğiniz yerde öyle bir anlatım yok sevgideğer kardeşim.

Yanıp kavrulan derilerinin, artık dökülme aşamasına gelmiş halinin tekrar yenilenerek azabın sürekliliği kasd edilmiştir. Yani azab halinin zerre kadar hafiflemesine fırsat verilmemiş ve verilmeyecek tarzında bir anlatım sunuyor.

Yani sizin güneş gibi kasdettiğiniz ülfetin zerresi yok. Tam tersi bir anlatım var.

Böyle bir bükülme varmış, düzeltilmiş..
 
Son düzenleme:
Üst Alt