Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabir ziyareti yapan kâfir mi olur?

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Zümer; 44: De ki: “Tüm şefaat Allah`a aittir. …”

Secde; 4: … Sizin için O`nun astlarından bir veli ve şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almaz mısınız?

- Yüce Allah, kendilerinden razı olduğu kulları için, dilediğine şefaat/ yardım izni verebilir: Allah`ın izni ve emri olmadan kimsenin kimseye şefaat/ yardım etmesi söz konusu değildir. Allah`ın izni ile şefaat/ yardım edecekler de, ancak Allah`ın kendilerinden razı olduğu kulları için şefaat (yardım) edebilirler.

Yunus; 3: … O`nun izni olmadan hiç kimse şefaat edemez…..

Enbiya; 26-28: Onlar “Rahman çocuk edindi” dediler. Hâşâ, bundan münezzehtir O. Onlar lütuflandırılmış kullardır. Onlar O`nunsözünün önüne geçemezler; onlar yalnız O`nun emriyle işyaparlar. O, onların önündekini de arkalarındakini de bilir. O`nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat (yardım)etmezler. Ve onlar O`nun haşyetinden titrerler.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Allah`ın kendilerinden razı oldukları, şefaat (yardım) edemezler, ancak şefaat (yardım) edilirler.

- Yüce Allah, güzel bir şefaatle şefaat edene izin verdiği gibi, kötü bir şefaatle şefaat edene de izin verebilir:

Nisa; 85: Kim güzel bir şefaatle (hayır ve iyiliklere aracı, vasıta olmakla)şefaat ederse, bundan kendisine bir sevap (hisse) vardır. Kim
de kötü bir şefaatle (kötülüğe delil olmak ve yardım etmekle veya kötülük çığırını açmakla) şefaatte bulunursa, ondan
kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye kadirdir.
 

harabati

New member
Katılım
24 Eyl 2008
Mesajlar
6
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
huu

huu

Allah aşırılıkları sevmez .. nedir o adamın biri ölüyor millet te bir vaeyle sanki bilmessen çok önemli biri ölmüş ve ölülerimizi ilah edinmeyelim sevelim ama müslümanlardaki ölü muhabbetri şirke doğru da gi,diyor gibi sanıyorum.dikkat derim.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
“Mü'minler o kimselerdir ki, Allah'a ve Resûlü’ne iman edenler, onunla birlikte toplu (mu ilgilendiren) bir iş üzerinde iken, ondan izin alıncaya kadar bırakıp gitmeyenlerdir. Gerçekten, senden izin alanlar, işte onlar Allah'a ve elçisine iman edenlerdir. Böylelikle, senden kendi bazı işleri için izin istedikleri zaman, dilediklerine izin ver ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” ( Nur : 62 )



(Çocukları da): “Ey babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten hataya düşenler idik" dediler.” ( Yusuf : 97 )


İlerde sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir" dedi.” ( Yusuf : 98 )


(İbrahim): “Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi.” ( Meryem : 47 )


Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.” ( Mumin : 7 )

Bir zahmet bu örneklerini verdiğimiz ayetlerin de açıklamasını yaparsanız, bizi memnun etmiş olursunuz. İlminiz yetiyorsa; dimağınız kavrıyorsa, kelimeleriniz dağarcıklarınızdaki anlamlara klavuzluk yapıyorsa; ve zahmet olmazsa lütfen bir açıklayın da, kim kime neden duacı olurmuş, bu nasıl olurmuş, kim izin verirmiş, kimler yasssaklarmış! bir anlayalım hele.

Romansı olarak da olsa yazın, yazın ki; hep beraber anlayanlardan olalım inşaallah. Artık neyi nasıl anlarız orası başka tabii. İlimsizliğimi ? kulaktan dolma bilgi ile yol alanları mı ? Yoksa; Allah'ın (cc) ayetlerini 3-5 kuruşa satmaya çalışmayan, sırf ibret almak amacı ile okuyan ve dimağından süzüp de bunları paylaşanları mı anlarız, görürüz.

Yoksa; yine "bunlar eskilerin masalından başka bir şey değildir" diyenlerden mi olacaksınız ? Hoş, gerçi biri demiş bile. Ayetler ne zamandan beri roman olmaya başladıysa artık :)

Yazdıklarımıza bir cevabınız varsa yazın, yoksa gereksiz cümleler ile sayfa doldurmayın. Ha! birde özgün olsun, mümkünse!
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bir zahmet bu örneklerini verdiğimiz ayetlerin de açıklamasını yaparsanız, bizi memnun etmiş olursunuz. İlminiz yetiyorsa; dimağınız kavrıyorsa, kelimeleriniz dağarcıklarınızdaki anlamlara klavuzluk yapıyorsa; ve zahmet olmazsa lütfen bir açıklayın da, kim kime neden duacı olurmuş, bu nasıl olurmuş, kim izin verirmiş, kimler yasssaklarmış! bir anlayalım hele.

Romansı olarak da olsa yazın, yazın ki; hep beraber anlayanlardan olalım inşaallah. Artık neyi nasıl anlarız orası başka tabii. İlimsizliğimi ? kulaktan dolma bilgi ile yol alanları mı ? Yoksa; Allah'ın (cc) ayetlerini 3-5 kuruşa satmaya çalışmayan, sırf ibret almak amacı ile okuyan ve dimağından süzüp de bunları paylaşanları mı anlarız, görürüz.

Yoksa; yine "bunlar eskilerin masalından başka bir şey değildir" diyenlerden mi olacaksınız ? Hoş, gerçi biri demiş bile. Ayetler ne zamandan beri roman olmaya başladıysa artık :)

Yazdıklarımıza bir cevabınız varsa yazın, yoksa gereksiz cümleler ile sayfa doldurmayın. Ha! birde özgün olsun, mümkünse!


Sevgi deger Radikal(Cicegi burnundaki damat)Su Allahin ayetlerinin bir kac ön bir kac arka yazsaydinda anlasilir olsaydi degilmi yani.Iste o nedenle cevap yazmiyoruz say...


Allah askina hangi verdigin ayet Kabirdeki ölülerden yardim istemeyi cagristiriyor?Mesru kiliyor?Allahin disinda hangi varliktan yardim istememizi saglik veriyor?Ölmüs olan isterse resul/Resuller olsun yardim nasil icra edebileceklerinin delili bu ayetlermi?Lütfen...



Mü'minler o kimselerdir ki, Allah'a ve Resûlü’ne iman edenler, onunla birlikte toplu (mu ilgilendiren) bir iş üzerinde iken, ondan izin alıncaya kadar bırakıp gitmeyenlerdir. Gerçekten, senden izin alanlar, işte onlar Allah'a ve elçisine iman edenlerdir. Böylelikle, senden kendi bazı işleri için izin istedikleri zaman, dilediklerine izin ver ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” ( Nur : 62 )


62- Müminler ancak onlardır ki, Allah'a ve Resulüne hakikaten iman etmişlerdir. Yukarıda zikri geçenler gibi yalnız iman ettik demekle kalmayıp samimi kalpten inanmışlardır. Ve maiyyetinde, yani Peygamberin yanında ki, müslümanların emirinin maiyyeti de aynı hükme tabidir. İctimaî bir işle meşgul oldukları zaman, cuma, bayram, istişare, savaş gibi toplanmayı gerektiren ya da faydası veya zararı umumî olan bir iş üzerinde bulundukları zaman ondan izin almadıkça gitmezler. Münafıklar gibi kaçmazlar. İşte o senden izin isteyenler yok mu onlar Allah'a ve Resulüne iman eden kimselerdir. Bundan dolayı bazı işleri için senden izin istediklerinde sen de onlardan dilediğin kimseye izin ver. Yani her izin isteyene izin vermek vacib değildir. Hikmet ve işin gereğini gözetmek lazımdır. Bir de Berâe (Tevbe) Sûresi'nde geçen "Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli oluncaya kadar onlara niçin izin verdin?" (Tevbe, 9/43) âyet-i kerimesi unutulmamalıdır. İzin ver ve onlar için Allah'a istiğfar eyle; zira izin istemek, her ne kadar şiddetli bir özür ile doğruluğa dayansa da, dünya işini ahiret işine takdim ve tercih etmek gibi bir kusur töhmetinden uzak olmaz. Sen istiğfar edersen şüphe yok ki Allah, mağfiret edicidir, merhametlidir. Bu noktada Resulullah'a hitaptan ümmetine hitaba iltifatla buyuruluyor ki:




“ (Çocukları da): “Ey babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten hataya düşenler idik" dediler.” ( Yusuf : 97 )

“İlerde sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir" dedi.” ( Yusuf : 98 )



95. "Allah adına, hayret" dediler. "Sen hala geçmişteki yanlışlığındasın."
96. Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki: "Ben, size bilmediğinizi Allah'tan gerçekten biliyorum demedim mi?"

97.(Çocukları da:) "Ey babamız, bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten hataya düşenler idik" dediler.

98. "İlerde sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir" dedi.

99.Böylece onlar (gelip) Yusuf'un yanına girdikleri zaman, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz."





“ (İbrahim): “Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi.” ( Meryem : 47 )


46- (Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git."
47- (İbrahim:) "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi.
48- "Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım."



“Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.” ( Mumin : 7 )


6.Senin Rabbinin kafirler üzerindeki: "Gerçekten onlar ateşin halkıdır" sözü böylece hak oldu.
7.Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru."
8. "Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va'dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

Yukardaki meal,Elmalili aciklamasi alinti yapilan adres;Mumin Suresi
 
T

teslimolan

Guest
Benim ordaki ayetlerden anladigim ölüm öncesi yapilan seyler. Benim anladigim kadar orada öldükten sonra ile bir yazi görmüyorum. Evet Nur 62 yasayan Nebilerin sonuncusuna onlar icin bagislanma dile deniyor henüz hayatdaki Peygambere. Yusuf 97 de yasayan babalarina sesleniliyor ölmüs olan degil. 98 inci ayetdeki ilerde ne demek orda ölüm sonrasimi kast ediliyor ? ve neden sade elmali nin mealinde ilerde ?

Diyanet:98.Yakub, "Rabbimden sizin bağışlanmanızı dileyeceğim. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" dedi.

ek: O ilerde evet svf harflerinden olsuan cümle diger ayetlerin uyumundan namazi kast etmis olabilir. Af genelde namazda dilenir. Ancak en dogrusunu Allah bilir.

Ibrahim hayatdayken af diliyor ve hayatdayken de vazgeciyor.
Arsi yüklenenler dikkatli okuyunca ars dünya ise hala dönüyor demektir ve o dünya döndükce anlamini tasima ihtimali yüksektir yani dünya son bulmadan önce ki zamani kast etmis olmasi büyük ihtimaldir diyer ayetlerle uyumu bakimindan da.

Bunlar kisitli bilgi sahibi olan bir kulun sözleridir en dogrusunu herseyi ilmi ile kusatan Huva Allah bilir.
 
Son düzenleme:

yusufgülmez

New member
Katılım
1 Eki 2008
Mesajlar
27
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
40
inmemiştir hele kuran bunu hakkıyla bilin
ne mezarda okumak nede fal bakmak için
M.AKİF
 

yusufgülmez

New member
Katılım
1 Eki 2008
Mesajlar
27
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
40
Mü'minde n iyet önemlidir
kabir zyaretindeki amaç
allah rızası için bifatiha okuyup elde edilen sevaplardan onlarında istifade etmesi ise ne güzel
yok amaç hacı baba şeyh amca bilmem ne bana şifa versin deyip duvarlara yüz göz sürmek bozuk para atmaksa şunu bilinki sorunumuz bu
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Mü'minde n iyet önemlidir
kabir zyaretindeki amaç
allah rızası için bifatiha okuyup elde edilen sevaplardan onlarında istifade etmesi ise ne güzel
yok amaç hacı baba şeyh amca bilmem ne bana şifa versin deyip duvarlara yüz göz sürmek bozuk para atmaksa şunu bilinki sorunumuz bu

Tabii ki çok haklısınız. Ancak burada güdülen dava sanırım sizin anladığınızdan biraz farklı. Ama tam tamına ifade edilemediğindan eli-yüzü bozuk ifade ediliyor...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sevgi deger Radikal(Cicegi burnundaki damat)Su Allahin ayetlerinin bir kac ön bir kac arka yazsaydinda anlasilir olsaydi degilmi yani.Iste o nedenle cevap yazmiyoruz say...

Yapma sevgili metin mete. Buraya bütün bir sureyi almamızı beklemiyorsun herhalde ? Konu ile alakalı gayet net, açık ve anlaşılır. Siz bunu yazacağınıza bizim örnek olarak verdiğimiz ayetlere kendi açınızdan bir açıklama sunun. Her defasında böyle oluyor istediğimiz maalesef bilerek yada bilmeyerek arada kaynıyor. Ama bu sefer bekliyorum. hatta örnek verdiğimiz ayetin bir kaç ayet öncesinden alarak da yapabilirsiniz bunu.

Allah askina hangi verdigin ayet Kabirdeki ölülerden yardim istemeyi cagristiriyor?Mesru kiliyor?Allahin disinda hangi varliktan yardim istememizi saglik veriyor?Ölmüs olan isterse resul/Resuller olsun yardim nasil icra edebileceklerinin delili bu ayetlermi?Lütfen...

Verdiğimiz ayetlerin hiç biri, ne ölülerden yardım beklenilmesini tavsiye ediyor nede ölülerden bir şey istenir hükmünü taşıyor. İstenilen varlık; sadece Rabbül Alemin'dir (cc). Verecek olan da O (cc) kabul edecek olan da. Biz, burada sadece maneviyatı yüksek bir insanın Allah (cc) katında olan değeri hürmetine, yine Rabbül Alemin'den (cc) istenebileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Orada yatan kişi ister evliya olsun, isterse Peygamber olsun; senin yada benim için kılını dahi kıpırdatmaya izni yoktur. Burasını iyi anlamak gerekiyor. Ve bunu da gayet net anladığımı ifade edebilirim. Şimdi, cevabımı bekliyorum kardeş.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Yapma sevgili metin mete. Buraya bütün bir sureyi almamızı beklemiyorsun herhalde ? Konu ile alakalı gayet net, açık ve anlaşılır. Siz bunu yazacağınıza bizim örnek olarak verdiğimiz ayetlere kendi açınızdan bir açıklama sunun. Her defasında böyle oluyor istediğimiz maalesef bilerek yada bilmeyerek arada kaynıyor. Ama bu sefer bekliyorum. hatta örnek verdiğimiz ayetin bir kaç ayet öncesinden alarak da yapabilirsiniz bunu.



Verdiğimiz ayetlerin hiç biri, ne ölülerden yardım beklenilmesini tavsiye ediyor nede ölülerden bir şey istenir hükmünü taşıyor. İstenilen varlık; sadece Rabbül Alemin'dir (cc). Verecek olan da O (cc) kabul edecek olan da. Biz, burada sadece maneviyatı yüksek bir insanın Allah (cc) katında olan değeri hürmetine, yine Rabbül Alemin'den (cc) istenebileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Orada yatan kişi ister evliya olsun, isterse Peygamber olsun; senin yada benim için kılını dahi kıpırdatmaya izni yoktur. Burasını iyi anlamak gerekiyor. Ve bunu da gayet net anladığımı ifade edebilirim. Şimdi, cevabımı bekliyorum kardeş.


Zaten aldim ve yazmistim Radikal(Cicegi burnundaki damat)Alintinin icinde yapmisti...Allahla kul arasinda kimse olmaz,Ne bir Resul ne bir din adami nede bir baskasi sevgili cicegi burnundaki damat.Zaten senin verdigin ayetleri ön/arka olarak tablamistim lütfen alintiya bak...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bir göz hürmetine nice gözler sevilir. Allah(c.c) en sevdiği kulu, abdi, Habibi hürmetine çok göz sever.

Elbette Mahbub sevdiğinin sevdiğini sever. Elbette Muhammed (a.s.m) madem Allah'ın Habibidir, bizim de Habibimizdir. Elbette seven sevgisine mukabele görmeye müştaktır. Elbette biz de O Habibin(a.s.m)'in bizi sevmesini murad ediyoruz. Elbette Habimiz bizi sevse Mahbub-u Hakikisi de bizi sever.

Muhabbetle


Allah sevgili edindi demek sirktir DUHA...Bu bir..Allahin vermedigi hic bir isim eklemesi yapilamaz.Bu iki.Bunun icin sana bir yazi linki verecegim Insallah...Bu forumdaki yasak nedeni ile veremiyorum ö.m. ile veririm Insallah...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Abi bu sevgiliyi nasıl gördüğüne bağlıdır. Abim sen sevgiliyi insanlar arasındaki ilişkilerden ibaret sayarak yorumluyorsun. Mecazi olana bakıyorsun.

Abi, Allah'ın sevgilisi olmadığını iddia etmek onun Mahbub ism-i şerifine yok saymaktır. Mahbub kelime manası ile "sevilen, sevgili" demektir.

Hiç mümkün mü ki, insanlar Mahbub olan Allah'ı sevsin, O, o sevme derecelerine göre sevenlere Habibim demesin. O sevgiye ve sevgiliye sevmesi ile karşılık vermesin. Şanına yakışır mı?

Kainatta en büyük hakikat Muhabbetullahtır. Söylediğin söz en büyük hakikati kesmektedir.

İşte sana ayet Abi
fe innellahe yühıbbül müttekıyn Al-i İmran 76 (Allah sakınanları sever)
vallahü yühıbbül muhsinın Al-i İmran 134 (Allah iyilik edenleri sever)
innellahe yühıbbül muksitıyn Maide Suresi 42 (Allah adil davrananları sever)

Madem Allah emirlerine uyan ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanları seviyor. Sevilen ise Sevgilidir. Yani Habibtir.



Demekki seviyor ama sevgili edinmiyor degilmi DUHAcigim.Her yapani seviyor..Buda su demekki Allah bir kisiyi sevgili(Seviyor) edinmiyor....Allahin vermedigi paye nasil verilir anlamiyorum...Iftira teskil etmiyormu sence?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Evet Abi dediğin doğru. Ama elbette ahlakça en üstün olan ve emir ve yasaklarına en iyi uyan ve Cemal ve Celaline en iyi ve güzel ayna olanı en çok sever. Bu manada Habib kullanılıyor. Yoksa başka bir mana yoktur.

Şimdi benimle Onu(a.s.m) aynı sevdiğini düşünmek nasıl olurdu kıyas et. Mesela ben hakkı ile adil olamıyorum. Demek Allah'ın o noktada sevgilisi değilim. Faraza ben iyilik yaptım, o noktada Allah'ın sevgilisi oldum.

Elbette her açıdan Allah'ın istediği gibi olan "Habib" nidasına elyaktır. Ben olacak değilm ya! :)

Muhabbetle


yani yahudilerin kendi Resul ve din adamlarina taktigi lakaplar gibi illaki Takacagiz öylemi?Sen sevgili olu ver biz tenzih ediyoruz Insallah...kesin delili olmadan bir karar vermek bilemiyorum ne kadar dogru?Acaba sirk unsuru olusurmu diye ben cok tedirginim sizin icin DUHA cigim...Muhammed Resul Allahin Resulüdür,Ve Allah bu sekilde hitab etmistir,Bize düsen allahin hitabi seklinde saygidir yoksa Allah unuttu biz tanzim edelim degil DUHAcigim...Selam Allahi birleyen Müttakilere olsun...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Okumadigini farz ederek bir ufak alinti yapiyorum sana gönderdigim linkten;


Halbuki bu türden abartılı ifadeler Bizans ve Sasani imparatorluk geleneğinin modasıydı. Emevi, Abbasi ve Osmanlı imparatorluklarına da olduğu gibi geçti. Padişahların ve sultanların adı “Halife-i rûy-i zemin, devletlû, haşmetlû, azametlû padişahımız efendimiz hazretleri…” vs. denilmeden telaffuz edilemezdi.

Keza Yahudi dini kültüründe de örneğin “Davut” diyemezsiniz; “Davut ameleh” demek zorundasınızdır. Aksi halde hakaret damgası yersiniz.
Şii kültüründe de masum imamların adı anılınca üstelik ayağa kalkarak salavât getirmek zorundasınız. Aksi halde imamlara hakaretten dava açılabilir.Tasavvufta da velilerin ismi anılınca “kaddasellahu sırruhu” diyeceksiniz. Aksi halde çarpılabilirsiniz.

Oysa Kur’an, kendi peygamberlerinin isimlerini anarken çarpıcı bir yalınlıkla “İbrahim, Musa, Süleyman, Davut, Nuh, Muhammed” vb. şeklinde anarak, işbu cafcaflı ve tumturaklı unvan ve imaj edebiyatını dümdüz ediyor!
Kur’an’da “Muhammed” ismi dört yerde geçiyor. Dördünde de onun elçi (resül) olduğu vurgulanıyor. Daha bir çok yerde haber getiren (nebi), elçi (resul), arkadaşınız (sahibikum), o (huve), onunla birlikte olanlar (meahu), sen (ente), kulunu (abdihi) diye bahsediliyor. Diğer peygamberlerden de kardeşleri (ehakum) şeklinde bahsedildiğini görüyoruz. Hepsini birden anmak gerektiği yerde de elçilere selam olsun (selâmun ale’l-mürselîn) deniyor.

Kur’an’ın hiçbir yerinde “Muhammed” ismi geçtiğinde özel bir hitap, unvan ve lakap zikredilmediğini görüyoruz. Sadece Resulullah (Allah’ın elçisi) şeklinde hatırlatma yapılıyor. Peygamberimizin tabiri caizse “resmi” adı ve ünvanı kelime-i şehadette geçtiği gibi “Âllah’ın kulu ve elçisi”dir. Bu bile mesajla yüklüdür.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Abi ayet ne diyor? Allah iyilik yapanları sever.

Sevmek fiildir. Madem fiil var , o zaman fail var. Demek sevmek fiilinin faili Sevendir. Arapça "Muhibb"tir. Muhibbin sevdiği, yani, muhabbet ettiği kişi münfaildir; sevilen, yani, sevgili ,yani, "habib" olmuş olur. (Habibin sevdiği ise Mahbub'tur)

Yani, bizlerin bir isim taktığı filan yok. Sadece fiilin gereği söyleniyor. Yani, "Allah filanı falan sebepten sever" dendiği zaman, O sevenin ,yani, Muhibb olanın Habibi olmuş oluyor.

Evet Mü'min Allah'ın Habibidir. Elbette Mü'min-i ekmel olan Muhammed (a.s.m) en Habibidir. "Habibim" nidasına layıktır.

Hem, oğul, kız; evlat edinme ile alakası yok. "Allah'ın filanı doğurmuştur" fiili Kur'an'da yok ki, ona evlat isnad etmek hak olsun. Bir fail ve münfail de olmaz.

Ama "Allah filanı sever" fiili vardır. Madem fiil var hem fail hem münfail var. Demek "sevgilisi" de vardır.


Istedigin gibi inanmakta kullanacagin rey sana aid...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Abi kusura bakma yazı bir hezeyan. Allah aşkına, Kur'an Allah'ın insanla konuşmasıdır. Bir Padişah raiyetine büyük manasında "Hazreti " der mi?

Ayrıca geçmişte böyle şeylerin olması o sıfatların batıl olduğuna delalet etmez. Bilakis olduğuna delildir.

Bu hususta sözüm şimdilik bu kadardır.

Muhabbetle



Muhabbetle;Ben son sözü bir öncekinde söyledim...
 
Üst Alt