Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Batir Allah'im Batir!

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Allah kimlere nasıl güç vermiş?İnsanın sahib olduğu tek bir güç iradesiyle tercih yapabilme gücü!Bunun dışında peygamberlerde dahil hiç kimseye sizin kastettiğiniz anlamda güç verilmemiştir.İnsanlar sadece kendilerinde böyle bir güç olduğunu vehmetmişlerdir.Şeytanın bile böyle bir gücü yok,sadece vesvese verebilmektedir.Sizin bahsettiğiniz güçlere sahip olanlar kimler acaba?
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Bakara Suresi

60 »« Musa (çölde) kavmi için su istemişti de biz ona: Değneğinle taşa vur! demiştik. Derhal (taştan) oniki kaynak fışkırdı. Her bölük, içeceği kaynağı bildi. (Onlara) Allah'ın rızkından yeyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik.

72 »« Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.
73 »« "Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir.



Maide Suresi

110 »« Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi.



bunlar Allah kelamı..Allah peygamberlere güç vermiştir....veeer-miiiiş--tiiiir:eek:
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bakın güzel kardeşim bunlar peygamberlerin gücünden kaynaklanan bir olay değil!Peygamberlerin eylemi Sünnetullah'ın gereği bu olaylara sebep oluyor,kaynak değil!
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
tayyi mekan zamanda yolculuk sizce mümkünmü?en büyük bilginin yani bilgeliğin 3 bölümü vardır:söz,eylem ve görünüm.söz okumuş kimselere aittir;eylem itaat edenlere; görünüm ise sofilere.kuru dal suyun üstünde yol alır; kuşlar havada uçar; sofiler ise bir gecede dünyanın bir ucundan öbür ucuna geçebilirler. der şems..nasıl oluyorsa
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
tayyi mekan zamanda yolculuk sizce mümkünmü?en büyük bilginin yani bilgeliğin 3 bölümü vardır:söz,eylem ve görünüm.söz okumuş kimselere aittir;eylem itaat edenlere; görünüm ise sofilere.kuru dal suyun üstünde yol alır; kuşlar havada uçar; sofiler ise bir gecede dünyanın bir ucundan öbür ucuna geçebilirler. der şems..nasıl oluyorsa

tayyi mekan
Mekânı, mesâfeyi katetme, geçme, mesâfelerin dürülmesi. Allahü teâlânın izniyle az zamanda çok uzak yerlere gitme.
Şeytanın bir anda şarktan garba ulaşması gibi Allahü teâlânın velî kulları da tayy-i mekân ile uzak mesâfeleri bir anda geçip yer değiştirebilirler. (Muhammed Üftâde)

tayyi zaman
Zamânın dürülmesi. Allahü teâlânın izniyle uzun zamanda yapılacak bir işi çok az zamanda yapma.
Tayy-i zemân, evliyâda görülen hârikulâde (olağanüstü) hâllerdendir. (Abdülazîz ed-Debba')


RABBİM ZAMAN İÇİNDE ZAMAN , MEKAN İÇİNDE MEKAN YARATIR...
 

gencsofi

New member
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
128
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Web sitesi
www.seferli.net
evet bu olay 2,abdulhamitte görülmüştür.bu padişah hayatında hiç hacca gitmemiştir.fakat onu hacda gören çok kişi vardır.
dua ile...
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
tayyi mekan zamanda yolculuk sizce mümkünmü?en büyük bilginin yani bilgeliğin 3 bölümü vardır:söz,eylem ve görünüm.söz okumuş kimselere aittir;eylem itaat edenlere; görünüm ise sofilere.kuru dal suyun üstünde yol alır; kuşlar havada uçar; sofiler ise bir gecede dünyanın bir ucundan öbür ucuna geçebilirler. der şems..nasıl oluyorsa

"Tayyi Mekan" tasavvuf ve tarikat dünyasının kavramlarındandır. Kur'an'da ve hatta hadislerde böyle bir kavram olduğunu bilmiyorum. Ancak tasavvuf ulularının sözlerinden delil getirilebilir. Tabii delil kabul edilirse.

Selamlar!
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
evet bu olay 2,abdulhamitte görülmüştür.bu padişah hayatında hiç hacca gitmemiştir.fakat onu hacda gören çok kişi vardır.
dua ile...
evet ulema 2. Abülhamit han için derlerki , eğer hadis Fatih Sultan Mehmet han hz.lerine gelmeseydi 2. Abdülhamit Hanı hepsinin üstünde tutardık.. evet padişahlar veli oldukları için bu denle kerametleri çok olmuştur..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
"Tayyi Mekan" tasavvuf ve tarikat dünyasının kavramlarındandır. Kur'an'da ve hatta hadislerde böyle bir kavram olduğunu bilmiyorum. Ancak tasavvuf ulularının sözlerinden delil getirilebilir. Tabii delil kabul edilirse.

Selamlar!

delil kabul edenler eder, ama şunu söylim tayyi mekan ve tayyi zaman yapan bir büyüklerimiz çoktur , ve bu şaşılıcak bir işte değildir.. mesela Aziz mahmut hüdayiye kadılığı bıraktıran tayyi mekan sırrını anlıyamamasıdır ve kendini tasavvufa girmesine sebep olan olaydır...Rabbim onda bu sırrı bahşetti , Allah C.C: ondan da razı olsun...
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
delil kabul edenler eder, ama şunu söylim tayyi mekan ve tayyi zaman yapan bir büyüklerimiz çoktur , ve bu şaşılıcak bir işte değildir.. mesela Aziz mahmut hüdayiye kadılığı bıraktıran tayyi mekan sırrını anlıyamamasıdır ve kendini tasavvufa girmesine sebep olan olaydır...Rabbim onda bu sırrı bahşetti , Allah C.C: ondan da razı olsun...

Allah razı olsun en kısa zamanda filmini tekrar izlemek istiyorum:)
 
S

seha

Guest
Zaman izafidir. Yani zaman mekana ve mekanın hızına bağlı olarak değişmekte, farklı değerler alabilmektedir. Mekanın hız ve hareketi, zaman üzerinde direk tesir meydana getirmektedir. Cismin hızı artıkça zaman azalmakta, cismin hızı ışık hızına çıktığında ise zaman sıfıra inmektedir.
Demek ki zaman, mekanın ve mekan içindeki cisimlerin hareketi ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle farklı mekanlar için farklı zamanlar söz konusudur. Mesela dünyamızın zamanı farklıdır, diğer gezegenlerin zamanı farklıdır. Güneşin zamanı ile başka bir galaksideki herhangi bir yıldızın zamanları da farklıdır.
Zaman, kainatta uzayıp giden sabit bir değer değil, mekanın hareket tarzına bağlı olan değişken bir değerdir. Hatta aynı mekan içindeki cisimlerin hareket tarzları da o cisme göre zamanı değiştirmektedir.
Aynı mekan içinde olmasına rağmen dünya yüzünde yürüyen bir insan ile, uçakta giden bir insanın zamanı arasında fark meydana gelmektedir. Bu durum bir deney yolu ile ölçülmüştür. Hatta insanın kendi iç dünyasında bile zaman yaşayışı açısından farklılıklar vardır. İnsanın cismi bu dünyanın şartlarındaki bir zamana tabi olurken, ruh, hayal ve kalb gibi hayat tarzları cisimden çok farklı bir zaman diliminde yaşayabilmektedir.
Bu hususa 3. Lema şöyle dikkat çekiliyor:
“Şu dünyada zamanın fenâ ve zevâl-i eşyadaki tesiratı gayet muhteliftir. Ve mevcudat ise, mütedahil daireler gibi birbiri içinde iken, hükümleri zeval noktasında ayrı ayrı oluyor.
Nasıl ki saatin saniyelerini sayan dairesi, dakikayı ve saati ve günleri sayan daireleri zâhiren birbirine benzer, fakat süratte birbirine muhaliftir. Öyle de, insandaki cisim, nefis, kalb, ruh daireleri öyle mütefavittir. Meselâ, cismin bekası, hayatı, vücudu, bulunduğu bir gün, belki bir saat olduğu ve mazi ve müstakbeli mâdum ve meyyit bulunduğu halde, kalbin hazır günden çok gün evvel, çok gün sonraki zamana kadar daire-i vücudu ve hayatı geniştir. Ruhun hazır günden seneler evvel ve seneler sonraki bir daire-i azîme, daire-i hayatına ve vücuduna dahildir. (Lema’lar, 22)”
İfadeye göre hem genel mekan açısından, hem de o mekan içinde yaşayan insan açısından zamanın değişken bir değer aldığı, hayat tarzına bağlı olarak daralıp genişleyebileceği konusuna özellikle vurgu yapılıyor.
Buradan hareketle, şayet insan cisim ve beden hayatından, ruh ve kalb hayatına çıkabilse zaman denilen kavram da o derece değişecektir. Tabi ki mekan da farklı bir şekil alacaktır. Zira yine görülmüştür ki cismin hızı ile birlikte mekan da değişmektedir. İşte böyle bir durumu yaşayan insan ruh derecesinde bir hayat yaşamaya başlarsa zaman da o ölçüde farklılaşacaktır. Yani, yukarıdaki ifadeye göre ‘zaman açılması’ meydana gelecektir. Buna dini literatürde “bast-ı zaman”, yani ‘zaman genişlemesi’ denilmiş. Yine kaynaklara göre bu tür haller insanlar arasında çokça yaşanmış.
3. Lema’daki bu satırlar konuya açıklık getiriyor:
“Hem şu hakikate bina edilen beyne’l-evliya kesretle vuku bulmuş olan bast-ı zaman hadiseleridir. Bazı evliya bir dakikada bir günlük işi görmüş, bazıları bir saatte bir sene vazifesini yapmış, bazıları bir dakikada bir hatme-i Kur’âniyeyi okumuş olduklarını rivayet edip ihbar ediyorlar. Böyle ehl-i hak ve sıdk, bilerek kizbe elbette tenezzül etmezler. Hem o derece hadsiz ve kesretli bir tevatürle bast-ı zaman hakikatini aynen müşahede ettikleri medar-ı şüphe olamaz.
Şu bast-ı zaman, herkesçe musaddak bir nevi, rüyada görünüyor. Bazan bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, geçirdiği ahvâli, konuştuğu sözleri, gördüğü lezzetleri veya çektiği elemleri görmek için, yakaza âleminde bir gün, belki günler lâzımdır.(Lema’lar, 23) “
İşte bu ifadeye göre İslam ümmetinin evliyaları ‘bast-ı zaman’ hakikatini sıkça yaşamışlar. Nefis ve cisimlerini terbiye ederek ruh derecesine bir hayat yaşamaları neticesinde bulundukları zaman ve mekan değişikliğe uğramıştır. Daha doğrusu içinde bulunduğumuz dünyanın şartlarından çok farklı bir hal almıştır. Her insanın bir ölçüde rüyada yaşadığı hal ve durum bu insanlarda gerçek hayatta yaşanmaktadır. Öyle ki bir dakikada Kur’an hatmedilmiştir. Bir gecede bin rekat namaz kılınmıştır. İşte bu faaliyetler, zamanın bazı insanlara için genişlediğine açık bir işarettir. ‘Bast-ı zaman’ halini yaşamak elbette ki sadece ‘İslam evliyalarına’ mahsus bir durum değildir. Cismin hayat tarzından ruhun hayat tarzına çıkabilen her insan bu hali yaşayabilir. ‘Hint fakirleri’ buna açık delildir. Günlerce ağır bir ruhi eğitimden geçen bu insanlar zamanı ve mekanı farklı bir şekilde bükebilmektedirler. Demek ki bu dünya şartları içinde gereğini yerine getiren her insana ‘bast-ı zaman’ nimeti ihsan edilmektedir.
Bastı zaman hakikatine bir ölçü olması açısından yine 3. lema’nın haşiyesinde bir ayet nazara veriyoruz:
“["Rabbinin katında bir gün, sizin hesabınıza göre bin yıl gibidir." Hac Sûresi, 22:47] âyeti de bast-ı zamanı gösterir. (Lema’lar, 24)”
İlahi beyana göre zaman bir güne karşılık bin yıl kadar genişleyebilmektedir. Bir yılda 365 gün olduğuna göre, bir gün karşılığı 365.000 gün etmektedir. Yani zaman bu kainat şartlarında yaklaşık olarak 365.000 kat daha geniş olabilmektedir. Bu rakamlar elbette ki, hadiseyi zihne yaklaştırmak içindir, yoksa tam hakikati ifade etmek için değil.
İsa Aleyhissamın hayatı ‘bast-ı zaman’ hakikatine çok güzel ve ilginç bir misaldir.
“Üçüncü tabaka-i hayat: Hazret-i İdris İsâ Aleyhimesselâmın tabaka-i hayatlarıdır ki, beşeriyet levazımatından tecerrüdle, melek hayatı gibi bir hayata girerek nuranî bir letâfet kesb eder. Âdetâ beden-i misalî letâfetinde ve cesed-i necmî nuraniyetinde olan cism-i dünyevîleriyle semâvatta bulunurlar. (Mektubat, 12)” ifadesi bu hususa dikkat çekmektedir. İfadede ilginç olan tabir “cism-i dünyevîleriyle semâvatta bulunurlar” tabiridir. Bu ifadeye göre İsa(as) dünyevi cismi ile ‘zaman genişlemesi’ hakikatine mahzar olmuştur denilse pek de mübalağa olmaz.
Bu ifadeden anlaşıldığı üzere İsa(as) bu dünya cismi ile semavatta, yani kainatın başka bir mekan ve boyutunda yaşamaya devam etmektedir. Bir ölçüde bast-ı zaman hakikatine göre hayat sürmektedir. Bu dünya şartlarında 2000 yıl geçmesine rağmen, belki de İsa(as) iki gün yaşamıştır. Yani bir günü bin sene olan iki gün. madem zaman izafidir. böyle bir durum akıldan uzak gözükmüyor. Bize göre dünya şartlarında 2000 yıl geçtiği halde, İsa(as)’ın kendi zaman ve mekan boyutunda 2 günlük bir süre geçmiş olabilir. Semaya çekildiği yaş olan 33 yaşında tekrar dünyaya, hem de aynı yaşta dönmesinin hakikati bu olsa gerektir. Bütün bunlar bir görüş elbette. Kudret açısından baktığınız zaman hiç bir problem yoktur.
Yine benzer tarzda Ashab-ı Kehf de bir gün, yani bir gece içinde 309 yıl yaşamıştır. Zaman genişlemesinden biraz daha farklı olarak ‘zaman sıçramasına’ mahzar olmuşlardır.
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sizin bahsettiğiniz bu olaylar açıklayamasakda ( açıklamamız da gerekmiyor! ) olmaktadır.Çünkü bu dünya imanlarımızın sınandığı bir dünyadır.
Ayrıca bu olayların mü'min ile de bir ilgisi yok,çünkü batılı bit ateist,yada hristiyan,yada doğlu bir budistte bu olayları yaşamaktadır.
Batıda bu konular psişik adı veilen bir dalda toplanmıştır.Merak eden bunları araştırabilir.
Rabbimizin bu dünyada yaşayan kulları olarak bizler zamana sıkı sıkıya bağlıyız,dolayısıyla zaman yolculuğu gibi felsefi,hayali kavramlar bizi bağlamaz.Yalnız bilinki bu olaylarda şeytanın parmağı vardır!İnsanları tasavvuf adı altında vahiyden uzak tuttuğuna göre!!
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tasavvuf ehline birde şunu sormak istiyorum KS. ( kuddise Sırruhi ) ne anlama geliyor ve neden tasavvuf ehli için kullanılıyor?
Bileniniz varsa lütfen açıklayın
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
tayyi mekan
Mekânı, mesâfeyi katetme, geçme, mesâfelerin dürülmesi. Allahü teâlânın izniyle az zamanda çok uzak yerlere gitme.
Şeytanın bir anda şarktan garba ulaşması gibi Allahü teâlânın velî kulları da tayy-i mekân ile uzak mesâfeleri bir anda geçip yer değiştirebilirler. (Muhammed Üftâde)

tayyi zaman
Zamânın dürülmesi. Allahü teâlânın izniyle uzun zamanda yapılacak bir işi çok az zamanda yapma.
Tayy-i zemân, evliyâda görülen hârikulâde (olağanüstü) hâllerdendir. (Abdülazîz ed-Debba')


RABBİM ZAMAN İÇİNDE ZAMAN , MEKAN İÇİNDE MEKAN YARATIR...

ciddi anlamda bir gidişmi yoksa kendisini orda hissetmemi.örneğin bir veli ışınlamayla abd ye gidebilirmi.yoksa kendisinin ve ruhunun orda olduğunu hissetme olayımı.ayrıca muhammed uftade kim...eğer ruhun ve hislerin bri anda kendisini abd nin getto semtlerinde bulunması yada pekinde ki bir ana caddedde bisikletlilerin arasında kendini görmesi olayıysa ben çok kere yaşadım.ayrıca bunun abd de avrupa yapılan eğitim kurslarıda var..
 

alem-i ervah

New member
Katılım
20 Ocak 2006
Mesajlar
463
Tepkime puanı
4
Puanları
0
@ahmet yasin

siz tasavvufu nasıl algılıyorsunuz bilmiyorum ama bizler tasavvufu islamla bir görüyoruz.....
tasavvuffun vahiyden uzak tuttugunu da ilk kez sizden duyuyorum....
öyle olmuş olsaydı yaşamış ve ahirete göç etmiş olan binlerce mürşidi kamili bugun bizler hatırlamazdık...

islam dini bugune kadar bizler sayesinde mi bugune kadar geldi?.....
bugun bile hala onlar tarafından yetiştirilmiş,ve hala da yetiştirilen talebeler var...okullarda ki din derslerinin yeterli oldugunu mu düşünüyorsunuz yoksa??


neyse sorunuza gelince...
ben çocukken düştügümde yaralandıgımda dilimden çıkan ilk söz anneydi...çünkü biliyordum ki benim yardımıma mutlaka gelecekti...ama artık büyüdüm ...
ve artık dilimden çıkan ilk kelimede Allah(cc)dir...
merak etme herkesin ki de O' (cc)dur....

ama vesile etmeye gelince biz günahkar kul olarak allah katında degerli dostarını araya koyarak elbette ki isteriz....nasıl ki Allah-u teala araya peygamberler vesile kılarak dini herkese ögrettigine,cebrail (as) vesile kılarak efendimizle konuştuguna,doktorları vesile kılarak hastalara şifa verdigine göre dostlarını mı vesile kılmayacak???

vesselam...........
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
evet ulema 2. Abülhamit han için derlerki , eğer hadis Fatih Sultan Mehmet han hz.lerine gelmeseydi 2. Abdülhamit Hanı hepsinin üstünde tutardık.. evet padişahlar veli oldukları için bu denle kerametleri çok olmuştur..

hadi ordan padişahlar veliy miş.şey uçmaz mürid uçurur demişler tamda örneği.padişahlardan mason.deli,cellat,rüşveti serbest gören,zevk ve sefa düşkünü bir hayli olanı var..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
hadi ordan padişahlar veliy miş.şey uçmaz mürid uçurur demişler tamda örneği.padişahlardan mason.deli,cellat,rüşveti serbest gören,zevk ve sefa düşkünü bir hayli olanı var..

gördünüz mü böyle bir olayı ?yoksa kulaktan duyamalarr ile mi söylüyosunuz ? daha düne kadar vahdettini vatan haini sayanlar,dah düne kadar abdülhamiti intihhar ile suçlayan ve daha nice iftiralar atanalr sonra yanıldıklarını gördüler , her kaynağı doğru zannetmeyin...
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
bu nasıl veliymiş.veli ne demek ya
sadi sirazi nin meşhur eseri gülistan daki bir hikayesinde tabiri şudur;
bir arif bir tekkede sofularla bir müddet arkadaşlıktan sonra onlardan ayrılıp medreseye geldi. ben o arife sordum:
-alim ile abid arasında ne fark var ki abidler fırkasını bırakarak alimler zümresini ihtiyar ettin?
arif cevap verdi:
-abid gemisini kurtaran kaptandır, kendisini düşünür, alim ise suya düşenleri kurtarmaya çalışır
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
gördünüz mü böyle bir olayı ?yoksa kulaktan duyamalarr ile mi söylüyosunuz ? daha düne kadar vahdettini vatan haini sayanlar,dah düne kadar abdülhamiti intihhar ile suçlayan ve daha nice iftiralar atanalr sonra yanıldıklarını gördüler , her kaynağı doğru zannetmeyin...

aynı şekilde siz gördünüzmü veli olduklarını haca uctuklarını?
 
Üst Alt