Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yezidi Bir Gelenek mi Aşure Tatlısı?

psikobilmis

New member
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
51
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Yaş
34
Web sitesi
yaylakentlimm.azbuz.com
Bu Nuhun gemisi olayini pek anlamadim,Yani bu Kuranda sabit edilmis bir Beyyinemi mevcut?Veya digerleri?Neden oruc tutuyoruz?Dini bir gereklilikmi var?Yoksa kara vicdanlilari aklama operasyonumu?Hani af olunduk diyordu ya...
bence senin aklın bayağı karışmış oruç tutmak farz değil ama peygamber efendimiz medineye hicret ettiğinde muharrem ayında herkesin tutmasını istemiş.hatta o gün yahudiler de tutar onlar sadece10. günü tutar bu yüzden peygamberimiz de muharremin 8,9,10nunda oruç tutmuş ve tutmalarını istemiş daha sonra yani ramazan orucu farz olunca isteyen tutsun demiş ve onun farz olamdığını söylemiş eminim kuranı kerimden sonra inanılması gerekenin hadisi şerif daha sonra icma ve kıyas oldunu biliyosundur kısacası oruç bu yüzden.

aşureye gelince oda nuh tan kalma bir gelenek nedenide nuh as karaya ilk çıktığı gün, herkesin arta kalan yemeklerini bir araya toplayıp pişirdiği için o güne aşura günü adını almış.

kara vicdanları aklama dedine gelince bence hiç bu kadar kesin konuşma çünkü peygamber efendimiz kendi öpüp kokladığı torununun muharremin onunda şehit düşeceğini bilmediği için mi o günü öyle kutladı sence o bunu bilse tutmaz o gnü öle geçirmez miydi dersin? neden peki torunu o gün Allahına ve kendine kavuştu unutma belki çok kötü bir olayla ama şehit olarak gitti yanlarına. Sen şebi aruz nedir biliyor musun neden şebi aruzu kutluyoruz mevlana ii ki dünyadan yok oldu diye mi ? hayır tabi ki de o da mevlasına kavuştuğu için yani o gün sadece matem günü deil (zaten müslüman olan insan şehit olunca üzülmez burda tek üzülmemiz gereken tek şeyse fahri kainatın bize emenet ettiği ehli beytinden birin i koruyamadık bence biz bugünü affımız içinb kullanalım komşları, çocukların filan sevindirelim ne dersin) sen bunları bir düşün ve hala ikna olamdıysan bu burdan yazıyla olcak iş değil ya güvendiğin bir hocaya ya da hiç kimseyi tanımıyorsan bu cuma namazındaki hocaya bir sor( hatta belki bu cuma bahsederler sormana gerek kalmaz). çünkü senin aklın gerçekten çoooooooooooooook karışmış.
 
Son düzenleme:

psikobilmis

New member
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
51
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Yaş
34
Web sitesi
yaylakentlimm.azbuz.com
Sıkıştırma milleti... Kur'an beyyinesi ile ne alakası var bunun. Kültür bu, kültür. Sonra verirsin konu-komşuya, ikram olur, iltifat olur mete amca... :)


merak etme bekir amca sıkıştırmıyo en azından onun bahanesine tozlanmış kitapları karıştırırım fena mı? hem o gün ikram etse Allah sen ogün nasıl birine ikram da bulundun nasıl onları mutlu edersin diye hesap sormaz sormaz dimi amcacığım............
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
bence senin aklın bayağı karışmış oruç tutmak farz değil ama peygamber efendimiz medineye hicret ettiğinde muharrem ayında herkesin tutmasını istemiş.hatta o gün yahudiler de tutar onlar sadece10. günü tutar bu yüzden peygamberimiz de muharremin 8,9,10nunda oruç tutmuş ve tutmalarını istemiş daha sonra yani ramazan orucu farz olunca isteyen tutsun demiş ve onun farz olamdığını söylemiş eminim kuranı kerimden sonra inanılması gerekenin hadisi şerif daha sonra icma ve kıyas oldunu biliyosundur kısacası oruç bu yüzden.

aşureye gelince oda nuh tan kalma bir gelenek nedenide nuh as karaya ilk çıktığı gün, herkesin arta kalan yemeklerini bir araya toplayıp pişirdiği için o güne aşura günü adını almış.

kara vicdanları aklama dedine gelince bence hiç bu kadar kesin konuşma çünkü peygamber efendimiz kendi öpüp kokladığı torununun muharremin onunda şehit düşeceğini bilmediği için mi o günü öyle kutladı sence o bunu bilse tutmaz o gnü öle geçirmez miydi dersin? neden peki torunu o gün Allahına ve kendine kavuştu unutma belki çok kötü bir olayla ama şehit olarak gitti yanlarına. Sen şebi aruz nedir biliyor musun neden şebi aruzu kutluyoruz mevlana ii ki dünyadan yok oldu diye mi ? hayır tabi ki de o da mevlasına kavuştuğu için yani o gün sadece matem günü deil (zaten müslüman olan insan şehit olunca üzülmez burda tek üzülmemiz gereken tek şeyse fahri kainatın bize emenet ettiği ehli beytinden birin i koruyamadık bence biz bugünü affımız içinb kullanalım komşları, çocukların filan sevindirelim ne dersin) sen bunları bir düşün ve hala ikna olamdıysan bu burdan yazıyla olcak iş değil ya güvendiğin bir hocaya ya da hiç kimseyi tanımıyorsan bu cuma namazındaki hocaya bir sor( hatta belki bu cuma bahsederler sormana gerek kalmaz). çünkü senin aklın gerçekten çoooooooooooooook karışmış.



Kardes sen cok karisik bir yaziyla bizim aklimizi karistirmakmi istersin,Benim sorum acik;Kurandaki delilin nedir?Nuh(Selam Resul/Resullere olsun)Onun böyle yemek pisirdigine delilin nedir?Zaten söylenenlere bakarsan bir tarih var orda?

· Hz. Âdem'in tövbesinin kabûl olması,
· Hz. Nuh'un tufandan kurtulması,
· Hz. Yûnus'un balığın karnından çıkması,
· Hz. İbrahim (a.s.)'in dünyaya gelmesi ve ateşten kurtulması
· Hz. İdris'in göğe çıkarılması,
· Hz. Süleyman (a.s.)'a saltanat verilmesi,
· Hz. Yakub'un oğlu Hz. Yusuf'a kavuşması, Hz. Yusuf'un kuyudan çıkması,
· Hz. Eyyûb'un hastalıktan kurtulması,
· Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi ve Firavun'un helak olması,
· Hz. İsâ'nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması Aşure günü oldu.
· Hz. Musa (a.s.)'nın Firavun'un şerrinden kurtulması
· Hz. Hüseyin (r.a.)'in şehid edilmesi


Sadece Hüseyinin Katlinin disinda hic birine Ne tarih nede Kuran delili mevcut;Kanimca Hüseynin katlini bir nebze milletin gözünden irak etme amaci güdülmüstür..Yukardakilerin bir tanesine delil ver hesini kabul edeyim...Gelelim senin su"şebi aruz"Meselesin dini ne gibi bir önemi vardir?Hangi delil bunun kutlanmasini mecbur eder?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
merak etme bekir amca sıkıştırmıyo en azından onun bahanesine tozlanmış kitapları karıştırırım fena mı? hem o gün ikram etse Allah sen ogün nasıl birine ikram da bulundun nasıl onları mutlu edersin diye hesap sormaz sormaz dimi amcacığım............



Bizim cabamiz verilecek ikrami kismak degil,ama bir kutlamanin neleri anlamlandirdigidir.sene 365 gün verecek günün kalmadida"Hüseyinin katlöedildigi günmü kaldi sadece,,,,,Allah eger su günler deseydi onun disindakilerden sorumlu tutmazdi sanirim?Yas tutmayiniz ama en azindan Resulün(Selam Resul/Resullere olsun)Iki gözümün nuru dedigi torunlarindan biri olan Hüseyinin Katledildigi gün böyle Yezidi gelenekten uzak durunuz..Tozlu Kitap dediginiz Kitaplari degilde Allahin sözlerini teskil eden VAHY e bakiniz....
 

psikobilmis

New member
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
51
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Yaş
34
Web sitesi
yaylakentlimm.azbuz.com
Bizim cabamiz verilecek ikrami kismak degil,ama bir kutlamanin neleri anlamlandirdigidir.sene 365 gün verecek günün kalmadida"Hüseyinin katlöedildigi günmü kaldi sadece,,,,,Allah eger su günler deseydi onun disindakilerden sorumlu tutmazdi sanirim?Yas tutmayiniz ama en azindan Resulün(Selam Resul/Resullere olsun)Iki gözümün nuru dedigi torunlarindan biri olan Hüseyinin Katledildigi gün böyle Yezidi gelenekten uzak durunuz..Tozlu Kitap dediginiz Kitaplari degilde Allahin sözlerini teskil eden VAHY e bakiniz....
benim tozlu kitaplar demem latife icabı bekir beye şakasına diyelim. ben kavga edelim istemdim onun yerine hangisi doğruysa birlikte bulalım istedim ama sizin niyet farklı ben hala aynı fikirdeyim eğer münazara edeceksek buyrun yok kavga ediceksek cvp vermeyin ben anlarım onu biz o gün koruyamadıysak affedilmek için o gün daha çok iilik yapmalı daha çok tövbe etmeeliyiz diye düşünüyorum.birde muharremin 10 şehit edildiği kuranı kerimde yazıyo mu?hangi ayet söylerseniz sevinirim. şimdiden tşkler(özel olcak ama siz kuran dışında hangi kitaplardan faydalanırsınız).
saygılar
 
Son düzenleme:

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
benim tozlu kitaplar demem latife icabı bekir beye şakasına diyelim. ben kavga edelim istemdim onun yerine hangisi doğruysa birlikte bulalım istedim ama sizin niyet farklı ben hala aynı fikirdeyim eğer münazara edeceksek buyrun yok kavga ediceksek cvp vermeyin ben anlarım onu biz o gün koruyamadıysak affedilmek için o gün daha çok iilik yapmalı daha çok tövbe etmeeliyiz diye düşünüyorum.birde muharremin 10 şehit edildiği kuranı kerimde yazıyo mu?hangi ayet söylerseniz sevinirim. şimdiden tşkler(özel olcak ama siz kuran dışında hangi kitaplardan faydalanırsınız).
saygılar


Biz bastan beri diyoruz,Tarihi bir olayi dine yama yapmayalim diye.O güne gelince af edilmek icin diyorsunuz ya bizde diyoruzki kutlayarak degil.Belki yas olmaz ama en azindan sesiz kalinmali bir tatli ile bayram havasi verilmemeli.Not;Kuran disinda hic bir kitap benim bir gerceklik kabulü degildir.Bu forumda herkes bilirki ben kavga etmem mülaza bizim siarimiz yani istersen sen yinede tozlu Kitaplarini sakada olsa birdaha karistir...Her neyse Sevgi ve Selam ile....
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
AŞURE GÜNÜ ORUC TUTMAK


“ … Er-Rübeyyi b. Muavviz r.a şöyle dedi : Nebi s.a.v aşure gününün sabahında Ensar köylerine : Her kim iftar ederek sabahladı ise günün kalan kısmında oruç tutsun. Herkim de oruçlu olarak sabahladı ise orucuna devam etsin, diye haber gönderdi. Binti Muavviz şöyle dedi : Biz bundan sonra aşure orucunu tutardık....”


Buhari : 1960-Ter:1827 - Müslim : 1136/136-137 - Ahmed (6/359-360)


“ … el-Hakem b. A’rec şöyle dedi : İbni abbas ridasını yastık yapmış zemzemin yanında ona yaslanmış bir halde iken yanına yardım ve : Bana aşure orucunu haber ver dedim. İbni Abbas : Muharrem ayının hilalini gördüğünde saymaya başla ve dokuzuncu gün oruçlu ol, dedi. Ben : Resulullah s.a.v aşure orucunu böyle mi tutardı, dedim. İbni Abbas : Evet dedi. ”


Müslim : 1133/132 - Beyhaki : 4/287

“ … Aişe r.anha şöyle dedi : Cahiliye de Kureyş aşure günü oruç tutardı. Resulullah s.a.v de aşure orucunu tutardı. Medine’ye geldiğinde de aşure orucunu tuttu ve ashabına onu emretti. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutmayı terk etti. Bundan sonra dileyen onu tuttu, dileyen de tutmadı.”

﴿ صَوْمُ يَوْمَ عَاشُورَاءَ يُكَفّرُ سَنَةً وَصَوْمُ يَوْمَ عَرَفَةَ يُكَفّرُ سَنَتَيْنِ ﴾

“Aşure günü tutulan oruç, (sadece geçen) yıla kefarettir. Arefe günü tutulan oruç ise, iki yıla (yani hem geçen ve hemde gelecek yıla) kefarettir”


Suyûtî (ö. 911/1505) “el-Ezhâr”da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:
1. Ebu Katâde
2. Katâde ibnu’n-Nu’mân
3. Abdullah ibn Ömer
4. Ebu Saîd el-Hudrî
5. Hz. Aişe
6. Zeyd b. Erkam
7. Sehl b. Sa’d

Toplam, 7 kişi.

"Aşure" kelimesi, sözlükte; "on" anlamına gelen "aşır" kelimesinden alınmştır. Bu konuda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.

Aşure orucu, Muharrem ayının 9. ve 10. yada 10. ve 11. günü tutulan oruçtur. Aşure orucunun iki gün tutulmasının sebebi; Yahudilerin, Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmalarıdır. Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Müslim, Siyam 196; Tirmizî, Savm 46 (749), 48 (752); İbn Mâce, Siyam 40 (1731); Müsned: 5/297, 311; Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; Heysemî, Keşfu'l-Estâr, 1/493 (H. No: 1053)

İbnu Abbâs (radiyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)

Medine'ye gelince, Yahudileri Aşura günü oruç tutar gördü. Onlara: "Bu da ne, (niçin oruç tutuyorsunuz)?" diye sordu. "Bu, sâlih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde Beni İsrail’i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Musa o gün oruç tuttu '' dediler. Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ben Musa'ya sizden daha layığım" buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını emretti. Buhari(2004) Müslim(1130) Ebu Dâvud(2444)

Diğer bir hadiste; “Aşure gününde oruç tutunuz, bir gün öncesinde veya bir gün sonrasında da oruç tutarak Yahudilere muhalefet ediniz.[1]Buyrulmuştur.

Aşure gününde yapılan bidatler; sürme çekmek, musafaha yapmak, aşure yemeği pişirmek, sevinç gösterisi, gusül, kına yakmak, hüzün günü olarak değerlendirmek, o günü açlık ve susuzluk günü yapmak, ağıt yakmak, zincirlerle dövünmek bütün bunlar aşure günü yapılan çirkin fiillerdir. Ne peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den, ne sahabeden, ne de tabiinden bu konuda gelen bir şey yoktur. “Kim aşure gününde ev halkına bolluk gösterirse Allah bütün sene ona bolluk verir” sözü ise Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem adına uydurulmuş bir yalandır. bkz. Mecmuul Fetava(25/299)



[1] Tahavi ve Beyhaki Sahih senetle; İbni Huzeyme(2095)
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Not;Kuran disinda hic bir kitap benim bir gerceklik kabulü degildir.

Metin Mete sende yakında Edip Yüksel gibi Hangi Kur an a İman edeceğiz Esas alacağız diye saçmalamaya başlarsın Osman Mushafınımı Top Kapıda bulunan Ebu Bekir ra topladığı Mushafımı yoksa İbn Mesud un mushafınımı esas alacağız.yoksa dedemin raflarda tozlanmış mushafımı diye. Allah insanı saptırınca böyle saptırıyor işte Bana sadece Kur an yeter ben Kur anı kendi kafama göre yorumlayaçağım düşüncesinde ki insanları.

Sen Kur an nı Rasülün anladığı gibi Onun Beyan ettiği açıkladığı gibi anlamak zorundasın bunu kafana sok......ama tabi senin ve seni giibi düşünenlerin amaçı şudur.Ben kendi kafama göre bir din yaşamak istiyorum..........

 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Not;Kuran disinda hic bir kitap benim bir gerceklik kabulü degildir.

Metin Mete sende yakında Edip Yüksel gibi Hangi Kur an a İman edeceğiz Esas alacağız diye saçmalamaya başlarsın Osman Mushafınımı Top Kapıda bulunan Ebu Bekir ra topladığı Mushafımı yoksa İbn Mesud un mushafınımı esas alacağız.yoksa dedemin raflarda tozlanmış mushafımı diye. Allah insanı saptırınca böyle saptırıyor işte Bana sadece Kur an yeter ben Kur anı kendi kafama göre yorumlayaçağım düşüncesinde ki insanları.

Sen Kur an nı Rasülün anladığı gibi Onun Beyan ettiği açıkladığı gibi anlamak zorundasın bunu kafana sok......ama tabi senin ve seni giibi düşünenlerin amaçı şudur.Ben kendi kafama göre bir din yaşamak istiyorum..........



AŞURE GÜNÜ ORUC TUTMAK


“ … Er-Rübeyyi b. Muavviz r.a şöyle dedi : Nebi s.a.v aşure gününün sabahında Ensar köylerine : Her kim iftar ederek sabahladı ise günün kalan kısmında oruç tutsun. Herkim de oruçlu olarak sabahladı ise orucuna devam etsin, diye haber gönderdi. Binti Muavviz şöyle dedi : Biz bundan sonra aşure orucunu tutardık....”


Buhari : 1960-Ter:1827 - Müslim : 1136/136-137 - Ahmed (6/359-360)


“ … el-Hakem b. A’rec şöyle dedi : İbni abbas ridasını yastık yapmış zemzemin yanında ona yaslanmış bir halde iken yanına yardım ve : Bana aşure orucunu haber ver dedim. İbni Abbas : Muharrem ayının hilalini gördüğünde saymaya başla ve dokuzuncu gün oruçlu ol, dedi. Ben : Resulullah s.a.v aşure orucunu böyle mi tutardı, dedim. İbni Abbas : Evet dedi. ”


Müslim : 1133/132 - Beyhaki : 4/287

“ … Aişe r.anha şöyle dedi : Cahiliye de Kureyş aşure günü oruç tutardı. Resulullah s.a.v de aşure orucunu tutardı. Medine’ye geldiğinde de aşure orucunu tuttu ve ashabına onu emretti. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutmayı terk etti. Bundan sonra dileyen onu tuttu, dileyen de tutmadı.”

﴿ صَوْمُ يَوْمَ عَاشُورَاءَ يُكَفّرُ سَنَةً وَصَوْمُ يَوْمَ عَرَفَةَ يُكَفّرُ سَنَتَيْنِ ﴾

“Aşure günü tutulan oruç, (sadece geçen) yıla kefarettir. Arefe günü tutulan oruç ise, iki yıla (yani hem geçen ve hemde gelecek yıla) kefarettir”


Suyûtî (ö. 911/1505) “el-Ezhâr”da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:
1. Ebu Katâde
2. Katâde ibnu’n-Nu’mân
3. Abdullah ibn Ömer
4. Ebu Saîd el-Hudrî
5. Hz. Aişe
6. Zeyd b. Erkam
7. Sehl b. Sa’d

Toplam, 7 kişi.

"Aşure" kelimesi, sözlükte; "on" anlamına gelen "aşır" kelimesinden alınmştır. Bu konuda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.

Aşure orucu, Muharrem ayının 9. ve 10. yada 10. ve 11. günü tutulan oruçtur. Aşure orucunun iki gün tutulmasının sebebi; Yahudilerin, Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmalarıdır. Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Müslim, Siyam 196; Tirmizî, Savm 46 (749), 48 (752); İbn Mâce, Siyam 40 (1731); Müsned: 5/297, 311; Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; Heysemî, Keşfu'l-Estâr, 1/493 (H. No: 1053)

İbnu Abbâs (radiyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)

Medine'ye gelince, Yahudileri Aşura günü oruç tutar gördü. Onlara: "Bu da ne, (niçin oruç tutuyorsunuz)?" diye sordu. "Bu, sâlih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde Beni İsrail’i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Musa o gün oruç tuttu '' dediler. Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ben Musa'ya sizden daha layığım" buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını emretti. Buhari(2004) Müslim(1130) Ebu Dâvud(2444)

Diğer bir hadiste; “Aşure gününde oruç tutunuz, bir gün öncesinde veya bir gün sonrasında da oruç tutarak Yahudilere muhalefet ediniz.[1]Buyrulmuştur.

Aşure gününde yapılan bidatler; sürme çekmek, musafaha yapmak, aşure yemeği pişirmek, sevinç gösterisi, gusül, kına yakmak, hüzün günü olarak değerlendirmek, o günü açlık ve susuzluk günü yapmak, ağıt yakmak, zincirlerle dövünmek bütün bunlar aşure günü yapılan çirkin fiillerdir. Ne peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den, ne sahabeden, ne de tabiinden bu konuda gelen bir şey yoktur. “Kim aşure gününde ev halkına bolluk gösterirse Allah bütün sene ona bolluk verir” sözü ise Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem adına uydurulmuş bir yalandır. bkz. Mecmuul Fetava(25/299)



[1] Tahavi ve Beyhaki Sahih senetle; İbni Huzeyme(2095)


Öncelikle bu yazina yani ikinci alintina sadece kocaman bir Gec diyorum.Ama kirmizi yazina gelince;Iste düsünülmesi gerekli bir konu bunun icin tesekkür ederim;Hangi Musaf;Acaba Kuranin disinda ikinci bir Musafmi var?Yoksa Edip dediniz en büyük kizdigim kisilerden biri(Cünki iki ayeti inkarda olmasi benim icin yeterlidir)Onun ayri bir Musafimi var(Aslinda kendi cevirisinde iki ayet eksik olusunun disinda hepsi ayni)Yoksa siz Kuranin ne yazdigi degilde sadece Rivayetlermi diyorsun bunuda düsünmek gerekir.Birde hitap ederken biraz nezaket kurallarina uymayi ögrenirsen böyle fikir alis/veriste daha iyi bir birimizi anlamis oluruz.Biz aslinda Kurani Resulün(Selam Resul/Resullere olsun)anladigi gibi anlamak icin inis sirasina göre okuyor onun gibi yavas ve dilimizi bükmeden okuyoruz hicte acele etmiyoruz.Yani amacta birlikteligimiz gidilen yolda ayriligimiz mevcud.Eger Kurandan dinini ögrenseydin son cümleyi söylemezdin ama ne yazikki....
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Senin gibilere biz Mutezile Yavruları diyoruz Ahir zamanın Mutezile yavruları.............
 

Fikriöz

New member
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
7
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Açılan konuyu baştan sona okudum.
Konuyu açan arkadaşın öfkesini/itirazını haklı buldum sonunda.
Bizim evde asure tatlısı yapılmıyor fakat komşular yapıp getiriyorlar.
Niçin yapıldığını sorunca "üzümü ye bağını sorma" diyorlar.
Bu geleneğın asıl kaynağını tam tespit etmenin mümkün olmayacağı anlaşılıyor.
İnsanlar hediyeleşmek istiyor aşura buna vesile oluyor bana göre.
Bugünkü müslümanların eldeki Kur'an ve sahih hadisler dışında İslam adına ciddi ve inandırıcı hiçbir kaynağı yok.Sözkonusu tatlı yapmayı bu iki kaynağa dahil etmek zaman açısından zaten imkansız olduğuna göre, aleyhinde ya da lehinde bir hüküm vermek de çok isabetli olmuyor.
Ben asıl şu kendini zincirlerle dövme geleneğini İslam ile bağdaştıramıyorum zaten bağdaşmıyor. Bedenlerimiz bize emanet, biz emanete sırf yas şovu yapacağız diye
saldırıyoruz.Dünya izliyor, müslümanların mazoşist yarışması yaptıklarını sanıyorlardır haklı olarak. Hz.Muhammed ölen bir müslümanın arkasından doğal bir ağlamayı bile yasaklamışken bu Caferi derneklerin aylar öncesinden prova yaparak ortaya vahşet sergilemeleri aklı selimle izah edilebilecek bir şey değil.Bu aklı bir rahatsızlık.
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
İslam’ın doğuşundan itibaren -iblisin hakkı batıla karıştırması sonucu- aklı kutsayan onu asıl ve temel kabul eden, hatta aklı şeriat koyucu ve hükmüne başvurulan hakem konumuna yükselten birtakım eğilimler yeşermiştir. Aklın kavramadığı şer’î bir hüküm görülecek olursa... derhal şeriat reddolunurdu.

Eğer sınırlı ve yetersiz bir akıl apaçık ve zahir bir nass ile çatışacak olursa, bu sefer nass tevil edilir. Hatta tahrif ve iptal dahi edilir.

“Şüphesiz akıl ile nakil arasındaki bu çatışma dünyadaki her bir fesadın esasını teşkil eder ve her bakımdan rasûllerin çağrılarının zıddıdır. Çünkü onlar vahye görüş ve akıllara göre öncelik vermeye davet etmişlerdir. Onların düşmanları ise bunun zıddına yönelmişlerdir. Rasûllere uyanlar vahye ve aklın varacağı sonuçlara göre öncelik vermişler, iblise yahut iblisin vekillerinden herhangi birisine tabi olanlar ise aklı naklin önüne geçirmişlerdir.”

Bu akılcılar aslında ilk sapıklar olan Mutezileden itibaren başlayan müntesipleri zalim olan bir zincirin halkasıdırlar... Mutezile’nin ortaya çıkışından itibaren bu ana kadar da bu ateşin alevi dinmedi... Bid’atçiler, sapıklar buna katıldılar. Her türlü bağdan kurtulmak isteyenler, şaşkınlar onun üzerine atıldılar. Herkes buna çağırıyor, buna davet ediyor. Fakat değişik renklerle allı pullu elbiselerle ve yaldızlı sözlerle.

İşte bütün bunlar kısır akıllıları aldatan, parlayan her bir şeyi altın zanneden zayıf görüşlülerin gözlerini kamaştıran hususlardandır.

Bundan dolayı bizler anlayışı kıt, görüşü zayıf, şeriati kavramayan, dili akledemeyen, insanların avamından bir kesimini –bununla birlikte- bu akılcı olmak iddiasını ileri sürenlerin cahili akılcılık kandırmacasına kapıldıklarını görüyoruz.

Nebevi sünnete itiraz eden nice cahiller duyduk.

Mütevatir ve şer’î bir nassı yetersiz gören nice kavrayışsız duyduk.

Dini bir kaideyi reddeden hiçbir bilgisi bulunmayan nice ümmilerle karşılaştık. Sapı samandan ayıramadığı halde pek büyük şahsiyetlerin hatalarını bulduğunu ileri süren nice avam gördük.

Yarım bir öğrencinin sesini, kabul edilmiş müsellem inançları yüksek sesle reddettiğini duyduk. Kültürlü gibi görünen ve meydanı boş bulduğu için yırtınırcasına kasırga gibi esip savuran nicelerini duyduk.

Bunlar hep güzel bir iş yaptıklarını sanırlar.

Çünkü bunlar dinin hakikatini bilmediklerinden, rasûllerin efendisinin sünnetinin kıymetini de bilemediler. O bakımdan esas ilkeleri birbirine karıştırdılar, temel noktalar arasında çelişkiler gördüler. Bununla birlikte onlar hala akledenlerin kendileri olduklarını, akletmeyenlerin de başkaları olduklarını zannederler.Bu Akım “Akılcılar Mutezile’nin Çağdaş Yavrularıdır”

“Hayır, Rabbine and olsun ki aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” (en-Nisa, 4/65)

İşte ölçü budur, kıstas budur, terazi budur.


Devam edecektir inş……………………….
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Insanlar akli torbaya koydumu iste bu sekilde kendi dininin rükunlari yerine Insan odakli rükunlari nass edinirler,Hakkin gönderdigi VAHYin bir kismini Nesh eder bir kismini büyüklerine mal ederler,bunlara bir insan olarak cevap vermek ancak ve ancak VAHYin geneli ile cevap vermek gerekirki VAHY varken insan sözü ne derecece dogruluk ibraz eder bunun bilincinde olarak akli Vahye tabbi kilmayanla akli Nakle tabbi tutanin arasindaki farktir,Tam olarak 55 ayette akla direk daveti görmeyen göz anlamayan beyin ile 200 küsur dolayli akla daveti nereden görsün,onun isi sadece nakil ile ögretilen karalama ve daha nice Y...... yavrulugudur sanirim..


Allah size kitabı detaylı bir şekilde indirmişken O’ndan başka hakem mi arayayım?


Enam Suresi 114

Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.


İsra Suresi 73

Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.


Maide Suresi 67

De ki “Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da (algılanamayanı da) bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.”


Enam suresi 50

O size melekleri ve Peygamberler’i Rabler edinmenizi emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, size kafir olmayı mı emredecek?


Ali İmran suresi 80


Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar “Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.” dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.”


Yunus Suresi 15

Böylece biz seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete sana vahyettiklerimizi okuman için gönderdik.

Rad Suresi 30

Bu Kuran, bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu.


Enam Suresi 19

De ki “ Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.”


Enbiya Suresi 45

O yalnızca bir öğüt ve Mübin(apaçık) bir Kuran’dır.


Yasin Suresi 69

Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?


Ankebut Suresi 51


Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?

Enam Suresi 114

Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran’ ı devre dışı tuttular.


Furkan Suresi 30
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir.

Darimi(592) Ahmed(2/367,483,4/132,6/8) Ebu Davud(4604) Taberani(4/181,20/274,283) İbni Mace(2) İbni Hibban(13) Beyhaki Sünen(7/76,3/331,332,9/204) Beyhaki Delail(6/549) Beyhaki İtikad(625) Tirmizi(2664) Hakim(1/109) Şafii Risale(s.89,90,225,403) Şafii Müsned(150,234) Humeydi(551) İbni Hazm el İhkam(2/202, 1/151) Hatib, el Fakih vel Mütefekkıh(1/88, 89) Hatib, elKifaye(12, 16, 17) İbni Abdilberr Cami(2/189) İbni Abdilberr Temhid(1/149,151) Begavi Şerhus Sünne(1/200) Hazımi elİtibar(s.5) Mecmauz Zevaid(1/154-155) Cemül Fevaid(128) Ebu Ya’la(3/346) Kenz(1/577) Kadı Iyaz Şifa(s387) Hattabi Mealimus Sünen(7/8) Kurtubi(1/38) Mişkat(163) Metalibu Aliye(3081) Acurri Şeriat(92-94) Zadul Mesir(2/116) Tarhut Tesrib(2/35) ZadulMead(6/271) Tahavi Meanil Asar(4/209) İbni Kesir(1/4) Lealiül Masnua(1/195) Firuzabadi Sifrus Sade(s259) Müsnedi Şamiyyin(1061) İbni Kuteybe Te’vil(s307) Marifetus Süneni vel Asar(1/67) Abdurrezzak(8766) Suyuti El Havi(1/471) İbni Teymiye Tefsir Usulü(s99)


Öyle fitnelerin karanlığı içindeyiz ki, bu karanlık içinde tek ışığımız Allah’ın Kitabı ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinin nuru olup, bizleri bu ışıktan mahrum etmeye çalışanların şerrinden Rabbimize sığınıyoruz.

Allah’ın apaçık hidayet yolu, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in mucizesi, hiçbir batılın yanaşamadığı kitap olan Kur’an-ı Kerim’e doğrudan tasallut edemeyeceğini anlamış bulunan İslam düşmanları, Kur’an’ın açıklaması mahiyetinde olan, Kur’an ile aynı kaynaktan vahyedilen Sünnet’i devreden çıkarıp, Kur’an’ı heva ve hevesleri doğrultusunda izah ettirebilmek ve böylelikle İslam Dini’ni geçersiz kılabilmek için sistemli bir çalışma içine girmiştirler.

Zira Ömer Bin el-Hattab radıyallahu anh buyuruyordu ki;

“Bir takım insanlar gelecek, Kur’an’ın (değişik şekillerde anlaşılabilecek olan) müteşabihleri hususunda sizinle mücadele edecekler. O halde onların yakasına sünnetlerle sarılın. Çünkü sünnetleri bilenler, Allah’ın kitabını en iyi bilenlerdir.

Darimi (Mukaddime,17) İbni Abdilberr Camiu Beyanil İlm(2/123) Suyuti el-İtkan(2/11) Kasımi Mehasinut Te’vil(1/68) Acurri Şeriat(s48,52) İbni Hazm İhkam(2/250) Hatib el Fakih(1/234) Bkz.: Lalekai Sünnet(203)



Bahsedilen bu sistemli çalışma için harekete geçen müsteşrikler, İslam tarihinden malzeme aramaya başladı ve Hicri 3. asırda ortaya çıkmış ve İslam uleması tarafından bertaraf edilmiş olan sünnet inkarcılığını yeniden gündeme getirdiler. Reinhart Dozy, Leone Caetani, Ignaz Goldziher, Schacht gibi bazı müsteşrikler Sahabeleri (özellikle Ebu Hureyre r.a. gibi hadislerin çoğunun kendilerinden geldiği sahabeleri) ve kıymetli hadis imamlarını iftiralarıyla itham etmeye başladılar. Onların bu fitnelerine yakın geçmişte ve günümüzde reddiyeler ile cevaplar verilmiş olmasına rağmen, kalplerinde nifak tohumu gizli bulunan, makam, şöhret gibi dünyalık mansıplar peşinde olan, ya da kafirlere hoş görünme kompleksi illetine tutulmuş zavallılar itibar etmiş, müsteşriklerin ve misyonerlerin ekmeğine bal sürmüşlerdir.


Irak, Mısır, Hindistan gibi dış tesirlerin altında kalmış İslam ülkelerinde bu akım neşvu nema buldu ve zamanla dar çaplı da olsa diğer İslam ülkelerinde menfi hareketler görüldü. Mesela dini bir tahsil görmemiş olan Libya lideri Muammer Kaddafi, Yeşil Kitap adlı eserinde Kur’an’dan başka kaynak kabul etmediğini söyleyerek şu hadisi doğrulamış oldu;

Şunu kesin olarak biliniz ki; Bana Kur’an ve onun bir misli daha verilmiştir. Karnı tok olduğu halde rahat koltuğuna oturarak; “Şu Kur’an’a sarılınız; onda helal olarak neyi görüyorsanız onu helal kabul ediniz, neyi de haram görüyorsanız onu da haram biliniz” diyecek bazı kimseler gelmek üzeredir. Dikkat edin! Hiç şüphesiz Allah Rasulünün yasak ettiği şey de Allah’ın haram ettiği şey gibidir.

Darimi(592) Ahmed(2/367,483,4/132,6/8) Ebu Davud(4604) Taberani(4/181,20/274,283) İbni Mace(2) İbni Hibban(13) Beyhaki Sünen(7/76,3/331,332,9/204) Beyhaki Delail(6/549) Beyhaki İtikad(625) Tirmizi(2664) Hakim(1/109) Şafii Risale(s.89,90,225,403) Şafii Müsned(150,234) Humeydi(551) İbni Hazm el İhkam(2/202, 1/151) Hatib, el Fakih vel Mütefekkıh(1/88, 89) Hatib, elKifaye(12, 16, 17) İbni Abdilberr Cami(2/189) İbni Abdilberr Temhid(1/149,151) Begavi Şerhus Sünne(1/200) Hazımi elİtibar(s.5) Mecmauz Zevaid(1/154-155) Cemül Fevaid(128) Ebu Ya’la(3/346) Kenz(1/577) Kadı Iyaz Şifa(s387) Hattabi Mealimus Sünen(7/8) Kurtubi(1/38) Mişkat(163) Metalibu Aliye(3081) Acurri Şeriat(92-94)


Mısır’da Mahmud Ebu Reyye adında, hadisler etrafında kasıtlı olarak şüpheler uyandırmaya çalışan birisi zuhur etti. Onun görüşlerini hatasıyla savabıyla, Türkiye’de; Yaşar Nuri Öztürk aynen iktibas etti. Yaşar Nuri, 1970-1990 yılları arasında yayınladığı eserlerde, ayetleri, hadislere ve kaynaklara dayalı olarak tefsir ediyor, Ehli Sünnet itikadına muhalif görüşler ortaya atmıyordu. Baktı ki bu yolla mal, makam, alkış, şöhret elde edemedi, derhal “Kur’an’daki İslam” ve diğer eserlerini, İslam ülkelerinde ses getirmiş olan sünnet inkarcılarının kitaplarından iktibaslar yaparak piyasaya sundu.

İşte bu da, şu hadislerin tezahürüdür;

Sizden sonra birtakım fitneler olacaktır. O zaman mal çoğalacak, Kur’an meydanda olacak, mü’min, münafık, erkek, kadın, köle, hür, küçük, büyük, herkesin elinde Kur’an olacak.

İçlerinden biri şöyle diyecek; “Onlar neden bana tabi olmuyorlar? Ben Kur’an okuyorum yine de bana kimse uymadı. Ben onlara Kur’an’dan başka bir şey uydurmadıkça bana uymayacaklar.” Böyle bir kişinin uydurduklarından sakının! Zira ortaya attıkları dalalet ve sapıklıktır.

Bilgili kimselerin sürçmelerinden de sakının! Çünkü şeytan, ilim sahiplerinin dili ile dalalet ve sapıklığa davet edecektir. Münafık da bazen doğru söz söyleyebilecektir

Ebu Davud(4611) Hakim(4/466) Ebu Nuaym Hilyetul Evliya(1/230) Darimi(205)Cem’ül Fevaid(302,9790) Nebhani Şevahidül Hak(s51) İbni Teymiye Fetava(5/89) Hayatus Sahabe(3/624) Said Havva Terbiyetuner Ruhiye(s71)


Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; Allah sana Kitab’ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah’ın sana olan lütfu cidden büyük olmuştur. Nisa, 113


Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi (kötü inanç, fikir, söz ve fiillerden) arındıran, size Kitap ve hikmeti ve bilmediklerinizi öğreten bir peygamber gönderdik. Bakara, 151 bkz.: Bakara, 129



Hakikaten Allah mü’minlere lütufta bulunmuştur. Çünkü onlara içlerinden bir peygamber gönderdi, onlara (Allah’ın) ayetlerini okuyor, onları (günahlardan) temizliyor ve onlara Kitab’ı ve hikmeti öğretiyor. Al-i İmran, 164 bkz.: Cum’a, 2


Hem evlerinizde Allah’ın ayetlerinden ve hikmetten (size) okunanları düşünün. Ahzab, 34



Allah Teala’nın Kur’an’da Rasulüne ve Müslümanlara öğrettiğini, yine onlara indirdiğini ifade ettiği “hikmet”; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetidir. Zira Allah’ın kitabında ifade ettiği “Kitap”; Kur’an’dır. Kitabın peşine de hemen hikmeti zikretmiştir. “Hikmet” i sünnetten başka bir şeye hamletmek caiz değildir.

Bunu : Bunu Katade, Hasan ve Yahya Bin Ebi Kesir radıyallahu anhum de rivayet etmiştir.;

1-Ebu Katade

2-Yahya bin Ebi Kesir

3-İmam Şafi er risale . (s45)

4-İmam Suyuti . Miftahul Cenne(s.64)

5-İmam Taberi(2/99,4/163)

7-İmam Lalekai Şerhu Usulis Sünne(1/71)

8-İmam İbni Abdilberr Cami(1/17)

9- Hatib elFakih(1/88)

10- İmam İbni Kesir(1/343)

11-İmam Razi Tefsir(3/474)

12- İmam İbni Teymiye Fetava(1/69)

13-İmam Evzai

Evzai, Hassan Bin Atiyye’nin şöyle dediğini nakleder; “Cibril, Kur’an’ı indirdiği gibi sünneti de peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e indiriyordu

Bunu :

1-İmam Darimi(1/117)

2-İmam İbnu Kuteybe Te’vil(s166)

3-İmam Kurtubi(1/33)

4- Abdurrezzak(11/255)

5-) Fezari Siyer(315)

6- Şatıbi Muvafakat(4/24)

7- İbni Mübarek Zühd(2/23)

8- İbni Abdilberr Cami(496)

9- Hatib Kifaye(s12)

10- Kasımi Kavaid(59)
11- Ebu Zehv Hadis(s59)

12- Miftahul Cenne(s74)

13- İbni Teymiye Fetava(3/314

14- Suyuti elHavi(1/360)

15-İmam Ebu Hanife

16-İmam Malik

17-İmam Ahmed

Bunun gibi Ehli sünnet alimleri ve ismini zikretmediğim Sahabe Tabiin ve ondan sonra gelen hayırlı nesilde ki alimler Kur anın 2 kaynağı ve vahiy olan sünneti kabul etmişlerdir.

Şimdi baldırı Çıplak ney olduğu belirsiz metin mete Bana sadece Kur an yeter diyor Atalarının dediği gibi.ve bazı ayetlerin arkasına sığınarak ta kendine bu ayetleri delil getirmeye çalışıyor…….Atalarının yaptığı gibi

Devam edecektir inş……………………………
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
İRCA

Bu kitap hicri 60’lı yıllarda; Emeviler’in son döneminde yazılmıştır. Yani bu kitap bilinen ünlü bir çok hadis kitabından 200 yıl önce yazılmıştır. Hadis kitaplarından en erken yazılanı bile bu kitaptan çok sonradır. Bu kitaptaki izahları okuyanlar, İslam’ın ilk asırlarında dini sadece Kuran’dan anlama mantığının yaygınlığına bir örnek daha bulurlar. Emevi ve Abbasi dönemi Kuran’ın yanına ilave kaynakların konulmaya başlandığı asırlar olsalar da, Kuran’dan uzaklaşılıp bugünki mezhepci zihniyetin basladigi hadis dinin siyasi otoritenin desteğiyle tam hakimiyeti ancak Abbasi döneminin sonlarında olmuştur.

İrca kitabında Hasan bin Muhammed Kuran’ı Kuran’ın kendisinden alıntıladığı şu ayetlerle anlatır: “Kuran Allah’ın katından kendi ilmiyle indirdiği (11 Hud Suresi 14; 4 Nisa Suresi 166), muhkem kıldığı (22 Hac Suresi 52), sonra da ayetlerini uzun uzun açıkladığı (11 Hud Suresi 1, 6 Enam Suresi 55,97,98,126; 7 Araf Suresi 52, 174; 9 Tevbe Suresi 11) Her taraftan gelebilecek saldırı ve noksanlıklardan koruduğu (15 Hicr Suresi 9, 17) yüce bir kitaptır. Allah bu kitapta (14 İbrahim Suresi 45; 30 Rum Suresi 58) ibret alınacak şeyleri açıkladı (3 Ali İmran Suresi 13) ve onu iyiyi kötüden ayırt edici (25 Furkan Suresi 1; 8 Enfal Suresi 29) karanlıktan aydınlığa çıkarıcı (14 İbrahim Suresi 1) ve yol gösterici (2 Bakara Suresi 2), sapıklıktan hidayete ulaştırıcı (4 Nisa Suresi 131) kıldı.” Hasan bin Muhammed’e göre Kuran’ın inmesiyle Allah’ın nimeti tamamlandı, ibadetler en son halini aldı. Allah’ın vasiyetleri böylece kaydedildi ve Allah sünnetini uyguladı. Bundan sonra öğüt verme bitmiştir. Kuran’da emredilenlere itaat konusunda söz alınmıştır. İşte bu kopmak bilmeyen sağlam bir kulptur. Allah bu Kuran’ı kendi hükmünün geçerli olduğu ve kullarına uymayı farz kıldığı bir kitap yaptı. İnsanlığa bundan sonra düşen görev onu ezberleyip koruyarak başkasına ulaştırmaktır. Onu ihmal edip kaybedenden, onun dışında hiçbir şey kabul edilmeyecektir. Hasan bin Muhammed Kuran’ın dışında bir vahyi reddettiği için insanların bilmediği gizli bir vahiy ve gizli bir ilimle hidayete erdiklerini iddia eden Sebeiler’i düşman ilan etmiştir.

(Bakınız; İrca Kitabı, sayfa 20-24 ve Türkler’in İslamlaşma Sürecinde Mürcie ve Tesirleri, sayfa 72, Doç. Dr. Sönmez Kutlu)


E artik iyice gemiyi aziya aldik basladik bu Rivayetlerde VAHY demeye Allah sonumuzu hayir ede Insallah,


Hz. Osman çok hadis nakletmelerinden dolayı Ebu Hureyre’yi Devş dağlarına göndermekle, Kab’ı Kırede dağlarına sürgün etmekle tehdit etmiştir.

Tahzırul Havas 10b.

İbni Abbas hadis yazmayı yasaklar ve şöyle derdi: “Sizden önceki ümmetlerin sapmaları bu şekilde kitaplar vücuda getirmek yüzünden olmuştur.

İbn Abdül Berr, Camiul Beyanil ilm 1/63-68

Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi.

Buhari K. Fezailul Kuran 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30,31
Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmizi K. Fiten 43

Birgün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış.” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir Ştneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki: “Kurtuluş Kuran’dadır. Çünkü sizden öncekilerin haberleri de, sizden sonrakilerin haberleri de, aranızdakilerin hükmü de ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. O’nu terkeden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu O’ndan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür.

O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kuran’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.”

Sünen-i Tırmizi/Darimi





 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Yukarıda ki mesajlaşmalar havanda su dömekten öteye gitmiyor.

Bir taraf konuya Sünnetler ile yaklaşım gösterirken, bir taraf da tüm bunları kendine has Kur'an tefsiri ile reddetmeye çalışmakta.

Forum kuralları ise "Tüm bu faaliyetlerin hepsi yapılırken Kur’an a, sünnete ve ilme aykırı olmamak şartı vardır." diyor.

Bu bağlamda forumda aşırı bir "mesaj kirliliği" oluşmaktadır.

Bu durumun herkes tarafından dikkate alınarak, yöneticilerce sürekli müdahale edilir bir ortamın artık bitirilmesini rica ediyorum.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Yukarıda ki mesajlaşmalar havanda su dömekten öteye gitmiyor.

Bir taraf konuya Sünnetler ile yaklaşım gösterirken, bir taraf da tüm bunları kendine has Kur'an tefsiri ile reddetmeye çalışmakta.

Forum kuralları ise "Tüm bu faaliyetlerin hepsi yapılırken Kur’an a, sünnete ve ilme aykırı olmamak şartı vardır." diyor.

Bu bağlamda forumda aşırı bir "mesaj kirliliği" oluşmaktadır.

Bu durumun herkes tarafından dikkate alınarak, yöneticilerce sürekli müdahale edilir bir ortamın artık bitirilmesini rica ediyorum.


Tesekkürler,Sezarin hakki Sezara deyimi iste bu nedenle Türkcede bayagi önem kazanmis.Konu artik gercek amacini cikmaya baslamisti....
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Selamun Aleykum.

Geçen sene bu zamanlarda tartıştığımız konu yine gündeme gelmiş.

7 ocak çarşamba Muharrem 10. Hz. Hüseyin(a.s.)' ın Kerbela' da 72 yareniyle katledildiği gün. Ne bayram ama...

Kardeşleriniz gazzede katliama uğrarken, siz varın bayram edin yiyin tatlılarınızı.

Afiyet olsun.
 
Üst Alt