Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yezidi Bir Gelenek mi Aşure Tatlısı?

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Biz aşura günü hiç bir zaman aşure tatlısı yemedik bilir misiniz?

Eğer bu sünnet olmuş olsaydı emin olun herkesten önce uygulardık.

Neden Şiiler aşure tatlısı yemez ki diye de düşündünüz mü ?

Neden Caferi ? Böyle bir alışkanlığı hiç duymadım ben...
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Bu arada söyledigimi yanlış anlamayınız lütfen, Aşura günü Aşure tatlısı yemeyiz. İstisnasız bunu bilen hiç bir caferi yemez.

Onun dışında diğer şii olarak adlandırılan mezhepleri veya yolları soracak olursanız onlardan beriyiz. Onlarla tek ortak noktamız velayettir. O yüzden aşure tatlısı yedikleri yada yemedikleri hakkında bir şey diyemem.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bu arada söyledigimi yanlış anlamayınız lütfen, Aşura günü Aşure tatlısı yemeyiz. İstisnasız bunu bilen hiç bir caferi yemez.

Onun dışında diğer şii olarak adlandırılan mezhepleri veya yolları soracak olursanız onlardan beriyiz. Onlarla tek ortak noktamız velayettir. O yüzden aşure tatlısı yedikleri yada yemedikleri hakkında bir şey diyemem.


Tamam Caferi, ikisi farklı şeyler çünkü, sağol kardaş...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Caferi kardeşim, en başta söylemek isterim ki aşura yezid-i geleneği olmadığı gibi ehli sünnetin yezid gibi bir bedbaht ile alakası da yoktur. Soyunu sopunu bildiğimiz insana, sülalesinin geliş yoluna da baktığımız zaman ne demek istediğimiz anlaşılır. Fakat, bununla beraber lanet de edemeyiz. Lanet bize bir fayda sağlamıyor. Çünkü İslam alimleri son nefesten önce tövbekar olduğunu söylüyor. Her ne kadar tövbekar olmuş ise, bu kendi ile Rabbimiz (cc) arasında olan biten bir konudur. Hüküm makamında değiliz. Ama, göz ile görüneni ve dil ile söylenenleri de biliyoruz. Kerbela bütün şuurlu müslümanların gönlünü kavurmuştur. Ben müslümanım deyip de bu menfur ve vahşet dolu cinayetin dehşetini yüreğinde hissetmeyen insanın dönüp imanını sorgulaması gerekir.

Üstad Bediüzzaman (k.s.) bu gibi bir insana lanet edilmemesi ama hareketinin de kınanması yolunda, bu anlama yakın bir ikazda bulunuyor. Çünkü diyor Üstad hazretleri (k.s.) son nefes bilinmez, belki samimi tövbekar olmuştur, ama biz bilmiyoruz.

Yezid'lik ehli sünnet inancı ile ters açı oluşturduğu için, kabullenmek mümkün değildir. Aşura; İslam alemi tarafından Hazreti Nuh (a.s.) gemideki son gün ambarda kalan bütün yiyeceklerin bir kazanda kaynatılarak yemek olarak yenilmesi ve o gün karaya oturan gemiden çıkılması olarak anılıyor. Bunun mübarek Hazreti Hüseyin (r.anh) efendimizin şehit edilmesi ile bir ilgisi ve alakası yoktur. Olamaz da. Hazreti Hüseyin (r.anh) ve mümtaz ailesinin (r.anhüm ecmain)hunharca şehit edilmesine tek kişi sevinebilir; o da lain iblistir!

Yezid'in Muaviye'nin oğlu olması ve Muaviye'ninde mübarek Kur'an'ı Kerim'i yazan yazıcılardan olması, ortaya konulan vahşeti bize sempatik ve makul göstermez. Muaviye ashab-ı Güzin'dendir. Velevki, İslam adına bir tek taş dahi atmış olsa hizmet ettiğine bütün İslam alimi ortak olarak ittifak eder. Kaldı ki, Kur'an'ın yazılmasına hizmet etmiş. Her insan bu dünyaya imtihan için geliyor, Muaviye'nin imtihanı da buymuş diyerek hakkında çok da sahih malumat olmayan bir konuda haddi aşmaktan da korkmak gerekir. Çünkü haddi aşarsak bu seferde kendimize yazık ederiz.

Ama şu gerçeği Rabbi Zülcelal (cc) bir ayeti Kerimesi ile uyanmamız ve hataya düşmememiz konusunda sanki uyarıcı bir etki yapmasını ister gibi algılıyorum: "De ki: Allah herşeyin Rabbi iken, ben O'ndan başka Rab mi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir. Kendi (günah) yükünü taşıyan hiç kimse, bir başkasının (günah) yükünü taşımaz. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O, ayrılığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir." (En'am : 164)

Bu gerçek ortaya ne zaman çıkar Allah (cc) bilir. Fakat bize düşen bu gerçeği duyuncaya kadar Rasulullah (s.a.v.)'ın sözü ile sabr edip beklemektir.

Hazreti Hüseyin (r.anh) efendimizin pak ruhları ve mümtaz sevdiklerinin mübarek ruhları için, Fatiha!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
İslam Dini'nde kin ve husumet yoktur. Madem ki bizler Muhammed Mustafa (s.a.v.)nin ümmediyiz, bizler o halde O'na (s.a.v.) layık olmaya çalışacağız. İttiba bunu gerektirir.

Hatırlarsanız Hz. Hamza (r.anh) savaşta özel olarak gönderilen Vahşi (r.anh) tarafından şehid edilmişti. Ve dünya üzerinde o ana kadar Peygamber efendimizin zahiri olarak koruyucu vesilesi ve kefili olan Hz.Hamza (r.anh) aynı zamanda amcası idi. "Baba yarısı, şevkat ve merhamet timsali, aslan yürekli" Hz. Hamza'yı (r.anh) şehid eden vahşi (r.anh) biat günü Rasulullah'ın (s.a.v.) önüne geldiğinde; savaş esnasında amcasını nasıl şehid ettiğini sorduğu zaman, o anlatırken gözyaşlarına yenik düşmüştü. Fakat; buna rağmen söylediği tek şey "gözüme fazla görünme, çünkü her gördüğümde, amcazadem gözümün önüne geliyor" oldu. Ki; kandavası en çok arap kabilelerinin güttüğü bir olaydı. Hele de bu menfur olayın kaynağı süfyanoğullarının kabilesiydi. Kin duyarak kan davası gütse Rasulullah (s.a.v.) güderdi. Çünkü hakkını almaya en çok O (s.a.v.) layıkken üstelik. Bunu yapmadığı gibi, veda hutbesinde kan davasını ve kin gütmeyi yasaklayan bir konuşma buyurdu.

Bütün bu gerçekleri gözönünde bulundurmak gerekir. Rasulullah (s.a.v.)'ın soyu Hz.Hasan ve Hüseyin (r.anhüm) efendilerimizden günümüze kadar gelmiştir. Ehl-i Beyt sevgisi şimdi Onlar'a ittibayı layık görüyor. Etrafınıza bir bakın, muhakka bir seyyid veya seyyide göreceksinizdir. En azından her beldede muhakkak bir tane vardır. Onlara sorun akideleri ne şekilde. İntikam duyguları hangi aşamada. Onlar'a ittiba edelim, güdüyorlarsa hep beraber güdelim. Değilse, Onlar gibi sabredip bekleyelim. Çünkü bu yürek yangını ehl-i sünnette de var.
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Peygamberin torunlarını katledecek kadar alçalmış bir mahluk ile Vahşi yimi kıyaslıyorsun sen?

Vahşi, delikanlı gibi adil bir savaşta kendi safının gerektirdiğini ve kendisine verilen görevi yaptı. O zamanki inancı o şekildeydi. Müşrikti!

Ama Yezid denilen mahlukat, Kalbinde zerre kadar iman olmayan, Adaletten, Şereften, Namustan, İnsanlıktan, Ahlaktan, İslamiyetten nasibini almamış Şeytanın askeri olan melun, bu katliamı islamiyet adını kullanarak yaptırdı.

Bu mahlukat kerbela katliamından cok degil 2 sene sonra Medine halkını askerlerine helal saydı, O sene binlerce kadın ve genç kıza tecavüzler edildi, ertesi senesi binlerce gayrimeşru cocuk dünyaya geldi.

Çok değil kerbela katliamından 3 sene sonra Mekkeyi taşa tutturdu, Allah(c.c.) canını aldı da o sırada zalim emellerine ulaşamadan GEBERDİ GİTTİ.

Allah lanet eylesin ona.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sen bu kadar yazdıklarımızdan sonra bunu söylersen, artık söz söylemeye gerek kalmaz. Yani haşa! bir nevi yargılama hakkını eline almış ona buna ceza yağdırıyor hükmüne girersin ki; buda ifrattır.

Ya Allah (cc) kendi hakkını Yüce merhameti ile bağışlarsa. Ya İmam Hüseyin (r.anh) efendimiz de ecdadından gelen hamaseti ile büyüklük gösterip affeder ve hakkından vazgeçerse ? Şimdi bu merhalede sen hangi pozisyonda kalacaksın ?

Çünkü ahirette Allah'u Zülcelal'in (cc) rahmeti coşacak, coşacak, coşacak... Efendiler efendisi de (s.a.v.) şefaat hakkı kabul edilmedikçe secdeden başını kaldırmayacak. Şeytan dahi bu manzaradan teessür edip, acaba ben de mi ? gibi umutvari bir hale bürünecek. Dedesinin bütün genlerini üzerinde taşıyan cennetlik gençlerin efedisi Hazreti Hüseyin (r.anh) efendimiz de bu halden etkilenip bütün hakkını helal ederse, ne olacak o zaman ?

İtidal, itidal...
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
radikalislam

Cennet kafirlere haramdır. Onların gideceği bir yer var orasıda cehennem bunu bana Rabbim söylüyor kitabında. Yezidinde avukatlıgı yapılıyorsa. ben de artık başlayayım içki içmeye, cinayet işlemeye, zina etmeye, adam öldürmeye, peygambere küfretmeye, bende tapayıp atalarımın putlarına,

Sonra birileri gelsin avukatlıgımı yapsın, sonra bana şefaat etsinler de gireyim cennete.

Allah yüreğinizi açsın. Lanetullah Yezid' inde avukatlıgını yapıyorsunuz ya, Sizinle benim anlaşabileceğim hiç bir nokta dahi yoktur. Bu konu hakkında yazışmak istemiyorum artık.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Hiç bir nefsin kendi avukatlığını dahi yapamayacağı, dillerin susup da ellerin ve ayakların konuşacağı "O Büyük Gün'ün" dehşetinden Allah'ın (cc) rahmetine sığınıyorum. Nerede kaldı yezid gibi biri bedbahtın avukatlığını yapmak ?

"Selametle."
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Peygamber Efendimi Sav Muharrem ayının 9-10-11 günleri oruç tutumuştur...

Muharrem ve Aşura ile ilgili elimdeki bilgiler şunlardır: (Aşure tatlısı meselesi ilgili bir şey okumadım, nereden çıktı bilmiyorum...)

MUHARREM AYI VE AŞURE GÜNÜ:

Muharrem ayı kendilerinde savaş edilmesi haram olan dört aydan biridir. (Recep, zilkade, zilhicce ve muharrem) Muharrem ayı Şehrullah yani Allah’ın ayıdır. İlk peygamber Hz.Adem’den beri devam etmekte olan Tevhid mücadelesi tarihinde çok önemli yeri olan bu ay; yeryüzü müstekbirlerinin, emperyalist kâfirlerin apaçık bir biçimde haram ayı ihlal ederek Allahu Teala’ya baş kaldırdıkları ve sonunda helak oldukları bir aydır. Ebrehe de ordusuyla tam bugünlerde Muharrem’de Mekke’ye yürümüştü de gerisin geriye dahi kaçamadan Ebabillerin siccilleriyle ilahi kudret tarafından helak edilmişti. Firavun da tam bu günlerde Hz.Musa ve İsrailoğullarını takibe kalkışmıştı da fayda vermeyen pişmanlık vaveylaları ile Kızıldeniz sularında boğulmuştu.

Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “…O aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekûn savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.” (Tevbe, 36) Bu haram aylarda işlenen zulüm kalan aylarda işlenen zulümden daha beter olup günah yazılması daha çoktur. Bu manada İbn Abbas şöyle buyurur: “Bu aylarda işlenen kötülüklerin günahı kat kat olacağı gibi; yine bu aylarda işlenen iyiliklerin sevabı kat kattır.” Kalan dört haram ay arasında, sadece bu ay için Muharrem yani tam haram denmiştir. En doğrusunu Allah bilir; ama bunun asıl sebebi, onun içinde hem aşura gününün bulunması hem de Tevhid mücadelesinin şanlı Peygamberlerinin ve iman edenlerin bu ay içinde kurtuluş bulmalarından, ilahi yardımlara, ilahi lütuflara, ilahi nimetlere, ilahi ihsanlara mazhar olmalarındandır.

Aşura gününün anlam ve önemini beyan eden hadis-i şerifler: İbn-i Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) Medine’ye gelince Yahudilerin aşura gününde oruç tuttuklarını görmüş ve “Bu oruç nedir?” diye sormuştu. Kendisine: “Bu büyük bir gündür. Allah bu günde Musa’yı ve İsrailoğullarını düşmanlarından kurtarmış, bu yüzden Musa da bugünde oruç tutmuştur.” dediler. Hz.Peygamber (sav)’de: “Ben Musa’ya sizden daha yakınım” buyurdu ve bu günde oruç tutulmasını emretti. (Buhari) “Aşura gününde oruç tutunuz ve Yahudilere benzememek için bir gün evvelinde ve bir gün sonrasında oruçlu bulununuz.”(Camius Sağir) “Aşura gününde oruç tutunuz. O bir gündür ki, o günde mübarek Peygamberler oruç tutarlardı.” (Camius Sağir) “Aşura orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını Allah’ın rahmetinden umarım” (Tirmizi) “Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en faziletlisi Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Müslim)

Muharrem ayının 9, 10 ve 11’inci günleri oruç tutmak sünnettir. Bu orucu Müslümanlar arasında haberleştirip yayılması sünnettir. Aşura günü Ocak ayının 18, 19, 10 (Muharrem 9, 10, 11) günlerine dek gelmektedir. Farz olan Ramazan orucunun dışında nafile oruçlar tutmak nafile ibadetlerdendir. Nafile ibadetler Allah’a yaklaştırıcılardandır ki, Allah’ın sevgisine, rızasına nail olalım. Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetlerine ittiba ederek, ihya ederek O’nun şefaatlerine kavuşalım. Tevhid mücadelesinde yolumuza dikilecek Firavunlara karşı Allah’tan yardım istemek için bu oruçları tutalım. Tutacağımız oruçların Ümmet-i Muhammed’in kurtuluşuna vesile olması dileğiyle…

“Ey İman edenler! Allah’tan korkun. O’na yaklaşmaya vesile arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa edesiniz.” (Maide, 35)

“Müslümanlar bir savaşta zaferin gecikmesi sebebini misvakın ihmal edilmesine bağlamışlardı. Bunun içindir ki, herkes, yapılmamış dini bir emir hususunda yekdiğerini ikaz ederdi.”
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Allahim iyiligini versin Ebu Zerr kardes benim sözüm kalmadi ama bir yerden aldigim su yazi gercekten Ibret verici;


"(Aşure günü oruç tutan o yıl tutamadığı [nafile> oruçlarının sevabına kavuşur.) [Deylemi>
(Aşure günü bir gün önce, bir gün sonra da tutarak Yahudilere muhalefet edin.) [İ.Ahmed>
(Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.) [Şir’a>
[Yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutmalı!>
Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki:
(Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud>
selefi salifin bu günlerde hep oruç tutardı..
Peygamber efendimiz, bugün bir hurmayı mübarek ağzında ıslatıp çocukların ağzına verirdi. Çocuklar, Resulullahın mucizesi olarak akşama kadar bir şey yiyip içmezlerdi. Bugün bazı hayvanların bile bir şey yemediği bildirilmiştir. Bir avcı, Aşure günü, bir geyik yakaladı. Geyik, yavrularını emzirip akşamdan sonra dönmek üzere, avcının izin vermesi için, Resulullah efendimizden, şefaat istedi. Avcı, geyiğin akşama kalmadan hemen gelmesini isteyince, geyik, (Bugün Aşure günüdür. Bugünün hürmetine yavrularımızı emzirmeyiz. Onun için akşamdan sonra gelmek için izin istedim) dedi. Bunu duyan avcı, geyiği Resulullaha hediye etti. O da, geyiği serbest bıraktı.


Peygamberimiz, mü'minin aile efradına Âşure Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.Bîr hadiste şöyle buyurular:
"Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(
2- Sıla-i rahim yapmalı. Yani akrabayı ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini almalı.
Fe hel aseytüm in tevelletüm en tüfsidu fil erdı ve tügaddııııı ü erhameküm * Üla ikellezine leanehümüllahü fe.....esammehüm ve e'ma ebsarahüm ...ve e'ma ebsarahüm...
47/22- Demek, yüz çevirdiğinizde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi? İşte bunlar, ALLAH'ın lânetleyip, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir...
Kurtubi Tefsirinde...
Müslim'in, Sahih'inde yer alan rivayete göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) buyurdu ki:
"Şüphesiz yüce ALLAH yaratıkları var edip onların yaratılışını bitirince rahim kalkıp dedi ki: Bu (duruşum), bağımın koparılmasından (sana) sığınanın ayakta duruşudur. Yüce ALLAH da: Peki seni bitiştireni bitiştirmeme, senin bağını kopartanı da koparmama razı olmaz mısın? diye buyurdu. Rahim, olurum dedi. Yüce ALLAH da: Bunu sana verdim, diye buyurdu.

Tefsirül Münir de
Buhari ve Müslim'in Ebu Hüreyre'den onun da Efendimiz'den rivayet ettiği bir hadiste ALLAH Rasulü (s.a.) şöyle buyurmuşlardır: "ALLAH mahlû-katı yaratmıştır. Bu yaratma işini bitirdiği vakit, rahim (akrabalık) ayağa kalkmış ve Rahmanın belini..tutmuş. Bunun üzerine Rahman (rahime) "Sen sus" buyurmuştur.
Rahim de, "Bu, ilginin kesilmesinden sana sığınanın makamıdır." demiştir. Yüce ALLAH da, "Evet, sana sıla yapana, benim sıla yapmam, senden alâkayı kesene, benim de alâkayı kesmemden hoşnut olur musun?" buyurmuş. Rahim, evet razıyım demiş. ALLAH Tealâ hazretleri de: Bu sana verilmiştir, buyurmuştur."
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Tefsirül Münir de
Buhari ve Müslim'in Ebu Hüreyre'den onun da Efendimiz'den rivayet ettiği bir hadiste ALLAH Rasulü (s.a.) şöyle buyurmuşlardır: "ALLAH mahlû-katı yaratmıştır. Bu yaratma işini bitirdiği vakit, rahim (akrabalık) ayağa kalkmış ve Rahmanın belini..tutmuş. Bunun üzerine Rahman (rahime) "Sen sus" buyurmuştur.
Rahim de, "Bu, ilginin kesilmesinden sana sığınanın makamıdır." demiştir. Yüce ALLAH da, "Evet, sana sıla yapana, benim sıla yapmam, senden alâkayı kesene, benim de alâkayı kesmemden hoşnut olur musun?" buyurmuş. Rahim, evet razıyım demiş. ALLAH Tealâ hazretleri de: Bu sana verilmiştir, buyurmuştur."

Ben mi cok cahilim, yoksa Allah, Rahman, Rahim isimlerinde farklı ilahlardan mı bahsediyor bu yazı?
 

psikobilmis

New member
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
51
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Yaş
34
Web sitesi
yaylakentlimm.azbuz.com
ben çok bir şey bilmesemde bu konuda en azından şu kadarını söyleyebilirim ki zaten gerçek müslümanlar en azından bence o gün oruçlu oluyorlar. dolayısıyla ogün yapsada dağıtsada yiyemiyor. ve aşure yapmak nuhun gemisinden türemiştir dolayısıyla bu adet o zamandan yani bu üzücü( hz hüseyinin şehid) edilmesinden önceydi bence bugünü matem yapmaya hakkımız yok çünkü gerçek müminler matem etmek yerine mevlütler düzenleyebilir böylelikle hem hz hüseyin hemde öbür güzel haberleri hep birlikte Allahın rızası ile çözülmüş olur.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
ben çok bir şey bilmesemde bu konuda en azından şu kadarını söyleyebilirim ki zaten gerçek müslümanlar en azından bence o gün oruçlu oluyorlar. dolayısıyla ogün yapsada dağıtsada yiyemiyor. ve aşure yapmak nuhun gemisinden türemiştir dolayısıyla bu adet o zamandan yani bu üzücü( hz hüseyinin şehid) edilmesinden önceydi bence bugünü matem yapmaya hakkımız yok çünkü gerçek müminler matem etmek yerine mevlütler düzenleyebilir böylelikle hem hz hüseyin hemde öbür güzel haberleri hep birlikte Allahın rızası ile çözülmüş olur.



Bu Nuhun gemisi olayini pek anlamadim,Yani bu Kuranda sabit edilmis bir Beyyinemi mevcut?Veya digerleri?Neden oruc tutuyoruz?Dini bir gereklilikmi var?Yoksa kara vicdanlilari aklama operasyonumu?Hani af olunduk diyordu ya...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bu Nuhun gemisi olayini pek anlamadim,Yani bu Kuranda sabit edilmis bir Beyyinemi mevcut?Veya digerleri?Neden oruc tutuyoruz?Dini bir gereklilikmi var?Yoksa kara vicdanlilari aklama operasyonumu?Hani af olunduk diyordu ya...

Sıkıştırma milleti... Kur'an beyyinesi ile ne alakası var bunun. Kültür bu, kültür. Sonra verirsin konu-komşuya, ikram olur, iltifat olur mete amca... :)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sıkıştırma milleti... Kur'an beyyinesi ile ne alakası var bunun. Kültür bu, kültür. Sonra verirsin konu-komşuya, ikram olur, iltifat olur mete amca... :)



Öyle kültürmü olur,dine yamamayla.Kültür Hüseyinin katlimidir?Nuhun gemisi Kuranda verilmis tarihle günü tesbit edilmiste bayrammi olmus?Bizim izdirabimiz Dine yama diye Sıkıştırma olmasin.Komsuya verecek baska günmü kalmamis?Bekir Yigenim...(Amca olunca sözün gelimi)
 
Üst Alt