***Cevap***
***Cevap***
Sünneti Korumak için Hadis Alimlerinin Takip Ettikleri Metodlar:
1-Alimlerin hadis ilminin kural ve kaidelerini koy-mak suretiyle sünneti korumaları:
Hadis alimleri rasgele her hadis zikredenin hadisini kitaplarına almamış, bunları bir elemeye, süzmeye tabii tutmuş ve ancak böyle çok ince bir araştırmadan sonra hadisleri kitaplarına koymuşlardır .Bu sayededir ki bizler bugün zayıf hadisleri gerçek hadislerden ayırabiliyoruz. Yolumuzu yalancıların, nefis düşündüklerinin ve tağutların delilde Allah Resulünün ışığıyla aydınlatabiliyoruz . Allah (c.c) onlardan razı olsun.
2-Sahih hadisleri ayrı bir kitapta toplamak suretiyle sünneti korumaları:
İmam Malik’in Muvattası, İmam Buhari ve Müslim ‘in sahihleri bu tür sahih kitaplardır. Bu kitaplarda sahih derecesinden düşmüş hiçbir hadis olmayıp güvenle tatbik edilebilecek temel kaynaklardır.
3- Hadis alimlerinin meşhur İslam alimlerinin kitaplarına aldıkları hadisleri tek tek inceleyip araştırmaları ve sahihlik derecelerini tespit etmek suretiyle hadisi korumaları:
Bazı meşhur İslam alimleri tefsir, fıkıh, vaaz ve nasihat konusunda kitaplar yazmışlar, fakat yazarken kitaplarına aldıkları hadislerin sıhhat derecesine fazla dikkat etmemişlerdir.
İşte hadis alimleri bu hadisleri çok dakik bir şekilde araştırarak sahih mi yoksa zayıf mı olduklarını ortaya çıkarmışlar, böylece daha sonra gelecek insanların işlerini büyük ölçüde kolaylaştırmışlardır. Bu sebepledir ki insan-lar, meşhur İslam alimlerinin kitaplarını daha bir güvenle inceleyip hayatlarına tatbik etme ve körü körüne taklitçilikten kurtulma imkanına kavuşmuşlardır.
Mesela:
İbn Hacer El-Askalani Zemahşeri’nin meşhur
“Keşşaf “tefsirinde geçen hadisleri tahric edip sıhhat derecelerini tespit etmiştir.
Hafız el-Iraki, Gazali’nin
İhya-u Ulumiddin’ini araştırıp geçen hadisleri tahric etmiş ve bu konuda “
El-Muğni an Hamlil EsfarFi’l-Esfar” adlı kitabını yazmıştır.İncelenen bu kitabın uydurma hadislerle dolu olduğu tespit edilmiştir.
İbn Hacer el-Askalani Rafii’nin
“Er-Rafii’il-Kebir” adlı kitabında geçen hadisleri tahric etmiş ve bu konuda
“Talhis el-Habir bi-Tahric Ehadis Kitap Er-Rafi El-Kebir “ adlı bir kitap yazmıştır.
El-Hafız ez-Zeylai, Hanefi fıkhını açıklayan “
El-Hidaye “ adlı kitapta geçen hadisleri tahric ederek
“ Nasbur-raye Fi Tahric Ehadis El-Hidaye “adlı kitabı yazmıştır.
4- Alimlerin zayıf hadisler rivayet eden, rivayetleri kabul edilmeyen, hadi uyduran yalancı raviler hakkında kitaplar yazmaları ve insanların bu kişilerin rivayet ettikleri hadislerden sakındırmak amacıyla hangi konularda hata ettiklerini açıklamaları:
Hadis alimlerinin bu çalışmaları sonucu çok dakik ve ince bir ilim ortaya çıktı. Araştırma konusunda hiçbir ilim bu seviyeye çıkamamıştır. Bu ilme
“ el-Cerh ve Ta’dil “ ve
“ İlmur-rical “ denir.
Bu konuda
Buhari’in,
“ Ed-Duğafa “ (zayıflar), Nesei’nin
( Ed-Duğafa Ve’l Metrukun ) (rivayetleri zayıf ve kabul edilmeyenler), İbn Seken’in
“Ed-Duğafa ve’l Metrukun”, Hafız el-Berkaği’nin, Ebi Hatim el Besti’nin ve El-Akili’nin de aynı isimli birer kitapları, İbn Adiy’in
“Kitab-ul Kamil” İbn Cevzi‘nin
“Ed-Duğafe Ve’l Metrukun “ ve Zehebi’nin de
“Mizanil İ’tidal Fi Nakdir Rical”adlı kitapları vardır.
Hadis alimleri ilel kitapları (yani zahiren sahih ibi görünen fakat araştırınca mevzu ve zayıf olduğu ortaya çıkan hadisler hakkındaki kitaplar) yazmışlardır.
Bu konuda İmam Buhari, İmam Müslim, İmam Tirmizi İmam Ahmed ibn Hanbel, İmam Ali ibn El-Mediniy, İmam Ebu Bekir b. Esram ve Dare Kutni gibi bir çok alim de kitap yazmıştır.
5-Alimlerin mevzu hadisleri belirten kitaplar yazarak sahih hadisi korumaları:
Bu konuda çok kitap yazılmıştır. Bunların içinde en meşhur olanları:
543 hicri senesinde vefat eden Ebu Abdullah el-Hüseyin İbn İbrahim el-Hemedani el-Cevzi’nin
“ el Ebatil “ adlı kitabı,
597 senesinde vefat eden ibn Cevzi’nin
“ El-Mevduat-il Kübra “ adlı kitabı, Suyuti’nin
“ El-Lealiul Mesnua Fil Ehadis’il Mevdua “ adlı kitabı,
942 hicri senesinde vefat eden Muhammed İbn Yusuf ed-Dımaşkı’nın
El-Fevaid’il Mecmua Fi’lEhadis’il- Mevdua “ adlı kitabı vs.
Hadis uyduranlar her ne kadar değişik amaçlara sahip gibi görünseler de yaptıkları fiil tek bir sonuca sebep olmuştur. O da Rasulullah (s.a.v)’e basit, değersiz, birbirine zıt sözleri ona isnad etmek suretiyle Allah’ın Rasulüne eziyet etmek...
Kur’an-ı Kerim’i bu uyudrma hadislerle tefsir ederek son derece açık ve net islami kavramları bile insanların gözünde bulanıklaştırılıp onların şuurlarını karıştırmışlardır. Böylece insanlar Tevhid’ şirk’den, sünneti bid’at’den ayırt edemez duruma düşmüşlerdir. İşte bu alçak din düşmanları çok sayıda kişinin dinden çıkıp küfre ve şirke girmesine sebep olmuşlardır. Bunu her aklı selim olan ve aptal olmayan insan hemen yapabilir. Bunu anlamak için derin bir alim olmaya gerek yoktur. Günümüz insanlarının durumuna bakmak yeter.
Allah (c.c)dan korkan ve Onun rızasını uman her Müslüman’ın duyduğu ve bizzat kendisinin sarf ettiği sözlere çok dikkat etmesi gerekir ki, İslam’dan olmayan ve İslam düşmanlarınca İslam’a mal edilmeye çalışan uydurma hadisleri yaymaya ve insanları sap-tırmaya vesile olmasın.
Bu sebeple Allaha samimiyetle yönelmek isteyenlerin din hususunda söylenen her sözü Kuran ve sahih ve sahih sünnete göre araştırmaları, bu kaynaklarda bulurlarsa ona sarılmaları, bulamazlarsa bu sözü söyleyen kim olursa olsun ister belli bir zümrenin lideri, ister belli bir grubun şeyhi, ister belli bir top-luluğun alimi olsun, kesinlikle reddedilmesi gerekir
Hidayete tabi olanlara selam olsun.