R
RESULUN_IZINDE
Guest
benim itikadimda kainati yalniz allah yonetir...ve bundan tamamen eminim.
Konuyle ne ilgisi var.herhalde lanet okumayi cok seven bir insansiniz.gun gelir sizi bulur o lanet...
muaviye hayrani tam ehli sunnet fetih...keske o gunde olsaydinizda yezidin ehli sunnet ordusunda olsaydiniz.
Ne banlayıp duruyon bekır serefsızı.
Allahım resulunjun hurmetıne su bekırın canını bugun ınleterek al.
Ehlı sunnet degıl ehlı dalalet kafırlersınız.ah o gunler bır gelse kafanızı kessek...
Allahım su fetıhıde gebert.
Kur'an-ı Kerime aykırı şekilde bizlere öğretilen bir kavram da vahiy konusu.
Allah peygambelerinin dışında pek çok evliyasıyla şeriat hükmü taşımıyan konuşma yapmıştır ve yapmaktadır.
Kur'an-ı Kerimde Allah'ın peygamberlerinden başkasına vahyetmediğine dair bir ayet gösterebilirmisiniz??? Gösteremezsiniz!Ama ben size bu konu ile ilgili Kur'an ayetleri vereceğim:
Allah Peygamberlerden Başkasına Da Vahyeder.
· Şura Suresi 51. ayete göre “Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır ancak vahy ile.”
Vahiy, Allah’ın, kişinin kalp kulağını açarak o kişi ile konuşmasıdır. Kalp kulağı herkeste vardır. Ancak kalp kulağı, kişinin Ali İmran Suresi 190- 191. ve Nisa Suresi 103. ayetlere göre daimi zikre ulaşması ve nefsin kalbinin karanlıklardan, (cehalet, cimrilik, dedikodu, fitne ve fesat, haset, hırs, isyan, iptilalar, kin ve düşmanlık, kibir, küfür, mürayilik, nankörlük, öfke ve gayz, vefasızlık, sabırsızlık, yalan, zan ve zulüm) tamamen temizlenmesi ile çalışır duruma gelir. Allah dilerse, daha önce de kişinin kalp kulağını hediye olarak açabilir.
· Nahl Suresi 68. ayete göre Allah bal arısına vahyediyor.
· Zilzal Suresi 5. ayete göre Allah yere vahyediyor.
· Maide Suresi 111. ayete göre Allah havarilere vahyetmiştir.
· Tahâ Suresi 38. ayete göre Hz. Musa’nın annesine vahyetmiştir.
· Araf Suresi 175. âyette Allahû Tealâ, Peygamberlerden başkasına, bırakınız Allah’ın bir evliyasına, sonradan şeytana uyacak olan bir takım insanlara bile ayet verdiğini söylüyor. „Habibim sen o kişiden bahset ki onlara, biz ona ayetler vermiştik de, sonra o şeytana uymuş ve sapıklardan olmuştu“
Vahiy denince biz sadece Allah’ın Peygamberlerine verdiği kitapları ve sayfaları anlıyoruz. Bunlar vahyin bir bölümünü, tilavet edilen vahyi, yani “vahy-i metlû”yu oluşturur. Herkesi ilgilendiren Allah’ın emir ve yasaklarını içerir.
Bir de Allah’ın kalp kulağını açtığı kişi ile olan konuşması vardır. Şura Suresi 51. ayete göre bu da vahiydir. Ancak tilavet edilmeyen vahiy, yani “vahy-i gayrimetlû”dur. Başka insanları bağlayan hükümler içermez. Allah’ın, sadece o kişi ile yaptığı konuşmadır. Allah’ın pekçok evliyası ise bu vahiyden kitaplarında şöyle bahsediyorlar:
· Abdülkadir Geylâni Hazretleri’nin “sohbetler” kitabı 578. sayfa: “Allah’ın verdiği şeylerden kopup O’na yönelen ve meleklerle ünsiyeti neticesi onların sözlerini işitmeye ve muhtelif suretlerde kendilerini görmeye başlayan kişi meleklerin sözlerine iyice alıştığı ve yüzlerini görmeye iştiyak duyduğu anda kendisi ile onlar arasında perde kaldırılır. Kalp bu safhaya geldikten sonra tekrar Allahû Tealâ onu perdeler. Kendi yakınlarının durumuna getirir. Burada ise suhuttan sonra olanlar olur. Allah onun kalbine vahyedeceğini vahyeder. Tıpkı Musa (A.S)’ın annesine vahyettiği gibi.”
Demek ki Abdülkadir Geylani Hazretleri’ne göre de Allah’ın sözlerini işitmek, emir almak sadece peygamberlere has bir olgu değildir.
· Eşref Rumi Hazretleri:
“Ol dost sultandır, ben ona kul/ Her dem yeni yeni nüzul”
(Her an Allahû Tealâ’dan inen, nüzul eden yeni şeyler)
“Andandır bu cümle usul” / “Ondandır her bahsimiz”
Görülüyor ki, Allahû Tealâ her an söylediklerini bu büyük veliye işittiriyor ve ondan inen, Allah’tan inen, nüzul eden bu sözler bir esas, usul oluşturuyor. Ve bu usul ile Eşref Rumi Hazretleri, “Divan”ını vücuda getiriyor. Yani Divan’ın esası, hep Allah’tan nüzul eden, indirilen sözler.
· Yunus Emre:
“Çalaptır (yani Allah’tır) söylettirir /Yunus bilmez kendi hal
Düşmüş idik Hak kaldırdı, birliğini bize bildirdi.”
Allah bize söylettiriyor, “Allah bize birliğini bildirdi.” Diyor.
· Ahmet Yesevi Hazretleri:
“Garip, fakir, yetimleri kıl sen şamdan / Parçalayıp aziz canın eyle kurban
Yiyecek bulsan cemil ile kıl sen ihsan / Hak’tan işitip bu sözleri dedim işte.”
Bunların hepsini Allah’tan işittiğini söylüyor Ahmet Yesevi Hazretleri.
Demek ki Allah’ın sözlerini işitmek, Allah’tan emir almak sadece Peygamberlere has bir olgu değildir. Allah’ın velileri de böyle söylüyor. Kur’ân-ı Kerim de böyle söylüyor. Secde Suresi 24. ayette Allahû Tealâ, Allah’tan emir alan ve bu emirle insanları hidayete erdiren imamlardan söz ediyor.
“Onlardan, insanlardan imamlar kıldık, emrimizle (yani Allah’tan alacağı emirlerle) insanları hidayete erdirsinler diye, sabrın sahibi olmalarından ve ayetlerimize yakin hasıl etmelerinden dolayı.”
Yunus Suresi 2. ayete göre insanlara, kendi yaşadıkları zaman diliminde Allah’ın bir başkasını, kalp kulağını açarak, ona vahyederek görevlendirdiğini kabullenmek, her devirde zor gelmiştir.
“Onlardan bir adama insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a teslim olmayı dileyenleri), müjdelemesi için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi?”
“Resul” kavramı gibi “vahiy” kavramı da bugün, Kur’an’daki muhtevasını kaybetmiş kavramlardan bir tanesidir. “Allah peygamberlerden başkasına vahyetmez” demek, Allah’ın her devirde vazifeli kıldığı evliya resullerinin Allah’tan aldığı emir ve yetkiyi ortadan kaldırmak ve insanları hidayetten alıkoymak demektir!
Dinin tek kaynagi kuran ve sunnettir.
ruyalar ve ilham uzerinden din olmaz.bazilari diyor ruyamda peygamberimizi gorduk sunu dedi bu is boyle olur.ben derim vallahi hayir sahih kitaplardaki hadisler haric delil olmaz.nakille gelen sunnet haric olmaz.
bir cemaatten ayrilirken cemaatin buyuklerinden biri allah bu cemaatten ayrilani harem dairesindene cikani asla affetmez demisti.mesela bu soz kurana sunnete ve tevhide aykiri bir soz.buna ragmen o adam diyor ki bunu soyleyen zat birsey gormuski soyluyor...vallahi yanlis kisilerin gordukleri dinde delil olmaz.