Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

'''Sigara''

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
[FONT=Comic Sans MS,Arial]SİGARA RİSALESİ[/FONT]


İÇİNDEKİLER

Mugaddime
Sigaranın Kısa Tarihçesi
Tütünün Mahiyeti
Sigara Ve İnsan Sağlığı
Sigara Ve Akciğer Kanseri
Pasif Sigara İçenler
Sigara Ülser ve Damar Hastalığı
Bazı Uzmanların Sigaranın Tehlikesini Bildiren sloganları
Dini Açıdan Sigara
Sigaranın İsraf Oluşu
Sigaranın Başkalarına Zarar vermesi
Sigaranın Uyuşturuculuğu
İslam Alimlerinin Sigara Ve Tütünle Alakalı Bazı Nakilleri
Ebul-Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S
Ebu'l Hasan El-Mısri, El-Hanefi :
Eş-Şeyh Abdullah Bin Muhammed Bin Abdulvehhab :
Necmul'l-Guzzi Eş-Şafi'i:
Osman Pazari
Abdülaziz Ad-Derbağ
Kaynaklar
MUGADDİME

Biz kullarına hak yolu gösteren, sayısız faydalı nimetleri helal, zararlı şeyleri haram kılan ALLAH-Ü TEALA'ya hamd-ü senalar. İnsanları iyiliklere teşvik kötülüklerden men eden, kainata en büyük rahmet, en büyük peygamber MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v.)'e O'nun eline, eshabına ve bütün ona tabi olanlara salat-ü selam olsun.

Devri saadette ve müctehidlerin zamanında sigara olmadığı için sigaranın bulunuşundan günümüze kadar muhtelif görüşler beyan edilmiştir.

Bu risalede okuyuculara faydalı olmak düşüncesiyle zamanımızda uzman kişiler tarafından yapılan ilmi ve tıbbi araştırmalardan istifade edilerek:
1.Sigaranın tarihçesi, Osmanlı devletine girişi ve yasaklanması
2.Tütünün mahiyeti
3.Sigaranın insan sağlığına yaptığı zararlar. Bilhassa sigaranın akciğer kanseri, ülser, damar hastalıkları ve öldürücü diğer hastalıklara sebep oluşu
4.Dini yapıdan sigaranın hükmü, sigarada İslam dininde haram olduğu bilinen israf, uyuşturucu ve başkasına eza vermek illetlerinin mevcut oluşu
5.İslam alimlerinin sigara ile alakalı görüşleri nakledilecektir.
SİGARANIN KISA TARİHÇESİ

Tütünün anayurdu Amerika'dır. Avrupa'ya Amerika'nın keşfi ile gelmiştir. Colombos ve arkadaşları 1511'de Tabaccos ismiyle İspanya ve Portekize soktular. 1560 senesinde Fransa büyük elçisi Jean Nicot Fransız sarayına ( Paris ) Tütün tohumlarını soktu. Tütün Fransa'dan Almanya'ya sonra da bütün dünyaya yayılmıştır. Nicot'un ününe izafeten tütün içindeki zehire Nikotin ismi verildi.

Birleşiminde nikotin ve dört bine yakın zehirli madde bulunan tütün bitkisinin kıyılmış, kurutulmuş ve kullanılmaya hazır duruma getirilmiş yaprağından sigara yapılır. Tohumu son derece küçük olduğu için önce fideliğe ekilen tütün sonra tarlaya aktarılır.

Tütün tohumu Osmanlı Devletine 1605-1606 senesinde yabancı gemilerle getirilerek ilk tütün ekimi Selânik Vilayetinin Yenice Vardar kasabasında yapıldı. 4. Murad zamanında tütün yasaklandı. Katip Çelebi Sultan Murad'ın mücadelesine şöyle anlatıyor.

"... Sonra Sultan Murad'ı rabi asrının sonlarında kötülüklerin kapısını kapamak için kahvehaneleri kapattığı gibi yangınlar çıktığı için tütüne de yasak getirmişti. Halk yasağı dinlemediğinden hünkar buyuruğuna aykırı gitmek suçundan içenleri cezalandırmak gerekti. Giderek kişi yasak nesnenin üzerine daha çok düşer dediklerince içmeye hırs ve rağbet artıp bu suçtan nice adem yokluk ülkesine gönderildi..."

O devrin cerrahlar Şeyhi Hekim İbrahim efendinin de tütüne karşı büyük bir mücadele başlattığını, umumi ve hususi meclislerde en çok fatih camiinde vaaz ve nasihatler verdiğini, tütün aleyhinde fetva suretlerini cami duvarlarına astırdığını Katip Çelebiden öğreniyoruz. 1562'de tütün yasaklandı. 1574'de yurtiçinde istihsali serbest bırakıldı. Son yıllarda Türkiye'de altı yüz bin civarında aile (2,5 milyon kişi geçimini tütün ekiminden karşılamaktadır.
TÜTÜNÜN MAHİYETİ

« ﻦﻴﺧﺪﺗ » Lügat manası : buhurlamak, duman çıkarmak, tütsülemek. " Tedhin" kelimesi mastar olarak kullanıldığı zaman sigara içen kimsenin yaptığı işe denir ki o kimse sigarasını yahut piposunu ateşler ağzından ve burnundan koyu beyaz bir duman çıkması için şiddetle üfler. İşte tedhin kelimesi bu manada "Sigara İçmek" demektir.

« ﻦﻴﺧﺪﺗ » "Tedhin" kelimesinin yerine Arap olsun olmasın bir çok beldelerde çok kullanılmasından dolayı "Sigara İçen kimsenin ağzından ve burnundan çıkan duman manasında olan "Duhan" kelimesi kullanılmıştır. Bunun dışında başka isimlerde kullanılmıştır. Mesala; "Tedhin" kelimesini kötü görüp onu kullanmayan beldeler haklarınca "Tütün" adı verilmiştir. Ama dünyada bir çok yerde duhan diye bilinen şeyin adı "et-tibgu" veya "ettebgu" kelimesidir ki bu kelime ona verilen isimlerin Arapça olarak en doğrusudur. Çünkü o, Meksika körfezindeki bir adanın ismi olan "Tebegu" kelimesinden alınmıştır. Bu bitki orada bulundu, oradan ispanyaya sonra Avrupa'ya nakl edildi. Daha sonra bütün Avrupa memleketlerine girdi. Avrupa'ya yayılan tütün daha sonrada haçlı savaşları ve onu taşıyan sömürgeciler vasıtasıyla Arap memleketlerine girdi. Sonraları ise Arap olsun olmasın bütün Müslüman memleketlerine yayıldı.

Tütünün ne olduğu hakkında bu kada bilgi kafi olmakla birlikte Muhammed Ferid Vecdi'nin "20. asırda DAİRAT'ÜL-MEARİF isimli eserinden sigaranın tarifi hakkındaki bilgileri aynen nakl ediyorum. 2. cilt 250. sahifede der ki;

Sigara, aslen Amerika'da yetişen bir bitkidir. Ama şimdi diğer avrupa memleketlerinde de etkilidir. Boyu 1-1,5 metreye varır. Ilıman iklimi olan her memlekette yetişir özellikle sıcak olan ülkelerde boyunun beş metreye vardığı da olur. Kurumuş yaprakları sigara olarak yahut çiğneyerek yahut nikotin ilaç gibi burna damlatarak içilir. Bu çok zaralı bir adettir. Araştırıcılar bu maddenin insanlığa verdiği zararların içkinin verdiği zararlara eşit olduğuna işaret etmişlerdir. SİGARA VE İNSAN SAĞLIĞI

Uzman tabiblerin uzun araştırmaları neticesinde sigaranın insan sağlığına saymakla bitmeyecek kadar çok zararları olduğu tesbit edilmiştir. Mutehassıs doktorların hepsinin göüşlerini burada zikretmek mümkün olmadığından bazılarının tesbitlerini nakl edeceğiz.

Dr. YILDIRIM AKTUNA

Türkiye tabibler vakfının tertip etmiş olduğu sigara sempozyumunda konuşan Doktor Aktuna sigaranın zararlarını şöyle anlatıyor:
"Bir sigara içildiğinde, damar yoluyla verilen 1 mg. Nikotine müsavi miktarda nikotin alınmış olunur. 60 mg nikotinin damar yoluyla verilmesinden bir kaç dakika sonra insan ölür. ABD'deki Dünya Gözlem Enstitüsü'nün yayınlanan bir araştırmasında tütünün çevremizdeki yetişkinler arasında, diğer zararlı maddelerden daha fazla ölüm ve acılara yol açmakta olduğu bildirilmiştir. Dünya sağlık örgütünün (WHO) 1968 yılı sonlarında yaptığı açıklamaya göre, sigara ve tütün her yıl bir milyon insanın hayatına mal olmaktadır. Diğer bazı hesaplara göre bu sayı 2.5 milyona kadar yükselmektedir.

Dünya sağlık Örgütü yürütme kuruluna sunulan bir raporda sigaradan "erken ölümlerin ve hastalıkların önlenebilir en önemli sebebi" olarak söz edilmektedir. Akciğer kanseri vakalarının %90'nı, kronik bronşit ve azfizem vakalarının %75'i aşırı sigara içmenin neticesi olarak ortaya çıkmaktadır. Sadece ABD'de 1 yılda 320 bin insan saigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle ölmüştür. ABD'nin 2. Dünya savaşında kaybettiği insan sayısına eşittir.

Yapılan araştırmalarda ölüm ile neticelenen kalp ve dolaşım hastalıkları ile üst solunum yolu kanserine (dudak, ağız boşluğu, dil boğaz ve gırtlak kanseri) sigaranın sebeb olduğu tesbit edilmiştir. Sigara içenler tütün dumanı ile doğrudan temas etmeyen organ kanserlerinde ortalamanın üzerinde bir sıklıkla yakalanırlar. Bunlar, böbrek kanseri, idrar yolları ve mesane kanseridir. Yine yapılan araştırma ve çalışmalarla ortaya konmuştur ki sigara kullanımı ve akciğer kanseri arasındaki bağlantı şüpheye yer verilmiyecek kadar kesindir. Sigara içmyene göre sigara içen tiryakinin bu hastalıktan ölme riski en az on misli fazladır.

Ayrıca bakteri, virüs veya kanser hücrelerine karşı vücudu korumak amacı ile onları zararsız hale getiren öldürücü hücrelerini tütün dumanı içindeki maddeler baskı altına almak suretiyle vücudun savunmasına, dolazısızle bu hastalıklara karşı direncini azaltır.

Gebelik sırasında sigara içen anneşerde düşük, erken doğum, doğum sonrası ölüm ve sakatlık nisbeti yüksek buunmuştur. Sigara içen annelerin bebekleri içmeyenlere nisbetle daha zayıf doğar. Bedeni ve ruhi gelişmeleri daha geç olur. ABD'de her yıl 4600 bebeğin anneleri sigara içtiği için hayatlarını kaybettikleri tesbit edilmiştir. SİGARA VE AKCİĞER KANSERİ

Akciğer kanseri son yıllarda bütün dünyada sigara kullanımına paralel olarak artmaktadır.Akciğer kanseri 40 yaşından sonra ve özelliklerle 50 - 70 yaşları arasında görülmektedir.Sigara içenlerdeki akciğer kanseri riski içmeyenler nispetle 20 ile 40 kat fazladır.Sigaraya ne kadar erken yaşta başlanırsa akciğer kanseri riski o kadar fazla olmaktadır.Kendileri sigara içmedikleri halde duman altı olan kişilerde de akciğer kanseri riski artmaktadır.Akciğer kanseri teşbiz edildikten sonra tedavi şansı çok az olan ve ölümle sonuçlanan bir hatalıktır.

Dr.Hasmold 22 bin uzmanın yardımıyla hazırlandığı raporda sigara içmeyen 32851kişiden sonunda 4 kişide akciğer kanseri tesbit edildiğini buna karşılık 10.000 sigara tiryakisi arasında 265 kanserli olduğunu açıklanmıştır.

ABD de yapılan bir araştırmada 65 bin akciğer kanserine yakalanan hasta tesbit edilmiş ve bu hastaların 62 bininin aynı yıl içinde olduğu tesbit edilmiştir.bir yıl içinde ölüm nispeti %90 dır. PASİF SİGARA İÇENLER

Pasif sigara içme dediğimiz yani sigara içmeyen kişilerin bulundukları mahalledeki sigara dumanlarını teneffüs etmeleri de sağlık yönünden büyük ekemniyet tanışmaktadır.

Amerikan çevre sağlığı örgütünün (EPA)bir istatistiğine göre A.B.D.de her yıl en az 500pasif tiryaki akciğer kanserinden ölmektedir.Amerikan kanser derneğinin yaptığı açıklamaya göre kocası evde 20 den fazla sigara içen bir kadının akciğer kanserine yakalansa ihtimalinin sigara içmeyen bir erkeğin eşine göre 2 misli fazladır.

San Diego` daki California üniversitesinde Dr.C.Garland 50-75yaşları arasındaki yaklaşık 700 evli kadın üzerinde yapıldığı 10 yılık bir çalışma sonunda.tiyakilerin eslerinin sigara içmeyenlerin eslerine göre 4 defa daha fazla kalp hastalığından ölme riskini taşıdıklarını göstermiştir. SİGARA-ÜLSER VE DAMAR HASTA

Sigara ve ülser bağlantısı hekimlerce uyun bir zamandan beri bilinmektedir .Bundan sonra ehemmiyetlisi sigaranın etkili olduğu beyin ,kalp ve bacak gibi önemli organların tıkayıcı damar hastalıklarıdır.

Rocher 1954 de İskandinav ülkelerinde yapıldığı bir araştırmalarında (12 parmak bağırsağı ülkesi delinmelerinin) %57 sinde sigara hikayesi bulunmuştur.İngiltere de yapılan bir araştırmada ülser sebebi ile ameliyat edilen hastaların %50 inin tütün kullandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca sigaranın solunuma olan menfi tesiri sebebi ile ameliyat riskini de arttırdığı bir gerçektir.Bacak damarlarının tıkanması sigara içenlerde sık görülür.Fasteott 'damar cerrahisi 'kitabında' bacakta kangren yapan damar tıkanıklığına sigara içmeyenlerde hiç rastlamadım' diye yazar

Lord ‚damar ameliyatı geçiren 100 hastadan ancak ikisinin sigara içmeyenler olduğunu tespit etmiştir.Biz EUTF Göğüs Kalp Damar Cerrahisi ana bilim dalında damar ameliyatı yapılmış 200 e yakın hastamızda %50 civarında sigara alışkanlığı tespit ettik. BAZI UZMANLARIN SİGARANIN TEHLİKESİNİ BİLDİREN SLOGANLARI

"Akciğer kanserine yakalanan hastaların %94'ünün sigara tiryakisi olduğunu ciddi araştırmalar ortaya kovmaktadır."
Op.Dr. Edwards GRAHAM

"Londra' da yapılan 7. uluslar arası kanser kongresinde akciğer kanseri olan 10 kişiden 9'unun sigara tiryakisi olduğu açıklanmıştır."
YEŞİLAY ARŞİVİ

"Düşük nikotinli sigaralar en az ölckiler kadar zararlıdır."
llarward Univ .Araştırma Raporu

"Sigara içen annelerin çocukları,cenine kabı oksijen ulaşamaması sebebi ile geri zekalı olur."
Doç. Dr. K.AYDOĞMUŞ

"Günde 20 sigara içmek sureti ile 20 yılda vücutta 7 kg is ve katran birikir."
BÜRÜKSEL TÜBERKÜLOZ MÜC. KONF. RAP.

"Tütün dumanında 4000'den fazla zehirli madde bulunduğu unutulmamalıdır."

ABD. MİLLİ KANSER ENST.
"Bütün uyuşturucular arasında en fazla ölüme sebebi olan madde sigaradır."

Prof. Dr. Orhan ÖZER
"Sigaranın sebep olduğu ölüm miktarı umumi bir ifade ile trafik kazalarında meydana gelen rakamın 7 katıdır."
Doç. Dr. Ali TELLİ

"Sigaraya elveda, hayata merhaba."
Bülent AKARCALI

Dünya Sağlık Teşkilatı "sigarayı veya kendi sağlığımızı seçmek kendi elimizdedir." sloganıyla 9 Şubat'ı 'sigarasız hayat ve sigaraya karşı koyma günü' olarak ilan etmiştir. DİNİ AÇIDAN SİGARA

Dini meseleleri incelemekte mahareti bulunan ilim erbabı, tütünün insan sağlığında yaptığı maddi ve manevi tahribatı,dikkate alarak haram olduğu neticesine varmışlardır. Devri Saadette ve müctehidlerin devrinde sigara yoktu. Bu sebeple sigara içmenin hükmünde farklılıklar yapmaktadır.İslam alimlerinin görüşlerinde ortaya çıkan değişik hükümler meselenin tetkikinde seçilen noktayı hareketin birbirinden farklı olmasında ileri gelişmiştir. Geçmişte fukaradan bir kısmının sigaranın mubah ya da mekruh olduğunu söyleyenlere gelince; bu konuda onları mazur görebiliriz. Çünkü o yıllarda tıbbi araştırmalar sigaranın zararları tespit edememiştir. Fukaha bu görüş ve hükmünü "Eşyada asıl olan ibahadır." kaidesine bağlıyor idi. Ama tıp bunun bedene olan zararlarına keşfedip ortaya koydurtan sonra artık aynı hükmü verenleri maruz göremeyiz. Uzmanların yaptığı ciddi araştırmayla sigaranın doruğa yükselen zararlarının ferdi ve cemiyeti menfi yönde tesir aldığı ortaya çıkınca artık sigaranın mekruh yada mubah olduğu hakkında bir tereddüde gerek ve yer kalmamıştır. Sigara içmenin haram olduğu bugün çok açık ortaya çıkmıştır. Onu itiyat etmenin günah olduğu tahakkuk etmiştir. Sigara kullanmakta İslam dininde haram olduğu bilinen israf başkasına zara verme uyuşturucu vardır. SİGARANIN İSRAF OLUŞU

Malın israf edilmesi İslam Dininde haram kılınmıştır.İsrafın haram olduğu bildiren ayeti kerimelerin bazısını zikredelim.

"Yakınına,düşküne,yolcuya hakkını ver,elindekileri saçıp savurma"

"Onlar sarfettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik:ikisi arasında orta bir yol tutarlar."

"Yiyiniz,içiniz israf etmeyiniz. ALLAH (C.C) israf edenleri sevmez."

"Muhakkak ki saçıp savuranlar şeytanın kardeşidir."

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) de malın boş yere harcanmasını yasaklamıştır. İliç şüphe yoktur ki sigarada vücuda gıda veren hiç bir şey yoktur. İnsan sağlığına zararlı binlerce zehirden en tehlikelisi nikotindir.Nikotin bazı haşeratin itlafında, ilaç imalinde kullanılmakta ise de ağrıları dindiren, yaraları tedavi eden tek kelime ile şifa verici bir maddeyi içinde bulunduran ilaç imalatında kullanılmamaktadır. Sigara gıda değilse, şifa vermiyorsa ve hiçbir derde deva olmuyor ise bilakis insan sağlığına son derece zarar veriyorsa ona verilecek para elbette israftır. SİGARANIN BAŞKALARINA ZARAR VERMESİ

Sigara onu kullanmayanlar içim tiksindirici kokusu ve rahatsız edici dumanı ile eziyet vericidir. Bundanda öte sigara dumanı çevresinde bulunan insanların sıhhatini menfi yönde etkilemekte, sağlığı zarar vermektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, kendisi doğrudan sigara içmemekle birlikte sigara içilen mahallerde bulunduğu için duman soluyan, pasif sigara içicilerinin de akciğer kanseri hususunda büzük bir risk altında bulundukları tesbit edilmiştir ki; bunların riski hiç sigara içmeyenlerden iki kat daha fazladır.

Hiç bir Müslüman diğer müslümana zarar vermez. Eziyet etmez. Sigara bilhassa cemaatle namaz kılınan yerlerde ve benzeri topluluklarda hem müslümanlara hemde vazifeli meleklere, ruhanilere eziyet verir. Namaz da sigara içmeyen çok kimsenin huşu ve huzurunun bozulmasına sebeb olur. Binanaleyh Efendimiz (S.A.V.) kendisinde soğan ve sarmısak kokusu bulunan bir adamı Cennetül baki kabristanlığından çıkarmış ve soğan ve sarmısak kokusu ile cemaate katılmamasını emir buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) soğan ve sarmısağı kasdederek "Kim bu çirkin kokulu bitkiyi yerse mescideimize yaklaşmasın. İnsanlara eziyet veren bu şey meleklere de eziyet vermektedir" buyurmuştur.

Yine bir hadisi şeriflerinde "Kim bu bitkiyi yerse mescidimize yaklaşmasın samısak kokusu ile bize eziyet etmesin", diğer bir rivayette de; "Bizimle birlikte namaz kılmasın" buyrulmaktadır.

Hadisi Şeriflere binaen Peygamber Efendimiz (S.A.V.) soğan ve sarmısak yiyen kimselerin başkalarına eziyet vermemesi için cemaate katılmamasını emretmiştir. Malumdur ki rahatsız etme bakımından sigaranın kokusu soğan ve sarmısağın kokusunda daha az değildir. Sigaranın kokusunun başkalarını rahatsız ettiği şüphesizdir. Hele hele sigara dumanının ictimai hayatta, otobüste, kapalı yerlerde rahatsız ediciliği ise daha da tiksindirici ve eziyet vericidir.

Cabir (R.Anh)'dan rivayet olunan şu Hadisi Şerifte İslamın başkasına eziyet etmeği açıkca yasakladığını gösteriri. "Kim bir müslümana eziyet ederse bana aziyet etmiş sayılır. Bana eziyet eden Allah (c.c.)'a eziyet etmiş sayılır." Bir başka hadisi şerifte de "Her eza veren cehennemdedir" buyuruluyor. Hadisi Şeriflerde görüldüğü gibi insanlara eziyet vermek haramdır. Dinimizde "zarar uğrama ve başkasına zarar verme yoktur" düsturu bunu ifade etmektedir. SİGARANIN UYUŞTURUCULUĞU

Sarhoşluk ve uyuşturuculuk veren şeylerin haram olduğuna delil Şehr Bin Havşebe'nin Ümmü Seleme validemizden naklettiği "Resulüllah muskir ve müftir herşeyi yasakladı" hadisi şerifidir.

Hadisi Şerifin metnindeki muftir kelimesini ibni Kesir "İçildiği zaman vücuda hararet veren uzuvlarda kırıklık güç azalması, göz kapaklarında mahmurluk ve zayıflama meydana getiren şey" diye açıklamıştır.

Bilhassa tiryaki olmıyanların üzerinde tütünün tesiri incelendiği zaman vucüdda bir gerginlik, göz kapaklarında bir ağırlık ve mahmurluk hali gerilen uzuvlarda bir gevşeme hali olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Günümüzde sigara her ne kadar yuşturucu maddeler arasında sayırmıyor ise de diğer uyuşturucu maddelere alışkanlık kazandırmada başlıca etkin olarak kabul edilmektedir. Baş dönmesi, bulantı, baygınlık, kaslarda gecşeme v.s. bunlar arasındadır.

İslam dini harama giden, insanı harama düşürecek bütün yolları kapamıştır. "İçki bütün kötülüklerin anasıdır" derken içkinin içilmesini yasaklamış. Dolaysıyla da diğer kötülüklerin işlenmesinede engel olmuştur.

Binaenaleyh, bazı yönleri ile uyuşturucu maddelere benzeyenuyuşturucu olması bile en azından onlara alışkanlık kazanılmasına sebep olan sigara da uyuşturucular sınıfına dahil edilmelidir. Tarihin bir döneminde basit bir alışkanlık göstererek ona göz yumanlar bugünün neslinin esrar, eroin, afyon gibi uyuşturucuların kucağına düşmesine sebeb olmuştur. Öyle ki bugün sadece Amerika'da 33.5 milyon uyuşturucu tutsağı vardır. Çocuk cesedleri ile uyuşturucu kaçakcılığı yapılmaktadır. Bütün bunların temelinde ise çok basit gibi görünen sigara alışkanlığı yatmaktadır. Bilhassa bugün esrar sigaranın içine konularak içilmektedir.

Plip Morris firmasının ürettiği Marlboro'ya bu sigaraya karşı alışkanlık yapan, kullanımı yasaklanmış bazı kimyasal maddelerin karıştırıldığı tesbit edilmiştir.

Malboro'da uyuşturucu madde bulunduğunu da iddia eden yüksek trajlı Alman dergilerinden "Der Spiegel" bu durumun sigaranın satışını önemli ölçüde etkilediğini yazdı. Bütün bu gerçekler karısında ihtiyatla hareket etmek, şüpheli şeylerden uzaklaşma inanan insanın vazgeçilmez ölçüsüdür. İSLAM ALİMLERİNİN SİGARA VE TÜTÜNLE ALAKALI BAZI NAKİLLERİ

Büyük alim ve mutasavvıflardan İsmail Hakkı Bursevi (K.S.) Hazretleri Ruhu-l Beyan Tefsiri'nin 1. Cildinin sonunda teracimi ahvalini verirken Türkçe olarak şöyle yazıyor. Biraz sadeleştirerek aşağıda naklediyoruz:

Şam'da iken Şeyh Ekber (K.S.) bir kaç kere temessül (Bir şekil ve surete girerek gözükme) edip; öyle ki halk ona yaprak (tütün) der. O bizim yanımızda pis ve haramdır. buyurdu. ve şeyhimden de duydum ki; "Tütün içen nefsani ve şeytanidir."

Yine İsmail Hakkı Hazretleri hazzırladığı Hadisi Erbaiyn'in 6. Hadisi Şerifinin Şerhinde şöyle buyuruyor: "Bir şeyin zararı asli fıtrata ( yaratılışa) dokunuyorsa diğer zararlılardan daha çirkindir. Mesela tütün gibi ki bunun zararı doğrudan fıtrat-ı asliyedir. İbadetlere karşı bir ağırlık ve isteksizlik meydana getirir."

Ruhul Beyan'da Vakıa sursinin 43. ayet-i kerimesinin tefsirinde ise "Diğer tefsirlerde tarif edildiği gibi bu tütün haramdır." buruluyor.

" ﻮﻈﻞﱡ ﻣﻦﯾﺣﻣﻮﻢ " Ayetinin manası: "Ve bir de kapkara dumandan bir gölge içindedirler." Alacasız, düz siyah yani kapkara dumandan bir gölge var. "yahmum" dumandır. Kamusta olduğu gibi: "Humme" den müştak yef'ulün vezninde, her şeyden siyah manasınadır ki bu da kömürdür. Nitekim Arap, siyahlık şiddetli olduğu zaman; "eşyede yahmumun" der.

Dahhak buyudu ki:
"- Cehennem ve cehennem ehli simsiyahdırlar. Ve orada her şey simsiyahdır... Bundan dolayı, cennette vücuttaki ben, kirpiklerin bittiği yer ve kaşlardan başka siyahlık yoktur."

Fakir (İsmail Hakkı Bursevi Hz. k.s.) der ki: -Burada şu asrımızda yayılmış olan tütüne içmekten tahzir (sakındırma) vardır. Çünkü bu içildiğinde, dumanı yükselir ve içinin üzerinde gölge gibi olur. Bununla beraber içinde çokça gaileler yani sıkıntı verici şeyler meydana gelir.. Gerçi bunun burada anlatılmasının yeri değildir. Biz müptela olana Allah (c.c.)'tan afiyet dileriz. (Mevla o kişiyi ondan kurtarsın). Çünkü bu tab-ı Selimenin pis ve çirkin gördüğü bir şeydir ki diğer tefsirlerde de inceden inceye anlatıldığı gibi haramdır.

Büyük hadis alimlerinden Mahmud Muhammed Hattab Es-Subki, El-Menhelü'l-Azbü'l-Mevrud Şerhu Süneni'l-imam Ebi Davut isimli eserinde sigaranın zararlı ve aramlığı ile alakalı geniş izahlarda bulunur ve hulasa olarak şöyle der:

"Sigaranın haram olduğu bir gerçektir... Bunun haramlılığı, doktorların raporlarına göre, sıhhatte zararlı olduğundandır. Şüphesiz zararlı bir şey, alimlerin ittifakı ile haramdır. Sigara, yalnız içenlere değil, içmeyenlere de eza (sıkıntı) verir... Melekler de çok rahatsız olur..."

Son devrin büyük alim ve fazıllarından Mehmet Zihni Efendi merhum da Ni'met-i İslam isimli eserinde şöyle bahseder: "Öyle şeyler vardır ki, onlar vücuda faydalı olmak şöle dursun netice itibari ile bedeni harap ettiği halde fazlaca iştah ve istek duyulur. Bundan dolayıdır ki bu gibi şeyler oruçlu iken kullanılırsa hem kaza hemde keffaret lazım gelir. Mesela tütün gibi... Esrar içmek ve afyon yutmak da bu nev'i dendir... Ve hepsi haramdır. Müslümana yakışan ise, haram, mekruh ve şüphelilerden kaçınmaktır. Zira dinimide yasaklardan kaçınmak emirleri yerine getirmekten bile üstündür."

Şafii mezhebi alimlerinden Kalyubi bir din alimi olduğu kadar tabib idi. Bu muhterem zaat iki ilimdeki dirayeti ile tütün içmenin haramlığına hükmetmiş bulunmaktadır. SON DEVRİN DİN ALİMLERİNDEN EBUL-FARUK SÜLEYMAN HİLMİ SİLİSTREVİ (K.S.) HAZRETLERİNİN BU MEVZUDAKİ BEYANLARI

Malum olsun ki; şeriatte izaai mal, kesreti sual haramdır. Bu makamda izaai'den murad, emvalin dünya ve ahirete faidesi olmayarak sarf ve istihlakıdır. Bu kabil sarfiyat ve istihlakatı umumiye muharremdir.

Sigara istimalinde hürmeti mezküre tamami ile sabit ve mütehakkaktır. Çünkü sigara istimalinde menfaati dünyeviyye yoktur. Bilakis mazarrat hakimdir. Öyle mazarrat ki ondan bedene cismaniyyete hasıl olan ilel ve emrazının ref' ve izalesi bir zaman sonra daha elde edilmemesini muciptir.

Manevi mazarratı ise bağdat etmekle bitmez. Manii terakkidir. Rayihasından ervahı tayyibe muazzeb olurç Vesaiti rahmet olan ervahı mezkurenin temasını yani alakai ruhaniyyelerini men eder. Bu büyük bir musibettir.

Şu halde sigara içmek manen ve madden muzırdir, haramdır. Haram Allah (C.C.)'ın nehyettiği emirdir. Ona musır olanlar, emrine isyan ve muhalefet edenlerdir. İş bu neticeye müncer olur. Yevmiye 25-30 sigara içenler günde bu sebeble Allahu Tealaya 25-30 defa muhalefet ediyor haram irtigab eyliyor demektir. EBU'L HASAN EL-MISRİ, EL-HANEFİ :

Sahih nakli hükümler, açık nakli deliller tütünün haramlığını ilan etmektedir. Tütünün ortaya çıkışı 1000 yıllarındadır. İlk çıktığı yer ise yahudi, mecusi ve hrıstiyan cemaatlerin yaşadığı yerlerdir. Tütünü ilk defa kendisinin hekim olduğunu iddia eden bir yahudi batıya getirmiş, insanlara tütünü kullanmalarını söylemiştir. Anadoluya tütünü getiren "Etkelin" adında bir hrıstiyandır. Sudan şehirlerinde ise tütünü ilk defa ortaya çıkaran bir macusidir. EŞ-ŞEYH ABDULLAH BİN MUHAMMED BİN ABDULVEHHAB :

Hanbeli hukukçularındandır. Nargile üzerine kendisine tevcih edilen bir suale şöyle cevap vermiştir:
"Rasülullah'ın hadislerinden, ilim ehlinin eserlerinden öğrendimize göre, bu zamanda çok kullanılan tütünün haram olduğu açıktır. Bize göre anlatılanlarla ve müşahede ile, tütünün vücut üzerinde diğer uyuşturuculara benzer etkişleri vardır. Özellikle çok içildiğinde meydana gelen baş dönmesi ve baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik gibi durumlar sarhoşluğa yakın şeylerdir. Serhoşluk veren şeylerin haramlığı ise kesindir." NECMUL'L-GUZZİ EŞ-ŞAFİ'İ:

Tütün sonradan ortaya çıktı. Onun ortaya çıkışı, Hicri 1015 senesidir. Tütün içen onun sarhoşluk vermediğini iddia etse bile o uyuşturucudur.

"Rasülullah (S.A.V.) her serhoşluk vereni ve uyuşturucu olanı kullanmayı yasakladı." Hadisi Şerifine göre tütün haramdır. Tütünü bir defa kullanmak büyük günah olmasa bile devamlı kullanmak büyük günahlardan sayılır.

Bazı alimler, küçük günahlar aşağıda sayacağımız beş şeyden biri ile büyük günah haline gelir, demektedirler.
1 - Küçük günahlar üzerinde ısrar edilirse onu büyük günah haline getirir.
2 - Küçük günahlara lakayd kalmak, ehemmiyet vermemek, hafife almak.
3 - Küçük günahı, büyük günaha kıyas ederek ferahlanmak sevinmek.
4 - İşlemiş olduğu küçük günahla insanlar arasında iftihar etmek.
5 - Küçük günahın bir alimden, kendisine uyulan bir rehber kimse tarafından işlenmesi de büyük günah olması gerektiren bir durumdur.
OSMAN PAZARİ

Pazari, sigara hakında "habis" tabirini kullanarak şu izahati yapmaktadır: Amma zamanımızda talebelerin çoğu tütün habisini içiyorlar. O tütün ki " (O peygamber) onlara pis şeyleri haram kılar." ayet-i celilesine dahildir. ABDÜLAZİZ AD-DERBAĞ

Abdulaziz Debbağ tütünün zararlarını anlatarak haram olduğuna hükmeder. Allah (C.C.) zikirden insanları alıkoyduğunu, meşgul ettiğini ve kötü kokusuyla meleklere eziyet verdiğini ifade eder.

Kendisine soğan ve sarmısağın kerih görülen kokusundan sorulunca, cevaben: her şeyin insanoğlu için yaratıldığını söyleyerek, faydalı şeylerden istifade edilmesi gerektiğini, zararlı maddelerden de kaçınılması gerektiğini ifade etmiştir. Soğan ve sarmısağın bir çok faydaları olduğu faakt sigaranın vücuda çok zararlı olduğu, dolaysıyla ikisinin aynı kefeye konulmayacağın ifade etmiştir. Çok kimsenin ise "bırakmıyorum" demesi gibi basit mazeretlerle ölüme kucak açtığını teessüfle anlatmaktadır.

Daha sonra velilerin başından geçen şöyle bir hadise nakleder. Velilerden bir grup, çeşitli pisliklerden dolayı kötü kokan bir şehre girerler. Çok az bir zaman sonra ise adeta kaçar gibi o beldeyi terkederler. Zira kötü koku yüzünden melekler onlardan ayrılmış, o şehre girmemişlerdi. Bunu basiretleriyle sezen veliler ise kurtuluşu o meleksiz beldeden ayrılmakta görmüşlerdir.

Meleklerin bir mü'minden ayrılmasının ne kadar büyük bir tehlike olduğunu ancak akl-ı selim ve basiret sahipleri anlar diyen debbağ, böyle bir kimseyi silahsız silahsız olduğu bir anda ansızın düşmanıyla karşılaşan bir acize benzetir. Melaike-i Kiramın bir mü'minden ayrılmasının tehlikesini anlatırken haşyet verici ürpertici şu hakikatı da şöyle dile getirir.

Bir toplulukta herhangi bir günah işlenince melekler oradan uzaklaşır, ayrılır. Melekler gidince gidincede şeytan ordusuyla birlikte oraya gelir, konaklar. Günah işleyenlerin imanları o anda, rüzgarlı bir havada yanan her an sönmeye mahkum bir kandil gibidir. Binaenaleyh, her an iman nurunu söndürme ihtimali bulunan hak katında Mü'mini mes'ul duruma düşüren bütün kötülüklerden uzak durmamız gerekir. Çünkü her günah küfrün adeta bir postacısıdır. Her günahta insanı küfre götürecek bir yol, bir menfez vardır.


Hulasa; bir mes'ele hakkında helal ve haramlık hükümleri toplanacak olursa haramlık hükmünün galip olacağına dair kaide-i külliye dikkate alındığı zaman sigara içmekle alakalı değişik hükümler arasında haramlılığı tercih etmek ihtiyata muvafık bir davranış olacaktır. Muhtelif görüşlerin ortaya durum vardır; şüphe Hadisi Şerifte "Kim şüpheye düşecek olursa harama da düşer." buyrulmuştur. bunun gibi haramlık ve mübahlık hükmü bir mes'elede içtima ederse haramlık yönü tercih edilmelidir.

Sigara maddi ve manevi zararlarını açıkladıktan sonra risalemize zahiri ve batıni günahlardan bizi nehyeden ayeti Kerime ile nihayet veriyoruz. Cenabı Hakk buyuruzır ki: "Günahın zahiri de batınını da terk ediniz. Günah işleyen, işledikleri günahın karşılığını görecektir."

BEYKOZ
03.01.1992
selam ve dua
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
Resulullah aleyhisselatu Vesselam'a doğru ve yanlışın ne demek olduklarını sordular,Resulullah cevaplandırdı

''Doğru yapıldığında içinizin rahat olduğu şeydir,yanlış ise yapıldığında içinizi gıcıklayan şeydir.''
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
selamün aleyküm



sigara ile bahiste vermiş olduğun ayet tefsiri (vakıa 43)



bana gönderebilir misin açık olarak?



yani sigarayla ilgili ayetin mealini...



çok merak ettim de



eğer kuranı Kerim'de yazıyorsa haram mı helal mi diye ihtilaf olmaz zaten



ben peygamber efendimizin hadislerinde de görmedim haram olduğunu.Eğer öyle bir hadis varsa lütfen rica edeyim.



osmanlıcan varsa sana sigaranın haram olmadığıyla ilgili fetvayı gösterebilirim...



son bişey; sigara yani tütün firavun zamanında da vardı.

peygamber efendimizden öncede yani...



herşeyi geçtim mezhep imamımız imam-ı Azam Ebû hanefi

100 binden fazla meseleye açıklık getirmiştir.

Yani bana tütün bahsini atladı , haram demeyi mi unuttu mu diyorsun.



en kısa zamanda mesaj atarsannız sevinirim....
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Âlimlerin çoğu tütüne mubah demiştir. Mesela Şeyh-ul İslam Ebülbeka, Ahmed bin Ali Hariri, İsmail Meraşi, kadi Abdürrahim, Ganim bin Muhammed Bağdadi, Şeyhul İslam Behai, Muhammed Tarsusi, Muhammed Kehvaki, Mısır âlimlerinden Yusüf Decvi ve Muhammed bin Abdülbaki Zerkani, allame Abdülgani Nablusi, Abdürrahman bin Muhammed İmadi, allame Ali Echüri, Mahmud-i Samini, Osman Bedreddin, seyyid Abdülhakim efendi, büyük âlim, veliyyi kâmil mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyorlar ki:
(Zarar ve alışkanlık yapmayacak kadar az içilen tütüne haram ve mekruh demekten sakınmalı, kesesine ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri fasık, günahkâr bilmemelidir.)
 
T

Tanyeri

Guest
FETHULLAH GÜLEN - Tedricî intihar olduğu için sigara haramdır

Sigaranın sebep olduğu çok çeşitli rahatsızlıklar var. Bu rahatsızlıkların yanısıra sebep olduğu ailevî, iktisadî ve içtimaî problemler var. Sigaraya verilen para tamamen israf olduğu için haramdır hem de çoluk çocuğun rızkından kesilerek verildiğinden, doğrudan kul hakkı ihlali söz konusudur. Sigara içilen kapalı mekânlarda, kahvelerde pasif içiciler dumanaltı oluyor, bundan çok olumsuz etkileniyor. Bu, hem içenler hem de pasif içiciler için tedricî bir intihardır. Sigarayı içen, zehirlediği insanın da hakkına girmektedir. Sayısını tahmin edemediğimiz binlerce gencecik insan bir hiç uğruna telef olup gidiyor. Bu gerekçeler göz önüne alındığında sigara haramdır. Selef ulemasının bu mevzuda net bir fetva vermemiş olması ihtimal o dönemde sigaranın zararlarının bu derece bilinmeyişindendir. Eğer onlar da sigaranın zararlarının bu derece olduğunu bilselerdi fetvaları daha farklı olurdu.

PROF. HAYRETTİN KARAMAN - Sigara, 3 sebepten dolayı dinen haramdır

Üç sebepten dolayı sigara tiryakiliği ve sigara dinen haramdır. Birinci olarak sağlığa zararlıdır. İkincisi çevreye ve insanlara zarar vermektedir. Şeran boşa para vermek israftır. Sigaraya verilen ise boşa verilmenin yanında sağlığa zarar veren bir şeye verilmesinden dolayı israftır. Bunlar tek başlarına bile haramken üçü bir arada olduğunda sigaraya ve tiryakiliğine haram hükmü verilir. Geçmişte İslam alimlerinin bir kısmı sigaraya mekruh veya mubah hükmünü vermeleri tamamen bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Tıbbi tahliller ortada yokken zararının bu kadar tehlikeli olduğu bilinmezken mubah veya mekruh hükmü verilmiştir.
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:
Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki:
Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi.

FETHULLAH GÜLEN ve HAYRETTİN KARAMAN neye dayanarak haram diyor anlamadım.

hadis mi kurân mı yoksa bir mezhep imamına mı?
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.

Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki:
Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:
1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.
2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.
3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)

Tütüne zararlıdır diyenler üçüncü maddeye dahil ediyorlar. Her içeni öldürücü bir zehir olduğunu bildiren bir ilim adamı yoktur. Tütündeki nikotinden dolayı, günde bir iki sigara içen zehirlenir diyen de yoktur. Çünkü bu söz, havada, boğucu olan karbondioksit gazı bulunduğu için, nefes alan zehirlenir demeye benzer. Nikotinden çok daha zehirli olan siyanür asidi, acı bademde de vardır. Bu zehirden dolayı acı badem yemek haramdır, mekruhtur diyen yoktur. Her şeyi fazla yemek, içmek zararlı olur. Aşırı tütün içmek elbette zararlıdır. Bunun için sigara herkese zararlıdır, kansere sebep olur diyerek, günde 1-2 sigaranın da zararlı olacağını sanmak, bu yüzden haram veya mekruh demek ilme aykırıdır.
Hanefi âlimi seyyid Ahmed Tahtavi diyor ki: Şafii âlimlerinin çoğu, tütüne tenzihen mekruh dedi. Hanefi mezhebinde, soğan, sarmısak gibi tenzihen mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar haşiyesi)
 
T

Tanyeri

Guest
Bilmem kardeş ama 'en iyisini, en güzelini' söylüyorlar diyebiliriz.
Efendimiz'i (s.a.v) düşünelim, O'na uyalım, hayatında var mı tütün, sigara vb. bir şey?
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Sigara ve iman
Sual: Bir yazar, web sitesindeki yazısında mesajlar kısmında diyor ki:
(Sigara içen biri, sigaranın beynine ve dolayısıyla ahiretine zarar vermekte ve kendine zulmetmekte olduğuna imanlı mıdır? İmandan amaç, imanın gereği olan amel midir? İmanın gereği olan amel yoksa, iman mevcut olabilir mi? Sigara içen biri, “ben sigaranın zararlarına iman ediyorum” dese dahi, böyle bir imanı var mıdır? O zarara iman etmiş biri sigaraya devam edebilir mi? Ediyorsa, o konuda imanı hâlâ var olabilir mi? “İman ehlinden, mümine bilerek zarar gelmez” diyor Hazret-i Rasul. Eğer çevremize veya kendimize bilerek zarar veriyorsak, bu durumda ne kadar imanlı olabiliriz? Buhari 2144 nolu hadise göre zina en hafif günahlardandır; iki kişi arasında kalması ve beyne direkt zararı olmaması yönünden! Ama sigara kişinin hem kendisine hem de çevresine bilerek zulmetmesidir ki, bu zinadan çok daha büyük günahtır. Öyleyse, ister sigara yollu, ister başka fiillerle kendisine veya çevresine bilerek zarar veren kişinin imanından ne kadar söz edilebilir?)
Bu kişi, iman amelden parça demek istemiyor mu? Nasıl oluyor da (sigara, zinadan daha büyük günah) diyebiliyor?
CEVAP
O kişi, felsefecidir. Kitaplarının hiç birisinde İslam âlimlerinden nakli esas almaz. Yukarıda görüldüğü gibi hadis-i şeriflere de, kendi anlayışına göre mana verir. Bu mutezilenin, felsefecilerin yoludur. Sigara hakkında İslam âlimlerinin ciltler dolusu kitapları vardır. Hiç birisinden nakil yapmadan kendi görüşünü din gibi ortaya koymaktadır. Sigara içmenin, yani amelin iman ile irtibatı olduğunu bildirmektedir. Halbuki Ehl-i sünnet itikadına göre, hangi günah olursa olsun, günah işleyene kâfir denmez. Günah işleyene kâfir demek, İngilizlerin kurduğu Vehhabilik dininde de vardır. Hâşâ günah işleyen kâfir denirse, dünyada müslüman kalmaz.
 
T

Tanyeri

Guest
Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:
1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.
2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.
3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)

1-Sigara yavaş yavaş öldürür, zehir gibi tek içişte değil, sigaranın aldatan yanı bu zaten.
2-Sigaraya benziyor bunlarda ama öldürmüyor, geçici olarak sıhhati bozuyor çok kullanılırsa. Sigara ise yavaş yavaş 'öldürüyor'.
3-Alerji durumu sanırım.. Diğerleri gibi tek kullanışta zararı görülür. Sigara ise yavaş yavaş yapar işini, fark etmezsin.
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
Bu konuyla ilgili başka mesaj atmayacağım. Bişey'e haram veya helal demek bize düşmez.Allah muhafaza harama helal diyen, helalede haram diyen dinden çıkar.Bu yüzden biraz dikkatli davranalım peygamber efendimiz (s.a.v) ve eshabı kiramın yaptıklarına bakmamız lazım ve her zaman delillerle konuşalım...
 
T

Tanyeri

Guest
Eyvallah kardeş.
Haram diyenlerin açıklamaları gayet mantıklı, direk haram demiyorlar zaten. İsrafa bağlıyorlar, sıhhati bozmasına bağlıyorlar vs.
 

oðuz bakar

New member
Katılım
24 Ara 2007
Mesajlar
126
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
58
BU DİNİN SAHİBİ KİM ?

Bahsettiğiniz isimler bu dinin sahibi mi ? O şunu dedi , bu bunu dedi . Böyle din olur mu ? Çok ilahlı din diye buna mı deniyor yoksa ? Biri haram , diğeri helal , diğeri mekruh ? Yeryüzünde iki ilah olasydı düzen bozulurdu değil mi ? Ya ikiden fazlaysa ?
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
BU DİNİN SAHİBİ KİM ?

Bahsettiğiniz isimler bu dinin sahibi mi ? O şunu dedi , bu bunu dedi . Böyle din olur mu ? Çok ilahlı din diye buna mı deniyor yoksa ? Biri haram , diğeri helal , diğeri mekruh ? Yeryüzünde iki ilah olasydı düzen bozulurdu değil mi ? Ya ikiden fazlaysa ?



Resule itaat, Allah’a itaattir.) [Nisa 80]
(Resul ne emretmişse ona uyun!) [Haşr 7]
(İndirdiğim Kur’anı insanlara açıkla!) [Nahl 44]

Bazıları, Kur’an ve hadis varken, âlimlere, mezheplere uymak gerekmez diyorlar. hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ümmetimin âlimlerinin farklı ictihadları, mezheplere ayrılması rahmettir.) [Nasr El-Makdısi, Beyheki]

(Âlimlere uyun.)
[Deylemi]
(Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir.) [Tirmizi]

bu ayet ve hadisleri yazmıştık.

Şimdi sen neye inanırsın?
Kuran-ı kerim dersen peygamber efendimiz (s.a.v)'e inmiştir ve eshabı kirama açıklamıştır.
Allah (c.c.) Resulüme uyun diye emrediyor.
Hz. Muhammed (s.a.v)' de alimler benim varimsimdir, alimlere uyun! diyor.

Şimdi sen alimlerin sözlerine inanmazsan peygamber efendimiz (s.a.v)'e karşı gelmiş olursun.Ona karşı gelende Allah (c.c.)'e karşı gelmiş olur.
Sen kime karşısın?
Allah doğrunun yanında olsun.....
amîn...
 

oðuz bakar

New member
Katılım
24 Ara 2007
Mesajlar
126
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
58
NAHL 44'ÜN MEALİ SAPTIRILMIŞ

Beyan kökünden türemiş tübeyyine yübeyyine , bir şeyi apaçık bildirmek demektir . Açıklamak ise , Allah Kur'an'ı zaten açıklanmış olarak indirildiğini "fessalna" yani detaylandırma kelimesi ile açıklar .

Ayrıca , Resul'e itaat ediyorum zannıyla Buhari , Müslim , Tirmizi , İbn Mace gibi kitaplara itaat etmek ne demek oluyor ? Allah böyle birşey mi emretti . Bir müslüman , Buhari2ye iman etmek zorunda mıdır ? Deliliniz ?
 

asilnur

New member
Katılım
18 Eki 2007
Mesajlar
168
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
Konum
Istanbul
Siz kimsiniz çözemedim apaçaık bir fesatcıya benziyorsunuz çok iyi olmuş oflanmanız.
NAHL 44'ÜN MEALİ SAPTIRILMIŞ

Beyan kökünden türemiş tübeyyine yübeyyine , bir şeyi apaçık bildirmek demektir . Açıklamak ise , Allah Kur'an'ı zaten açıklanmış olarak indirildiğini "fessalna" yani detaylandırma kelimesi ile açıklar .

Ayrıca , Resul'e itaat ediyorum zannıyla Buhari , Müslim , Tirmizi , İbn Mace gibi kitaplara itaat etmek ne demek oluyor ? Allah böyle birşey mi emretti . Bir müslüman , Buhari2ye iman etmek zorunda mıdır ? Deliliniz ?
 

unimeka.

New member
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Konum
Kocaeli
NAHL 44'ÜN MEALİ SAPTIRILMIŞ
Beyan kökünden türemiş tübeyyine yübeyyine , bir şeyi apaçık bildirmek demektir . Açıklamak ise , Allah Kur'an'ı zaten açıklanmış olarak indirildiğini "fessalna" yani detaylandırma kelimesi ile açıklar .

Ayrıca , Resul'e itaat ediyorum zannıyla Buhari , Müslim , Tirmizi , İbn Mace gibi kitaplara itaat etmek ne demek oluyor ? Allah böyle birşey mi emretti . Bir müslüman , Buhari2ye iman etmek zorunda mıdır ? Deliliniz ?


Senin amacın hakikaten ortalığı karıştırmak:
Sen nakledilen hadislere inanmıyorsun ki sana delil gösterelim.Buhari en muteber hadis kitaplarından biridir ve sen ona bile dil uzatıyorsun.
Hem buharî'ye iman etmek de ne demek imanın altı şartını bilmiyorsun heralde.Buharî deki hadis-î şeriflerin doğruluğuna inanmıyorum diye bişey söyleyebilirsin ancak. ama :) bin küsür senedir bu muteber kitaplara dil uzatan çıkmamışda şimdi bir iki kişi kendi düşüncesine göre karşı çıkıyor, gerçekten şaşıyorum....
Sözlerinden açıkça hadislere inanmadığın ortaya çıkıyor.
İslamiyet nakil dinidir! Bu din sana, bana kadar nasıl geldi sanıyorsun.Peki Kuranı Kerim kimin aklına uygun olacak şekilde açıklandı.
Senin anlama kabiliyetinle benim anlama kabiliyetim birbirinden farklı...
Bir sürü sapık fırkanın çıkmasının sebebi ayetlere yanlış mânâ vermelerindendir.
Vehhabiler ayeti kerimelerden yanlış bana çıkkartdıkları için sapıtmıştır.Sadece kendilerinin müslüman olduğunu iddaâ etmiş ve diğer müslümanlara kafîr deme cüretini göstermişlerdir...

şimdi bana söyler misin madem; Kuran-ı Kerim senin benim anlayacağım şekilde indirildi.Neden bunca insan ayetlere yanlış bana vererek (kendi aklına göre) bu bana göre böyledir diyerek sapıttı.
Kuran-ı Kerim'e
herkes kendine göre mânâ verseydi insan adedince din ortaya çıkardı!

Sen kime veya dayanarak benim gösterdiğim ayeti kerimenin saptırılmış olduğunu iddaa ediyorsun.
Yoksa kendi aklına göre mi?
..................................
 
Üst Alt