Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Özür diliyorum..Bizden özür dilemeyen KAHPEDIR...

Z

zemahseri

Guest
Fotoğraf karelerini görünce müthiş bir dehşet yaşadım ne yazsam bir mana ifade etmeyecek yalnızca düşünmeye sebebiyet verdiğiniz için teşekkür etmek istedim ...Rahman razı olsun ...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
"Haklı bir neden olmaksızın Allah'ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın. Çünkü o, gerçekten yardım görmüştür." ( İsra : 33 )

"Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz." ( İsra : 82 )


"Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa kuşanın denildiği zaman, yer(iniz) de ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır." ( Tevbe : 38 )
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

Yaşadığımız coğrafya nedeni ile ki bu bir çok yerde var, çocukluğumuzdan itibaren, atalarımızdan, bu şehirde (Erzurum'da) yapılan Ermeni zulumlerinin hikayeleri ile büyüdük.

Bu resimler o zulümlerin yüzde birini bile anlatamıyor.

Bu gün o zulme maruz kalmış gerek Müslüman Türk Halkından ve gerekse tüm zulum gören Milletlerden, özür diliyorum bende... Hakkıyla zulme karşı duramamışız diye...
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
metin abi bu konuda duyarlılıgın için tşk ederim duha abininde dedigi gibi bu provakatif eylemden başka bir şey degil türkiye ve ermeniler üzerinde oynana oyundan başka birşeyde degil
 

yalýn

New member
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
18
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Sevdiğin kimseyi ölçülü sev. Bir gün gelir, DÜŞMANIN olabilir. Düşmanlık yaptığın kimseye de aşırı kin besleme. Bir gün gelir, o da DOSTUN olabilir.(Tirmizi,Birr;60)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Yaşadığımız coğrafya nedeni ile ki bu bir çok yerde var, çocukluğumuzdan itibaren, atalarımızdan, bu şehirde (Erzurum'da) yapılan Ermeni zulumlerinin hikayeleri ile büyüdük.

Bu resimler o zulümlerin yüzde birini bile anlatamıyor.

Bu gün o zulme maruz kalmış gerek Müslüman Türk Halkından ve gerekse tüm zulum gören Milletlerden, özür diliyorum bende... Hakkıyla zulme karşı duramamışız diye...



Bekir bu resimlerin özelligi alintiyi yaptigimiz yer Türkiye olmamasi.Espirisi oydu tabiki bir Erzurumdaki vahseti anlatmaya yetermi?Mümkünmü..Allah hepsini Gani Gani Rahmet eylesin...
 

yalýn

New member
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
18
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Dengeli olmamız lazım Allahın izniyle inşallah. Yaşayan insan daha iyi bilir ''Keskin sirke küpüne zarar''..
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
metin abi bu konuda duyarlılıgın için tşk ederim duha abininde dedigi gibi bu provakatif eylemden başka bir şey degil türkiye ve ermeniler üzerinde oynana oyundan başka birşeyde degil



Seninle beraber DUHAYADA cevap olsun Insallah;Biz cok gördük bu oyunu DUHA,Ha bak daha bir kac yil önce olmayacak bunu kabul edemem diyen Basbakan Bak önce Tv yi acti simdi sirada üstadinin hayali olan egitimi acacak,O nedenle gec bu prokatif ayaklarini...
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Seninle beraber DUHAYADA cevap olsun Insallah;Biz cok gördük bu oyunu DUHA,Ha bak daha bir kac yil önce olmayacak bunu kabul edemem diyen Basbakan Bak önce Tv yi acti simdi sirada üstadinin hayali olan egitimi acacak,O nedenle gec bu prokatif ayaklarini...

metin abi biz özür diloyurz demedikki ve demeyizde çünkü olayları başlatanlar onlar tv konusa gelince açılması gerekli birşeydi aslında çünkü bunada haklarıda var türkiyenin yarısını kürtler oluşturuyor bir tv yide fazla görmeyin artık :):)
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Bir farkı farketmek lazım. Biz onlardan güçlü isek dost olurlar. Değilsek, bizden alacağı çıkarını elde edince, ilk fırsatta zulmederler. Tarih buna delil.

Bosna'da savaştan önce iyi geçinen Sırp ve Müslüman komşular, 1 gün sonra karşı tarafta yer almışlardır. Sırplar, dünkü dost!komşusunu öldürmeye, zulmetmeye başlamıştır.

Demek istediğim şudur: Hakimiyet bizde olursa zulüm olmaz. Bizim dinimiz gereği zulmetmeye, gücümüzü haksızca kullanmaya hakkımız yoktur. Ve dinimiz barışı emretmiştir. Ama hakimiyet bizde değilse, etki ve güç karşı tarafta ise biraz durmak lazım. Dikkat etmek lazım. İşte bu yüzden müslümanın Ferasetli olması çok önemli. Çünkü ilk fırsatta dişini gösterecektir.

Siyasi manada; mesela, Kanuni'nin ilk Kapütülasyonu verirken ki amacı gibi olursa ayrı. Ama yine güç bizde iken işe yarıyor. Güç değişince, aleyhe dönüyor.
...

Bugün Ermenirlerden Özür dileyenler kınanır ve yuhlanır. Yarın, sadece kınanır. Sonra "alıştık artık, yine bunlar" denir. Sonra ses çıkarılmaz. Sonra bakmışız sanki gerçekmiş gibi Meclisimiz "Ermeni Soykırımı var, kabul ediyoruz" demiş. Kazın ayağı siyasette böyle gidiyor. Milletin diline Kıbrıs için "Verelim Gitsin, ne besleyip duruyoruz" lafını sokmaya çalışmadılar mı? Ya da Güney Doğumuz için aynını denemediler mi? İşte bunun için dikkat etmek lazım. Radikal tepki değil, bilinçli tepki vermek lazım. Bu da amacı bilmekten geçiyor. Yoksa, sadece küfrederiz ve yine onların belirlediği gündemde kendimizi kaybederiz. Mesela; İsrail'in bugünlerdeki zulmüne tüm Dünya tepki verirken, PATANİ'de yıllardır yaşanan zulme ve Filistinden daha beter halde iken aynı tepki verilmiyor. Belki yerini bile bilmiyoruz. İşte, bu gündemi bile onlar belirliyor/etkiliyor.
...

Metin abi sağol. Atalarımızın yaşadığı soykırımı unutmamak lazım.
Ermeni komitelerinin Rusya'dan geldiğinİ ve Rus destekli olduğunuda ekleyerek.

selametle..
 

yalýn

New member
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
18
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Fatihler, Süleymanlar, Akşemseddinler..
 

yalýn

New member
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
18
Tepkime puanı
9
Puanları
0
87-Ey oğullarım, haydi gidiniz de Yusuf ile kardeşini bulmak için araştırınız; Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyiniz; çünkü Allah'ın rahmetinden ümidin! kesen ancak kafirler güruhudur."
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
metin abi biz özür diloyurz demedikki ve demeyizde çünkü olayları başlatanlar onlar tv konusa gelince açılması gerekli birşeydi aslında çünkü bunada haklarıda var türkiyenin yarısını kürtler oluşturuyor bir tv yide fazla görmeyin artık :):)

Bakin,Biz kesinlikle Türkiye nüfuzunun su kadari gibi bir iddiamiz yok belkide fazlalardir.Hata kiz alip vermeden dolayi yari yariya olanlarida hesap edersek var sen düsün?Ama velakin bu devletin resmi dili var devletin resmi dilini hice sayanlarin hali buyrun,Ama unutma bir kac yil önce devlet özel Kürtce tv hakki tanimisti zaten ama seyrettiremediler,tutmadi simdi olmaz biz acalim zarar dahi etse devlet karsilasin,aslinda bu bana yillar önce Katil serefsiz bölücü basinin biz direk bagimsizlik istemiyoruz 30-40 yil özerk olalim devlet bizi bize yeter olana kadar her seyimizi yapsin sonra biz ayriliriz demisti simdi kendi elimizle geliyoruz adamin satodan sundugu baris planina helal olsun sizlere HELAL...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bir farkı farketmek lazım. Biz onlardan güçlü isek dost olurlar. Değilsek, bizden alacağı çıkarını elde edince, ilk fırsatta zulmederler. Tarih buna delil.

Bosna'da savaştan önce iyi geçinen Sırp ve Müslüman komşular, 1 gün sonra karşı tarafta yer almışlardır. Sırplar, dünkü dost!komşusunu öldürmeye, zulmetmeye başlamıştır.

Demek istediğim şudur: Hakimiyet bizde olursa zulüm olmaz. Bizim dinimiz gereği zulmetmeye, gücümüzü haksızca kullanmaya hakkımız yoktur. Ve dinimiz barışı emretmiştir. Ama hakimiyet bizde değilse, etki ve güç karşı tarafta ise biraz durmak lazım. Dikkat etmek lazım. İşte bu yüzden müslümanın Ferasetli olması çok önemli. Çünkü ilk fırsatta dişini gösterecektir.

Siyasi manada; mesela, Kanuni'nin ilk Kapütülasyonu verirken ki amacı gibi olursa ayrı. Ama yine güç bizde iken işe yarıyor. Güç değişince, aleyhe dönüyor.
...

Bugün Ermenirlerden Özür dileyenler kınanır ve yuhlanır. Yarın, sadece kınanır. Sonra "alıştık artık, yine bunlar" denir. Sonra ses çıkarılmaz. Sonra bakmışız sanki gerçekmiş gibi Meclisimiz "Ermeni Soykırımı var, kabul ediyoruz" demiş. Kazın ayağı siyasette böyle gidiyor. Milletin diline Kıbrıs için "Verelim Gitsin, ne besleyip duruyoruz" lafını sokmaya çalışmadılar mı? Ya da Güney Doğumuz için aynını denemediler mi? İşte bunun için dikkat etmek lazım. Radikal tepki değil, bilinçli tepki vermek lazım. Bu da amacı bilmekten geçiyor. Yoksa, sadece küfrederiz ve yine onların belirlediği gündemde kendimizi kaybederiz. Mesela; İsrail'in bugünlerdeki zulmüne tüm Dünya tepki verirken, PATANİ'de yıllardır yaşanan zulme ve Filistinden daha beter halde iken aynı tepki verilmiyor. Belki yerini bile bilmiyoruz. İşte, bu gündemi bile onlar belirliyor/etkiliyor.
...

Metin abi sağol. Atalarımızın yaşadığı soykırımı unutmamak lazım.
Ermeni komitelerinin Rusya'dan geldiğinİ ve Rus destekli olduğunuda ekleyerek.

selametle..


Iste Mehmedim biz kinayana bir tek kelime dedikmi hemen adimiz belli;Fasist,irkci kafatasci.Ama tarih yazacak bunlari bu dünyada kendi milletine yapilan bu ihanetide yazacak ayni;JönTürklerin ihaneti gibi,biz asla unutmayacagiz buna Hiristiyanlarla kucak kucaga olanlarin karsi cikmasi imza vermesi efendilerine olan saygidandir,Bizim karsi cikmamiz Devlete yapilan ihanetedir...Sagol MEHMEDIM...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ne İçin Özür


Erzurum’da ermeni ve rus işgalini yaşıyorduk. Soğuk bir kış gecesi idi. Kapımız gürültü ile kırıldı. İçeriye elleri silahlı, komitacı giysili birkaç ermeni girdi. Babamla beni yaka paça dışarı çıkardılar. Engel olmak isteyen annemi dipçikle yere yıktılar. Küçük kız kardeşim, bir köşede korkudan büyümüş gözleri ile bize bakıyordu. Ben 10-11 yaşlarında bir çocuktum. Babam 60 yaşını çoktan aşmış, ak sakallı bir ihtiyardı. Diğer evlerden topladıkları mahalleliyi sıraya sokmuş götürüyorlardı. Bizi de sıraya soktular. Biraz sonra genç bir rus askeri yanımıza sokuldu. “Baba sen yaşlısın, çocuğunu al git” dedi.
Eve geldik, kapıyı kapatmaya çalışıyorduk ki, kapı ardına kadar yeniden itilerek açıldı. Önceki ermeni askerlerinden biri gelmişti. Dipçikleyip küfür ederek bizi tekrar alıp götürdü, sıraya koydu. Biraz yürümüştük ki, aynı genç rus askeri bizi gördü. Bizi sıradan çıkardı, eliyle gitmemizi işaret etti. Koşarak eve geldik. Duvarda, yataklarımızı koyduğumuz tahta bir dolap vardı. Babam tahta dolabın içine girdi, üzerine yorganları örttüler. Annem, beni “tandır” ın içine soktu.
Tandır, Erzurum evlerinde bulunan, fırın benzeri bir yerdir. Tandırın üzerini örttü. Tandır henüz tam olarak soğumamıştı, ellerim ayaklarım yandı ama hiç ses çıkarmadım. Biraz sonra şiddetli gürültüler duydum. Evin kapısı tamamen kırılmıştı. Etrafı dağıtıp kırıyorlardı. Bizi arıyorlardı. O sırada dışarıdan bağırtılar geldi, çıkıp gittiler. Saatler sonra tandırdan çıktım, anam yanıklarımı sardı.

Ertesi sabah, gün ağarırken dışarı çıktık. Her evden arta kalan yaşlı kadın, erkek, çocuk, soğuktan titreyerek ve birbirimize sığınarak yürüdük. İlerideki mahalle camisi yarı yanmış vaziyette idi, bir kaç yerinden hala dumanlar çıkmakta idi. Gece götürülen komşularımızı içeride yanmış ve kurşunlanmış olarak bulduk.“
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Özür dilemeye devam edin !..





33333.jpg

Resmi büyük görmek için tıklayın

İngiltere Başbakanı Lord Curzon Avam Kamarası’nda 1920 Mart’ında konuşurken Ermeniler hakkında şunları söylüyordu:

“Bana öyle geliyor ki, siz Ermenileri 8 yaşında pek temiz ve masum bir kız gibi zannediyorsunuz. Bunda çok yanılıyorsunuz. Zira Ermeniler, özellikle son vahşi davranışları ile ne kadar kan dökücü bir toplum olduklarını bizzat kendileri ispat eylemişlerdir.”

”İngiltere’nin Erzurum Konsolosu Bnb. R. E. Trotter 1879’da şunları söylüyordu:

“Ermenilerin bu kavgacı tutumları kendilerine büyük sıkıntı verebilir“
aynı yılda Trabzon Konsolos Yardımcısı Biliotti’de şunları söylüyordu:
“Bana bilgi aktaran Ermeni:”

“Savaş içinde Türklerin idaresinde iken bugünden daha mutlu idik, dedi.”

1880 yılında Valantine Baker Paşa ise şunları söylüyordu:
“Ermeniler gelecek için büyük emeller beslemektedirler.bu emelleri uygulanabilir olmadıktan sonra, kendileri için de tehlikelidir.”
1879 yılında İngiltere Büyükelçisi Sir H. Layard ise konuyla ilgili şöyle diyordu:

Ermenilerin azınlıktan oldukları unutulmamalıdır. Birçok yerdeki halkın çok küçük birer parçalarıdırlar. Bir Ermeni milleti yaratmak için aynı entrikalar bu sefer Anadolu’da çevriliyor.”

1897 yılında Amerikalı gazeteci Dr. George H. Hepworth Ermeniler için şunları yazıyordu:

“Öldürme olayları Ermeni çetelerinin yüzünden olmuştur. Eğer bunlar olmasalardı veya sessiz dursalardı asla öldürme hadisesi olmazdı. İnkâr edilmesi imkânsız olan gerçek budur. Bütün karışıklıkları kendileri çıkardılar. Fakat neticelerine Ermeni toplumu katlandı. Kendileri kaçtılar. Şayet İngiltere veya Rusya’nın sempatisi ve teşviki olmasaydı, bir şey yapamayacak kadar zayıf kalacaklardı.”(1)

“Roma İmparatoru Nereon’un sarayında en gözde yazarlarından Petron’un Ermeniler hakkındaki yazısında (Ermeniler de insandır. Fakat evlerinde dört ayak yürürler.) demektedir.”

Rus şairi Lermontof da Ermeniler için (Sen kölesin, sen korkaksın, sen Ermenisin) demişti.

“Ermeniler Bizanslılardan hayvanca muamele görüyorlardı. Hatta Kayseri metropoliti Mark bile, Ermenilere karşı hakaret edici tavırlar takınıyordu. Meselâ çok iri köpeğinin adını Armen(Ermeni) koymuştu. Ermeniler için “Köpek” lakâbı kullanıyordu. Gagik(Ermeni lideri) bir gün birkaç dostuyla bu Metropolit’i ziyarete giderek bu köpeği görmek istedi ve niçin buna Ermeni adını verdiğini sordu. Metropolit’te ona şu cevabı verdi:

(Bu çok güzel bir köpektir. Bunun için ona bu adı verdim.)

“Kral kendi milletine yapılan hakaretin intikamını almaya yemin etmişti. Adamlarına işaret, ederek Metropolit’le köpeğini bir çuvala koydurup kapattı. Bastonuyla köpeğe öyle bir vurdu ki, köpek can acısından Metropolit’i ısırdı. Metropolit’te öldü.”

“1781’de İstanbul’da büyük bir yangın çıktı. İki gün iki geceden fazla sürdü. Cibali’den, Aksaray, Koksa, Cerrahpaşa, Topkapı, Mevlevihane’ye kadar kül oldu. Vakit vakit çıkan bu yangınların Rusların idare ettiği Rum ve Ermeni gizli teşkilâtı tarafından yapıldığı ve geniş sahalarda köhne ahşap evlere kundak sokularak Türk mahallelerinin yok edilmesi ve Türklerin fakir düşmesi planı takip olunuyordu.”

“Hınçak faaliyetlerini Türkiye’de idare eden merkez Merzifon’du. Burası Küçük Ermenistan İhtilâl Komitesi Merkezi adını taşıyordu. Komitenin reisi Merzifon Amerikan Koleji’nde öğretmendi. Çok zeki ve İngilizceyi Ermenice kadar süratli ve doğru olarak konuşan ve ihtilâlin önemli bir savunucusu olan bu Ermeni, kendilerinin Anadolu’ya giderek orayı zaptetmeleri için yol hazırlıkları ve bunun için çok kuvvetli ümitleri bulunduğunu şöyle anlatıyordu: (Bütün Osmanlı İmparatorluğu’nda teşkil edilmiş Hınçak çeteleri, Türkleri ve KÜRTLERİ öldürmek için fırsat gözetecekler, bunların köylerini yakacaklar, sonra dağlara çıkacaklardır. O zaman kudurmuş olan İslamlar ayaklanacak ve savunmasız Ermenilere hücum edecekler, Rusya da insaniyet ve medeniyet namına işe karışarak Anadolu’yu zaptedeceklerdir.) ”
0
“Aynı Ermeni sözüne devam ederek: (Bu proje belki size çok vahşiyane gelecek. Fakat biz Ermeniler serbest ve bağımsız olmaya azmetmiş bulunuyoruz. Her neye mal olursa olsun bu olacaktır. Avrupa nasıl ki Bulgar zulümlerini görerek onlara serbestlik verdi ise, bize de aynı şeyi verecektir.) ”

“Doğu vilayetleri meselesinden biraz evvel Hınçak Komitesi’nin Paris’teki Umumi merkezi Reisi, Sabah Köleyan Kayseri’ye gelerek bir hafta kalmış, ihtilâl muhitini hazırlamış, Komite’ye 3 yaşındaki çocukların bile kabulünü tavsiye etmişti.”(2)

Kazım Karabekir’in Ermenilerin Rus uşaklığı ve Ruslar tarafından nasıl kullanıldıklarına dair şu tespiti her şeyi gözler önüne sermektedir:

“Genel Savaş’ta Rus Ordusu’ndaki düzenli Ermeni askeri toplamı 180.000 kişi idi. Bunun 150.000’i Kafkasya’da karşımızda harbetti. Filistin’de bile 4.00 gönüllü Ermeni vardı. Bunun yarısından fazlası Amerika’dan gönüllü gelmişti.”

Kazım Karabekir’in Emenilerin Rus uşaklığı ve Ruslar tarafından nasıl kullanıldıklarına dair şu tespiti her şeyi gözler önüne sermektedir:

“Geçen gün 6 yaşındaki bir ermeni çocuğuna bir hanım vasıtasıyla sordurdum:”

“Büyüyünce ne olacaksın? ”
“Cevap: İngiliz askeri olacağım da Türkleri doğrayacağım. İngilizler bizim dedemizdir.”(3)

Bu arada Ermenilerin hepsi birdir veya bir değildir iddialarına güzel bir örnek de memleketimden vermek istiyorum:

Şu anda Gaziantep’e bağlı bir belde olan Cevizli(Eski ismi Lohan) ’de bir tek bir Ermeniden bahsedilir. Piri fani, kimsesiz ve evlenmemiş bir Ermeni. Beldede halk, köşker(ayakakkabıcı) likle iştigal eden bu Ermeniyi o kadar çok sever ve kendisine o kadar çok güvenirlermiş ki, askere giden evli gençler ailelerinden ziyade bu Ermeniye, (Eşim ve çocuklarım önce Allah’a sonra sana emanet) derlermiş. Devir değişip de Fransız işgali başladığında bu zat Fransız Ordusu’nun önüne düşerek, civar köylerden Çetelere(Milis direniş güçleri)
Yardım eden varlıklı insanları tek tek ihbar ederek tevkiflerini sağlamış ve Fransızlar bölgeden çekilirken onlarla birlikte gitmiştir. Kim ne derse desin, ben hiçbir Ermeniyi sevmiyorum ve hiçbirine güvenmem de.

Yine Ermenilerin katliamlarına dönersek:

“Baslı karyesinden Molla Mehmet’i Türklerle haberleşmede bulunuyormuş iftirasıyla kale arkasına götürülerek sağ sağ kafasının derisi yüzülmüş ve yan taraflarında ellerlini kesip cep yaparak gayet feci ve işkenceli bir surette öldürülmüştür.”(4)

“(Kurtarılan Erzincan’da) İşin acıklı yönü, Ermenilerin Türk halkına uyguladıkları katliamdan oluşan durumdu: 20.00 Türkü bağrında taşıyan Erzincan şehrinde, bir avuç insan kalmıştı. Eğer, Askeri Daire’nin içinde ve yanı başındaki Müşirlik Konağı’nda yakılmak üzere hapsedilen insanları kurtarmak nasip olmasaydı, belki de şehirde tek bir kimse görmeyecektik! Bütün (bahçelerdeki) kuyular, şehid edilmiş insan cesetleriyle doluydu. Bir çok yerlerde de, binalar içinde yakılmışlardı.”

“Askeri Daireyi’de, havaya atmak(uçurmak) için tertibat alınmıştı. Büyük bir sepet içine doldurulmuş olan bombaları, Büyük Salon’un yanındaki ufak oda da, hazırlanmış bulduk.”(5)

“Ilıca, muntazam, büyükçe bir köy, Erzurum ovası buradan başlıyor. Ermeniler en fazla burada mezalim yapmışlar. Çoluk çocuk, kadın erkek, köyde ikâmet edenlerden birçoğunu öldürmüşler. Köyde bir tek nüfus kalmamış.”

“Erzurum Mamahatun’dan yalnız bir ev halkı dağlara kaçıp kurtulabilmiştir… Her taraf Müslüman ölüleri ile doludur. Yalnız Mamahatun’da Ermenilerin öldürdükleri çoluk çocuğun miktarı 700’e baliğdir. Cesetlerin bazılarını bina içinde, bazılarını hendek kenarında, kolları bağlı olarak bağlamışlardır. Birçoklarının başları balta ile kesilmiştir.”

“Karargâhını Erzurum’un 28 kilometre batısında bir köyde(Alaca Köyü) kuran bir kumandanımızın bu köyde şahidi olduğu Ermeni mezalimine dair verdiği raporundan özettir: (Ermeniler bu köyde ele geçirdikleri 278 İslamı evlerine kapatarak, cümlesini öldürmüşlerdir. Ayrıca 42 İslam hanelerinde pek ağır yaralı bulunmuştur. Öldürülenler arasında, ırzlarına tecavüz edildikten sonra öldürülerek, ciğerleri duvarlara asılmış genç kızlar, karınları deşilmiş hamile kadınlar, beyinleri akıtılmış ve vücutları benzin dökülerek, ihrak edilmiş çocuk ve erkekler bulunmuştur.) ”(6)

Bu yazıyı okuyanlara bir soru sormadan edemiyorum:

“SEN: Serhat şehrimiz Van’da, Ermenilere teslim olmamak için, namuslarına leke getirmemek için; 7 köyde bulunan kadın ve kızların kendilerini kuyulara attığı, Van gölü kıyısında bulunan bir kaya üzerinden teker teker intihar ettikleri ve şu anda ZEVE mevkiinde bir “”Şehitlik Anıtı ””nın yükseldiğini biliyor musunuz? ”(7)

“Doğudaki Rus Başkumandanı Gürcü asıllı Odişelidze Erzincan’da gördüğü vahşeti şöyle nakletmektedir:”

“… Here türlü savunmadan yoksun ve silahsız 800’den çok Türk, öldürülmüştür. Büyük çukurlar açılmış bu zavallı Türkler, bu çukurların başlarına götürülüp hayvan gibi boğazlanmış ve çukurlara doldurulmuş. Her hangi bir Ermeni sayarmış; yetmiş mi oldu? On kişi daha alır; kes! deyince; on kişi daha keserler ve çukura atıp,üzerlerine toprak örterlermiş. Bizzat müteahhit, eğlenmek için, 80 kişi kadar zavallıları bir eve doldurup, çıkarken birer birer kafalarını parçalamış.”

“Erzurum’da bir cami avlusunda katledilen Müslümanların cesetlerinin başıma Ermeni Birlikleri yanında telefon hizmetini gören kızlardan bir ikisini çağıran Rus Yarbay Griyaznof Ermeni marifetlerini görüp, öğünmelerini sitem yollu teklif etmiş ve götürmüş. Ermeni kızlarının o hali gördükleri zaman üzüleceklerine tersine, sevinçle gülmeye başlamaları, nefretle karışık hayretlerini mucip olmuş; ve pek çok üzülen Griyaznof, bunları azarlamaya ve tekdire başlamış; ve (Ermenilerin, hatta kadın bile olsalar, en alçak ve vahşi bir millet olduklarını ve savaşmış, nice kıyıcılıklar görmüş bir subayın bile tüylerini ürperten bu vahşilik levhası karşısında; öğretim, eğitim ve mektep görmüş genç kızların sevinçle gülmeleri, buna delildir.) deyince; birazcık sıkılmak gerektiğini duyan kızlar, (Sinirlerinin gevşemesinden güldüklerini) ileri sürmüşseler de, kan içici fikirlerini tevil edememişlerdir.”

“Alaca Menzil Kumandanlığı müteahhidi olan bir Ermeni, 12 Mart’ta Alaca’da yapılan vahşet üzerine şunu anlattı: (Ermeniler, bir kadın canlı olduğu halde, duvara çivilemişler; sonra kalbini oyup, başının üstüne asmışlar!) ”

“Savaş hareketleri Osmanlıların Hıca’ya doğru geldiklerini gösterince, Erzurum şehrinde Ermeniler tarafından Türk ahalisinin yakalanmasına tekrar başlandı. Bilhassa 10-11 Mart 1918 gecesi Ermeniler, Rus subaylarını aldatarak, kırgın yapıp Türk askerlerinin korkusundan kaçtılar. Kırgın, tesadüfü değil, tertipli olup; önce tutuklananlarla birlikte hepsi iyice yakalanıp, sonra birer birer öldürülmüşlerdir ki, o gece öldürülenlerin sayısının 3.000’e ulaştığı, yine Ermeniler tarafından övünülerek söylenmişti.”

“Sarıkamış’ta (Rusların Anadolu Cephesi’nden yakalamalarından sonra yol yapımında) çalıştırılmakta olan 1.800 Türk esiri(askerimiz) in arka arkaya öldürüldüğü anlaşılıyor.”

“29. 4.1918’de Gümrü’den 500 araba ile Ahılkelek’e götürülmekte olan 3.000 kadar kadın, ihtiyar, çocuk ver erkek öldürülerek yok edildiler.”

“1.5.1918’de yüz kadar Ermeni atlısı, Şiştepe ile Düzkent ve çevresinde 60 çocuk,kadın ve erkeği kırıyorlar. 25.4.1918 günü de, Kars’ın doğusundaki Subatan köyünde, irili ufaklı 750 İslam nüfusunu balta ve bıçakla öldürüp, ateşte yakarak şehid ediyorlar. Magasbert ve Alaca köylerinden yüzden fazla kadın ve çocuk, aynı acıklı biçimde öldürülüyorlar. Tekneli, Hacıhalil, Kalo köyü, Külveren, Yılanlı, Kineği köylerinin halkı, büsbütün yok ediliyorlar.”

1.5.1918’de, Ahılkelek çevresindeki köylerden Acaraça, Dangal, Mulanıs, Murcahet, Padıgna, Havur ve Kumrus köyleri yakılarak, ahalisi kırılarak yok ediliyor. Arpaçayı üzerindeki Köhne-Ergine kuzeyindeki Bugultulu ile, Erivan kuzey doğusundaki Şamran ve çevresindeki köylerin halkı, Ermeniler tarafından kırılarak, köyleri yakılıp yıkılıyor.”

“Kars’taki esirlerden bir takımı Kars’ta ve bir takımı da Gümrü’de süngülenerek, pek acıklı biçimde şehid ediliyorlar.”

“Rusların bıraktığı Gediksatılmış ve Başgedikler’deki 4.000 mevcutlu Türk askeri esirimizi, Erzurum’dan kaçan Ermeniler, Gümrü ile Karakilise’ye götürerek, yok ettiler. Sarıkamış’tan gelen 400 erlik bir Ermeni kuvveti: Yenigazi’den 35, Karahamza’dan 250 çoluk çocuğumuzu kırdı. Katranlı köyüne toplaşan Türkmen köylülerinden 1.400’ünü, çoluk çocuğa tecavüz ederek, yakmışlardır. Cavlak’tan 38 ve Alisofu, Akpınar ve Karaçayır köylerini de toptan sürüp Dölbentli’de samanlıklara doldurup yakarak, şehid etmişlerdir. Berne köyüne götürülen Taht-düzü köylülerinden 1.500 çoluk çocuğu da, makineli tüfekle kırıp, ot ve samanla yakmışlar. Iğdır köyünden 50, Tozluca’dan 242, Oluklu’dan 200, Çilehane’den 300, Hacıhalil’den 800 kişiyi şehid etmişlerdir.”

“Türk Silahlı Kuvvetleri Karsak köyüne geldiği sırada, bütün Ermeniler, kaçışmaya başladılar. Kaçarken de, akşam saat beşte, tutsak Müslümanları hançer ve tüfekle öldürdükten sonra, onların kaldıkları evlerin damlarını üzerlerine yıkarak, cesetlerini de, üzerlerine kireç dökerek çukurlara attıktan sonra, üstlerine gazyağı dökerek yaktılar.”

“Sürmeli çevresinde Ermeniler, 38 köyü ateşe verdiler; 3.500’den çok insan, buralarda can verdi; 40.000’den çok kişi de evsiz barksız kaldı.”

“… Kars çevresindeki 70 köy, Kağızman civarındaki 50 köy ve aynı zamanda (30 köylü) bütün Göle, Ermeniler tarafından tahrip edildi; ölüler ile yaralıların sayısı on binleri buluyor; 15.00’den çok insan evsiz kaldı…”

“… Karargâhımızın bulunduğu Alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir hale idi: Bütün çocuklar süngülenmiş; yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup yakılmış; gençler baltalarla parçalanmıştı; çivilere asılmış ciğer ve kalpler görülüyordu…”

“Erzurum’da öyle acıklı manzaralar gördük ki, insanı insanlıktan iğrendiriyordu: Halk, gözyaşları ile şuraya-buraya koşup kimi oğlunu, kimi babasını, kimi karısını süngülenmiş veya yakılmış buluyor, saçlarını yoluyordu. Bir çok sokaklarda hiç hayat görünmüyordu:
“Yerlerde çocuk, kadın, yaşlı kanlar içinde yatıyordu. Yalnız son gece (11-12 Mart 1918) 3.000 Müslüman kestiklerini, iyice öğrenerek Ermeniler, Ruslara da anlatmışlar; bunu, Yarbay Twerdo Khlebof Rapor’unda yayınlamıştır. Demirboyu İstasyonu’nda, sanki bir mezarlık ölülerini dışarıya fırlatmıştı. Cenazeler arasından geçerek, bu kıyıcılıkları gördük. Hele, içerisinde insanları doldurup birlikte yaktıkları karşılıklı binalar, insanı titretiyordu.”

“13 Mart’ta Süvarimiz Hasankale’yi işgal etti. Orada sayısız kıyımlar yapılmış; hele yol boyundaki köylerde, birazcık şenlik ve hayat bile bırakılmamış. 16 Mart’ta süvari Alayı Horasan’ı işgal etti. Bura da, İstasyon’a doldurulup yakılmış birçok köylü ile tutsak askerlerimiz haber verildi…”

“2 Ocak 1920 günü başlayarak Kars-Gümrü demiryolu üzerindeki Şahnalar köyüne hücum edilerek, zırhlı vagonlardan top ateşleri yapılmış ve yalnız bu köyde, 500’den çok erkek, kadın ve çocuk pek acıklı biçimde şehid edilmiş olup, kaçabilen 200 kadar İslam da, kar tipileri altında boğularak, Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.”

“Yine bu sıralarda, Kars Sancağına bağlı Digor bucağından 38 köyü, Ermeniler bozup yakmış ve bu köylerden erkek, kadın ve çocuk olmak üzere, 14.620 İslamı kırıp yok ederek, bütün mallarını yağmalamışlardır.”

“30 köyden bir çoğunu büsbütün ve bir takımını da kısmen yıkmış; ve pek çok mal, eşya ve parayı soyup alarak, ahalisinden de 1970 kişiyi kırıp yok etmişlerdir. Yalnız Katranlı’da, ayrı ayrı üç büyük yapı içinde 800 İslamı yakmışlardır.”

“Ermeniler, Lavustan, Toptaş ve Kelpikör köyleri ahalisinden 800 İslamı evlere doldurarak yakmak suretiyle, ermeni vahşilik ve kan içiciliğine bir örnek daha katmışlardır.”

“1920 yılında Bardız bucağına bağlı 15 köyden 912 nüfus kısmen kurşunla, kısmen yakılarak öldürülmüş.. Yine bu köylerden birçok kız ve kadınlara, canavarca dokunarak ırzlarına geçmişler ve 29 genç kızı alarak birlikte götürmüşlerdir. Bu kırgın sırasında, önceleri kırıma uğrayan türlü köylerden Kürkçü ile Vartanut getirlip yerleştirilerek beslenen 125 öksüz kız ve erkek İslam çocuğu da, acıklı bir surette öldürülmüştür.”

“28 Şubat’ta Ermeniler yeniden Zarşat ilçesine taaruza geçerek, İslamlara pek büyük telefat ve perişanlık verdirmiş ve 28 köyü iyice bozup yıkarak, kadın ve çocuklar da içinde olduğu halde, 2.000 nüfusu kanlı bir şekilde öldürüp, yok etmişlerdir. Bu köylerin genç ve güzel bakirelerinden birçoklarını 13 kızağa doldurarak Gümrü’yeve 6 kızak ile Kars’a götürüp, ermeni canavarlarının evlerine dağıtmış; ve bu zavallıların, ölümden daha pek çok korkunç olmak üzere, hayvanlık duygularını doyurmak için sürekli tutsaklık altına almışlardır…”

“Bir Ermeninin anlattığına göre, (Kasap-Paşa) diye anılan Marzmanof, Allahuekber Dağı yanında Ayıderesi denilen bir mağara içinde barınan göçmen İslamlardan 80 kişiyi, parçalayarak öldürtmüşlerdir.”

“Olur ilçesine bağlı 24 köyde, Ermeniler tarafından 1920 başlarından, 25 Mart 1920’ye kadar sürekli olarak saldırılara uğramış ve çoğu top ateşiyle hep veya kısmen bozulup yıkılmıştır. Bu köylerin ahalisinden 2.832 kişiden çok İslam Ermeniler tarafından kurşun ve balta ile kısmen de yakılarak kırılıp yok edilmiştir.”

19.6.1920’de Ermeniler, Zengibasar köylerini işgal ettikten sonra, yerli ahaliden bir takımını makinelitüfek ve tüfek kullanarak şehid etmişler ve 1.500 kadar çoluk çocuğu da, Aralık bucağına kaçarken arkalarından yetişerek suda boğmuşlardır. Bunlardan ancak pek azı, kurtulmuşlardır.”

“Azerbaycan ve başka yerlere gitmek üzere, Erivan’daki Azerbaycan Elçisi’nin verdiği pasaportu taşıyan Erivan yanlarından trenle Gence’ye giden 500 Müslüman, Gümrü yakınlarında vagonlardan indirilerek, hepsi öldürülmüştür.”

“Tiflis’e gelen Rum göçmenleri Kars ilindeki Müslümanların durumunu şöyle anlatıyorlar: (Türk Ordusu karşısında geri çekilen ermeni askeri birlikleri ve silahlı ermeni kaçkınları, yol uğraklarındaki Müslüman köylerini yeryüzünden silerek her nesneyi ateşten ve kılıçtan geçiriyor ve düşünülmesi bile imkansız bir vahşete ve yıkıma uğratıyorlar. Galip Ermeni Ordusu(!) , savaş ganimetleri, yani süngü ucuna takılmış sütemer çocuklarla, geçtikleri yollar üzerinde Müslüman kadınlarını çırılçıplak soyunduruyorlar…) ”

“Ermeniler, 12 Mart 1918’de ordumuzun Erzurum’a girişinden sonra, daha kanlı çok alçakça usullerle Türkleri katliama giriştiler. Yalnız, Sarıkamış-Arpaçayı arasında bulunan 52 Türk köyünde silahsız erkekleri ve çoluk çocuğu cami, merek, aşhane, kom ve ahır gibi büyük yapılarla evlere doldurup, bir yandan gazyağı ve benzinle ateşe vererek, bir yandan da kapı ve pencerelerden fırlayanları balta, kılıç, süngü ve benzeri kesici nesnelerle, yaylım ateşlerle pek vahşice kırdılar.”(8)

1- Ermenilerin Yeşilyayla’daki Türk Soykırımı (Prof. Dr. Enver Konukçu)
2- Ermeni Dosyası (Kazım Karabekir)
3- İstiklâl Harbimizin Esasları (Kazım Karabekir)
4- Kürt Meselesi (Kazım Karabekir)
5- Kazım Karabekir (Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu)
6- İstiklâl Harbimiz (Kazım Karabekir)
7- Sen Kimsin (İlhan Yardımcı)
8- Kars İli Ve Çevresinde Ermeni mezalimi (Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu)




 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Özür dileyin, devam...


Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı...Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı

:-Akçik, manç?..
(Kızmı, oğlan mı?)

-Akçik...
(Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan b! ürülügözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.

-Tun şahetsar,ınger...
(Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana...
(Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge gişdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları! atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır.

Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu.

Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi.

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.

26 Şubat! gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı.

Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.

Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık?

Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.

56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:

'Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz' Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katlia! mı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.
 
Son düzenleme:

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Yani; Bekir kardeşimin tarihi verilere dayanarak verdiği bu vahşetlik dolu satırları okuyalım ve ondan sonra "neden ?" diye soralım. Neden ? diye soranlara tek bir soru ile cevap vermek isterim: "Yukarıda maruz kalınan vahşetin 100/1 oranını, hatta daha azını, hatta; bırakın çocuğunuzun yada eşinizin kafasının koparılmasını, sadece başındaki saçları kör bir makas ile tarş etmeye kalksalar ne kadar müsaade edersiniz ?"
 
Üst Alt