Yazılan yazılara özellikle “hanifiz” diyerek itiraz eden, Resulullah (s.a.v.) efendimizinhadislerini ve sünnetini güzel söz!!!Ve güzel davranışlar adı altında kabul eden kardeşlerimize gerçek bir hanif olan Hz.Halil İbrahim (a.s.) güzel sözleri ve hallerinden tesbitler ile örneklemeler:
“Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık” (Enbiya : 51) Bu ayet, Hz.İbrahim Aleyhisselam’ın daha peygamberlik görevi ile müşerref olmadan önceki halini anlatıyor bize. Demek ki, bu ayetten şunu anlıyoruz ki; Allah (cc) göndereceği ve görevlendireceği peygamberlerini, daha öncesinden terbiye altına alıp yetiştiriyor. Muhteviyatı ve keyfiyeti kendine ait bu özel hal, gerek zahiri ve gerekse manevi bir irşad (öğretme,aydınlatma,bilgilendirme vs…) ile tamamlanıyor. Aynı Peygamberlerin efendisi Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimizde de olduğu gibi. Yani “O” (s.a.v.) daha öncede bir din üzere idi. Ümmi idi, yetimdi, öksüzdü, ama asla dinsiz değildi! Hıra’da geçirdiği uzlet zamanları zaten bunun en güzel örneğidir. Aynı atası İbrahim’in (Allahu Alem 17 yıl) mağarada kaldığı gibi. Hani doğar doğmaz annesi de O’nu (a.s.) mağaraya bırakmış ve her gün emzirmek için dağa çıkıp inmişti. Ta ki rüşd oluncaya kadar.
“Ey kavmim ! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” (En’am : 78) [Kavmine yaptığı davetten alınan bir bölüm ve Kur’an (bu güzel sözü!!!) Hz.İbrahim (a.s.) ‘dan yüzyıllar sonra bu hadisi alıp aynen yayınlıyor. Ve bu güzel söz! Bizler için ayet hükmüne giriyor. Yani senedi çok ciddi ve güvenilir.]
bir bayram günü Hz.İbrahim (a.s.) puthaneye girip, bir balta ile bütün küçük putları kırdı. Baltayı da, en büyük putun boynuna aşdı ve oradan uzaklaştı. Keldâniler puthâneye girince bütün putların kırıldığını gördüler ve bunu yapanı yakalayarak cezalandırmak istediler. Hz. İbrahim'i (a.s.) getirip, bu işi sen mi yaptın dediler. Hz.İbrahim (a.s.) “Kendisi dururken, küçük putlara tapınılması istemediği için, boynunda asılı olan büyük put yapmıştır. İnanmazsanız kendisine sorunuz” buyurdu. Onlar “Putlar konuşamaz ki, sen onlara sor diyorsun” dediler. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam “O halde konuşamayan ve kendilerini kırılmaktan kurtaramayan putlara neden ibadet edersiniz ? Size ve tapdığınız putlara yazıklar olsun” dedi. Bu güzel sözü!! Rabbül Alemin (cc) beğendiği için bize bakın nasıl ulaştırdı : ”Ey Muhammed! Heva ve hevesini ilah edinen Allah'ın bir bilgiye dayalı olarak şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hala anlamıyor musunuz?”(Casiye :23)
“Ben beni yaratan Allahü Teâla'dan ziyade secde etmem” Kavmini Allah’ın (cc) emrine davet ederken kendi kavmine söylüyor.
“Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah'dır” senin rabbin kim oluyor ki; bende senin rabbin gibi hayat veririm, can alırım diyen firavun’a söylüyor!
“Benim Rabbim güneşi doğudan getirir, doğurtur. Eğer gücün yetiyorsa sen de batı'dan doğdur” (Bakara : 258) Bu güzel sözü de! firavunun yüzüne yüzyıllar önce söylüyor. Bu söz de yine bize ayet olarak geri dönüyor.
“Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek” (Saffat : 99) Hz.İbrahim’in (a.s.) kavminden ayrılırken onlara söylediği güzel söz! Daha sonra çok çok sonra hatta yüzyılar sonra Rabbül Alemin (cc) bize bunu saffat suresinin 99. ayeti olarak sahih bir sened ile veriyor!
“Ey Rabbimiz, ancak sana tevekkül ettik ve (taatle) sana yöneldik ve ahirette de dönüşümüz ancak sanadır” (Mümtehine : 4) Hz.İbrahim’in Rabbi Teala’ya (cc) yaptığı münacat. Tabi çok güzel bir söz! Bu peygamber sözü sahih bir sened ile Kur’an’ı Kerim gibi mükemmel bir kitaba ayet oluyor. Ravi’si kim ? Elbette; ALLAH! (cc).
“Rabbim ! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver” (Saffat : 100) İşte! Mükemmellerin en mükemmelinin (s.a.v) kendi sülbünden istenme halinde söylenilen en güzel söz! Allah (cc) dahi bu sözü beğenmiş ve hem kabul edip kendi sülbünden Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) gönderdi, hem de bu sözü bize O’nun (s.a.v.) dili ile Kur’an da duyurdu.
“İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde ..., tavaf için Kâbe'ye gelsinler” (Hac : 27) emriyle, yüzünü Yemen tarafına çevirip: " Ey insanlar ! Allahü Teâlâ bir ev bina ettirdi ve bu evi ziyaret etmenizi emreyledi. Geliniz, Kâbe'yi ziyaret ediniz " diye seslendi. Allahü Teâlâ da (cc) bu güzel sözü! o kadar çok beğendi ki; sesini bütün dünyaya duyurdu. İnsanlar bu sesi duyunca: « Lebbeyk Allahümme Lebbeyk " diye cevap verdiler.
“Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: Rabbim ! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut. Çünkü onlar (putlar) insanların birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Simdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin . Ey Rabbimiz! Ey sâhibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini olara meyledici kil ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler. Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen bizim gizleyeceğimizi de açıklayacağımızı da bilirsin. Çünkü ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. İhtiyar halimde bana İsmail'i ve İshak'i lütfeden Allah'a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duayı işitendir. Ey Rabbim! Beni soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! duamı kabul et! Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla !” (İbrahim : 35 – 41)
“Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü(yerde)sabit,dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. (O ağaç) Rabbinin izniyle her zaman meyve verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller verir.”(İbrahim : 24 – 25)
Demek ki; Peygamberlerini gönderen Allah (cc) O’nları kendi nefslerinden konuşturmadığı gibi, birde söylediklerini Yüce Kitabı Kur’an-ı Kerim’de dahi anarak bizlere ne kadar önemli olduğu konusunda örnekler veriyor. Hazreti Muhammed peygamber’dir ve söyledikleri de güzel sözdür diyen ve hanif olduklarını söyleyen arkadaşlar! Bakın bu ayet en direk size hitap ediyor: “Ey iman (ettik diyen) edenler! İman edin!”
Unutmayın;
Sözlerin en güzeli Allah’a aittir. Peygamberler de Allah’a (cc) aittir.