Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Neye Niyet Neye Kısmet!

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
NEYE NİYET , NEYE KISMET !

“Rabbim benden nasıl bir kul olmamı istiyor ?” sorusuna cevap bulmak için , Kur'an’ın anlamını okuyordum ki ; “Hadisler olmadan Kur’an anlaşılmaz” dediler . Yalnızca Kur’an’a bakarak yaşamaya kalkarsam sapıtırmışım ; karanlıklardan aydınlığa çıkaran ve dosdoğru yola ileten âyetlerle ...

Hadisleri okuyordum , “Hadislerin nesh edileni var , zayıfı var , uydurması var ; bunların kullanılış yerlerini öğrenmen için sen en iyisi bir mezheb imamına tâbi ol” dediler .

Her ne kadar , hadis imamı Buhari ; mezheb imamı Ebu Hanife’yi rivâyetçi olarak güvenilir kabul etmese de “İmam-ı Azam'ın 5 eseri “adlı kitabını okuyordum . Çünkü o , çağının zalim melikinin kadılık görev teklifini , zulme bulaşma endişesinden dolayı reddetmiş ve bu yüzden zindanda şehid edilmişti . Ebu Hanife’nin talebelerinden biri ise kadılık görevini kabul ediyordu . Nasreddin Hoca fıkrası gibi , o da haklıydı .

“Sen o yüce şahsın kitabını anlayamazsın , Aliyyul Kâri’nin yaptığı şerhini oku” diyerek bir başka boyuta geçmeye iknâ ediyorlardı bu defa .

Mezheb imamı Şafii , Kur’an âyetlerinin hadisle nasıl iptal edileceğini öğretirken ; diğer bir mezheb imamı Ahmed bin Hanbel de , Kur’an’ın sünnete değil , sünnetin Kur’an’a hâkim olduğundan bahsediyordu . Allah’ın sözlerini kim iptal edebilirdi ki ? “Nâsih mensuh âyetler” diyerek bu ilmî kılıflı zulmü yapanlar , Kur’an’ı terk edilmiş bırakanlardan olmuyor muydu acaba ?

Aliyyul Kâri şerhini okuyordum , “sen bir ilm-i hâl oku” , dediler . İlm-i hâl okuyordum ki , kafam iyice karıştı . Guslün farzlarında bile 4 mezheb anlaşamamıştı . ( 3 /5 /2 / 1 )

Afalladığımı görenler bu defa , “en doğrusu bunu bir hocaefendi eşliğinde oku” dediler . Bir de baktım ki , hocaefendilere tâbi olmuşum . “Ey Rabbimiz ! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar , derler .” ( AHZAB 67 ) âyetini hatırladım birden .

Fırkalaşmamız yetmemiş gibi herkesin farklı bir hocaefendisi ; her hocaefendinin de bir açıklayıcı (!) kitabı vardı ... Herkes , kendi yanında bulunan kitaplarla iftihar ediyor , onu öne çıkarıyordu ...

Her geçen gün , Kur’an ile arama duvarlar örüldüğünü fark ettim ki , Elçi’nin şikâyetçi olduğu “Kur’an’ı terk etme”nin bir başka yöntemiydi bu .

Bizi dosdoğru yola iletecek olan , kendisinde hiç şüphe olmayan , zayıf /uydurma /çelişki barındırmayan , Rabbimiz tarafından korunmuş , delil olduğu sabit olan ve anlaşılsın diye kolaylaştırılmış , sahihliği Rabbimizden kanıtlı olan Allah’ın Kitabına sıra gelmeyecek miydi bir türlü ?

Yoksa bu Kitap , herkesi değil de , sadece dinî makamları işgal edenleri mi muhatap alıyordu ? Sâhi , bu makamları verenler yine insanlar değil miydi ? Onların dosdoğru yol üzere olduklarına Rabbimizden bir delil ve şahitlik mi vardı ?

Halbuki onların konumu ; Allah’ın dininin yardımcıları olma yolunda birbirimize destek olacağımız , yaşarken olduğu gibi , ölürken bile birlikte olmak için dua ettiğimiz mü’minlerin konumu olmalıydı .

Allah’ın bizi serbest bıraktığı konuları ; birilerinin din adına hükme bağlamasının ve haram , mekruh , helâl isimlerini vererek dini genişletmesinin adı İslâm olmuştu . Peki , İslâm (Allah’a teslim olmak) bu muydu ?

Halbuki “Bakara kıssası” bir ibretti bize : Rabbimiz , “bir sığır kesin” diyor , İsrailoğulları sığırın rengiyle , çift sürmüş olup olmayışıyla ilgili sorular sorarak meseleyi kendilerince içinden çıkılmaz bir hâle sokmaya çalışıyorlardı ya .

Allah'ın , “tek ve hâlis , katışıksız din” dediği din bu muydu ? “Din yalnız Allah’ın” mı oluyordu bu şekilde ?

Hâşâ , Rabbimiz bize anlaşılmayan bir Kitap mı göndermişti ? Anlaşılmayan bir öğüt vermekten Rabbimizi tenzih etmeli değil miydik ?

Sanki Kur’an , sadece Elçi’yi muhatap almış ve Elçi de bizim anlayamayacağımızı düşünerek hadislere dönüştürmüş , sanki “sakın Kitab’la bağlantı kurmayın , sadece tilâvet edin , hadislerim ne güne duruyor ?” demişti .

“Trafo olmazsa , yüksek gerilim adamı çarpar”mış . O zaman , “Kur’an’a ne gerek vardı ? ” diye sorulmaz mı ? Namazlarda ve mezarlıklarda okunmasından başka bir fonksiyonu mu kalıyordu sanki ? Allah’ın bize tenezzül buyurup indirdiği kelâma uymanın yolu bu kadar zor ve dolambaçlı mıydı ?

Kur’an’ı hayatımızdan çıkarmak isteyenler , bir de “Kur’an anayasadır” demezler mi ? Şeytanın sağdan yanaşmasının bir misâli de bu olsa gerek .

Kur’an’ın , tafsilatlı kılınmakla zâten yasanın kendisi olduğu gerçeğini , tahtları sarsılacak olanların haykırmasını beklemek saflık olur tabii ki .

Bunu öğrenmek için Kur’an’ın anlamına tekrar döndüm ve şöyle bir manzara ile karşılaştım :


Kur’an , tafsilatlı (detaylı) bir şekilde açıklanmış bir Kitaptı :

* Böylece suçluların yolu belli olsun diye âyetleri iyice açıklıyoruz . EN’ÂM 55
* Bak , anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz ! EN’ÂM 65
* İşte biz ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz . Öyle ki sana: "Sen ders almışsın" desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım . EN’ÂM 105
* Şimdi de Allah , size kitabı , içinde her şey inceden inceye açıklanmış olarak göndermişken Allah'tan başkasını mı hakem isteyeceğim ? EN’ÂM 114
* Bu (din), Rabbinin dosdoğru yoludur . Biz , öğüt alacak bir kavim için âyetleri ayrıntılı olarak açıkladık . EN’ÂM 126
* Sana bu kitabı ; her şey için bir açıklama , doğru yolu gösteren bir rehber , bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik . NAHL 89
* Andolsun ki , onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır . Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir . Fakat kendinden öncekileri tasdik eden , her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir. YUSUF 111

Kur’an , apaçık bir Kitaptı :
* Elif . Lâm . Râ . Bunlar , apaçık Kitab'ın âyetleridir . YUSUF 1
* İman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir Elçi göndermiştir . TALÂK 11

Kur’an , kolaylaştırılmış bir Kitaptı ; “ben öğüt alamıyorum” diyenin aklından şüphe etmesi gerekirdi :
* Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık . MERYEM 97
* Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık . Öğüt alan yok mu ? KAMER 22
* Biz Onu senin dilinle kolaylaştırdık ki , düşünüp öğüt alsınlar . DUHAN 58
* Bu , sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki , insanlar onun âyetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar . SÂD 29

Allah’a yaklaşmak , aracılarla değil , bizzat katışıksız olan Kitap ile olacaktır :
* Dikkat et , hâlis din yalnız Allah'ındır . O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler : Onlara , bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz , derler . Doğrusu Allah , ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir . Şüphesiz Allah , yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez . ZÜMER 3

Oğuz Bakar
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sayın chamdali

Oğuz Bakar adlı yazarın bu iddialarına katılıyor gibisin. Eğer burada iddia edilenler ile alakalı kaynakları da verirsen, hepimiz istifade ederiz. Aksi halde birbirine yapıştırılmış kısa alıntılar ile resim koymaya çalışmak, besmele çekemeyenin, cübbe giymesine benziyor.

Unutmamak lazımdır ki, bu tür yazıların umuma aktarılması sorumluluk gerektirir.

Selam ve sevgi ile
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
bekir kardeş sende bu fikre katılmıyor gibisin. bu tür fikirlere karşı çıkmak sorumluluk gerektirir sende bunu bilmeni isterim. bak o kadar gözün kapalı ki söylenilen sözleri iddia olarak değerlendiriyorsun. yanlışmı söylenilenler. kurana yaklaşmamız gerektiği söylenmiş yalan mı? kuranı okumak ve anlamaktan çok hadislere fıkıhlara bakar olmuşuz yalan mı? Allah(c.c.) ı fazla anacağımıza hocalarımızı anar olmuşuz yalanmı?

Selam islamcı

Benim ifade tarzımı bana çevirmiş ve ben, konuyu yazandan bir cevap alıp, "faydalanalım" derken, sen beni türlü ithamlarla eleştiriyorsun.

Bu da yetmiyor, bir de demagoji yapıp, su üstüne çıkmaya çabalıyorsun.

Ne yapmak ve ne söylemek istiyorsan açıkça, mertçe ve kabul edilebilir kavramlar, bilgiler ışığında söyle.

Bu konularda haddinden fazla demagoji yapıldı zaten...
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Sayın chamdali

Oğuz Bakar adlı yazarın bu iddialarına katılıyor gibisin. Eğer burada iddia edilenler ile alakalı kaynakları da verirsen, hepimiz istifade ederiz. Aksi halde birbirine yapıştırılmış kısa alıntılar ile resim koymaya çalışmak, besmele çekemeyenin, cübbe giymesine benziyor.

Unutmamak lazımdır ki, bu tür yazıların umuma aktarılması sorumluluk gerektirir.

Selam ve sevgi ile

Merhaba Bekir!

Evet alıntı yazıya katılıyorum. Arkadaşımız yaşanan hayatı çok güzel bir biçimde cümlelere dökmüş. Yazıda bahsi geçen ifadeler bu toplumda yaşayıp az buçuk dinle ilgisi olan hemen herkesin aşina olduğu şeyler.

Yazıyı ben hazırlamadığım için hangi cümlenin hangi kitaptan alındığını bilmiyorum. Ama özellikle sorduğun bir yer varsa araştırabilirim.

Selamlar!
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Allah(c.c.) senden razı olsun kardeş. sen ve senin gibi müslümanlardan hislerimin aynası oldun vesselam. Allah(c.c.) ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. selametle kal.

Merhaba İslamcı,

Yüce Allah' ın bizden razı olması en büyük dileğimizidir. Desteğiniz için teşekkür ederim.

Selamlar!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hadisleri okuyordum , “Hadislerin nesh edileni var , zayıfı var , uydurması var ; bunların kullanılış yerlerini öğrenmen için sen en iyisi bir mezheb imamına tâbi ol” dediler .


“Sen o yüce şahsın kitabını anlayamazsın , Aliyyul Kâri’nin yaptığı şerhini oku” diyerek bir başka boyuta geçmeye iknâ ediyorlardı bu defa .

Mezheb imamı Şafii , Kur’an âyetlerinin hadisle nasıl iptal edileceğini öğretirken ; diğer bir mezheb imamı Ahmed bin Hanbel de , Kur’an’ın sünnete değil , sünnetin Kur’an’a hâkim olduğundan bahsediyordu . Allah’ın sözlerini kim iptal edebilirdi ki ? “Nâsih mensuh âyetler” diyerek bu ilmî kılıflı zulmü yapanlar , Kur’an’ı terk edilmiş bırakanlardan olmuyor muydu acaba ?

Aliyyul Kâri şerhini okuyordum , “sen bir ilm-i hâl oku” , dediler . İlm-i hâl okuyordum ki , kafam iyice karıştı . Guslün farzlarında bile 4 mezheb anlaşamamıştı . ( 3 /5 /2 / 1 )

Afalladığımı görenler bu defa , “en doğrusu bunu bir hocaefendi eşliğinde oku” dediler . Bir de baktım ki , hocaefendilere tâbi olmuşum . “Ey Rabbimiz ! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar , derler .” ( AHZAB 67 ) âyetini hatırladım birden .

Allah’ın bizi serbest bıraktığı konuları ; birilerinin din adına hükme bağlamasının ve haram , mekruh , helâl isimlerini vererek dini genişletmesinin adı İslâm olmuştu . Peki , İslâm (Allah’a teslim olmak) bu muydu ?

Oğuz Bakar


Sayın chamdali

Evet, alıntılanmaya çalışılan yazıların kaynağı ve anlattığından bihaber olduğun anlaşıldı ama " düşmanımın düşmanı benim dostum" mantığı ile sarılmışsın onlara, pek hoşuna gitmiş, bir inceleseydin, belki bir yanlışı vardır.

Toplumun aşina olduğu her şey doğrumu dur!?...

Yani doğruluğu senin için bir şey ifade etmiyor. Senin kafana uygun kim ne söylerse doğrudur....

Çamur at izi kalsın... Ne ala...

Neyse, bu tarzınız, insanlar nezdinde sizin, ifadesel eman ve emanetizi simgeler, beni ilgilendirmez.

Siz inandığınız ve tasvib ettiğiniz yukarıda ki alıntının kaynak ve izahlarını bize yazarsanız, biz de bir bilgi sahibi olalım.

Selam ile
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Sayın chamdali

Evet, alıntılanmaya çalışılan yazıların kaynağı ve anlattığından bihaber olduğun anlaşıldı ama " düşmanımın düşmanı benim dostum" mantığı ile sarılmışsın onlara, pek hoşuna gitmiş, bir inceleseydin, belki bir yanlışı vardır.

Toplumun aşina olduğu her şey doğrumu dur!?...

Yani doğruluğu senin için bir şey ifade etmiyor. Senin kafana uygun kim ne söylerse doğrudur....

Çamur at izi kalsın... Ne ala...

Neyse, bu tarzınız, insanlar nezdinde sizin, ifadesel eman ve emanetizi simgeler, beni ilgilendirmez.

Siz inandığınız ve tasvib ettiğiniz yukarıda ki alıntının kaynak ve izahlarını bize yazarsanız, biz de bir bilgi sahibi olalım.

Selam ile

Merhaba Bekir,

Yazıdan haberdarım ve yazıda geçenlere katılıyorum. Yazıda geçen herşeyi ben de işittim. Birçoğunu da okudum. Ancak şu an hangi kitapta geçtiğini hatırlamıyorum. Siz katılmayabilirsiniz.

" düşmanımın düşmanı benim dostum"
mantığı ile hareket etmem / etmiyorum. Bunu nereden çıkardınız? İncelemediğimi kim söyledi size? Okurken yanımda mıydınız?

Toplumun aşina olduğu her şey doğrumu dur!?... demişsiniz?

Öyle bir şey söylemedim ben de zaten. Hatta tam tersi de diyebiliriz (Ama demiyorum.)

Yani doğruluğu senin için bir şey ifade etmiyor. Senin kafana uygun kim ne söylerse doğrudur....demişsiniz

Bunlar sizin cümleleriniz. Bana yamamamaya çalışıyorsunuz. Muhatabınızı siz konuşturmayın. Sorun söylesin. Doğrunun ölçüsü ne benim ne de senin kafandır.

Çamur at izi kalsın... Ne ala...demişsiniz

Ben çamurdan uzak durmaya çalışıyorum. Ama ortalık çamur dolu.

Neyse, bu tarzınız, insanlar nezdinde sizin, ifadesel eman ve emanetizi simgeler, beni ilgilendirmez.

Siz inandığınız ve tasvib ettiğiniz yukarıda ki alıntının kaynak ve izahlarını bize yazarsanız, biz de bir bilgi sahibi olalım.

Selam ile demişsiniz

Alıntının kaynağı Oğuz Bakar dır. Yazıdaki hangi şeyi soruyorsan sor. Ben de biliyorsam söylerim. Şahsıma sataşma.

Selamlar!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

Sayın chamdali

Tarzınız aynı.

Ortaya milyonlarca insanın inancına söven bir yazı koyup, sonra yazıdan haberdar olduğunuz söylüyor ve yazılanlara katıldığınızı söylüyorsunuz.

Cevap isteyince de, kaytarıp, "biliyorsam söylerim" diyorsunuz.

Ben sana çatmıyorum ama sen bu ifadeleri kullandığın takdirde sana çatan çok olur.

Ben sadece kaynak ve izah sordum sizden. Bu konuda kaynak ve izah verirseniz beklerim. Aksi takdirde polemik oluşturmaya devam etmemenizi tavsiye ederim.

Selam ile
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Yazıyı yazanın üslubu hiç hoşuma gitmedi. Sürekli olarak metod değiştirme.....! Hani bizde de derler ya " yuvarlanan taş yosun tutmaz " o misal , daldan dala konanlar bir yerde kalıcı olamazlar.İşin asıl garibi de , islam alimlerine yol alınmayacağını söyleyen şahsın önüne gelen kişinin fikrine uyup denemesi.Ne garip değil mi beyler ...!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
ben ortada bir küfür görmedim bekir kardeş. nerde küfür var söylede bilelim.


Sayın islamcı

Ben küfür demedim. Sövme (tân, ayıplama, yerme) dedim. Aşağıdadır.

Alıntı: Aliyyul Kâri şerhini okuyordum , “sen bir ilm-i hâl oku” , dediler . İlm-i hâl okuyordum ki , kafam iyice karıştı . Guslün farzlarında bile 4 mezheb anlaşamamıştı .
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
bak bu sövmeye girmez. anlaşamamışlar demiş sövmemiş. yanlışmı guslün farzlarında bile ayrı değiller mi? sen onu söyle.


Sayın islamcı

Şimdi sen de, açıkça görülen bir durumu, kendi haklılığını izhar adına, dayatmaya çalışıyorsun.

Bu tür yazışmaların bir faydası olmadığını, forumda ve izleyenler arasında mesaj kirliliği oluşturduğunu biliyoruz.

Aynı polemiklere lütfen girmeyelim.

Selametle
 

yolcu

New member
Katılım
20 Şub 2007
Mesajlar
667
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
43
Konum
yoldan
Alıntı:
chamdali´isimli üyeden Alıntı
NEYE NİYET , NEYE KISMET !



Afalladığımı görenler bu defa , “en doğrusu bunu bir hocaefendi eşliğinde oku” dediler . Bir de baktım ki , hocaefendilere tâbi olmuşum . “Ey Rabbimiz ! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar , derler .” ( AHZAB 67 ) âyetini hatırladım birden .

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

SAYIN CHAMDALI
alıntı yaptıgınız yazar burada azhap suresı 67. ayetı vermış ama bu eyetın bır oncesındekı ayetı hıç okumamış sankı, çunkı
azhab suresı 66. ayet (elmalı hamdı yazır mealı)

66.O gün yüzleri ateşte çevrilirken: "Ah ne olurdu bizler Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler.

bu da y.nurı ozturk un mealı
66. Gün olur, yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir de şöyle derler: "Vay başımıza! Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik."

buda dıyanet mealı
66. Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resül'e itaat edeydik" diyecekler.

bu ayet yazarın nefesı nı kesıyor, yazarın mantıgını red edıyor, mantıgını nerden bılıyosun dıyecek olursan kı demezssın çunkı sende bılıyorsun,ama sordugunu dusunursem peygamberı alımlerı velılerı ıptal edıp devre dısı bırakmak herkes kendı kafasına hosuna gıttıgı gıbı ıslamı yasaması mubah kılmak ısıstıyor,
yazının sahıbının nıyetı AKILLARI KARIŞTIRMAK kı ole gozukuyo, ama sen ınançlı Allaha, Kıtabına, Resulune ınanan bır kısısın bu tıp oyunlara alet olma, tabı sende bunların içinde degılsen,
vesselam
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Alıntı:
chamdali´isimli üyeden Alıntı
NEYE NİYET , NEYE KISMET !



Afalladığımı görenler bu defa , “en doğrusu bunu bir hocaefendi eşliğinde oku” dediler . Bir de baktım ki , hocaefendilere tâbi olmuşum . “Ey Rabbimiz ! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar , derler .” ( AHZAB 67 ) âyetini hatırladım birden .

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

SAYIN CHAMDALI
alıntı yaptıgınız yazar burada azhap suresı 67. ayetı vermış ama bu eyetın bır oncesındekı ayetı hıç okumamış sankı, çunkı
azhab suresı 66. ayet (elmalı hamdı yazır mealı)

66.O gün yüzleri ateşte çevrilirken: "Ah ne olurdu bizler Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler.

bu ayet yazarın nefesı nı kesıyor, yazarın mantıgını red edıyor, mantıgını nerden bılıyosun dıyecek olursan kı demezssın çunkı sende bılıyorsun,ama sordugunu dusunursem peygamberı alımlerı velılerı ıptal edıp devre dısı bırakmak herkes kendı kafasına hosuna gıttıgı gıbı ıslamı yasaması mubah kılmak ısıstıyor,
yazının sahıbının nıyetı AKILLARI KARIŞTIRMAK kı ole gozukuyo, ama sen ınançlı Allaha, Kıtabına, Resulune ınanan bır kısısın bu tıp oyunlara alet olma, tabı sende bunların içinde degılsen,
vesselam

Merhaba Sn. Yolcu,

Ahzab 67. ayeti doğru anlamamız için önceki ayeti gündeme getirmiş olmanız takdire değer bir davranış. Zaten olması gereken de budur. Ancak ayetlerin yazarın mantığını red ettiğine katılmıyorum. Koyu renkle belirttiğim ifadeniz isabetli olmamış. Kimsenin peygamberi, alimleri ya da velileri iptal etmek gibi bir derdi yok. Ayette dikkat ederseniz Allah ve Rasulüne karşı efendilerin ve büyüklerin tercih edilmesi var. Yazar da Allahın kitabına karşılık ilmihallerin tercih edilmesini buna benzetmiş.

Sn Yolcu,

Yazarın akılları karıştırmak gibi bir niyeti var mı yok mu şahsen bilmiyorum. Ama yazarın Allah'a, kitaba ve rasule bağlı olduğunu biliyorum.

Selamlar!
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Yazıyı yazanın üslubu hiç hoşuma gitmedi. Sürekli olarak metod değiştirme.....! Hani bizde de derler ya " yuvarlanan taş yosun tutmaz " o misal , daldan dala konanlar bir yerde kalıcı olamazlar.İşin asıl garibi de , islam alimlerine yol alınmayacağını söyleyen şahsın önüne gelen kişinin fikrine uyup denemesi.Ne garip değil mi beyler ...!

Merhaba Ruşen,

Siz hep aynı çizgiyi mi takip ettiniz? Hiç yuvarlanmadınız mı? Adam bunu oyun olsun diye mi yapmış. Bu yazı bu ülkede yaşayan çokça insanın serüvenini anlatıyor.
 

oðuz bakar

New member
Katılım
24 Ara 2007
Mesajlar
126
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
58
ÇAM DALI VE İSLAMCI KARDEŞLERE

Teşekkür ederim .

Sorusu olan varsa cevaplayabilirim inşaallah .

NOT : Yazdığım makâle , başımdan geçen bir uzun soluklu bir olay ve Kur'an'dan öğrendiklerimdir . Güzellikler Rabbimden , çirkinlikler ve noksanlar bendendir .

Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin . BAKARA 32
 

oðuz bakar

New member
Katılım
24 Ara 2007
Mesajlar
126
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
58
Daha Ahzab Ile Azhab'i Ayirt Edemeyenler Kur'an Dersi Veriyor Burada .
 

oðuz bakar

New member
Katılım
24 Ara 2007
Mesajlar
126
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
58
1-Allah Buhari'ye , Müslim'e iman etmeyi şart koşmuş mudur ?
2-Elçi'ye itaat , Buhari ve Müslim'e itaat midir ?
3-Delil apaçık ve şüphesiz olmak zorunda değil midir ? Hadisler buna göre nasıl bir konumdadır ?
4-Sahih hadis , kime göre sahih ? Hâşâ Allah'a göre mi ?
5-Hadislerin Resulullah'ın ağzından çıktığına dâir RABBİMİZİN BİR ŞAHİDLİĞİ Mİ VAR ?
6-Resulullah , neyi tebliğ etmiştir ? Ayetleri mi , hadisleri mi ?
7- Bir âlimin uydurma dediği hadisi ,diğeri kuvvetli deyip kullanıyorsa nasıl bir fırkalaşma yaşandığına şahid olamadınız mı hâlâ ?
8 - Tevbe suresi 1.ayette "Allah'dan ve Resulü'nden bir ültimatomdur bu, kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere:" ifadesinde , Allah âyetle ultimatom gönderirken Resul de başka bir şey ekleyerek mi ultimatom vermiştir ? Veya hadisle mi ultimatom vermiştir ?Yoksa Allah ve Elçisi âyetle mi ultimatom vermiştir ?
ALLAH VE ELÇİSİNİ AYIRAN KİM OLUYOR O ZAMAN , BEN Mİ , YOKSA ...?
9 - Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve eğer gerçek inananlar iseniz faiz hesabından kalan miktarı almaktan vazgeçin.Eğer böyle yapmazsanız, o halde Allah ve O'nun elçisi tarafından bir savaş açılacağını bilin. Eğer tevbe ederseniz, ana paranız sizindir. Ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.(Bakara 278-279)

FAİZ AYETİNE UYMAYANLAR , SADECE ALLAH'A DEĞİL , ELÇİYE DE SAVAŞ AÇMIŞ OLUYOR . HADİSE UYMAK SÖZKONUSU DEĞİLKEN ELÇİYE SAVAŞ AÇILMIŞ OLUYOR .

ÂYETLERDEKİ "VE" AYRIMI BİLDİRMİYOR YÂNİ...

10-İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık. Senin yöneldiğin yeri (Kâbe'yi) biz ancak Elçi'ye uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırdetmemiz için kıble yaptık. (BAKARA 143)

ALLAH , ELÇİSİNE KIBLE DEĞİŞİM AYETİNİ GÖNDERİYOR (BAKARA 144), FAKAT BU AYETE UYANLAR İÇİN ALLAH : "ELÇİYE UYANI" DİYOR ? BURADA HADİS Mİ VAR Kİ , ALLAH ," ELÇİ'YE UYANI" ...DİYOR ?
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
ÇAM DALI VE İSLAMCI KARDEŞLERE

Teşekkür ederim .

Sorusu olan varsa cevaplayabilirim inşaallah .

NOT : Yazdığım makâle , başımdan geçen bir uzun soluklu bir olay ve Kur'an'dan öğrendiklerimdir . Güzellikler Rabbimden , çirkinlikler ve noksanlar bendendir .

Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin . BAKARA 32

Hoş geldiniz Oğuz Bakar!

Biz teşekkür ederiz. Siz de buradayken umarım makaleniz üzerinden güzel paylaşımlar olur.

Selamlar!
 
Üst Alt