Müslüman(cı)lık !

Sevgili rasikal bu markalar ile kendini dizayn eden kardeşlerimiz varsa zaten baştan ayağa müselman dır hamdolsun. Yeni yetme sosyete dindarların lüks tutkuları magazini hayli meşgul ediyor zahir...Allah a emanet ol kardeşim dua ile

Geriye kalan yüzde 20 nin de yüzde yüzde 5 i forumlara yazı yazıpta İslama hizmet ettiğini zanneden bizleriz gibime geliyor.. :S

Bir zamanlar Filistin için imza topluyorduk. Uzatmıyorum detayları..
Dayımın biri geldi. Sağ eline kalemi aldı, adını soyadını yazdı ve imzayı attı. Bu arada kağıdı düzelttiği sol elinde de Marlboro sigara paketi vardı...

selametle..

İşte ne öyle ne böyle, olmuyor.
Sağdan gir, olmadı. Soldan gir yine olmadı.
Hırsızlardan medet umar hale geldiysek ayvayı yemişiz.
Sonuç olarak nereye geldik?
Bu ağacın kökü çürük. Bunların topu yaprağındaki tozu temizlediler. Ama kök hala aynı kök.
Kimi az temizledi, kimi çok. Kimi ACE kullandı, kimi CİF. Ama ne Ayşe teyze işe yaradı ne de SUPERCİF. Çünkü KÖK aynı kök.
...

selametle..

ARZ_7' Alıntı:

Geriye kalan yüzde 20 nin de yüzde yüzde 5 i forumlara yazı yazıpta İslama hizmet ettiğini zanneden bizleriz gibime geliyor.. :S

Genişletmek için tıkla ...

“İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.” (Bakara : 212 )

Unutmayalım ki; Hz.İbrahim (a.s.) 'e ağzı ile su taşıyan karıncaya da gülünmüş ve alaya alınmıştı. Bu kadarcık su ile mi ateşi söndürmeyi düşünüyorsun demişlerdi. Oysa, o da biliyordu ki; bu kadarcık su ile ateş elbette sönmez. Ama bu hareketi ile Rabbül Alemin katında safını netleştiriyordu. Bu yazılar ile karınca misali bir faydamız ne kadar olur bilinmez ama; en azından safımızı netleştirmiş oluruz.

Mücahid' Alıntı:

Sevgili rasikal bu markalar ile kendini dizayn eden kardeşlerimiz varsa zaten baştan ayağa müselman dır hamdolsun. Yeni yetme sosyete dindarların lüks tutkuları magazini hayli meşgul ediyor zahir...Allah a emanet ol kardeşim dua ile

Genişletmek için tıkla ...

Evet sevgili mücahid kardeşim, günümüzde bu şekil bir müslümanlık anlayışı fazlası ile mevcut. Erkekleri baz alarak yazsam da bu özellik bilakis hanım kardeşlerimizde yoğun bir şekilde her gün yaşanan bir mizansen. Pembe başörtüsüne, pembe kaban ve pembe çanta olmadan adımını dışarı bile atmayan o kadar çok kişi var ki ? Ve bu harekete baktığımızda çoğunluğu da yeni nesil insanlar.

Sonuçta müslüman mı ? evet, elhamdülillah müslüman. Ama duyarlı bir müslüman olsa daha iyi olmaz mı diye düşünmeden de edemiyorsun.

mhmt' Alıntı:

Bir zamanlar Filistin için imza topluyorduk. Uzatmıyorum detayları..
Dayımın biri geldi. Sağ eline kalemi aldı, adını soyadını yazdı ve imzayı attı. Bu arada kağıdı düzelttiği sol elinde de Marlboro sigara paketi vardı...

selametle..

Genişletmek için tıkla ...

Buna da iki açıdan bakılması gerekir belki.
1- İmza attığı konunun şuurunda değil.
2- Samimi. En azından; "bu sigarayı içiyorum ama, vahşetlerininde farkındayım" tarzı bir şey herhalde. Yani Türk sigarası alsam, içinden odun çıkıyor o yüzden bunu alıyorum, gibi.

Bir zamanlar samsun sigarasının içinden odun çıktığını kendi gözlerimle görmüştüm bende.

bekir' Alıntı:

Var mı bilgi sahibi kimse, yazsın hele bir Rıza-i Hakk için, hükümetlerin halkı mecbur ettiği ecnebi markalarını...

Genişletmek için tıkla ...

Güzel soruya güzel cevap vermek gerekir. Bu yabancı hayranlığı, yada yabancı markalara düşkünlük yeni bir şey değil. Kendimizi bildiğimiz bileli var olan bir şey. Hatta biraz daha gerilere gidersek ucu "lale devri" ne kadar da gider. Atalarının frenk icadı diye hor gözle baktığı şeylere sonraki gelen nesli muhteşem sanat eseri diye yorum getirerek bu hareketlerin başlangıcını oluşturmuştur. Sonraki hükümetler de gerek sefahatin verdiği düşüncesizlik, gerekse de sonraki hükümetlerin ekonomik mecburiyetleri karşılığında bu markalar günlük hayatımızın içine getirmiştir.

Günümüzün savaşları ekonomik alanda yapılan savaşlardır. Silah,tank, tüfek devri çoktan bitti. Ama bizler bittiğinin daha yeni farkına varıyoruz. En büyük güç finans gücü. Finansı güçlü olan zayıf olanı döver kuralı geçerli. Ne şimdiki hali hazırdaki hükümet ne de ondan öncekiler yegane tukaka değil. Belki topluca hepsi demek daha doğru olur.

Üretim yok, sebebi şuan ki hükümet değil. Sebeplerin sonuncu ayağı belki. Çok değil 7-8 yıl öncesine gidin. IMF toplantısında alınan karar neydi ? Türkiye'ye ekonomik olarak dünya bankasından 10 milyar dolar yardım yapılacak karşılığında da şeker pancarı ve tütüne kota getirilecek. Türkiye n'aptı ? kabul etti. Kabul etmese ne olurdu ? Açlıktan ölmezdik şüphesiz, ama ülke içerisindeki kaos bir müddet daha yaşanırdı. Sonuçta dedelerimiz gibi süpürge tohumu yemezdik belki ama, ekmeğimize chokella sürmeden yemesini öğrenirdik. Burası hükümetin suçudur.

1990 yılında Türk - İsrail işadamları toplantısına giden bazı aydın! işadamlarımız "aaa!bakın yeni bir domates türü ile tanıştık. Adamlar bire yedi veren bir tohum geliştirmişler, üstelik sert bir yapısı var hemen çürümüyor" diyerek genleri ile oynanmış ve bir seferlik ekimi olan daha sonrasında kısır olduğu için tohum vermeyen domatesleri alıp ülkemize getirdilerse hükümetin suçunun olup olmadığına önce bir bakmak lazım. Hükümet sana ürünlerini satman için bir ortam hazırlamışsa, her önüne geleni de al ülkeye getir dememiş. Burada suçlu olan da kendi insanımızdır.

“İsrailoğulları’na sor, onlara nice açık ayet(ler) verdik. Kendisine geldikten sonra kim Allah'ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek şiddetli olandır.” (Bakara: 211 ) Bu ayeti bile bile eğer gidip onlarla alış-veriş yapıyorsak başımıza gelecek olanı peşinen kabul etmişizdir anlamına gelir.

Daha bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Eskiden yerli malı haftasında ilkokulda okurken, annelerimizin bir gün öncesinden hazırlamış olduğu yiyecekleri okula götürür, bütün sınıf hep beraber sınıfta kahvaltı yapardık. ne vardı bunların içinde; elma, portakal, sigara böreği, kuru üzüm gibi yiyeceklerdi. Şimdi yerli malı haftasında ne yeniliyor: kiwi, ananas, banana veya çikita muz, chokella sürülmüş içi çikolata parçacıklı kek ! sayalım mı daha ?

Şuan elinizde tuttuğunuz çayın şekerini bir düşünün. Kaç tane şeker attınız çayınıza? 1-2 yada 3. Oysa o şeker pancardan sizin ülkenizde yetişen bir mamülden yapılsaydı eminim şuan 3 tane atan 1,5 atar ve yeterince tatlandığı için çayını 1,5 şekerli içerdi. Oysa elinizdeki çayın şekeri amerikan ithali şeker kamışından yapıldığı için 4 tane de atsanız zor tatlanır. Bunu da yine sizin tansu,mesut,sülüman dediğiniz hükümetler ımf toplantılarında alınan kararlar neticesinde boyun büktükleri için ülkemize girmiştir. amerikan hükümetleri ımf toplantılarında elindeki yüzyıllık şeker kamışı stoğunu eritmek için senden şeker pancarına kota getirmeni ve karşılığında kendi ülkesinden şeker kamışından yapılmış toz şeker ithal etmeni şart koşmuştur.

Sap ile samanı iyi ayırmak gerekir. Her şey hükümetlerin suçu dersek yanılırız. Hepsi aslında bizim suçumuz. Bizim açgözlü doymak bilmez nedir nefslerimizin suçu. Hükümet de bunlara hitaben kararlar alıyorsa, alana değil aldırana bakmak lazım.


“Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.” (Bakara : 208 ) Ama elbette düzelecek şeyler. düzelmiyecek diye bir şey yok. tek yapacağımız zor da olsa bu ayet ışığında; SİLKİNİP KENDİMİZE GELMEMİZDİR.



Güzel bir ayet; anlamlı bir ayet bu güne şu mesajı veriyor:

“Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. ” (Bakara : 214 )

Biz kendimizi düzetmeden, Allah bizim üstümüzdeki hükmünü değiştirmez..
Bu ayet ile sabittir zaten.
Ama IMF ile anlaşan! ya da AB kapısında bekletilmeyi onur! sayan idari zihniyetleri eleştirmek gerekir. Yerlere çarpmak gerekir.

selametle..

Yahu domates tohumumuz israilden geliyor hükümetin koskoca türkiyeteyi düşürdüğü hale

Yahu domates tohumumuz israilden geliyor hükümetin koskoca türkiyeteyi düşürdüğü hale

Muhterem kardeşim duha; ne zamandır yazılarını arıyorum bulamıyordum bir ara bu kardeşim hastalandı mı diye meraklandım.
hatta sayfanıza yazmış halinizi sormuştum. sitede bulunan
hangi fikir ve düşüncede olan olursa olsun hepsini fikirlerinde
hür kabul ediyorum ve biliyorum ki, herkez doğru bildiğini yazar.
Netice olarak her ferd yanlışı yanlış olarak kesinlikle yazmaz.
O kişi doğru bildiğini duyurmak ister. bu sebep ile, sitede yazan
arkadaşlarımızın hepsini iyi niyetli olarak kabul ediyor onların
hepsine gönlümden sevgi sızdığını hissediyorum. Fakat siz niyeti
çok temiz duha kardeşime ise, sızıntı haricinde daha fazla bir
muhabbet duyuyorum. Canım kardeşim duha, Sizde biliyorsunuzdur tasavvuf ehli siyaset ve siyasetçilerden uzak durmaya önem verir
sebebi ise siyaset; muhterem bir velinin deyimiyle, seyri süluk
yolunda kalp aynasının temizlenmesinde, talibin önünde SİYAH bir SETTİR. sebebi ise, günümüzde yapılan siyasetin gıybet, iftira, riyalar ile yoğrulduğunu görüyoruz. Dinimizde ise bunların hepsi kesinlikle günahtır. Biz bu sebepten dolayı mümkün olduğu kadar böyle konulara girmekten çekiniriz. Yalnız müsade buyurursan 1950 den
günümüze kadar gördüğüm siyasi hadiselerden biraz bahsetmek
istiyorum. Ezanların türkçe okunduğu kuran kursların kapandığı günlerde insanlar tek parti olarak demokrat partiyi seçti ve halk
partisine sıfır çekti. Ezanlar Arapça okunmaya başladı Ekonomi
rahatladı insanlar rahat yaşamaya başladı.Fakat birileri rahatsızlaştı.
çeşitli kampanyalar mitingler tertib ediliyor menderesin ülkeyi
Amerikaya peşkeş çektiği anlatılıyordu ve bir kaç sene sonra İhtilal
oldu Uçak kazasında ölmeyen Rahmetli menderesi partisini kapayarak astılar. devamını biliyorsunuz. Gümüşpala, demirel, ecevit, Özal. devamında da koalisyonlar ile yönetilmeye başlandık Devletimiz kişiliğini kaybetmeye devam etti. Dünyada
itibarımız beş para etmez oldu. Paramızın değeri kalmamış enflasyon almış başını gitmişti. Ekonomiyi düzeltir umuduyla Amerikadan ısmarlama bakan getirdik hortumcular bankaları soyup soğana çevirmişlerdi getirilen bakan da bir işe yaramadı. devletimiz çöktükçe çöktü. bu olayları yakın tarihte olduğu için siz de birçok
olaylara şahit olmuşsunuzdur. Lafı uzatmak istemiyorum 1950
yıllarından beri edindiğim intiba şudur ki, Devletimiz ne zaman biraz
kalkınır duruma gelse birileri rahatsız oluyor.ve ülke satılıyor diye
ortalık kızıştırılıyor oy toplama iktidar olma hırsı ile beyaza siyah
deniliyor.sana yemin ederim ak partiye bir oyum nasip olmadı
ben partici değilim sebebini söyledim fakat geçmişte seyrettiğim aynı yaygara filmini seyrettiğim için, yazık bu güzel vatanın yükselmesine engel olmak için mücadele yapanlara ve İyi ki, siyasetçi değilim diyor Rabbime şükrediyorum Selamı Aleyküm.

Kalpteniman' Alıntı:

sana yemin ederim ak partiye bir oyum nasip olmadı ben partici değilim sebebini söyledim fakat geçmişte seyrettiğim aynı yaygara filmini seyrettiğim için, yazık bu güzel vatanın yükselmesine engel olmak için mücadele yapanlara ve İyi ki, siyasetçi değilim diyor Rabbime şükrediyorum Selamı Aleyküm.

Genişletmek için tıkla ...

Hayy ve Kerim sizden razı olur inşaallah saygıdeğer kardeşim. Her seferinde siyaset ile ilgili yazmamamın nedenlerinden biri. Hakk olan bir şeyi yazınca sanılıyor ki filanca partinin reklamını yapıyoruz zann ediliyor. Yeri geldiğinde ağır eleştiri yapmasını da biliyoruz, ama nedense konunun bu tarafı görülmeyince de üzülüyor insan.

Mürşidim her zaman siyasetin (politika anlamında) şer olduğunu belirtmiştir. Siyaset yazısı yazmamamın birinci sebebi bu, diğeri de forum kuralları gereğidir. Çünkü; bu siyaset denilen (politika) meselesi ne zaman insanlar arasında konuşulmaya kalkılsa muhakkak bir ayrımcılık baş gösteriyor. Oysa, biz müslümanlar ayrımcılık değil, bilakis cemaatleşme ile emrolunmuşuz. Fakat, ülkemizde takım tutar gibi siyasi parti tutulduğu için (genel olarak yazıyorum, istisnalar hariçtir) bu tür tartışmalar kaçınılmaz oluyor.

Fakat; siyaset yazmayacağız diye doğruları da es geçeceğiz diye bir anlam yok. Biz doğru olanı yazarız, olmasını olanı belirtiriz. Şayet karşıdaki cenahta yer alan filan partiye eleştirel bir anlam doğuruyorsa bu yazdığımız, o zaman o parti yada siyasi oluşum kendisine çeki düzen vermeli. Ne onu ne bir başkasını eleştirme adına yazmadığımızı anlamaları gerekir. Gün gelir bu yazılanlara "X" parti, günü gelir "Z" parti muhatap olabilir. Biz ne kadar doğruyu yazarsak, doğru bir kılıçtır günü geldiğinde doğrunun kurbanı bu kılıca boynunu uzatmak ile mükelleftir.

Her zaman yazdığımız gibi yine büyüğümüzün güzel bir sözünü hatırlatma babında yazalım:"Euzubillahiminessiyaset".

Siyaset şeriat'ın yüzde biridir. Bediüzzaman Said-i Nursi (k.s.) böyle buyurmuş. Ve bunu ehline bırakılmasını öngörmüş. Biz de red etmediğimiz gibi, zaman zaman bu yüzde birlik kısıma müracaat ederek halimizi ve ahvalimizi karşı tarafa anlatarak kabul ettirme yoluna gidiyoruz. Ama ne şekilde, elbette hakk bir şekilde. Burasının altını önem ile çizelim.

Gelelim günümüz siyasetine. Günümüz siyasetinin Şeriat'ı Garra ile en ufak yakından veya uzaktan bir ilişkisi olmadığı gibi, günümüzdeki yaşanan siyaset; şeriatın tam zıddı bir durumdadır. Günümüz siyasetinde; yalan, iftira, hakaret, küfr, gıybet vb. ne kadar çirkin ve kötü kabul edilecek vasıflar varsa hepsi mevcut. X parti Y parti için söylemediğini bırakmazken, Z parti her ikisini de akılların ve mantıkların duracağı şekilde ağır ithamlar ve suçlamalar ile yerin dibine sokuyor. Seçimler oluyor sandıklar açılıyor ve iş X parti ile Z partinin koalisyon kurmasını öngörüyor. Daha düne kadar birbirleri hakkında söylenmedik, güneş yüzü görmemiş ne kadar cümleler varsa, hepsi bir anda yutuluyor ve sanki söyleyenler onlar değillermiş gibi, el ele kol kola hükümet kuruyorlar, sonra dönüp birbirlerini aklıyorlar. Şimdi! durun bir dakika ve bir düşünün: Acaba Üstad (k.s.) hazretleri "Şeriatın % 1'i" dediği bu siyaseti mi kasd etmişti ? Sorarım şimdi size bir daha: Sizler siyasetin bu türlüsünü mü Üstad (k.s.) hazretlerine atfediyorsunuz. Hayır! Hayır! milyon kere milyar kere ve sonsuz kere HAYIR! Üstad (k.s.) hazretlerine ne siz ne bir başkası zaten bu anlamda iftira etmez, hatta akllından dahi geçirmez bunu biliyorum. İşte biz bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ve bizim anlatmaya çalıştığımız şeyin adı da siyaset değil: POLİTİKA'dır. Yoksa, elbette biliyoruz ki; siyaset Rasulullah (s.a.v.)'ın sünnetidir ve tgebliğini yaparken elbette bundan faydalanmıştır. Ama hiç bir zaman politika yapmamıştır. Politika; demokrasinin koludur. Demokrasi de; (acizane fikrimdir) şeytanın diğer adıdır.

Belki Said-i Nursi (k.s.) bu zamanları Allah'ın (azze ve celle) inayeti ile gördü ki; öğrencilerini bu gibi tehlikeden korumak amacı ile siyasetten uzak durmalarını emir buyurdu. Biz; bunu anlatmaya çalışıyoruz. Umarım bu sefer anlaşılmıştır.

Bir yerde bulunan beyin kadar düşünce sayısı vardır, denebilir.
Siyasetin tanımı ya da yöntemi için güzel yorumlar söylenir. Ama temelinde Pergel Metaforu (gibi) baz alınsa, bir ayağı İslamda olarak düzenlenirse, hem dünya hem ahiret işlerini Kuran'i ölçülerde yapar. Çünkü, siyaset düzen demektir. Düzeni kurmak için yapılır ya da bozmak için kullanılır. Kurmak istiyorsa bir insan, ayağını İslama dayarsa kurar/düzeltir. Bozmak için ise, ayağını İslam dışına (Tağutlara) dayarsa, bozar. Niyeti temiz bile olsa farketmez. Çünkü çıkışı yanlıştır.
Bkz: Günümüz Siyaseti.

...

selametle..

bekir' Alıntı:

Var mı bilgi sahibi kimse, yazsın hele bir Rıza-i Hakk için, hükümetlerin halkı mecbur ettiği ecnebi markalarını...

Genişletmek için tıkla ...

Rıza-i Hakk için internetten bulabildiklerimi aktarmaya çalıştım.Farklı firma/markalar bulabilrseniz lütfen sizde ilave edin.Bir banka gibi bu yazı dizisi altında biriktirip sonrada Formumuza asalım.Ve dahada önemlisi hayatımızdan çıkaralım.Marketlerimize ,bakkallarımıza,dükkanlarımıza velhasıl hanelerimize kursaklarımıza sokmayalım....


AOL internet
Time magazine
Life magazine
Time-Life books, etc.
Lilt
Rad
Sunkist
Delta Galil Industries Ltd
Marks & Spencers
Hema
Auchan
Tchibo
GAP
Banana Republic
Structure
J-Crew
J.C. Penny
Pryca
Lindex
DIM
Donna Karan / DKNY
Ralph Lauren
Playtex
Hugo Boss
Aramis
Clinique
DKNY
Estee Lauder
Prescriptives
Origins Natural Resources
MAC Cosmetics
La Mer
Bobbi Brown Essentials
Jane
Bumble and Bumble
Kate Spade
Baby Products
LEWIS TRUST GROUP LTD
Britannia Pacific Properties
Marks & Spencer
M&S stores
St. Michaels
Fox TV Network
Sky TV Network
Star TV Network
National Geographical
Weekly Standard Newspaper, TV Guide
News of the World (UK)
The Sun (UK)
The Times
Sunday Times, Times Educational
Suppliment (TES), etc
The Telegraph (Australia), Gold Coast Bulletin,
Herald Sun, Independent Newspapers Ltd,
Newsphotos, Sunday Herald,
Sunday Mail ..etc... lots more Australian papers!
The New York Post (US)newspaper
Harper Collins Book Publishers, Ragan Books,
Zondervan
Nursery World, Rawkus, NDS,
Mushroom Records, ChinaByte.com,
Festival Records
Revlon cosmetic products
New World Entertainment
Forbes
Selfridges
Selfridges Stores
Home Depot retails stores
EXPO Design Centers
Villager’s Hardware stores
Apex Supply Company
Georgia Lighting
Maintenance Warehouse
National Blinds and Wallpaper
LEA & PERRINS
LU Biscuits
APAX PARTNERS & CO. LTD
Ariel
Intel
IBM
NOKIA
DANONE
CNN
Phillips Morris
Parlement
Marlbora
Carrefour
Coca-Cola
Dr Pepper
Sprite
Fanta
Schweppes
Fruitopia
Kia Ora
Johnson & Johnson
CNBC
ICQ (internet chat program)
Maggi
Calvin Klein
Danone yogurt
The Limited Inc
SARA LEE
Leggs - Hosiery
Sara Lee Bakery
Kiwi - Shoe care
Nur die - Hosiery
Sanex - Body care
Gossard - Intimate apparel
Kiwi - Shoe care
Nokia electronic products
NESTLE
Nescafé
Perrier
Vittel
Pure Life
Carnation
Libby's
Milkmaid
Nesquik
Buitoni
Crosse & Blackwell
Milkybar, KitKat, Quality Street, Smarties, After Eight, Lion, Aero, Polo
Shreddies cereal
KitKat, Quality Street, Smarties, Baci, After Eight, Baby Ruth, Butterfinger, Lion, Aero, Polo, Frutips
Felix - cat food
L'Oréal (important interest)
L'OREAL
Giorgio Armani Perfumes
Redken 5th Avenue NYC
Lancome Paris
Vichy
Cacharel
La Roche-Posay
Garnier
Biotherm
Helena Rubinstein
Maybelline
Ralph Lauren Perfumes
Carson
KIMBERLY-CLARK
KLEENEX facial tissues
KOTEX products
HUGGIES disposable baby products
ANDREX products
Walt Disney
Disneyland
EuroDisney
Disney Products
Strauss dairy
Jacob biscuits
HP foods
Evian, Volvic
Galbani

işte bu anlattığınız siyaset Şeriat-ı garra'nın bir cüzüdür ki; hak ve hakikat penceresinde sonuçları müsbet olarak alınmış bilinen ve denenmiş, başarıya ulaşılmış bir yoldur. Bu yol Üstad (k.s.) tarafından defalarca teyid edilmiş, sonuçları alınmıştır. ama günümüzde bu yolu takip eden insanlar o kadar az ve o kadar etkisiz kalıyor ki, bu insanların bu konuda verdiği mücadele maalesef amacına ulaşamadan bir çok şaklabanın gürültüsü arasında araya kaynayıp gidiyor. Ve ortaya çıkan da bu şaklabanların siyaset diye yutturmaya çalıştıkları pislikleri oluyor.

Ferdi anlamda insan merkezli yapılan siyasetleri günümüzde cemaatler yürütmeye çalışıyor. Ama hakk merkezli cemaat ile insanların bilgisizliği ile oluşan ve zemin bulan ifsad merkezli cemaatler birbirine girmiş durumda. İnsanlarımız bilmiyor, hatta bilmediğini dahi bilmiyor. Durum bu merkezdeyken birde yasal mevzuatlarda yer alan yasaklar ve zorlayıcı bağlayıcı engellemelr, gerçek anlamda yapılan siyaseti zorlaştırıyor ve hatta yok hale getiriyor. düşünsenize, Kur'an kursları bile basılıyor ve yardımcı kitap olarak bilinen halk dilinde Elif ba kitapları bile örgütsel döküman niteliği olarak görülüyor. Gelin burada siyaset yapın. siaysetin yalnız parti işi olmadığını, insan yetiştirme, adam etme sanatı olduğunu buyrun anlatmaya çalışın. Bir de buna günümüzdeki hayat şartlarının zorluklarını ekleyin. Ortaya çıkan manzarayı hep beraber görüyoruz. İşte bunların hepsini günümüzde ortaya koymak gerçekten çok ciddi bir iş olması nedeni ile dedik ki, siyaset hakk anlamda siyaset bu zamanda zaten yok. var olan da zaten siyaset değil.

Ama mübareğin uğraş verdiği, ömrünü insanların ıslahı için geçirdiği Şeriat de olması gereken siyasettir ve bu yönü ile zaten kabulumüzdür.

Hep yazılır "Siyasal İslam" diye. Nedir bu tabir, buyrun önce bir izahını yapın.

Sonra; buyrun hasta beyinle(ehven beyinle!), vücudun tedavisini izah edin.

Bİrde, Siyasal İslam vücuda hiçbir ilaç vermeden nasıl tedavi etmeye çalıştı? Bu kısmıda ekleyebilirsiniz. Sadece Parti/iktidar (halkı yok say) mi dedi bu kesim?

selametle..