Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kar Payi Caiz Midir?

tarik1987

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
BURSA
Kar zarar sistemi üzerine çalışan müesseseleri dinimiz ticari müessese saydığı için helaldir. Para yatırılır ve kar payı olarak verilen kısım da helaldir. Devletin bu kuruluşları hukuki olarak koruma altına alması ise daha güzel olmuştur. İnşallah su-i istimalleri ve mağduriyetleri önlemeye vesile olur.

Konuyla ilgili şu değerlendirmeyi okumanızı tavsiye edriz.

Özel Finans Kurumları ve Faiz Yasağı

Özel Finans Kurumları (ÖFK); banka sayılmayan, İslamî esaslara göre fon kabûl edip, kaynak kullandırabilen tasarrufları değerlendirme ve kredi verme yöntemleri olarak faiz yerine kâr-zarar ortaklığı esasın dayalı olarak çalışan kurumlardır. Dünyada “İslamî banka” olarak adlandırılan kuruluşlara ülkemizde Özel Finans Kurumu denmiştir.

Faizi haram sayan Müslüman nüfusun giderek artması ve Batı dünyasında da geniş kitleler oluşturması, İslamî finans kuruluşlarının sayısını artırdığı gibi, diğer bankaların da kurdukları hizmet birimleriyle bu kesime hizmet vermesine neden olmaktadır.

“İslamî bankacılık,” dünyanın en hızlı büyüyen finans sektörüdür. Halen dünyada faaliyet halindeki 200’den fazla İslamî finans kuruluşu, aktif yatırım büyüklüğü olarak 200 milyar dolarlık bir fon yönetiyor.

Ayrıca, bünyelerinde faizsiz bankacılık birimi kuran bankalardan bazıları da şunlardır:

Citibank-ABD, Goldman Sachs-ABD, HSBC- İngiltere, Deutshce Bank-Almanya, Union Bank of Switzerland-İsviçre, Amro Bank-Hollanda, Kleinwort Benson, ANZ Grindlays Avusturalya, United Bank of Kuwait ve Arab Banking Corporation.

Dünyanın en büyük bankaları olan bu kuruluşların hepsi, teşkilatlarında ‘faizsiz’ bankacılığa yer vermiş bulunuyorlar. İslamî bankacılığa başlayan bu tür bankaların listesi her geçen gün uzamaktadır.

Türkiye’de yaygın bir inanç olarak faizsiz finans kurumlarının Arap ülkelerinden geldiği düşünülür, oysa ki, bu kurumlara ilişkin yasal alt yapı İngiltere’de faaliyet gösteren İslamî bir kurumun ana sözleşmesi model alınarak oluşturulmuştur.

Ülkemizde 1984 yılından sonra 6 ÖFK kurulmuş, bunlardan İhlas Finans Kurumu faaliyetlerine son vermiştir. Halen 5 ÖFK faaliyet halindedir. Kuruluş tarihi sırasına göre:

Al baraka Türk, Faisal Finans Kurumu, Kuveyt Türk Evkaf Finans, Anadolu Finans Kurumu, Asya Finans Kurumu.

ÖFK’Ların Anahtar Özellikleri:

1- Faizsizdir (interest-free):

Bu bankaların en ayırt edici özelliği çalışmalarında faize yer vermemeleridir. Yani, sağladıkları kaynaklara faiz ödemezler; kullandırdıkları kaynak için müşterilerinden faiz tahsil etmezler.

Zaten kuruluşlarının gerekçesi de, faizli muameleye dini görüşü gereği yer vermeyen insanlara ve bu tür insanların şirketlerine hizmet etmektir. İslamiyet sermayenin üretim faktörlerinden birini teşkil ettiğini ve bir maliyeti olduğunu kabûl eder. Ancak bu faktörün önceden belirlenmiş bir karşılık, yani faiz talep etmesini reddeder. Bir diğer ifadeyle, paraya para kazanmak yasaktır.

2- Ticaretle Bağlantılıdır (Trade-related):

İslam’da faizin haram, ticaretin ve kârın helâl olması bu kuruluşları müşterileriyle ticarî nitelikli iş yapmaya yöneltir. Para ticareti İslâm’da yasak olduğuna göre, kâr etmek için mal ticareti gerekli olur.

3-Sermaye Bağlantılıdır (Equity Related):

Saf İslamî bankacılığın kâr-zarar ortaklığı (mudaraba) veya sermaye iştiraki (muşaraka) içerdiği genellikle kabûl gören bir gerçektir.

İslamiyet’te sermaye sahibi, girişimcinin uzmanlığı ve çalışması sayesinde meydana getirdiği karı onunla paylaşabilir. Sermayenin getirisi olan kâr unsurunun oranı, yani hangi nispetlerde bölüşüleceği önceden bellidir ancak tutarı belirsizdir.

4- Yatırımlar ahlâka uygun konularda yapılmalıdır (Ethical investments):

Yatırımlar; sadece İslam dininin yasaklamadığı konular çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda İslamî yatırım: Çevre dostu, sadaka verici, toplum iştirakini sağlayıcı, insanî değerlere saygılı, *****, silahlanma, alkol ve kumarı dışlayan yatırımlar olmalıdır.

ÖFK’nın başlıca ürün ve hizmetleri

1- Mudaraba ve Muşaraka:

Fon kullandırma bakımından İslamî bankacılığın özünü oluşturan yöntemlerdir. Ancak getiri sağlamada uzun vadeli olduğundan, bu muamelelere yeterli oranda yer verilemektedir. Mudaraba ve Muşarakanın şeriatı uygunluğu tartışılmaz bir hususdur.

2- Leasing İşlemleri:

Finansal kiralama kanununa uygun olarak yapılan leasing işlemleri makine ve teçhizatın kurumca satın alınarak müşteriye kiralanması ve bedelinin taksitler halinde geri alınması işlemidir. Bizce faiz yasağı kapsamı dışındadır.

3- Murabaha:

Bu yöntemde müşterinin ihtiyaç duyduğu hammadde, makine v.s. onun namına satın alınır ve üzerine bir kar koyarak müşteriye devredilir. Mal bedeli müşteri tarafından ÖFK’ya taksitler halinde geri ödenir.

Murahabanın örtülü faizi içerdiği, normal ticarette bulunması gereken risk faktörünü içermediği, getirinin önceden belli olması nedeniyle ticarî kârdan ziyade faize benzediği ileri sürülmektedir. Bu tenkitleri haklı görmenin mümkün olmadığını düşünmekteyiz. Şöyle ki;

• Murahaba şekil olarak sipariş üzerine yapılan bir ticarettir ve bu şekilde ticaret her piyasada yaygın bir uygulamadır.

• Fiyatlamada kullanılan maliyet artı (cost plus) yöntemi normal ticarette sık kullanılan bir metottur. Ticarette satıcının maliyetin üzerine belirli bir yüzde kar payı koyması son derece olağandır. Yani kar marjı önceden bellidir.

• Murahabanın normal ticaretteki riski içermediği iddiası da doğru değildir. Çünkü aynen normal ticarette olduğu gibi alıcının (müşterinin) ödememe riski vardır. Buna literatürde piyasa riski veya karşı taraf riski denir.

Murahabadaki vade farkının diğer bankalardaki faiz oranı civarında seyretmesi nedeniyle aslında örtülü faiz olduğu çok tenkit edilen hususlardan biridir.

Bizce bu eleştiri de yersizdir. Çünkü piyasadaki her tüccar, peşin fiyatın üzerine vade farkını koyarken enflasyon oranını hesap etmek zorundadır. Bu oranın altındaki vade farkı satıcıyı zarar ettirir. Aynı şekilde ÖFK’lar da murahaba işleminde maliyet bedelinin üzerinde en az enflasyon oranı kadar vade farkı koymak durumundadır. Enflasyon oranı ise faiz oranını belirleyen başlıca unsurdur ve faizle az çok paralel seyreder. Dolayısıyla vade farkı ile faiz oranının birbirine yakın olması doğal, hatta ekonomik bir zarurettir.

Bu nedenle, vade farkının faiz oranına yakın olması murahaba işlemine faizli işlem niteliğini kesinlikle kazandırmaz. Yukarıda belirttiğimiz gibi; özel finans kurumları faize dayalı bir ekonomide faaliyet göstermektedirler; fon kullandırmadaki fiyatlamaların mevcut faiz oranından etkilenmemesi mümkün değildir.

Bu açıklamalarımız aynen leasing işlemleri için de geçerlidir.

4- Mal Karşılığı Vesaikin

Alım-Satımı

Özel Finans Kurumlarına ait fon kullandırma şekilleri arasında “gri alan” oluşturan bir yöntemdir. Vadeli olarak gerçekleştirilmiş bir ihracat partisine ait belgeler, ihracatçıdan peşin para karşılığı satınalınır; sonra aynı ihracatçıya vade farkı eklenerek geri satılır, bedeli taksitlerle geri alınır. Örneğin, 50 bin dolarlık vesaiki, kurum müşteriden 45 bin dolara satın alır ve bu tutarı kendisine peşin olarak öder; aynı anda belgeleri ona vadeli olarak 50 bin dolara geri satar. 5 bin dolar kurumun kârı, müşterinin maliyetidir.

Ne kadar iyi niyetle bakılırsa bakılsın, bu işlemin bir iskonto muamelesi olduğunu göz ardı etmek çok güçtür. Gerçi, söz konusu belgelerin malı temsil ettiği ve alınıp satılanın murabahada olduğu gibi, ticarî bir mal olduğu, kısaca yapılan işin ticaret olduğu iddia edilebilir. Ancak, böyle bir savunmasının geçerliliği çok tartışmalıdır. Çünkü bu muameleye konu olan ihracat, bitmiş bir ihracattır. Mal, Türkiye gümrüklerinden çıkmış, muhtemelen alıcının bulunduğu ülkeye vararak, gümrükten geçmiştir veya en azından Türkiye sınırları dışında bir yerde yoldadır. Her hâl ve kârda, söz konusu belgelerdeki malın mülkiyeti artık ihracatçıda değildir. Ancak, ihracatçı alacaklı durumdadır ve bu belgeler arasında bulunması gereken, lehine düzenlenmiş bir poliçe veya senet alacağının kanıtıdır. Kurumun satın aldığı ve geri sattığı belge, malın kendisi olmadığına göre, malla ilgili alacağın kanıtıdır. İhracatçının vadeli alacağı bugünden kendisine ödenmiş ve karşılığında bir bedel tahsil edilmiştir. Başka ifadeyle, müşteriye zaman satılmıştır. Bunun finanstaki ismi paranın zaman değeridir ve karşılığında alınan, verilen faizdir, ribadır.

Yabancı ithalatçının ve bazen de ayrıca kefil olan bankanın imzasını taşıyan poliçe veya senet bir finans enstrümanıdır. Bu belge ithalatçı tarafından nakit ödemeye bir alternatif olarak düzenlenir. Yani, dışalımcı malın mülkiyetinin kendisine aktarılması karşılığında, böyle bir borç belgesi düzenlemiştir. Bu senet iki amaca hizmet eder:

a- Sözkonusu dış ticaret işleminden doğan borç-alacak ilişkisini kanıtlar.

b- İhracatçının, vadeyi beklemeden ihracat bedelini bir banka veya mali kurumda iskonto etmek suretiyle nakde kavuşmasını sağlar.

Buradan çıkacak bir sonuç; ÖFK’nın bitmiş (sevk sonrası) ihracatı değil, hazırlık aşamasındaki (sevk öncesi) ihracatı desteklemeye uygun yapıda olduğudur. İhraç edilecek malın bünyesine girecek ham madde ve ara mallar ihracatçıya murabaha yoluyla kazandırılabilir. Veya hazır bir mamûl malın ihracatı söz konusu olduğu hallerde, bu mal yine murabaha yöntemiyle ihracatçıya satılabilir.

Hizmet ve Ürünlerin

Fiyatlaması

ÖFK’lar tarafından sunulan hizmet ve ürün fiyatlarının pahalı olduğu, ticarî bankalardan daha yüksek fiyatların müşteriyi zaman zaman hoşnutsuzluğa hatta hayâl kırıklığına uğrattığına şahit oluyoruz. Bazı kimseler yüksek fiyatlamanın bu kuruluşların İslamî özelliğini zedelediğini ve dini bakımdan faizli bankalar mesabesine getirdiğini ileri sürer.

Önce, şunu belirtelim ki; yüksek fiyatlama İslamî bakımdan sağlıklı bir muameleyi faizli muameleye dönüştürmez. Örneğin; ÖFK tarafından verilen bir teminat mektubu şer’en hiçbir mahsur taşımaz. Bu hizmet karşılığı alınan komisyon da doğal olarak helâldir. Komisyon oranının yüksek oluşu teminat mektubu işlemini haram bir muameleye haline getirmez.

Ancak, yüksek komisyon veya ücretle ilgili olarak müşterinin istismar edildiği, güvenin kötüye kullanıldığı ve yapılan hizmete göre alınan karşılığın aşırı olduğu gibi tenkitler yöneltilebilir.

Diğer taraftan, fiyatlamada aşırılık bir ÖFK’nın yüksek maliyetle çalıştığının veya yanlış bir pazarlama politikası yürüttüğünün kısaca bir yönetim zaafı içinde olduğunun göstergesi sayılabilir.

Komisyon ve ücretlerin hangi düzeyde makûl sayılacağını belirleyecek olan piyasa koşulları ve rekabettir. Teorik olarak, rakiplerine göre fazlaca pahalı kalan ÖFK rekabette geri kalır, pazar payı azalır. Bu o kuruluşa piyasanın vereceği cezadır. Teori böyle olmakla beraber, ÖFK ile ticarî bankalar arasında müşteri nezdinde gerçek bir rekabet olduğunu söylemek zordur. Çünkü ÖFK müşterisinin tercihinde rol oynayan motivasyon dinidir. Bu kurumların müşterisi ÖFK’na aslında daha ucuz hizmet almak için gelmez, ihtiyacı olan bankacılık hizmetini alırken İslamiyet’e uymanın huzuru da tercihinde büyük rol oynar.

Dolayısıyla, rekabet ancak ÖFK’nın kendi aralarında olabilir. Bu gerçek karşısında, ÖFK müşterilerine fiyat ve ücret tarifesi uygularken işin bu yönünü nazara alarak kendilerine normal kâr sağlayacak şekilde fiyatlama politikaları yürütmeleri gerekir.

Selam ve dua ile...Nurahasret.com.Alıntıdır:
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
bir müslüman parası yok veya yeterli değil lakin ticarette maharetli,diğer müslüman parası var lakin ticaretten anlamıyor,yoğun belki zamanı yok.Deseki seninle ortak olalım ben ticaret yapayım,sen sermaye yatır,zarar da da karda da ortağız,karını paylaşırız dediler,anlaştılar.burada İslamın olmaz dediği hiçbir husus var mı?
 

tarik1987

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
BURSA
sss

sss

sinan kardeş sorunun muhatabı ben isem ; ben fetva makamı değilim.
o nedenle birşey diyemem. ama söylediğin şey de tıpkı öfk lerin yaptığı şey. aynı mantık.
sevgiyle...
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Kâr zarar ortaklığı
Sual: Finans kurumlarına kâr ve zarara ortak olmak üzere para yatırılıyor. Yatırılan paranın nereye sarf edildiğini bilmek ve demirbaş malzemeye de ortak olmak gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Şirketin yalnız kâr ve zararına ortak olmak için para yatırmak caizdir. Yatırılan paranın nereye sarf edildiğini bilmek gerekmez. Böyle iştirak etmek mudarebe şirketi olur.

Mudarebe şirketinde, ortakların bir kısmı sermaye verir, bir kısmı da iş yapar. Kâr, önceden sözleşilen oranda paylaşılır. Mesela, (Sermaye verenlere kârın % 45'i, iş yapanlara % 55'i verilir) denmişse ve şirket de o yıl 100 milyar lira kâr etmişse, 45 milyarını sermaye verenler, 55 milyarını da iş yapanlar alır. Sermaye, iş yapanlara emanettir. (Mecelle şerhi)

Sual: Finans kurumları yaklaşık bankalar kadar kâr veriyor. Bu kurumlar hiç zarar etmiyor mu? Niye hep yüksek kâr veriyorlar? Bir finans kurumu zarar etse, müşterisine kâr etmiş gibi, fazla para verse günah olmaz mı?
CEVAP
Finans kurumu, % 60 kâr etse, müşterisine % 70 verse günah olmaz. Herkes dilediği kimseye, dilediği kadar hediye verebilir. Bir finans kurumu, % 60 kâr etse, müşteriye % 59 verse günah olur, kul hakkı geçer. Yani aşağı veremez; fakat daha yüksek kâr verebilir.

Bir kimse, parasını onda bir hisse olarak kâr ve zarara ortak olmak üzere bir bakkala veya bir eczacıya verse, kârın onda birini almak, zararın onda birini vermek gerekir. Finans kurumları da böyledir. Banka zarar etse de verir. Fakat finans kurumları zarar edince, (Zarar ettik. Kâr vermiyoruz) diyebilir. Zarar etmedikleri için demiyorlardır. Zarar ettikleri halde, bankaların verdiği kadar, bir kâr verse, yine caiz olur. Herkes, istediğine istediği kadar hediye verebilir.

Sual: Bir de şöyle bir sorun var: Paralarını bu şekilde yatıranlar şirket kâr edince güzel güzel paralarını alıyorlar fakat şirket zarar edince kıyameti koparıyorlar. Böyle yapanlar sadece kâra ortak olduklarını mı düşünüyorlar ve bu niyetle para yatırıyorlar?
CEVAP
Dinimizde bazı şeyler niyete bağlı bazıları da söze bağlıdır. Alış verişte ise söze bakılır. Şirket zarar edince feryat edilmez. Çünkü kâr ve zarar ortaklığı bu, bunu baştan kabul ediyorlar.

Sual: Paramı kâr ve zarara ortak olmak üzere eczacıya verdim. 1/5 hissesi benim. Kârın 1/5 ni almak, zararın 1/5 ni vermek caiz mi?
CEVAP
Evet.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
"Faizin her türlüsü ayağımın altındadır" Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.)
 

tarik1987

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
BURSA
Radikal Kardeşim. Yaziyi Okursan Sevinirim.
"faiz Değil Konu, Kar Payi"
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Radikal Kardeşim. Yaziyi Okursan Sevinirim.
"faiz Değil Konu, Kar Payi"
Evet kardeşim, okudum ve anladım güzel kardeşim. O yüzden yazdım zaten bu mubarek hadis-i şerifi. Ne yazdığımı da gayet iyi biliyorum sevgili kardeşim. Biraz düşün ve araştır, inşaallah hak vereceksin. Faiz nedir diye düşün önce, faizin tanımını yap kendi içinde ondan sonra kar payını istediğin çerçeveye oturtabilirsin.

"Faizin her türlüsü ayağımın altındadır" Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.)
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Gerekmez. Şirketin yalnız kâr ve zararına ortak olmak için para yatırmak caizdir. Yatırılan paranın nereye sarf edildiğini bilmek gerekmez. Böyle iştirak etmek mudarebe şirketi olur.
Aman, aman sevgili beyaz ışık. Çok tehlikeli burası. Maazallah, fetvaya girerki bu bölüm, fazin haram hükmünü, oluş sebebini ve varlığını helal anlamına sokar.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
kar zarar da paranın nereye yatırıldıgı önemlidir kar zarar oraklıgı faiz degildir bunda kar ve zararda oldugu için aynı ticaret gibidir aynı gün içinde zarada karda edersin fakat faizde bu böyle degildir faizdeher zaman kar vardır zarar yoktur
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bize göre müslümanlar faiz sisteminden ancak kendi sistemlerini oluşturarak kurtulabilirler.İşte bizim tevhid,ihlas ve uhuvvet eksenliği olmamız düzgün din adamları,mümin iktisadçılar konu ile ilgili bu eksende düşünen muhteremler den şura ile Kur'an ve sünnete uygun içtihadı ve uygulamayı yakalamamız gerekir.Ne yazık ki içerde başka dışarda hergün birbaşkalaşıyoruz,sinemaya gidiyor,sokağa çıkıyor,internete giriyor,akla karayı seçemez konuma düşüyoruz.önce Tevhidi bilince sahip olmalı ,ihlası yakamalı,uhuvvetle bakmalı,ittihat etmeliyiz.bu gün tek kişi içtihad verecek konumda değildir,şura olmalıdır,tabiki bu islam şurasına gönülden bağlı uhuvvetçi,tevhiçi,ihlaslı ümmette lazım..
 

tarik1987

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
BURSA
Bakin Arkadaşlar,

Karpayi
Bankalarin Hisselerine Ortak Olmak Ve Onlarin Yillik Karindan Ortaklik ölçütünde Pay Almaktir.

Faize Benzese De Değildir.(sakin Beni Işi Kilifina Uyduruyo Sanmayin)
Faizden Farki, Karpayinin Ne Getireceği Daha Doğrusu Getireceği Belli Değildir. Zarar Etmek Var Bu Işte.
Yani Nasil Ki Bir Esnafla Ortak Olusunuz, Bunda Da Ayni Mantik: Paranizi Banka Kullaniyor. Yani Paraniz Kadar Bankaya Gerçekten Ortak Oluyorsunuz.

"faizin Her Türlüsü Haramdir"
Amma Karpayi Da Faiz Değildir,haram Değildir.
Dua Ile...
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
kar zarar da paranın nereye yatırıldıgı önemlidir kar zarar oraklıgı faiz degildir bunda kar ve zararda oldugu için aynı ticaret gibidir aynı gün içinde zarada karda edersin fakat faizde bu böyle degildir faizdeher zaman kar vardır zarar yoktur

Casus kardeşim bu kadar kesin konuşma istersen.Şimdi şu açıdan bakalım.evet parayı faizsiz denen bir kuruma yatırdık.Peki Allah için yatıranların kalbinden geçen zarar edebilirim endişesimi,yoksa faiz endişesini ortadan kaldırmakmı?Gidiyorsunuz ve kar payı önceden belli bir sisteme yatırıyorsunuz parayı.Birinci benzerlik bu.Faizdede önceden belli bir oran söz konusu.Peki vade söz konusumu karpayı dağıtım süreleri ile ilgili evet 6 ay bir yıl gibi.Peki vadeye göre karpayı oranları değişiyormu evet değişiyor.Yani oranda değişme olmasada kazançta değişme söz konusu.Peki müslümanın yatırdığı bu parayı nereye kullanıyorlar.yatırm ortaklığı kredi satmıyormu.Kredi alan insanlara ortakmı oluyor yoksa kağıt üzerindeki belirlenmiş,oranlarlarmı uygulanıyor.Lizing yada benzeri operasyonlarda zarar riski varmı bu kurumların.Hayır.Kesinlikle verdiği her kuruşun garantisini alıyor ipoteğini yapıyor falan.E nasıl kar zarar ortak.Parayı getirene kar zara ortak.Parayı sattığının zararına ortak değil.E o zaman bu kurumlar kendi kazançlarını garanti altına almış,para ticarethaneleri olmuyormu.Sermayede müslümanların parası.Oh ne güzel İstanbul.Kar denilen ve pay edilen parada faiz varmı yokmu.Eğer bu sistemlerin piyasadan çekerek büyük sermayelere köle ettikleri paralar,insanların elinde olsa ve kendileri bir araya gelerek üç dört ortaklı kobiler çoğalsa bu ülkede bu kadar işsizlik olurmu zannediyorsunuz.Armatör gelir 4 tane gemi aldırır kuruma
gönderir uluslar arası sulara hem armatör hem kurum hemde parayı yatıran ihlaslı müslümanlar kazanır !! Değilmi sistem bu.Peki işsiz güçsüz o kadar insan ne olacak ülkedeki.Ha onlarda ya parasızlıktan hastanelerde rehin kalacak,ya hırsızlık yapacak Allah korusun yada başka gayri meşru işlere sapacak.Arkadaşlar bu olaya bakışımız bizim çok daha farklı olmalı.İnsanlar neden kredi kartlarına bu kadar muhtaç oldu bi sorun kendinize.Çünki işini görecek komşusu,yada sıkıntısını giderecek,arkadaşı parasını faizsiz kurumlarda değerlendiriyor ve o kurumlarda kredi kartı dağıtıyor.Amam babasının hayrına dağıtmıyor.Yaptığın harcamaya belli miktarda kar payı ödemek koşulu ile alıyorsun o kartları.Şimdi tekrar düşünelim.Ondan sonra bu konuda daha dikkatli konuşalım.Dua ile
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Aman, aman sevgili beyaz ışık. Çok tehlikeli burası. Maazallah, fetvaya girerki bu bölüm, fazin haram hükmünü, oluş sebebini ve varlığını helal anlamına sokar.

DOGRU SOYLUYORSUN ABİM......HER ŞEYİ HERYERDE YAZMAMAK LAZIM LAKIN YAZININDA BUTUNUNE BAKMAK LAZIM.....ARADAN BİR PARAFA BAKARSA KARDEŞLER YANILAN COK OLUR.....

ONUN İÇİN SOYL EBİR UYARI YAZAYIM.......EGER HARAM İŞLERDE KOŞAN BİR ŞİRKETE BİLEREK ORTAK OLURSANIZ O ZAMAN SIZE GELEN PARADA HARAMDIR....

TAMMAMI ABİCİM DEDİĞİN GİBİ KONUYU UZATIRSAK FETVAYA GİRECEZ Kİ BAYA BİR UZAYACAK...

SELAMETLE
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Selamün Aleyküm,Acizane bir kac lafta ben yazayim.Biliyorsunuz efendim ben cogunlukla yurtdisinda ikamet eden biriyim.Bu faizsiz finanz kurumlarina sormak lazim.Acaba verdiginiz kredilerden faiz almiyorsunuzda kar payimi aliyorsunuz?Acaba zarar eden kredi kullanmis insanlardan kar payi adi altinda faizmi aliyorsunuz yoksa adamin zarainin ortak oldugunuz bölümünü ödüyormusunuz?bunun gibi onlarca soru sora bilirim.

Namussuz herifler yurtdisindaki gurbetcilerin paralarini bu sekilde nasil helak ettiler serefsiz faizciler.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
En baştan belirteyim, ukelalık etmek istemem. Fakat, konu benim mesleğim ile ilgili olan bölüme girdiki, burada bildiğimi paylaşmak ile mükellefim. En başta mücahid, metin mete ve duhanın düşüncelerine birebir katılıyorum. Ben ekonomi ile ilgili olarak okudum ve halen o alanda fiili olarak çalışıyorum.Okul bittiği zaman kariyer basamağının en başında bir grup medyanın adlandırdığı "yeşil sermaye" (sanki sermayenin rengi varmış gibi) olarak tanınan holdınglerin birine bağlı bir firmada finans ve mali işler sorumlusu olarak göreve getirildim. Görev yaptığım süre zarfında, daha önceden duyduğum "faizsiz kar payı" sözünü açıkcası o güne kadar ciddi anlamda araştırmamıştım. Çalıştığım firmanın holdıng merkeze bağlı olması nedeni ile haftanın iki gününü merkezde geçiriyorduk. O esnada,Almanya da, Belçika, Fransa, Avusturya, Hollanda vb... gibi ülkelerde çalışan Türk gurbetçilerden ne şekilde ve ne tür fikirler ile para toplandığına ve bunu yine "kar payı amaçlı" nasıl topladıklarına çok yakından şahit olduk. Bu toplanan paraların nasıl "kar amaçlı kazanç!!!" olarak geri ödendiğini de gördük. Ayrıca ülke içerisinde hali hazırda yürürlükte olan Sermaye amaçlı ticarethanelerin yasal yükümlülüklerini kapsayan ilgili konularıda nasıl yasal mevzuatlara uydurulduğunu da yaşadık. Çok fazla detaya gir(e)miyorum, amacım; (en baştaki cümlede belirttim) "hiç kimse tereciye tere satmasın".

Bu ülkede; en azından şimdiye kadar, faizsiz "kar payı" mantığı ile çalışan hiç bir tane kurum ve kuruluş yoktur. Bu güne kadar da olmamıştır!.. Bundan sonra olur mu ? zor! İlgili mevzuatlar ile piyasa koşulları örtüşmüyor çünkü. Yasal düzenlemeler yapılmadığı içinde şimdilik mümkün değil. Hangi Ö.F.K. ben çalışıyorum diyorsa bilinki; yalan, yalan ve yine çok koyu yalan söylüyor..! Bu neye benziyor biliyormusunuz ? Çok sevdiğiniz ve dinlemek istediğiniz bir şarkıyı youtubede bulup bunu world formatında dinlemeyi "istemeye" benziyor. Bu ne kadar mümkünse bu ülkede, faizsiz kazanç o kadar mümkündür. Bunu kendine güvenen her ekonomist ile tartışmaya her platformda hazırım. Ben başınızı ağrıtmayayım diye kısa kesiyorum. Yoksa yazılacak o kadar çok şey varki, belgeleri ile ortaya koyup sayfalarca yazı yazabilirim bu konuda.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Selamün Aleyküm,Radikal kardesim Cok dogru hem insanlarin gözünün icine baka baka yalan söylüyorlar hemde karsi cikana(isi gercekten bilene)olmadik hakaret hemde kafirlik ile sucluyor/suclatiyorlar piyonlarina.Ne yazikki bunlar hep adina Islami/dindar kuruluslar dedigimiz büyük holdingler her zaman ön safta gördügümüz mümtaz kisilerin kuruluslari.Bakiniz Osmaniyede OSIMPAS denen bir kurulus vardi osmaniye halkindan o kadar para topladiki sahibide hala su an Milletvekili ve bir gecede iflas etti binlerce emekli dul cifci memur isci insanin bütün parasina kar payi adi altinda yediler iste Osmaniyenin en ünlü gelmis gecmis Dindar görünümlü Serefsizleri..Iste Islami alet edip ikide fetva(Kimlerden aldi biliniyor)aldi haydi bizim saf akilli(aklini kiraya veren)müslümanlar yatirdida yatirdi....
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Bakiniz Osmaniyede OSIMPAS denen bir kurulus vardi osmaniye halkindan o kadar para topladiki sahibide hala su an Milletvekili ve bir gecede iflas etti binlerce emekli dul cifci memur isci insanin bütün parasina kar payi adi altinda yediler iste Osmaniyenin en ünlü gelmis gecmis Dindar görünümlü Serefsizleri..Iste Islami alet edip ikide fetva(Kimlerden aldi biliniyor)aldi haydi bizim saf akilli(aklini kiraya veren)müslümanlar yatirdida yatirdi....
Aleykümselam metin mete. O dönemde Osmaniyede bulunuyordum çok iyi bilirim o vatandaş ve aile efradını :p
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Selamün Aleyküm,Dostum Radikal iyi biliyorsunda seninde canini yaktilarmi?Cünki biz önleyelim bu kuyunun dibi görünmüyor derken en basidi benim Anne tarafimdan akrabalarim bana ates püskürmüslerdide.Beni Kafir ne olacakla diyerek neler yapmislardi..Her neyse Allahim Bizleri bu gibi Seytanin Hani diyor ya"Ayetlerle kandirir"böyle oyunlarindan korusun.Rahmana emanet ol.
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
Bakin Arkadaşlar,

Karpayi
Bankalarin Hisselerine Ortak Olmak Ve Onlarin Yillik Karindan Ortaklik ölçütünde Pay Almaktir.

Faize Benzese De Değildir.(sakin Beni Işi Kilifina Uyduruyo Sanmayin)
Faizden Farki, Karpayinin Ne Getireceği Daha Doğrusu Getireceği Belli Değildir. Zarar Etmek Var Bu Işte.
Yani Nasil Ki Bir Esnafla Ortak Olusunuz, Bunda Da Ayni Mantik: Paranizi Banka Kullaniyor. Yani Paraniz Kadar Bankaya Gerçekten Ortak Oluyorsunuz.

"faizin Her Türlüsü Haramdir"
Amma Karpayi Da Faiz Değildir,haram Değildir.
Dua Ile...

banka faizinde de zarar etme olasılığı vardır şimdi faizdemi helal oldu
 

tarik1987

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
BURSA
banka faizinde de zarar etme olasılığı vardır şimdi faizdemi helal oldu

banka faizinde zarar etme olasılığınız yok. çünkü zaten faiz demek paranı kiralamak gibi birşey. yani paranı bankaya bverityosun hiçbir şey olmadan fazladan parayla birlikte para nı alıyursun.
YANİ FAİZE VERİLEN PARA KESİNLİKLE KAR YAPAR VE BU ÖNCEDEN BELLİDİR. KARPAYINDA BÖYLE BİRŞEY SÖZKONUSU DEĞİLDİR
SELAM İLE
 
Üst Alt