Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamdaki bölünmenin başlangıcı matüradi ve eşari

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
Dini iman konularının tartışıldığı arenaya çevirmişler. Kendi dediklerinin doğru kabul etmişler.Sadece kendi dediklerinin doğru olduğunu ispata çalışmışlar. daha sonra mezhepler oluşmuş.Peygamberimiz zamanında mezhep yoktu.Kuranda mezhep yok.Usullermi? sahih hadisler usulleri belirler.Efendimiz, “Riyazet-ül Sâlihîn”in önsözünde vaaz ettiği bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuşlardır:
“Birgün benim hadîslerim tartışma konusu olacak. Tartışma konusu olduğu günlerde Kur’ân-ı Kerim’e bakınız.Benim sözüm Kurana aykırı olamaz”
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
14 asırlık islam tarihinin son 12 asrı alimlerin sayesinde önce iman kavgaları başlamış.matüridücüler ve eşariciler olarak kamplara ayrılmış oda yetmemiş.mezhepler çıkmış bu sefer muameletta fıkıhta uygulamalarda kavgalar başlamış.Fikir ayrılıkları, inatlaşmalar,Benim dediğim doğruduru ispatlama yarışları bazen kan ve gözyaşları ile sonuçlanmış. Peki bunlar neye kime hizmet etmişler?
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
islamın 5 şartı temel alınmış. fazlası ifrat azı tefrit olmuş.Bu hadis mevzu bir hadis.islamın gerekleri arasında tabii ki bu 5 var.Kuran sadece bu 5 e sığdırılabilir mi?
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
islamın 5 şartı temel alınmış. fazlası ifrat azı tefrit olmuş.Bu hadis mevzu bir hadis.islamın gerekleri arasında tabii ki bu 5 var.Kuran sadece bu 5 e sığdırılabilir mi?

Mevzu olan hadis, meşhur cibril hadisi ise o hadis sahih'dir, hani islam, iman, ve ihsan bağlamında...islamın özü beştir demek olur...
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
islamın en güzel çağları 2 asır sürmüş şeytan alimleri kullanarak aydınlık çağları önce grileştirmiş sonra karartmış osmanlıda tekrar ilk 2 asırlık döneme yakın yaşanmış.islamı en güzel gerçek tasavvuf ve tarikat grupları yaşamış kalanları boş şeylerle uğraşarak patinaj çekmişler
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
mezhep imamları ortaya mezhep çıkaralımda ümmeti Muhammed ayrılığa düşsün diye yola çıkmamışlar. Bizim sözlerimiz Kurana Sünnete aykırı ise terkediniz demişler. Kraldan fazla kralcı cahil,yobaz,fanatikler ( günümüzdede çok var) sanki mezhep imamlarını ilahlaştırırcasına en ufak bir şeyde vay mezhepsiz kafir tekfirinde bulunuyorlar.
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
dünyada başta arabistan olmak üzere mezheplerdeki sakatlıları görenler.mezheperden soğumaktadır.mezhepler iyi birşey olsaydı müslümanlar arasına tefrika ,fitne sokmaz.Kavgaya sebep olmazlardı.İslam tarihini inceleyin müslümanla mezhep yüzünden birbirlerini boğazlamışlar,öldürmüşler.bunlar şeytana hizmet değilmi? şimdi cahiller çıkacak diyecekki vay efendim mezhepsizliği ingilizler ve yahudiler teşvik ediyormuş.Onlarında hiç işi gücü yoktu mezhepsizliği teşvik edecek onlar olsa olsa mezhepi teşvik eder böl parçala yönet taktiği ne kadar fırkalar,ayrılıklar olursa onların ekmeğine yağ sürmüş oluyorsun.Şeytanında bölücülük çok işine gelir.
 
T

Tanyeri

Guest
Müslümanlar arasında kavgaya sebep olanın mezhepler olduğunu düşünmüyorum. Müslümanın kendisidir kavgaya sebep olan, kendisini üstün görmesidir. Ben şimdi hanefiyim diye, gidipte şafi olan biri ile hangi akla hizmet kavga edeyim. Aklı başında hiç bir müslüman bunu yapmaz. Doğru olan mezhepleri ortadan kaldırmak değil, aklımızı başımıza almaktır.

Selametle.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
mezhep imamları ortaya mezhep çıkaralımda ümmeti Muhammed ayrılığa düşsün diye yola çıkmamışlar. Bizim sözlerimiz Kurana Sünnete aykırı ise terkediniz demişler. Kraldan fazla kralcı cahil,yobaz,fanatikler ( günümüzdede çok var) sanki mezhep imamlarını ilahlaştırırcasına en ufak bir şeyde vay mezhepsiz kafir tekfirinde bulunuyorlar.
kardeş bu konuda sizkatılıyorum fakat bazı kardeşlerimizde müslümanların bir birene girmesinde mezhep sahiplerini sorumlu tutuyor halbuki böyle bir şey yoktur
 

asilnur

New member
Katılım
18 Eki 2007
Mesajlar
168
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
Konum
Istanbul
Benimde çok üzüldüğüm bir konu var arkadaşlar,özellikle cemaatler arasında bile birbirlerine kinli ve ters bakma var yani hepimiz aynı Allah inanıyoruz neden bu hareketler.Ve kimse yalnız benim yolum hak diyemez ama benim yolum hak diyebilir.Arkadaşlar birbirimize sahip çıkalım ne olur.
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
sayın tanyeri kavganın sebebi insanlar derken nefsine tabii insanlar diye tamamlayayım, yani gizli şirkteler.İnsanlar nefs teskiyesi ile uğraşmayı unutmuşlar
CASİYE23
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah'tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?
 
T

Tanyeri

Guest
Benim söylediğimden başka bir şey söylememişsiniz sayın tevhideçağrı. Mezheplerde ayrılık amel etme noktasındadır. 'Sen namazın sünnetini kılmazsın ha, vay hain.' diyerek bir şafi ile ya da uyuyup uyandıktan sonra namaz kılan bir hanbeli ile ben ne diye kavga edecek mişim ki? Dört mezhep haktır buyurmamış mı Efendimiz (s.a.v), isteyen istediği gibi yapar. Yine söylüyorum kavgaların sebebi müslümanın kendisidir yani nefsi.

Selametle.
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
lütfen komik olmayın Peygamberimiz S.A.S mezhepler haktır diye nasıl söylesin? nasıl inanabiliyorsunuz? böyle saçmalıklara Allah aşkına Peygamberimiz hangi zaman diliminde yaşadı? mezhepler hangi zamanda çıktı? Peygamberimizden 200 sene sonra mezheper çıktı.Peygamberimiz ve ondan sonra 4 halife asla mezheplere izin vermezlerdi. Hadislere bile izin vermezken dinin bozulmaması için ellerinden geleni yapmışlar Allah onlardan razı olsun.

4 HALİFENİN HADİSLERE KARŞI TAVRI

Kuran’ın dışında başka kaynakları da dinin kaynağı ilan edenlere, Kuran’ı tek başına yetersiz görenlere, Kuran’la beraber uydurmalarla dolu hadis kitaplarından da dini anlamaya çalışanların kabulüne göre İslam’ın en mutlu dönemi önce Peygamberimiz’in zamanı, sonra ise 4 Halife dönemidir. Fakat ne yazık ki bu halifelerin üstünlüğünü kabul edenlerin uygulamaları 4 Halife ile de çelişmiştir. Daha evvel 4. Bölüm’de Peygamberimiz’in hadisleri yazdırmadığını gördük. 4 Halife de, bırakın hadis yazdırmayı, kişilerin hadis nakletmelerini engellemeye çalışmışlar ve Kuran dışında başka kaynak oluşmamasının mücadelesini vermişlerdir. üstelik bu mücadeleyi Peygamber’in vefatından sonraki ilk yıllarda vermişlerdir. Yani uydurmaların çok daha az olduğu bir dönemde. Oysa isteselerdi Peygamber’in en azından birkaç yüz veya birkaç bin hadisini toplayıp bir kitap yapabilirlerdi. Hem de Peygamber’i gören ve çok yakın olan 4 Halife eminiz ki çok az yanlışla böyle bir hadis kitabını oluşturabilirlerdi.
Bu bölümde izah etmek istediğimiz ; doğru olsa bile Kuran dışında başka dini kaynak oluşturmamanın en güzel örneğinin, Peygamber’den sonra 4 Halife döneminde görüldüğüdür. Onlar doğru olan hadisleri bile toplamadılar, insanların Kuran dışına taşmasını önlemeye çalıştılar. Oysa ünlü hadisçi Darekutni’nin ifadesine göre: “Yalan hadisler arasında sağlam hadis, siyah öküzün derisindeki tek tük beyaz kıl kadardır.” Gün gelmiş yalan hadislerin çokluğu doğru olan hadisleri geçmiş ve siyasi, maddi, manevi menfaatlerin baş gösterdiği devirde, bugünün en ünlü hadis kitapları yazılmıştır. Oysa 4 Halife kendi gözetimleri de mümkünken bırakın tek hadis yazmayı, kimseye tek hadis bile yazdırmamış, hadis naklini de kötü görmüşlerdir. üstelik doğruların yalanlardan fazla olduğu, kendilerinin ise hakem olabileceği bir ortamda. Şimdi birileri kalkıyor 4 Halife aşağı, 4 Halife yukarı onları öve öve bitiremiyor; ama Kuran’ı dinin tek kaynağı kılmak için onların bu tavırlarını uygulamaya gelince, sanki böyle bir olay olmamış, sanki kendi kaynakları bile bu gerçekleri kabul etmiyormuş gibi, tarihin bu olaylarını görmezden geliyorlar.
Gelin Hz. Ebubekir’den başlayarak sırasıyla 4 halifenin hadis toplamaya ve nakline karşı tavrını geleneksel İslamcıların da kabul ettiği kaynaklardan alıntılar yaparak görelim:
Ebubekir Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.”
Zehebi, Tezkiratul Huffaz 1/3, Buhari 1.cilt
Görüldüğü gibi ilk halife Hz. Ebubekir, Kuran dışında başka bir kaynak ortaya çıkmamasının reçetesini şöyle yazmıştır: “Hiçbir hadis nakletmeyin.” Dikkat edin; “Şu kadar şahit olursa, şu şu haller de olursa, doğru hadisi toplayın, yalanı şöyle atın, geriye doğrusu kalsın...” diye tarifler yapmamış, kestirme şekilde hadis nakil edilmemesini istemiştir. Hz. Ebubekir döneminde yaşayanların çoğunun Peygamber’i görenler olduğunu, Peygamber’in birçok sözünün en taze dönemi olduğunu düşünürsek, Hz. Ebubekir’in bu konudaki tavrı daha da anlamlı olur. Hz. Ömer’in bu konudaki tavrı aynı Hz. Ebubekir gibidir, hatta diyebiliriz ki Hz. Ömer bu konuda Hz. Ebubekir’den çok daha sert de davranmıştır.

Ebubekir Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.”
Zehebi, Tezkiratul Huffaz 1/3, Buhari 1.cilt
Hz. Ömer diğer şehirlerdeki sahabelere de mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi.
İbni Abdil Berr, Camiul Beyanil İlm ve Fazluhu 1/64-65
Hadisler Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: Kitap Ehli’nin Mişna’sı gibi Müslümanların Mişna’sıdır bunlar.
İbni Sad/Tabakat 5/140
Hz. Ömer çok değerli bir tespitle; Museviler’in dinlerini dejenere edişlerinde Tevrat dışında Mişna adlı kitapları dini kaynak edinişlerini görmüş ve Peygamber’e fatura edilerek dinin kaynağı kılınmak istenen hadislerin bu Mişnalar’ın fonksiyonunu kazanacağını anlamıştır. Buna karşı hem diliyle, hem eliyle mücadele etmiş ve bu mişnaları yakmıştır. Hz. Ömer’in yaktırdığı Mişnalar’daki doğru hadis oranı tahminimizce bugünkü en doğru kabul edilen Buhari’den de, Müslim’den de çok daha yüksektir. çünkü Peygamber’i görenler o dönemde hayattadır, ayrıca ileride olacak siyasi ayrılıklar ve kargaşalar henüz olmamıştır.
Geleneksel İslam’ı savunanlara soralım: Sizce Hz. Ömer Peygamber’i sevmiyor muydu? Peygamber’e sizin kadar (!) saygı duymuyor muydu?
Hz. Osman çok hadis nakletmelerinden dolayı Ebu Hureyre’yi Devş dağlarına göndermekle, Kab’ı Kırede dağlarına sürgün etmekle tehdit etmiştir.
Tahzırul Havas 10b.
4 Halife’nin dışında Peygamberimiz’i gören birçok değerli sahabe, gerek 4 Halife döneminde, gerekse 4 Halifeden sonra arkadaşlarının hadislere karşı takındıkları tavrı benimsemişlerdir. Bu konuda İbni Abbas ve Abdullah bin Mesud adlı meşhur sahabeleri görelim:
Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi.
Buhari K. Fezailul Kuran 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30,31 Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmizi K. Fiten 43
ibni Abbas hadis yazmayı yasaklar ve şöyle derdi: “Sizden önceki ümmetlerin sapmaları bu şekilde kitaplar vücuda getirmek yüzünden olmuştur.” İbn Abdül Berr, Camiul Beyanil ilm 1/63-68
Abdullah bin Mesud elinde bir hadis sayfasıyla geldi. Sonra su isteyerek yazıları sildi, sayfanın yakılmasını emretti ve şunu söyledi: “Allah kime bir hadis sayfasının yerini bildirirse ve o da beni bundan haberdar ederse Allah’a yemin ederim ki, Hindistan’da dahi olsa o hadisi arar bulur ve yok ederdim.
Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetinin Aydınlatılması s. 27
Hz. Ali minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yoketsinler. Zira halkı helak eden olay, alimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.”
İbn Abdülberr, Camiul Beyanil İlm

Birgün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış.” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki:
“Kurtuluş Kuran’dadır. çünkü sizden öncekilerin haberleri de, sizden sonrakilerin haberleri de, aranızdakilerin hükmü de ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. O’nu terkeden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu O’ndan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür.
O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kuran’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.”
Sünen-i Tırmizi/Darimi
Peygamberimizin Kuran'da geçen bir bahsi açıklaması gayet doğaldır. Namaz en güzel örnektir. İtiraz edilen husus : peygamberimize isnat edilen ve Kuran'la çelişen veya Kuran'da yer almayan hükümlerle Dinimizin bozulmaya çalışılmasıdır.
"Dinde zorlama yoktur.”
2Bakara Suresi 256
"Dinini değiştireni öldürün.”
Nesei 78/14,Buhari 12/1883
Bakın bu örnekte Kuranla, (uydurma)hadis çelişmektedir. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? Dinde zorlama yoktur demeyi mi yoksa dinini değiştireni öldürmeyi mi? Birisini seçmek zorundasınız.
Hadis:“Kan aldırmak yapanın da yaptıranın da orucunu bozar.”
Tirmizi Oruç 60/Ebu Davud Oruç 28/Buhari Oruç 32
Hadis:“Peygamber’imiz oruçlu iken kan aldırmış-lardır.”
Ebu Davud Oruç 29-30/Tirmizi Oruç 59/Buhari Tıp 11
Buna ne diyeceksiniz. Hangi hadise göre amel edeceksiniz?
Hadis:“Gerek küçük, gerek büyük tuvaletinizi yaparken kıbleye dönmeyin.”
Hanbel 3/12
Hadis:“Peygamber’imiz bir takım insanların küçük ve büyük tuvaletleri için kıbleye dönmeyi hoş karşılamadıklarından, bu bidatı (hurafeyi) kaldırmak için tuvaletini kıbleye doğru yaptırdı.”
Buhari 4/11
Sizce bu hadislerden hangisi doğrudur? Her ikisi de doğru olamaz. Biri doğruysa diğeri uydurma demektir. Her ikiside sahihtir.
Dikkat ederseniz yukarda cevap veren arkadaşlar hep yuvarlak sözler söylemekteler. Kimse detaylara girmiyor. Uzaktan bakınca söyledikleriniz mantıklı gibi gözüküyor ama yakından bakınca öyle olmuyor.
Benim bir ricam var:
Yukarda yazdığım ayet-sünnet çelişkilerine ve hadis-hadis çelişkilerine birisi çıkıp cevap versin ki işin doğrusunu biz de bilmiyorsak öğrenelim ve memnuniyetle kabul edelim inşallah.
Ama şunu anlayın artık:
Hadislere dikkatli yaklaşalım derken, peygamber efendimizi reddetmek diye bir şeyi kastetmiyoruz. Konuyu bu şekilde anlatmayın, böyle algılamayın. Vebale girersiniz.
hadislere neden dikkatli yaklaşalım?
1-Peygamberimize isnat edilen yalanları dinimizden temizlemek
2-Söylemediği sözler yüzünden yanlış tanınmasına ve anlaşılmasına mani olmak
için.......
İŞTE AMAÇ BUDUR.
(Yukardaki çelişkili hadislerin açıklanmasını bekliyorum. Eğer açıklayamıyorsanız hadislerin bir kısmının uydurma olduğunu kabul edin ve bunları temizlemek gerektiğini söyleyin. Kimsenin peygamberimize böyle yalanlar isnat etmeye hakkı yoktur. Birileri bunları yapmış, sonucuna katlanacaklar, bu yanlışları devam ettirmek bizi de vebal altına sokar)
 
T

Tanyeri

Guest
Kardeşim, Genel İslam Konular bölümünde, Kuran Hadis Çelişkisi, Kuran Mantık Çelişkisi konularında istediğin açıklamalar elli kere yapıldı, anlatıyorlar, anlamıyorsunuz ki ya da anlamak istemiyorsunuz. Bir kaç hadisi örnek gösterip, komple hadis inkarcılığına götürüyorsunuz işi. Bizim delillerimize, kaç sene önceymiş, kim söylemiş, kim miş o ? gibi sorular yöneltiyorsunuz, sonra kalkıp aynı yöntemle deliller sunuyorsunuz önümüze. Sen benim delilime inanmıyorsan, ben senin deliline niye inanayım? Eğer inanıyorken baktığımız kimin söylediği, ne zaman söylediği ise benimde senin söylediğine inanmam biraz saçma olmuyor mu? Maksadınız anlamak olsaydı, çoktan anlamıştınız ama maksat anlamak değil sanırım, başka bir şey.

Selametle.
 

akell

New member
Katılım
14 Eki 2007
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
bakara 213 - İnsanlar tek bir ümmetti. Ayrılmaları üzerine Allah(c.c.), rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki, insanların, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun. Bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah(c.c.) kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah(c.c.), dilediğini doğru yola iletir.


hırs ve kıskançlık herşeyi özetlemeye yetiyor
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
sayın tanyeri hadis inkarcılığı ile suçaldığınız kişinin yazılarını okumamışsınız bile sonrada diyorsunuzki bizi anlamak istemiyorsunuz?peki soruyorum hadis inkarcılığı hükmüne hangi yazımla karar verdiniz?

ZAN
Başkaları hakkında onların belkide yapmadıkları birşeyi onlar yapmış gibi düşünmek zandır. Ve bu düşüncemiz, o kişiyi görmediğimiz halde bir suç işliyormuş gibi bir hükme bizi sürüklerse o zaman bu zan büyük bir günahtır.
53/Necm-23- - Onlar yalnız zan ve tahmine, nefsimizin arzularına uyarlar.
49/Hucurat-12- - Ey imân edenler zannın çoğundan sakının, şüphesiz bazı zanlar (su-i zan) günahtır.
53/Necm-28- - Onların bu sözleri hakkında hiçbir bilgileri yok. Onlar sadece zanna ittiba ederler. Zan ise insanı bir hakkı bilmek rnecburiyetinden vareste kılamaz (dışında tutamaz).

10/Yunus-66-- Onlar, ancak o zanna tâbî olurlar. Ancak tahmin ederler.
10/Yunus-36- - Onların ekserisi ancak zanna tâbî olurlar, şüphesiz zan hiçbir zaman hakkın yerine geçmez.
7/Araf-30 - - Şüphesiz onlar Allah'ı bırakarak şeytanı dost edinmişlerdir ve hidayete erdiklerini zannediyorlardı.
6/En'âm-148- - Onlara de ki; Eğer bir bilğiniz varsa onu bize çıkarırsanız siz zandan başka bir şeye tâbî olmazsınız, kuru kuru tahminde bulunursunuz.
6/En'âm- 116- - Yeryüzünde olanın ekserisine itaat edersen onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zandan başka birşeye tâbî olmazlar. Onlar kuru kuru tahminde bulunurlar.
 
T

Tanyeri

Guest
Peki kardeşim, zanda bulunmuş olabilirim, hakkınızı helal edin.

Sondan bir önce ki yazınızda örnek gösterdiğiniz hadislerin açıklaması bahsettiğim konularda gayet açık bir şekilde yapıldı diye düşünüyorum. Siz yine de şüpheli hadis diyorsanız, siz bilirsiniz artık.

Selametle.
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
hakkımı helal etmiyorum çünkü gördüğüm kadarı ile zannınız devam etmekte
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
mesele senin imam benim imam meselesi değil imamlarla bir alıp veremediğim yok 12 asır önce yaşamış kişilere iftira ve zandan Allaha sığınırım.Demekki mezhep imamları mezhep kurmak için yola çıkmamışlar bizim sözlerimiz kuran ve sünnete aykırı ise yapmayınız demişlerdir.başlıklı yazımı ya okumamışsın ,ya anlamamışsın yada anlamak istememişsin.mesele islama mezheplerin ne getirdği ne götürdüğüdür.bununla ilgili bilgin görüşün varsa ne ala yoksa maksadın tanyerinin avukatlığını yapmak veya polemik yapmaksa ben yokum
 
Üst Alt