Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HESAP GÜNÜ ALLAH‘I (c.c) GÖRMEK

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

YeniHayat

New member
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Selam

Bu konuda söyleyeceklerimi söyledim. Polemiklerle vakit kaybedemem. Siz sadece tahmin ediyorsunuz. Tahminlerin bir anlamı yok. Üstelik tahminler Allah hakkında ise hem yersiz, hem de tehlikeli bir yol. Allah'ı görüp göremeyeceğinizi bırakın da olası görebilecekler arasında olmaya çalışın.

Selam ile...
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Kardeşim bu vereceğim örnek son örnektir..Aklınızı başınıza devşirir ve düşünün sadece...

-"Siz diyosunuz ki Allah(c.c)'i ahiret gününde göremeyeceğiz..Eğer görürsek O'na eksik sıfat yüklemiş oluruz..Bu durumda Allah(c.c)'a eksik sıfat yüklenmemesi için O'nun bizlerle konuşmaması, dialoğa girmemesi, nurunu göstermemesi gerekir..Tüm bu durumların hepsi Allah(c.c) için düşünülemez.."

Şimdi siz Allah'ı insanlarla muhattab etmemek ile O'na daha çok eksik sıfat yüklemiş oluyorsunuz..Çünkü bu durumda Allah(c.c)'in bütün görevleri meleklere vermesi söz konusu olur..Peki hergün okuduğunuz fatiha suresinde ne buyuruyor??..."Ceza gününün malikidir"...(Fatiha suresi 4)
 

YeniHayat

New member
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Selam

Ben Allah'ı göremeyeceğiz dedim mi? Peki, ben Allah'ı göreceğiz dedim mi? Ben ne dedim? Yine tahmin ediyorsunuz. Bakın ilk yazımda ne dediysem odur. Evet Allah'ı temsil eden birşey göreceğiz. Onun hislerini, sevgisini, kızgınlığını gösteren birşeyler göreceğiz. Bir suret göreceğiz. Ama bu Allah'ı görmek midir? İşte burasını şimdilik çözemeyeceğiz diyorum. Görmek diyebilirsiniz. Ama bu tam bir görmek değildir. Bu da benim bu konudaki son sözüm olsun inşallah.

Selam ile...
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Sevgili arkadaşlar inancını anlatan herkes karşıdaki insanın da müslüman olduğunu unutmadan yapsın uyarılarını ve paylaşımlarını.Özellikle kişileri hedef alan ithamlardan kaçınarak fikirlere fikri açılımlarla devam etmenizi öneriyorum.Bu uyarı göz ardı edilirse konu kilitlenerek arşive kaldırılacaktır.Dua ile
 

YeniHayat

New member
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Selam Super Moderator

Ben sadece delil ve mantık çerçevesinde sınırları çizdim. Ve dedim ki bu sınırların ötesine geçmek delilsiz atmak anlamına gelir. Yani şimdi bir konu açıldı diye o konuya katılanlar illaki o konunun tam cevabını biliyor olmak zorundalar mı? Bir sorunun cevabı yoksa mutlaka zorlayıp bir sonuç mu çıkartmak gerekir? Ehli sünnet mantığının en sevmediğim yanı budur işte... Eğer inanıyorsan bazı sorularının cevapsız kalacağını da biliyor olman gerekir. Ama ehli sünnet ister ki her şeyin cevabını bileyim. Kuran'da yoksa başka birine sorayım.

Bu konuya yaptığım katkının önemli ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Yetersiz buluyor olmanıza üzüldüm. Çünkü bendeki bu kadar. Kuran'da açık birşey yok. Ama hatırınız için birkaç ekleme yapayım.

Allah cennette o mutluluğa erişeceklerin arasına muhakkak bir suret ile katılacaktır. Ancak görmek konusu biraz incelikli bir konu. Bir insan çiçeğe baktığı zaman ne görür? Bir arı baktığı zaman? Bir inek baktığı zaman? Muhakkak ki insanların o görüş kabiliyeti değişik olacak. Dünyadaki gerçeği görüş kabiliyeti ile alakalı olarak belki de... Bilemiyorum Allah'ı tam anlamıyla gören olur mu. İşte benim dediğim budur. Açık değil mi? Bence açık.

Selam ile...
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Peki ayet müteşabih, hadis şüpheli, diyanet belli zaten diyipte ehl-i sünneti üstünüze çekmek ne kadar mantıklıdır??Dikkatinizi çekerim fevri davranan sizsiniz ve hala başlığınızı "selam süper moderatör" olarak atıp samimiyetsizliğinizi gösteriyorsunuz..Bir ayeti yoruma açarken yanlızca o ayeti kıstas alamazsanız..Onunla benzeşen diğer ayetleri de yanyana koyup ona göre yaparsınız..Ben sizden bu ayetleri ve bu ayetler ile ilgili yorumları bekliyorum..
 

YeniHayat

New member
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Selam

Sizin kızgınlığınıza hoş bir gönderme yaptığımı sanıyordum. Samimiyetsizlik? Neyse... Son olarak maalesef benden bu kadar. Ne yapayım? İsterseniz cahil deyin ama elimde bu kadar var. Konuyla ilgili çok fazla ayet de yok. Allah bu konunun biraz gizemli kalmasını istemiş olmalı. Bence de böylesi daha güzel.

Allah'a emanet olun
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Allah(c.c.) buyuruyor ki: "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra : 36)

En’âm 103 Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır. *

A’râf 143 Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tur'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. *

Bana buradaki Asla'nın anlamının: Hiçbir zaman, hiç bir şekilde, hiçbir yerde, anlamını taşımadığını ispat edebilir misiniz?
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
İşte yanlız Kur'an yetmiş olsaydı aynı kitabın farklı ayetlerinden cevap veren Caferi kardeşim ve ben bu duruma düşmezdik..

Bcetin811 ;

"O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen!"(Secde 12)

"Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir."(Ahzab 21)

"Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir."(Bakara 46)

"Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele!"(Bakara 223)

"Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükafatım ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum"(Hud 29)

Kıyame 22: "Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır"

Kıyame 23: "Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir)."


Caferi ;

Allah(c.c.) buyuruyor ki: "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra : 36)

En’âm 103 Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır. *

A’râf 143 Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tur'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.
 

ayyüzlü

New member
Katılım
24 Eki 2007
Mesajlar
599
Tepkime puanı
884
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Ýstanbul
Hesap Günü ALLAH'ı (c.c) Görmek....

Hesap Günü ALLAH'ı (c.c) Görmek....

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Sahabeler Hz. Peygamber‘e, “Yâ ResûlALLAH! Acaba kıyamet günü ALLAH‘ı (c.c) görebilecek miyiz?“ diye sordular. Resûlullah (s.a.v),

“Bulutsuz bir günde, öğlen ortası güneşi görmenize bir engel var mı?“ diye sordu. Sahabeler, “Hayır“ dediler. Resûlullah (s.a.v) yine, “Bulutsuz bir gece, dolunay çıktığında ayı görmenize bir engel var mı?“ Sahabeler yine hayır cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:


“Nefsimi kudret elinde bulunduran ALLAH‘a yemin olsun ki, o gün rabbinizi görmenize bir engel olmayacaktır. ALLAH Teâlâ kulunu karşısına alacak ve, ‘Sana ikramda bulunmadım mı? Seni ait olduğun topluluğun efendisi yapmadım mı? Evlendirmedim mi? Atları, develeri hizmetine vermedim mi? İnsanlara başkan yapmadım mı? Ganimet mallarının dörtte birini sana helâl etmedim mi?‘ diye soracaktır. Kul, ‘Evet‘ diyecektir. ALLAH Teâlâ, ‘Bana kavuşacağını hiç düşünmedin mi?‘ buyuracak; kul da, ‘Hayır‘ cevabını verince ALLAH (c.c), ‘Öyleyse, beni unuttuğun gibi ben de seni unutuyorum‘ diyecektir.“ (Müslim, Zühd, 16; Ebû Davud, Sünnet, 20; Tirmizî, Sıfatü‘l-Cenne, 17; ibn Mâce, Mukaddime, 13; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/389.)

Ey miskin! Şimdi meleklerin kollarından tutup seni ALLAH‘ın huzuruna çıkardıklarını ve ALLAH‘ın sana şu soruları sorduğunu düşün: Sana gençlik nimetini bahşetmedim mi?

Peki onu nerede çürüttün? Sana uzun bir hayat vermedim mi? O halde onu nerede tükettin? Sana mal mülk vermedim mi? Onu nereden kazandın ve nerelere sarfettin? Sana ilim vermedim mi? Peki onunla amel ettin mi?

ALLAH‘ın (c.c) o anda sana verdiği nimetleri, O‘na karşı yapmış olduğun isyan ve günahlarını sayarken nasıl bir haya ve utanç içinde olacağını gözünde canlandırabiliyor musun? Eğer sen bu sayılanları kabul etmek istemez ve şahit istersen, bütün organların ve azaların yapmış olduklarına (lehinde ya da aleyhinde) şahitlik edecektir.

Enes (r.a) anlatıyor:

Resûlullah (s.a.v) ile birlikte oturuyorduk. Bir ara Resûlullah (s.a.v) gülümsedi ve, “Neden güldüğümü biliyor musunuz?“ diye sordu. Bizler,

“ALLAH ve Resulü daha iyi bilir“ dedik. Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

“(Hesap günü) Kulun rabbiyle arasında geçecek olan konuşmasına (yani kulun, rabbinin suallerine karşı kendini savunurken söylemiş olduklarına) gülüyorum; zira o gün kul rabbine,

‘Ey rabbiml Beni zulme ve haksızlığa karşı koruyan sen değil miydin?‘ALLAH (c.c), ‘Evet‘buyurur. Kul, ‘O halde bana benden olan bir şahit istiyorum (başkasını kabul etmem)“ der. Bunun üzerine ALLAH (c.c),

‘O halde bugün hesap sorucu olarak nefsin (azaların ve organların) yeter. Kirâmen Kâtibin de şahitlerin olsun‘ buyurur. Sonra o kulun ağzına mühür vurulur, organlarına ve azalarına, konuşun denilir. Onlar da o kimsenin yapmış olduğu her fiili teker teker anlatırlar. Sonra kulun ağzı açılarak konuşmasına izin verilir. Kul, azalarına, ‘Defolun!

Uzaklasın yanımdan ! Ben dünyada sizi korurken sizin yaptığınıza bir bakın!‘ der.‘ (Müslim, Zühd, 17; Nesâî, es-Sünenü‘l-Kübrâ, nr. 938; Kurtubî, el-Câmi, 15/45; Ha-tîb-i Tebrizî, Mişkât, nr. 2554.)

Bütün mahlûkatın önünde azalarımızın şehadetiyle rezil rüsva olmaktan ALLAH‘a sığınırız. Ancak şunu da hatırlatalım ki, ALLAH (c.c) sorgu sual esnasında müminlerin kusurlarını örteceğini ve onları ALLAH‘tan (c.c) başka kimsenin bilmeyeceğini müjde etmiştir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt