Radikalislam kardes,
Imam Muhammed b. Abdulvahhab icin;
"Yazik, hayatinda didindi durdu, bir söhret olamadan gitti"
demissiniz. Bu sözünüzü etüd ettigimde, didinip durmanin, mutlaka "söhret olmak" gibi bir gayesi olmasi lazim geldigi anlayisini Sizde tesbit ediyorum. Bundan, Sizin herhangi bir hususta ortaya koydugunuz cabanin, hayattaki tüm didinip durmalarinizin, kendi capinizda hep "söhret olmak" amacina yönelik eylemler oldugu anlasiliyor. Bu mantikta oldugunuz icin olsa gerek, baskalarinin ugraslarini da ayni sekilde degerlendirme, ayni nefsani saike haml etme egilimindesiniz. Nefsani tutkularinizdan en kisa zamanda necat bulmanizi temenni ediyor, bundan sonraki mücadelelerinizi böyle süfli amaclar ugruna vermemenizi diliyorum.
O nefsiniz degil mi Sizi "kalp okumaya", bilemeyeceginiz alanda hükümler vermeye, Allah'dan rol calmaya sevk eden ? Imam'in kalbini yardiniz da baktiniz mi ki, didinip durmalarinin ne icin oldugu hakkinda bir söz söyleyebilesiniz ? Bu yetkiyi kimden aldiniz ?
Yine demissiniz ki;
"Onu gereksiz yere ve ifrata varacak derecede yüceltmenizin bir manasi yok."
Oysa, Imam hakkinda söyledigim, onun sadece, Selefiyye'nin büyük imamlarindan biri oldugu idi, baska degil. Bunda, "ifrata varacak derecede bir yüceltme" görmüs olmanizi, son derece enteresan buluyor, "algilama bozuklugu"na bir isaret sayiyorum. O paragraftaki sözleriniz, her ne kadar Size "Bunu Aisa kardes icin söylemistim, cünkü 'hanfendi' tabirini kullandim" deme imkani veriyor görünse de, durum öyle degil. Zira Aisa kardesimizin bu konudaki sözlerinde, bir sahis olarak, Muhammed b. Abdulvahhab'dan hic bahsedilmemektedir. Övgü niteliginde tek kelam etmemistir. Belki övgü denebilecek (bana sorarsaniz övgü de degildir ama) tek söz, benim; "Mezhebin büyük imamlarindan biri sadece" sözümdür.
Imam hakkinda istimal ettiginiz;
"vatandas, arkadas, bedevi, uyeyneli mikser"
gibi tabirlerden dolayi, Sizin naminiza üzüldüm sadece. Stand Up yapmanin da bir yeri var diye düsünüyorum. Ama her konuyu mizah malzemesi görmek, sonucta, muhatabimizca ciddiye alinmamayi iktiza eder.
Yine bir baska yerde demissiniz ki;
"Her mezhebin basinda bir imam vardir, vahhabi ekolünün basinda ise herhangi bir imam yoktur, hicbir zaman da olmamistir."
Bu sözünüz dahi dogru degildir. Ilk dönem müctehid imamlarin istisnasiz hepsi, Selefiyye mezhebinin imamlaridir. Dört imamin ve digerlerinin i'tikaddaki cizgilerine baktiginizda, bugünkü Selefiyye'nin temel ilkelerinden, "ta'tilsiz tenzih - tesbihsiz isbat" metodundan baskasini bulamazsiniz. Imam-i Azam Ebu Hanife'nin i'tikadi ne idi ? Imam Malik'in i'tikadi ne idi ? Imam Safii'nin, Imam Ahmed b. Hanbel'in i'tikadlari ne idi ? Bunlarin akaidi bedahet derecesinde aciktir ve birazcik caba ile ögrenilebilir. Aliniz "Fikh-i Ekber"i okuyunuz. "Ebu Hanife'nin Bes Eseri"ni acip okuyunuz.
I'tikadda Sizin mezhebiniz hangisidir Radikalislam kardes ? Es'ariyye'den misiniz, Maturidiyye'den mi ? Peki ya bu iki imamin dahi (sonraki es'ari ve maturidilerin degil) i'tikadlari ne idi ? Her ikisi de Selefiyye mezhebinin imamidir. Imam Es'ari'nin, ilk dönem mezheplerini anlatan "Makalat"ini okumaz misiniz ?
Son olarak;
Kimseyi, hasimlarinin söylediklerinden ögrenmeye kalkismamanizi tavsiye ediyorum. Cünkü hasim, tarafdir, adil konusmaz. Dogru yöntem, hakkinda kelam edilmek istenen kisinin bizzat kendi yazdigi eserleri mütalaa etmektir. Belli isimler hakkinda sürekli söz söyleme ihtiyacinda olan birinin, o isimlere ait bütün eserleri okumus olmasi beklenir. Aksi, kinanmaya müstehak bir hal olur. Cok merak ediyorum; Imam Ibn Teymiyye'nin, Imam Muhammed b. Abdulvahhab'in ve diger selefi imamlarin kac kitabini, hangi kitaplarini okudunuz ?