Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinler arası diyalog nedir?

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Maide Suresi, 51 : "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez."

Sual:Şimdi bazı kişlerin Maide 51'den anladığına göre anlarsak . Yani, ayetin Yahudi ve Hristiyanlara düşman olun dediğini düşünürsek;

Hayır, yanlış ifade ettin derim. Ayet düşman olun demiyor, dost olmayın, dostluğunuza kabul etmeyin diyor. Onlar size dost olabilir, iltifat edebilir, yarenlik yapmak isteyebilir, alış veriş yapmak isteyebilir, amma; sizler onların dostluğunu asla kabul etmeyin, samimi olarak itimat etmeyin, yarenliğe kabul etmeyin diyor. Siz müslüman olarak, onlara amir olabilirsiniz, alış veriş yapabilirsiniz, çeşitli iyiliklerde bulunabilirsiniz, ama asla dostluk kurmayın, eğer kim bu hudutların dışına çıkarsa o; artık onlardandır ve onlar ile beraber haşrolunur, diyor.

Maide Suresi, 5 : "Mü'min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir."

Maide Suresi 5. ayeti şunu demiş olmaz mı? "Düşman edinmenizi emrettiğim Yahudi ve Hristiyan hanımları ile evlenebilirsiniz?"

Hayır, bunu da demeniz uygun düşmez. Çünkü, burada bir yasak kaldırılmıyor, zarurete binaen belli ölçüler içerisinde izin veriliyor. Yasağı kaldırmak fiili başkadır, zaruret doğrultusunda ezeli ve ebedi yasak olan bir konuya belli ölçüleri aşmamak kaydı ile izin verilmiş olması başkadır. Dikkat ettiğiniz zaman göreceksiniz ki belli ölçüler olarak şunlar zikrediliyor:
1- ifetli olmaları,
2- mehirlerinin verilmesi,
3- zina etme maksadı olmamalı,
4- gizli dost tutma amacı güdülmemeli,
bu ölçülere riayet edildiği takdirde, helal olabileceği konusunda kısmi bir izin veriliyor. Buradaki helal cümlesi de şu ayete dayanak yapılılır: ""O, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı " (Bakara :29)

Madem ki, her şey bizim için yaratıldı, o halde bizim istifademize uygundur. Ne şekilde peki ? ölçü ve izin kısımlarına dikkat edildiği sürece. Yani, Allah elmayı yarattı ama elmadan yapılan içkiyi haram kıldı, bunun gibi. Yahut buğdayı bizim için yarattı helal kıldı ama rakı haramdır. Diğer bütün herşeyi buna kıyas edebiliriz. Diğer ümmetleri de yarattı, onların bazı nedenlerinden dolayı bazılarını bize haram kıldı. Helal kıldıklarına da bazı şartları getirdi. Aynı bunun gibi.


Ankebut suresi, 46 : "İçlerinden zulmedenleri bir yana, Ehl-i Kitapla ancak, en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: 'Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur."

Ankebut 46 ayetini de:" İçinizde zulmedenler bir yana düşman olmanızı emrettiğim Ehl-i Kitabla en güzel mücadele savaştır." Manasında olmaz mı?

Ankebut suresinin 46. ayeti bir meydan okumadır. Dikkat edin "...bizim ilahımız da sizin ilahınızda bir'dir..." diyor. Yani, ey yahudiler! siz Üzeyir'i (a.s.) Allah'ın oğlu kabul ettiniz ve siz ey hristiyanlar! siz de İsa'yı (a.s.) Allah'ın oğlu kabul ettiniz ve akidenizi, itikadınızı bu ifadeler ile açıkladınız. Biz de diyoruz ki "Allah veled edinmemiştir" ve bu ayet ile de sizin akidenizi lağv ediyoruz, biz Allah'dan (celle celaluhu) başka İlah tanımıyoruz ve O'nun; sizin de bizim de tek ve bir Allah'ımız olduğunu ilan ediyoruz, anlamındadır. Daha kaba belki ama anlaşılır bir ifadeyle şu anlama getiriyoruz "Sizin Din diye bildiğiniz akideniz her yönü ile sakat, siz ancak bizim anlattığımız şekli ile kabul etseniz de etmeseniz de Allah'ın kulusunuz, çünkü sizin akideniz ancak sapıklık üzeredir" diyoruz.

Bu bağlamda Maide Suresi 51. ayette murad nedir?

Bu bağlamda Maide suresi 51. ayette; bu şekilde yapmak ile zalimler safında olan yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin, çünkü onlar Allah'a isyan eden topluluklardır, onlar ile alış veriş yapın, onlara iyilikte bulunun ama asla dostluk kumayın, eğer dediklerime uymazsanız sizler de nefslerinize zulm etmiş olursunuz. Çünkü Allah zalimleri sevmez ve onları hidayet ile şereflendirmez. Böylelikle siz onlar ile beraber haşrolacak hareketlerde bulunmayın, ve onlarlayarenlik kurmayın, ikazı olarak anlayabiliriz inşaallah.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Peki dostluk kurmayın dediği Ehl-i Kitab ile nasıl evlenilecek?

Düşünsenize Maria ile evlenmiş, ama dostu değil. Bir Mehmediniz olmuş, bir de Zeynebiniz; aile kurmuşsunuz ama, düşman değil, dostunuz da değil.
Nasıl olacak?

Ayrıca, ayetin külli manası itibari ile Ehl-i Kitab ile evlenmek nasıl bir zarurettir? Kim diyebilir ki; "hiç bir çıkar yolum yoktu ki; Ehl-i Kitab bir hatun ile evlendim."

Ayrıca, ayette meselemize ait kısım şudur:"Ehl-i Kitab ile en güzel yoldan mücadele ediniz."

"Mücadeleden kasıt nedir ve nasıl bir mücadele olmalıdır?" diye sorulmuştur.

Zaruretin nasıllığı veya niceliği muğlak bir ifadedir. Her türlü şartları kapsayabilir. Bu konuda bir şey söylemek gaibe girer. Fakat ayet düşünenler için bir uyarı niteliği taşıdığını belli ediyor. Çünkü ayet sadece belli ölçülerde evlenmeye izin veriyor. Burada kız almak sözkonusu ayrıca. Kız vermek mevzuusu değil. Ehli kitab dahi olsa,tevhidi ikrar etmediği sürece kız verilmez.

Mücadeleden kasıd, onların yaptıklarına en sert şekilde cevap vermekle olur.

Maria'dan evlad edinme konusuna gelince ne Zeyneb nede Mehmet'in size bir hayrı yoktur. Sizinde onlara yoktur.
"Ne hısımlarınızın ne de evladlarınızın size asla menfeati olmaz, o kıyamet gününde aranızı ayırır ve Allah hep amellerinizi gözetir." ( Mümtehine : 1 )
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ehl-i Kitab amir olmaz mı?

Mesela, bir otomobil fabrikası kurdunuz. Fabrikanın başına Mü'min işçilere amir olarak Ehl-i kitabtan işinin ehli bir adam getirilemez mi?

Yada Tarım Bakanı bir Ehl-i Kitab olamaz mı?

Niye olmasın elbette amir olur. Ayet alış veriş yapmayın demiyor ki, dost olmayın diyor. "Allah sizi din hakkında size kıtal yapmıyan ve sizi yurdlarınızdan çıkarmıyan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan nehyetmez, çünkü Allah adalet yapanları sever" ( Mumtehine : 8 )
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Dikkat edilirse yazar öyle anlamamış, öyle anlayanların varlığından bahsetmiş. Sensin denmemiş, filan da denmemiş.

Neyse.

Mesela, ayetteki gibi bir Ehl-i kitaba eşekler dolus mal emanet ettik. O mal bize tas tamam iade edildi.

Evvela, dost olamadığın, dost olmak yasak edilmiş birine niye eşekler dolusu mal emanet edilir. Hadi emanet ettin, malını tastamam iade eden bir Ehl-i kitabın o sıfatı ile dost olmak caiz olmaz mı?

Dürüst olmak, dostluk kurmak için yeterli mi ? Hem neden illa dostluk kurmak ? neden ayet dost olmayın dediği halde, sanki illa dost olmak için bir çıkar yol aramak ? Dürüst olması alış veriş yapman için yeterli bir nedendir ama; dostluk için yeterli neden değildir. Belki bunun yanısıra sevgi de aramanız gerekir, saygı da. Ki; en önemlisi burada saygı ! Neye saygı ? En başta inandığınız İslam Dini'ne saygılı olması gerekir. Ve sizin birinci kriterinizi bu oluşturur. Eskiden savaşlar kılıç kalkan ile yapılırdı, şimdi klavye kalem türü eşyalar ile yapılıyor. O halde düşmana kendi silahı ile en sert cevabı vermekten bir an geri durmayacaksınız! Neden ? Çünkü ayet emr ediyor. Neden ? Niçin ? Nasıl ? gibi soruları sormanıza da herhangi bir izin yok. Açıklanan ölçüler müslümana kifayet eder.
"Allah kuluna kafi değil mi? Durmuşlar da seni ondan beridekilerle korkutuyorlar, her kimi ki Allah şaşırtır artık ona hidayet edecek yoktur." ( Zümer : 36 )
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Allah (cc) Kur'an da Ehl-i Kitab olarak tanımladığı kişilerin, kestiklerinin yenilmesi ve kadınları ile evlenilebilineceği hükmü ile; tevhid inancında olanlar ile olmayanları ayırd etmiştir.
Bu manada, bu gün, tevhid akidesinde olmayan Yahudi ve Hıristiyanların ne kestiği yenir, ne kadınları ile evlenilir, haramdır.
Bu gün tevhid inancında olmayan Yahudi ve Hıristiyanlar, Kur'an ın tarif ettiği Ehl-i Kitab değildir.
 
P

Peris

Guest
Maide Suresi, 51 : "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez."

Arapcada ayetteki söz “rafiqun” (yoldaş, iş arkadaşı), “sadiqun” (arkadaş) gibi değil “evliya” olarak geçmiş.Müslüman ülkelerde evliya metafiziksel olarak Allaha en yakın olan insanlara denilir.Yani evliya demek canbir-kalpbir yakınlığı demek.
Müslümanlar Ehl-i-Kitap la yoldaş, iş arkadaşı, komşu ola bilir ki, bu da kalp yakınlığı demek değil. Müslümanla-müslümanın kardeşliği başka.Bir yahudi ve ya hristyan hiç bir zaman bir müminin kalbinde müslüman kardeşiyle aynı safda duramaz.

"Eğer seni aldatmak isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah'tır. O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü'minlerle destekleyen ve onların kalplerini uzlaştırandır.Şayet yeryüzündeki şeyleri tümüyle harcasaydın sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat Allah onların arasını uzlaştırdı. Şüphesiz o mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Enfal suresi;ayet 62-63)
 
P

Peris

Guest
Maide Suresi, 5 : "Mü'min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir."

Maide Suresi 5. ayeti şunu demiş olmaz mı? "Düşman edinmenizi emrettiğim Yahudi ve Hristiyan hanımları ile evlenebilirsiniz?"

Hayır, bunu da demeniz uygun düşmez. Çünkü, burada bir yasak kaldırılmıyor, zarurete binaen belli ölçüler içerisinde izin veriliyor. Yasağı kaldırmak fiili başkadır, zaruret doğrultusunda ezeli ve ebedi yasak olan bir konuya belli ölçüleri aşmamak kaydı ile izin verilmiş olması başkadır. Dikkat ettiğiniz zaman göreceksiniz ki belli ölçüler olarak şunlar zikrediliyor:
1- ifetli olmaları,
2- mehirlerinin verilmesi,
3- zina etme maksadı olmamalı,
4- gizli dost tutma amacı güdülmemeli,
bu ölçülere riayet edildiği takdirde, helal olabileceği konusunda kısmi bir izin veriliyor. Buradaki helal cümlesi de şu ayete dayanak yapılılır: ""O, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı " (Bakara :29)

Aynı zamanda Dinimiz erkeğe eşine (eğer bilmiyorsa) dinimizi ve dini hükmleri öğretmek vazifesi vermiş.Ayetde sadalanan özelliklere sahib gayri-müslümanla evlenen biri için bu hiç de zor olmaz.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Güzel bir hasletinden dolayı, ehli kitaptan herhangi biri ile dost olmanın yeterli olmayacağını ifade etmeye çalışıyorum.

Lütfen düşün; "Zina etmeyin" diyor papa, "kürtaj yapmayın ve yapanlara engel olun" diyor. Güzel ve benim müslümanlık itikadıma tastamam oturan bir ifade.

Bakarsan aynı zamanda ehli kitabın da en önde gideni. Dost olmam için yeterli bir nedenmidir ? Sırf iki güzel hasletinin müslümanlık sıfatı ile örtüşmesinden dolayı dostluğa seçmelimiyim ?
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ayet hangi ölçüler ile evlenmeye izin veriyor?

Orada bahsi geçen ifadelerde belirtilen şerh midir veya sadece Ehl-i Kitab için midir?
Müslüman bir kadını da dost edinmemek, mehirlerini vermek ve zina etmemek şartı ile evlenilmez mi?

Oradaki husus sadece gayr-ı Müslüm ile evlenme durumunda değildir. İkazdır. Gayr-ı Müslümin de hukukunu himayedir.

Mesela, şöyle olsa idi şerh olurdu "Ehl-i kitab ile evlenmenizde evlatlarınız Müslüman olmak şartı ile mümkündür" gibi. (haşa sümme haşa, sadece misal içindir)

Ayette şerh yoktur.

yapmayın yahu kardeşim, okuyunca gözlerime inanamadım. Burada belirtilen kıstaslar şerh değilmidir ? "Dediklerini kabul ediyorum ama şu, bu ve bir de şu kurallarıma uyman kaydıyla" ifadesi şerh değilmidir ?

Gözümüzü kapattık, daha vahim cevap beklemiyorum.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Kur'an indiği andan itibaren bu güne hangi zamanda Tevhid inancına sahip Ehl-i kitab vardı.

Yapmayın.

Haklı çıkmak uğruna ayetleri zaman münhası kılıyorsunuz.

Yapma. Ayetlerin herhangi bir zamana ait olduğunu hangi müslüman iddia edebilir. Kur'an zamanlar üstü ve zamanlar öncesi ve sonrası değilmidir ? Buradaki anlatım ifadesi belki eksik kalmış olabilir ama, mana öyle bir anlam doğurmuyor.

Oysa her ayetin her vakit ve her coğrafyada muhakkak muhattabları vardır.

İlla ki vardır, ve her gayrı müslim şuan bu ayetlerin hepsine de muhataptır.

Evet, bu asırda da tek bir Allah'a inanan, haşire iman edip hayırlı işler işleyen, eşekler dolusu yük emanet edilse zayi etmeyen ve müminlere muhabbette en ilerde olan içlerinde rahip ve keşişlerin olduğu hususan Hristiyan Ehl-i kitab vardır. Hem bu asırda -bilakis- eski asırlara nisbetle çoklukla vardır.

Vardır, ama dostluk kurmanız ölçüsüne uymuyor. Hatırlayın ki; ilk hicret eden müslümanları Habeşistan da misafir eden Necaşi dahi, bu güzel insani hareketinden dolayı takdir edildi, ama tevhidi kabul etmesi için bizzat Resulullah (s.a.v.) tarafından dost edinilmedi. Diyebilirdi; Ey Necaşi! Sen benim akrabalarımı ve dostlarımı ülkende güven içinde misafir ettin, düşmanlarıma teslim etmedin ve bu konuda benimle ittifak ettin, dünya ahiret dost ve arkadaşımsın" (Haşa) Neden demedi, dost edinmeyin uyarısına ittibaa etmek için değilmiydi ? Düşünün derim.

Düşünebiliyor musunuz? Eski asırlarda dindaşlarınca Müslümanlara yapılan bir taaruz veya hakareti bir Hristiyan eleştirilirse ne olurdu?

Haçlı seferleri düzenlenirdi.

Bu zamanda ise birisi, İsviçredeki minare yasağına protesto için çıkıp diyor "Artık Müslüman oldum. Mücadelem İslam için olacak"

Tepki olarak alkıştan başka bir şey almıyor.

Sosyal barışı sağlamak için batının uyguladığı "iyi polis, kötü polis" oyununu görmeniz ne kadar zaman alacak acaba ? "Müslüman oldum" demek ile müslüman olunmayacağını, tevhidi ikrar etmediği sürece, tevhid şartlarına göre amel etmediği sürece ibn-i sebe gibilerinin Kur'an dahi okusalar gırtlağından sadrına inmediği sürece, i n a n ı l m a m a s ı gerekiyor!

Düşmanlık hislerinin, eskinin intikamı gözlerinizi kör etmesine müsade etmeyiniz.

Bu sözün doğrudur ve haktır. Bir kavme olan düşmanlığımızın bizi adaletsizliğe sevketmemesi yönünde olan ayeti okuduk ve sözünüze de bu ayeti dayanak yaparak düşündük ve kabul ettik. Buna bir itirazımız olamaz.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kur'an indiği andan itibaren bu güne hangi zamanda Tevhid inancına sahip Ehl-i kitab vardı.

Yapmayın.

Haklı çıkmak uğruna ayetleri zaman münhası kılıyorsunuz.

Oysa her ayetin her vakit ve her coğrafyada muhakkak muhattabları vardır.

Evet, bu asırda da tek bir Allah'a inanan, haşire iman edip hayırlı işler işleyen, eşekler dolusu yük emanet edilse zayi etmeyen ve müminlere muhabbette en ilerde olan içlerinde rahip ve keşişlerin olduğu hususan Hristiyan Ehl-i kitab vardır. Hem bu asırda -bilakis- eski asırlara nisbetle çoklukla vardır.

Düşünebiliyor musunuz? Eski asırlarda dindaşlarınca Müslümanlara yapılan bir taaruz veya hakareti bir Hristiyan eleştirilirse ne olurdu?

Bu zamanda ise birisi, İsviçredeki minare yasağına protesto için çıkıp diyor "Artık Müslüman oldum. Mücadelem İslam için olacak"

Tepki olarak alkıştan başka bir şey almıyor.

Düşmanlık hislerinin, eskinin intikamı gözlerinizi kör etmesine müsade etmeyiniz.

Kur'an indiği andan itibaren bu güne her zaman daTevhid inancına sahip Ehl-i kitab olabilir. Olamaz mı diyorsunuz siz? Nedir hüccetiniz, bildirin de bizde öğrenelim.

Ne yazdığımı, ne demek istediğimi bile anlamadan, benim söylediklerimi ikrar edip, bana muhalefet ediyor, bir de yaftalıyorsunuz. Hayret!? Sizinle bal bile yenilmez ya!...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
o kadar çok zorlama

Neyi ?

Bakınız şerh vardır. Ama hususi bir şerh yoktur.

Ayet ne de olsa gayr-ı müslim mehire gerek yok denmesin diye diyor, "mehirlerini veriniz"

Orad geçen şerhler Müslüman bir kadın ile evlenmede de geçerli değil midir?
Yazılanı iyice okumamışsınız.

Hayır bana kalırsa hususi bir şerh söz konusu. O konuya özel şartlar var çünkü. Mügmin kadınların mehirlerinin verilmesi ile ilgili ayet başka bir yerde geçiyor. Buradaki ifade hususan gayri müslüm olanlar için geçerli. Elbette aynı şartlar mügmin kadınlar içinde geçerlidir. Fakat bu konuda muhatap tutulacak olanlar gayri müslüm kadınlar.

Sen benimle bal yemeye gelmiyosun ama, görüyorsun ben seninle zehir yiyorum.

Ayet yazıyoruz yahu, şifadır inşaallah.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Dİnler arası diyelog ne büyük bir hizmetmiş;
3-5 müslüman burda okuyucuların memnun olabiliceği bir uslup ile diyalog kuramazken ,
sen kalk arkalarına kitleleri koymuş fikir ve inanışlar arasında diyalog kurmaya çalış subhanallah... Hocaefendi hazretlerini bir kez daha bu cesaretinden ve hedefinden ötürü tebrik ediyorum. Müslümanların şurda yapamadığı diyaloğu o bir biri ile yarışan kitleler arasında yaymaya çalışmaktadır ki mevla emeğini ziyade eylesin ardınca giden şakirtlere onu anlıyabilmeyi ihsan etsin. Beyler sizler yaşınız başınızı almış insanlarsınız Allah aşkına aranızda diyalog kuramazken , kurulan diyalogları nasıl eleştiriyorsunuz. Biraz kendimize gelelim derim. Çünkü tartışmanın tarafları tanırım sadece yakıştıramıyorum...

Karşı çıkan kardeşlerim , laf ile peynir gemisi yürümüyor , meydan diyaloğu savunanlar kadar sizinde meydanınız, hoca efendi hazretleri bundan 30 sene evvel 15 -20 kişiye anlatıyordu sizde anlatın sizde 30 sene sonra daha iyilerini ortaya koyun .
Siz daha aydınlık veren ışık yakarsanız, zayıf ışıklar yaktığınız ışığın altında etkisini yitirir.
Ozaman dönüp cevep verme luzumu bile görmiceksiniz, zira aydınlık alemde mumun ışığına kimse dönüp bakmaz farketmez bile tıpkı sizin burdaki tartışmalarınızı kimsenin farketmediği gibi.
Bizler kendi fikrimizi savunalım. Çok değil önümüzde 30 sene var, bu 30 seneyi hakkı ile eda ederseniz şüphesiz sizde aynı başarıya ulaşıcaksınız...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Eğer yazılanı o yazının cevab olarak verilmiş metninden korarısanız dediğiniz haklıdır.


korarısanız nedir, anlayamadım...

Demişsin ki "artık tevhide inanan Ehl-i Kitab yok." Demek bazı ayetler iptal oldu öyle mi?(haşa)

Bu sözü nerede demişim, bir gösterin zahmet olmazsa...


Değerli kardeşim, okuyun, anlayın ve öyle cevaplayın. Her meseleyi çorbaya çeviriyorsunuz bu yüzden...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Dİnler arası diyelog ne büyük bir hizmetmiş;
3-5 müslüman burda okuyucuların memnun olabiliceği bir uslup ile diyalog kuramazken ,
sen kalk arkalarına kitleleri koymuş fikir ve inanışlar arasında diyalog kurmaya çalış subhanallah... Hocaefendi hazretlerini bir kez daha bu cesaretinden ve hedefinden ötürü tebrik ediyorum. Müslümanların şurda yapamadığı diyaloğu o bir biri ile yarışan kitleler arasında yaymaya çalışmaktadır ki mevla emeğini ziyade eylesin ardınca giden şakirtlere onu anlıyabilmeyi ihsan etsin. Beyler sizler yaşınız başınızı almış insanlarsınız Allah aşkına aranızda diyalog kuramazken , kurulan diyalogları nasıl eleştiriyorsunuz. Biraz kendimize gelelim derim. Çünkü tartışmanın tarafları tanırım sadece yakıştıramıyorum...


Şimdi yazdıklarımdan da yine aynı serzenişlerde bulunursunuz ama siz "Hocaefendi hazretleri" ni muhatap yapınca bizim yapacak bir şeyimiz kalmıyor.

Biz burada tabii memnuniyet verici bir diyalog kuramayız. Hocaefendi'nin İslam adına kafirlere verdiği tavizleri, bizde burada birbirimize versek can ciğer kuzu sarması oluruz.



Karşı çıkan kardeşlerim , laf ile peynir gemisi yürümüyor , meydan diyaloğu savunanlar kadar sizinde meydanınız, hoca efendi hazretleri bundan 30 sene evvel 15 -20 kişiye anlatıyordu sizde anlatın sizde 30 sene sonra daha iyilerini ortaya koyun .
Siz daha aydınlık veren ışık yakarsanız, zayıf ışıklar yaktığınız ışığın altında etkisini yitirir.
Ozaman dönüp cevep verme luzumu bile görmiceksiniz, zira aydınlık alemde mumun ışığına kimse dönüp bakmaz farketmez bile tıpkı sizin burdaki tartışmalarınızı kimsenin farketmediği gibi.
Bizler kendi fikrimizi savunalım. Çok değil önümüzde 30 sene var, bu 30 seneyi hakkı ile eda ederseniz şüphesiz sizde aynı başarıya ulaşıcaksınız...

Biz de anlatıyoruz ve anlatacağız tabii ki. Ama bizim her anlattığımız da sizin yüreğiniz hop hop ediyor, renginiz kaçıyor ve konuyu aslından çevirip, ağlamaklı tavırlara işi şeref, haysiyet gibi mevzulara çekiyorsunuz. Çok haklı iseniz hakkınızı savunun, itibarınızı halk savunsun...
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Dİnler arası diyelog ne büyük bir hizmetmiş;
3-5 müslüman burda okuyucuların memnun olabiliceği bir uslup ile diyalog kuramazken ,
sen kalk arkalarına kitleleri koymuş fikir ve inanışlar arasında diyalog kurmaya çalış subhanallah... Hocaefendi hazretlerini bir kez daha bu cesaretinden ve hedefinden ötürü tebrik ediyorum. Müslümanların şurda yapamadığı diyaloğu o bir biri ile yarışan kitleler arasında yaymaya çalışmaktadır ki mevla emeğini ziyade eylesin ardınca giden şakirtlere onu anlıyabilmeyi ihsan etsin. Beyler sizler yaşınız başınızı almış insanlarsınız Allah aşkına aranızda diyalog kuramazken , kurulan diyalogları nasıl eleştiriyorsunuz. Biraz kendimize gelelim derim. Çünkü tartışmanın tarafları tanırım sadece yakıştıramıyorum...

Karşı çıkan kardeşlerim , laf ile peynir gemisi yürümüyor , meydan diyaloğu savunanlar kadar sizinde meydanınız, hoca efendi hazretleri bundan 30 sene evvel 15 -20 kişiye anlatıyordu sizde anlatın sizde 30 sene sonra daha iyilerini ortaya koyun .
Siz daha aydınlık veren ışık yakarsanız, zayıf ışıklar yaktığınız ışığın altında etkisini yitirir.
Ozaman dönüp cevep verme luzumu bile görmiceksiniz, zira aydınlık alemde mumun ışığına kimse dönüp bakmaz farketmez bile tıpkı sizin burdaki tartışmalarınızı kimsenin farketmediği gibi.
Bizler kendi fikrimizi savunalım. Çok değil önümüzde 30 sene var, bu 30 seneyi hakkı ile eda ederseniz şüphesiz sizde aynı başarıya ulaşıcaksınız...



Evet Seyfullah simdide Vatikani aydinlatiyor Hiristiyanligin Dünyaya yayilmasi icin o Diyalogun hizmetkari oluyor.Dedigin gibi 30 yil bosuna calisilmamis degilmi?Bak AB-D de Lüx ciflik emrinde ordan neleri yönettiginide düsününce insan ister istemez düsünüyor;Acaba anlata anlatami geldi bu hale?
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Biz de anlatıyoruz ve anlatacağız tabii ki. Ama bizim her anlattığımız da sizin yüreğiniz hop hop ediyor, renginiz kaçıyor ve konuyu aslından çevirip, ağlamaklı tavırlara işi şeref, haysiyet gibi mevzulara çekiyorsunuz. Çok haklı iseniz hakkınızı savunun, itibarınızı halk savunsun...
Yok ya benzimiz falan sararmıyor :) size öyle gelmiş. Biz o kademeyi geçtik elhamdulillah artık kesin kati görüş birliliğine vardık ki,

Siz ne kadar iyi anlatırsanız anlatın kendinizi, karşınızdakinin anladığı kadarı ilesiniz.
Biz zaten kimseye laf atmadan davamızı anlatıyoruz, yaydığımız ışık okadar ziyadeki kandiller gözümü almadığından dönüp cevep verme gereksiniminde bulunulmuyor. Çünkü sen işini ne ölçüde yaparsan yap senin işini beğenmiyenler olucaktır. Seni , o beğenmez, onu başkası beğenmez. Herkesi mutlu edemezsin , günümüzde sahaberlerden biri zuhur etsede yaşamaya ve bu dini dile getirse vallahi de billahi de onu eleştirenler olucaktır. Onun için herkes şarkısını söylesin dünyanın bir yerinde dinliyen olur. Keşke bir emirimiz olsaydıda o bu konuda fetva vermiş olsaydı böylelikle üç beş köşe yazar müslümanın ağzını mühürlemiş olsaydı...
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
@
"Koparırsanız" olacaktı.
@
"Demek istemisin ki" diye yazacaktım. Çünkü alıntıladığım yazından ben öyle anladım.

Yanlış anlamışsam elbette kusur bendedir. Ama o zamanda "Bu gün tevhid inancında olmayan Yahudi ve Hıristiyanlar, Kur'an ın tarif ettiği Ehl-i Kitab değildir." cümlesinden ne demek istediğini bilmek isterim.

Yani, "bugün eskisi gibi (Kur'anın tarif ettiği gibi) Ehl-i Kitab yok" mu demek istediniz?"

yoksa sadece "bu gün tevhid inancında olmayan Yahudi ve Hristiyanlar var, onlar Ehl-i Kitab değil. Ancak Ehl-i kitab başka bir şeydir" mi demek istediniz?

Bu söz ile ifade edilen şudur: Bu günümüzde yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlar, eğer Allah'ın birliğine inanıyor, sadece kendi peygamberlerini hak biliyor ve Hz. Muhammed'i kabul etmiyor ise, bunlar ehli kitabtır, yoksa teslis gibi şirk içinde olanlar değil...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Yok ya benzimiz falan sararmıyor :) size öyle gelmiş. Biz o kademeyi geçtik elhamdulillah artık kesin kati görüş birliliğine vardık ki,

Siz ne kadar iyi anlatırsanız anlatın kendinizi, karşınızdakinin anladığı kadarı ilesiniz.
Biz zaten kimseye laf atmadan davamızı anlatıyoruz, yaydığımız ışık okadar ziyadeki kandiller gözümü almadığından dönüp cevep verme gereksiniminde bulunulmuyor. Çünkü sen işini ne ölçüde yaparsan yap senin işini beğenmiyenler olucaktır. Seni , o beğenmez, onu başkası beğenmez. Herkesi mutlu edemezsin , günümüzde sahaberlerden biri zuhur etsede yaşamaya ve bu dini dile getirse vallahi de billahi de onu eleştirenler olucaktır. Onun için herkes şarkısını söylesin dünyanın bir yerinde dinliyen olur. Keşke bir emirimiz olsaydıda o bu konuda fetva vermiş olsaydı böylelikle üç beş köşe yazar müslümanın ağzını mühürlemiş olsaydı...

Üç beş günde büyük terakki. Çok güzel, bu minval üzere devam edebiliriz...
 
Son düzenleme:
Üst Alt