Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bugün İnanmayı Denedim

  • Konbuyu başlatan kompLeks
  • Başlangıç tarihi

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
mavigece;

benim samimiyetime inanmıyorsunuz. düşüncem çok da kompleks değil. çok basit düşünüyorum. ve düşünmek çok basit, zor olan basit düşünebilmek ! zor olanı başarıyorum diyebilirim. aynen sizin kurduğunuz cümleyi tekrarlıyorum. kalbiniz inanmıyorsa lisan ile kelime-i şahadet getirmenin bir faydası yok. kalbten inanmıyorsak o zaman oruç tutmanın da bir faydası yok, namaz kılmanın da bir faydası yok. kalpten inanmıyorsak kur'an okumanın da bir faydası yok ozaman. o halde namaz kılmadan önce kalpten inanıp inanmadığımızı kontrol etmemiz gerekiyor. oruç tutmadan önce, kelime-i şahadet getirmeden önce ve kur'an okumadan önce kalpten inanmamız gerekiyor. kalpten inanmıyorsak yaptığımız her şey boş. yağtığımız her şeyin anlamlı olabilmesi için ilk önce kalpten inanmamız gerekiyor. ben de tam olarak bunu soruyorum zaten. kalpten nasıl inanılır? ne yaparsak kalpten inanmış oluruz? siz birinin kalpten inanıp inanmadığını nasıl anlarsınız?

Kalple tasdik "kabul ettim" dediğin şeyi şüphe olmaksızın hakikat olduğuna inanmandır.

Birinin kalpte inanıp inanmaması konusu zaten münafıklıktır, misal camiide 5 vakit namaz kılıp münafık olanlar vardır. (yatsı ile sabah namazlarında istikametleri yoktur) Adama baksan ee namazı kılıyor Müslüman dersin, halbuki adam şeriatı istemiyor, ya da haram'a helal, helal'a haram diyor.
Bu konuda meşhur kıssa vardır, dört mezhep müftüsü Ali Haydar Efendi k.s. Fatih camii şerifine girer. Millet secde de.. Asa'sını yere vurarak "ey alnı secdede ki kafirler kaldırın başınızı" der.. E tamam şimdi bizim de kalp gözümüz o şekilde göremiyor insanların münafık olup olmadığını lakin adamla 5 dk sohbet etsen, şeriata karşı geliyor hemen..

İşin ehemmiyeti kalple tasdik olmadan İman olmuyor Müslüman olunamıyoorr.
 
K

kompLeks

Guest
imanın ve paranın kimde olduğunu Allah bilir. ben de para varsa bunu Allah bilir ve ben de bilirim. ben de ihlas varsa, bunu Allah bilir ve bunu yine ben de bilirim. aynı şekilde ben de ihlas yoksa bunu Allah bilir ve bunu yine ben de bilirim. yani Allah zaten her şeyi bilir. ihlas kendimle ilgili bir şey olduğu için herkes kendi ihlasını bilir. başka biri bir başkasının ihlaslı olup olmadığını bilemez. ama kişi kendini bilir. kendisin de ihlas olup olmadığını bilir. peki insan namaz kılmayı, oruç tutmayı ister de ihlaslı olmayı istemez mi? kişi ihlaslı olmadığını bile bile neden namaz kılıp, oruç tutup zamanını boşa harcasın ki?

şimdi asıl sorum ve cevap almak istediğim şey şu. namaz kılıyorum, oruç tutuyorum ama kendi kendime ihlaslı olmadığımı anladım ve yaptığım herşeyin boşa gideceğini anladım. dolayısıyla namaz kılmadan ve oruç tutmadan önce ihlaslı olmam gerekiyor daha sonra namaz kılıp oruç tutmam gerekiyor. her şeyin anlamlı olması için öncelikle kişinin ihlas sahibi olması gerekiyor. hiç kimse bilmese de kişi kendi kendine ihlaslı olmadığına kanaat getirdiği zaman ne yapması gerekiyor. kelime-i şahadet getirince ihlaslı olmuyorum ama ''kur'anın her kelimesine inanıyorum'' deyince ihlaslı mı oluyorum? anlamadım. yani ihlaslı olmadığıma karar verdiğim an, nasıl ihlaslı olurum, ne yaparsam ihlaslı olurum? siz namaz kılmak oruç tutmak dışında, ihlaslı olmak için ne yapıyorsunuz?

 
M

mehmet_87

Guest
kompleks dediklerinden pek bişey anlamadım...imanlı olmadığımı anladım iman etmek istiyorum mu demek istiyorsun??önce allah a tövbe et..burda 192 tane mesajın var çoğunda dinsizliği savunuyorsun..anladığım kadarıyla kafanda bazı senaryolar var dini reddeden..önce onları silmeyi çalış..bence günahlar günahı doğuruyor..şeytan bir günah işleyince hemen ertesini yaptırmaya çalışıyor insana..şu ana kadar gördüğüm kadarıyla bence sen şeytanın oyuncağı olmuşsun..aklına girmiş..sana dinsiz yaşamayı süslü güzel birşey gibi göstermeye çalışıyor..buyur bunları oku..Şeytanın tuzakları
Şeytan, bir adam öldürmesini söyledi. Âbid kabul etmedi. Zina teklifine de razı olmadı. Şarabı diğerlerine göre hafif gördüğü için, içip, sarhoş oldu. Şeytan, hemen âbidi kötü bir kadınla tanıştırdı. Âbid kadınla beraberken, kadının kardeşine haber verdi. Kardeşi sarhoşu döverken, âbid, kadının kardeşini bıçaklayıp öldürdü. Şeytan, hemen zaptiyeye haber verdi. Sarhoş suçüstü yakalanıp adalete teslim edildi. Neticede idama mahkum oldu.

Asılacağı sırada şeytan, kendisine secde ederse kurtaracağını söyledi. Âbid, elleri bağlı şekilde nasıl secde edeceğini sordu. Şeytan, (Gözlerinle olsa da yetişir) dedi. Âbid gözleriyle secde ederken idam edildi.

Menkıbedeki âbid, ilmi az olduğu için, günahı küçük görüp felakete maruz kalmış ve Allahü teâlâdan yardım isteyeceği yerde, şeytandan, medet bekleyerek imansız gitmiştir.

***

Bir kere Abdülkadir Geylani hazretleri çölde giderken, gaipten şöyle bir ses işitti: "Ey Abdülkadir! Ben senin Rabbinim! Sana haramları mubah, serbest kıldım.” Bunun üzerine Abdülkadir Geylani Euzü çekti. "Kovulmuş şeytandan Allahü teâlâya sığınırım. Sus ey melun!" diye bağırdı. Bunun üzerine aynı ses; "Ey Abdülkadir! Rabbinin izni ile çeşitli yerlerde bana aldanmayarak, şerrimden, kötülüğümden kurtuldun. Halbuki ben bu yolda yetmiş kişiyi yoldan çıkardım" dedi. Onun şeytan olduğunu nasıl anladığını sorduklarında; "Sana haramları helal ettim, sözünden anladım. Çünkü Allahü teâlâ böyle şeyleri emretmez" buyurdu.



 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
imanın ve paranın kimde olduğunu Allah bilir. ben de para varsa bunu Allah bilir ve ben de bilirim. ben de ihlas varsa, bunu Allah bilir ve bunu yine ben de bilirim. aynı şekilde ben de ihlas yoksa bunu Allah bilir ve bunu yine ben de bilirim. yani Allah zaten her şeyi bilir. ihlas kendimle ilgili bir şey olduğu için herkes kendi ihlasını bilir. başka biri bir başkasının ihlaslı olup olmadığını bilemez. ama kişi kendini bilir. kendisin de ihlas olup olmadığını bilir. peki insan namaz kılmayı, oruç tutmayı ister de ihlaslı olmayı istemez mi? kişi ihlaslı olmadığını bile bile neden namaz kılıp, oruç tutup zamanını boşa harcasın ki?

şimdi asıl sorum ve cevap almak istediğim şey şu. namaz kılıyorum, oruç tutuyorum ama kendi kendime ihlaslı olmadığımı anladım ve yaptığım herşeyin boşa gideceğini anladım. dolayısıyla namaz kılmadan ve oruç tutmadan önce ihlaslı olmam gerekiyor daha sonra namaz kılıp oruç tutmam gerekiyor. her şeyin anlamlı olması için öncelikle kişinin ihlas sahibi olması gerekiyor. hiç kimse bilmese de kişi kendi kendine ihlaslı olmadığına kanaat getirdiği zaman ne yapması gerekiyor. kelime-i şahadet getirince ihlaslı olmuyorum ama ''kur'anın her kelimesine inanıyorum'' deyince ihlaslı mı oluyorum? anlamadım. yani ihlaslı olmadığıma karar verdiğim an, nasıl ihlaslı olurum, ne yaparsam ihlaslı olurum? siz namaz kılmak oruç tutmak dışında, ihlaslı olmak için ne yapıyorsunuz?


İhlasınız az da olsa vehayut hiç yoksa, farzları yine yapmak mecburiyetindesiniz.

Sizin şuanda tek ihtiyacınız olan Ehli sünnet hocaların sohbetlerini dinlemenizdir. Sohbet olmadan ilim amel ihlas hiçbiri olmaz.. Yani bir öğreticinin olması gerçekleri hakikatları olduğu gibi anlatan Allah celle celaluhu'nun kanunlarına aykırı görüşü olmayan, görüşleri Efendimiz sav. çizgisinden kıl kadar şaşmayan Alim hocalarımızın sohbetlerini dinlemenizi tavsiye ederim. Sohbetin devamlı dinlenmesi gerekiyor. Çünkü tesiri 3-4 gün sürer veya daha fazla sürebilir. O yüzden yaş kaç olursa olsun ben herşeyi öğrendim dememeli sohbet ortamlarından ömür boyu ayrılmamak gerekir.
Allah Resülü sav.: "Cennet bahçesine uğradığınızda kendinizi besleyiniz" buyurdu. Sahabiler: "Ya Resulallah, Cennet bahçeleri nerededir?" diye sordular. Peygamberimiz sav.: "Allah’ın adının anıldığı, ilim mescidleridir" buyurdu.
Yani bir Müslüman sohbet ortamındayken "Ben vallahi şuan cennetteyim" dese yalan olmaz. Çünkü Efendimiz sav. "cennet bahçesidir" buyurdu.
Dinleyebileceğiniz Ehli sünnet hocalarımızdan bazılarını size yazayım; Ali ulvi uzunlar, Mustafa Özşimşekler, Ahmet Mahmud Ünlü, Bayram Ali Öztürk, Timurtaş uçar, Abdulmetin balkanlıoğlu, Tahir büyükkörükçü, Esad coşan,Mehmet talu. gibi..

Özellikle şuan Ali ulvi uzunlar hocamızın hadis dersleri var, cübbeli ahmet hocamızında çok faydalı sohbetleri bulunmaktadır.
Ayrıca zikir yapılması çok önemlidir.
 

mavigece

New member
Katılım
1 Nis 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
"şimdi asıl sorum ve cevap almak istediğim şey şu. namaz kılıyorum, oruç tutuyorum ama kendi kendime ihlaslı olmadığımı anladım ve yaptığım herşeyin boşa gideceğini anladım."

bunu nasıl anladın bizede anlatırmısın neye dayanarak?..herşeyin boşa gideceğine dair bi delil gösterirmisin bize
 
K

kompLeks

Guest
benim aklım karıştı. farklı farklı şeyler söyleniyor ve ne yapacağımı şaşırdım. ihlaslı olmayan kişinin namaz kılmasının, oruç tutmasının, kısaca iman etmesinin boşuna olduğu söyleniyor. ama şu da söyleniyor, ihlas olmasa da farzları yapmak mecburiyetindeyiz. yani ihlas olmasa da namaz kılmamız oruç tutmamız gerekiyor. her şeyin boşa gideceğini ben söylemiyorum. siz öyle söylediğiniz için benim aklım karıştı.

aklımı karıştıran bir mevzu da şu; namaz kılmak oruç tutmak kişinin ihlaslı olduğunu kanıtlamıyor. namaz kılmamak oruç tutmamak da kişinin ihlaslı olmadığını kanıtlamıyor. kısacası ibadet etmekle ihlaslı olmak apayrı şeyler. ne ibadet ihlaslı olmayı gerektirir, ne de ihlaslı olmak ibadeti gerektirir.

sürekli sohbet etmek insanı ihlaslı kılar mı?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
benim aklım karıştı. farklı farklı şeyler söyleniyor ve ne yapacağımı şaşırdım. ihlaslı olmayan kişinin namaz kılmasının, oruç tutmasının, kısaca iman etmesinin boşuna olduğu söyleniyor. ama şu da söyleniyor, ihlas olmasa da farzları yapmak mecburiyetindeyiz. yani ihlas olmasa da namaz kılmamız oruç tutmamız gerekiyor. her şeyin boşa gideceğini ben söylemiyorum. siz öyle söylediğiniz için benim aklım karıştı.

aklımı karıştıran bir mevzu da şu; namaz kılmak oruç tutmak kişinin ihlaslı olduğunu kanıtlamıyor. namaz kılmamak oruç tutmamak da kişinin ihlaslı olmadığını kanıtlamıyor. kısacası ibadet etmekle ihlaslı olmak apayrı şeyler. ne ibadet ihlaslı olmayı gerektirir, ne de ihlaslı olmak ibadeti gerektirir.

sürekli sohbet etmek insanı ihlaslı kılar mı?


Kafanızın karışmasına gerek yok sayın kompLeks. Evet, ihlassızca, yani riya ile hulasa inanmadan yapılan ibadetin, sırf bulunduğunuz topluma adabte olmak için, dışlanmamak için, adet yerini bulsun diye, şeklen, yapılan ibadetlerin hiç bir manası ve faydası yoktur.

Zaten böyle bir halde iseniz inanmamışsınızdır da...

Ancak, sorduklarınız, aldığınız cevaplar ve bu cevaplara yaklaşımızınız neticesinde hakkınızda yorum yaparsak;

a- çok mu idraksizsiniz?
b- provakatörmüsünüz?
c- dalga mı geçiyorsunuz?
d- ortalığı İslam aleyhine karıştırmaya mı çalışıyorsunuz?

Ben bu yorumda a şıkkını kesinlikle kabul etmiyorum.

Cevabı siz yazın ama açık ve net.

Sonra da ben İslamForum adına kanaat kullanacağım, Sizin için!..
 

mavigece

New member
Katılım
1 Nis 2006
Mesajlar
62
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
benim aklım karıştı. farklı farklı şeyler söyleniyor ve ne yapacağımı şaşırdım. ihlaslı olmayan kişinin namaz kılmasının, oruç tutmasının, kısaca iman etmesinin boşuna olduğu söyleniyor. ama şu da söyleniyor, ihlas olmasa da farzları yapmak mecburiyetindeyiz. yani ihlas olmasa da namaz kılmamız oruç tutmamız gerekiyor. her şeyin boşa gideceğini ben söylemiyorum. siz öyle söylediğiniz için benim aklım karıştı.

aklımı karıştıran bir mevzu da şu; namaz kılmak oruç tutmak kişinin ihlaslı olduğunu kanıtlamıyor. namaz kılmamak oruç tutmamak da kişinin ihlaslı olmadığını kanıtlamıyor. kısacası ibadet etmekle ihlaslı olmak apayrı şeyler. ne ibadet ihlaslı olmayı gerektirir, ne de ihlaslı olmak ibadeti gerektirir.

sürekli sohbet etmek insanı ihlaslı kılar mı?

evet ihlasınız(yani Allaha ibadet etme isteği ve arzusu) yoksa namaz kılmak oruç tutmak hacca gitmek zekat vermek gibi farz olan emirleri yapmanız anlamsız kalır..

kafa karışacak bir durum yok ortada..daha önceki mesajlarda diğer arkadaşlarda detaylı olarak açıkladılar..

önce kendine şunu sor..namazı kılmış olmak içinmi kılacaksın yoksa Allaha olan şükrünü eda etmek içinmi?..

ben ihlaslı değilim diyerek kestirip atmak kolaydır..önemli olan insanın kendi nefsini sorgulamasıdır...
Yüce Allah bize nimetler veriyor..gözlerimiz görüyor , aklımız yerinde uzuvlarımız tam...yemek yiyebiliyoruz konuşabiliyoruz kiiii bu nimetlerden yoksun hastane köşelerinde olan insanlarda var...halimize şükretmek Allaha secde etmeyi ve bunu isteyerek yapmayı neden ona çok görüyoruz?

sana bu dünyadaki bütün hazineleri verseler gözlerinden ayaklarından ya da başka uzuvlarından vazgeçermisin?ben şahsen vazgeçmem...yani sahip olduklarımız paha biçilemez..o zaman nedendir bu ibadet isteksizliği?

bak bununla ilgili ayetlerde var yazayım..

Neml Sûresinin 40 . Ayetinde

Kitaptan bilgisi olan biri, “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. Süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce şöyle dedi: “Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.”

Neml Sûresinin 73 . Ayetinde
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Şüphesiz senin Rabbin insanlara karşı lütuf sahibidir. Ancak onların çoğu şükretmezler.[/FONT]

Yûsuf Sûresinin 38 . Ayetinde
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]“Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum. Bizim Allah’a herhangi bir şeyi ortak koşmamız (söz konusu) olamaz. Bu, bize ve insanlara Allah’ın bir lütfudur, fakat insanların çoğu şükretmezler.”[/FONT]

Yûnus Sûresinin 60 . Ayetinde
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Allah’a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı çok lütufkârdır, fakat onların çoğu (O’nun nimetlerine) şükretmezler.[/FONT]


sohbet etmek seni ihlaslı kılarmı bilemem ama en azından kafandaki karışıklıkları gidermene yardımcı olabilir..sorularının cevabı zaten kur'anı kerimde var...bence kur'anı kerimi çok iyi okumalısın..bütün ayetler Allah'ın mesajı...ilk insan Hz Ademden peygamber efendimiz Hz. Muhammede kadar ve ikisi arasında gönderilen peygamberlerin başlarından geçen olaylar anlatılır..inanan ve inanmayanların kıssaları vardır...

madem bu kadar ihlaslı olamayı istiyosun..o zaman çok okuman lazım..ve duymuşsundur..kur'anı kerimin gönderilen ilk ayetide "oku" ayetidir...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
benim aklım karıştı. farklı farklı şeyler söyleniyor ve ne yapacağımı şaşırdım. ihlaslı olmayan kişinin namaz kılmasının, oruç tutmasının, kısaca iman etmesinin boşuna olduğu söyleniyor. ama şu da söyleniyor, ihlas olmasa da farzları yapmak mecburiyetindeyiz. yani ihlas olmasa da namaz kılmamız oruç tutmamız gerekiyor. her şeyin boşa gideceğini ben söylemiyorum. siz öyle söylediğiniz için benim aklım karıştı.

aklımı karıştıran bir mevzu da şu; namaz kılmak oruç tutmak kişinin ihlaslı olduğunu kanıtlamıyor. namaz kılmamak oruç tutmamak da kişinin ihlaslı olmadığını kanıtlamıyor. kısacası ibadet etmekle ihlaslı olmak apayrı şeyler. ne ibadet ihlaslı olmayı gerektirir, ne de ihlaslı olmak ibadeti gerektirir.

sürekli sohbet etmek insanı ihlaslı kılar mı?
Kompleks arkadaş, kim söylüyor size ihlaslı olmayanın namazının, orucunun boşa olduğunu. Bütün mesajları okuyorum öyle bir durum belirten bir cümle göremiyorum. Siz görmek istediğiniz için mi böyle bir anlama giriyorsunuz. Yapmayın, sizi ciddiye alıp da size ayetler ve hadisler ile yardımcı olmaya çalışan insanlarla dalga geçiyorsunuz gibi bir hava hissediyorum bende Bekir kardeşim gibi. Gerçi siz dalga geçmek isteseniz de, istemeseniz de burada size cevap yazan insanlar zerre miskal kaybetmezler. Siz kaybedersiniz. Neyse...

Sonraki cümleniz biraz toparlıyor gerçi "ihlas olmasa da farzları yapmak mecburiyetinde olduğumuz" gerçeğini kabul eder gibi bir yaklaşımınız da var. Siz okuduklarınız ile; bir öyle, bir böyle anlam çıkaramazsınız. Anlam tektir: farz ibadetler yapılacak ! Bitti.

Dersen ki; ben bu farzları yerine getirirken aynı zamanda lezzet almak isterim, o zaman o konu başka. Karıştırmayın lütfen. Arkadaşlar size bunu izah edip anlatmaya çabalıyor. Şuna benzer ki; her öğün yemek yiyorsunuz ama her öğün farklı lezzetler alıyorsunuz. Bazen hiç almıyorsunuz, bazen (hasta olduğunuz zamanlar) bırakın yediğiniz yemekten lezzet almayı, ilaç içeceğinizden dolayı sırf mide açlığı olmasın diye zoraki yemek yiyorsunuz. Farz ibadetler de, sizin ruhunuzun gıdasıdır. Kah iştahla yer lezzet alır, kah o anki konumundan dolayı zoraki yaparak farz yükümlülüğünden kurtulursunuz. Burada önemli olan, zoraki de olsa sırat-ı müstakim üzere, aynı minvalde devam etmektir. Bazı alimler, zoraki kılınan namazın, sırf nefisinizi zorlamasından dolayı ecir bakımından daha yüksek olduğunu belirtiyorlar. Bu da işin başka bir noktası. Ha zorlama ile kılmışsınız, ha severek kılmışsınız; sonuçta mükellef olduğunuzu yerine getirmişsinizdir. Kıldığınızın derecesini ve kıymetini siz değil, takdir makamı belirler. Kur'an bazı insanların kıldığı namazın, kılan kişinin yüzlerine çarpılacağını ikaz eder. Bu namazı ciddiye almayanlar için geçerli bir uyarıdır. İhlaslı olup olmamak, namaz kılmak için kriter değildir.

Sen ihlaslı kılabilirsen ne ala! Dersen ki ihlas ne ? İhlas; Allah'ı görür gibi, bizzat O'nun (Azze ve Celle) huzurundaymışsın ve O'na (Celle celaluhu) secde ederken bizzat seni ve namaz hareketlerini en ufak ayrıntısına varıncaya kadar dikkat ile takip ediyor, gibi olduğunu hissetmektir. Bu halde olmak mükemmel bir an'dır ve bu an bitmesin diye dualar edersiniz. Herkes bu an'ı yakalayamaz ama yakalamak için çabalar. Siz de çabalayın, buluncaya kadar da vazgeçmeyin. İşte o zaman bu çabalar neticesinde istediğinize kavuşursunuz ve inşaallah ihlası yakalarsınız. Arkadaşlarımız size farzları yerine getirirken daha sonra olması gereken ihlasın bu olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu farzları yapmak için ihlas şart değil. İhlas, sonradan gelecek. Siz önce takliden, daha sonra tahkiken yaşayacaksınız. Bu da şu demek, namaz kılarken elbette Allah'ı (Celle celaluhu) görmüyorsunuz, hissetmiyorsunuz ama farz olduğu için yapmakla mükellef olduğunuzun bilincini taşıyorsunuz; bu takliddir. Bu taklidi hali zorlayarak da olsa devam ettiriyorsunuz ve zamanla bu düşündüğünüzü hissetmeye, yaşamaya, içinizin coşarak namaza doğru kaymaya ve namazsız duramadığınızı anlamaya başlıyorsunuz ki; bu da ihlas ve huşu halidir. Buna da tahkik denir. Taklid olmadan tahkik çok zor bir iştir. Fazla da kafanız karışmasın diye kısa kesiyorum. Ama son söz bu konuda; farları yapmak ile mükellefiz. Bu farzları yerine getirirken ihlası yakalamamız da İlahi bir hediyedir. BU hediyeyi almak için, mükellef olduğumuzu yerine getirmeliyiz.

Sürekli sohbet, belki ihlasa yol açar ama illa ihlası kazandırmaz. Muhabbeti daha çok çeker. Muhabbet de sizi eyleme teşvik eder. Sohbet ortamları kendi durumunu inceleyip görmesi ve daha güzeline hazırlaması için bir nevi araçtır. Sizi amaca sevkeden bir araç. Sohbet ortamlarında bulunan insanların bu samimiyetleri doğrultusunda etkisi farklı farklı olur. Yaşayan insan anlatır ve karşıdakine hissettirir, yaşamayan ise kuru bir söz gibi sözlerini sarfeder en kendi keyf alır ne de dinleyen. Sohbet odur ki; kişi kendi dahiş bu sohbetten keyf almalı ve sohbet esnasında kendinin dahi görmediği bir hali o an görmesine yol açmalıdır. Çünkü, manevi haller çeşit çeşit, farklı farklıdır. Bu farklılıklar sonuçta tek bir şeye hizmet eder; muhabbete. Muhabbet de amel etme şevkinin artmasına vesiledir. Amel de arttıkça ibadetlerinize daha çok dikkat etmenize yol açar. Bu da zamanla, arzu ettiğiniz ihlası yakalamınızı sağlar. Zaten ihlası yakaladıktan sonra, geriye dönüp de şu yazdıklarınıza baktığınızda, size bu kadar yazılar ile anlatmaya çalışan insanların gayreti görürsünüz ve cümleniz sadece; Allah razı olsun demektir. İşte bu sözünüz de bizlerin ihlasına vesiledir.

Ayrıca; ibadet eden de ihlas bir zaman sonra tecelli eder. İbadet etmeyen de ise; ihlas kelimesinin i harfinin üzerindeki nokta kadar dahi olsa ihlas beklemek abesdir. İhlas için, ibadet şarttır, şarttır ve yine şarttır. Tırnaksız parmak olur, ama parmaksız tırnak olacağını düşünmek; abesdir.

Vesselam...
 
K

kompLeks

Guest
Kafanızın karışmasına gerek yok sayın kompLeks. Evet, ihlassızca, yani riya ile hulasa inanmadan yapılan ibadetin, sırf bulunduğunuz topluma adabte olmak için, dışlanmamak için, adet yerini bulsun diye, şeklen, yapılan ibadetlerin hiç bir manası ve faydası yoktur.

Zaten böyle bir halde iseniz inanmamışsınızdır da...

Ancak, sorduklarınız, aldığınız cevaplar ve bu cevaplara yaklaşımızınız neticesinde hakkınızda yorum yaparsak;

a- çok mu idraksizsiniz?
b- provakatörmüsünüz?
c- dalga mı geçiyorsunuz?
d- ortalığı İslam aleyhine karıştırmaya mı çalışıyorsunuz?

Ben bu yorumda a şıkkını kesinlikle kabul etmiyorum.

Cevabı siz yazın ama açık ve net.

Sonra da ben İslamForum adına kanaat kullanacağım, Sizin için!..

cevabım E şıkkı ''hiçbiri''.

herkes benim için bıkmadan usanmadan cevap yazmaya çalışıyor. zamanını ayırıyor. teşekkür ederim benim için çırpınan herkese. hakkınız geçti bana. ben kendimi ifade edemiyorum. kimseyi de daha fazla yormak istemem. eminim hepiniz çok değerli insanlarsınızdır ! hoşça kalın !..
 
Üst Alt