B
beyaz_ýþýk
Guest
Yine Ebu Leheb atıldı:
-Abdülmuttalib oğulları! Bunun yaptığı doğru değil... Bari başkaları durdurmadan biz karşı çıkalım. Yoksa Muhammed yüzünden hepimiz ağır hakarete maruz kalacak ve belki de çoğumuz öleceğiz.
Ebu Leheb'in sözleri, Hazret-i Safiyye'yi harekete geçirdi. Sevgili hala, dayanamamıştı:
-Yeğenimizi ve dinini desteklememek; hor görmek, küçültmeye çalışmak sana yakışıyor mu? Alimler, Abdülmuttalib'in soyundan bir Peygamber geleceğini bildiriyor; sen O'nu kötülüyorsun. Bu ne taze böyle? Vallahi O Peygamber, işte karşımızda bulunuyor!!!
Ebu Leheb, inat mı inat. Öfke ile bağırdı:
-Seninki tam hayal! Zaten kadın değil misin; ne anlarsın bu işlerden? Bütün işiniz erkeklere ayak bağı olmak! Yarın millet, İsyan ederse biz ne yapabiliriz?
Ebu Talip, hışımla Ebu Leheb'e döndü:
-Korkak!... Son nefesine kadar O'na yardımcıyım; anladın mı? Dedi. peygamberimize:
-İnsanları imana çağıracağın zamanı bildir. Silahlanıp seninle beraber gelelim.
Hava iyice gerginleşmişti.
Yüce Peygamber, söze kaldıkları yerden devam ettiler:
-Ey Abdülmuttalib nesli. Vallahi, benim size getirdiğim bu dinden daha üstün ve daha hayırlısını tebliğ eden olmamıştır. Sizi söylenmesi kolay fakat mizanda sevabı çok yüksek olan iki kelimeyi söylemeye davet ediyorum. İşte: " Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resuluhu" Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna inanır ve şahid olurum, demek. Yüce Allah, size bunu bildirmemi buyurdu. Bazı mucizeleri de gördünüz. Öyleyse hanginiz çağrıma uyup benimle oluyor?
Resuller Resulünün, hitabeti bitince ortalığı bir sessizlik tuttu. Sanki herşey donmuştu. Çıt yok... başlar önde, kim bilir ne veya neler düşünüyorlar.
Sevgili Peygamberimiz, sözlerini üç defa arka arkaya tekrarlayıp muhataplarını aradılar. Ama nafile... Her üçünde de cevap hep Hazret-i Ali'den geliyor:
-Bunların en küçük ve en zayıfı benim. Ama ben sana yardımcı olmaya hazırım...
İlk iki cevapta efendimiz, Ali kerremallahü vechehi yerine oturtarak öbürlerinden bir ses çıkmasını beklediler. Fakat sözleri üçüncü kere cevapsız kalıp yine Hazret-i Ali aynı şeyi söyleyince elinden tutup akrabalarından uzaklaştılar....
Onlar, ayrılınca kalabalık, Peygamberimizin dedikleri ile alay edip gülüşerek dağıldı...
-Abdülmuttalib oğulları! Bunun yaptığı doğru değil... Bari başkaları durdurmadan biz karşı çıkalım. Yoksa Muhammed yüzünden hepimiz ağır hakarete maruz kalacak ve belki de çoğumuz öleceğiz.
Ebu Leheb'in sözleri, Hazret-i Safiyye'yi harekete geçirdi. Sevgili hala, dayanamamıştı:
-Yeğenimizi ve dinini desteklememek; hor görmek, küçültmeye çalışmak sana yakışıyor mu? Alimler, Abdülmuttalib'in soyundan bir Peygamber geleceğini bildiriyor; sen O'nu kötülüyorsun. Bu ne taze böyle? Vallahi O Peygamber, işte karşımızda bulunuyor!!!
Ebu Leheb, inat mı inat. Öfke ile bağırdı:
-Seninki tam hayal! Zaten kadın değil misin; ne anlarsın bu işlerden? Bütün işiniz erkeklere ayak bağı olmak! Yarın millet, İsyan ederse biz ne yapabiliriz?
Ebu Talip, hışımla Ebu Leheb'e döndü:
-Korkak!... Son nefesine kadar O'na yardımcıyım; anladın mı? Dedi. peygamberimize:
-İnsanları imana çağıracağın zamanı bildir. Silahlanıp seninle beraber gelelim.
Hava iyice gerginleşmişti.
Yüce Peygamber, söze kaldıkları yerden devam ettiler:
-Ey Abdülmuttalib nesli. Vallahi, benim size getirdiğim bu dinden daha üstün ve daha hayırlısını tebliğ eden olmamıştır. Sizi söylenmesi kolay fakat mizanda sevabı çok yüksek olan iki kelimeyi söylemeye davet ediyorum. İşte: " Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resuluhu" Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna inanır ve şahid olurum, demek. Yüce Allah, size bunu bildirmemi buyurdu. Bazı mucizeleri de gördünüz. Öyleyse hanginiz çağrıma uyup benimle oluyor?
Resuller Resulünün, hitabeti bitince ortalığı bir sessizlik tuttu. Sanki herşey donmuştu. Çıt yok... başlar önde, kim bilir ne veya neler düşünüyorlar.
Sevgili Peygamberimiz, sözlerini üç defa arka arkaya tekrarlayıp muhataplarını aradılar. Ama nafile... Her üçünde de cevap hep Hazret-i Ali'den geliyor:
-Bunların en küçük ve en zayıfı benim. Ama ben sana yardımcı olmaya hazırım...
İlk iki cevapta efendimiz, Ali kerremallahü vechehi yerine oturtarak öbürlerinden bir ses çıkmasını beklediler. Fakat sözleri üçüncü kere cevapsız kalıp yine Hazret-i Ali aynı şeyi söyleyince elinden tutup akrabalarından uzaklaştılar....
Onlar, ayrılınca kalabalık, Peygamberimizin dedikleri ile alay edip gülüşerek dağıldı...