Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Beş vakit.

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sayın ÇAPANOĞLU

Kur'an da, namazın şekli muamelatı ve bu muamelat esnasında ne okunacağına dair bilgi nerededir sizce?

Yok kardeş,
Allah Namazı farz kılmış ama maalesef muamelatını vermeyi unutmuş (haşa)
Valla bekir kardeş, ibadetin içeriğinden önce, NASIL BİR RABBE EMAN EDİYORUM konusunu tefekkür eyleyin bence,
Japon profesörün ürettiği son model bir pc'nin kullanma kılavuzunu köylü hasan ağadan düzenlemesini isterseniz, olacağı budur..
Allah'ın icad eylediği İNSANIN kullanma kılavuzunu BEŞER'e yaptırmak daha da feci bir durumdur amma..
Siz böyle olmasını istiyorsuzun ısrarla..
Bu mümkün değildir, olmayacaktır da..

Not: Unutmayın, bir sivrisineği bile misal veren Rabbimiz, ibadetlerin muamelatını vermekten imtina etmez..
Sadece, bakmak ve görmek arasındaki farktan kaynaklanıyor, aramızdaki ayrılıklar
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sayın ÇAPANOĞLU

Kur'an da, namazın şekli muamelatı ve bu muamelat esnasında ne okunacağına dair bilgi nerededir sizce?

Bu arada, imzanız ALLAH derken, muamelat ve düşünceleriniz YALLAN derse,
Tenakuza düşersiniz..
TEK VEKİL ALLAHTIR VE ONA TEVEKKÜL ETTİNİZSE..
Başka Rablar ve ilahlar aramanın beyhudeliğini bilmem söylememe gerek var mı
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Yok kardeş,
Allah Namazı farz kılmış ama maalesef muamelatını vermeyi unutmuş (haşa)
Valla bekir kardeş, ibadetin içeriğinden önce, NASIL BİR RABBE EMAN EDİYORUM konusunu tefekkür eyleyin bence,
Japon profesörün ürettiği son model bir pc'nin kullanma kılavuzunu köylü hasan ağadan düzenlemesini isterseniz, olacağı budur..
Allah'ın icad eylediği İNSANIN kullanma kılavuzunu BEŞER'e yaptırmak daha da feci bir durumdur amma..
Siz böyle olmasını istiyorsuzun ısrarla..
Bu mümkün değildir, olmayacaktır da..

Not: Unutmayın, bir sivrisineği bile misal veren Rabbimiz, ibadetlerin muamelatını vermekten imtina etmez..
Sadece, bakmak ve görmek arasındaki farktan kaynaklanıyor, aramızdaki ayrılıklar

Neden bu kadar alındınız bu sualden? Her şeyi Kur'an da bulan sizlerin ilminden istifade etmek hakkımızdır. Bu şekilde kaçamak cevap siz üstadlara pek yakışmadı.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Neden bu kadar alındınız bu sualden? Her şeyi Kur'an da bulan sizlerin ilminden istifade etmek hakkımızdır. Bu şekilde kaçamak cevap siz üstadlara pek yakışmadı.


Ben hep haykırmışımdır,
Allah dışın da TÜM ÜSTADLAR, ŞEYHLER, MÜCEDDLER, MÜFESSİRLER, HÜKÜM KOYUCULAR, ALİMLER cehennemdedir.. diye..
Bu din ALLAH'INDIR ve tek müfessiri, müceddidi ve sözcüsü O'dur..
Haşa, biz kimiz ki, Allah'ı yargılayalım ve dinine din katıp, eksiltelim..
Eğer, FESTEİZ BİLLAH diyerek yaklaşıp Kur'ana, almak istediklerinizi SADECE VE SADECE RAB'CA olarak almaya niyetlenirseniz, aradığınız her şeyi eksiksiz bulacaksınız demektir..
Kitabın da zerreyi eksik etmediğini söyleyen Rab, yalan ve kandırmalardan münezzeh ise eğer, muhakkak doğruyu söylüyordur, ama, bunun önünü, arkasını, üstünü, altını tıkayan şu müsvedde üstatlarını çıkartın aradan..
İsteğinize ne kadar kolayca ulaşabildiğinize siz bile inanmayacaksınız..

BİZ HER ÜMMET İÇİN BİR İBADET TARZI BELİRLEDİK, HERKES KENDİ TARZINI SÜRDÜRÜR, ŞU HAL DE SENİNLE BU İŞTE TARTIŞMAYA GİRMESİNLER, SEN SADECE RABBİNE ÇAĞIR, KESİNLİKLE DOĞRU YOL DA OLAN SENSİN.. hac67.. diye emri ferman buyuran Rabbimiz, neden belirlediği ibadeti eksik bıraksın ki?..
Diyeceksiniz ki, mirac rivayetleriyle, namaz pazarlığı masallarıyla bu dini sulandırıp hiristiyanlıktan beter hale getireceğiz, buna ahdettik..
Bunu alimleriniz zaten başardı ve size de dinin eksik olduğuna inandırdı..
Bunun vebalini nasıl öderler, düşündünüz mü hiç..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ben hep haykırmışımdır,
Allah dışın da TÜM ÜSTADLAR, ŞEYHLER, MÜCEDDLER, MÜFESSİRLER, HÜKÜM KOYUCULAR, ALİMLER cehennemdedir.. diye..
Bu din ALLAH'INDIR ve tek müfessiri, müceddidi ve sözcüsü O'dur..
Haşa, biz kimiz ki, Allah'ı yargılayalım ve dinine din katıp, eksiltelim..
Eğer, FESTEİZ BİLLAH diyerek yaklaşıp Kur'ana, almak istediklerinizi SADECE VE SADECE RAB'CA olarak almaya niyetlenirseniz, aradığınız her şeyi eksiksiz bulacaksınız demektir..
Kitabın da zerreyi eksik etmediğini söyleyen Rab, yalan ve kandırmalardan münezzeh ise eğer, muhakkak doğruyu söylüyordur, ama, bunun önünü, arkasını, üstünü, altını tıkayan şu müsvedde üstatlarını çıkartın aradan..
İsteğinize ne kadar kolayca ulaşabildiğinize siz bile inanmayacaksınız..

BİZ HER ÜMMET İÇİN BİR İBADET TARZI BELİRLEDİK, HERKES KENDİ TARZINI SÜRDÜRÜR, ŞU HAL DE SENİNLE BU İŞTE TARTIŞMAYA GİRMESİNLER, SEN SADECE RABBİNE ÇAĞIR, KESİNLİKLE DOĞRU YOL DA OLAN SENSİN.. hac67.. diye emri ferman buyuran Rabbimiz, neden belirlediği ibadeti eksik bıraksın ki?..
Diyeceksiniz ki, mirac rivayetleriyle, namaz pazarlığı masallarıyla bu dini sulandırıp hiristiyanlıktan beter hale getireceğiz, buna ahdettik..
Bunu alimleriniz zaten başardı ve size de dinin eksik olduğuna inandırdı..
Bunun vebalini nasıl öderler, düşündünüz mü hiç..

Sayın Çapanoğlu

Yani gerçekten çok güzel yazıyorsunuz. Edebi yönünüzün maşaallahı var. Yanlız herkes bu üstün algılamaya sahip olmayabilir.

Beklenir ki, bilenler bilmeyenlere, anlayanlar anlamayanlara yardımcı olsun. Zaten şu an da yapmaya çalıştığınız bu gibi bir ameliye.

Ancak Kur'an çok yerinde " namazı kılın, dosdoğru kılın diyor" Biz bu namazı, bu gün, bu, namaz kıldıklarını zanneden(!) ehli sünnetten görmeseydik, Kur'an bilgisi ile nasıl yapardık. Yani sizin çocuk büyüdü, aklı başına geldi. Kur'an okudu ve sordu, baba bu namaz nasıl kılınır, bana anlat, neden böyle kılınır dese, ne derdiniz, na anlatırdınız? Bu cevap sizce çok zor olmasa gerek.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sayın Çapanoğlu

Yani gerçekten çok güzel yazıyorsunuz. Edebi yönünüzün maşaallahı var. Yanlız herkes bu üstün algılamaya sahip olmayabilir.

Beklenir ki, bilenler bilmeyenlere, anlayanlar anlamayanlara yardımcı olsun. Zaten şu an da yapmaya çalıştığınız bu gibi bir ameliye.

Ancak Kur'an çok yerinde " namazı kılın, dosdoğru kılın diyor" Biz bu namazı, bu gün, bu, namaz kıldıklarını zanneden(!) ehli sünnetten görmeseydik, Kur'an bilgisi ile nasıl yapardık. Yani sizin çocuk büyüdü, aklı başına geldi. Kur'an okudu ve sordu, baba bu namaz nasıl kılınır, bana anlat, neden böyle kılınır dese, ne derdiniz, na anlatırdınız? Bu cevap sizce çok zor olmasa gerek.

Evet, bendenizin bir iddiası daha vardır, şudur:
Nasıl ki bir çocuk 2 yaşına geldiğin de kendine faydalı-zararlı nesneleri algılayabiliyor..
Dikkat edin, çoğunu deneme-yanılma ile öğrenir, ebeveyni öğretmez..
Dünyanın en kolay dini olan biricik dinimizi de, öyle sahih yaşayacağız ki,
Bir bebek bile, sormadan, deneme-yanılma metoduyla doğruyu-yanlışı ayıklayabilecektir..
Bakınız, Vahyin vücut bulduğu mekke de biricik nebi hayatta iken, küçük çocukların beyinlerinin yıkandığı KUR'AN KURSU ve buna benzer öğretim evleri yoktu.
Yani, bu bir eğitim meselesi değildi, bu bir yaşam biçimiydi..
VAHY öyle bir ANADİLİ konumuna sokulmuş ki, o dönemin çocukları ANA DİLLERİNİ KOLAYCA ÖĞRENİRKEN, AYNI KOLAYLIKTA DİNLERİNİ DE ÖĞRENİYORLARDI..
Öyleyse, bu dini ANADİLİ HALİNE getirmekten başka şansımız yoktur..
Ehli sünnet, ehli şia gibi terimler tamamen fırkalaşmak ve hizibleşmek amacıyla üretilmiş ayrık otlarıdır, bunlardan Rabbe sığınırız
Bizler sadece EHLİ KUR'AN olabiliriz, tek kılavuz KUR'AN ise, ki Rabbimiz öyle buyurur, bunun önenü ve arkasına başka payeler eklemek ne büyük vebaldir, düşünün..

Kur'an namazı kötülükleri giderici, silici olarak gösterir, velakin, 1.5 milyarın kıldığı şu an ki namazın zerre etkisi yoksa, demek ki EHLİ SÜNNET ÜZRE KILINAN NAMAZLAR da bir sıkıntı mevcut..
Nasıl ki bedenin günlük 3 vakit gıdaya ihtiyacı var, almazsa yıkım olur, ruhun günlük gıdası da namazdır ve doğru alınamazsa ruhi yıkım olur ki, bütün insanlığın bir ruhi bunalım kıyametiyle karşı karşıya geldiği şu günümüz de, anlaşılıyor ki NAMAZ ibadeti sahih yerine getirilmiyor..
Bakın, çok az tüketilen gıda aşırı zayıflığa, fazla alınan gıda ise obeziteye sebep olur..
Şu an tüm insanlığın ya RUHİ İSKELETORLÜĞE veya OBEZİTE BİR RUH yapısına sahip oluşunun altında yatan gerçek nedir acep?..
Oysa, Rabbimiz en büyük HEKİM dir ve günlük beden ve ruhumuzun ne kadar gıdaya ihtiyacı vardır, en iyi O bilir ve reçeteyi bizlere O sunar..
Bu reçeteye razı olmayıp, başkalarına reçete yazdırmak isteyenlere bir sözümüz olmazsa da, yanlış yaptıklarını hatırlatmak insani görevimiz olsa gerek..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet, bendenizin bir iddiası daha vardır, şudur:
Nasıl ki bir çocuk 2 yaşına geldiğin de kendine faydalı-zararlı nesneleri algılayabiliyor..
Dikkat edin, çoğunu deneme-yanılma ile öğrenir, ebeveyni öğretmez..
Dünyanın en kolay dini olan biricik dinimizi de, öyle sahih yaşayacağız ki,
Bir bebek bile, sormadan, deneme-yanılma metoduyla doğruyu-yanlışı ayıklayabilecektir..
Bakınız, Vahyin vücut bulduğu mekke de biricik nebi hayatta iken, küçük çocukların beyinlerinin yıkandığı KUR'AN KURSU ve buna benzer öğretim evleri yoktu.
Yani, bu bir eğitim meselesi değildi, bu bir yaşam biçimiydi..
VAHY öyle bir ANADİLİ konumuna sokulmuş ki, o dönemin çocukları ANA DİLLERİNİ KOLAYCA ÖĞRENİRKEN, AYNI KOLAYLIKTA DİNLERİNİ DE ÖĞRENİYORLARDI..
Öyleyse, bu dini ANADİLİ HALİNE getirmekten başka şansımız yoktur..
Ehli sünnet, ehli şia gibi terimler tamamen fırkalaşmak ve hizibleşmek amacıyla üretilmiş ayrık otlarıdır, bunlardan Rabbe sığınırız
Bizler sadece EHLİ KUR'AN olabiliriz, tek kılavuz KUR'AN ise, ki Rabbimiz öyle buyurur, bunun önenü ve arkasına başka payeler eklemek ne büyük vebaldir, düşünün..

Kur'an namazı kötülükleri giderici, silici olarak gösterir, velakin, 1.5 milyarın kıldığı şu an ki namazın zerre etkisi yoksa, demek ki EHLİ SÜNNET ÜZRE KILINAN NAMAZLAR da bir sıkıntı mevcut..
Nasıl ki bedenin günlük 3 vakit gıdaya ihtiyacı var, almazsa yıkım olur, ruhun günlük gıdası da namazdır ve doğru alınamazsa ruhi yıkım olur ki, bütün insanlığın bir ruhi bunalım kıyametiyle karşı karşıya geldiği şu günümüz de, anlaşılıyor ki NAMAZ ibadeti sahih yerine getirilmiyor..
Bakın, çok az tüketilen gıda aşırı zayıflığa, fazla alınan gıda ise obeziteye sebep olur..
Şu an tüm insanlığın ya RUHİ İSKELETORLÜĞE veya OBEZİTE BİR RUH yapısına sahip oluşunun altında yatan gerçek nedir acep?..
Oysa, Rabbimiz en büyük HEKİM dir ve günlük beden ve ruhumuzun ne kadar gıdaya ihtiyacı vardır, en iyi O bilir ve reçeteyi bizlere O sunar..
Bu reçeteye razı olmayıp, başkalarına reçete yazdırmak isteyenlere bir sözümüz olmazsa da, yanlış yaptıklarını hatırlatmak insani görevimiz olsa gerek..


Maşaallah Sayın ÇAPANOĞLU

Yani benim sorduklarımdan gayri bir sürü kelam ettiniz. Lakin beni memnun edemediniz. Üstelik bu yazınızı metin mete okursa, mazallah, bir sürü de "beyyinesiz" laf etmişsiniz, fena yapar sizi. Neyse, artık ne diyelim, ben cevabınızı anladım, anlamayanlar da " lütfen bana sorsunlar" onlara ben anlatayım...
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Evet, bendenizin bir iddiası daha vardır, şudur:
Nasıl ki bir çocuk 2 yaşına geldiğin de kendine faydalı-zararlı nesneleri algılayabiliyor..
Dikkat edin, çoğunu deneme-yanılma ile öğrenir, ebeveyni öğretmez..
Dünyanın en kolay dini olan biricik dinimizi de, öyle sahih yaşayacağız ki,
Bir bebek bile, sormadan, deneme-yanılma metoduyla doğruyu-yanlışı ayıklayabilecektir..
Bakınız, Vahyin vücut bulduğu mekke de biricik nebi hayatta iken, küçük çocukların beyinlerinin yıkandığı KUR'AN KURSU ve buna benzer öğretim evleri yoktu.
Yani, bu bir eğitim meselesi değildi, bu bir yaşam biçimiydi..
VAHY öyle bir ANADİLİ konumuna sokulmuş ki, o dönemin çocukları ANA DİLLERİNİ KOLAYCA ÖĞRENİRKEN, AYNI KOLAYLIKTA DİNLERİNİ DE ÖĞRENİYORLARDI..
Öyleyse, bu dini ANADİLİ HALİNE getirmekten başka şansımız yoktur..
Ehli sünnet, ehli şia gibi terimler tamamen fırkalaşmak ve hizibleşmek amacıyla üretilmiş ayrık otlarıdır, bunlardan Rabbe sığınırız
Bizler sadece EHLİ KUR'AN olabiliriz, tek kılavuz KUR'AN ise, ki Rabbimiz öyle buyurur, bunun önenü ve arkasına başka payeler eklemek ne büyük vebaldir, düşünün..

Kur'an namazı kötülükleri giderici, silici olarak gösterir, velakin, 1.5 milyarın kıldığı şu an ki namazın zerre etkisi yoksa, demek ki EHLİ SÜNNET ÜZRE KILINAN NAMAZLAR da bir sıkıntı mevcut..
Nasıl ki bedenin günlük 3 vakit gıdaya ihtiyacı var, almazsa yıkım olur, ruhun günlük gıdası da namazdır ve doğru alınamazsa ruhi yıkım olur ki, bütün insanlığın bir ruhi bunalım kıyametiyle karşı karşıya geldiği şu günümüz de, anlaşılıyor ki NAMAZ ibadeti sahih yerine getirilmiyor..
Bakın, çok az tüketilen gıda aşırı zayıflığa, fazla alınan gıda ise obeziteye sebep olur..
Şu an tüm insanlığın ya RUHİ İSKELETORLÜĞE veya OBEZİTE BİR RUH yapısına sahip oluşunun altında yatan gerçek nedir acep?..
Oysa, Rabbimiz en büyük HEKİM dir ve günlük beden ve ruhumuzun ne kadar gıdaya ihtiyacı vardır, en iyi O bilir ve reçeteyi bizlere O sunar..
Bu reçeteye razı olmayıp, başkalarına reçete yazdırmak isteyenlere bir sözümüz olmazsa da, yanlış yaptıklarını hatırlatmak insani görevimiz olsa gerek..

Allah in dini on kisiylede ferah bulur islamda yasanir senin ehl-i sünnetin namazi diyene kadar

Mevzuyu hakikaten alakasiz baglamlara baglamissin
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Maşaallah Sayın ÇAPANOĞLU

Yani benim sorduklarımdan gayri bir sürü kelam ettiniz. Lakin beni memnun edemediniz. Üstelik bu yazınızı metin mete okursa, mazallah, bir sürü de "beyyinesiz" laf etmişsiniz, fena yapar sizi. Neyse, artık ne diyelim, ben cevabınızı anladım, anlamayanlar da " lütfen bana sorsunlar" onlara ben anlatayım...

Yoo, aksine, sadece sorularınız cevaplandı,
Artı, hazıryiyicilik bizim işimiz olmamalı ve asla asalaklığı meslek edinmemeliyiz.
Her kardeşime şunu tavsiye ediyorum,
Günlük gereksiz zaman tüketimini kısarak, biricik kitabıyla barışmalı.
Mezhebin ve meşrebin sofrasına oturan Rabbin sofrasından faydalanamaz..
Önce, Şu Kur'an ile küslüğü çöp tenekesine atmalı
Kur'anı hayatının her safhasına yansıtmalı..
Bir meal alıp, her kelimenin hakkını vere vere, defalarca okumalı..
Damak zevki sahibi herkesin bu sofradan memnun kalkacağına kalıbımı basarım..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sayın ÇAPANOĞLU

Sizi sıkça forumda göremiyoruz.
Br arkadaşımız sormuştu, konu kaynadı maalesef. Müdavim hanifler de cevaplamadı. Hazır sizi bulmuşken, engin hoşgörü ve bilginiz ışığında bir de Fil Suresi'ni soralım size. Bu sure bize ne anlatıyor, ne emreder, ne nehyeder diye. Teşekkür ederim.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sayın ÇAPANOĞLU

Sizi sıkça forumda göremiyoruz.
Br arkadaşımız sormuştu, konu kaynadı maalesef. Müdavim hanifler de cevaplamadı. Hazır sizi bulmuşken, engin hoşgörü ve bilginiz ışığında bir de Fil Suresi'ni soralım size. Bu sure bize ne anlatıyor, ne emreder, ne nehyeder diye. Teşekkür ederim.



Surenin bu güne mesajı:

İslâm`ın ve mücahitlerinin karşısındaki güçler, hangi seviyede (süper, hiper, ultra süper vs.) olursa olsunlar, kesinlikle İslâm`a zarar veremezler, perişan olur giderler.

Bunun böyle olduğunu müminler bilip rahat olmalıdırlar. Onlar, Allah`ın ayetlerinin (Kur`an), Kâbe gibi korunacağından emin olmalı ve sadece kendilerini kurtarmayı düşünmelidirler. Kâfirler de bu mucize olayı unutmamalı, “ashab-ı fil”in başına gelen felâketin veya benzerlerinin kendi başlarına gelmesinin hiç de uzak bir ihtimal olmadığını akıllarından çıkarmamalıdırlar.

Savaş stratejisi açısından bakıldığında hava gücünün, en üstün kara gücünden daha etkin olduğunu bildiren bu sure, Müslümanlara bu anlayışla savunma gücü hazırlamaları konusunda da örnek olmalıdır.

Doğrusunu en iyi bilen Allah`tır


umarım bu kadarı yeterlidir,
gerisi teferruat ve rivayetlere boğmaktır,
biz sadece almamız gerekeni almalıyız
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Eyvallah, sağolun, izahat için.
Sizin mantaliteniz çerçevesinde, bu şekilde yapılan izahata forum sakinleri ne derler, bekleyeceğiz.
 

KaYnUkA

New member
Katılım
28 Eyl 2007
Mesajlar
147
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
37
Surenin bu güne mesajı:

İslâm`ın ve mücahitlerinin karşısındaki güçler, hangi seviyede (süper, hiper, ultra süper vs.) olursa olsunlar, kesinlikle İslâm`a zarar veremezler, perişan olur giderler.

Bunun böyle olduğunu müminler bilip rahat olmalıdırlar. Onlar, Allah`ın ayetlerinin (Kur`an), Kâbe gibi korunacağından emin olmalı ve sadece kendilerini kurtarmayı düşünmelidirler. Kâfirler de bu mucize olayı unutmamalı, “ashab-ı fil”in başına gelen felâketin veya benzerlerinin kendi başlarına gelmesinin hiç de uzak bir ihtimal olmadığını akıllarından çıkarmamalıdırlar.

Savaş stratejisi açısından bakıldığında hava gücünün, en üstün kara gücünden daha etkin olduğunu bildiren bu sure, Müslümanlara bu anlayışla savunma gücü hazırlamaları konusunda da örnek olmalıdır.

Doğrusunu en iyi bilen Allah`tır


umarım bu kadarı yeterlidir,
gerisi teferruat ve rivayetlere boğmaktır,
biz sadece almamız gerekeni almalıyız



fil süresi için duydugum en garıp acıklamaydı...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Bunun böyle olduğunu müminler bilip rahat olmalıdırlar. Onlar, Allah`ın ayetlerinin (Kur`an), Kâbe gibi korunacağından emin olmalı ve sadece kendilerini kurtarmayı düşünmelidirler. Kâfirler de bu mucize olayı

saygıdeğer ÇAPANOĞLU hoşgeldiniz.. nasılsınız?
açıklama için sağolun..
süper güçde olsalar kimse karşısında eğilmemek, ve Allah'tan ümidi kesmemek noktasında gerçekten olması gerekendir..
günümüzde ABD ne isterse yapmak zorundayız mantığı aklıma geldi bi an.
birde, MAİDE SURESİ 105.AYET geldi..

neyse..



benim sorun şudur:kırmızıya aldığım yerle ilgili olarak, ayette KABE ifadesi geçmiyor:confused:..nerden anladınız korunan yerin KABE olduğunu?

ben emin olmak için meallere tekrar tekrar baktım ama kabe ifadesi geçmiyor..

selametle..
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
fil süresi için duydugum en garıp acıklamaydı...


Size göre, olay peygamber doğmadan vuku buldu ve o tarihte dondu kaldı,
Allah ta hikaye anlatmak istemiş ve koymuş kitabına.. ÖYLE Mİ?
Peki sizce nedir bu surenin bizi ilgilendiren mesajı,
Alalım bakalım beyler, buyrun
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
saygıdeğer ÇAPANOĞLU hoşgeldiniz.. nasılsınız?
açıklama için sağolun..
süper güçde olsalar kimse karşısında eğilmemek, ve Allah'tan ümidi kesmemek noktasında gerçekten olması gerekendir..
günümüzde ABD ne isterse yapmak zorundayız mantığı aklıma geldi bi an.
birde, MAİDE SURESİ 105.AYET geldi..

neyse..



benim sorun şudur:kırmızıya aldığım yerle ilgili olarak, ayette KABE ifadesi geçmiyor:confused:..nerden anladınız korunan yerin KABE olduğunu?

ben emin olmak için meallere tekrar tekrar baktım ama kabe ifadesi geçmiyor..

selametle..






19/ FİL (Fil) SURESİ

Rahman ve Rahîm Allah adına.

Ayetlerin meali:

1 - Görmedin mi nasıl etti Rabbin ashab-ı file!
2 - Onların kötü plânlarını boşa çıkarmadı mı?
3 - Onların üzerlerine öbek öbek uçanlar (bulutlar; boran) göndermedi mi?
4 - Ki onlara pişmiş taşlar ile birlikte büyük taneli yağmur yağdırıyorlardı.
5 - Sonunda onları bir yenik bitki yaprağı gibi yapıverdi.

Sevgili mehmet kardeş, iyiyim hamdolsun teşekkürer,
Kabe veya başka bir değer olması mühim değil ki,
Sure bütünlüğüne baktığımız da
İyi ile kötünün mücadelesini görürüz..
Bu sure ile iyilerin kazanacağını bizlere müjdeliyor Rabbimiz,
Yoksa, biliyorsunuzdur, bu olay gerçekleştiğin de peygamber bile yoktu dünya da..
Bura da iyilerin kötülere karşı kazanacağına dair bir pekiştirme vardır ve bu müjde Nebi vasıtasıyla bizlere verilmiştir.
Bizi ilgilendiren budur işte
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Bunun böyle olduğunu müminler bilip rahat olmalıdırlar. Onlar, Allah`ın ayetlerinin (Kur`an), Kâbe gibi korunacağından emin olmalı ve sadece kendilerini kurtarmayı düşünmelidirler.

Kabe veya başka bir değer olması mühim değil ki,
Sure bütünlüğüne baktığımız da
İyi ile kötünün mücadelesini görürüz..

anlıyorum..
öncelikle şöyle izah edeyim, ben kimsenin açığını arıyor değilim. öyle bi izlenim oluşmasın..samimi söylüyorum..

Kabe'nin geçmemesi aslında Kabeden bahsedilmemesini gerektirirdi.. o yüzden diyorum ki, Allah!a güvenmek lazım bölümünü burdan alırsak yeterlidir.. sizinde dediğiniz sanırım bu.. Kabe ifadesini yazmanızın sebebini tam anlamadım, o yüzden sordum..sadece tahminlerim var..

iyi olmanıza sevindim.. inşaAllah görüşürüz burda.. gitmezseninz forumdan yine:)

selametle..
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
eski site yönetimi daha baskıcıydı ve devamlı müdahele ediliyordu fikirlerimize,
Edilmezse neden gidelim.
 

KaYnUkA

New member
Katılım
28 Eyl 2007
Mesajlar
147
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
37
Size göre, olay peygamber doğmadan vuku buldu ve o tarihte dondu kaldı,
Allah ta hikaye anlatmak istemiş ve koymuş kitabına.. ÖYLE Mİ?
Peki sizce nedir bu surenin bizi ilgilendiren mesajı,
Alalım bakalım beyler, buyrun


fil süresi ile ilgili olarak baska bı konudakı yorumumu koyayım buraya...
link:http://www.islamforum.net/genel-islam-konular/26396-fil-suresini-anlamak.html

bu sorulmustu.....



FİL SURESİ


BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[105.001] Rabbının; fil sahiplerine ne ettiğini görmedin mi?
[105.002] O; bunların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
[105.003] O; bunların üzerine sürülerle kuşlar gönderdi.
[105.004] Ki, onların üzerine pişkin tuğladan taşlar atıyorlardı.
[105.005] Nihayet onları, yenik ekin yaprağı gibi yapıverdi.

Tarihselliği ve hadisleri dışlayarak bu sureyi izah edebilirmiyiz?
Fil ashabı nereye saldırıyor?
Amaçları nedir?
Onların düzenleri nedir?

Rabbim niye onları cezalandırıyor?
Niçin onlara fil ashabı denmiş?
Her fil sahiblerini Allah cezalandırır mı?Yoksa sadece burda ki olayamı özel?
Bize bu olay Kur'an'ın dışında nasıl ulaşmış?



benım cevabım....




Tarihselliği ve hadisleri dışlayarak bu sureyi izah edebilirmiyiz?

kardesim öncelikle sunu söyleyeyim kur'ani kerimi tek başına anlamamız mumkun degıldır.onu ancak sadece kurana dayanarak ALLAH RESULU'NUN sünnetine müptela olarak anlaya biliriz.ama yinede açıklaması yapıla bilir.
örnegin kendi evinizi düşünün.dıştan gelen tehlikelere karşı koruruz demi..
evet koruruz...o zaman kabe'de ALLAH C.C. ın evi olduguna göre oda orayı korumustur.hemde bize ibret olsun diye koca koca filleri küçücük ebabil kuşlarıyla telef etmiştir.


Fil ashabı nereye saldırıyor?

zamanın yemen valisi ebrehe koca bir tapınak yaptırıyor ülkesine...ama insanlar oraya itibar etmiyor yalnızca kabeye ziyarete geliyor...tabi bunun yanında ticarette otomatikman mekkede zenginleşiyor...bunu çekemeyen ebrehe kabeyi yıkmak ve yalnızca kendi yaptırdıgı devasa tapınaga itibar edilmesi için kabeye filleriyle saldırıya geciyor...yani fil ashabi kabeye saldırıyor..

Amaçları nedir?


yukarıda söyledigim gibi ebrehenin yaptıgı tapınaga milleti çekmek..ama asıl amac ticaret zenginligini oraya cekip maddı yonlerını zengınlestırmek...



Onların düzenleri nedir?


kardesım burada neyı sordugunu anlamayadım...bagısla...



Rabbim niye onları cezalandırıyor?


bunuda yukarıda söylemıstım...kendi evini yıkmaya geliyor...biz insan oldugumuz halde kendi evimizi nasıl koruyorsak yüce RABBİM de kendi evini korudu...


Niçin onlara fil ashabı denmiş?

çünkü ordularında koca koca filler varmış...hatta mumud oldugu bile söylendigini
duymustum....bu fillerden dolayı söylenmiştir...



Her fil sahiblerini Allah cezalandırır mı?Yoksa sadece burda ki olayamı özel?

tabikide sadece oradaki olaya mahsus...yani diger fil sahiplerinin ne suçu olabilirdiki...hem sınınde dedıgın gıbı eger ALLAH butun fil sahiplerını cezalandırsa...ALLAHın rahmetınden suphe edılır(haşa)...şunuda örnek verebliriz mesele fıravun suda bogularak ölmüştür ve ölürken muhammedin rabbına ınandım demıstır ama tovbesı kabul gormemıstır...burdan yola cıkarak o zaman bogularak olenlerın tovbesı kabul olunmaz dıyebılırmıyız tabikide hayır...


Bize bu olay Kur'an'ın dışında nasıl ulaşmış?

hadislerle ulaşmıştır..yanlış hatırlamıyorsam bı programda tarıhsel belgelerınınde oldugundan bahsedılmıstır...




umarım faydalanılır....
ves selam...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ben hep haykırmışımdır,
Allah dışın da TÜM ÜSTADLAR, ŞEYHLER, MÜCEDDLER, MÜFESSİRLER, HÜKÜM KOYUCULAR, ALİMLER cehennemdedir.. diye..

Şu cümle şirk hatta katmerli ve katmerli şirk'tir! Neden ? Hüküm koyucu yalnızca Alemlerin Rabbi Olan Allah (cc) iken, sen kalkıp hüküm veriyorsun. Sen Allah'a kendini ortak koşuyorsun bu sözün ile. Bu saydıklarının hiç birinin ne amelinden ne son nefesinden haberin var. Buna rağmen bir yargıya varıyorsun ve cehennemliktir, diyorsun. Dostum, sen sanırım İslam alimlerini petrus, yuhanna, andrea, yehuda gibi heriflerle karıştırdın galiba. İslam alimleri bizzat bu Din'i yerinde canlı vahy elçisi ile yaşayan, diğerleri ise kafalarına göre 12 kitap yazmış konsey üyeleri


BİZ HER ÜMMET İÇİN BİR İBADET TARZI BELİRLEDİK, HERKES KENDİ TARZINI SÜRDÜRÜR, ŞU HAL DE SENİNLE BU İŞTE TARTIŞMAYA GİRMESİNLER, SEN SADECE RABBİNE ÇAĞIR, KESİNLİKLE DOĞRU YOL DA OLAN SENSİN.. hac67.. diye emri ferman buyuran Rabbimiz, neden belirlediği ibadeti eksik bıraksın ki?..

Her Peygamberin ümmeti var, her ümmet için de yol zamanında hazırlanmış. Her Peygamberin de ümmeti 1 (bir) tanedir. Günahkar olsun yada sevapkar olsun sonuçta hepsi o 1 ümmet içinde yer alır. Üstünlükleri ise ancak takvadadır. Ayet ile de sabittir bu zaten: "Ey ademoğulları size, (şeytanın açmak istediği) çirkin yerlerinizi örtecek bir libas, bir de giyip süsleneceğiniz bir libas indirdik. Takvaa libası ise, o, daha hayrlıdır." (Araf : 26) Ayeti celelide "libas" kelimesinden murad ilim'dir. Çünkü ilim cehalet ayıplarını örter. Arapça okunuşunda "riş" ise yakin ve "libasu't takva" haya'dır.

"İşte misalller! Biz onları insanlar için irad ediyoruz. Alim olanlardan başkası, onları anlamaz" (Ankebut : 43)


Diyeceksiniz ki, mirac rivayetleriyle, namaz pazarlığı masallarıyla bu dini sulandırıp hiristiyanlıktan beter hale getireceğiz, buna ahdettik..
Bunu alimleriniz zaten başardı ve size de dinin eksik olduğuna inandırdı..
Bunun vebalini nasıl öderler, düşündünüz mü hiç..
Çok şükr! Ne böyle bir derdimiz oldu, nede böyle bir derdi olana 14 asırdır izin verildi. Bu ümmed (kabul etmesenizde maalesef sizde bu ümmet denilen grubun içinde yer alıyorsunuz, maalesef ki maalesef) her seferinde birlik ve beraberlik şuurunu cemaatleşerek koruduğu için, ve cemaat önemini de bu insanlara alimler, müctehidler ve üstadlar tavsiye edip teşvik ettikleri için, sizde dahil ne kadar kızsanızda bu ümmet ehli sünnet itikadından ayrılmıyor. Ayrılmayacak da...inşaallah.

Alimlerini Rab tayin eden hristiyanlar ile herhangi (günahkar dahi olsa) bir müslümanı aynı kefeye koyan zihniyet ise, cenderesinde kıvranıp durmanın eşsiz azabını daha bu dünyadayken yaşamaya başlıyor.
 
Üst Alt