Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bediüzzaman “Kafirler ateşe ülfet peyda edecek” diyor. Bu ne demektir?

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Ancak, şu var: Bir meselede eğer itiraz eden "bu benim itikadım da yoktur" derse müddei sukut eder. Yani, sen böyule demiş olsan söze hakkımız olmazdı.
Ancak, "bu hakikatte yoktur derse" itiraz eden müddei makamına sukut eder ki o zaman delil kendisinden istense caizdir. Evet sen Kur'an'da yoktur iddia ediyorsun. Ancak, ilginç cümleler kullanarak "tam bilemediğini de" kabul ediyorsun. O zaman sorarım; bir şeyin hakikatini bilmemek ne zaman olmadığına delil oldu?

Zira, biz diyoruz ki "cehennem de azaba ülfet bizim itikadımızda var" Demiyoruz ki "hakikatte var" Demek müddei taraf biz değiliz. Delil isteyemez. Dilersek delil veririz. Arzunuza göre izah isteyebilirsiniz. Siz izah istediniz, biz de izah ettik. Kabul etmediniz. Baş göz üstüne. Benim bir iddiam yok ki sana tahakküm edeyim. Herkezin itikadı kendine.



Bu yazıya cevap yazmayacaktım konu uzamasın diye...

Evet sen Kur'an'da yoktur iddia ediyorsun. Ancak, ilginç cümleler kullanarak "tam bilemediğini de" kabul ediyorsun.

Bakınız. Ben kuranda yoktur diyorum ve ilginç cümleler kurarak tam bilmediğimi söylemiyorum. Kuranda ülfet ile ilgili veya ülfete işaret eden bir ayet yoktur! sanırım açık ve net.



Zira, biz diyoruz ki "cehennem de azaba ülfet bizim itikadımızda var" Demiyoruz ki "hakikatte var" Demek müddei taraf biz değiliz.

Hakikatte var öyle mi? Keşifler ne zaman hakikat oldu? Biz bir Şahsın keşfini inkar edince hakikati mi inkar etmiş oluyoruz? Eğer ülfet hakikatte var derseniz bize: hakikati inkar ediyorsunuz, demiş olursunuz. El haggu min rabbik/Hak/hakikat Rabbindendir/Allahın kitabındandır.(...) Hak keşften değildir. Zira hak olan veya hakikate uygun düşen kefişler olduğu gibi, hakikate zıt düşen keşflerde vardır.

Bence keşfleri değil, hakikatler savunun.

Ülfete ayetle izah diye verdiğiniz ayetin ülfetle alakası olmadığınız söyledikten sonra, La tühaffefü anhümül azeb/Onlardan azab hafifletilmez ayetine Said Nursi hz nasıl bir izah getirmiş bunu bize açıklarsanız memnun kalırım.*

(*) Sizi sıkıştırmak gibi bir niyetim olmadığınız inş idrak edersiniz. Bilemiyorum yukarıda verdiğim ayete Said Nursi hz izah getirmişmidir. Malumdur ki her ayetin tefsiri yoktur külliyatta. Eğer varsa, gönderirseniz bizi mesrur edersiniz. Külliyat hakkında sizin kadar bilgim yoktur muhakkak.



 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Benim yazdığım kırmızı yazı ile sizin yazdığınız kırmızı yazıyı okuyunuz.

Ayrıca hiç bir yerde delil kelimesini kullanmadım. Ya izah ya akla yaklaştırma kelimelerini kullandım.

Yazılanları dikkatli okumanızı rica ediyorum.


Özür dilerim. Belki yanlış okumamın sebebi öyle okumak istediğim içindir.

Zira, biz diyoruz ki "cehennem de azaba ülfet bizim itikadımızda var" Demiyoruz ki "hakikatte var" Demek müddei taraf biz değiliz.

Biz diyoruz ki "cehennemde azaba ülfet bizim itikadımızda var"

Biz demiyoruz ki "hakikatte var"

Böyle bir ülfetin itikadınız da olması demek, hakikatte olduğunu gösterir. Zira hakikatte olmayan bir şeye itikat edilmez.
Benim cennetin olduğuna itikadım var ama hakikatte cennet yok gibi bir şey olur.(örnek ağır oldu ama olsun.başka bir şeyde olabilir.)

Sizin itikadınız da olan bir şey bizim itikadımız da neden yok? Aksi halde "bizim itikadımız eksiktir" anlamına gelir.

Önemli bir meseledir ki; İnsanlara hiç bir şekilde iman/itikat edilmez. Allah insan olan peygamberlere dahi iman etmemizi söylemiyor. Rasulihii/Onun Rasullerine iman edin diyor. "rasule" değil, "rasullerine.." kitablara değil, kitaplarına.. meleklere değil meleklerine..

Hem hakikatte yok, hem itikad var.. Bu apaçık gösterir ki siz hakikete değil, hakikat olmayan bir şeye itikad ediyorsunuz.

Ahh! Keşke cümlenizi yanlış anlamış olsaydım da, Sizi "hakikati olmayan bir şeye itikad etmekle" itham etmiş olmasaydım.
 
Son düzenleme:

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Hayır canım kardeşim.

Mesela, namaz kılmak farzdır. Ben sadece şöyle diyemem "namaz kılmak farz olduğu benim itikadım da var" Oysa namaz kılmak farz olduğu hakikattır.

Hem demeliyim; "namazın farz olduğu hakikkatte var. Kabul etmezsen kafirsin"

Aynen öyle "ülfet benim itikadımda var"

Demiyorum ki "ülfeti kabul etmezsen dallsın veya kafirsin veya günahkarsın."

Yani, herkez itikad ettiğine "benim itikadımda var" diyebilir. Ama eğer ayet veya hadis ile sabit değilse "senin de itikadında da olmalı" diyemez. Hakkı yok. O zaman apaçık,sarih bir ayet veya hadis göstermesi icab eder.

Elhasıl; Üstad alıntıladığım yazısında Bakara Suresi 7'nin tefsirini yapmış. Ülfet ile alakalı sualde ise aynı ayete tevil yapmış. Keşif var.

Dediğin gibi tevil ve keşif delil olmaz. İtikad meslesidir. Ben itikad etmişim. Sen etmemişsin. Ne ben günahkar oldum, ne sen inkarcı oldun?


Herkes Üstadının keşfini itkadına alabilir mi? Ülfet meselesine itikad etmeniz elbette bizi bağlamaz, Üstadın keşfi bağlamadığı gibi.

İtikad meslesidir. Ben itikad etmişim. Sen etmemişsin.

Biz; "Efendim sizde bu ülfetin olduğuna itikad edeceksiniz" dediğinizi iddia etmiyoruz.Bizim itirazımız, böyle bir şeyin kurana muhalif olduğunu içindir.

Kurana muhalif olduğunu nereden çıkarıyorsunuz sorusuna Azab onlardan hafifletilmez ayetidir diyoruz. Efendim ülfet azabın hafifletilmesi değildir ki, ülfetin mahiyetini bilemiyoruz diye cevap alıyoruz.

Üstad devamla; evvelki azabın şiddetlerinden azade olur diyor. Ve bu sözü de Allahın azabının şiddetinin kesilmesi, kafirin bu şiddetinden kurtulması anlamına gelir ve Allahın bir çok ayetinde benim azabım şiddetlidir, kafirler için elem verici azab vardır gibi ayetlerine ters düşüyor diyoruz. Bizim itikadımız da var, keşif var diyorsunuz.

Hergün kırk defa yaptığımız duayı yineleyerek bitirmek istiyorum.

İhdines sıradal müstakim/Bizi dosdoğru olan yola ilet.
 
Son düzenleme:

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Biz; "Efendim sizde bu ülfetin olduğuna itikad edeceksiniz" dediğinizi iddia etmiyoruz.Bizim itirazımız, böyle bir şeyin kurana muhalif olduğunu içindir.

Biz dediginiz siz kimlersiniz? Kurani hakikatiyle tam hakkiyla anlayan birilerimisiniz? Baskalarinin anladiklari size göre yanlis ama sizin anladiklariniz kesinkez dogru mu?

Ifadelerinizden cikan budur.




Kurana muhalif olduğunu nereden çıkarıyorsunuz sorusuna Azab onlardan hafifletilmez ayetidir diyoruz. Efendim ülfet azabın hafifletilmesi değildir ki, ülfetin mahiyetini bilemiyoruz diye cevap alıyoruz.

Üstad devamla; evvelki azabın şiddetlerinden azade olur diyor. Ve bu sözü de Allahın azabının şiddetinin kesilmesi, kafirin bu şiddetinden kurtulması anlamına gelir ve Allahın bir çok ayetinde benim azabım şiddetlidir, kafirler için elem verici azab vardır gibi ayetlerine ters düşüyor diyoruz. Bizim itikadımız da var, keşif var diyorsunuz.

Fakat kâfir, kendi ameliyle bu duruma kesb-i istihkak etmişse de, amelinin cezasını çektikten sonra, ateşle bir nevi ülfet peyda eder ve evvelki şiddetlerden azade olur. O kâfirlerin dünyada yaptıkları hayırlı amellerine mükâfaten, şu merhamet-i İlâhiyeye mazhar olduklarına dair işârât-ı hadisiye vardır. ( İ.İ’caz. 81)

Hadisi seriflere dayanarak böyle söyleyen Bediüzzaman hazretleri ise " rahmetim gazabimi gecti" hadisi serifini ve benzerlerini baz alarak söylemistir. Cümlesinde de bu anlama gelen " evvelki siddetlerden azade olur" anlayabiliriz.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sual: Şekala, o ebedi ceza hikmete muvafıktır; kabul ettik. Amma merhamet ve şefkat-i İlahiyeye ne diyorsun?

Cevap: ... Maahaza, kafirin meskeni Cehennemdir ve ebedi olarak orada kalacaktır.

Fakat kafir, kendi ameliyle bu duruma kesb-i istihkak etmişse de(hakketmişse de), amelinin cezasını çektikten sonra, ateşle bir nevi ülfet peyda eder ve evvelki şiddetlerden azade olur. O kafirlerin dünyada yaptıkları a'mal-i hayriyelerine(hayırlı amellere) mükafaten, şu merhamet-i İlahiyeye mazhar olduklarına dair işarat-ı hadisiye vardır.



Saidi Nursi hazretlerinin yukarıda kırmızı yazılarla aktarılan idraki (ki biz onu bu satırlarla bize aktarıldığı gibi anlamakla mükellefiz, varsa bir eksik/fazla, buraya bu sözleri yazanları bağlar) aşağıda ki ayetlere muhaliftir. Konunun bu sözlerde ki "ülfet" kelimesine takılıp kalması da gerekmiyor çünkü hazret ülfet ne kasdettiğini " ve evvelki şiddetlerden azade olur" diyerek belirtmiş, ülfetten kastını beyan etmiştir.


Bakara 175
İşte bunlar hidayeti verip sapıklığı, bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!)

Ali Imran 88
... Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.

Nisa 56
Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz ...

Araf 38
... Allah, der ki: “Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.”

Hüd 39
Artık, geldiği kimseyi rezil eden azabın kime geleceğini, kimin üzerine sürekli bir azabın ineceğini ileride anlayacaksınız.

Nahl 85
O zalimler, azabı gördükleri zaman artık onlardan azap hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.

Meryem 79
Hayır, asla öyle değil; biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını çoğalttıkça çoğaltacağız.

Taha 71
Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.”

Taha 127
... Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır.

Fatır 36
İnkâr edenler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.

Mümin 49-50

Ateştekiler, cehennem bekçilerine derler ki: «Rabbinize dua edin de bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin.» (bekçiler) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.

Nebe 30
Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.”


Ayrıca hazretin beyan ettiği
"O kafirlerin dünyada yaptıkları a'mal-i hayriyelerine(hayırlı amellere) mükafaten, şu merhamet-i İlahiyeye mazhar olduklarına dair işarat-ı hadisiye vardır." sözlere muhalif şu ayet dikkat çekicidir.

Kehf Suresi

103- De ki: Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi?
104- Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.
105- Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.


Bu bilgiler ışığında denebilir ki: Saidi Nursi gibi bir zatın bu çok açık ayetler karşısında, bu denli muhalif açıklaması olmaması gerektiğine göre, O'nun eserlerinin de tahrife uğrama ihtimali çok yüksektir.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Biz dediginiz siz kimlersiniz? Kurani hakikatiyle tam hakkiyla anlayan birilerimisiniz? Baskalarinin anladiklari size göre yanlis ama sizin anladiklariniz kesinkez dogru mu?

Ifadelerinizden cikan budur.


Kuranı hakkıyla anladığını hiç kimse iddia etmiyor. Hangi ifadelerimden çıkardınız?

Başkalarının anladıkları size göre yanlış ama sizin anladıklarınız kesinkes doğru mu? diye sormuşsunuz. Müfessirlerin bakara 86 dan anladıkları manadır bu. Peki siz nerden anlaıyorsunuz. Azaba ülfet edilir hakikatini kuran dan mı anlıyorsunuz. Anlaşılabilecek bir ayet ve hadis varsa zikredin bizde anlayalım.

Rahmetim gazabımı geçti hadisinden Azaba ülfet peyda eder gibi bir mana nasıl anlaşılır. Böyle bir manaya dalalet eden nedir? Rahmetim gazabımı geçti hadisinden kafirlerede merhamet edilir cümlesi nasıl çıkarılır? Allahın kafirlere merhamet etmesi onları cehennemden çıkarmaya yetmiyor mu? Olurmu canım az merhamet ediyor çok değil. Rahmetiyle ülfet peyda eder diyen çıktığı gibi, Allah, rahmetiyle cehennemi helak edecektir diyenlerde çıkmıştır. Ama ehli sünnete, bil hassa kuranı kerime ters düşen görüş ve keşiflerdir.

Kaldıki üstadın bu manayı bu hadisi şeriften çıkardığıda meçhuldür. Bilmiyorum bu konu çevrevesinde bu hadisi zikretmiş midir? Ama hadise gerek yok. Ortada keşf var.

Bunların ahiretteki azap­ları hafifletilmez, tek bir an dahi bu azaplarına ara verilmez. Dünyada da ahi-reîte de bunlara yardım olunmaz. Kimse onlara şefaatçi olmaz. Cehennemdeki cezalarını kimse kaldırmaz. Çünkü bunların günahları çok büyüktür, onları çe­peçevre kuşatmıştır. Bu günahları ilâhî rahmet ile kendileri arasında perde olur ve onları ilâhî feyzin rahmet ve bereketinden uzaklaştırmıştır.

Anlayanlar hep böyle anlamışlardır. Acaba Said Nursi hz. bu ayeti nasıl te'vil etmiştir?
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Araf 38
... Allah, der ki: “Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.”


Ve biz, o kâfirleri kıyamet günü kör, dilsiz ve sağır oldukları halde, yüzleri üstü sürünerek haşredeceğiz. Varacakları yer cehennemdir; ateşi dindikçe onun ateşini artırırız.
 
Son düzenleme:

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
iman saadeti dareyni iktiza ediyorsa

iman saadeti dareyni iktiza ediyorsa

Bismillah.İman iki alemide yani bu dünya ve ahiretimizide cennet bahçesine çevirir.Bu olmuyorsa sorun vardır.
Mealen cehennemin yakıtı insan ve taşlar ise bu belki şunu ifade eder Allah korkusu olmayan ve Allah ın yaratıklarına karşı ilgisiz , merhametten uzak ,faydasız taş kesilmiş bencil kalbi olanlardır bunlar.
Cehennemde ateş yoktur belki biz elimizle kendimizden ateşi oaraya taşırız.
Biz mücerret inancımızdan mücessem inancımıza geçebildiğimiz ölçüde bu iki alemimizde cennet bahçesi olacaktır,öyle değilmi,güzel kardeşler.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Cehennemde ateş yoktur belki biz elimizle kendimizden ateşi oaraya taşırız.

.


131 - Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.

Cehennem hazırlanmıştır ve alevli bir ateştir.

De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi

11 - Fakat onlar o saati (kıyameti) de yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık.

Bir çok ayeti kerime de nara cehenneme/cehennem ateşi ifadesi geçiyor. Bir takım hikayelerden cehennemde ateş yoktur, belki biz elimizle götürürüz gibi anlamların çıkması doğru değildir. Hikayelerden alınacak hisseler farklı şeylerdir.
 
Son düzenleme:

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.


Amelleri için bir terazi kurmamak. Fakat kişi yaptıklarını görecek, hayırda olsa şerde olsa.. Gördüğü ameller için terazi kurulmayan kişiler (kafirler) demek ki yaptıklarının "karşılıklarını" da görmeyecekler. O halde zilzal süresinde yaptıklarını görür ifadesinden maksat karşılıklarını görür diyemeyiz. Sadece yenzurul mer'ü ma gaddemet/önceden gönderdiklerine bakar. Ve bu bakışıyla boşa gittiğini görür. Karşılığını görmek veya boşa gittiğini görmek. Müminler için mükafat/karşılık, kafirler için ahbad/boşa çıkma vardır.
 
Üst Alt