Ancak, şu var: Bir meselede eğer itiraz eden "bu benim itikadım da yoktur" derse müddei sukut eder. Yani, sen böyule demiş olsan söze hakkımız olmazdı.
Ancak, "bu hakikatte yoktur derse" itiraz eden müddei makamına sukut eder ki o zaman delil kendisinden istense caizdir. Evet sen Kur'an'da yoktur iddia ediyorsun. Ancak, ilginç cümleler kullanarak "tam bilemediğini de" kabul ediyorsun. O zaman sorarım; bir şeyin hakikatini bilmemek ne zaman olmadığına delil oldu?
Zira, biz diyoruz ki "cehennem de azaba ülfet bizim itikadımızda var" Demiyoruz ki "hakikatte var" Demek müddei taraf biz değiliz. Delil isteyemez. Dilersek delil veririz. Arzunuza göre izah isteyebilirsiniz. Siz izah istediniz, biz de izah ettik. Kabul etmediniz. Baş göz üstüne. Benim bir iddiam yok ki sana tahakküm edeyim. Herkezin itikadı kendine.
Bu yazıya cevap yazmayacaktım konu uzamasın diye...
Evet sen Kur'an'da yoktur iddia ediyorsun. Ancak, ilginç cümleler kullanarak "tam bilemediğini de" kabul ediyorsun.
Bakınız. Ben kuranda yoktur diyorum ve ilginç cümleler kurarak tam bilmediğimi söylemiyorum. Kuranda ülfet ile ilgili veya ülfete işaret eden bir ayet yoktur! sanırım açık ve net.
Zira, biz diyoruz ki "cehennem de azaba ülfet bizim itikadımızda var" Demiyoruz ki "hakikatte var" Demek müddei taraf biz değiliz.
Hakikatte var öyle mi? Keşifler ne zaman hakikat oldu? Biz bir Şahsın keşfini inkar edince hakikati mi inkar etmiş oluyoruz? Eğer ülfet hakikatte var derseniz bize: hakikati inkar ediyorsunuz, demiş olursunuz. El haggu min rabbik/Hak/hakikat Rabbindendir/Allahın kitabındandır.(...) Hak keşften değildir. Zira hak olan veya hakikate uygun düşen kefişler olduğu gibi, hakikate zıt düşen keşflerde vardır.
Bence keşfleri değil, hakikatler savunun.
Ülfete ayetle izah diye verdiğiniz ayetin ülfetle alakası olmadığınız söyledikten sonra, La tühaffefü anhümül azeb/Onlardan azab hafifletilmez ayetine Said Nursi hz nasıl bir izah getirmiş bunu bize açıklarsanız memnun kalırım.*
(*) Sizi sıkıştırmak gibi bir niyetim olmadığınız inş idrak edersiniz. Bilemiyorum yukarıda verdiğim ayete Said Nursi hz izah getirmişmidir. Malumdur ki her ayetin tefsiri yoktur külliyatta. Eğer varsa, gönderirseniz bizi mesrur edersiniz. Külliyat hakkında sizin kadar bilgim yoktur muhakkak.