Evet buyurun Üstad'tan size ayet ile izah
(1.)Sual: Üslubun mecra-yı tabiisi
( Onlara şiddetli bir ikab vardır.) cümlesi iken, üslubun muktezası olan şu cümlenin terkiyle
(Onlar için azim (büyük) bir azap vardır. (Bakara Sûresi: 7.)) cümlesi ihtiyar edilmiştir(tercih edilmiştir).
Halbuki bu cümledeki kelimeler, nimet ve lezzetler hakkında kullanılan kelimelerdir.(yani azap kelimesi nimet ve lezzet hakkında kullanılırmış)
Cevap: Şu güzel kelimeleri havi olan(içine alan) şu cümlenin onlara(kafirlere) karşı zikredilmesi, bir tehekkümdür (istihza, alaydır)), bir tevbihtir(şiddetli tehdidtir), yüzlerine gülmektir. Yani, onların menfaatleri, lezzetleri ve büyük nimetleri ancak ikabdır(şiddetli ceza,azap). Menfaat ve faydayı ifade eden
'deki
lisan-ı hal ile, "Amelinizin faydalı olan ücretini alınız!" diye yüzlerine gülüyor. "Tatlı" manasını tazammun eden
(azabün) lafzı, onların küfür ve musibetleriyle istilzaz ettiklerini(lezzet aldıklarını) tezkir ile(zikretmekle), sanki lisan-ı hal ile, "Tatlı amelinizin acısını çekin!" diye tevbih ediyor. Alelekser büyük nimetlere sıfat olan
kelimesi, Cennette nimet-i azim sahiplerinin hallerini o kafirlere tezkir ettirmekle, kaybettikleri o nimet-i azimeye bedel, elim elemlere düştüklerini ihtar ediyor. Sonra
kelimesi, tazimi ifade eden
'deki tenvine tekittir.
(2.) sual. . . . .
(3) sual. . . .
(4.)Sual: Şekala, o ebedi ceza hikmete muvafıktır; kabul ettik. Amma merhamet ve şefkat-i İlahiyeye ne diyorsun?
Cevap: Azizim! O kafir hakkında iki ihtimal var. O kafir, ya ademe(hiçliğe) gidecektir veya daimi bir azap içinde mevcut kalacaktır. Vücudun-velev Cehennemde olsun-ademden daha hayırlı olduğu vicdani bir hükümdür. Zira adem, şerr-i mahz olduğu gibi, bütün musibet ve masiyetlerin de merciidir. Vücut ise, velev Cehennem de olsa, hayr-ı mahzdır.
Maahaza, kafirin meskeni Cehennemdir ve ebedi olarak orada kalacaktır.
Fakat kafir, kendi ameliyle bu duruma kesb-i istihkak etmişse de(hakketmişse de), amelinin cezasını çektikten sonra, ateşle bir nevi ülfet peyda eder ve evvelki şiddetlerden azade olur. O kafirlerin dünyada yaptıkları a'mal-i hayriyelerine(hayırlı amellere) mükafaten, şu merhamet-i İlahiyeye mazhar olduklarına dair işarat-ı hadisiye vardır.
Maahaza, cinayetin lekesini izale veya hacaletini tahfif, veyahut icra-yı adalete iştiyak için cezayı hüsn-ü rıza ile kabul etmek, ruhun fıtri olan şe'nidir.
Evet, dünyada, çok namus sahipleri, cinayetlerinin hicabından kurtulmak için, kendilerine cezanın tatbikini istemişlerdir; ve isteyenler de vardır. İşaratül-İcaz | Hurûf-u Mukattat | 81