Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zekat verirken "Bu benim zekatımdır" demek gerekir mi?

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Merhaba,
Bir fakire zekat verirken verilen paranın sadakayla karışmaması için kişiye"Bu sana verdiğim benim zekatımdır" demek gerekir mi? Yoksa bu benim gönlümden koptu diyerek (içimizden zekata niyet edip) para verebilir miyiz?

Bir diğer merak ettiğim konu ise şu. Şu an oturduğum bir ev var. Kiraya verme amaçlı yeni bir ev almak için para biriktiriyorum ve bu biriken paranın zekatını (her ay yeni para ekledikçe) veriyorum. Evi aldığımda Ayrıca evin değeri üzerinden zekat vermem gerekecek mi?

Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
 
A

adam

Guest
Zekat veren kişi verirken "bu Allah'ın emri gereği benim zekatımdır. Verdim, kabul ettin mi" diye üç defa söyler. Zekatı alan da her seferinde; "aldım, kabul ettim" demelidir. Zekatın sadakadan ayrı olarak zikiredilmesi gereklidir.

Evinizi aldıktan sonra, aldığınız tarihten itibaren bir yıl içerisinde evinizin değeri üzerinden zekatınızı vermeniz gerekir. Daha önce de verilmesi caizdir. Hatta ecir yönünden daha efdaldir.

Biriktirdiğiniz paranın zekatını vermişseniz, bir yıl içinde evi aldığınız takdirde o güne kadar verilen miktarı zekata mahsup edebilirsiniz. Ama bir yıl içinde yani o bir yıl dolmadan eve sahip olmanız gerekir. Yıl devir ederse hiç bir şekilde mahsup edemezsiniz. Yani; geçen sene ocak ayının 10'unda biriktirdiğiniz elinizdeki paranın zekatını parça parça vererek bu güne geldiniz. Siz bu yılın ocak ayının 10. günü imsak vaktine kadar alırsanız evi, o zaman bu bir yıl boyunca verdiğinizi düşersiniz. Ama alamazsanız, eğer ocak ayının 11. günü alırsanız evi, yıl devir etmiş olacağından dolayı evinizin zekatını hesaplar ve tekrar ödersiniz.

Ama derseniz ki; hali hazırda param yoktu ama geçen senenin ocak ayının 10. gününde biriktirmeye başladım ve her ay üstüne koyarak biriktirdim, derseniz, o zaman bu fetvaya girer, fetva ilmi olan bir molla büyüğümüz sizin sorunuza cevap verebilir. Bizim söylediğimiz orta yollu ilim öğrenenlerin bileceği türden bir şeydir.

Bu sitede molla ayarında İslam hukuku eğitimi alan abilerimiz var, cevap verirlerse ancak onlar verebilir. Bu benim boyumu aşar.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Teşekkürler

Teşekkürler

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
İkinci soruma verdiğiniz cevap ile ilgili başka bir soru daha oluştu aklımda, onu da sormak istiyorum.

1 sene içerisinde ev alma imkanım yok. En az 3 sene para biriktireceğim. Diyelim ki 100bin TL biriktirmiş olacağım. Bu para bitirkirken toplmada 2500TL zekat vermiş olacağım. 3 sene sonra ev aldığımda yani elimdeki zekatı veirlmiş para eve dönüştüğünde tekrar bir 2500TL daha zekat vermem gerekiyor demişsiniz.
Şu durumda elimizde biriken para için her sene zekat vermemiz mi gerekiyor? Daha açık olarak şöyle sorayım. Benim elimde 10bin TL var. Bir senesi dolunca zekatını verdim. ikinci sene elimde 20binTL olmuş oldu. 20bin üzerinden mi zekat vereceğim yoksa ilk 10binin zekatını verdiğim için sadece 10bin üzerinden mi zekat vereceğim?
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
Zekat veren kişi verirken "bu Allah'ın emri gereği benim zekatımdır. Verdim, kabul ettin mi" diye üç defa söyler. Zekatı alan da her seferinde; "aldım, kabul ettim" demelidir. Zekatın sadakadan ayrı olarak zikiredilmesi gereklidir.

sevgideğer adam kardeşim;

bu söyledikleriniz zekatı alan kişinin rencide olmasına sebep olmaz mı?

deliliniz nedir?
 
A

adam

Guest
Zekat veren kişi verirken "bu Allah'ın emri gereği benim zekatımdır. Verdim, kabul ettin mi" diye üç defa söyler. Zekatı alan da her seferinde; "aldım, kabul ettim" demelidir. Zekatın sadakadan ayrı olarak zikiredilmesi gereklidir.

sevgideğer adam kardeşim;

bu söyledikleriniz zekatı alan kişinin rencide olmasına sebep olmaz mı?

deliliniz nedir?

Zekat mali ve zahiri yapılan İslam'ın iki şartından biridir. Diğer şartlarının mali bir yönü yoktur. Hacc, zaten başlı başına mali bir şarttır.
Zekat da niyet farzdır. Gerçi bütün amellerde farzdır, fakat bu ibadeti yaparken yaptığınız ibadet aynı zamanda bir başka kulu da etkiler. Yani zekatı verdiğiniz kişiyi. Diğer ibadetleriniz, kelimeyi şehadet, namaz, oruç ve hatta hacc gibi amellerinizi yaparken bir ikinci insanı etkilemezsiniz. Yani, yanınızda kimse olmasa da tek başınıza hacc da yapar, namaz da kılar, oruc da tutar kelimeyi şehadet de getirirsiniz ve bunlar için ikinci bir insan aramazsınız.

Zekat farzını yerine getirirken ise, ikinci bir insana veya ikinci bir muhataba illa ihtiyacınız vardır. Olmazsa, zaten bu ameli yerine getiremezsiniz. Böyle olunca bir insan buldunuz ve zekatı vereceksiniz. Ama, ya zengin bir insansa karşınızdaki. Ya gayrı müslim ise karşınızdaki. Öyle ya, zekat hem fakir olana ve hem de müslümana verilir. Zahiren bu ibadetinizi yerine getirirken aynı zamanda seslendirdiğiniz vakit yani "bu Allah'ın emri gereği benim zekatımdır verdim, kabul ettin mi" sözünü söylediğiniz zaman, muhatabınız kendisine verilenin sadaka mı, hediye mi, sadakayı fıtr mı yoksa zekat mı olduğunu bilecek ve o şekilde kabul etme yoluna gidecektir. Ya adam zenginse ? Sizi bu sefer uyaracak "hayır kabul etmedim çünkü ben zenginim ve zekat bana haramdır" diyecek çünkü zengin bir insana zekat almak haramdır, böylelikle hem kendisini hem de sizi haram bir iş yapmaktan koruyacaktır. Siz bunu söylemezseniz, karşınızdaki insanın bundan haberi olmayacak ve kendisine hediye verildiğini zann edecek. Resulullah (a.s.) sadaka kabul etmez, sadakadan elde edilen ve yapılan bir yemeği kendi yemediği gibi ehline de yedirmezdi. Ama hediye kabul ederdi ve hediyeleşmeyi de teşvik edici bir çok hadisi vardır.
Başka bir yönden de zahiren yapılan bu ibadetin örnek olması için zahiren dillendirilmesi, teşvik edici bulunmuştur. Bir defa söylediğiniz zaman belki muhatabınız sağırdır anlamaz, belki anlama özürlüdür anlamaz. Verilen zekatı hediye sanır, müslümandır ama gider belki içki içer. En azından üç defa söylemek ile bu türlü yanlış anlamalara, kesik anlamalara ve yanlış bir amel yapılmasına bir nevi engel olunmuş olunur.
Bu fıkıh alimlerinin asahabın uygulamalarından çıkardığıdır. En doğrusunu elbette Allah (cc) ve bildirdikleri bilir. İslam da mantık ve akıl dini olması nedeni ile bu uygulama sonunda zekat ile sadakanın arasının net olarak ayrılması ümid edilir.

Ebü Humeyd Saidi (r.anh) anlatıyor: "Resülullah (a.s) zekat toplama işinde bir adam istihdam etti. (Bir rivayette Beni Süleym'in zekatını toplama işinde denmiştir.) Adam vazifeden dönünce:
"Bu size aittir, şu da bana hediye edilenler!" dedi. Bunun üzerine Resülullah (a.s) (öfkeyle) minbere çıkıp, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra şunları söyledi:
"Emma ba'd, Ben sizden birini, Allah'ın bana tevdi ettiği bir işte istihdam ederim. Sonra o gelir:
"Bu size aittir, şu da bana hediye edilenler!" der. Bu adama, babasının veya anasının evinde otursaydı da, eğer doğru sözlüyse hediyesi ayağına gelseydi ya! Vallahi sizden kim haksız bir şey alırsa mutlaka onu boynunda taşır olduğu halde Kıyamet günü Allah'la karşılacaktır. Eğer bu haksız aldığı şey deve ise böğürecek, sığırsa möleyecek, koyunsa meleyecek!"
Sonra Resülullah ellerini kaldırdı, o kadar ki koltuk altındaki beyazlık gözüktü:
"Allah'ım tebliğ ettim mi?" dedi ve bu sözünü üç kere tekrar etti. (Buhari, Hiyel 15, Cum'a 29, Zekat 67, Hibe 17, Eyman 3, Ahkam 24, 41; Müslim, İmaret 26, (1832); Ebü Davud, İmaret 11)

 
K

kompLeks

Guest
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
İkinci soruma verdiğiniz cevap ile ilgili başka bir soru daha oluştu aklımda, onu da sormak istiyorum.

1 sene içerisinde ev alma imkanım yok. En az 3 sene para biriktireceğim. Diyelim ki 100bin TL biriktirmiş olacağım. Bu para bitirkirken toplmada 2500TL zekat vermiş olacağım. 3 sene sonra ev aldığımda yani elimdeki zekatı veirlmiş para eve dönüştüğünde tekrar bir 2500TL daha zekat vermem gerekiyor demişsiniz.
Şu durumda elimizde biriken para için her sene zekat vermemiz mi gerekiyor? Daha açık olarak şöyle sorayım. Benim elimde 10bin TL var. Bir senesi dolunca zekatını verdim. ikinci sene elimde 20binTL olmuş oldu. 20bin üzerinden mi zekat vereceğim yoksa ilk 10binin zekatını verdiğim için sadece 10bin üzerinden mi zekat vereceğim?

sayın gozcelik;
devlete vergini öde yeter. her yıl emlak vergisi veriyorsun zaten. çevre temizlik vergisi de veriyorsun. ödediğin vergilerle zaten yoksullara yardım yapılıyor. kazandığın para helalse, vergini ödüyorsan daha neyin hesabını yapıyorsun.
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
sevgideğer adam kardeşim;

verdiğiniz delillin konuyla alakalı olmadığını düşünüyorum.

Zekat memurunun ellerindeki malları ''alın bunlar sizin,bunlarda bana hediye edilenler'' gibisinden bir ayrıma gitmesi doğaldır,yapılmalıdır da..

zekata ihtiyacı olan bir tanıdığımın, kendisine ''al bu benim zekatım'' denilerek verilen parayı (ihtiyacı olduğu halde) almadığını ve akrabalarına bu olayı ağlayarak anlattığına şahit oldum..

''al bu benim zekatım.kabul ettin mi?'' dediğimizde kişi zenginse ''almam.bana haram'' der.peki fakirse?

Veren kişi Allah'ın emrini yerine getirmenin verdiği hoşnutlukla evine dönerken alan kişinin de rencide olmuş,ezilmiş bir şekilde kalakalması uygun değildir..

kişi zengin veya değilse mutlaka bunu isteyerek-yada istemeyerek dışarı vurur yaşantısıyla.

insanların zekatını vereceği kişiyi tanımak için evine bir bahane ile misafir olduğu günümüzde dediğiniz ihtimalin gerçekleşme payı yok olmamakla birlikte hayli azalmakta..eğer birisi altı yedi bankada hesapları olan bir dilenciye rastlayıp zekatını vermeyi düşünmez ise.zaten dilenci zengin olsa bile haram dinlemez ve alır.:)

fetvameclisi adlı siteden alıntıladığım soru ve cevap şöyledir:

SORU: Zekâtımı muhtaç olan abime veriyorum, ama niyetimde yılda bir kere değil de, her ay yani aylık olarak gönderiyorum, bu şekilde zekatımı verebilir miyim?
2.sorum abim ben kendisine zekat veriyorum diye bilmesi gerekiyor mu? Ben şahsen bilmesini istemiyorum. Teşekkür ederim şimdiden cevabınız için.

CEVAP:
Selamünaleyküm.

Ağabeyinizin kendisine zekât verdiğinizi bilmesi gerekmez ve zekâtınızı hesapladıktan sonra onu dilimlere bölerek de verebilirsiniz.
 
A

adam

Guest
O zaman o fetvameclisi sitesinde belirtildiği gibi amel ediniz sevgili kardeşim.
Ayrıca, zekat toplama memurunun "alın bunlar sizin, bunlarda bana verilen hediyelerdir" sözüne doğaldır deyip hak vermişsiniz ama, bu olayda Resulullah'ın (a.s.) kollarını kaldıracak derecede neden hiddetlendiğini gözden kaçırmışsınız.

Zekat; sadaka değildir. Zekat; Allah'ın bereketidir. Tabi günümüzde, zekat önemsenmemeye başladığı için ve sadaka tutarına indirildiği için insanlar sizin gibi algılıyor ve zekat verilen kişinin penceresinden bakarak, o'nun rencide edilmemesi gerektiğini savunuyor. Oysa, eskiden zekat alan kişi, Allah'ın bereketi nihayet beni buldu diye sevinirdi. Ashabtan birine bir hediye geldiği zaman, zekat mı ? sadaka mı ? diye özellikle sorardı. Zekata şükr edildiğini duymuşmuydunuz ? Sanırım daha önce denk gelmediğiniz için duymadınız ve okumadınız.O halde okuyun, zekat; veren için de, alan için de berekettir.

Ağlayarak etrafına "bana zekat verildi ve bu benim ağrıma gitti" diyen kişiye acırsanız, cahilliği nedeni ile acıyın. Bilseydi, ağlamaz şükrler ederek o zekatı (eğer ihtiyaç sahibi ise) alırdı.

Zekat çok önemlidir. Sahip olacağınız Allah'ın bereketini ne kadar istiyorsanız, o derece buna önem verirsiniz. Bunun için de dilenci bulmak yerine, dilenmeyen dilencileri çok rahat bulursunuz.
 
A

adam

Guest
sayın gozcelik;
devlete vergini öde yeter. her yıl emlak vergisi veriyorsun zaten. çevre temizlik vergisi de veriyorsun. ödediğin vergilerle zaten yoksullara yardım yapılıyor. kazandığın para helalse, vergini ödüyorsan daha neyin hesabını yapıyorsun.
Devlete verilen bu vergi, zekat değildir. Devlete verilen verginin adı öşür'dür. Ticari kazancınızı yasalarda belirtilen oranlarda hesaplayıp toplumsal görevinizi yerine getirmekle de devletinize destek vermek ayrıca sadakadır. Ama, asla zekat değildir. Devlet sadece yoksullara yardım yapmaz, genelev açmak isteyen müteşebbislere kredi de verir o topladığı paradan. Zekat parasının şimdi genelev açılımında ne işi var ? gibi mantıksız bir soru doğarki, bu soruya sebep olan bir önceki çanak açıklamaya bakmak yeterli olur.

Devlete zekat verilmez mi peki ? Elbette verilir. Ama devlet, İslam devleti olacak. Yukarıda verdiğimiz örnek de bahsi edilen sektörlerde yer almayacak, o zaman devlete zekat da verilir. Ve belki de o zaman en doğru işlerden biri yapılmış olur. Resulullah (a.s.) zamanında İslam Devleti'ne zekat verilirdi ve bunun için zekat memurları tahsis edilmişti.
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
sevgideğer kardeşim,

yukardaki hadisten zekatı verirken 3 kere ''bu benim zekatım.kabul ettin mi?'' denmesi gerektiği sonucuna hala varamadım..

ben öyle amel edeceğim zaten kardeşim.

Ağlayarak etrafına "bana zekat verildi ve bu benim ağrıma gitti" diyen kişiye acırsanız, cahilliği nedeni ile acıyın. Bilseydi, ağlamaz şükrler ederek o zekatı (eğer ihtiyaç sahibi ise) alırdı.

acımıyor aksine azmine gıpta ediyor ve gurur duyuyorum..

25 yıllık bir evlilik sonucunda kocası tarafından terkedilmiş bir vaziyette ve iki çoçuğuyla elalemden gelen ve rencide eden bir durumda verilmeye çalışan zekatı beklemek yerine ev temizliğine giderek, geçimini sağlayarak karınlarını doyurma çabasından dolayı..

yanlış anlamazsanız bir soru sormak istiyorum;

Ashabtan birine bir hediye geldiği zaman, zekat mı ? sadaka mı ? diye özellikle sorardı.

sizin görüşünüze göre eğer verilen şey zekat ise söylenmesi gerekiyordu..

eğer veren kişi söylemediyse ''bu zekat'' diye,demek ki zekat değildir.alan neden soruyor ''bu zekat mı?'' diye?

selam ve dua ile..
 
A

adam

Guest
Delil istemiştiniz, ben de hem ashab'tan hem de Resulullah (a.s.) 'dan bildiklerimi yazdım.

Sorduğunuz soruyu önce anlamadım sonra yazdığıma bakınca (sadaka mı ? hediyemi ?) diye yazmam gerekirken, o anın verdiği akışkanlık ile zekat mı ? sadaka mı ? diye yazdığımı farkettim. Ashab sadaka almamaya özen gösterirdi çünkü. İhya cildinde zekat ile ilgili çok geniş açıklamalar mevcur. Birde oraya müracat etmenizi tavsiye edebilirm. Sorunuz da bizim uyanmamıza vesile oldu. Bu vesile de bir önceki cümleyi düzeltmiş olalım sayenizde. Allah razı olsun.

25 yıllık evlilkten sonra zor durumda kalan kardeşimizin Allah (cc) yar ve yardımcısı olsun. Vermiş olduğu mücadele sadece sizin değil, okuyunca bizim bile müteessir olmamıza sebep verdi. Bu gibi insanlara rencide etmeden, zekatın inceliklerini anlatarak vermenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Zaten bu gibi insanlara sadaka veremezsiniz, O'nu daha çok bilmeden kırmış olmaktan korkmalı karşıdaki insan.
En doğrusunu elbette Allah (cc) bilir. Ben, bildiklerimi aktarmak istedim. Ve böyle amel ettiğimi açıklamak istedim.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Sevgili kardeşlerim. Cevaplarınız için teşekkür ederim. Ancak ilk mesajımda yazmış olduğum iki soru hala kafamı kurcalar durumda.
Anladığım kadarıyla "Bu benim zekatımdır" diyerek para vermek öneriliyor olma bile bir ZORUNLULUK değil. Doğru mudur? Ancak karşımızdaki kişiyi tanımıyorsak "zekatımı versem alır mısın?" gibi sorup net cevap almak önemli. 3 kere tekrar ederek aldım verdim demenin -en azından günümüzde- ayıp ve uygunsuz olduğunu düşünüyorum.
İkinci olarak şu soruma da cevap vermenizi rica ederim.
"Benim elimde 10bin TL var. Bir senesi dolunca zekatını verdim. ikinci sene elimde bireken para 20binTL olmuş oldu. 20bin üzerinden mi zekat vereceğim yoksa ilk 10binin zekatını verdiğim için sadece 10bin üzerinden mi zekat vereceğim?"
Teşekkürler.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sevgili kardeşlerim. Cevaplarınız için teşekkür ederim. Ancak ilk mesajımda yazmış olduğum iki soru hala kafamı kurcalar durumda.
Anladığım kadarıyla "Bu benim zekatımdır" diyerek para vermek öneriliyor olma bile bir ZORUNLULUK değil. Doğru mudur? Ancak karşımızdaki kişiyi tanımıyorsak "zekatımı versem alır mısın?" gibi sorup net cevap almak önemli. 3 kere tekrar ederek aldım verdim demenin -en azından günümüzde- ayıp ve uygunsuz olduğunu düşünüyorum.
İkinci olarak şu soruma da cevap vermenizi rica ederim.
"Benim elimde 10bin TL var. Bir senesi dolunca zekatını verdim. ikinci sene elimde bireken para 20binTL olmuş oldu. 20bin üzerinden mi zekat vereceğim yoksa ilk 10binin zekatını verdiğim için sadece 10bin üzerinden mi zekat vereceğim?"
Teşekkürler.
Adam ve talha konunun başka bir yönünü tartışmışlar ki, ikisi de güzel bir soru ve cevaplar ile maaşşallah ashab (r.anhüm) ve Resulullah (s.a.v.) sünneti üzere olanları aktarmışilar. Allah (Celle celaluhu) her ikinizden de razı olsun inşaallah.

Sayın gözçelik kardeşim;
Elinizdeki 10 bin liranın zekatını verdiyseniz, yanlış yapmışsınız. Elinizdeki paraya henüz zekat tahakkuk etmemiş. Çünkü elinizdeki para 80 gr. altın almaya muktedir değil. Ne zaman 80 gr. altın almaya gücü yeterse bu paranın, elbette o sene elinize geçtiği andan itibaren o sene içerisinde zekatını vererek zekat ıskatı üzerinizden düşer. Diğer sene de üzerine koydukça yani paranız değerlendikçe ne kadar değerlenmişse toplarsınız ve hepsinin zekatını verirsiniz. Ev aldığınız zaman zekatını bir sefer mi veriyorsunuz, elbette her sene veriyorsunuz. Her sene bütün mal varlığınızı toplarsınız ne kadar ediyor, örneğin 150 bin lira. bu paraya zekat düşer mi düşer. Ne kadar 40/1 oranında. Önümüzüdeki sene yine bir mal varlığınızın maddi toplamını yaparsınız ne kadar olmuş, o senede ev almışsanız dahi sorun değil, o ev da artık malvarlığınıza dahil oldu. Nakit para hükmünden çıkıp mal hükmüne girdi.O da bu hesabın toplamında yer alacak elbette. Ne kadar diyelim mesela; yeni aldığınız ev de dahil olmak üzere 250 bin lira oldu bütün mal varlığınız. Siz bu sefer 250 niliranın 40/1 oranında zekatını vereceksiniz.

Adam kardeşim, söylediğin sünnet üzere bir harekettir. Üç veya daha fazla söylenmesinin birinci amacı Resulullah (s.a.v.) yaptığı bir şeyde insanların dikkatini çekmek için bazen böyle bir sünnetini icra ederdik ki, insanların aklında kalıcı olsun. İkinci ve esas önemli olanı ise, zekat farzdır ve bu farzı yaparken riya gösteriş olması düşünülemez. Bu farzı işlerken de böyle yapmak ile teşvik edici olmayı arzulamaktır. Farz ibadetlerin riyadan uzak olduğunu biliniz. Riya sadaka için geçerli olabilir. Yani sadakayı gizli vermek ama zekatı açıktan vermek efdal olandır.

Talha'm, bu sünnettir yapılırsa güzel bir ittibaa sağlanmış olur ama mecbur değil yapmak. Zekat, eğer kırılması çok yüksek oranda bir insana veriliyorsa, öncesinde çok kısa dahi olsa Allah (Celle celauhu) ve Rasulullah (s.a.v.) sohbeti yapılarak bu zekatın anlam ve mahiyetine yönelik bir konuşma yapılırsa, en azından kırılacak insanın da dini melekeleri harekete geçirilmiş olunur ve böylelikle bunun bir farz olması ve Allah'ın da rahmetinin bu yol ile kendisine isabet edeceği idrakine varılması sağlanmalıdır.
O kardeşimize de Rabbim rahmeti ile nazar ederek bolluk ve bereket nasip etsin inşaallah. İmtihanında hayr ve bereket bile sabrderek kazanan kullarından olmayı nasip etsin.
 
K

kompLeks

Guest
sayın radikal;

izin verirseniz ben de bir kaç soru sormak istiyorum zekatla ilgili.

diyelimki kira öder gibi taksit ödeyerek 1o sene içerisinde ev sahibi oldum. ve diyelim ki bu evin ilk taksidini ödemeye başladığımda, evin değeri 2oo milyar olsun.

1) ilk taksidi ödemeye başladığım sene zekat vermek zorunda mıyım?

2) 1o sene sonunda evin tamamen sahibi olduğumda, evin ilk taksidini ödemeye başladığım seneki değeri üzerinden mi zekat vereceğim, yoksa 1o sene sonundaki değeri üzerinden mi?

3) her hangi bir sene içerisinde evimin değerini nasıl belirleyeceğim.

4) ev sahibi olduğum sene mi zekat vermeliyim yoksa ev sahibi olduğum günden itibaren 365 gün içerisinde mi zekatımı vermeliyim?
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Kompleks arkadaşım;
Evin sahibi olmanızdan sonra bir yıl içerisinde zekatını verirsiniz. Çünkü, ev tamamen sizin oluncaya kadar halen evin borcu bitmediğinden dolayı zekatı tahakkuk etmemiş olur.
Yani: d şıkkı :)
Zekat, bütün tasarrufu tamamen size geçmiş bulunan mal ve mülkler için geçerlidir.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Radikal arkadaşım verdiğin cevap için teşekkür ederim. Ama bu durum beni korkuttu açıkcası. Dediğiniz gibi temel ihtiyaçlarım dışında 250bin TL değerinde bir ev aldığım zaman, her sene bu ev için 250000/40 = 6250TL zekat ödemem mi gerekecek? Bu benim 3 aylık maaşıma denk geliyor. Ben her sene 3 aylık maaşımı bu ev için nasıl zekat verebilirim ki? Hadi evi kiraya verdik kira geliri kazandık desek bu seferde getireceği kira olduğu gibi zekat borcumuzu ödemeye gider. Nerede kaldı bunun "yatırımlık ev"liği.
Es kaza dededen nineden bir milyon liralık bir tarla arsa vs. miras kalsa, bütün sene onun zekatını ödemek için çalışacağız demek ki. Ha tabii havadan gelen bir milyonu cebe indirip zekatını ödemek ağır gelir demiyorum. Verdiğim örnekte demek istediğim bu şekilde zekatı her sene ödemek gerekiyor ise bu biraz ağır olmaz mı?
Şimdi tabii ki "Sana bir ev nasip eden Allah için 40'da birini vermek zor gelmesin" diyebilirsiniz ama yukarıda da bahsettiğim gibi para biriktirip ek bir kira gelirim olsun diye ev almanın hiç bir mantığı kalmıyor. O parayı biriktirmek için hiç boşa kendimizi zorlamayalım o zaman.
Ben mi yanlış mantık yürütüyorum? Yorumlarınızı alabilir miyim? Teşekkürler.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Burada bir yanlış anlaşılma var.

Bir tek evi olan/alan için yaşam ihtiyacı olması manasında o ev için zaten zekat yoktur.

Yatırım için alınan 2. evin kazancından, yani o evden elde kazancın zekatı verilecektir. Evin satılması durumunda satılan evin kaç liradan satılmış ise zekatı verilir. İki evi olan bir şahıs, ikinci evini kiraya vermiş ve bu kira ile geçiniyorsa; Bu ikinci evin bedeli olan (250.000 TL) üzerinden zekat vermekle yükümlü değildir. Bu evin gelirinden zekat vermekle yükümlü olur. Ancak sırf kira geliri üzerinden zekat mükellefi olunabilmesi için , bu gelirinden elde ettiği para ihtiyaçlarına harcandıktan sonra elinde zekat için nisap miktarı para kalıyorsa bu da (80.18 gr altın değeridir) bunun üzerinden zekat vermekle yükümlü olur. Eğer kira geliri o kişinin zaruri ihtiyaçlarında harcanarak para artmıyor veya artan para bu miktara ulaşmıyorsa zekat vermekle yükümlü değildir.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yukarıdaki soruma ek olarak bir soru daha geldi aklıma:
Zararda olan işletmenin zekatı verilir mi?
Diyelim ki normal kazancım dışında ek bir gelir elde etmek için bir beyazeşya mağzası açtım ve içindeki yatırımım 200binTL. O sene satışlar çok az oldu ve kira, çalışanların ücreti diğer giderler derken yıl içindeki kazançtan daha fazla gider yapmış oldum. Ama elimde de 200bin liralık bir mal var sonuçta. Bunun zekatını ödersem zaten zarardayken daha da çok kayıp yaşamış olacağım.

Bir yerde diyor ki: "Zekat her sene ödenir. Zekat kişinin elindeki parayı eritir. Bu sebeple zekat, yastık altında para biriktirmek yerine eldeki parayı ekonomiye katmaya teşvik eder."
Mantıklı. Ama pratikte öyle olmadığını biliyoruz. Mesela memurlar ek iş yapamazlar. Onların biriken paralarını ekonomiye katma (iş yeri açma) gibi bir şanları yok. Ancak işte ev alıp kiraya verebilirler. Şu durumda kişi parayaı biriktirmek için kendini zorlamak yerine o parayı yemeye yönelmez mi? Bir ikinci ev almak için boğazımdan giysimden kısıpta o evin kirasının büyük kısmını her sene vereceksem, onun yerine kendimi zorlamam, elde biraz para birikince tatile çıkarım. En marka kıyafetleri giyip güzel yerlerde yemeğe giderim.
Yanlış anlaşılmasın, zekat Allah'ın emri olduğu için mantıklı veya mantıksız gelsede mutlaka yapılmalıdır.
Ama yukarıdaki sorular da kafamı kurcalıyor doğrusu.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Yukarıdaki soruma ek olarak bir soru daha geldi aklıma:
Zararda olan işletmenin zekatı verilir mi?
Diyelim ki normal kazancım dışında ek bir gelir elde etmek için bir beyazeşya mağzası açtım ve içindeki yatırımım 200binTL. O sene satışlar çok az oldu ve kira, çalışanların ücreti diğer giderler derken yıl içindeki kazançtan daha fazla gider yapmış oldum. Ama elimde de 200bin liralık bir mal var sonuçta. Bunun zekatını ödersem zaten zarardayken daha da çok kayıp yaşamış olacağım.

Bir yerde diyor ki: "Zekat her sene ödenir. Zekat kişinin elindeki parayı eritir. Bu sebeple zekat, yastık altında para biriktirmek yerine eldeki parayı ekonomiye katmaya teşvik eder."
Mantıklı. Ama pratikte öyle olmadığını biliyoruz. Mesela memurlar ek iş yapamazlar. Onların biriken paralarını ekonomiye katma (iş yeri açma) gibi bir şanları yok. Ancak işte ev alıp kiraya verebilirler. Şu durumda kişi parayaı biriktirmek için kendini zorlamak yerine o parayı yemeye yönelmez mi? Bir ikinci ev almak için boğazımdan giysimden kısıpta o evin kirasının büyük kısmını her sene vereceksem, onun yerine kendimi zorlamam, elde biraz para birikince tatile çıkarım. En marka kıyafetleri giyip güzel yerlerde yemeğe giderim.
Yanlış anlaşılmasın, zekat Allah'ın emri olduğu için mantıklı veya mantıksız gelsede mutlaka yapılmalıdır.
Ama yukarıdaki sorular da kafamı kurcalıyor doğrusu.

Zekat sisteminde değişik mallar; menkuller ve gayri menkuller için farklı usuller vardır. Sizin sorularınıza cevap olması bakımından öz olarak;

Mağazanızda kalan emtianızın bedelinden borçlarınız bedeli düşülerek, o yıl zarar bile etmiş olsanız zekatı verilir. Zararda iken daha çok zarar etmiş olcağım konusu İslami olarak düşündüğümüze göre söz konusu olmaz, zira bu malın zaten tamamı Allah'ın dır.

Elde para tutmak yerine yatırım konusunu sırf ev için düşünmemek lazımdır. Bir çok alternatif vardır. Mesela bunlardan birisi de altın, gümüş gibi değerli madenlerdir. Bu durum edilebilinir tasarrufa göre değişir. Bu gün artık çok cüzi taksitlerle ev satışları dahi mevcut.
 
Üst Alt