Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yardım Edebilirmisiniz Çok İhtiyacım Var

anadolu

New member
Katılım
1 Ocak 2010
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Öncelikle allahın selamı üzerinize olsun
Hatay doğumlu birisiyim ve annem babam hıristiyan fakat islamiyeti okuduktan sonra mantıklı gelmeye başladı kuranın mealini de tamamen bitirdim galiba müslüman olacağım fakat bir kaç konuda yardımınıza ihtiyacım var kafama takılan konular varda:

Forumu gezmedinmi demeyiniz gezdim fakat tartışmak istiyorum kafamda hala soru işaretleri var

Not:Kimsenin inancını yargılamak gibi bir niyetim yok lütfen direk kestirip atmayın bu soruların cevabına çok ihtiyacım var.

1.O kafirleri nerede yakalarsanız öldürün, Sizi nasıl yurdunuzdan çıkardılarsa siz de onları yurtlarından çıkarın (Bakara, 191) Bu ayeti nasıl yorumluyorsunuz?
İslamda şiddet var mıdır?
2.Kuranda çelişki olduğunu söyleyenleride duydum doğrumudur?
3.Kuran ve müslümanlar tevrat zebur ve incil gibi kutsal kitapların tahrip edildiğini söylüyorlar bazı kişilerden kuranın tahrip edildiğinide duydum bir ayette allah kuran için onu kendisi koruyacaktır diyor eğer kuranı koruduysa incil tevrat ve zeburu neden korumadı?
4.İçki içmek neden sizde günah okuduğum bir ayette şöyle diyordu:

O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de ALLAH'tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü ALLAH çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (BAKARA/173)
Bu ayette içkinin adı geçmiyor sizin şöyle düşünenlerinizi duymuştum içki vücuda zararlıdır gibi sözler dediklerini ama dünya çapında tanınmış kalp doktorları şarabın kan yaptığını ve kalbe faydalı olduğunu fakat çok içilirse beyne zarar vereceğini diyordu.
Bazı kişilerde içki içenlerin karısını çocuğunu dövdüğü için yasak olduğunu söylüyor.Fakat başka duyduğum bir sözde içki inançlı insanların inancını artırır kötü insanın kötülüklerini artırır gibi bir söz vardı.

5.Bizim kader inancımızla sizin kader inancınızda zıt biraz.kader inancınız nasıldır?
örneğin size göre allah eğer kaderinizi çizdiyse günah işleyenleri neden cehenneme atar?

6.Zihinsel engelliler eğer dünya sınavından muaf iseler ve direk cennete gideceklerse doğuştan zeka özürlüler neden dünyaya gönderilir.

Amacım inanç sorgulamak değildir ve eğer yanlış sözcükler sarf ettiysem şimdiden özür diler ve affınıza sığınırım

Saygıyla....
 

anadolu

New member
Katılım
1 Ocak 2010
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
bazı arkadaşlarım özel mesaj atıp yardım edeceklerini söylemişler ilgilendikleri ve yardımcı olacakları için şimdiden teşekkür ederim ...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan


1.O kafirleri nerede yakalarsanız öldürün, Sizi nasıl yurdunuzdan çıkardılarsa siz de onları yurtlarından çıkarın (Bakara, 191)

Bu ayeti nasıl yorumluyorsunuz?

İslamda şiddet var mıdır?

Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir. Bakara 191



Bakara 191 Tefsiri

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Allah yolunda savaş da edin, o kimselerle ki, sizinle fiilen savaşıyor veya savaşacaktır. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Allah yolunda savaş, hak din uğrunda sırf i'lâ-yı kelimetullah (Allah kelâmını üstün getirmek) için cihad demektir ve bu husus, savaşın meşru olması için "Allah yolunda" olmak üzere iyi bir niyetin lüzumunu ifade etmektedir.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Müfâ'ale babı" fiilin önce fâil, sonra mef'ûlden meydana geldiği hususunda açık olduğu için, "sizinle savaşanlar" sözü harp ve öldürmeye taarruzun, düşman tarafından olmasını bildireceğine göre, bu emrin, yalnız müdafaayı meşru kıldığı ve bundan dolayı, "Onları nerede yakalarsanız öldürün." (Bakara, 2/191), "Onları nerede bulursanız öldürün." (Nisa, 4/89), "Kafirlerin size yakın olanlarıyla savaşın." (Tevbe, 9/123), "Müşriklerle topyekün savaşın." (Tevbe, 9/36) emirleriyle neshedilmiş bulunduğu, yukarıdaki şekilde nakledilmişse de "savaşın" fiili de aynı babdan olduğu için bu noktada bir çelişki şüphesi bulunacağından birini veya her ikisini sırf iki kişi arasında müşareket mânâsına yorumlamak gerekir.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bu mânâ ile bilfiil çarpışmak, taarruz ve müdafaadan daha genel olur. Nitekim Ebu Hayyân tefsirinde "sizinle savaşanlar" ifadesinin zâhiri, "Doğrudan veya müdafaa şeklinde haklı olarak savaşı yerine getirmek demektir." diye taarruz veya müdafaadan daha genel olduğu gösterilmiştir.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bir de muzari fiilin geleceğe de ihtimali vardır. Bu durumda savaşa ehliyet ve kudreti olup da harp edecek halde bulunanlar demektir. Bu mânâ, Hz. Ebu Bekir'den ve Ömer b. Abdülaziz'den rivayet edilmiştir. Bunda birincisi, öncelikle sabit olur. Genel mânâda müştereklik veya genel mânâda mecaz lazım gelmez. Birincisinde kuşatanlar veya harp ilan edenler hariç kalır. İkincisinde bunlar da girer. Harp ilan etmeyen veya kadın, çocuk, çok yaşlı, manastırdaki rahibler gibi çoğu zaman harb etme kudretine sahib olmayanlar hariç kalır. Bunlarla savaş caiz olmaz. Son emirlerde de durum böyledir. O halde bu iki mânâya da ihtimali olan bu âyet mensuh değildir. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bu şekilde savaşın, fakat gerek savaşta ve gerekse diğer hususlarda Allah'ın emirlerini ve tayin ettiği sınırları aşmayın. Taarruzda haksızlık yapmayın. Yani bu arada harbe kalkışmayanları, kadınları, çocukları, rahipleri, harb zamanında zayıflığından ve acizliğinden dolayı genel durumuna göre savaşacak bir halde olmamakta bunlar gibi olanları da öldürmeye kalkışacak kadar ileri gitmeyin. Yine aynı şekilde öldürme işinde "müsle" yapmayın. Yani öldürdüğünüz kimselerin burnunu, kulağını ve diğer organlarını kesmeye kalkmayın. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nitekim çocukları, kadınları, manastırlarda bulunanları öldürmekten ve yine "müsle"den Resulullah'ın menettiği, geniş eserlerle sabittir. Resulullah'ın halifesi Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk'ın da kumandan Yezid b. Ebi Süfyan'a harb hukukunu içine almış olarak yazdığı vasiyetlerde bunları ve yine çok yaşlı olan kimseyi öldürmekten, imar edilmiş bir şeyi tahribden, yemekten başka bir maksat için sığır ve koyun kesmekten, meyveli ağacı yakmak ve diğer bir suretle bozmaktan menetmişti.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bu arada bazı müfessirler, harb ilanı haberi ulaşmadan, birden bire basmanın da sınırı aşma cümlesinden olduğunu söylemişlerdir. Bazıları da yukarıda zikredilen "mukâtele" (çarpışma) mânâsından dolayı bu sınırı aşmayı bizzat taarruza yormuşlar ve bu sebeple neshedildiğine de hükmetmişlerdir ki bu Rebi'in görüşüdür.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Buna göre, "neshedilmiştir", denmenin mânâsının, doğrudan taarruz mutlak olarak sınırı aşma değil; durumun gereğine göre meşrudur demek olduğu unutulmamalıdır. Kısaca, açıklandığı üzere sınırı aşmayınız, Çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez, onları sevaba değil, azaba layık görür. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Allah yolunda savaşın ve onları nerede yakalarsanız öldürün. Hıll (harem dışı) ve harem demeyin, onlar taarruz etsin diye beklemeyin, böyle yapın ve sizi çıkardıkları yerden, yani Mekke'den onları çıkarın, vatanınızı onların elinden kurtarın. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Burada bu çıkarma emri, temkinle ilgili bir emirdir. Bu vaad Mekke'nin fet-hi ile yerine getirilmiştir. Gerçi öldürme, aslında fena bir şeydir. Fakat fitne de öldürmeden daha şiddetlidir, daha ağırdır. Çünkü öldürmenin zahmet olması çabuk geçer, fitneninki devam eder. Öldürme, insanı yalnız dünyadan çıkarır. Fitne ise hem dinden, hem dünyadan eder. Bunun için fitneye tutulmaktan ise o fitneyi çıkaranları öldürmek veya ölmek, yahut da çıkardıkları fitneyi kendi başlarına yıkmak elbette daha iyidir. "Ehven-i Şerreyn" (iki şerrin en zararsızı) tercih edilir." kaidesi de bu gibi naslardan çıkarılmıştır. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]FİTNE: Aslı, sözlükte, karışığını almak için altını ateşe koymaktır. Bundan sıkıntı ve belaya sokmak mânâsında kullanılmıştır ki burada bu mânâyadır. Yani vatandan çıkarmak gibi, insanları azaba uğratacak bela ve sıkıntı öldürmekten daha ağırdır. Ölümden daha ağır ne vardır, demeyiniz. Çünkü ölümü temenni ettiren durum, ölümden daha ağırdır. Bu sözün gelişinde insanı vatanından çıkarmanın da ona, ölümü temenni ettirecek fitne ve sıkıntı cümlesinden olduğuna işaret vardır. Şirk küfrü yaymak, dinden dönmek, Allah'ın yasaklarını çiğnemek, genel sükuneti bozmak, vatandan çıkarmak hep birer fitnedirler. Müminin -Allah korusun- dönüp kâfir olması, öldürülmesinden ağırdır. Doğru yola girmiş olan müminlerden bazı kimseler, Mekke müşrikleri tarafından küfre döndürülmek için azaba uğratılıyor, onlar da, "Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Hayır onlar diridirler." (Bakara, 2/154) ilâhî emri gereğince ölmeyi göze alıp Allah'ın izni ile dayanıyorlardı. Bu şekilde haram ayda ashabdan bazılarını müşrikler öldürmüşler, bu da müslümanların gücüne gitmişti. İşte bütün bunlar "Fitne öldürmeden daha ağırdır." prensibinde özetlenerek harb ilânının sebebi kısaca ifade buyurulmuş ve müslümanlar fitneyi ortadan kaldırmak için Allah yolunda ya gazi veya şehid olmaya teşvik edilmiştir. Nüzul sebebi özel ise de söz, fitnenin mahiyetinin, öldürmenin mahiyeti ile karşılaştırılmasını ifade ettiğinden hüküm geneldir. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bununla beraber, Mescid-i Haram yanında, Mekke içinde önce onlar sizinle savaşa başlamadıkça, siz de onlarla savaş etmeyiniz. Fakat, Onlar sizinle savaşır da sizleri öldürürlerse, siz de onları öldürünüz. Kafirlerin cezası böyledir. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Hamze, Kisaî, Halef-i Âşir kırâetlerinde: okunur ki, "Mescid-i Haram yanında onlar sizden birini öldürmedikçe siz de onları öldürmeyiniz, eğer onlar sizi öldürürse siz de onları öldürünüz." demektir. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bundan anlaşılır ki Kâbe haremi ve Mekke-i Mükerreme içinde taarruz suretiyle öldürmek caiz değildir. İlk vazife yalnız çıkarmaktır. Fakat orada öldüren, öldürülür. Hatta Mekke içinde bir öldürme yapan kimse Kâbe haremine sığınırsa orada yine öldürmek caiz değildir. Çıkarılır da kısas yapılır. "Hani biz Kâbe'yi, insanlar için sevab yeri ve her türlü düşman taarruzundan emin bir sığınak yapmıştık." (Bakara, 2/125), "Ona giren her türlü tecavüzden emin olur." (Âl-i İmran, 3/97). Fakat Harem-i Şerif içinde öldürme yapan orada öldürülür. Bu emir, kendinden önceki kısmı tahsis etmektedir. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Ahkâm-ı Kur'ân"da denilir ki: "Bir hitapta nâsih ve mensûh bulunamayacağı, tilavet birliği ve iniş nizamı da bu iki âyetin bir hitapta nazil olduğunu bildirdiği ve aksine sahih bir nakil mevcut olmadığı cihetle, 'Onları nerede bulursanız öldürün.' ifadesi kendinden önceki kısmın hükmünü kaldırıcı olmayıp açıklayıcı olduğu gibi bu nehiy (yasaklama) de 'Onları öldürün.' emrinin tamamını neshedici değil, tahsis edici olur. Sonra bu nehiy de hiçbir emirle neshedilmiş değildir, muhkemdir. Gerçi, 'Müşrikleri nerede bulursanız öldürün.' (Tevbe, 9/5) emrinin sonra nâzil olduğunda ihtilaf yoksa da bunun, 'Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın,' yasağına bağlı olarak amel ettirilmesi mümkün olduğuna göre neshe delâleti yoktur. İbnü Abbas, Ebu Şüreyh, Huzâî ve Ebu Hüreyre hazretlerinden rivayet olunduğu üzere Mekke'nin fethi günü Peygamber (s.a.v.) irâd buyurduğu hutbede:"Ey insanlar! Allah Teâlâ gökleri ve yeri yarattığı gün, Mekke'yi hürmetli kıldı ve o benden önce kimseye helâl kılınmadı. Benden sonra da kimseye helâl kılınmayacaktır. Bana da ancak bir günün bir saatinde helâl kılındı ve yine kıyamet gününe kadar hürmetli oldu." buyurmuştur ki bu bir saat de müşrikler tarafından orada öldürme olayının meydana getirildiği saat demektir. Bu hadis-i şerif, bu âyetteki mukayyed (şartlı) yasaklamanın muhkem olduğuna delâlet eder. Buna karşı Rebi' ve Katâde'nin, Peygamber'den bir rivayet olduğu bilinmediği halde buna mensûh demeleri, kendi ictihadları olmak üzere kabul edilebilir..." Bu şekilde bu hüküm bakîdir, nesih sabit değildir. [/FONT]
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan


3.Kuran ve müslümanlar tevrat zebur ve incil gibi kutsal kitapların tahrip edildiğini söylüyorlar bazı kişilerden kuranın tahrip edildiğinide duydum bir ayette allah kuran için onu kendisi koruyacaktır diyor eğer kuranı koruduysa incil tevrat ve zeburu neden korumadı?


Allah her şeyi hakkıyla bilen ve yapandır. Bunun insanlar için bilinmeyen sebepleri de olabilir. Ancak Allah bu kitaların tahrif edileceğini bildiği halde eğer o kitapları korunmadı ise, benim aklıma gelen ilk sebep, Allah'ın insanlık için son bir din/şeriat göndereceği olduğudur. Son din/şeriat kitabı olarak gönderilmiş Kur'an ın da tahrif edilemeyecek olması gayet normal ve akılcıdır.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

4.İçki içmek neden sizde günah okuduğum bir ayette şöyle diyordu:

O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de ALLAH'tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü ALLAH çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (BAKARA/173)

Bu ayette içkinin adı geçmiyor sizin şöyle düşünenlerinizi duymuştum içki vücuda zararlıdır gibi sözler dediklerini ama dünya çapında tanınmış kalp doktorları şarabın kan yaptığını ve kalbe faydalı olduğunu fakat çok içilirse beyne zarar vereceğini diyordu.

Bazı kişilerde içki içenlerin karısını çocuğunu dövdüğü için yasak olduğunu söylüyor.Fakat başka duyduğum bir sözde içki inançlı insanların inancını artırır kötü insanın kötülüklerini artırır gibi bir söz vardı.

İçki, yine Kur'an da ard arda gelen ayetler ile belli bir süre içinde yasaklanmıştır. Aşağıda ki ayetler bu konuda gayet açık emirlerle doludur.

Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür..... Bakara 219

Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Maide 90

Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz? Maide 91
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan


5.Bizim kader inancımızla sizin kader inancınızda zıt biraz.kader inancınız nasıldır?

örneğin size göre allah eğer kaderinizi çizdiyse günah işleyenleri neden cehenneme atar?



Bizim kader inancımızı doğru kaynaklardan, aktarılırken anlatım hatası yapılmayan kaynaklardan duymanız gerekir ki çelişkide kalmayasınız.

Ayet ve hadisler ışığında şunları söyleyebiliriz.

Allah en evvelinden en sonuna kadar olacak her şeyi bilir. Bir yaprak dahi daldan düşse, Allah onu da bilir, bilgisi dışında değildir.

Allah'ın insanlar için hazırladığı bu dünya hayatında da her şeyi; hayırlı olanları da hayırsız olanları da (Allah) yaratmıştır. Ancak kulların hayırlı işleri yapmasında rızası vardır ve hayırsız işleri yapmalarında ise rızası yoktur. Ancak bu dünya bir imtihan dünyası olduğundan Allah kulların yapabilecekleri bir takım fiillere müdahale etmez. Kul hayır iş yaparsa bu o kulun hayr/sevap hanesine, hayırsız bir iş yaparsa da o kulun şer/günah hanesine yazılır.

Bazı haller ise kulun elinde olmayan hallerdir ki, Allah bu halleri; gerek rahmet ve gerekse müsibet şeklinde kulları imtihan için verir.

Bu konuda daha detaylı sorularınızı inşaallah cevaplayabiliriz forumda...

 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan


6.Zihinsel engelliler eğer dünya sınavından muaf iseler ve direk cennete gideceklerse doğuştan zeka özürlüler neden dünyaya gönderilir.


Amacım inanç sorgulamak değildir ve eğer yanlış sözcükler sarf ettiysem şimdiden özür diler ve affınıza sığınırım

Saygıyla....

Bunda bir çok hikmet vardır. En basitinden dünya bir imtihan dünyası ise, ve bu özürlü insanlar hem ailelerine hem de çevrelerine yük/sıkıntı ise, onların yaratılmasının sebebi ailesi ve çevresini sabır ve benzeri konularda imtihan etmek olabilir.


Selam ile...
 

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
Öncelikle allahın selamı üzerinize olsun
Hatay doğumlu birisiyim ve annem babam hıristiyan fakat islamiyeti okuduktan sonra mantıklı gelmeye başladı kuranın mealini de tamamen bitirdim galiba müslüman olacağım fakat bir kaç konuda yardımınıza ihtiyacım var kafama takılan konular varda:

Forumu gezmedinmi demeyiniz gezdim fakat tartışmak istiyorum kafamda hala soru işaretleri var

Not:Kimsenin inancını yargılamak gibi bir niyetim yok lütfen direk kestirip atmayın bu soruların cevabına çok ihtiyacım var.

1.O kafirleri nerede yakalarsanız öldürün, Sizi nasıl yurdunuzdan çıkardılarsa siz de onları yurtlarından çıkarın (Bakara, 191) Bu ayeti nasıl yorumluyorsunuz?
İslamda şiddet var mıdır?
2.Kuranda çelişki olduğunu söyleyenleride duydum doğrumudur?
3.Kuran ve müslümanlar tevrat zebur ve incil gibi kutsal kitapların tahrip edildiğini söylüyorlar bazı kişilerden kuranın tahrip edildiğinide duydum bir ayette allah kuran için onu kendisi koruyacaktır diyor eğer kuranı koruduysa incil tevrat ve zeburu neden korumadı?
4.İçki içmek neden sizde günah okuduğum bir ayette şöyle diyordu:

O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de ALLAH'tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü ALLAH çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (BAKARA/173)
Bu ayette içkinin adı geçmiyor sizin şöyle düşünenlerinizi duymuştum içki vücuda zararlıdır gibi sözler dediklerini ama dünya çapında tanınmış kalp doktorları şarabın kan yaptığını ve kalbe faydalı olduğunu fakat çok içilirse beyne zarar vereceğini diyordu.
Bazı kişilerde içki içenlerin karısını çocuğunu dövdüğü için yasak olduğunu söylüyor.Fakat başka duyduğum bir sözde içki inançlı insanların inancını artırır kötü insanın kötülüklerini artırır gibi bir söz vardı.

5.Bizim kader inancımızla sizin kader inancınızda zıt biraz.kader inancınız nasıldır?
örneğin size göre allah eğer kaderinizi çizdiyse günah işleyenleri neden cehenneme atar?

6.Zihinsel engelliler eğer dünya sınavından muaf iseler ve direk cennete gideceklerse doğuştan zeka özürlüler neden dünyaya gönderilir.

Amacım inanç sorgulamak değildir ve eğer yanlış sözcükler sarf ettiysem şimdiden özür diler ve affınıza sığınırım

Saygıyla....

Anadolu rumuzlu üyemize, Aramıza hoş geldiniz Evvela h.z. Allahtan size yardımcı olmasını canı gönülden dilerim.
Kesinlikle bil ki doğru yolu bulmak üzeresin. Size yardımcı olan değerli
kardeşimiz bekir hocamızın size sunduğu bilgilerden faydalanın.
Fakat bil ki,doğru yolu bulmak üzere olduğun bu zamanda şeytan
sana ordusu ile musallat olacaktır. Sakın pes etme H.Z. Allaha çokça
sığın de ki, Ey her şeyin sahibi Allahım beni razı olduğun beğendiğin
Hakk olan doğru Dinine al. Bu duayı çokça yap...Selamı Aleyküm..
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
bismillah.Değerli kardeşim.
Sorularına cevap vermek isteriz,acizane,İslam dininde temel kaynaklar Kuran ve sünneti seniyedir.Kurandaki savaş ayetleri bir bütün olarak ele alınsa burada şiddet olmadığı gözlenir.hak ve hukuka tecavüz edenlere karşı koymaktır bu.sen söyle seni yurdundan edene sen ne yaparsın.Ayrıca günümüzden çok merhametli şekilde.kim suçsuz bir kimseyi öldürürse tüm insanlığı öldürmüş gibidir fermanınca,bugün onca teknolojiye karşın bu itina ile savaşıldığını kim söyleyebilir,sivil,yaşlı,kadın,çocuk demeden hepsini bir bomba ile öldürüyorlar.Peygamberimiz ağacı bile kestirmemişken,medeni ve modern kılıflı insan siretindekiler neler yapmıyorlar.
Ayrıca islam terörüde yasaklar,çünkü bir hukuğa göre savaş yapılmıştır.Terör ise hukuk dinlemez,yaşlı sivil demez,kargaşa ister,korku ister.İslam ise hukuk ve nizamdan huzurdan yanadır.onun içinki yüzyıllar boyu bu topraklarda tüm din ve ırklar bu güne değin azami ölçüde çatışmadan nisbeten sükunlu yaşadı.
İslam kaderi red etmez çünkü Allah cc her şeyi bilir,tain eder,lakin kulun iradesinide inkar etmez ve sebebler dairesinde değerlendirir.Eğer Allah bilmese ve yaratmasa noksaniyet olur ki haşa hiristiyanlardaki teslise döner,kul iradesiyle sebebler dairesinde iyi veya kötü hareket etmese imtihan sırrı bozulur ki cennet cehennem manasızlaşır,yahudiler gibi herkes cennetlik olduğunu düşünür.Demek Allah bilir,yaratır,kul ise iradesiyle tercih eder.Yoksa Allah kulu yerine tercih etmez.Yalnız insandaki bu irade cüzzidir,evet biz anne baba ve dünyayı,ölüm zamanını v.s tercih edemeyiz,çünkü bunlar imtihanın bize bakan yönü değil.Biz ösym ye bize şu soruları sor,şu,zaman ve yerde demiyoruz herhalde.Bize bakan yönü sebeblere uymak ve doğru davranmak.diye düşünüyoruz.Sorular çok hoş zor,çok geniş cevaplı,sende çaba harca araştır,aklında şüphe kalmasın.
sevgiler..
 

anadolu

New member
Katılım
1 Ocak 2010
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Bizim kader inancımızı doğru kaynaklardan, aktarılırken anlatım hatası yapılmayan kaynaklardan duymanız gerekir ki çelişkide kalmayasınız.

Ayet ve hadisler ışığında şunları söyleyebiliriz.

Allah en evvelinden en sonuna kadar olacak her şeyi bilir. Bir yaprak dahi daldan düşse, Allah onu da bilir, bilgisi dışında değildir.

Allah'ın insanlar için hazırladığı bu dünya hayatında da her şeyi; hayırlı olanları da hayırsız olanları da (Allah) yaratmıştır. Ancak kulların hayırlı işleri yapmasında rızası vardır ve hayırsız işleri yapmalarında ise rızası yoktur. Ancak bu dünya bir imtihan dünyası olduğundan Allah kulların yapabilecekleri bir takım fiillere müdahale etmez. Kul hayır iş yaparsa bu o kulun hayr/sevap hanesine, hayırsız bir iş yaparsa da o kulun şer/günah hanesine yazılır.

Bazı haller ise kulun elinde olmayan hallerdir ki, Allah bu halleri; gerek rahmet ve gerekse müsibet şeklinde kulları imtihan için verir.

Bu konuda daha detaylı sorularınızı inşaallah cevaplayabiliriz forumda...

1)Peki allah işleyeceğimiz günahlarıda sevaplarıda biliyorsa neden bizi direk cennet yada cehenneme göndermiyor?

2)Hz.muhammedin hz.aişe ile nişanlandığında hz.aişenin 6 hz.muhammedin 50li yaşlarda olduğunu duymuştum hz.aişe 9 yaşındaykende evlendiklerini bunu nasıl yorumlarsınız?

3)İslamda neden 2 kadının şahitliği 1 erkeğin şahitliğine eş değerdir bunun mantığı ne?

4)Kuranda ramazan aylarında oruç için şöyle diyor:

Bakara / 187 Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın

fakat bilindiği üzere kutuplarda 6 ay gündüz 6 ay gece olur bu ayet sadece arap yarımadasını ilgilendiriyor olabilir mi?Ya da nasıl yorumluyorsanız anlatır mısınız?

5)Namaz şekilleriniz neye göre belirlenmiştir kişiden kişiye farklı yorumlanıp farklı uygulanabilir mi?Sonuçta namazın şekliyle ilgili bir ayet yok?

6)Alevi müslümanlarlarla benzer ve farklı yönleriniz nedir?

7)Cuma namazıyla ilgiili bir ayette şöyle diyor:
Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır

Burada kadın veya erkek dememiş sadece iman edenler demiş ozaman neden sadece erkekler namaza gidiyor?

8)Bir ayette(emin değilim yanlışsam düzeltin) ey muhammed karılarının istediğinin sırasını değiştirebilirsin .. bu ayeti nasıl yorumlarsınız

9)islamiyette çok eşliliği nasıl yorumlarsınız bu hala geçerli midir geçerliliğini yitirmiş midir?

10)İslam lailkiğe ve özgürlüğe nasıl bakar?(yada siz nasıl bakarsınız)

11)Siz isa hazretlerimize ve diğer peygamberlere(hz.musa hz.davut hz.ibrahim bunlara nasıl bakarsınız?

12)arapça bilmeyen birisi için Kuranın mealini okumak mı daha faydalı ve sevaptır yoksa orjinalini okumak mı daha faydalı ve sevaptır?

13)namaz değişik şekillerde kılınabilir mi? Örneğin mevlana celaleddin-i ruminin bir sözü:

NAMAZ KILMAK DEMEK, BAŞI YERE EĞİP, KIÇI HAVAYA KALDIRMAK DEMEK DEĞİLDİR

14)İslam Dininde ibadetin şekli, zamanı, sayısı yoktur. Kuran-ı Kerim’de şöyle ibadet edeceksiniz şeklinde bir Ayet yoktur.

Sözünü nasıl değerlendirirsiniz..
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
1)Peki allah işleyeceğimiz günahlarıda sevaplarıda biliyorsa neden bizi direk cennet yada cehenneme göndermiyor?


Allah (cc) sizin işleyeceğiniz günahları Zatına hususi olan ilmi ile bilmektedir. Kavraması zor döngüsel bir idrak gerektirdiği için bu konuda bir çok insan şaşırır ve anlamakta zorlanır. Bunu şöyle anlamaya çalışın, "Allah sizin günah işleyeceğinizi bildiği için siz günah işlemiyorsunuz, O sizin günah işleyeceğinizi geleceği bildiği için biliyor."

Ayrıca, Allah (cc) ın Zatında kamil olarak bulunan bir sıfatı da Adl'dir. Yani O kamil bir adalet sahibidir.

Sizi hiç imtihan etmeden direkt cehenneme koysalar, demezmisiniz ki, benim kabahatim nedir? Beni hem Sen yarattın, heö de sorgusuz sualsiz cehenneme attın... Bu Allah'ın adaleti olamaz değil mi, hatta kullar dahi bu denli adaletsiz olmaz. Ama Allah sizi yarattı, size vasıflar verdi, Peygamberleri aracılığı ile veya Onlardan naklen emirler verdi, doğru ve yanlışı öğretti, O'na itaat etmemizi, doğru ve hayırlı işler yapmamızı emretti. Siz bunları yapmadınız ve ahirette hesaba çekildiniz, görev belli, suç belli, ceza belli, adalet var...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
bismillah.
1.hak etmen için
2.bu duyduğun yalnış,6 yaşında genç kız olmaz.hem peygamber sav. iftiradır,o şehveti için hiç kimseyle nikahlanmadı,tam bir irade kahramanı idi.
3.kadınlar ve erkekler Allahın eşit kullarıdır,hak ve hukukta böyle.ama yaratılış ve mizaçları aynı mıdır.
4.bunu islam alimleri çözmüştür,geniş ilmihallerde mevcuttur,onlara havale.sadece ayet arap yarım adası için değil,Allah her yeri görür,bu O nun ayetidir,peygamberin değil.
5.namazı Peygamber sav. sahabiye onlarda tabiine v.b alimlerde bize şeklen öğrettiler.onlar gibi kılınmalı.
6.Alevilik sanırım mezhep değil.bu ülkedeki her insan birbirinden etkilenmiştir.alevi Ali hazretlerini sevmekse bizlerde çok severiz.
7.Orada dememiş hadislerde demiştir.
8.Ben şahsen Allah resulünün güzide eşlerine karı demekten içtinap ederim.Allah bunu hiç demez.
9.islamiyet şeheviyatı terbiye etmek için gelmiştir.çok eşlilik asıl değildir.bu farz veya sünnet değildir,çok sınırlı koşullarda caiz görülmüştür.ben çoğu alimin tek eşli veya eşsiz olduğunu biliyorum.Allah resulünün evlilikleride hep bir hikmete binaendir.
10.soru laiklik ve özgürlük olunca insanın inancı bizim için kutsaldır.bizim kutsalımıza saygılı olan insanlar ile bu konuları konuşuruz.ama önyargılı ise ne fayda.
11.tüm nebiler Allah ın elçisidir,ayrım yapmayız.hepsinede hürmet ederiz.
12.kuran kıraatına uygun okunmalı,namazda farzdır,meal okumak güzeldir,ama yerini tutmaz.
13.bu soruyu cevaplamıştık.Mevlanın bu sözü namazın şekline değil ruhuna binaendir.
14.Allah kitabını korur,diğer kitaplarını niçin korumadı .o zaman son kitap olmazdı.Ayrıca müslümanlar namazda ezbere ayet okur,hafızlıkta müslüman cemaate farzı kifayedir.sebebler dairesinde bu böyle.diğerleri' hiristiyan ve yahudiler'bakıyoruz hep kitaplarını yüzünden okuyorlar,ezber yok,
5.
 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
13)namaz değişik şekillerde kılınabilir mi? Örneğin mevlana celaleddin-i ruminin bir sözü:

NAMAZ KILMAK DEMEK, BAŞI YERE EĞİP, KIÇI HAVAYA KALDIRMAK DEMEK DEĞİLDİR

14)İslam Dininde ibadetin şekli, zamanı, sayısı yoktur. Kuran-ı Kerim’de şöyle ibadet edeceksiniz şeklinde bir Ayet yoktur.

Sözünü nasıl değerlendirirsiniz..

Namaz, herşeyden öte Allah'a boyun eğmektir. Bu boyun eğmek evvela kalben yapılmalıdır. Kalben boyun eğdikten sonra bunu fiziken de yaparsınız. Mevlana'nın sözünde bir tersliklik yoktur. Namazın fiziksel olarak yapılan hareketlerden ibaret olmadığını anlatmak istemiş. Bu da çok doğru bir sözdür.

Kuran'da bir çok ayette, rüku ve secde ayetlerini görebilirsiniz. Namazın da vakitleri belirtilmiştir. İslam'da ibadetin özü kalptir, kalben boyun eğdikten sonra Allah, Kuran'da bir çok ayette ibadetlerle ilgili bilgi vermiştir.

İslam, belli ritüelleri belirli bir sıra ve şekil ile egzersiz gibi yapmayı zaten tasvip etmez. Esas olan Allah'a tam bir bağlılık ve kalp ile teslim olmaktır.
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
1 Çünkü Kuranda geçen kaderin anlamı o değildir
7 herekese farz olduğu için Kuran herşeyin apaçık olduğu herşeyi detaylarıyla anlatan kitap ve insan sözü değildir. Dikkat edinde Allah a iftira atmayın
11 Hiçbirini diğerinden ayırmayız zaten Allah ın emridir
12 ararpça bilmiyorsa kendi dilinde okumalı
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
1)

3)İslamda neden 2 kadının şahitliği 1 erkeğin şahitliğine eş değerdir bunun mantığı ne?

Şahitlik çok önemli bir meseledir. İslamiyette sadece kadın için değil, herkes için; öyle her önüne gelenin şehadeti kabul edilmez. Şahitliğin eda edilmesinin şartları on yedidir. On tanesi genel, yedisi özeldir. Mesela hadiseyi iyi kavraması, şahitlik yapacak kişinin velayeti yani ehliyetinin olması, bundan maksat doğru şahitlik yapan kişi eğer müslüman aleyhinde şahitlik yapacak ise, şahidin de müslüman olması hadiseyi duyarak ve görerek temyiz etme kudretine sahip olması ve davacı ile davalı yine görerek ve seslerini duyarak birbirinden ayırabilecek bir kudrete sahip olması, bu şartlardan bazılarıdır. Yine şartlardan bazıları da şahitlik yapanla. lehinde şahitlik yapılacak kişiler arasında asıl ve feri akrabalığının olmaması, evliliğin bulunmaması, dünyevi bir düşmanlığın olmaması veya bir borcu giderici mahiyette olmaması, menfaat sağlayan bir durum olmamasıdır. Konu oldukça teferruatlıdır.

Ayrıca iki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine eş değer olduğu durumlar da konuyua göre değişkendir, yani bu durum her halukarda böyle değildir.

Bakara 262. ayette

" ... şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. .... " buyurmaktadır Allah (cc)


Meselenin özü Allah'ın Kur'an da ki emri nedeniyledir. Erkeği de kadını da ne hususiyetlerdel yarattığını bilen Allah (cc) kadınların ikisinin beraber(yanyana) şehadet etmesini istemiştir.

En doğrusunu Allah biliyor...

 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Kuranı kerim herşeyi detaylı anlatmıyor,anlatsa idi hepimiz anlardık.Ayrıca diğer ilmi kitaplara ayrıca matematik ve tıp gibi ilimleride detaylı anlatmıyor ki derse kurandan çalışmıyoruz.Hem detaylı ve basit anlaşılır bir şey ya bayağıdır veya seviyesi çok düşüktü ki bu Onun mucize oluşuna ve ilmi yönüne terstir,
 
Üst Alt