Nitekim Cenabı Allah (c.c.) şöyle buyurdu:
"Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar içeri girmeyin. Şayet size "dönün" denilirse dönün. Bu sizi daha çok temize çıkarır. Ve Allah yaptıklarınızı bilir."
Nur 28
Yani izin istemek hususunda ısrar etmeniz caiz değildir. Kapıların önünde bekleyerek perdelerin açılması için ısrar etmeyin. Bütün bunlar; meskun yerlere ait hükümlerdir. İçerisinde oturulmayan (meskun olmayan) evlere gelince eğer girmek isteyen kimsenin orada menfaatı varsa izin istemeden içinde oturulmayan yerlere girilebilir. Bu durum ise istisnai bir durumdur. Zira yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
"İçinde menfaatınız olan boş evlere girmenizde bir vebal yoktur. Ve Allah açığa vurduğunuzu da gizlediğinizi de bilir."
Nur 29
Bunun mefhumu muhalifi şudur: Eğer o evlerde sizin herhangi bir menfaatınız yoksa girmeyiniz. Bu istisna, içinde malı bulunan kimsenin gayri meskun yerlere girmesiyle ilgilidir.
Bu hükümler, çocukları ve köleleri olmayanlar içindir. Henüz buluğa ermemiş çocuğu ve kölesi olan kimselerin odasına çocukları ve köleleri şu üç halin dışında izinsiz olarak girebilirler:
a- Sabah namazından önce,
b- Öğle vakti,
c- Yatsı namazından sonra.
Bu üç durumda buluğa ermemiş çocukların ve kölelerin girmek için izin istemeleri de vacibtir. Çünkü bu haller, avret yerlerinin açık olabileceği hallerdir. Bu hallerde kişi ya uyumak için elbisesini değiştiriyordur, ya uykudan uyanmak için çabalıyordur ki bu durumlarda avret yerlerinin açık olması ihtimali vardır. Sabah namazından önceki hal, kişinin uykudan uyandığı andır; yatak kıyafetini değiştirip, başka elbiseler giymek üzeredir. Yatsıdan sonra ise; uyuma vaktidir ve yine kişi elbisesini değiştirmekle meşguldür. İşte bu vakitler avret yerlerinin açık olabileceği vakitler olup, henüz buluğa ermemiş çocukların ve kölelerin girmek için izin istemelerinin vacib olduğu hallerdir. Bu iki sınıf, bu vakitlerin dışında istedikleri zaman izinsiz olarak girebilirler. Çocuklar buluğa erdikleri zaman izinsiz girme hakları düşer. Bundan sonra diğer insanlar gibi izin istemek mecburiyetinde olurlar. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurdu:
"Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan köle ve cariyeler ve sizden henüz ergenliğe ermemiş olanlar, sabah namazından önce, öğle sıcağında soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra, yanınıza gireceklerinde, üç defa izin istesinler. Bunlar; sizin, açık bulunacağınız üç vakittir. Bu vakitlerin dışında, birbirinizin yanına girip çıkmakta, size de onlara da bir sorumluluk yoktur. Allah size, ayetlerini böylece açıklar. Allah alimdir hakimdir. Çocuklarınız ergenlik çağına vardığında kendiliğinden öncekiler izin istediği gibi onlar da izin istesinler. Allah size ayetlerini böylece açıklar. Ve Allah, Alim'dir, Hakimdir. "
Nur 58-59
İşte bunlar; dışarıdan gelip eve girmek isteyenlerle ilgili, ev içerisindeki özel hayatı koruyan hükümlerdir. Bu hususta yabancı ile yakın akraba arasında herhangi bir fark söz konusu değildir.
"Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar içeri girmeyin. Şayet size "dönün" denilirse dönün. Bu sizi daha çok temize çıkarır. Ve Allah yaptıklarınızı bilir."
Nur 28
Yani izin istemek hususunda ısrar etmeniz caiz değildir. Kapıların önünde bekleyerek perdelerin açılması için ısrar etmeyin. Bütün bunlar; meskun yerlere ait hükümlerdir. İçerisinde oturulmayan (meskun olmayan) evlere gelince eğer girmek isteyen kimsenin orada menfaatı varsa izin istemeden içinde oturulmayan yerlere girilebilir. Bu durum ise istisnai bir durumdur. Zira yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
"İçinde menfaatınız olan boş evlere girmenizde bir vebal yoktur. Ve Allah açığa vurduğunuzu da gizlediğinizi de bilir."
Nur 29
Bunun mefhumu muhalifi şudur: Eğer o evlerde sizin herhangi bir menfaatınız yoksa girmeyiniz. Bu istisna, içinde malı bulunan kimsenin gayri meskun yerlere girmesiyle ilgilidir.
Bu hükümler, çocukları ve köleleri olmayanlar içindir. Henüz buluğa ermemiş çocuğu ve kölesi olan kimselerin odasına çocukları ve köleleri şu üç halin dışında izinsiz olarak girebilirler:
a- Sabah namazından önce,
b- Öğle vakti,
c- Yatsı namazından sonra.
Bu üç durumda buluğa ermemiş çocukların ve kölelerin girmek için izin istemeleri de vacibtir. Çünkü bu haller, avret yerlerinin açık olabileceği hallerdir. Bu hallerde kişi ya uyumak için elbisesini değiştiriyordur, ya uykudan uyanmak için çabalıyordur ki bu durumlarda avret yerlerinin açık olması ihtimali vardır. Sabah namazından önceki hal, kişinin uykudan uyandığı andır; yatak kıyafetini değiştirip, başka elbiseler giymek üzeredir. Yatsıdan sonra ise; uyuma vaktidir ve yine kişi elbisesini değiştirmekle meşguldür. İşte bu vakitler avret yerlerinin açık olabileceği vakitler olup, henüz buluğa ermemiş çocukların ve kölelerin girmek için izin istemelerinin vacib olduğu hallerdir. Bu iki sınıf, bu vakitlerin dışında istedikleri zaman izinsiz olarak girebilirler. Çocuklar buluğa erdikleri zaman izinsiz girme hakları düşer. Bundan sonra diğer insanlar gibi izin istemek mecburiyetinde olurlar. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurdu:
"Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan köle ve cariyeler ve sizden henüz ergenliğe ermemiş olanlar, sabah namazından önce, öğle sıcağında soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra, yanınıza gireceklerinde, üç defa izin istesinler. Bunlar; sizin, açık bulunacağınız üç vakittir. Bu vakitlerin dışında, birbirinizin yanına girip çıkmakta, size de onlara da bir sorumluluk yoktur. Allah size, ayetlerini böylece açıklar. Allah alimdir hakimdir. Çocuklarınız ergenlik çağına vardığında kendiliğinden öncekiler izin istediği gibi onlar da izin istesinler. Allah size ayetlerini böylece açıklar. Ve Allah, Alim'dir, Hakimdir. "
Nur 58-59
İşte bunlar; dışarıdan gelip eve girmek isteyenlerle ilgili, ev içerisindeki özel hayatı koruyan hükümlerdir. Bu hususta yabancı ile yakın akraba arasında herhangi bir fark söz konusu değildir.