Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tesettürün Şekli ....

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Yüce Rabbimiz örtünme ilgili ayeti kerimelerinde şöyle buyurur: "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." (33/Ahzâb; 59)

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Ziynetlerini kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri ziynetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” (Nûr Suresi, 31)

"... Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır..." (33/Ahzâb, 32)

Ayette geçen ‘ziynet’ kelimesi, kadını güzel gösteren saç, makyaj, parfüm, takı, mücevherat ve elbise gibi şeylere işaret ettiğinden, hanımların yabancı erkeklere karşı bu ziynetlerini gizlemesi emredilmektedir.

Cennete Giremez, Kokusunu Alamazlar

Peygamber Efendimiz de hadislerinde şöyle buyurmaktadır: "Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları görmedim (ileride görülecektir).

Birincisi;
yanlarında bulunan öküz kuyruğu gibi kırbaçlarla halkı (haksız yere) kırbaçlayan (zalim) kimselerdir.

İkincisi ise giyinmiş çıplaklardır (kalçasını oynatan, salınarak yürüyen, ince elbise giydikleri için göğüsleri kolları ve boyunları açık olan) kadınlardır. Bunların başları salınan deve hörgücü gibi kadınlardır. Bunlar cennete giremezler, onun (cennetin) kokusunu da alamazlar; hâlbuki onun kokusu mesafelerin ötesinden alınır." (Müslim, Libâs 125, hadis no: 2128)

"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir." Başka bir rivayette; "onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar" ilavesi vardır. (Müslim, Libas, 125, Cennet, 52; Ahmed b. Hanbel, II, 223, 356, 440)

"Resûlullah (sav) hafif bir elbise giyip tamamen vücut hatlarını örtmeyen elbiseler giyen kadınlara ‘Onlar adı örtülü ama gerçekten çıplaktırlar’ buyurmuştur.” (Süyûtî, Tenvîru'l-Havâlif, c. 3, s.103)

 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Elbise vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bol olmalıdır. Kadının dar elbise giymesi dinimizce yasaklanmıştır. Vücut hatlarını belli eden dar elbiseler giyen kadınların "giyinik çıplak" ve "cehennemlik" olduğunu Peygamberimiz hadisinde haber vermektedir. Şu hususu belirtmeliyiz ki haram olan dar giysiden kastımız giyilen dış elbisenin dar olmasıdır. Bunun dışında, bol pardesü ve çarşafın altına giyilen, büluz ve gömleklerin dar olmasında sakınca yoktur. Önemli olan dar bir kıyafetle dışarı çıkmamak ve erkeklere karşı, dar giysilerle vücudu teşhir etmemektir. Günümüzde caddelerde, dar bir buluzla göğüslerini ve belini, dar (streç) pantolon ile kalça ve bacaklarını dışa vuran kadınlar "giyinik çıplak"lar hükmündedir
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
aslonolduğu ve kuranda bahsolunduğu gibi bugünün dosdoğru tesettürü çarşaftır...
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
adından çok vasfı önemli değil midir? el yüz ayak dışında bedeni örten vucut hatlarını belli etmeyecek genişlikte ve uzunlukta olan herşey giyilebilir. zamanında bir kaç metrelik bezlerden yapılabilecek en uygun kıyafeti yapmışlar buna da "çarşaf" demişler. dini ölçülere göre giyinenler kıayfetin rengi ve biçimine göre fazladan sevap kazanamaz (kadınlar için konuşuyorum. erkekler, peygamberimiz s.a.v. giydiği için onun kıyafetlerine benzer giyinirlerse sünnet sevabı kazanırlar diye biliyorum.)

kıyafet seçimi ve farklılığı konusunda genel görüş şudur:

"İslâm, belli bir giyimi ve kıyafeti emretmez. Mensuplarını belli bir şeklin içine girmeye zorlamaz. Zira, giyim mevsime göre değiştiği gibi, muhite göre de değişebilir. Giyimde, yaşanan iklimin icabı esastır. Ancak burada İslâm'ın emrettiği bir husus hatırdan çıkarılmamalıdır. Hangi renk, moda ve biçimde giyilirse giyilsin, elbise erkekte ve kadında avret yerini mutlaka örtmeli, bakanları tahrik edecek şekilde dar ve kısa olmamalıdır. "
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
İhram olmaz mı?

olur kardeşim...
özellikle erzurumda kullanılan ehramda tesettür olur...
Cumhuriyetin kurulmasından sonra Atatürkün türk kadınını modernleştirmek ve çağdaş bir görüntüye kavuşturmak için Fransadan ithal ettiği,şimdilerde bizim tesettür diye sarıldığımız,pardesüde tesettür olur...

sözümona hepinizin bildiği bir tabir vardır..
nurun ala nur...
yani nurun üzerinde nur...
işte çarşaf derken ben bunu kastettim,varolan tesettürlerin içinde kuranda bahsedilen tesettüre en yakın giysinin,en ideal örtünün,çarşaf olduğunu söyledim...
nitekim elmalılı tefsirindede kuranda geçen cilbab kelimesinin tam karşılığının çarşaf olduğu söylenmiştir..
Ancak dikiş renk ve kumaş kalınlığı yörelere ülkelere göre değişebilir o ayrı meseledir...
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
adından çok vasfı önemli değil midir? el yüz ayak dışında bedeni örten vucut hatlarını belli etmeyecek genişlikte ve uzunlukta olan herşey giyilebilir. zamanında bir kaç metrelik bezlerden yapılabilecek en uygun kıyafeti yapmışlar buna da "çarşaf" demişler. dini ölçülere göre giyinenler kıayfetin rengi ve biçimine göre fazladan sevap kazanamaz (kadınlar için konuşuyorum. erkekler, peygamberimiz s.a.v. giydiği için onun kıyafetlerine benzer giyinirlerse sünnet sevabı kazanırlar diye biliyorum.)

kıyafet seçimi ve farklılığı konusunda genel görüş şudur:

"İslâm, belli bir giyimi ve kıyafeti emretmez. Mensuplarını belli bir şeklin içine girmeye zorlamaz. Zira, giyim mevsime göre değiştiği gibi, muhite göre de değişebilir. Giyimde, yaşanan iklimin icabı esastır. Ancak burada İslâm'ın emrettiği bir husus hatırdan çıkarılmamalıdır. Hangi renk, moda ve biçimde giyilirse giyilsin, elbise erkekte ve kadında avret yerini mutlaka örtmeli, bakanları tahrik edecek şekilde dar ve kısa olmamalıdır. "

evet adından çok vasıf önemlidir,ancak vasıfların oluşturduğu farklılıklardan dolayı adlarda farklılaşır..
nitekim siz bana pardesüde aynı çarşafda aynı diyemessiniz...
eğer aynı olsalardı adlarıda zaten farklı olmazdı...
imamı azama göre fitne devrinde kadının eli ve yüzüde haramdır,bir çok alim bugünkü devrin fitne devri olduğunu söylemektedir...
öte yandan tesettür dediğin sadece el ve yüzün dışında diğer uzuvların belli olmayacak şekilde örtünmesi demekde değildir...
tesettür aynı zamanda büründüğün örtünün şık olmamasınıda gerektirir...
muhakkakki bir pardesü ne kadar bol olursa olsun çarşafa nazaran daha şık ve daha çekicidir...
şimdi bir alman profesörün tesbitini aktarıyorum size..
prof şöyle diyor...
bir kadın ne kadar şıksa o kadar çıplaktır...
yani kat be kat elbisede giysen,vucut hatlarından hiçbiryer bellide olmasa,şayet giydiğin kıyafet seni şık yapıyorsa o halde sen çıplaksın...
işte esas ölçü budur...

kıyafet seçimi ve farklılığı konusunda bir önceki mesajda gerekenleri söyledim,ancak yeniden ifade etmek gerekirse,bu farklılıklar islam aleminin temel olarak kabul ettiği bir kıyafetin ayrıntılarında oluşmalıdır...
yani temel kıyafet çarşaftır,ancak kutuplarda kalın,ekvatorda nisbeten daha ince,rüzgarlı ülkelerde 2 parça rüzgar olmayan ve sıcak ülkelerde tek parça olabilir...
nitekim bu bir dış kıyafettir,gösterişli süslü modaya uygun ve şık olmak zorunda değildir,
bu yüzden kimse kalkıp türkiyedeki şartlar pardesüyü gerektirir burada böyle bir tesettür şekli doğrudur diyemez,zaten böyle bir idda komik olur,çünkü pardesünün türkiyedeki mazisi bile 80 senedir,üstelik bu ülkeye geliş amacıda çirkindir,üstelik ceddimizin tercih ettiği bir kıyafet değil bilakis karşı olduğu bir kıyafettir...




 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
şıklık ve gösteriş elbetteki fitne doğurur fakat tek renk bir eşarp ve siyah bol bir pardesüyle çarşaf arasında hiç bir fark yoktur. islami koşulları sağlayadıktan sonra herşey giyilebilir. gösterişsiz ve dikkat çekici olmaması zaten islami koşulları sağlar.

temel kıyafet nedir? "bol el ayak ve yüzü örten ve islami koşullara uygun" demektir.

kaldı ki o zamanda sadece çarşaf giyilmemiştir ki, kadınların Milhafe, ferace, fistan, entari giydikleri birçok kitapta bildirilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri de, böyle değişik elbise giydiklerini 313. mektubunda bildiriyor. Bu hususlar, Camiurrumuz ve Hidaye kitabında da bildiriliyor.

Abdulgani Nablusinin Hadika eserinde,

""Kapanması gereken yerleri örtmek ve yukarıda bildirilen vücut hatlarını belli etmemek şartı ile kadınlar, bulunduğu şehrin âdetine uygun giyinir. Çünkü elbise gibi mubahlarda, şehrin âdetine uymamak tahrimen mekruhtur. Zaruret olmadıkça, haramlarda hiçbir yerin âdetine uyulmaz. (Hadika)"" demiştir.

elbisenin şekli ibadet değil adettir ve haramlarda hiçbir yerin adetine uyulmaz.

peygamber efendimizin kıyafetlerine bakacak olursak;

İbni Abidin Rahimehullah ın redd-ül muhtar eserinde,

""Peygamber efendimiz, ayaklarına kadar uzun gömlek, yani entari giymiştir. Şalvar ve pantolon giymemiştir. Bunları giymek âdette bid'attir. Âdette bid'at olan şeyi yapmak günah değildir. Taksiye, uçağa binmek de âdette bid'attir. Bunları yapmak günah değil dinin emridir. Bunun için âdet olan yerlerde, kâfirlerden gelmiş olsa bile, kadınların çarşaf ve erkeklerin bol pantolon veya şalvar giymeleri caizdir, günah olmaz. Elbisenin şekli ibadet değil, âdettir. Çünkü Peygamber efendimiz, papaz ayakkabısı, Rum elbisesi giymiştir. (Redd-ül muhtar)
Peygamber efendimizin böyle âdet olarak yaptığı şeylere Sünnet-i zevâid denir. Bunları terk etmek günah olmaz. (Hadika) ""

mesela burdan yola çıkarak erkeklerin kıyafetine gelelim.

size göre kadınlar için temel kıyafet "çarşaf" tır. peygamberimiz de genelde entari giymiştir fakat adet olarak giydiği başka elbiseler de vardır. peygamberimizin elbisesine benzer elbise giymek sünnetti zevaittir. sevabı vardır. çarşaf giymenin ayrı bir sevabı yoktur. şimdi benim sorum şu o zaman;

siz çarşafı temel kıyafet alıyorsanız, erkekler için de peygamber efendimizin kıyafetlerini temel almanız gerekmez mi? peygamber efendimizin giydikleri;

Uzun gömlek (kamîs) giydi. En çok sevdiği elbise de gömlekti. Gömleğinin yeni bileğine kadardı.
Cübbe ve yırtmaçlı kaftan (ferrûc) ve ferâce giydi. Kapama tabir olunan) kaftan da giydi.
Seferde yenleri dar bir cübbe giydi.
Peştemal(izar- fota) ve üstlük (rida) giydi.

çarşaf giymek sevap kazandırmaz ve bir üstünlüğü de yoktur, yukarıdaki saydığım kıyafetleri giyenler niyetlerine göre sünnet sevabı kazanırlar ve bunlar diğer kıyafetlere göre üstün kıyafetlerdir. o zaman şöyle bir tablo ortaya çıkıyor;

kadınlar için çarşaf (sevap ve üstünlüğü yok)

erkekler için kamıs,kaftan,cübbe,peştemal,rida,uzun gömlek, entari (sünnet niyetiyle giyinirse sevap ve üstünlüğü var)

o zaman peygamberimizin kıyafetleri çarşaftan daha üstündür. peki siz kadınların çarşaf giymesi gerektiğini söylerken (ki hiç bir sevabı yoktur.) erkeklerin sünnet sevabı kazandıracak kamıs,kaftan,entari,uzun gömlek giymesi gerektiğini büyük bir ısrarla savunmanız gerekmez mi?

islamı yaşam tarzı haline getirmiş dindar erkekler çarşafta ısrar ederken yukarıdaki kıyafetleri kendilerine temel alması gerekmiyor mu?

önemli olan kıyafetin biçimi değil vasfıdır. yukarıdaki kaynak gösterdiğim alimlerin görüşü de budur. kadınlar için gösteriş ve şıklık zaten sakınılması gereken bir şeydir.

Nablusinin hadika eserinde farklı bir bakış açısını da paylaşmak istiyorum;

""Herkesin arşaf giydiği bir yerde, birkaç kadının manto giymesi fitneye sebep olacağından uygun olmadığı gibi, manto giyilmesi âdet olan yerlerde de çarşaf giyilmesi uygun olmaz. Çünkü bir yerde âdet olan şeyler giyilmezse, gösteriş ve şöhret olur, fitneye sebep olur. Hadis-i şerifte (Fitneyi uyandırana lanet olsun) buyuruldu. (Hadika)""
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
"Evleriniz de oturun, ilk cahiliye devri kadınlarının açılıp saçıldığı gibi açılıp saçılarak yürümeyin." (Ahzab Sûresi, 33)

Müslüman kadın, İslâmi bilinçten kaynaklanmayan moda ve modern asrın zevklerine göre değil, kendi inançlarına uygun elbiseleri seçmesi inancının bir gereğidir. Kadının tesettüre uymasındaki amaç; Allah'ın rızasını sağlamaktır. İslâmda giyimin durumu da "Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes yaptığı niyete göre karşılık görür.." hadîsinde belirtilen ölçü dahilindedir. Yani bu dünyaya denenmek için gelen kişiler, giyimiyle kimi taklit ediyorsa onunla beraber haşrolunacak, onların safında yeralacaktır.
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
düzeltme:

farzları yerine getirmenin sevabı vardır. "çarşaf giymenin hiç bir sevabı yoktur" cümlem yanlış oldu. çarşaf giyenler Allahın emrini yerine getirdikleri için elbette sevap kazanırlar, söylemeye çalıştığım şey "kadınlar için belli bir kıyafetin ayrıca bir sevabı yoktur." olmalıydı. farzı yerine getiriyorsa bunun sevabını alır.

farz olan kıyafet "vucut hatlarını belli etmeyen bol el ayak ve yüz dışındaki yerleri örten kıyafetler" dir. kıyafet biçiminden veya renginden dolayı ayrıca bir sevap ve üstünlük kazandırmaz.
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
başka bir farzdan örnek vermek istiyorum ölçü ve tartı konusunda farz olan "ölüçüyü ve tartıyı doğru yapmak" tır.

tartma yaparken terazi de kantar da aynı işlevi görür. "bizim temel gerecimiz terazidir kantarı kabul etmiyoruz" demek ne kadar anlamsız ise kadınlarıda kıyafet ölüçüsü çarşaftır diyerek israr etmek o kadar anlamsızdır.

amaç " tartıyı doğru yapmak" ise, tartıyı doğru yapan tüm aletleri kullanmak mübah olduğu gibi,

islami ölçülerde giyinecek her kıyafet de mübahtır. peki islami ölçü nedir?


el ayak ve yüz dışındaki yerleri örten

vucut hatlarını belli etmeyecek kadar bol

gösterişsiz, dikkat çekecek biçimde, renk ve desende olmayan

israf edecek kadar pahalı olmayan

temiz


bu şartları sağlayan herşey giyilebilir, çarşaf, peştemal, ihram, pardesü, fistan vb. gibi.
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
şıklık ve gösteriş elbetteki fitne doğurur fakat tek renk bir eşarp ve siyah bol bir pardesüyle çarşaf arasında hiç bir fark yoktur. islami koşulları sağlayadıktan sonra herşey giyilebilir. gösterişsiz ve dikkat çekici olmaması zaten islami koşulları sağlar.

temel kıyafet nedir? "bol el ayak ve yüzü örten ve islami koşullara uygun" demektir.

kaldı ki o zamanda sadece çarşaf giyilmemiştir ki, kadınların Milhafe, ferace, fistan, entari giydikleri birçok kitapta bildirilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri de, böyle değişik elbise giydiklerini 313. mektubunda bildiriyor. Bu hususlar, Camiurrumuz ve Hidaye kitabında da bildiriliyor.

Abdulgani Nablusinin Hadika eserinde,

""Kapanması gereken yerleri örtmek ve yukarıda bildirilen vücut hatlarını belli etmemek şartı ile kadınlar, bulunduğu şehrin âdetine uygun giyinir. Çünkü elbise gibi mubahlarda, şehrin âdetine uymamak tahrimen mekruhtur. Zaruret olmadıkça, haramlarda hiçbir yerin âdetine uyulmaz. (Hadika)"" demiştir.

elbisenin şekli ibadet değil adettir ve haramlarda hiçbir yerin adetine uyulmaz.

peygamber efendimizin kıyafetlerine bakacak olursak;

İbni Abidin Rahimehullah ın redd-ül muhtar eserinde,

""Peygamber efendimiz, ayaklarına kadar uzun gömlek, yani entari giymiştir. Şalvar ve pantolon giymemiştir. Bunları giymek âdette bid'attir. Âdette bid'at olan şeyi yapmak günah değildir. Taksiye, uçağa binmek de âdette bid'attir. Bunları yapmak günah değil dinin emridir. Bunun için âdet olan yerlerde, kâfirlerden gelmiş olsa bile, kadınların çarşaf ve erkeklerin bol pantolon veya şalvar giymeleri caizdir, günah olmaz. Elbisenin şekli ibadet değil, âdettir. Çünkü Peygamber efendimiz, papaz ayakkabısı, Rum elbisesi giymiştir. (Redd-ül muhtar)
Peygamber efendimizin böyle âdet olarak yaptığı şeylere Sünnet-i zevâid denir. Bunları terk etmek günah olmaz. (Hadika) ""

mesela burdan yola çıkarak erkeklerin kıyafetine gelelim.

size göre kadınlar için temel kıyafet "çarşaf" tır. peygamberimiz de genelde entari giymiştir fakat adet olarak giydiği başka elbiseler de vardır. peygamberimizin elbisesine benzer elbise giymek sünnetti zevaittir. sevabı vardır. çarşaf giymenin ayrı bir sevabı yoktur. şimdi benim sorum şu o zaman;

siz çarşafı temel kıyafet alıyorsanız, erkekler için de peygamber efendimizin kıyafetlerini temel almanız gerekmez mi? peygamber efendimizin giydikleri;

Uzun gömlek (kamîs) giydi. En çok sevdiği elbise de gömlekti. Gömleğinin yeni bileğine kadardı.
Cübbe ve yırtmaçlı kaftan (ferrûc) ve ferâce giydi. Kapama tabir olunan) kaftan da giydi.
Seferde yenleri dar bir cübbe giydi.
Peştemal(izar- fota) ve üstlük (rida) giydi.

çarşaf giymek sevap kazandırmaz ve bir üstünlüğü de yoktur, yukarıdaki saydığım kıyafetleri giyenler niyetlerine göre sünnet sevabı kazanırlar ve bunlar diğer kıyafetlere göre üstün kıyafetlerdir. o zaman şöyle bir tablo ortaya çıkıyor;

kadınlar için çarşaf (sevap ve üstünlüğü yok)

erkekler için kamıs,kaftan,cübbe,peştemal,rida,uzun gömlek, entari (sünnet niyetiyle giyinirse sevap ve üstünlüğü var)

o zaman peygamberimizin kıyafetleri çarşaftan daha üstündür. peki siz kadınların çarşaf giymesi gerektiğini söylerken (ki hiç bir sevabı yoktur.) erkeklerin sünnet sevabı kazandıracak kamıs,kaftan,entari,uzun gömlek giymesi gerektiğini büyük bir ısrarla savunmanız gerekmez mi?

islamı yaşam tarzı haline getirmiş dindar erkekler çarşafta ısrar ederken yukarıdaki kıyafetleri kendilerine temel alması gerekmiyor mu?

önemli olan kıyafetin biçimi değil vasfıdır. yukarıdaki kaynak gösterdiğim alimlerin görüşü de budur. kadınlar için gösteriş ve şıklık zaten sakınılması gereken bir şeydir.

Nablusinin hadika eserinde farklı bir bakış açısını da paylaşmak istiyorum;

""Herkesin arşaf giydiği bir yerde, birkaç kadının manto giymesi fitneye sebep olacağından uygun olmadığı gibi, manto giyilmesi âdet olan yerlerde de çarşaf giyilmesi uygun olmaz. Çünkü bir yerde âdet olan şeyler giyilmezse, gösteriş ve şöhret olur, fitneye sebep olur. Hadis-i şerifte (Fitneyi uyandırana lanet olsun) buyuruldu. (Hadika)""

şimdi hocam anlaşalım hadika diyerek kaynak belirttiğiniz yerler dışında kalan yazıların neresi sizin neresi alıntı onuda belirtseniz güzel olurdu...
kaldıki ben böylesi alıntılarda kaynağı bilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum...
ve yukardaki yazı kimin olursa olsun çürüktür...
hatta kaynakların bir kısmı bile...
hele şu hadika diyerek verdiğiniz son satırlar tamamen yoruma açık satırlar olduğu kesinki,bence hadikanın sahibinede bu satırlar vesilesi ile dil uzatılmıştır...
yazık günah...
çünkü hadikanın yaşadığı tarihte manto yoktu,hadikanın yazarı nasıl olurda böyle bir cümle kullanabilir?
kaldıki hadikanın kıyasladığı şey manto değil başka bir kıyafetse,o kıyafeti olduğu gibi yazmayıp yerine manto yada pardesü yazmak ise nablusi hazretlerinin günahını almak olurki,bilmiyorum bu herzeyi yiyenler yarın mahşerde karşısında ne yapar...
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
google e "çarşaf ve şalvar giymek" yazın ve ilk siteye tıklayın ben bu mesajın genel alıntılarını ordan aldım ve mesajımın son paragrafı da ordan olduğu gibi alıntıdır. tırnak içinde kaynaklarıyla beraber yazdıklarımın hepsi alıntıdır. söylediğim siteden kendiniz okuyabilirsiniz.
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
yazımın düzelttiğim yerler dışında "çürük" diye nitelendirdiğiniz yerleri ıspatlarıyla söylerseniz beni de bilgilendirmiş olursunuz.
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
başka bir farzdan örnek vermek istiyorum ölçü ve tartı konusunda farz olan "ölüçüyü ve tartıyı doğru yapmak" tır.

tartma yaparken terazi de kantar da aynı işlevi görür. "bizim temel gerecimiz terazidir kantarı kabul etmiyoruz" demek ne kadar anlamsız ise kadınlarıda kıyafet ölüçüsü çarşaftır diyerek israr etmek o kadar anlamsızdır.

amaç " tartıyı doğru yapmak" ise, tartıyı doğru yapan tüm aletleri kullanmak mübah olduğu gibi,

islami ölçülerde giyinecek her kıyafet de mübahtır. peki islami ölçü nedir?


el ayak ve yüz dışındaki yerleri örten

vucut hatlarını belli etmeyecek kadar bol

gösterişsiz, dikkat çekecek biçimde, renk ve desende olmayan

israf edecek kadar pahalı olmayan

temiz


bu şartları sağlayan herşey giyilebilir, çarşaf, peştemal, ihram, pardesü, fistan vb. gibi.

hocam yazılarına tek tek cevap vereceğim...
acele etmek yok: ))
maddeleri güzel güzel sıralıyoruz ama,o maddeleri kendinde barındıran islami kıyafet hangisidir dersem çarşaftan başka birşey söyleyemeyeceksin...
örneklerine dikkat ediyorum,hep yanlış örnekler veriyorsun,örnek olması açısından,at ile ineği yada deve kuşuyla yılanı mukayese ediyorsun,bu yüzden aslolan mantıki neticeyede ulaşamıyorsun...
kantar ve terazi örneğine gelince...
evet ikiside tartıdır,ikiside tartar ancak biri ton ton tartar,diğeri ise kilogram tartar...
neden bir terazide 1 kaç ton tartmayı denemiyorsunuz?
eğer terazide bir kaç ton tartmayı denerseniz,terazi ile kantarın aynı şey olmadığınıda görürsünüz...
kaldıki burada benim cümlelerimi dikkatle okumadığınızı düşünüyorum,ben islami kıyafette ölçünün çarşaf olduğunu söyledim,kurana en uygun tesettürün çarşaf olduğunu söyledim,bunun dışında kadınların tesettür adına bir sürü kıyafeti varki bunları tek tek zikretme gereği bile duymuyorum...
nitekim bugün bu ülkede pardesü ve manto bile getiriliş amacına rağmen tesettür diye savunulabiliyor değilmi..!

şimdi yeni bir soru

vucut hatlarını belli etmeyecek kadar bol

gösterişsiz, dikkat çekecek biçimde, renk ve desende olmayan

israf edecek kadar pahalı olmayan

modaya uygun olmayan

şık olmayan

giydiği kadını kötülüklerden muhafaza edebilecek ölçüde

olan tesettür hangisidir dersem pardesü diyebilecekmisiniz?
siz eğer şu maddelerin karşılığına pardesü yada mantoyu oturtursanız,ben sizin duygularınızla konuştuğunuza kani olacağım...

nitekim bizlerin en büyük kaybı şudur...
bizler dini islamı olduğu gibi kabul etmek ve olduğu gibi yaşamak yerine,kafamızda çizdiğimiz kendimize göre yorumladığımız,bir dini islama inanıyor yaşamaya çalışıyoruz...
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
google e "çarşaf ve şalvar giymek" yazın ve ilk siteye tıklayın ben bu mesajın genel alıntılarını ordan aldım ve mesajımın son paragrafı da ordan olduğu gibi alıntıdır. tırnak içinde kaynaklarıyla beraber yazdıklarımın hepsi alıntıdır. söylediğim siteden kendiniz okuyabilirsiniz.

bakın ben kaynağınızdan haklı yere şüphelenmişim demekki...
üzerimize bir elbise bile alacakken mağaza mağaza gezip en iyisini araştırıyorsak,dinimizide en doğru en sahih kaynaklardan öğrenmek zorundayız...
demekki bu insanlar nablusi hazretlerinide çarpıtmışlar,o mübarek insandan alıntılar yaparak işlerine geldiği gibi tevil etmişler düşünsenize nablusi hazretleri 1731 yılında vefat etmiştir,nasıl çarşaf ve manto adına böyle bir kıyaslama yapabilsin?
eğer kaynaklarımıza dikkat etmessek ne olur?
1000 sayfalık kitabı içine sadece bir cümle sokarak kitabı okuyan müslümanın tüm akidesini harap etme peşinde olan insanların oyununa geliriz,imanda elden gider allah muhafaza...
sizin girdiğiniz site hakikatçilerin sitesidir...
uzun uzun o yazıları okumadım bile,ama gözümün takıldığı kimi yerde,kimi delillerle yazarın kendisinin tezata düştüğünü gördümki ilerleyen zaman içinde onlarıda gösteririm...
efendim açmak gerekirse,herkese kafir münafık diyen kendilerinden başka hiçbir müslümanı kabul etmeyen hakikat yayınevinden ve onların neşrettiği kitaplardan uzak durmak gerek...
Şeytan oturup yazsa hakikat kitapevinin kitapları kadar güzel kitap yazamazdı!!!
Hele o felaketi ebediyye diye bir şeytan yazması var ya!!!
 

GURSUNET

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
52
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
47
şimdi çıkmam lazım o kocaman yazına gece geldiğimde cevap veririm inşallah..
cümleten esselam...
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
sadece çok büyük değil küçük ağırlıkları da ölçen el kantarları olduğunu ve kantar çeşitlerini sıralayarak damagoji yapmayacağım. bu örneği neden verdiğimi biliyorsunuz. islamı olduğu gibi kabul etmek hepimizin amacı şu anda tartışarak doğruyu bulmaya çalışıyoruz zaten. siz hayatınızda tek renk oldukça bol ve vucudu belli etmeyen gösterişsiz uzun sade bir pardesü veya manto görmediyseniz çarşaf ısrarınızı anlayabilirim. fakat emin olun çarşafla aynı nitelikleri taşıyan pardesülerde var. mesela siz iklime göre tek parça çarşaf olabilir diyorsunuz işte o tek parça çarşafın pardesüden hiç bir farkı yoktur. pardesü çeşitleri desenleri beni bağlamaz ben koşulları sıraladım o koşulları sağlayan herşey giyilebilir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
GURSUNET, amacını sağlayan hangi kıyafet olursa olsun, tesettürü sağlar. Sizin ısrarcı illa da "çarşaf" mantığınızın kaynağı belki bağlılıklarınızdan kaynaklanıyor da olabilir. Ancak çarşafın dahi tesettürü sağlayamayacağı anlar ve ortamlar vardır. İlla çarşaf mantığınızı ne Kur'an ve ne de sünnetle destekleyemezsiniz üstelik. Bu nedenle gereksiz münazaralara girmemek lazımdır.
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
Allah hepimizin niyetini kabul etsin. çarşaf giyeninde pardesü giyeninde peştemal giyeninde.

Allah niyetimizi düzeltsin hepimize ilim versin inşaallah.
 
Üst Alt