Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Takvim de Bugün

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
6 Aralık 2005

6 Aralık 2005

Bugün 6 Aralık 2005 4 Zilkade 1426 Rumî:1421 T.sani:23 Kasım:29 Türkiye'de İlk Kitabın Basılması (1729)

70821748_f4aa50b644_b.jpg


ÎMAN EDENLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ
İman edenlerin zorluklar ve sıkıntılar karşısında gösterdikleri şevkli, heyecanlı, neşeli ve güçlü karakter, iman etmeyen ve Allah'ın üstün kudret sahibi olduğunu bilmeyen bir kişinin kesinlikle anlayamayacağı bir özelliktir. "Acaba bu kişilerin arkalarındaki güç nedir?" diyerek şüphe dolu bir arayış içine giren inkarcılar, inananların arkasındaki gücün ve tek yardımcının Rabbimiz olduğu gerçeğinden gafildirler. Bu nedenle de iman edenlerin gücünün arkasında hep bir art niyet, farklı bir maddi kaynak ararlar. Oysa bu güç Allah'a, kadere ve ahirete imanın, tevekkülün ve teslimiyetin bir sonucudur.
Kur'an'da bunun örneklerinden birisi aşağıdaki ayetlerde şöyle anlatılır:
(Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce O'na inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten
büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız." Dediler ki: "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla 'tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin."
"Gerçekten biz Rabbimiz'e iman ettik; günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak-sürüklediğin (suçumuzu) bağışlasın. Allah, daha hayırlıdır ve daha süreklidir." (Taha.71-73)
İnanların arkasındaki güç Allah'ın gücüdür.

70821747_d6039f7a1f_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
8 Aralık 2005

8 Aralık 2005

Bugün 8 Aralık 2005 6 Zilkade 1426 Rumî:1421 T.sani:25 Kasım:31 Osmanlı Venedik Harbi (1714)

71426864_65fdea87b8_b.jpg


KUL HAKKINDAN SAKIN?
Zimmetinde olan borçlarım öde ve bütün hasımlarını senden razı et. Allah'a ne zaman kavuşacağım deme
ki, pek kısa zamanda ona kavuşacak ve yaptıklarının hesabım vereceksin.
Yemin ederim ki, Allahü Zülcelal, elinden yakanı asla kurtaramayacağın hasmındır. Kuvvet ve kudretin
kemali ona mahsustur.
Unutma ki: Kötülüklerin dolayısıyla, hasım olarak Allah kafidir. Daha başka hasımlar kazanma. O'na olan
isyanın senin için yeter bir ayıbtır, o ayıbın üzerine bir takım ayıblar daha ilave etme...
Farz edelim ki:
- Benim Rabbimin rahmeti sonsuz ve keremi hudutsuzdur, diyeceksin. Peki o hakkını yediğin insanların hasis nefisleri için ne diyeceksin?!
(Senden davacı olmayacaklarından eminmisin?..) (Altın Küpeler)

71426865_3a122c0744_b.jpg


HADİS-İ ŞERİF
Evli adamın iki rek'atı, bekarın seksen iki rek'atından hayırlıdır. (Ramuz 291-12)

71426866_417e938c30_b.jpg


BÎR AYET
"Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyi"ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu bilir." (Al-i İmran - 92)

71426867_a70293e14a_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
9 Aralık 2005

9 Aralık 2005

Bugün 9 Aralık 2005 7 Zilkade 1426 Rumî:1421 T.sani:26 Kasım:32 Kudüs ve Filistin'in Türk İdaresi'nden Çıkışı (1912)

71729556_c9f06067eb_b.jpg


ZOR ANLARIN MÜSLÜMANI
Güzel ahlakından asla taviz vermeyen, her olayı büyük bir olgunluk ve tevekkülle karşılayan, olayların hikmetlerim ve hayırlı yönlerini gören, çevresindeki insanları da aynı üstün ahlakı yaşamaya davet eden kişi, "zor anların Müslümanı"dır. "Hani onlar, size hem
üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler hançereye gelip dayanmıştı..." (Ahzab,10)
Kuran'da tarif edilen "yüreklerin hançereye dayandığı" bu dönemler, her türlü sıkıntının yoğun olarak yaşandığı dönemlerdir.
Ayetlerde bu dönemler "dayanılmaz zorluklar" şeklinde ifade edilir:
... Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bîr zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki müminlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. (Bakara - 214)
Allah yukarıdaki ayetinde tüm inananların da bu zorluklarla karşılaşacağım bildirmekte ve sabır gösterenleri de sonsuz güzelliklerle müjdelemektedir.
İşte bu zamanlar, "zor anların Müslümanları" ile "kolay anların Müslümanları'nın" ortaya çıktığı, birbirlerinden ayrıldıkları zamanlardır. Zor anların Müslümanları üst üste gelen sıkıntılara ve zorluklara "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara
-156) cevabını verenlerdir.

71724865_9e244aa833_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
12 Aralık 2005

12 Aralık 2005

Bugün 12 Aralık 2005 10 Zilkade 1426 Rumî:1421 T.sani:29 Kasım:35 Bagledeş'in Bağımsızlığına Kavuşması (1971)

72776906_313aab349a_b.jpg


ŞÖHRETİN FENALIĞI
Bir kimseyi insanlar arasında haddinden fazla medh-ü sena ile şereflendirip büyültmek hakikatte tamamen alçaltıp küçültmektir, şöhret ve şan verip herkese tanıtmak, hakikatte nam ve şanım bütün bütüne mahvetmektir.
Öyleyse nam ve nişansızlığı şöhrete, gizlilik ve kendi haline çekilmeyi şan ve servete tercih eyle ki, mihnet
pençesinden kurtulup, gizli kin ve hasedden uzak ve mes'ud yaşayasın.
Dünyada servet ve şöhret sahibi bir insan, ya bir başkasının kin ve hased okuna hedef olmakla veya kendisi başkasına kin ve hased etmekle fena bir duruma düşer.
Kin ve hased öyle fena bir hastalıktır ki, insanın gönlünü muztarip kılar.
Sıkıntılı heyecana sürükler. Cenab-ı Hakk ise, dilediğini işlemekte muhtardır. (Altın Küpeler)

72776905_f32cf0328e_b.jpg


BİR HADÎS
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
- "Her peygamber, toplumunun helaki için dua etti. Ben ise, ümmetime şefaat için, duamı ahirete bıraktım."

72773177_a06ba76113_b.jpg


KUR'ANDAN
"Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı." "Oku! insana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin, en büyük
kerem sahibidir." (Alak -1-5)

72773176_7f5bbbdaed_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
13 Aralık 2005

13 Aralık 2005

Bugün 13 Aralık 2005 11 Zilkade 1426 Rumî:1421 T.sani:30 Kasım:36 I.Mahmut'un Vefatı (1754)

73135345_6e3d8f50c3_b.jpg


EVLENMEK
Evlilik, zaruridir. Hatta erkekle kadın arasında biricik makul yol evliliktir, insan neslinin devamı için meşru tek yol evliliktir. Evlenmenin hükümlerine gelince, islam alimleri bu konuyu şöyle açıklamışlardır.
1. İtidal halinde (normal zamanda), evlenmek sünnettir.
2. Şiddet ve şehevî bir taşkınlık halinde, evlenmek vacibdir.
3. Harama düşme korkusu halinde, evlilik farzdır.
4. Eziyet ve zulüm, yani kadın haklarını gözetememe halinde ise evlilik mekruhtur. Evlilik müessesesi nikah ile kurulur.
Nikah ise icap ve kabulden ibarettir, icab ve kabul, bir tarafın evliliğim teklif etmesi ve diğer tarafın da kabul etmesi demektir.
Nikahta iki erkek veya bir erkek iki kadın şahidin bulunması gerekir.

73132805_723bb564cd_b.jpg


KUR'ANDAN
Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini' esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin, oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tabi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek
tarzda yürümesinler.) Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. (Nur - 31)

73132803_2e32a51d26_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
14 Aralık 2005

14 Aralık 2005

Bugün 14 Aralık 2005 12 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:1 Kasım:37 Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Katledilmesi (1682)

73443536_f9c6281db7_b.jpg


ZORLUK ve SIKINTI ANLARINDA GÜZEL AHLAK GÖSTERMEK
Bir insanın günlük hayatı içinde yaşadığı çok çeşitli olaylar vardır. Normal şartlarda bir insan çok çalıştığında yorulur, yemek yemediğinde acıkır, uyku
uyumadığında zayıf düşer. Bunlar çok doğal olaylardır. Allah ayetlerinde benzer durumların daha şiddetlilerinin, Müslümanlara bir deneme olarak isabet
edebileceğini bildirir.
Bu sıkıntılar inkarcıları isyana, çılgınlığa, saldırganlığa, ümitsizliğe, ye'se ve vefasızlığa sürükler. Çünkü onlar ahirete inanmadıkları için tüm yapıp ettiklerinin bu dünyada kalacağım düşünmektedirler. "... Bu dünya hayatımızdan
başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi 'kesintisi olmayan zaman' (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratmıyor..." (Casiye, 24) ayetinde bildirildiği gibi onlara göre dünyanın sona ermesiyle her şey sona ermektedir. Ahiretin varlığına inanmadıkları için
de yaptıklarının karşılığım, rahatı, konforu ve her türlü güzelliği bu dünyada yaşamak isterler. Bu nedenle de zorluk ve sıkıntılar onlar için çok büyük bir azap anlamına gelmektedir. Sabır gösteremez, tevekkül edemez, affedemez, fedakarlık yapamaz, insaniyetli davranamaz, hiç kimseye karşı gerçek bir şefkat ve merhamet duyamazlar, inananlar ise dünya hayatinin bir imtihan yeri olduğuna inanır. Ahiret hayatının
ise dünya hayatinin hesabı olduğunu unutmadan bu sıkıntılara ve zorluklara göğüs gerer.

73449253_c51120759d_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
15 Aralık 2005

15 Aralık 2005

Bugün 15 Aralık 2005 13 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:2 Kasım:38 III. Selim'in Vefatı (1547)

73779338_5ee1699fde_b.jpg


ÖLÜMDEN GAFİL OLMAMAK
Kardeşim, nerede babalarımız ve analarınız?.. Anlatabilir misin? Nerede eş, dost akraba?.. Uzak ve yakın komşular?.. Diz dize oturup birbirinin derdine ortak olan ahbab ve yaran?..
Cümlesinin Cenab-ı Hakk yoktan var olmalarım takdir ettiği gibi, fena bulmalarım da takdir etti ve işte aramızdan ayrıldılar. Sanki hiç yaşamamışlar gibi yerleri ıpıssız kaldı. Bir zamanlar eskilerin imar edilmiş olan bomboş diyarları yok mu? Oralar ziyaretçilerinden nasihat alacak kimselere nasihata kati, ikaz olunacak gafillere de ikaz olmaları için yeterlidir...
Ey ağlamayı unutmuş! Sen ayrılığı gördün. Oturup esef gözyaşları dökmen lazım. Fakat heni gözyaşlarını?!
Halbuki saçların ağarmış ve ölüm kuşu beyaz kılların bittiği yerlere yuva yapıp yumurtlamıştır. Artık senin için tabuta yükletilmekten ve taş ve toprağın altına konulmaktan başka bir iş kalmamıştır.
(Altın Küpeler)

73779337_233d13aa45_b.jpg


BİR HADİS
Resulullah (s.a.v.) efendimize, kazancın en temizi sorulunca, şöyle buyurdu:
- "insanın el emeğidir. Ve içinde şüphe ve haksızlık bulunmayan alışverişle temin edilen maldır."

73779336_b129661ca6_b.jpg


BİR AYET
"De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar da ne zaman diriltileceklerini bilmezler." (Nemi - 65)

73779335_da40632ae8_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
16 Aralık 2005

16 Aralık 2005

Bugün 16 Aralık 2005 14 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:3 Kasım:39 Ali Kuşçu'nun Vefatı (1474)

74055627_78c2201ef6_b.jpg


ŞEYTANIN DOSTLARI
Vehb b. Münebbih (r.a.) anlatıyor:
Allah Teala İblis'e Rasulullah (s.a.v.)'a gitmesini ve soracaklarının tümüne cevap vermesini emrettiğinde
Rasulüllah'a gider ve görüşmelerinde Peygamberimizin iblise sorduğu sorulardan biriside:
"Ümmetim içinde arkadaşların kimlerdir? sorusudur.
İblis:
On kişidir, dedi. Şöyle anlattı:
1. Zalim yöneticiler.
2. Kibirli zenginler.
3. Aldatan tüccarlar.
4. İçki içenler.
5. Şarkı söyleyen kadınlar.
6. Zina edenler.
7. Yetim malı yiyenler.
8. Namaza ağır davranan kimseler.
9. Zekata engel olan kimseler.
10. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya sarılıp ahireti unutanlar.
İşte bunlar, benim arkadaşlarım ve kardeşlerimdir. (Tenbih)

74055628_0bc54fb398_b.jpg


BÎR HADÎS
- "Ey insanlar! Sizden her biriniz rızkını tamamlamadan ölmeyecektir.
Rızkınızın geç kalacağını sanmayınız. Allah'a karşı takva sahibi olunuz. Rızık teminini helal yoldan yapınız. Sizin için helal olanı alınız. Allah'ın haram ettiğini de bırakınız."

74055629_6b606a5703_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
19 Aralık 2005

19 Aralık 2005

Bugün 19 Aralık 2005 17 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:6 Kasım:42 Hatta Yesari'nin Vefatı (1798)

75130348_b423e48d41_b.jpg



ALLAH (c.c.)'IN MÜ'MİNLERE VA'Dİ
Allah müminlere çok önemli bir vaatte daha bulunmaktadır, islam dininin bütün dinlere üstün kılınmak için insanlığa gönderildiği Kuran'da şöyle bildirilir:
Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O dini (islam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe, 32-33)
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan islam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saf, 8-9)
Sapkın felsefeleri, çarpık ideolojileri ve batıl din anlayışlarım ortadan kaldıracak, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan güzel ahlak islam ahlakıdır.
Yukarıdaki ayetlerde vurgulandığı gibi, inkarcıların ve müşriklerin bu büyük olayı engelleyebilmesi ise söz konuşu değildir.
İslam ahlakinin tam anlamıyla yaşanacağı bu dönem sevginin, fedakarlığın, yardımlaşmanın, dürüstlüğün, sosyal adaletin, güven ve huzurun hakim olacağı bir zaman olacaktır. Cennete benzeyene özellikleri nedeniyle Altınçağ olarak adlandırılan böyle bir dönem bugüne kadar yaşanmamıştır. Bu kutlu dönem kıyamet öncesinde yaşanacaktır; Bu da ancak Cihad ile olacaktır.

75130346_2c3d9d4f4f_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
20 Aralık 2005

20 Aralık 2005

Bugün 20 Aralık 2005 18 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:7 Kasım:43 İmam Şafi'nin Vefatı (820)

75521739_e0aa2a9e3e_b.jpg


ASIL VE ÖNDE GELEN KİMDİR?
Mazisi ve şahsi hasletleriyle övünerek, kendisini temize çıkarma çabasında olanları Allah burnu üzere süründürsün. Bazı gülünç ve maskara şeyler vardır ki, gafil insanlar onları iftihara değer şeyler kabul ederler. Mesela:
"Benim ecdadım falan ve filandır. Ben filan mevki sahibi tarafından takdir görmüş, ileri tutulmuş bir kimseyim" der dururlar. Onun ecdadı, belki de azgın
devlet adamlarının veya bir çete bozmasının kulu kölesi olmuştur. Bunu iftihar vesilesi yapar. bir devlet büyüğünün takdirine mazhar olduğunu iddia eden ise: Eğer o devlet büyüğüne kavuk sallamaktan başka bir şey değilse, kendini Cenab-ı Hakk'ın takdirine bırakmıştır.
Asil kimse odur ki, ecdadı ibadet toprağında-rüsûh bulmuştur. Önde gelen de odur ki, hayır ve hesanat sütunu sağma yarışında ödül almıştır. (Altın Küpeler)

75524511_c2a16517ab_b.jpg


BİR AYET
"Allah rızası için ödünç verene bunun kat kat mükafatı verilir. Allah, kimini daraltır; kimini genişletir. Ve ona döndürülürsünüz." (El - Bakara 245)

75524512_e53d5af198_b.jpg


BİR HADÎS
"Hiç biriniz, kendiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz."

75535434_246b071ea6_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
21 Aralık 2005

21 Aralık 2005

Bugün 21 Aralık 2005 19 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:8 Kasım:44 Kıbrıs Mücahidleri ve Şehitler Haftası

75863023_c5f16ab431_b.jpg


DUÂNIN ÂDABI
Öyle bir Allah'a kulluk ediyorsun ki, o Allah senin her yaptığını, daha yaptığın meydanda yokken bilen ve öyle bir Allah'a dua ve niyazda bulunuyorsun ki,
senin için hayırlı olanı senden daha iyi bilendir.
Öyleyse, dua yapıyorum diye o deve böğürüşü gibi haykırışlar, sağıra seslenir gibi bağırışlar neye?.
Eğer sen, bid'ate değil de, sünnete meyilli, gösteriş ve beğendiriş meraklısı değil de, kulunun kalbinden geçenleri bile çok iyi bilen, nefsin vesvese ve gizli
emellerinden her an haberdar olan Allah'ın rızasını istiyorsan, iyi bil ki, tumturaklı ve debdebeli amel, nefsin heva ve arzusundandır. Ona olan dua ve niyazını gizle, iyice gizle... Alenen ve bağıra, çağıra yapılan dualar nefsin isteğidir.
Nefsin her isteğini keş. Onu arzularından mahrum et.
Devenin ve yayın iyisi, sessiz olanıdır. Mektubun ve şurubun hayırlısı da, ağzı kapalısıdır. (Altın Küpeler)

75863024_964fe4bd99_b.jpg


BİR HADÎS
Resülullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Diline sahip olana, ev halkına geniş davranana ve günahlarından dolayı ağlayana ne mutlu?"

75863025_1e64769809_b.jpg


BÎR AYET
"Hac ibadetleriniz! bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın.' (Bakara • 200)

75863026_ccd8556c53_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
22 Aralık 2005

22 Aralık 2005

Bugün 22 Aralık 2005 20 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:9 Kasım:45 III.Murat'ın Tahta Çıkışı (1674)

76193621_f280f8bdfc_b.jpg


KADINLARIN ZİNET YERLERİNİ AÇMAMALARI
Kur'an'da kadınların zînet yerlerini kimlere karşı açabilecekleri, kimlere karşı kapalı bulunduracakları belirtilmektedir. Şöyle ki:
"Mü'min kadınlar zînetlerini (ve zînet yerlerini) kocalarından veya kocalarının babalarından veya
oğullarından veya kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından
veya kendi (din kardeşleri sayılan) kadınlardan veya ellerinin sahip olduğu cariyelerden veya erkeklikten
kesilip (kadınlara) ihtiyaç duymayan hizmetçilerden veya kadınların utanç yerlerine ilgi duymayan çocuklardan başkasına açmasınlar"
(Nur-31)
Böylece islam kadını her türlü saldırıdan, kötü nazarlardan korumak, ona layık olduğu yeri vermek için ne yapması gerektiğin! çok net şekilde açıklamıştır.

76193620_207bf9634d_b.jpg


ÖZLÜ SÖZ
Hayat üç günden oluşmuştur. Dün, bugün ve yarın.
Hz. İSA (R.A.)

76193616_1060a2ae67_b.jpg


BÎR HADÎS
"Bir kimse kendine yeterinden fazla bina yaparsa Kıyamet Günü onu boynunda taşıyarak gelir."

76191554_23489b4af4_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
23 Aralık 2005

23 Aralık 2005

Bugün 23 Aralık 2005 21 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:10 Kasım:46 I.Meşrutiyetin İlanı (1876)

76515648_d43e5e0e93_b.jpg


ŞEYTANIN YEMİNİ
"...onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından
ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle-dolduracağım." (Araf, 1-18)
Demişti ki: "Şu bana karşı yücelttiğine bir bak; andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan, onun soyunu -pek azı dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım." Demişti ki: "Git, onlardan kim sana uyarsa, şüphesiz sizin cezanız cehennemdir; eksiksiz bir ceza. Onlardan güç yetirdiklerin! sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar,
mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaatlerde bulun." Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez. (İsra, 62-64)
Ayetlerde de bildirildiği gibi şeytan insanları doğru yoldan engellemek için her türlü yolu deneyecek, şükretmelerine ve güzel ahlak göstermelerine mani olmaya çalışacaktır. Bunun sonucunda da insanların büyük bir bölümünü kendi fırkasına katacaktır, işte nefis de şeytanın insanları aldatmak ve doğru yoldan
engellemek için kullandığı sesidir.

76515646_56ea07e642_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
26 Aralık 2005

26 Aralık 2005

Bugün 26 Aralık 2005 24 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:13 Kasım:49 Milletleraeası Takvimin Kabulü (1925)

66708999_1179af75f8_b.jpg


DÜNYAYA DALIP AHİRETİ UNUTMAMAK
Ey insanoğlu!
Kalbin Allah korkusundan habersiz, nefsin arzusuna nail olmuş, gayretin ise şehvetine olmayacak hizmetinden ibaret. Bakıyorum da, Cenab-ı Hakk'ın ihsan edeceği ahiret saadetine karşı istekli de değilsin. Nefsin her arzusunu yerine getirmek için her renge boyanıryorsun. Bütün nefsani isteklerine de bu
yüzden nail olmuş durumdasın.
Sen bu çeşitli dünya nimetinden istediğin gibi istifade edip, dünyevi rahat ve huzurunu te'mine çalışıp, uhrevi sorumluluktan uzak ve gafilsin. Bu hal, Allah'a
imanı olan ve ahireti kabul eden bir kimsenin yapacağı şey değildir. Hakiki mü'min Allah'tan korkar. Sevap kazanmaya çalışır. Her türlü şiddet ve sıkıntılara tahammül ve sabır gösterir. Mütevazı' giyer ve orta halli yer içer. Nefsi tarafından bir fenalığı sezecek olsa, derhal ona gem vurur. O arzusuna mani olur. Dünya ve dünyalığa ait bir meyilsizse, bu gayri meşru arzusunun da ağzına taş doldurur. (Altın Küpeler)

66695936_2428349021_b.jpg


BİR HADÎS
"İnsanlar, altın ve gümüş madenleri gibidirler. Fıkıh yolunu tutarlarsa, cahiliyet devrinde hayırlı olanlar, islam'da da hayırlıdırlar."

66695938_3f600870e4_b.jpg


BİR AYET
Andolsun ki biz bu Kur'an'da insanlar için, nasihat kabul etsinler diye, her misalden (örnekler) gösterdik.
(Zümer-27)

66695939_b45789f911_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
27 Aralık 2005

27 Aralık 2005

Bugün 27 Aralık 2005 25 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:14 Kasım:50 Mehmet Akif'in Vefatı (1936)

36201568_c8e1b0a597_b.jpg


ZOR ANLARDA SABREDEN MÜSLÜMAN KAZANIRAllah insanları yaşamlarının her anında imtihan etmekte ve doğru söyleyenler ile yalancıların birbirinden ayrılacağı ortamlar yaratmaktadır. Özellikle zorluk ve sıkıntılarla karşılaştıkları dönemlerde Müslümanlar güçlü bir kararlılık gösterirken, zayıf
olanlar kendilerini belli etmekte ve dinlerinden geri dönmektedirler. Ayetlerde böyle bir zorluk anında bazı
Müslümanların zayıflık gösterdikleri ve "Allah hakkında cahiliye zanlarına kapıldıkları" anlatılmaktadır. Şeytan, zorluk anında, bu Müslümanların "ayaklarını kaydırmak" istemiştir:
iki topluluğun karşı karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bazı şeyler dolayısıyla
şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti. Ama andolsun ki, Allah onları affetti. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, yumuşak olandır. (Al-i imran - 155)
Allah bu olayda zayıflık gösteren Müslümanları affettiğin! bildirmiştir. İşte bu ayetlerde bildirilen olayda
inananlar için çok büyük dersler vardır. Çünkü Allah iyilerle kötülerin ayrılması için insanların mutlaka denemelerden geçirileceklerini vaat etmiştir. Bu "bela ve musibetlere" karşı dayanıklı olan müslümanlar kazanır.

36201567_42916c6d54_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
28 Aralık 2005

28 Aralık 2005

Bugün 28 Aralık 2005 26 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:15 Kasım:51 İskenderun Demir Çelik Tesislerinin Açılışı (1975)

25556390_507c4cfc80_b.jpg


ALKOL VE ZARARLARI
Alkol, bir çeşit uyuşturucu madde olup içildiği zaman kan yoluyla beyine gelerek sinir sistemini etkiler ve insanın doğru karar vermesini engeller. Alkol alan insanın alkolü bir anda vücudundan atması mümkün değildir. Alkolün yüzde doksan yedisi karaciğerde yanar ve geri kalan kısmı böbrek, bağırsaklar ve deri yoluyla vücuttan belirli sürede atıldığından, yüksek
dozda içilmesi durumunda ani ölümlere sebep olabilir.
· İçilen her bir kadeh içkinin insan vücudunda 1000-2000 kadar sinir hücresini öldürdüğü,
· Kalpte, kalp kası bozukluğu
· Kansızlık,
· Alkole bağlı şeker hastalığı,
· Ağız kanseri,
· Yemek borusu kanseri,
· Tiroid kanseri ve sarılık gibi dünyada
en çok görülen karaciğer hastalı klan na
sebep olduğu bilinmektedir.
Son yıllarda yapılan istatistiklere göre, trafik kazalarının çoğuna alkollü sürücülerin sebebiyet verdiği tespit edilmiş olup, aile içinde huzursuzluklara ve boşanmalara sebep olarak toplum düzeninin bozulmasına da katkı yapmaktadır. Allah Teala
(c.c.), Kur'an-ı Kerim'de "Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak dürün ki kurtuluşa
eresiniz" (Maide, 90) buyurmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.), bir hadis-i şeriflerinde, "içkiden sakinin. Çünkü o, bütün kötülüklerin anasıdır." (Camiul'usül fi Ahadisi'r pasül, c. 5. s. 103) buyurarak dinimizce de haram kılınan illetin bırakılmasını emretmişlerdir. Günümüzde birçok insan kendi iradesiyle bundan kurtularak daha düzgün ve daha sağlıklı bir hayat yaşamaya başlamıştır.

66704699_9672cc196d_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
29 Aralık 2005

29 Aralık 2005

Bugün 29 Aralık 2005 27 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:16 Kasım:52 II.Mustafa'nın Vefatı (1703)

66700673_86bf5f1214_b.jpg


HIRS ve TAMAHIN FENALIĞI
Ey paranın kulu olan insan. Ne zaman paraya kul olmaktan kurtulacaksın? Ey hırs ve tamahın esiri! Bu esaret bağım ne zaman çözeceksin? Heyhat ki, bu gidişle ne paraya kul olmaktan kurtulacak, ne de hırs ve tamah bağını çözeceksin. Ancak şu var ki, paraya, mala esir ederek zayıflattığın dinini, hayır ve hasenat ile kurtarabilirsin. Ve kurtarmalısın da.
Ey bir dilim ekmekle karnı doyan zavallı! Nedir bu hırs ve aç gözlülük?
Ey bir bardak su ile kanan! Nedir bu telaş? Yarın beyhude geçmiş zamanlarına acıyacak ve her şeyi anlayacaksın. Hayatın boyunca yaptıklarından-sahih amellerin hariç- hiçbir şeyin fayda vermediğin;, kıymeti olmadığını yakinen göreceksin. Ölüm meleği karşına geldiği zaman,ne servetinin faydası olacak, ne de çoluk - çocuğunun... Geçmeye mecbur olduğun bu fani dünyanın hayat köprüsünden geçerken, sana dünyalığına ait hiçbir şeyinin taydaşı dokunmayacak. Öyleyse o zaman geçmez akçe olacak bu yükü ne yapacaksın. Geçici bir gölge olan bu dünyada misafir
olan insanoğlu, fani güzellikleri ve dünyalıkları niçin istemeli?!.. (Altın Küpeler)

66700672_6618e5df23_b.jpg
 

pusula

New member
Katılım
10 Eki 2005
Mesajlar
128
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
açtığı başlığa sahip çıkmak böyle olur... tebrikler... kolay gelsin...
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
30 Aralık 2005

30 Aralık 2005

Bugün 30 Aralık 2005 28 Zilkade 1426 Rumî:1421 K.evvel:17 Kasım:53 Yavuz'un Kudüsü Fethi (1517)

66700671_1f87f209f0_b.jpg


ZİLHİCCE'NİN İLK ON GÜNÜNDE ORUÇ
- Asrı saadette bir genç vardı. Çalgıcılık ederdi. Zilhicce ayının hilalini gördüğü akşamın sabahında oruç tutardı.
Onun bu hali Resülullah (s.a.v.)'a anlatılınca onu çağırdı ve sordu:
- "Sana bu günlerde böyle bir orucu tutturan nedir?"
Şöyle anlattı:
- Anam babam sana feda olsun ya Resülallah! Bu günler, hac adetlerinin başladığı günlerdir. Bu günler hac günleridir.
Umarım ki, Allah u Teala onların duasına beni de katar.
Bunu dinledikten sonra Resülullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
- "Bu günlerde tuttuğun orucun her günü, yüz köle azat etmeye, yüz deve kurbanına, Allah yolunda cihat için binilen yüz ata bedeldir.
Terviye günü orucu ise senin için bin köle azat etmeye, bin deve kurban kesmeye, üzerine binip cihat edilen bin ata bedeldir.
Arefe gününün orucu ise, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve üzerine binip Allah yolunda cihada gidilen iki bin ata bedeldir.
Bu oruç, iki sene evvelinin ve iki sene sonrasının orucuna bedeldir."

73125287_b2d888bbd3_b.jpg


BÎR AYET
"Andolsun ki Allah, birçok yerde (savaş alanlarında) ve Huneyn savaşında size yardım etmişti. Hani çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat sizi hezimete uğramaktan kurtaramamıştı. Yeryüzü bütün
genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonunda (bozularak) gerisin geri dönmüştünüz." (Tevbe - 25)

73125288_f414482c01_b.jpg
 

seniseven

New member
Katılım
9 Kas 2005
Mesajlar
425
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
53
3 Ocak 2006

3 Ocak 2006

Bugün 3 Ocak 2006 Zilhicce:3 K.Evvel:21 Kasım:57 Ebussuud Efendi’nin Doğumu (1490)

30864664_3d12a86dc8_b.jpg


PEYGAMBER VE ÜMMETİ
Peygamber Efendimizin ümmetine şefkatini onun mübarek dilinden öğrenelim. Buyuruyor ki:
"Benimle sizin benzeriniz, ateş yakan ve yaktığı ateşe pervane ve kelebekler düşmeye başlayınca, onları ateşten uzaklaştırmaya çalışan kimsedir. Ben sizi ateşe düşmekten korumak için kemerinizden tutup çekiyorum. Siz ise benim elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz." (Müslim)
Peygamber efendimiz bu eşsiz misalle bize diyor ki:
İçinizdeki günahkarlar da bu akılsız hayvancıklara benziyorlar. Ben onlara gittikleri yolun yanlış olduğunu söylüyorum. Bu yolda yürümeye devam ederseniz cehennem uçurumuna yuvarlanırsınız, diyorum. Ama onlar nefislerine hoş gelen günahların cazibesine kapılarak zevk-u safa peşinde koşarak kendilerini tehlikeye atıyorlar, benim uyarılarıma kulak vermiyorlar. Böylece cehennem ateşinin içine düşmeyi hak ediyorlar.
Peygamberimiz ve Ümmeti Kur'an'da ise şöyle vasf edilir.
"Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanlan yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir." Cum'a 29

30864662_f9dee75d10_b.jpg
 
Üst Alt